6 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

6 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Yeni İstanbul valisi Yazan: Muhittin Birgen whiddin Üstündağın uzm bir valilik devrinden sonra, İstan- bula yeni bir vali ve belediye reisi geldi. Üstündağın İstanbuldaki idaresi kusur - suz değildi. Nitekim onu istihlâf edecek olaaların idareleri de kusursuz olmiya - caktır. Fakat, Muhiddin Üstündağ, daha ziyade, idare muvaffakiyeti bakımından talihsiz bir insan oldu: Rejimin İstaobu- İu tahliye ettiği bir devirde valilik etti, İstanbulun bütün bünyesi ve çehresi de- ğişir ve iktisadi temelleri büyük bir dün- ya ve Türkiye iktısad buhranı ile ser - sihrken burada muvaffakiyetli bır bele- diye reisliği ve valilik etmek çok güç bir işti. Bundan başka, inkılâbın ilk safha - sında, İstanbul vali ve belediye reisi, kudret ve salâhiyetini ne şehirden alıyor, ne de idaresinin hesabını şehre vermekle mükellef bulunuyordu. İstanbul ıçın, bir devir değiştirme zamanında çok normal telikki edilmek icab eden bu şartlar için- de bir vali ve belediye reisi muvaffak olamazsa bunu biraz da tabii bulmalıdır. Bir İstanbul hemşehrisi sıfatile ne va -| kit Üstündağın idaresine göz attımsa bir taraftan onu kabahatli ve kusurlu gör - düm ve bir taraftan da onu mazur bul - dum. Bu kabahat ve kusurla, bu maze retin hangi tarafının galib geldiğin! ta - yin etmek, bence, nihayet bir felsefe me- selesi kadar muğlak, nisbi ve izafi bir şey- dir! Hiç şüphesiz Üstündağ da bizim gibi bir insandı. İstanbulun iki san İ bile bile ve ıstiye istiye fena bir vali ve belediye reisi ölmek arzu ettiğini kabul etmek kabi) değildir. Bir şahsın, ou kadar büyük bir şehri, onun çok derin bir sinde idare etmesi elbet mü Zi Çünkü İstanbul, bir Büyük Şehirör; o, ancak Büyük Şehirlerin idare nizamı içinde inkişaf edebilir, Bence, kanshat Muhiddin Üstündağda değil, daha ziya- de şehrin bünyesinde, nizamında, hal - kında, tarihinde ve an'anelermeedir. ir İse, Üstündağır bu da kaldırsak, yani onu bir idare meleği yapsak, netice, bugünkün- den gene çok farklı olmıyacaktı: Istanbul | kaymağı tamamen alınmış bir süttü. Bu| sütten yapılacak bir yoğurt ancak bu ka- dar olurdu! * İstanbula yeni tayin edilen veli ve be- Wediye reisi Lütfi Kırdar, Türkiyenin bu- gönkü vali ve belediye reisleri arasında €n “yi ve en haklı bir şöhreti göğsüne bir nişan gibi takmış olaraktır ki şehrimize geliyor Kendisi idare işlerinin ne yabancısı, ne de klâsik mütehassısıdır. Bunun için ne hafif ruhlu bir yeni idareci, ne de ken- disini rutinci brokrasinin eline terke - diverecek derecede eski usul bir müte - hassıstır: Yani, bir taraftan ağır başlı ve tecröbeli veni bir idare adamı, öbür ta- tüftan da işi kâğıdla kalemin şuursuz iş lemesine bırakmıyarak her şeyi irafasile takib edecek bir pratislendir. Manisanın onun arkasından göz yaşı dBkeceğini de çok iyi biliyorum. Bunun #çin, iyi tanıdığım yeni vali ve belediye reisimizin, bugünkü Türkiye devletinin elinde bulunan vali ve belediye reisleri. nin en mümtazlarından biri olduğunu söylemekte tereddüd etmem. "Temenni edelim ki Lütfi Kırdar, İstan- bulda da muvaffak olsun. Bu, onun için bir şeref, bizim içinde bir kazanç de - mektir. Ancak, eğer o da Muhiddin Üs - tündağın içinde bulunduğu şartlarla iş görmeğe geliyorsa kendisine acırız. Çün- kü İstanbul, her rüzgüra maruz, her ta raftan tesir alır, istiklilden mahrum ve iktisadi varlığı geniş bir istihale içinde olduğu kadar meselâ, on sene evvelkine nisbetle çok zayıflamış ve nüfusunun kaymak kısmı çekilip gitmiş bir şehirâir, | Boyu uzun. yorganı kı Bir dekter olmak sı bu za bazı kuvvet şurubları vermeği v kım kuvvet şırıngaları yapm. adır şehre bir ta- ıı bilse de, hastalık, İstanbul için çok büryevi bir mahiyeti haiz olduğu için, esed te davi de müşküldür. İstenbml bir taraf. Resimli Makale: Insanların arasında sathi düşünceli olanlar ekseriyeti teğ- kil ederler. Başkalarının zengin olduklarını kendimizin fa- sathi düşüncenin bir neticesidir. derhal: — Dünyada müsavat kalmadı der, işin teriz. Halbuki hakikat hiç te öyle değildir. ———— SON POSTA a İnsanda mesuliyet hissesi... İster demokrat, ister otoriter olsun dünyanın her köşesin- malleri bâhşedilmiştir, birinin hissesi diğerinden ne fazla, ne de eksiktir. Yalnız şu var X bazılarımız muvaffakiyet hissemizi derhal çoğaltırız, bazılarımız ise mal eder, bir kenara atarız. Muvaffakiyetimizden ve muvaffakiyetsizli mizden yalnız kendimizin mes'ul olduğumuzu unutmuyal bu tesir içinden çıkmak is- soz Londra kadınlarından! Teşkil edilen İtfaiye grupu İngilterede kadınlardan mürekkeb yar- dımca bir itfaiye teşkilâtı vücude geti- rilmiştir. Birçok hevesli gerç kızları top- kıyan bu teşekküle işin garibi, Londra ve civarının en güzel dilberleri girmiş bu- Yunuyorlar. Resmimriz, #ik defa olarak resmi ünilormelarile geçid resmi yapan ifsiye güzellerinden birini gös an şekli değil, hakiki bir halk kontroluma' muhtaçtır. Hele para meselesi büsbütün ayrı bir davadır. İstanbul şehri kendi- sine bir Büyük Şehir maliyesi yapabil mek istiklâline sahib değildir. Fakat, bunlarla da iş bitmez: İstanbul halkı, bir Büyük Şehrin ne demek olduğunu bilmeli, böyle bir şehir halkına mehsus şehirli terbiyesini iktisab etmeli... saire ve ilâh. fib... Bütün bunlar olmadıkça İstanbul şehri pek güçlükle inkişaf ede. bilecek ve Avrupal bir şehir olacaktır. ” Bununla beraber, Lütfi Kırdarın, hü- küretin yardımı ile İstanbulda hayli ler görmeğe muvaffak olacağı şüphesiz- dir. Muhiddin Üstündağa çok geç gelen yardımı yeri valinin birlikte getirebile. ceğini zannediyoruz. Bundan başka, yi hi belediye reisimizin şu yıllanmış şehre- maneti bürukrasisini sarsmayı ve asrın iş görme ruhundan bu belediye teşkilâtı. ni hiç olmazsa biraz bir şey aşılamayı tleceği hakkındaki ümidlerimiz çok kuvvetli Kendisine mesleki muvaffakiyetler, biz şehirlilere de daha iyi günler temen-' İSTER | Gazeteler :statistikten almmış alâmet olarak * Tar! Geçen yal Türkiyede gutılan oyun kâğıdınm mikdarı ia mam 1,438,051 destedir, diyorlar. ARASINDA Tre Gla ayine Hergün bir fıkra | Gençğiz Dalgınlık Tayyareci oldu Dalgın yir adam, cüzdanını yanke! ciye kaptırmıştı, Tanidıkları: - Gene herhalde dalgındın, yan- kesicinin cebini karıştırdığını hisse- demedin. Dediler, Dalgın cevab verdi: — Daigındım emma, cebime elinin girdiğini hissettim. — Neye yakalamadın? — Cebimdeki eli dalgınlıkla kendi elim zannetmiştim. ME ie il Arnavud Kralının kız kardeşleri suzda hökey oyunu beynelmilel oyün- cularından Mona Fridlander, can sıkın- tısından ve kendisine göre azami dere- cede süratli bir spor sahası bulamadı, dan (bundan iki yıl önce tayyareciliğe he- ves etmişti, Şimdi ikinci sınıf pilotluk diplomasını almıştır, Genç kız şöyle demektedir: «— Tayyareciliği canım gibi seviyo- rum. Ölünceye kadar de bu meslekt, layrılmıyacağım. Daha giyade ticari ta yareler pilotu olmak istiyorum. Spor. lardan yalnız golf oynamam. Zira pek ağır bir oyundur. Buna muksbil ata bi- ner, kayak kayarım. Evimde olduğum za- manlar da örgü örerim.» Arnavud kralı Zogonun üç hemşiresi, Avrupada yapmakta oldukları seyahat- lerine devam etmektedirler. Şimdi İs- veçtedirler. Resmimizde ber üçünü de VE Stokholmda operada görüyorsunuz. Fakir milyoner en fakir bir pansiyonda otu » de bir kere evde peynir ek- inekten ibaret olan yemeği yiyerek, bir elbiseyi nihayet iler tutar yeri katma- yıncaya kadar giyerek ecelini bekli - yen bir İngiliz, geçenlerde ölmüş, ve kâğıdları arandı zaman mwahtelif İ bankalarda ! milyon 'Türk lirası bu - lunduğu hayretle görülmüştür. Bir tabiat garibesi İngilterede Roysten civarmda müdhiş bir fırtına olmuş. Bir çiftlikte bulunan saman kümeleri, anafora tutulmuş gibi havaya savrulmuş. Bu samanlardan bir kısmı da telgruf direklerinden birine, sanki elle konulmuş gibi yapışmıştır. Bir süt şişesi yüzünden ölen kadın İngilterede bir kadın süt şişesini aç - maya uğraşırken, her nasılsa, şişenin ağ- zı kırılmış, ve kadının parmağı hafifce kesilmiştir. Kağı gören kadın bayümış, bir daha ayılamıyarak, hâdiseden bir iki saat sonra ölmüştür. Doktorlar bu hüdi- senin sebebini araştırmaktadırlar. mi edelim. Fakat, bilelim 1, İstanbulun derdi, valilerin şuhıslarile kaim olmak- tan çok uzak ve çek derindir. Muhittin Birgen NAN, İSTER İNANMA! Dikkat ettiğimiz ikinci nokta da şudur: Memleketimizde 17 küsur milyon nüfus vardır. Bir aile- nin vasat! 5 nüfustan terekküb ettiği kobal edilirse 17 mil wiüyor. de herkese ayni şartlar dahilinde ayni muvaffakiyet ihti- |” İki noktaya dikkat ettik. Bunlardan birincisi oyun kâğı- dının ba kadar sürülen ve yapılması kolay bir madde olma- sına rağmen daima diş inemlekvilen getirilmekte olmasıdır. İSTER İNAN, yon nüfus 3,5 milyon nüfus eder. Şu halde memleketin se. nevi 1438051 deste oyun kâğıdı satıldığına göre aşağı yu- karı iki aile de bir oyun kâğıdı bulunuyor İSTER İNANMA! Sözün Kısası Galatasarayın stadyomu E Talu — A talarımız demişler ki: yi € altı ayda çıkar!» Bizimkisi G8 altı yılda çıktı, İnşallah uğurdar. Herbi de bizim çocukları tebrik ederim. S8 İ | aşkına kalübelâdanberi töp arkas şa koşa nihayet hissesiz, ortaksı? | stadyoma sahib oldular. Bunun (Meciğ” ye) köyünde oluşu da falı hayırdır. Bel tali üzerinde müessir olur da, klübüMÜ zün maddi vaziyeti bundan böyle Musli* hin kılı kırk yarmasına hacet birski” e, küşad resmine mi, temel Ti ma merasimine mi? Birinden birine 8 İ bir fotograf gördüm. Bizim Mavro Besi ğ r.. Çoban Meh tarzda kurban kesiyar.. İnşallah bu kazık son kazık ve bu XW” ban da son kurbandır! Galatasıriğ bundan böyle yüzünün gülmesini ve BUS” nu kanamadan, gönlü kırılmadan, vaffakiyetten muvaffakiyete ulaşma! m? Gözümü açtın vi irfan sahasında Ol ğu gibi, onu gördüm. Yıllardanberi, 9 şid çeşid fırtmalara göğüs gererek, spor varlığında tutunan ve yaşıyan bi” oldu. Hem de nasıl? Kâinat, aleyhin€ tak ettiği haldel, Meşhur sadrazam Keçecizade Pusd P? anın, Moskof elçisi İğnatyefe dediği bi: «Onun yıkılması için biz içeride” başkaları da dışarıdan, olanca kuvv€ mizle uğraştık; yıkılmadı!, Onu gönüllerimiz mi tutuyordu? Belki de.. herhalde bu enerji, gençliğe nü” nel imtisal olacak mahiyettedir. Galatasaray kusursuz mudur?. get diyemiyeceğim. İyi adamda kötü Jâf dur” maz. İyi adam değilim amma, bak! gene de uğzımdan çıkaracağım: Bilhas* son yıllarda, spor raconuna çok 49 hareket ettiğimiz oldu. Amma, kabi bizim mi? Onun orası çok münakaşa rür, Belki, başkaları bizi çileden karmak kasdile bu derece ileri gitme olsalardı, biz de efendiliğimizi muhaf za eder, bile bile suç işlemekten İnirdik, Ne ise! Şimdi bunlar lâzım deği. 6” latesaraylının şiarı geçmişi çabuk uyu mak, kin gütmemek ve istikbale d85İ güvençle bakmaktır. Bugün kavuş stadyom da bu haleti ruhiyenin, bU mad ve tevekkülün müküfatıdır. i İ Amma, geç oldu. Futbolü, esir al94* İezgisinde oynıyan çoluk çocuğun iz İ memleketin her küş kendi malı sahası v cuklar, edi | Alman , maç yahud & an meydan ş ödediler. Zararı yok. İşte Allah son günlüğü di, Gene de talileri var; Candan dileğim şu ki, yeni stadyo” içeriye gene yepyeni bir ruh ile Bİ ler. İhtiraslar, vazgeçtiler, fena it9* lar, ufaklefek zâflar, hep, bep KE 9 kalsm. Stadyomumuza, renkleri tarihi şanile, şerefile girelim, w Esasen bunun böyle olacağını le tekrarlıyorum. Bizimkiler, çenesi şük bu eski ağubeylerinin kusurun” bette bakmazlar, Kendilerini beni” sil sevdiğimi, her bakımdan YÜKE rini ve ileri gitmelerini nasıl içten diğimi bilirler, pe Ve gene bilirler ki, gözlerim ii den yumulduğu zaman, yegâne Devamı 11 inek sayfa şi ir ei SİBİNCLKARIRI BİRİNCİKANU Arabi 4299 3357 — Kan» kumi sene 164 imi Teşrin

Bu sayıdan diğer sayfalar: