16 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

16 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resimli Makale: Hergün Köylü meselesi v a Ku Yazan: Muhittin Birgen uhterem — Cümhurreisimizin, yeni vazifesinin ilk günlerinde ilk iş olmak Üzere 'Türkiyenin mütevas- b sıt seviyede bir köy muhiti içine giderek köylülerle doğrudan doğruya temas et- mesi, Türkiyenin «efendi> si olan küylü- nün hayat seviyesini yükseltmek dava- sığı bir kere daha gözümüzün önüne koy- maya vesile oldu. Bu vesile ile, bir kere daha anladık ki köyümüz mahrumiyet içindedir: Maddi. ye manevi mahrumiyet. Bunun bugünkü derecesi, elbet dünkü derece değildir: fa- kat, mahrumiyet köyde henüz çok bü- yüktür; köyün hayat seviyesini mutlaka yükseltmek lâzımdır. 'Tanıdıklariniz arasında bir anket yaparak: SON POSTA Birincikânun 16 i Düşünebilmek kuvveti.. & Sözün Kısası Atamız hakkında Bir dilek E Talu kuyucularımdan biri, Beyazıd posta şubesinin damgasır: tar gıyan bir zarf içinde, bana aşa dakf mektubu gönderdi H. G. harflerile imzalanmış bu melr tubda şöyle deniyor: Ben, Son Potta gazstesinin zizce meçhul okuyucularından biriyim. Atamız hakkındii çok samimi düşüncelerimden birini size 69“ şetmek arsusundayım. Bu düşüncemi muva” fık gördüğünüz takdirde efkân üumumtye”, isal buyurmasız: bilhassa rica ediyorum Atamızın gönül yakan ufulü karşısınd” bugünkü neslin ağlamak, ve katıla katılk * tölamaktan başka Elinden birşey gelmedi Fihakika heplmisin kalbi Onun ebediyet tW bakalarına kadar kökleştirdiği umdeleri 544 yarak çarpıyor. Ve bugün Onun asla Herkesin tâ çocukluğundan başlıyarak hayalinde besle- yip büyüttüğü bir gaye vardır, onu düşünmeden, ekseriya Zaten bu hakikati bugün öğreniyor da değiliz; Anadolu içinde dolaşan, Istanbul. Ankara, İzmir, Samsun gibi 15-20 şehrin baricine çıkıp on kilometre ilerişine ka- dar gitmiş olan herkes bilir ki, köyde — Hayatta hedeflarinin ne olduğunu sorunuz, en aşağı yüzde ollisinden vazih bir cevab alabilirsiniz. Fakat tay'n ettikleri hedefe hangi yoldan gideceklerini sorduğunuz za- man alacağınız cevabların nisbeti yüzde ona iner. başkalarında görerek bulmuştur. Fakat o gayeye varmak |olunamaz kaybından sonra, gene en büyük a gö KU teselliyi, bize teslim ettiği mükaddes emant” ilmesi 1ca di ihti- için geçilmesi icab eden yolu tayin etmek düşünmiye & mülalami üti VDirOfdü yaç gösterir. Onu ise çoğumuz yapamayız. Yapamadığımız | ,0 yirımi scnelik heyocanlı bir zamali” içindir ki geri kalırız. ,İaınm-ı her mükülemede Ondan — bahsedelli - çok şükür! - yiyecekten başka her şey eksiktir: Ya tamamen eksik veyahud kıs- men. Bu yoksulluk, tahrib edici bir dev- rin yadigârı ve belki de asırların eseri| olarak köylünün efendiliği ilân edildiği tarihe kadar en şiddetli şeklile devam etti ve o zamandanberi sarfedilen hayli gayretlere rağemen, yoksulluğa karşı ya- pılan mücadelenin iyi neticeleri mahdud kaldı. T * Fakat, bence, Türkiyenin hayatında başlı başına, münferid ve müstakil bir «köylü» meselesi yoktur. Nasıl dünyanın het memleketinde köyle şehir arasında " bir 'akım hayat farkları, anlama ve an- laşma uçurumları varsa bizde de vaziyet aynidir. Türkiyenin bütün büyük şehir. leri - Ankara müstesna - henüz köy bün- yesinden tamam kurtulmuş değildir is. tanbulun iki merkezi müstesna, birçok  mahallelerinde henüz sabahları msanlar | horoz seslerile uyanızlar; şehrin birçok | 4 yerlerinde arsalarda inek ve keçilerin ğ otladıkları görülür; İstanbulda herüz &- Tektrik zivasından mahrum binlerce ve binlerce ev vardır. Bunlara bakarsak bü şehri köy bünyesinden tamam çıkmış ka- yamayız. İstanbulu böyle olan bir mem- leketin köyü nasıl olacağını takdir et. mekte müşkül olamaz. Bununla beraber cümhuriyet devri köy Amerikada zehir Kaçakçılarının Bu genç kadın Amerikanın — en zehir — kaçakçılığı olduğu halde ya- yaşlarındadır. çok cazibelidir. Kipkı- zıl saçları vardır. Şimdi Nevr-Orlean hapisanesinde âkı- betini beklemek * tedir. Kocasından 19 yumruk yiyen kadın Amerikada garib bir talâk davası gö- tülmüştür. Bir genç kadın 'mahkemede: — Dün 19 yaşıma basmıştım. Doğum günümü neş'e ile kutlulamaya hazırlanı- yordum. Kocam yanıma geldi ve arkama Reisliğini yapan kadın!: büyük ve müthiş |? halinde 'T000 ercin |? kalanmıştır. — 26|! için pek çok şey yapmıştır ve hâlâ da ya- pıyor. Doğrudan doğruya köy için yapıl- mıiş ve yapılmakta olan şeyleri bir tar>- fa birakalım. Sade, köy mahsullerimizin f para etmesi için takib ettiğimiz ihracat siyaselti ile köylüye temin edilen büyük | iktısadi faydaları hatırlamak, köy ve köy. h lü lehindeki faaliyetimizin derecesini r göstermeğe kâfidir. Meselâ, Türkiyeye girecek her malın mukabilinde Türkiyeden bir malın çık- b masını prensip olarak ortaya koyup İş- f Jeri buna göre idare etmek nelicesinde bugün Türkiyenin muhtaç olduğu mad- t delerin memlekete ithali için bazan yüz- de doksana kadar çıkan takas farkdları 19 kere hızlı hızlı vurdü. Öyle ki gonun- da bacaklarım tutmadı, yürüyemez ol- dum. Ben böyle vahşi bir insanla yaşı- |yamam, Boşanmak istiyorum, demiştir. Mahkeme, genç kadının talebini haklı balaraş ve kadım, çok sevdiği kocasından boşanmıştır ——— — ——— saire temin edebilsin? Bence meselo bu suüretle konulmalıdır ki doğru bir hal şekli bulunabilsin. Meselâ, köye mekteb yapmak güzel bir şeydir. Fakat, bu mem- lekette kâğıd flatı bugünkü fiat oldu.stan sanra bu mektebin ne lüzumu ve ne fay- dası olabilir? Köyde jandarmaya lâzım olan kırtasiyeyi devlet temin edemez ve ödeniyor. Türkiyede hayat pahalılığı ya-|jandarma kâğıdını köy eşrafından teda- pan ve işleri güçleştiren bu muamelerin'rik ederse mektebde okumayı öğrenecek fek bir manası vardır ki şudur: Şehrin|olan küçük Ahmed kitabı ve kâğıdı ne- köylüye, bilvasıta yüksek bir ihracat |reden bulacak ve bulduktan sonra da o- primi vermesi. Eğer bugün köy mahsul-|kuma ve yazmayı öğrendiği zaman kita- lerimiz, nisbeten çok iyi Hlatlarla ihraç|bı hangi para ile tedarik edecek? edilebiliyorsa bu, sırf klering ve takes| Bence köylü de, şehirli de hep kalkın- t sistemimizin eseridir. O sistem ki dola-|maya muhtacız. Bu kalkınmayı parçı yısile şehrin hayatını pahalandırmaya ve | perça ve zaman zaman muhtelif sahalara & kısmen de, devlet htiyacatımın — pahalı | tevcih edecer hamlelerle değil, dahili pi- | tedariki dolayısile, bütcemizin ağırlaşma-| yasanın tanziminde ve muhtelif istıhsal sına sebeb oluyor. Bununla beraber, ge-| ve utihlâk maddeleri arasında tesis edi. çen gün de bu sütunlarda söylemiş ol- | lecek bir fiat ahenginde aramaya mecbu- duğum g:bi, ben şahsan, bilhassa köy fx-|ruz Memleketin köyünü veya sehrini tısadiyatımızın menfaatlerini düşünerek | kaldırmak için başka bir manivelâ bulu- bu sistemin taraftarıyım. Eğer Başve'ki- | nıbileceğini zannetmiyoruz. lmizin bin tetkik ve tecrübe ve müte.| Ancak bu manivelâdır ki kalkınmayı 8 — madi tedbirler arasında sürükleyip gö-|emin bir is haline getirebilir. Fakat, bun- D türmüş olduğu bu sistem olmasaydı köy mahsullerimiz için bugünkü ftatlarının yarısını bile bulmak müşkül olurdu. * İSTER İıumbağa gibi, yavaş, lâkin emin yürü: İNAN, Haneecesene e e YendeRcESE e eLE LN EmEAEERAA emeLERAN | | Hergün bir fıkra | Vindsorun Şen Kadınları Şehir Tiyatrosunun dram kısmında Vindsor'un Şen Kadınları eserini $ geyredenlerden biri perde kapanır ka- İ panmaz gişeye koçmuştu; - gişede Dötmi gördü: — Bay, dedi, artık bu kadarı fezla, Vindsorun Şen Kadınları» diye bisi ? aldatmıya kalkıyormmuz, amma diz Küt Kot aldmmnddi Ğ klğadeki | kadınlar geçen sene de, buradaydılar. | KA E L A E ei ea süğeene!| Yaman bir Dun juvan Güörünürde hiç — v ği ğ de bir cazibesi ol- mıyan 4! ya rında Obriyan is- minde bir İngiliz T! senede 5 ka - | verildiğini, bu sü< dınla evlenmiş, müteaddid met - reslerle yaşamış| evlendiği ve gay- rimeşru bir su - rette yaşadığı ka- dırlardan — külli- yetli — miktarda para çekmiştir. Çenesi kuvvetli, muhayyelesi geniş olan bu yaman Don Juvan, rasgeldiği kadınların nabzına göre şerbet vererek onları kandırıyormuş! Hayır işi için oynanan kumar Londrada asabi hastalıklar hastanesi- nin ihtiyacına sarfedilmek Üzere bir ku- mar gecesi tertib edilmiş, işi idare eden zatın evinin karşısındaki boş bir köşk bır gece için kiralanarak, şehrin yüksek sot- yetesine mensub leydiler, lordlar burae da sabahın sekizine kadar muhtelif oyan- lar oynamışlar, fakat kazananlar parala- rım, makbuz müukabilinde hastanenin mümessiline tevdi etmişlerdir. Bu fevka- lâde gecede sarfedilen şampanya ve di- ğer içkiler, mezeler de yüksek fiatlarla | satılınıştır. ——— — a da da usul ile çalışmayı bilmek ve tad- birlerimizden mucize beklemiyerek, kap- meğe razı olmak lâzımdır. y Muhittin Birgen İSTER 66 bin lira para Cezasına Çarpılan markiz İngilterede doğ- — muş olan ve Musso Hininin yakın dost larından bulunan İtalyan yüksek gos yetesinin en tanın- mış simalarından markiz Godi di Godeo'nun, bir pa- rTa kaçakçılığı yü- zünden yakalandı. ğını; mahkemeye tunlarda — yazmış- tık. Filvakt genç * markizin muhake- me neticesinde, kaçak para sakladığı sa- bit olmuş ve bu yüzden de 66 bin Türk | Jirası para cezasına çorptırılmıştır, Norveç Kraliçesinin 4 sevgili atı da öldürülüp gömüldü bit mevzna tesadüf eder ve her günlük gaX tede Onun ismini okur ve resmini mutlakif görürdü. j Bugün henüz acımız dinmedi. Bu müne * sebetle gene gazetelerimizin ve hattâ bi gazetelerin günlük mevzularında gene büyüklüğünü tebarüa etlirmeğe çalışan İf gor fâci yazılara tesadüf olunuyor, hatırle ları #krediliyor, hikâyeleri takrarlanıyola Lâkin bütün bu meşriyat muhakkak ki Di gün sona erecektir. Ve artık hali tabtiye EÜ* len -hakikatto çok âcıklı- bir Cevrede Ontff günlük Mmevzularına tesadüf edemez olacif Hiz.Bu şüphesiz Ki Onun eseri olan ebedi Türk milletinin kalbinde çarpmakta bulu * nan sonsuz mulabbetin Mmürarü —8 söndüğüne delâlet edecek değildir. Asla, ff kat maman bunü böyle yapacaktır. Ve ondan umumi olarak, ancak ihtiram günlü” rinde bahaedebileceğiz. Bu tabii hal sanırtill Xi bu nezle çok acı bir öksürlük hisst vercctli 've Onu bu kadar yıllık alışkanlığından t ” hammüllü müşkül bir mahrumiyete sokacsl” tır. Bunun için biz fânilerin, Onun, biçemiyoceğimiz kadar Yıymetli olan Hay hatıralarını, kiymetli şahaı, inkilâbları VÜ Yâ... hakkında yazılan harici ve dahili Bİ 4 iümum kitab ve makaleleri sırasile neşre bilhasaa her pozu cihan deyen fotoğraflarıff ald en nfak bir kilşeyi bile ihmal toplayıp (Atatürk) ünvanı altında ayda VE” ya iki ayda bir çıkarılacak nefis tabı'n BÜ #e1 bir mecmuanın tesisine önayak olunmü” sım bühassa bu İşlerden anlıyan bir vatandaş sıfatile rica etmek istiyorulk Hülüsa Onun do tarihi sibarile, çok S1f terali bir tarzda sır-ipnacak hatıraları, hAFİ” keri, inkılâbları hakkındaki bilhassa kendi # fadelerile, harlci ve dahiit müemliflerin - Bü Norveç kraliçesi Maudun bir. zmeyat |a ai hastalığındaki ğ a 1 ve nihayet h neticesinde Londrada öldüğünü bu sü-| L 0 Slümü münazebetile cihan müt” tunlarda yazmıştık. Kraliçe, büyük Dbir / puatında İntişar eden yüzlerce makale V: $ harb gemisi ile Osloya naklolunmuş ve 'nin tercüme vu istinsahı sunetile bu orada gömüldüğü gün, en çok sevdiği .,.)ıımı süslenmesi gaye olmalıdır. Bu ..ıı; ölümünden sonza kimoeye- geçmemesini ŞETİNİ YA be c DŞ erlleni e vasiyet eylediği dört atı, öldürülerek gÖ- / e hu mecmun kolleksiyonlarını toplu bir Kf mülmüşlerdir. halinde verebilmek 'Türk milleti için de Atlar 4 bin lira değerinde idi. İkisi krae|İyük bte geref olur kanaatindeyim. Bu Vçenin malikânesinin bahçesine gömül- müşlerdir. Kraliçenin tabutunda, yalnız çok sev- diği kırmızı krizantemlerden yapılma bir çelenk vardı. Karılarını değiştiren iki Ça Dü meemmayı alıp okuyarak ebedi rının biraz olsun tahfifine medar Bu bususta kiymetli fikir. ve buluşlarınmf benim düşünemiyeceğim daha eibek” İNANMAI! koca mahkemeye verildi Karılarını değişen iki koca İngilterede Veymut mahkemesine verilmişlerdir. Bu ik: koca iki odalı ayni evde oturmakta ve üç tane müşterek çocukları bulnn- maktadır. Kadınlardan birisi bu mesele hakkın- da şöyle demiştir: «— Günün birinde arkadaşımın koca. sını sevdiğimi anladım. Bir müddet sonra da kocamın bu arkadaşıma tutulduğunu farkettim. Onun üzerine dördümüz bir birgök leri de derpiş edeceğinden kuvvetle emifiik Binaenaleyh bu babda, yazılarınızla n darları ikaz ve tenvir ederek böyle bir t? gebhüsün meselâ Tarih veya Di Kurumu #f bi (Atamızın) bilhasın maddeten de mülf harı himayesi olmuş, gahsiyeti manevififi haiz hir teşekkül marifetile Ifasına delil moniz dilerim. " Ben, muhterem yurddaşımın mn"j mile tasvib eylediğim bu dileğine İ kelime ilâve edecek değilim. ” Keyfiyeti bilhassa Halkevlerinin © | hemmiyetle nazar: dikkatine arzedi 1 araya gelerek meseleyi açık açık konuş- | yorum. tuk, ve bir değiş tokuş yapmaya karar verdik. Çocuklarımdan olmak istemiyo- tum, Amma, arkadaşımın kocasını da de- lice seviyorum. Ondan ayrılmak ta be- tim için ölümden beterdir.> 4 Benim kanaatimce ortada mevetid olan mesele müstakil ve münferid bir köy me- selesi değildir. Bütün Türkiyenin iktısadt kalkınma meselesi, bütün Türkiyeyi slâ. kadar eden bir Fiat ve dahili Pazar da- vasıdır. Türkiyenin dahili pazarı ne su- retle ahenktar bir fiat nizamı içinde Ça Jışmalıdır ki köylünün kesesi için - ucuz- Tek veya pahalılık nisbi bir meseledir - «elverişli» bir fiatla ayakkabı, elbise ve Bir dostumuz anlattı: Geçenlerde Avrupadan İstanbula dönüyordum, Belgrad. dan ayrılırken baktım ki cebimde bir hayli Sırb parası kalmış, inemleketimizde işe yaramıyacağı için orada bitir- mek istedim. İstasyonda muz gatıyorlerdı. Bir hevenk aldım, son - ra hesab ettim, tanesı bizim paramızla 3 kuruş tutuyordu. O zaman hatırladım ki bu meyva diğer Avrupa memleket. STER İNAN, ISTER Jerinde de bundan pahalı değildir. Bilâkis İngiltere, Fran-: sa, İsviçre gibi yerlerde tanesi G0 paraya satılır, bizde ise besleyici bir meyva değil, camekâna koyup, uzaktan bakı- lacak lüks bir,.. süstür. Bunun böyle olduğunu bugün bir defa daha anladım: Doktor bir hasta çin tavsiye etmişti, almıya gittim, iyıce Cinsin! güç buldum, fiatım sordum, kilosu için 180 kuruş istediler, tanesfni hesab ettim, 18 kuruşa geliyordu. İNANMAI AA Nn z M TAKVİM. | BİRİNCİKÂANUN —< Eexkxraoarracas cY o - ww .e

Bu sayıdan diğer sayfalar: