13 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

13 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i .. Hergün Hükümetin harici Siyaseti Yazan: Muhittin Bizyen VW eni Refik Saydam kabinesi üç gün evvel Meclis huzuruna ge- lerek hükümetin programını okudu. Tür- kiyede devam ve istikrarın mes'ud bir alâ- meti olarak bu kabinenin programında da bundan evvelkilerden esâs itibarile farklı olan hiçbir şey yoktur. Hususiyet olarak göze, başlıca üç nokta çarpar: 1 — Dahilde, umumi$bir huzur ve sü- kün Üzerine kurulmuş gailesiz bir siyâ- set işsizliği. 2 — İktısad ve Nafia Vekâletlerinin bölünmeleri. 3 — Dövletin harici siyaseti, Refik Saydam, bu üç nokta üzerinde; kendisine mahsus vuzuh, samimiyet, iddlasızlık ve tevazula, hükümetin fik lerini Meclise izah etti ve Meclis te ona nümayişsiz ve gürültüsüz, fakat, ayni suretle samimi ve tam itimadım bildirdi. * Dahili siyasette «işsizlik» namını vers diğimiz mes'ud hâdise üzerinde fazla durmaya mahal yoktur. Yirmı sene evvel yalnız dahili gailelerle dolu olan bü mem. İ İekette, bugün bu nevi güleler değil, hattâ meseleler bile yoktur. Yeni hükü. metin bütün işi, müttehid bir memleke- tin bütün devlet teşkilâtını daha demok- yatik, daha halkçı, daha temiz bir ruh ile canlandırmaya çalışmak ve /Türk mille- tini maddi ve manevi ümran yolunda mütemadiyen ilerleterek işlerle meşgul olmaktır. Bugünkü dünyada, dahilen bu kadar temiz ve Refik Saydamın güzel bir tâbirile, «şeffaf; bir memleket yok- tur, İktısad ve Nafıa Vekâletlerinin bölün- meleri mesel e gelince, bunu hükü- met, kendi anl na göre izah etti, Bu- günkü devletin mütemadiyen artmakla ve çeşidlenmekte olan işlerini daha iyi sevk ve idare edebilmek için, hükümet azası arasında daha iyi bir iş bölümü te- min etmek gayesini güden bu yenilik, €sas itibarile, faydah ve lüzumlu bir şey- dir, Zaten, hacim ve faaliyet kesafeti ba- kımından gittikçe ehemmiyet kesbeden münakale işlerinin ayrıca müstakil bir Resimli m Şiddetten içtinab'ediniz — İnsan gündelik hayatında yanlış, fena, usulsüz yapılmış birçok işlerle karşılaşabilir, bazan gadra da uğrıyabilir. Bu vaziyelin karşısında teessür duyması tabiidir, teessürünü izhar etmesi tabil haklarındandır, fakat birçoklarımız tess- sürümüzü ızhar ettiğimiz sırada haklı vaziyette iken haksız vaziyete düşeriz, esasta ve görünüşte vaziyetimizi değişti. ren Âmil daima fazla hiddet, fazla şiddettir. Kabahatli bir adam, suç yapmış bir insan muaheze edil diği zaman ekseriya baş eğmiye, süküt etmiye, suçunu gör- miye mütemayildir, söyleneni dalma sabır ve sükün ile dinler. Fakat müuhatabı şiddeti arttırdığı, sesinin tonunu | yükselttiği zaman onda bir aksülâmel yapar, onu da yavaş yavaş bağırıp çağırmıya sevkeder, artık kavga başlamıştır, ve esasla haklı olan adamın haksız vaziyete düşmesi ihti - yali belirmiştir. Şiddetten daima içtinab ediniz. SOZ ARASINDA Bilye şampiyonuna | Hediye: Domuz | Jrakın üç yaşındaki Kralı Hergiin bir fıkra Mübalâğaclar Mübalâğacı Marsilyalı arkadaşları- na anlattı: — Dün ben köpek kavgası seyret- tim, böylesini ömrümde görmemiş- “m, İki köpek evvelâ birbirlerinin yüzlerini ısırmaya başladılar, Sonra iğ azıtfilar, İli kuyruk kalıncaya ka- dar birbirlerini yediler, Bir başka Marsilyah tasdik etti! — Evet, dedi, tesadüfen ben de 0- radan geçiyordum. Fakat geç kalmı. pm; ben gittiğim zaman yerde yal iz i : : Şasa araş ŞE Sözün kısası Derdimendin Bir teklifi E, Talu erdimendle konuşuyoruz. ayr nın ahlatı gibi bizim de on mev- zuumuz var; dokuzu ahval üzerine: — Azizim! diyor, Milletler Cemiyetin« den ses, sada yok. Ne oldu? — Suya düştü. suyu inek içti. dağa kaçtı. — Alayı bırak! Sahi, ne oldu? Dünya- lar kadar para harcandı, emekler sarfe- inek İdildi, vakitler kaybedildi. — Ne yapalım? Besliyemedik, öldü! — Ona Cenevrede bir de koskoca sa“ ray yapıldı, değil mi? — Evet. — O ne olacak? — Kiralık. İstersen sen tut ta, yazm maaaile hava tebdiline gidersiniz. — Benim bu saray hakkında bir fikrim war. Alikadar bir kimseyi bulursam, teklif edeceğim. — Söyle bakayım, me imiş 0? — Bak, şimdi. Milletler Cemiyetine güvendikleri, ondan meded umdukları halde, mezbur cemiyetin clk çıkmasile şapa oturan devlet reislerinin sayısı git tikçe artıyor. — İnşallah artmaz artık! — Dua ile peynir gemisi yürümez! Sen istediğin kadar arlnaz de! Bu gidiş- le artacak... —“E, peki, — Bu biçareler, yersiz. yurdsuz, öte- de beride miti vaziyetinde yaşıyorlar. Haile Selâsiye başta! Sonra Şuşnig, Ha- şa. şimdi de Zogo.. — Evet. — İşte o artık manası kalmıyan Milk letler saraymda bunları oturtmalı. — Fena fikir değil, — Dur, daha! Bir de, bunların nez dinde murahhas olun ta, şimdi açığa çık- mış ve kadrolar gittikçe daraldığı için başka bir yere naklen tayinleri de şüp- heli bulunmuş diplomatlar var, Onlara da ayni sarayda birer daire tahsis olun- Son günlerde bir otomobil kazası ne-'sa... nız &i kuyruk vardı. Birbirlerinin 1 zerlerine atılmaya hazırlanmış bir 3 vaziyette idiler. Geçip gittim, sonra : hükümet şubesi haline gelmesi, ilk defa) İngilterede 351 senelik Dir mazısi olan bizde düşünülmüş bir şey değildir. Biz-| bilye şarpiyonluğunu bu yıl, resmini gör- den evvel, bu bölümü birçok memleket-|düğünüz kadın kazanmış, ve kendisine icesinde hayata gözlerini kâpıyan Irak krah Gazinin yerine üç yaşındaki oğlu, — Çek iyi olur! — Hem de, böylece, her devletin Mi- Jer yapmışlardır. Yalmz. İktısad OVekâletinin bölümü meselesinde ehemmiyetle dikkate elına- cak bir nokta vardır ki bundan aynca bir makale ile bahsedeceğiz. * Bugün asıl harici siyaset üzerinde dur- mak istiyoruz. Hükümet, bu husustaki fikirlerinin e- saslarını açıkça izah etti. Dünyanın ne kadar karışık bir vaziyette bulunduğunu #öylemeğe mahal yoktur. Her dakika bir milletler harbinin zuhurunu mümkün kı- lan birçok &miller bir sraya toplanmış ve beynelmilel münasebetlerde hukuk denilen mefhumun varlığına dair ortada hiçbir alâmet kalmamıştır. Bununla be. raber, 'Türkiye sulhcu bir devlet rolünü oynamakta ve sulha yardım edebilmek için, kendisince mümkün olan her şeyi yapmaktadır, Bu rolü.muvaffakiyetle oynamakla d& vam edebilmek için, Türkiyenin güven- diği esaslar şunlardır: 1 — Her şeyden evvel kendi kendisinin maddi ve manevi kuvvetlerine ogüven- mek. Bu kuvvetlerin dünyanın en büyük kuvvetleri olduğunu iddia etmek bıze ye. kışmıyan bir megalomani olur. Madâi kuvvetlerimiz, dünyanın büyük kuvvet. , Jeri yanında elbet zayıf kalır. Fakat, ms- nevi kuvvet, milli ittihad obakımından dünyanın en büyük kuvvetlerinm Tür. kiyede bulunduğunda hükümetin değil, en mütevazı bir Türk vatandaşının bile güphesi yoktur, Şu halde bu kuvvetler, güvenilebilir şeylerd'r. İşte, hükümet te sulhcu siyasetinin temelini buna oturlü- yor. 2 — 'Türkiyenin dostlukları vardır. Bu dostluklarının bazıları çok samimi, bazı- ları da çok kuvvetlidir. * a derece bunlara da gi manda Türkiye bütün dos Şı ayni derecede:bir sadak Dostlarından dostluk bel larına karşı dostluğunu İelerinde sadakatsizlik edecek bir mem.) Jeket te değildir. Şu kadar ki bu dostluk | k ; Si i ) elik İV ap lem geli İ. canlı bir domuz hediye edilmiştir. — a şe a vazifeletinde Türkiye, bir dostuna karşı vazifesini yaparken “ayni şeyi ötekine karşı ihmal edemez. Hiçbir dost, Türki- yeyi onun diğer bir dostu aleyhine alet olarak kullanamaz. Çünkü, Türkiye dosi- Yuklarını dostluk için tesis etmiş ve sul- hun devamını dostluğun düşmanlık mef- humile birlikte yürüyememesinde gör- müştür. 3 — Refik Saydam programının harici siyaset bakımından en kuvvetli tarafı şu- radadır: Başvekil, Türkiyenin, dostluk- larına olduğu kadar vermiş olduğu bütün imzalara da sadık bulunduğunu sarih ve kat'i bir dille söylemekten çekinmemiştir. Dünyada her şeyin karmakarışık olmuş bulunduğu bir zamanda Türkiyenin bu kadar kat'i bir sesle verdiği imzalara sa- dakatini bir kere daha ilân etmesi birçok manaları birden ifade eder. “ Dünyada enternasyonal ahlâk ve hu- kukun kıymet itibarile sıfıra indiği bir zamanda Türkiyenin bu prensiplere sa- dakati elbet güzel bir şeydir. Hattâ, zan- nedersem, Türkiye, enternasyonal taah- hüdlerine sadık olduğuna, şu dakikada, korkmadan bir kere daha teyid edebilen yegâne memlekettir! (Devamı 11 nci soyfada) İSTER arasında komikleri de vardır. fında.da: Atinayı düşman addedecek, cümlesini İSTER İNAN, Gazetelerde kir haftadanberi siyasf haberden gayri şey görülmez oldu, bu haberlerin içinde her cinsten birkaç taneyi mutlaka yanyana sıralanmış olarak gö dakikada gözünüze korkunç bir başlık mı emiri galiba pek yakın olacak diye mi düşündünüz? Muhak- kak bir saniye sonra gülmiye başlarsınız, zira haberlerin Meselâ dün bir gazete kocaman serlevhalarla; «— Çinliler mukabil taarruza geçtiler, demiş. Öle tara- — Yunanistan İngiliz garantisine girdiği takdirde İtalya dan ne oldu bilemiyorum, Bu kızlar dansmı Ediyorlar Sanıyorsunuz ? Bu genç kızların yüzlerindeki n6ş'6- ye bikarak yap- tıkları danstan xi- yadesile zevk duy- duklarını sanacak. sınız, Belki de hak- ısınızdır. — Fâkat bu genç kızlar, bu dansı hergün yap- mak mecburiyetin. de, ve Avrüpada oldukça kök budak salmış bir mezbe- bin salikleri bu- lunmak dolâynsile, dinlerinin hüküm- lerini yerine getir. mektedirler. Mözdaznan ismi verilen bu mezhebin ayini derin nefes al- mak ve yalnız sebze yemekten, rakset- mekten, ilâhiler söylemekten ibarettir. İSTER bir Tuza geçiyorlar; sonu rsünüz, ilk Seferberlik ni, sonra İtalyanın Günün haberleri sıralamış, İNAN, İSTER ilelkinci Faysal ünvanile tahta geçmişi/leşler Cemiyeti namına Ihtiyar eylemiş amcası da malb seçilmiştir. Resmimiz ye-| olduğu bunca masarif boşuna gitmemiş Bir defa Çinliler nerededirler? Kime karşı mukabil taar- Tuza ha geçmişler, ha geçmemişler, bize ne? dememek ka- bil mi? Fakat, diğer taraftan, Yunanistanın İngiliz ga - rantisini aldığı takdirde İtalyanın tehdidinden çekineceği- sanmak ayrı bir meseledir. İlanların yanyana dizildiklerini söylemiştik, doğrudur. a, kat hak'kati isterseniz korkunç bâberlerin verdiği hayret ve dehşet karşısında gülünç olanların kolaylıkla göze çarp- tıklarına pek inanmıyoruz, ey okuyucu sen: INANMA!T ni Irak kralını gösteriyor. Dünya haritasının sık sık değişişi Londradaki haritacılar, dünya harita - sının geçirmekte olduğu değişikliklerden ziyadesile müteessir olmakta, mekteb - lerde okutulan coğrafya derslerinde kul- lanılan mücessem kürede gık sık deği - şiktikler yapmak mecburiyetinde kal - maktadırlar. Yıkanan köpekler nasıl kurulanırlar ? Londrada bir müessesede açılan kö - peklere bakma kursunda, yıkanan kö - peklerin resimle gördüğünüz şekilde ku- rutulmaları ehemmiyetli surette tenbih edilmektedir. Kral berberi Japon prensi Çiçibuyu, eski İngiliz başvekili Baldvini, Avustralya başvekili-| ni traş etmiş olan Londranın usta berber. lerinden 'Tasse İngiltere kralının Kanada seyahatinde, kral berberi olarak seyahat edecektir. İNANMA! ateş bacayı sarmış Çinliler mukabil taar- da hakikaten böyle bir tehdid yapaca- arasında korkunç olanlarla, gülünç o- olur, Ne dersin? — Muvafıktır, derim, Derdimendim! Yalnız bir şeyden korkum var, — Oda, neden? — Neden mi? Bu kadar talihsiz bir & raya gelince, saray, üç güne kalmaz. te- melinden yıkılır diye korkarım! Derdimend sustu. Başını kaşımasından da istidlâl eyledim ki, içinden bana hak veriyor. Sira Türk Hava Kurumunun teşkilâtı t-hdid edilecek Ankara 12 Hususi) — Türk Hava Kur rumu için hükümet yakında Meclise bir kanun lâyihast verecektir. Bu lâyiha e - saslarına göre Kurum teşkilâtı tahdidi e dilecek ve Türkkuşu teşkilâtı muhafaza edilecektir. Tayyare piyangosunun idaresi milf bankalarımızdan birinin emrine verile « cektir. TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: