9 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

9 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Immli Makale: İtalyanın Balkan siyaseti Yazan! Muhittin Birgen iornale d'İtalla'nın başmuher -| riri Gayda, Pester Lloyd gaze. esinin talebi üzerine bu gazeteye İtal - yanın Balkan siyaseti hakkında bir ma - kale yazmış. Gazetenin 3 Mayıs tarihli nüshasında neşredilen bu uzun makaleyi dikkatle okudum. Makale, gayet sakin, çok yumuşak, çok | samimi bir dille kaleme alınmış. İçinde yalnız sulhten, dosüuktan ve h bir çok dostluklardan başka ir şey yok.| İtalyan muharriri, memleketin Balkan siyasetini izah ederken bize kuzu gibi tatli sesli, yumuşak huylu.ve melek. gibi iyilik meraklım bir İtalya tasvir ediyor. Makaleden anladığın ,, İtatya, Arnavudluğa. Arnavudların davet, üze - rine gitmiş. Kral Zoğuhun kord: kasasile devlet hazinesini birbirine kar: ra teklifsizliğinden Arnavud milleti bik. miş ve usanmış olduğu için, nihayet İtal yanın gelip kendisini kurtarmasını iste i miş, İtalya da kalkıp gitmiş. Bu arada Bğreniyoruz ki. İtalya on sene içinde Ar. navudluğı bir milyar dokuz yüz milyon İtalyan lireti, yani, tikriben yüz otuz beş milyon Türk lirası vermiş imiş. A - caba, bu miktar para 28.000 kilometre mürabbar mesahası olan Arnavudluk için nasl bir bedeldir? o Memleker, 28,000 kilometre murabbaı olduğuna göre, İtal; ya. bu hesabla çiftliğin kilometre mu 7 Meşhur Yunan #limi Sokrat kendisliş eden «Söphists Tere teşekkür etmeliydi zi İ yulmadan ölüp gitmesi pek mü e —— ikündü. Kadın modası haydud Maskelerinden İlham alıyor siye rabbamı takriben dört ira ruş bedel mukabilin: Tuyer. Bu, metr murabbai h para dahi tutmaz. Bu toprak üstündeki binalara, yollara ve içindeki hayvan sü- rülerile bir milyon nüfustan mürekkeb! çifilik amelesine bakılırsa İtalya, bu işte | saldandım!» diyemez. Çünkü dünyenm| hiç bir mürabahacıs: şimdiye kadar bir çitik üstüne bu, kadar wcuz bir bedel mukabilinde oturmus değildir! Fakat, işin bu tarafı bizi-o-karlar alâ. kadar etmez. Arnavudluk mirasyedileri ecdaddan kalan memleketlerini müraba- hacıya az veya çok ucuz bir bedel mu - kabilinde kaptırmış olmakla o vaziyette bir değis'kiik olacak değildir. Hâk'kat pudur ki İtalya, bes günde ve, Gayda'nın Hadesine göre, tek bir kurşun atılmak - #irin bu memleketi işgal etmiş ve kendi krahnım başıma, yüz otuz beş milyon 6 ra mukabilinde bir taç daha geçirmiştir. Hesabın üst tarafı Arnavudlara alddir. kelerinin bir ilharmıdır. Londranın şik kadınları türlü türlü renklerden yapıl- İmiş tülleri resimde gördüğünüz şekil- de kullanmaktadırlar. Ç İgterdi. Fakat, Almanya, şimalden ken - disini gösteriverince, İtalya derhal ka - olmasaydi hiç kimsenin gözüne çarpmadan, adı bile du: Bununla beraber, onları da pek sldan - mış sayamayız: Şimdiye kadar Arravud beyleri, İtalyadan, Avusturyadan ve irili ufaklı birçok devletlerden bir hayli mil buğu içine çekiliverdi, Eğer, bu defa, Al manya rası olmamış olsaydı, Arnavud - luğa geçip 135 milyon liralık matlübun tasfiyesini yapmıya cesaret te edemezdi.! Bunun için, biz İtalyanın Balkan politi - kasından dolayı Berlini mes'ul tutarız. İ Romalı meslekdaşımız, şimdilik fırsat İ kapılarının pek te açık olmadığını bildi. Bi için, Kalyanın Balkan politikasını pek itatlı kelimelerle ve meleklere oyakışır duygularla izah ediyor; fakat, ilk fırsat ruhürunda, meslekdaşımızın aslanlar gi- İbi kükriyerek söyliyeceğini bilmez de - diliz. yonu zaten çekmişlerdi! ** İtalyanın Balkan siyasetine (gelince, Gaydaya göre bu, yalnız dostluk, #n'h ve iktısadi işbirliği esası Üzerine istinad ediyormuş. Ona herhangi tarzda bir taar- ruz ve tecavüz kasdi atfedenler haksız - mışlar. Balkanlarda herhanp' bir bloku dağıtmak, yahud, herhângi yeni bir blok kurmak tarzında İtalyaya isnad edilen niyetler de yanlışmış. İtalya, şu Arna - * Ga makalesinde bizden de vudluk hesabını tasfiye ettikten sonra, sağ bal döstane kelimelerle bahsetmeği ihmal artık sükünetle oturup iş ve gücile meş-| eylememiştin Ondan &öğrendiklerimize gal olacakımış. göre İtalya, Osmanlı İmparatorluğunun Bu güzel solh ve dostluk sözlerini din-| parçalanması hâdiselerinde Türkiyeden lerken, daha geçenlerde İtalyayı Kara -| hiç bir şey almamış olduğu için bu mem- denize ve Egeye götürüveren İtalyan|leketle Türkiye arasında hiç bir ihtilaf matbuatmın meşriyatını hatırlamamak| sebebi yokmuş. Eğer şimali Afrika ile kabi) değildir. O gürültü ile bu sükünet| On iki adayı Osmanlı imparatorluğu 60 arasmdaki fark dikkate lâyıktır. Bumu) rasından saymaz ve Sevres muahedesine bir tarafa kaydedelim. İtalyanın da imza koymuş olduğunu ha Fakat, acaba, İtalyanın bir Balkan po-| orlamazsak kendisinin bu sözlerini ta - Htikan var mıdır? Olabilir mi? Asıl me- mâmen tasdik edebiliriz. Ne çare ki, ha. sele buradadır. tıralarımız arasında bu hâdiseler hâlâ İster Akdenizde, ister oKızıldenizde;| yaşıyor ve son vukuat esnasında İtalyan İster Balkanlarda, isterse dünyanm her-| matbuatmın kullandığı — «Karadenim, hangi bir köşesinde İtalyan politikasın «| «Ege denizi; kelimeleri de gözlerimizin dan bahsederken bunu sadece «firsat po-İönünde duruyor. Bundan dolayı firsat Jitikası» olarak tavsif etmek kâfidir. İtal.| politikacılarına karşe (btiyatkâr olmayı yanın hiç bir tarafta müstakil bir politi.İdüşünmek te bizim vazilemizdir, kası yoktur; dünyanın hangi tarafında bir (Devami 11 inci sayfada) fırsat varsa İtalya oraya sokulmıya ça - İişır ve muvaffak olursa ne âh, olmazsa geri çekilir. Biz çok iyi biliriz ki Gayda. nın Balkan politikası dediği şey de bun- dan başka bir politika değildir. Meselâ, İtalyanın bir Merkez! Avrupa politikası vardı; meselâ, Avusturye ile Macaristanı kendisine bağlamak, onları Almanyaya karşı müdafaa etmek perdesi altında, ken disine bitaraf bir mnteka yapmak ve hattâ bu mıntakayı Yugoslavya, Çeko - Slovakya ve Lehistanla tekvive de etmek İSTER görmelerini bir nevi manevra olarak; Tavsif etti. İSTER INAN, 'Hüseyin-Cahid Yalçın yazdığı bir makalede: — «Almanlerm kendilerini çemberlem: hareketi içinde mütemadiyen alay - Zira onlârm alayı | büyük iyil'k iyi k selmesi mi 1âi | ge a Hergün bir fıkra Dört buçukta uyandırırsın Soğukkanlı adam bir transatlântik- ; le seyahat ediyoylu. Transatlântik bir aysberge çarpmış delinmişti. Kaptan kayıkları indirtti, Geminin sani beşte tamamile batmuş olacağını haber ver- di. Soğukkanlı edaman uşağı efendisi » nin kamarasına koştu: — Gemi batıyor. kayıklar indirildi, kalkın. Soğukkanlı adam gözlerini açtı: — Kaçta batacak? — Kaptan söyledi, beşte, Duvardaki saate baktı, gösteriyordu; — Beni dört buçukta uyandırırın! Tekrar gözlerini kapadı ve uyudu. saat üçü | Bu yeni tül modaları, haydud mas -İN, Zevki için Kadın öldürmek İsteyin adam rinde apaş şarkıları söyliyen Danlelle iş- minde bir artisi, numarasını bitirdikten İ kanlı kendisini davet etmiş, seyirciler, bu daveti de oyunun sonu telâkki ederler: tisti boynundan yakaladığı gibi, cebinden çıkardığı bir bıçağı kalbine sapladığını hayretle görmüşlerdir. Yaralı artisi has. taneye kaldırılmış, yakalanan katil ifa- desinde: — Ben çok heyecana kapılan bir ada- mim. Artistin oyunu hoşuma gitti Zer. kimden omu vurmak istedim, demiştir. İSTER Değerli, yahud değersiz bir adamı yapabileceğiniz en tevbih ie, faka: mutlaka bahsetmektiz. Bir adamın yük - orsunuz, kendisinden bahsedıniz, sönmesi mini ağzınıza almayınız. SOZ ARASINDA ötü bütün hareketlerinden, takdir veya 23 sene sonra | Kötürüm olacak Olan hız 1935 senesinde sokakta bisikletile oy- narken bir otebls sadmesins uğrıyarak yaralanan bu 8 yaşlarındak, kızcağız, doktorların devamh tedavilerinden sonra mucize kabilinden kurtulmuştur, Fakat doktorlar, 1061 senesinde kötürüm ola- cağını, rahatça oturamıyacağını, evlenip çocuk doğurmaya kalkıştığı takdirde ko. | Sözün kısası Bu da bir türlüsü E Tale Ss ağ elini şapkasına gölürp, gi © karmadan, tekliisizce bir selâ9 verdikten sonra yanıma sokuldu.. — Nerelerdesin, yahu? Kırklara mi £& rıştın? — Kimselere karıştığım yok. Günle * rim ekseriya Ankarada geçer de, İstan * bulda onun için ender bulunuyorum. — Ne var, ne yok Ankarada? — Hiç. İyhik.. güzellik. — Filân şey hakkımda şöyle diyorlar. — Aslı yök, i — Zaten siz, hep öylesiniz, saklarsınıM. id Amma, biz burada gene her şeyi duyu © i yoruz. — Ben duymadım. j — Öyleyse benden al haberi! Filâ8 müessesenin başmdaki falancanın müt # Miş açığı çıkmış. — Yalan! Öyle bir şey yok. A — Aşkolsun! Sen de kendini muhitin$i iyi uydurmuşsun.. Allah versin: Yolu açık. MM — Açık. kapalı.. O:mıyan şeyi, vâr Bat sıl derim? —Yahu! Herkesin ağzında. Bir buçuğ” milyondan bahsediyorlar. ş — O dediğin müessesenin sermayesi Bİ kadar yok. Bu zat hepsini mi götürmüş? — Bilmem. Her halde çaldığı mu “ÖĞ hakkak! Sonra. Şu mahud meseleyi 28 diye çarçabuk bastırdılar? — Bir şey çıkmadı da, ondan zehir. — (Manalı manat gülümsiyerek) hü *& yır! Ben söyliyeyim sana doğrusuöü (Kulağıma) falancanın parmağı varmığ İş belli olunca hemen örtbas edivermiş 7 ler. — Kat'iyen yalan! — Sen istediğin kadar yalanla! öylu demek düşer.. Harb ne vakit? — Ne harbi? — Harb iştel Ankarada dehşetli hâ g i zırlık varmış. i — Görünürde öyle şey yok. i — İsveçle ittifak etmişiz. o Saracoğll fırkada söylemiş, — Yalan! — Hayti ültimatem vermiş?. ; — O da yalan! j — Filân vekil kabineden çekiliyormuğ © l San - | |laylıkla doğuramıyacağını katiyetle tes-| yerine falanca geliyormuş? ij İ|bit etmişlerdir. Bu yüzden de otobüs sa-| — Ve dahi yalan! hibi kıza 20 bin Mira tarminai vermigtir. | . fafünfaii) sen çok acayib adam Ol muşsun!, Darılma, İsonra sâhneden inmiş ve salonda ilerler. | ken, masalardan birinde oturan bir deli-| dersiniz. Zira sizi hapisane kaçkını sanı. | tireyim diye buraya gelmiş olanları Ruzveltin oğlu hapishane kaçkını! İngilterede ve Avrupanın birçok yer: lerinde hapisane mahkümlarma, sırtiz.! İrinda umaralar yazlı olan gömlek giy- dirirler. İşte, şimdi Tondrada bulunan Amerika Cilmhurreisi Ruzveltin büyük oğlu Ceymis Ruxvelt bir keresinde Galde bulunurken bir yanlışlığı kurban gitmiş! tir. Mister Ceymis, Galde tatil aylarını geçirdiği sıralarda, bir gün yürüyüşe çık- miş ve sırtma da arkasında Koliğiden jmezun olduğu 1930 senesi rakamları ya- (alı bir süveter geçirmiş, Bunu gören halk i peşine takılmış, hep onu göstermeğe baş- ilise müracaat edince, babacan | soğukkanlılıkla: Efendi, süveteri çıkarsanız iyi €- memür « yorlar!,.» demiştir, rökoru kırıldı 24 yaşlarında bir Alman pilotu, Avgs- bungdâ mukannen bir mesafe dahilinde saatte 472 mil süratle uçarak bütün dün. ya sürat rökorlarını kırmış, Genral Gö. ring de kendisine, indiği meydanda yüz- İNANMA! Nadir Nadi ise oyni mevzu üzerinde yazdığı bir makalede bu çemberleme hareketini: — «Bir hakikat olarak Her ikisinin de hi NAN, İSTER Kabul etti. aklı olabileceğine: INANMA! — Neden darılayım? Ben seni < sittii senedir tanırım. Senin haleti ruhiyen& j zhmiyetine aşinalığım bugünden değil ki! Kafalarımızın, düşüncelerimizin, GÖZÜ nüllerimizn uyı a imkân yoktur, Ses memleketin işsiz, güçsüz, fesaddan bağ © ka bir şey düşünmiyen, havsalasına kö © tülükten başka bir şey sığdıramıyan, seri, bozguncu, müfteri tipisin, Sana da © rılınmaz... acınır.... (Hem mütehayyir, hem de hiddetli Bana ma söylüyorsun? — Sanal — Teessüf ederim! İstediğin kadar teess0f et) Sen ö Pariste Mormarter kabarelerinden bi- lamış, fena halde canı sıkılan Ceymis po. |/Tö'SÜN.. kervan yürümesine devam ede” ği Senin, pek pek yapacağın şey. — Ne imiş, bakalım? — Benim gibi, iki üç gün, muhit değif” “ rip kaçırmak! — Ben, ha? ken, delikanlının masasına yaklaşan ar-| Bütün dünya tayyare sürat) — Evet; sen

Bu sayıdan diğer sayfalar: