10 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

10 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pe yem MEM SON POSTA Sayfa 13 seçti. Bunların kaptan ve de, gene halrilerden mürek- Bady a başın, doğruca Bir — Görüyorsun m m, uz ya. karşımızda, Ji-! Bigi Em iie bir zincir 1 neiri kırmıya çalışa - kan Sahilde, zincirin ucu bağlanmış Yine kaya hir hücum yupacağım. Yİ lima Pp da maiyetimdeki gemile- dç beni ee geçirmez, derhal siz! Myiniz.. RE Sakin vakit geçir- BİN ad , en şerefli bir zafer te- Deği, Emi, dı Yele yl bu sözlere o kadar kan- kaptana gı evini ki; derhal bu ha- » Emirlere mahsus bir hıl'at| iye etti, maiyetine aldığı ge- taktb eden üç sıraya I, ziheirin bir ucu bağlı (1) hücum etti, | cum, çok uzun sürmedi. | daya n muhafızları bu hücuma | Miya ışlar da, gemilere yol aç- denbin, .< olmuşlar gibi, zincir bir- Porsunu tari e. Evvel, küçük amiral) e Misırh kaptanın gemi- *. diğer gemiler limana sv ti. baş amiral gemisinden en Emir Sadun, der- limana girmeleri LZ Fakat, maiyetinde bu- vey : iri R kolaya Me nesinden ava ez | Mişler, Sirllivermesinden #üphelen hedi; Gi kaptan, id, birbirini dizdi, Va Vi Doktaya Gaz m hi zinciri; iŞ Beni ihtiyat hareket &de - a e k İzi bip tuzağa luk eden tama ardan mii era si Dee iYet iz değiş kazanmak ka maşa kl, bu haklı âsına © kâdar medi; tavsiyeleri din- itaat etmi. gemilerinin lerin üzerine ok. ağdırıyorlardı, Pan taşları yı İP Sai Mestolmış in zafer hilyası te ok fek Xi, kendisini tehdid eden (Eminöny, mile bihaberdi. Bugün ve (Yemiş demem dedi - 3m; , İn gemileri - Pen derım te Buradan, sahildeki kale -|ne gitmeği Adet edi Yazn: ZİYA ŞAKİR müthiş bir çarpışma Rl Suya batmaz birer cisme sarılara k kendilerini denize attılar kar “İİ: Belindeki al z İy e tri t bi İhiç bir tesi yorlar.. akılların - Aria Ong tın hançeri de çı-!tün dünya tarihinde ebedi bir şan ve|hiç 'bir tesir yapamıyorlar. akli şöhret kazanmak hülyasile sahile aş - ker çıkarmaya başlamıştı. Fakat tam o anda, (Balat) ve (Fe - ner) lerinden, üzerleri ıslak man- da derileri ile örtülmüş olah bir takım kayıklar ileri atılmışlardı. Bu kayıkla- rın kıç taraflarında, (mancınık) a ben- zeyen birer âlet vardı. Bu kayıklar, zuhur eder etmez, A - rab donanmasındaki ihanet şebekesine dahil olan kaplan ve gemiciler, derhal ortadan kayboldular. Her biri, suya batmaz birer cisme sarılarak kendile - rini denize attılar. Ve sahile doğru yüz meğe başladılar... Gemilerde kalan A- rablar ise, bu halden hiç bir şey anla- mıyarak, telâşlarından şaşırdılar. Küçük Bizans kayıkları, ocfr'et ve per zZıkla, Arab gemileri arasına daldılar. Kıçlarındaki mancınık aletle- ri vasıtasile, Arab gemilerine bir takım yuvarlak cisimler fırlf#tmaya başladı - lar. İşte o zaman, bu gemi mahşerinin ü- zerinde bir felâket kasırgası başgös * terdi. Binlerce ağızdan, korkunç fer - yadlar yükseldi. Cesur Arab askerleri, (Bizanslıların bir hilesine uğradıklarını anlamışlar - dı. Gemilerin küpeştelerinden, o kü - şük Bizans kayıkları üzerine ok ve taş yağdınyorlardı. Fakat üzerleri yaş manda derisi ile kaplanmış kayıklara dan ve hayallerinden geçmeyen bir ö- Him kasırgası içinde eriyip gidiyorlar- dı. Rum kayıklarından, mancınık âlet - Sön Posta'nın tefrikası: 108 aron Yirmi kadar haseki sopaları kaldırarak halkı geriye ittiler. Binlerce halk önümüzde kum gibi kaynaşıyordu Tercüme eden: Hüsayin Cahid Yalçın Niheyet, her şey arlık ocağa ateş ve-| Hayvanını dörtnala sürüp gelen bir sa- rilecek dereceye getirildi. Ocağı maden- le doldurdum. On üç saat sonra maden erldi. Bu müddet zarfında kimsenin be- nimle paylaşamıyacağı işm bütün zah- ray zabiti şehreminine padişahın attan ineceği merdivenin önüne benimle bera- ber dizilmesini söylerken beyaz deyneği benim ele almamı da tebliğ etti, Derhal İ istemekte inad edilirse, ve icraata uy- lerile fırlatılan yuvarlaklar, topraktan ydpılmış, orta cesamette balona ben * zeyen birer çömlekten (ibaretti. Bu çömlekler, gemilerin güvertelerine ve küpeştelerine çarpar çarpmaz, derhal orada, evvelâ korkunç bir patlama İŞİ- | mecburiyetinde kalıyordum. Her işde tiliyor.. ve sonra, simsiyah müthiş bir duman yükseliyordu. Bu duman, bir - kaç saniye havg ile temas eder etmez, derhal alev halini alıyordu. o Ondan sonra da, artık önüne ne geliyorsa ya- kip kavuruyordu. Arabiâr, tamamile şaşırmışlardı. Bu alevleri. ile söndüreceklerini zanne- derek, denizden kova kova ( su çekip, yanan yerlere dökmeğe başlamışlardı. Fakat derhal, yanıldıklarını anlamış - lardı. Çünkü su bu ateşin şiddetini bir kat daha arttırıyor. hattâ, yanan ge - milerden denize süzülen ateşler, dalga- ların üzerinde daha korkunç bir deh - şetle yükseliyordu. Haliç denizi, âdets 'bir ateş deryası kesilmişti. Arab gemilerini, nrüthiş a - lev sütunları ihata etmişti. Gemilerde kalanlar, yürekler parçalayıcı feryad - larla cayır cayır yanıyorlardı. (Arkası var) Tıb âlemimizde 50 yılın hikâyesi N (Baştarafı 8 inci sayfada) Müteakib gidişlerimden birinde, sefir Tevfik Paşa - son Osmanlı imparatorluğu sadrazamı - Abdülhak Hâmidi bana tak- » İdim ederken: «— Londrada şerefmukim Lahey sefi rimizis Demişti! Abdülhak Hâmid merhum da: «— Ne yapayım? Londrada ayrılır isem, sudan çıkmış balığa dönüyorum! Cevabını vermişti. Ben, gençliğimde okuduğum Toman- lardaki tasvirlerden gözüm kamaştığı için, Parisi görmek ister, «Belde: nürs un hasretini çekerdim, Fakat, onu da Lon- dra kadar sevemedim. Bütün Fransa ben- de Şu intiba; bırakmıştı; Gürültü meh- leketi! Meselâ, Paristen Kaleye gelmiştim. Vapurla Dövere geçecek idim, Kale'de nhtım boyu öyle gürültülü idi ki sorma: yın: Tıpkı bizim Galata gibi... Vakta ki Dovare vardık. Rıhtım, mah- ger gibi kalabalik olduğu halde etrafta tıs yoktu! Londraya kongre olsun olmasın, her se- inmiştim. Benim bu , bizim hanımın da dik. iş! Londra dönüşleri, İstan- Londra seferi, katini celbetm. bulda rahat edebilmek in bir kere de ek içi ir Sonra — Fakat şimdi, Büyükadayı, dü değişmem! Ne kitablarımdan Dö meti bana yüklendi. Sabahleyin, şafak vakti, yirmi parça top döktüm. Türkler hayretler ve meserretler içinde kaldiler. M. Sint.Priest rahat bir nefes aldı. Ben berkesten ziyade hayret içinde idim. O zaman, sefire ömrümde ilk defa olarak bir top dökülmesini gördüğümü itiraf et. tim, Giriştiğim işin cüretkârlığından tit. redi. Fihakika bu bir çılgınlık gibi görü mebilirdi. Fakat inkâr olunamaz ki bir şey| bu deynek bana geçti Biraz sonra da Mustafa göründü. Beni mültefitane selimladı. Kendi e eden oğlu Sultan Selim bü; katle beni tepeden tırnağa kai Bu manzarayı seyre merak e Comte de Saint-Prlest padişahtan biraz evvel at ile gelmiş ve köşkün yakınında gu apartımana radan duyduğuma göre, padi Satnt-Priest'in canını yapmamak için çok d küçük tafsilât tallük ettiği kını göstermeğe hizmet etti sallık gösterilirse bunlara karşı en büyük müşkülâtlar bile zorlukla mukavemet €- debilirler. Suiniyetin ve cehaetin aleyhimde yığ- mış oldukları bütün manasız lâkırdılar e e ve iftiralar ortadan kalktı. Körüksüz top KE GOGÜi ye Si Z dökmek imkânı isbat edilmişti. Biraz son.| ŞELEMİNİ le ban bize tahsis ra, delme makinesi yeni işin mükemme. | 2€vkide kalı İiyeti hakkında”hiç şüphe bırakmadı. Ba- bıâli artık amelelerin gelmesine hiç mü- manaat etmiyordu. Takdim ettiğim liste kabul olundu. Fakat dökmeci olarak in-| #hab etmiş olduğum Marseille'de o kadar isabetsizlik göstermiştim ki topları dök tüğü sırada ona dalma nezaret etmek zum edilen şık, İmparatorun emirle- rini bekliyorduk, Bu sırada, silâhtarağa gelerek kaydırmaca humbaraları atma başlıyabileceğimi tebliğ etti. Bunun üze- rine, etrafımızda, kadın erkek, çoluk çö- cuk, sayısı yirmi bini geçen kalabanğın mamen bir kenara çekilerek havan to- punun önü açılması lâzım geleceğini söy- ledim. kullandığım marangozum onun yerine) Dert, Yirmi kadar haseki (4). sapa geçebilecek bir hale gelince derhal ken. |Jârı aldırarak halkı geriye iiiler. Fakat ÜR veri humbaracılara kâfi meydan bırakacak Ben İstanbulda Türklere daha iyi top, | surette kalabalığı geri çekmeğe muvatı lar hazırlamakla meşgul olduğum sırada, |, o.smadiler. eğe inegimağ a Rusları topları Tuna üzerinde faaliyet | :210/5 çarpıp oradan giçramak için ufk$£ te bulundukları için veziriamein > basılan | 9 ve ARE,Gmlri ilemi BOLAN niesimf teşvik ediyord. Kaydırmaca Y 71 *eo8> genişikii Biz Yar açımı Suretile atılan birkaç bomba Osmanlı #ö- & kz ei gı kadar. dasinğiii rbilecini'de ği biğidgin ela opal el mesa BE ariyışi, GELAR vukua geleceği için arazinin bazı arızâ- rette tertb edilmiş havan topları yapıi.| Me a & verimi ak al ları yüzünden humbaranın seyirciler Ü. harasilar yetişkizi isimdi rar ile detayi, | “200 GÜymasindeN Bor kulakilirsi. Temini bana havale edilen bu işin tecr. Gri yer be sahası olarak Okmeydanı (1) intihab olundu. Her şey hazırlanmıştı. Hakkımda bir hüküm vermeğe dalma müsaraat göste- ren Babıâlinin nazırları, ertesi günü Ok- meydanına gelip tecrübede hazır bulun- mağı kararlaştırdılar. Fakat padişah on- lara işlerile meşgul olmaları hakkında emir yolladı, Okmeydanna padişah gelip tecrübeleri gürecekti. Bana pek geç ge- len bu haber padişahtan evve! orada bu- lunmak için çok erkenden yola çıkmamı intaç etti, tecrübelere lüzumlu olan çey- (4) Seçme bir nevi bostancılar demek olan, hasekllerin bir müfrezesi dalma (padişaha, refakat eder, Punlar kilebdirlar, Ellerinde beyaz bir deynek taşırlar. Bu deynek padim şahın âmirliğine ve hakimiyelüne işarettir, Kendileri de bu emirleri icrasi vazifesini han #dirler. Saray civarındaki asayiş ile bunlar mükelleftirler. Bostancılar gibi bunlar da hizmetlerini süvari olarak ifa ederler. Yuk nız padişahın çıkışlarında, önünden yaya olarak giderler. Ankara borsası ne de bahçemden! dedi ve ağır ağır ilâve ettiz — Sözlerime nihayet vermeden önce,| hayatımın en kiymetli hatırasını da size anlatayım: | Yalova kaplıcaları henüz imar edilme. | mişti! Karamürsel Belediyesinden orada- ki hamamları birkaç esnaf kiralamışlar, fakat işe akılları ermediği için bana mü- racaat etmişlerdi. Giltim, Mahallinde tetkikat Yalovadaki suların şifa hassalarının çok yüksek olduğunu gördüm, Bir gün Yalovada iken, Atatürk oraya geldi. Huzurlarında bulunduğum sırada, | söz, kaplıcalara intikal etti. Kendilerine müşahedelerimi srzattim. Alâkadar ol. dular ve Yalovanm imarı hakkında fikir. lerini beyan ettiler. Hamam müstecirlerinin benimle yap- tıkları bir mukavele vardı. Onun beşini maddesinde şu cümle yazılı idi: «Şük! Paşaya, kaplıcaların imarı için sermaye- dar bulmağa salâhiyet verilmiştir.» Atatürke bu maddeyi okudum ve: — Efendim, bendeniz sermayedar bul- dum, dedim! Sordular: «— Kimi buldun?» Derhal şu cevabı verdim; — Sizi buldum! İşte, Yalovanın imarı bu muhavere ile başlamıştır. yaptım. | (Arkas: var) Yazan: Sabih Alaçam leri bir gön evvelden hazırlamıştım. Humbaraları bizzat doldurmağa karir vermiş bulunuyordum. Bu da gösterile- bilecek ufak bir ihmalden tevellüdü tabit bulunan kazalara meydan vermemek içindi. Toplanan ve her an çoğalan halk kalabalığı gösterdiğim ibtiyattan dolayı beni alkışladı. Fakat bu kalabalığın ihti. yatsızlığı cöheleti yüzünden maruz kala- bileceği felâketler dolayısile beni korku- tuyordu. Türkler havaya humbara atıl masını görmeğe alışkın bulundukları için havan topunun önünde boş bir mesafeye ihtiyaç olacağını akıllarına getiremezler. di. Topların atışını tertib için padişahın gelmesini bekledim, Bu tecrübede bana arkadaş olarak ve-| rilen şehremini (2) elinde beyaz deyne- Bile bir aşağı bir yukarı dolaşıyordu (3). Açılış - Kapanış fiatları 9 -5-989 ÇEKLER Açılış 59 136.678 8.5660 Kapanış 345 120.676 3.8660 6.8025 284025 6.80 W.80 21 5625 10925 1.86 14.080 28.400 14.B435 0.0000 2.6675 34.62 803476 (1) Okmeydanının bir kısmında üzerlerine yanlar hakkedikmiş yermerler (o diktidir. Bunların mesafeleri onların katettikleri me- safeyi ve bunları atanların İsimlerini göste- rirler. Türk Imparatorlarının hemen hepsi bu sahada meşhur olmak iddiasna düşmüş- lerdir, Okmeydanında Osmanlı şehzadelerin sünnet düğünleri de yapibr. Padişahm bu- rada çok güzel bir köşkü vardır. Baray halkı için de icab eden binalar yapıtımştar. İstanbul Halk Tiyatrosu ei Konsan Güler ve arkadaşlar | (2) Şehremini bütün resmi dairelere ve Perşembe günü akşamı > Oi padişahın saraylarma nezaret eder. Yemek ve Msteleri de ona alddir. Fekvalhde masrafla- Kabaran Gözler | rm hesabini da o tutar. Pakat bu mansab, bü kadar gartb bir rejime ald olan Türk hü- kömetimin sair bülün mansmbları gibi, Av - repa bhökümetlerinde hiçbir mansıba teka - bül etmez, (3) Bü kumanda alelimelidir. Varyete, komedi, hokkabaz Cuma akşam günü Üsküdar ne Büyük müsamere

Bu sayıdan diğer sayfalar: