May 28, 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

May 28, 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Ye E er yer m 2 ee Ni eni e rl amil ME” 2 ye m Mühim bir iktısad Meselesi daha Yazan: Muhittin Birgen örüp dolaşıp, hâdiseler arasın- da her fırsat buldukça temas etmemiz lâzım gelen mesele, hep o me- seledir: Memleketin ikusadi kalkınma davası. Bumu yapmadıkça kuvvetli bir millet olamayız; bunu temin elmedikçe "Türkiyeyi mamur, kuvvetli ve müstakil bir memleket yapamayız. Kalkınma davamızın halledeceği mese- Jelerden biri de şudur: Köy iktısadiyatı”| ı yükseltmek. 'Türk köylüsüne Cihan Harbinden evvelki hayat şartlarını iade etmek ve o zaman köyle şehir arasında mevcud olan muvazeneyi yeniden tesis ey emek, Evet, bu memleketin fat hareketlerini bugünle o zamanki nisbetler arasında si Ya bir mukayeseden geçirecek olursak görürüz ki bugün Türk k ne sarfettiği emek zmukabilinde aldığı mahsulü pazara götürüp satlığı zaman, mukabilinde eline geçen para ile harbden evvel mübayaa edebildiği eşya kadar h- tiyaç maddesi satın alamaz. Demek olu- yor ki, köy 'le şehir arasmdaki müba - dele muvazenesi, eğer harbden evvel yüz telâkki edilecek olursa bugüh bu yüzden aşağıdadır. Acaba ne kadar aşağıdadır? » * Bu suale bugün kat'i bir cevab vere - bilecek vaziyette değilim. Geliba, kim - se de yoktur ki buna doğru bir cevab verecek halde bulunsun. Fakat, bundan yedi sene kadar evvel, Aydın muhitinde çalıştığım sıralarda O günkü pazar iatlarile harbden evvelki Gatlar arasında hayli kontrollü malümat toplıyarak bir takım mukayese yapmış ve bu mukayeseleri, o zaman İktısad Vekili olan Celâl Bayarın bir sualipe cevaben kendisine bildirdikten mâada, «Türk Koo- peratifçisis mecmuasile de neşretmiştim. | Benim çok esaalı yaptığını zânnettiğim bu tetkiklerle vâsıl olduğum netice, o za- #manlar, köyün mübayaa kudretinin harb- den evveline nisbetle takriben vüzde kırk derecesinde daha düşkün olduğu kanaa - tinden ibaretti, Anadoluda yaşıyan “Türk kütlesinin tam manasile canlanması ve kuvvetlenmesi için evvelâ bu yüzde kır- kın ortadan kaldırılması, ondan sonra da daha ileri gidilerek, harbden evvelki yüz. | ze nisbetle yüz ona, yüz yirmiye müte madiyen ileri gidilmesi lâzımdır. Ctimhu- | gösteriyar. riyet, köye bu refahı getirmeğs mecbur dur; cürehuriyet köylüye bunu borçlu -/6i bir tetkik savesinde mümkün olduğu dur! kadar doğruya yakın malümat ve muka- Halbuki, © zamandanberi memleketin | Yes? neticelerine varmak. ondan sonra sanayileşme politikası ve umumiyetle ik -| da köy ile şehir arasmdaki mübadele ha- tısadi hayatımızın almış olduğu tekâmül | yatını bu meticelere göre tanzim etmek istikametleri, benim © zaman muayyen) bizim er mühim ve en müstacel vazifele- bir muhit için yapmış olduğum hesabları | rimizden biridir. Bu mevzuu, evvelâ tet- bayli değiştirmiştir. Bir taraftan himaye| kix sahasında halledilecek bir problem gümrükleri artmış, takas primleri yük-| selmiş ve binsensleyh şehir eşyası pa - halılaşmıştır. Hükümet bu yükselije ker- şı tedbir almaktan hâli kalmadı: köy mahsullerinin de fiatlerini arttıracak bir yoldan gittiyse de acaba, bahsettiğim mu- vazene köylü lehine değişmiş midir? tıklar içinde harekete geçen bir mem - Bu suale cevab verebilecek bir vaziyot-| leketin ilk devirde böyle çalışmasından te değilim. Fakat, öyle zannediyorum ki| başka çare olmadığını kabul etmek lâ - © zamanla bu yaman arasında köylü le- hine bir tebeddül yoktur. Hatti bir ara- ık köy aleyhine büyük bir değişme ol » muş, buhran senelerinde köy mübayaa kuvvetlerini büsbütün kaybetmiştir. Buh randan uzaklaştıkça, bir zamandanberi nisbet köy lehinde salâha doğru gitmiş - se de bu salâh, harbden evvelki vaziyeti bulmaktan çok uzaktır. n Şu kadar var ki köylü bü; yetten de müşteki değildir, Çünkü harb - den evvelki ve harb içindeki devirlerde köylü vâkıâ fiatta kazançlı idise de harb, Byan ve huzursuzluk yüzünden zararda olduğundan, şimdiki sulh devrinin ken - disine getirdiği iyiliklerden dolayı gene hamdetmesini çok iyi bilir. Fakat, iktı - #adi hesab (bakımından. mukayeseler! köy lehine değil, aleyhinedir. * Şu halde, bugünkü iktisadi kalkınma| gayretlerimizin arasında ehemmiyetle mü falen etmemiz lâzım gelen bir mevzu da| budur. Bu mevzuu ele alıp derin ve cid-İ| Bazı kimseler için: yaşamış olduğunu görürüz. Robert Taylor Barbara Stanwuyck Kaliforniyada San Diegoda Robert olduklarını bu sütunlarda okudunuz, res- mimiz her iki artişti nikâh merasiminden sonra ve gece yarısı evlerine dönerken olarak alıp ondan sonra da vâsıl olaca - ğımiz neticeye güre iktisadi siyasetimizin mühim bir prensibi haline getireceğiz. Şimdiye kadar el yordamile yürüdük. Vasıta ve kuvvet bakımlarından yok zamdir. Bunun aksini iddia etmenin bü- yük bir insafsızlık olacağını biliriz. Fa - kat, bundan sonra, elde ettiğimiz tecrü - belere ve tedarik ettiğimiz iş kuvvetle - rine da, rak daha hesablı, daha muka- yeseli çalışabiliriz. Bu mevzuu unutmıyalım, ihmal eimi- yelim, Muhittin Birgen İSTER Şehrin müstekbel tiyatro, gazino "Taksimde inşa edileteklerine artık dilmek üzeredir. Belediyeler Bankas" cak 5 milyon Tiranın bir buçuğu da b telerin verdikleri tafsilâta bakılacak lamıştır, bile. Şehrin müstakbel cazi İSTER | — Anadan doğma zekidir, deriz, doğrudur. Fakak bu zeki adamın hayatına dikkat edelim: Takdirimizi ce'be - den eserini yaratmak için mutlaka münevver bir muhitte Taylor le Barbara Stanwyekin evlenmiş| bakabiliriz. Stadyam sahası maliyeden b göre para da hazır demektir. Artık işe girişilebilir. Gaze- SON POSTA İyi tahsil görmemiş olabiliriz, kapalı bir muhit içine düşmüş olmamız da mümkündür. Fakat bu vaziyet çocu- ğumuzü ayni şekilde yelişlirmekliğimiz için doğru bir sebeb olamaz. Onu hiç değilse bir derece üstün muhitle temasa getirmeğe çalışmak vazifemizdir. sSOZ ARASINDA e Et suyile çorba Kendi eserini Okumıyan | Muharrir 64 defa basılmış olan «San Mic - meşhur muharriri, ve bir zamanlar Avrupanın en ta - nınmış asâbiye mü tehassısı olan dok- tar Axel Munthe, en büyük hayati arını - vermek Londra- da bulunan mu - harrir, şimdi pek az (görmektedir. Ameliyat olduğu takdirde, kurtuluş çarelerinin yüzde büsbütün kör kalması fhtimali ıkacaktır. Gözleri tamamile eseri ku ktı İNAN İSTER ve klüp binalarının | deği muhakkak nazarile | mıştır. Anl z reyanın ku ndan ödünç al u işe ha satı şehrin olursa hazırlık baş- be merkezi olarak | NAN, İSTER “ed / Mergünbirfikra Çok hasis, hasis olduğu kadar da pis bir adam dostlarına anlatmıştı: — Ben et suyile çorba yapmak is- tediğim. zaman para verip et olmam, Bir kasaba uğrorm. Et alacakmışım gibi etleri ellerim Bunlar iyi et, de- dil; diyerek oradan çıkarım. Dosdoğ- Tu evime gelirim, Elimi yıkarım. Eli mi yıkadığım su ile de çorba pişiri » rim, et suyile mükemmel bir çorba Olur. aaa yüz olmadığı muhakkaktır. Onun için de vardır. Muharrir bundan beş sene evvel İrlânda başvekili de Valeranm gözlerini kurtaran İsviçreli mütehassıs Vogt tarafından te- davi ve âmeliyat edilmişti ve gözlükle ki- #ab okuyabilmekte idi. İkinci bir ameliyat muharririn ya görme hâssalarını kuvvet- lendirecek veyahud da onu ebediyen kör açıldığı takdirde, muharrir 64 defa basılmış olan | oyuncuyu 416 çuval kahve mukabilinde i ilk defa olarak kendi kendisine O “İ satın almıştır. İtalyan futbol federasyo- iz. Köprünün öte yakası bir defa parlamaya başla - bul yakasının ak Doğrusunu biraz daha canlandırılmasıns sarfettikten sonra bu kıs- ş mun da yakın bir zamanda parlıyabileceğine biz inanmı- Taksimin seçilmiş olması üzerinde münsdaşaya girişecek İ yoruz, ey okuyucu sen: Zekâ, zekâ içinde parlar. & Belçika Kralının küçük Oğlu sergi açıyor! | Sözün kısası Bir nesli müdafaa yeni neslin kabiliyetlerine bir ÖÜ g. mak için bunun mensublarım ei virdeki «yağlı saçlı şairler.» 1€ yese etti. derli “ Muhterem Hatan Âli Yücel © # o yağlı saçlı çairleri pek hatırlar ae nırım. Çok gençtir. Fakat ben pe © tırlarım, Bügün omüzlar, vatka ile yöre Amerikanvâr? ceketler, göğsü kollu gömlekler, şapkasız beş, PP ai geyler gençlik orasında nasıl modâ “vg devirde de uzun ve briyantinli 889 öylece moda iii Bogünklü nesil Holivut erkânmdâf garbin meşhur sporcularından örnek yor. O vakitkiler de ekseriya Pö Parisin Kartiye Laten'inden, yer ali mecmualarda gördükleri Fransız © yatının kendilerine sempatik # malarından alırlardı. Saçlarını Mel bi uzatır, Roslan gibi, dimdik yakti8” 4 etrafına boyunbağlarını kat kat Tardı. Şimdi bir tezyif mevzuu olan 3 de kendine göre idealistti. Ancak yi” sine verilen terbiye iktizasi, benli ği tile mahdud idi. Gönlünde ve TU. taşıdığı müphem tahassürlerle, muh w ve zamanının kasden aydınlatma yolda kendi duyguların, kendi * « Belçikada (ege sergisinin açılış mera- simini, kral Leopoldün dört yaşındaki oğ- yu yetişmediği için, bir iskemleye çıkarıl- rofondan: <Liegedeki sergiyi açtığımı beyan ede- rim!» demiştir. Sergi komiserliği krala müracaat ede - rek, kendisinden resmi küşadını yapma- sını rica etmiş, kral da bu isteği yerine ge reketi, davetliler Üzerinde büyük bir te- sir ve sempati uyandırmıştır. 416 çuval kahveye satın alınan oyuncu Riyo dö Janeyrodan bildirildiğine göre Brezilyah bir futbol klübü, İtalyada, £ - talyan klüblerinde oynıyan bir Uruguaylı nu da bu anlaşmayı tasvib etmiştir. INANMA! yor ki, parlamakta devam edecektir. Ce- veti önünde baş eğelim. Fakat şehrin İstan- beti ne olacak? arsanız belediyemiz bile eline geçen fır- sen kâfi derecede canlı olan öteki semtinin INANMA! Iu Prens Alber yapmıştır. Mikrofona bo-| mış, babası kendisini tuttuğu halde, mik-| tireceğini wâdetmemişti. Prensin bu ha -| Binin Kıyılemlarından istiane eder$$ g rümeğe mecbur tutuluyordu. w İtina ile idame ettirilen bir sehid vas içerisinde bunaldıkça bedbi a maneviyatı, yeşiâne tesellisini coşâ” binin ilhamlarında arıyordu. Güzelliğe, san'ota, yüksek hisler? “* o gençlik şiirden başka mmuksdğesii ğa nımadığı için. daha mekteb ral iken, kendini şiire vermişti. Ese yal belki vazuh yok, san'at vok, elisi ğa giirin tekniği yoktu.. Lâkin duygu “© Ruh vardı. gi Edebiyatın bile «gazabı şahane” * rayıp menedildiği o devirde, yağ? w ların içinden, edebiyat tarihimizde ri tan, bam bırskan şairler, ediblef “psti Tahsin Nahid, Celâl Sahir, Müd "gf Hamdullah Suphi, Köprülü Fusd Halid gibi. n Kiymetleri inkâr edilemez ol8 ir sil mensublarıma, bugürkü gibi idezller verilmiş olsa, kendileri e miz ve hilr havası içinde, genclik ya »in bütün heyecan kabiliyeti ve İİ 4# Hile yetişmiş olsalardı, acaba ne “İ” lardı? # Nitekim, o «yağlı saçlı nesle e! yet bir takım yepyeni ufuklar asi adi âna kadar ağıza shnması cinayet ör için meçhul Kalan, vatan ve e k mukaddes mefhumlarını, yüksek “a, aşkını aşılayınca. iş başka türlü ii Çanakkalede, Kafkasta, Iraki? çö İten kahraman Türk kemikleri © gif İyağlı saçlı pek çok gençlerin de #* İri vardır. edi Galatasaray sultanisinin o er KA yata özenen yağlı saçlı talebesiDö Sion İlet Aliş nin ölesüz mezarı bugün SİT lerinde yiğit Türk gençliğinin Pir” göbi duruyör... de Hayır! Biz, o neslin bakiyesi, KİPİE Min tiştiğimiz ha' mes'uliyetini i miyaruz. O vakitki şartların De ve güçlüğüne rağmen bizim de ei rimizde her güzelliğe ve her iyLİĞ” ii lik vardı, Biz de, adını öğre “ sarahaten adlandiramadığımıZ Sg taşıdık, O gençlik ile bu genç gin > fark yoktur, Bugürküler dahâ e ş ha iyi mücehhez, daha geniş ve b fuklara malik. Bugünkü A8 Ve hepsi de, hepsi de mu rek, heyecanlı, idealist 'Türk SonPostanıni TARİH MÜSABAKA KUPONU,

Bu sayıdan diğer sayfalar: