13 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

13 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE ör leke x ir EE AİR e i EE il “ Yazan: ZIYA ŞAKIK İki güze! kadının aşkı / Mena Yeririm, ml ta, yağının aitındaki şu arkadaşı -İ|sek üz e ml Bir kılıç dar- | ki, bu kadın, büy deği, Tama koparmak, işden | viyor. Fakat bü Pür, Blhnde ki ben, bunu yapmıyo | dakârlık gösteriş rim. yere, kan dökmek isle- | aşkına terked ma size, bir teklifim var. | Diye, söylendi. Ve işer. kerime itant eder de, önü- * inç di arzunuzla Mesih ka-| Battal Gazi, bu düsüncesinde hata 7. hepinize bol paralı! etmemişti... Aspasya Ana, hakikaten aç mal Eğer muhalefet eder İbu büyük "Türk khremanı, insan kalb- ai Gehenhem isterseniz, hepinizin lerinde emsalsiz görülen bir aşk ile Ki Battal, m sevmişti, Fakat, prenses Eleohoranın Deği, ahy sönlünde de bu harikulüde adama karşı dayanılmaz bir sevgi uyandığını anlar unlam«z, kalbinde ates yarasından da- Dün Maraz dan biri, ellerini havöya | ha acı bir ıztirab hissetmis.. artık, bağ- nna teş basarak. kendi askmı feda et- — Ben, emi “ ie ye İtaat ediyorum. meyi bir vicdan borcu telâkki eylemiş- e üç ses, tek bir İşi Tizde, toplanarak yükseldi: Ki Battal Gazi yavaş yavaş İka Asya yaklaştı. Gen, i ik ç ve dil- hü, derin biz hürmetle selim - ti , Yüzümden, bir hayli sık» Ay isiniz. a syll sik Diya ederin. pek geç haber al k bir ferağat ve fe- ır. Beni, Eleonoranın gönderirim. Bilirsi- alan söylemez. Ü) Sözünü işitmek kâfi geldi. İ HEY, FANİ DÜNYA. Battöl Gazi. Aspesva Anayı (Kirk Bakireler) manastırına götürerek tek - rar yerine oturtmak istedi. Fakat, bu mağrur Bizans asılzadesi; — Bayır. bu kadar dedikodulurdan sonra, artık & mansstırm. kapısından içeri girmek istemem... Beni, Mesih kalesine #ötürünüz. Orada, yanınızda kalavım. Fakir ve hastlara hizmet e- devim Dedi. Battal Gam, Aspesyanm bu teklifini wi e beyi, Kadir Allah. bu büvülç ada. tangi Te ya çıkardığın inin sana Diye» ğ şükredeyim? Sung, bu âdam istese idi, hepimizi (Bastarafı 12 nci sayfada) Böyle bir adama ca- uzunca bir salondu; . ortada bir bilârdo masası vardı. Masanın etrafında da hep- sinin önünde hokka kalem bulunan fev - kalâde ciddi olan bir sürü genç bulunu - yordu. Aralarında ilâveyi bastıran iki genç te vardı. Her ikisi de matbaacıya ii. tifatla gülümsediler. Reis olduğu anlaşı » Jan bir genç Mister Pomeroya: — Buyurun, oturun! dedi, «Zeki genç- İer: cemiyetinin azaları arasında bulu - nuyorsunuz! Bu cemiyetin reisi sfatile müsâadenizle size iki şey soracağım: Zan. nedersem dini bir mecmuanın ilâvesin - deki yazılardan dolayı epeyce merakla - nıp heyecana düştünüz değil mi? — Elbet. bu da lâf mı? — Bu hâdisenin üstünüze tesir edip et- mediğini sorabilir miyim? — Üç gündür gözümü kırpmadım. Azaların dudaklarında takdirkâr bir te. bessüm belirdi; hepsi de Mister Robert ile Mis Duncanın elini sıktılar. Diy, ralmıyalım, Ölünceye kadar, ) iler. Ve bu v G bildirdiler ahidlerini de, Battap aziye m ii a kan dökülme- Anan, memnundu... As - yin : ipli oturdu. Gittikçe ve neş'e ile, o - Büy atu. Kirkulesinden kurtarıp ira yi ği Prenses Eleonora- İçinde la da ayni neş'e ve heve- May, nde idi, neş'e ve heye- Karşı p nz enses hakkındaki su- ba bir süküttan ire i 7 sizde nasıl bir kuv- ize minnettar ter kalblerini kendinize dir kuvvet... Manas - güne kadar, Eleonora saat sizden bahsetti. Hiç fi ; 8 FE İziz iYliyebiliri; : Reis matbaacıya gene sardu: Başay bütün m İn alin — Bu hâdise rsüstakbel hayatınıza aid ima Gazi, derin derin içini çekti, |plân'arınıza da tesir etti mi? apar cuk gibi basım ene | — Şehri terketmeğe hazırlamıyordum. ği Ahanın bile güç işitebile-|, Mükemmel. Arkadaşlar. hiç şüp - Ye Sedler hesiz bu sya aid altın madalyalar, onları Deği? SİZ? Siz, sevmiyor musunuz?, | ci8den bak etmiş ve hâdiseyi pek mahire. ne ve ustalıkla idare eyliyerek zekâlarını 7 E isbat eden Mis Duncun ile Robert Ander. kaş ça Beni eni © anda Sap -İsona verilecektir. Mister Poreroy siz » yük Bu süküe birkaç saniye sü -| den de pek haklı merakınızla beraber ü- Müş, bir Elan nefsi ile| züntü ve höyecanmızı da gidermek için Mey, Stan dei Ve sonra, | şunu söyliyeyim, ki siz bir oyuna kurban pp Yahuda bu sualini işit -| gittiniz!, Ka Pier Damış gibi; — Öyle bir oyun, ki bana yerimi ve birer mâbud ka- e şiğMesli ye e edecek kadar pahalıya sizi mâbud ittihaz | — Katiyyen. Zararınızı mucib olacak sevgiye SİZİN | hiç bir şey yok. Bastırılan ilâveler tevzi Mta en İk e İYİMİ TL e De > ty maş er da, rahibe değildir. İdiğim üzere biz akil ve sekme ekme Üy re , hayatını ve bekâre-| sizlerle kuvvetlendirmek gayetile ku 7 Fİ g8 a g H te İçin size Dezretmemiştir. | rulmuş bir teşekkülüz. Bu aya aid mev. Ye Zeve, beş büyük saadet geti -| zuwmuz. mahelle sakinlerinden birini en Pak ka labilir. . > ziyade telâş ve meraka düşürmek idi. A. # 48 zalar arasında bu iş için kendini göste . güzel rahibe bu|renler ve mükâfatı hak edenler Mis Dun. Direk rinceye kadar, o | can ile Mister Andersondur. çile de e kmişti ki, bunu Batlal| Mister Pormeroy dayanamadı: tri, te hissetti. Ona, tek birİ — Bunun kadar yersiz ve münasebet - i edemedi. Yalnız siz bir teşekkül daha tasavvur edemem. ; içinden: Bu bir, ikincisi bana uykusuz geceler ge. im! Bu kaklına, ne yük- | çirmeğe, ve beni üzüntüden ölüm dere - ! bir kalb vermişsin... Hiç şüphesiz İbüyük bir memnuniyete kabul etti ik bir aşk ile beni se- | Manastırda ikamet eden ve Aspasya - dan ayrıldığı gündenberi göz yağları döken prenses Eleonorayı da oraya ge- tirtti. Bu iki asil kızı, bir eve yerleş - tirdi. Prenses, çılgınca bir çırpınıyordu. Ve: — Ah Allahım. ne mes'udum ... Hem, halâskârım Bâttala; hem de sana kavustum. Diye, bağırardk, mütemadiyen As- pasyanın boynuna sarılıyordu. * Aspasva, insan fedakâörliğinm en yüksek derecesini gösterdi. Kalbi, Bat- talın aşkı ile çayır çayır yanıp tutu - şurken, bu büyük kalbli kız, o eeşleri gizli göz yaşlarile söndürmiye gayret ederek: — Battal! Ölen zevcene karşı, ben de.senin kadar hürmetkârım. Fakat, Eleonorsnın günden güne sena karşı artan aşkına da lâkayid kalamıyorum. Sevgili Zeynebinin muhterem hatıra - ların: kalbine göm. Hayatı, uzun ıztı- rablarla geçmiş olan Şu zavallı arkada- şımı mes'ud et. Diye, rica etti. Battal, Aspasya Ananın gösterdiği bu büyük ferağat ve fedakârlık karşı- sında, hayretler içinde kaldı. (Arkası var) sevinç içinde Hikâye: Bir rekor cesinde kıvrandıracak bir sıkıntı verme. Fakat bize, büvük bir | hibinin bulunduğu salona götürdü, Burası 18 hakkınız olmadığını söyliyeyim. 2 yı terdi, İ — Böyle demeyiniz Mister Pomeroy. Süiniyetle hareket ederek dalgınlığınız - dan istifade edip bu oyunu hakikat saf . hasına koysalardı o vakit şikâyete hakkı. nız olacaktı? Size bir gümüş madalya vermemize mü swade edin! Hatıramız olsun. Mister Anderson söze karıştı — Babamla konuşayım, müdürü bu » lunduğu şirketin evrakı matbuasım size versinler burdan sonra! Mis Duncan da atıldı: — Ben de babama söyliyeyim, bundan böyle mecmuayı da sizde baslırsınlar, Reis te ilâve etti: — Bitişik odada iyi sigaralar ve viski ar, buyurmaz mısnız? Mister Pomeroy evine giderken. «netice itibarile gençliğe hizmet ettim; diyor ve neş'eden kırılıyordu.. TASFİYE HALİNDE İSTANBUL TÜRK EMLÂK ŞİRKETİ Tasfiye halinde bulunan İstanbul Türk Emlâk Şirketi hissedarlarınm fevkalâde umumi heyeti, 17 Temmuz 1939 Pazarte. si saat 11 de Taksimde, Cümhuriyet mey- danında İ. T. E Ş. hanında kâin İdare Merkezinde toplanacağı ilân olunur. MÜZAKERE RUZNAMESİ: 1 — Tasfiye memurları tarafından tas. fiyenin nihayetini gösteren nihal ve kat'i hesabı tasdiki. 2 — Tasfiye memurleri ve mürakıbla. rın ibrası, z Ticaret kanunu ve Şirket nizamnamesi hükümlerine göre rey hakkı olanların mezkür 17'Temmuz 1989 tarihinden en geç bir hafta evveline kadar Şirket Merkezine müracaat edilmek lâzım gelir. İstanbul. 13 Haziran 1939 TASFİYE HEYETİ Yatak, yemek ve çalışma odalarile salon takımları vel baml © ber meri mobilyalar; BAKER (eski HAYDEN) ma- ğazalarında teşhir edilmekte ve ber yerden ucuz fiat ve müsaid şartlarla satılmaktadır. Nilin suladığı topraklar Nilin mecrası gayet alâkaya şayan bir levha arzeder. Bu nehir ve bütün kanallar daimi surette sulama işlerile meşgul insanlarla muhattır Tercüme eden: Hüsajiı Cahid Yalçın Güze çarpan garib bir şey Mırısa nak. ledilen yabancı nebatların burada piçle. şerek mahsul vermez hale gelmeleridir. Çivid işte böyledir. Ayni derecede dikka. te şayan olan diğer bir nokta da her sene miş yeni tohumlarla eki. len çivid tarlalarının Mısırlılara gayet i ibir renk vermesi, ayni nebatın ösil kay- nağı olan memlekette bu meziyetten mahrum bulunmasıdır. Bu müşahededen çikacak neticeye göre, Suriye çividi baş. ka tarafa nakleylemeğe muhtaçtır, Fakat toprağın kuvveti, güneşin şiddetli hara - reti tanelerin cinsini bozuyor, Mısır top. rağına sicak kiş bahçesi neticesini veri - yor. Mısırın toprağının iyiliğine ve mab - sullerinin çokluğuna, sıhhate gayet mu. vafık bir havayı da ilâve etmek lâzımdır. Roözenin, Dimyatın ve Mansurenin et . rafları çeltik ile muhat olduğu halde sağ. Jam Kavalarile meşhur olması hayret e dilecek bir nimettir.. Durgun sulara ihti. yaç gösteren çeltik yiraati ihtimalki yal niz Mısırda sıhhati bozmuyor. Servetler burada insanların hayatları bakımmdan hiç bir fedakârlığa malolmuyorlar. Membai Mısır olduğunu O zannettiğim veba hakkında büyük bir itina ile yaptı » ğım araştırmalar neticesinde kanaat ge - tirdim ki bu hastalığın bulaşmaları tica- ret yüzünden İstanbul ve İskenderiye - den buraya nakledilmemiş olsalardı bu - rada ismi bile malüm olmıyacaktı, Veba daima İskenderiyede zuhur etmeğe baş - lar. Hiç bir mânli tedbir ittihaz edilme mesine rağmen ancak nadiren Kehireye kadar gelir, Burada sıcaklar derhal has. talığı durdururlar ve Saide kadar gir - mesine mâni olurlar. Sâint - Jean başla . rında Mısır üzerine düşen çiğler İskende. riyede bile bu hastalığın tohumunu mah. vediyorlar, Mısırda, ancak Akdeniz kıyılarında ve içerilere doğru on fersah sahaya varıncı. ya kadar olan havalidedir ki yağmur ne olduğu bilinir. Yağmurlar nadiren daha uzak havaliye intişar ederler. Bir sene içinde Kahirede ancak iki saatlik hafif bir yağmur yağar, Mısırda gök gürültüsü biç bir vakit işitilmez. Pek nadir olan fırtı . nalar daime Lybie ve Arabistan yolları » nın yüksek kısmına taallik ederler, Ora. da tahrib edilecek bir şey yoktur. İşte her şey Mısıra isbiatin en kıymetli lütüfleri. ni temin hususunda elbirliği etmiş gibi . dir. Her çeşid kuşlar, hattâ en nâdir ne. viler ahalinin neş'esine kendi ötüşlerini ilâve için burada toplanmışlar da deni lebilir, Nilin mecrası gayet alâkaya şayan bir levha arzeder. Bu nehir ve bütün kanal. lar daimi surette sulama işlerile meşgul insanlarla muhattır, Ya kendileri su çe - kerler, yahud onları bu zahmetten kur - taracak hayvanları kamçılarlar. Bir sü. rü kova, tesbih halinde dizilmiş küçük tekneler sahillerde tertib olunmuşlardır. Yükselen sular ilk bir çukura dökülürler, sonra arazinin içine doğru tevzi olunur - lar, Bunun için de küçük küçük kanal Jar yapılmıştır, Çifiçilerin mahareti ve faaliyeti bu işleri gayet iktısad dairesin. de ve zeki bir surette tanzim etmesini bi. ir. Ayni zamanda, ev işlerile meşgul ka- dınların nehirden içme suyu taşıdıkları görülür. Su testilerini, müvazene bozul. madan. başlarının üzerinde taşırlar. Bir takım kadınlar da çamaşırlarımı yıkar - Jar, ketenleri beyazlatırlar, yerlere se - rerler. Ufacık bir sebeble çarçabuk neş'e. lenirler, Bunun üzerinde keskin ve yu. varlanıcı bir sesle bir hava kulaklarda çınlar. Bu. Romalıların Tululatusudur. Bu şehir ile diğer şehir arasında su Üzerinde işliyen mavnaler, hububat nakli için kul. lanılan kayıklar, ticaret için vukua ge - len seyrüseferler bu tablonun tenevvüü. mü ve hareketini arttırırlar, Nil üzerindeki seyrüsefer bilhassa ge. micilerin çevikliği ve Yukarı Mısırda ya. pılan çanak çömleğin nakil tarzı iledik. kati celbeder, Bunu izaha kelkmadan ev. vel, pişmiş topraktan yapılan ve halkın içmesine mahsus suları muhafazaya hiz. met eden testiler, evlerin nehirden uzak. lığı nisbetinde bir cesameti haiz olmak lâ... amdır. Aşağı Mısır işte böyle bir vaziyet. te bulunduğu için, Yukarı Mısırda du, ran çömlekçiler bundan istifade ederek nakliye isini tasarruf etmişlerdir Kulplarından irlerine bağlanan bü » yük tesiler onların sallarının ilk plâ, mani teşkil ederler. Orta testiler ikinci sa, tıhtadırlar. Küçükleri de daha sonra ge lir. Mal sahibi kendi dükkânı için rahat bir mevki ayırır. Salını sevkeden elinde uzun bir sırık vardır. Bu tertibat tamam olunca kendisini suların cereyâmna bi » rakır. Bir kil tabakası üzerine karaya 0- turmaktan korkmaz. Çünkü bundan hiç bir zarar gelmez. Bu suretle Deltaya ka. dar iner. Bindiği gemide testileri birer bi. rer sattıkça nihayet ortadan kalkar. Fıtraten halim ve çekingen olan Mısır. lar neş'eli ve zevk ve safaya düşkün a- damilardır, Bütün ef'al ve hareketleri bu karakterden mülhemdir. Ufacık bir vak'a kendilerini korkutur, ufacık'bir hüsnü kabul onları teklifsiz yapar. Bu halkın dansa karşı beslediği düşkünlük Mısırda balerinleri çoğalmıştır. Bu kadınlar biç bir kayıd ve ihtiraz bilmezler. Ne kadar taşkm davranırsa o kadar hoşa giderler, Mısırlıların rengi pek esmer olmakla be. raber kanları bana güzel göründü. Bil . hassa bedenleri narin ve mütenasibdir. Kadın, erkek balık gibi yüzerler. Esvab. ları basit bir mavi gömleğe inhisar eder, Bu gömleğin biçimi kadınların iffet ve hayasını pek noksan surette muhafaza et, mektedir. Erkekler bu gömleği ancak ça. ışırken kolaylık olsun diye bir kemer ile bellerine tesbit ederler, Çocuklar dâima çıplaktırlar. On sekiz yaşında kızlar gör. düm ki hâlâ çocuk idiler. Müslümanlık Mısırlıların hâkim dini - dir, fakat bu kavim müslümanlığa bir sü. rü merasim ilâve etmiştir ki Muhammedin emirlerinden ziyade hoş manzaralara meelübiyetlerinder ileri gelir. Bir takım riyazet adamlarının tarikatleri, gedeleri mumlarla alaylar, bu tarz sofuluğa uygun esvablar, cenazelerde şarkı söylenmesi, göz yaşı dökülmesi, &plum förale (1) gibi geyler kabul ettikleri yeni dinden ziya. de ecdadlarmdan kalma batıl itikadlar « dır. (Arkası var) (1) Bu, Romalılarda car! olan ölüm kıya - felidir ki Yunanlılarda da Adet id). Müslü - manlar bunu kabul etmemiştir. Fakat bu â- det Mısırda payidar kalmıştır. Halife Ömer şüphesiz, batıl itikadlars müptelâ kimseleri daha emin surette idare edebilmek için ba- tul #tikada riza göstermeyi münasib görmüş olacaktır. "Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aiddir, ABONE FIATLARI İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. gen sansansamnanammnyaes sarar anaamaaasana, Posta kutusu : 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203

Bu sayıdan diğer sayfalar: