1 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

1 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N £| SON POSTA "Temmuz £ Almanyanın Danzig : için yaptığı plân — Güneşten ne 47 ve Ep lu — — kadar ir zi çörine gazla ihtiyatkârlığı yüzünden gözden düştü, -35” ... .. yay. . . ah olmuşsunuz, hi e; ntrop ise bilâkis Hitleri Gpün eyni . . . » — Plâja gittiğim sf ir yolu ile halline teşvik ediyor rk a nlanyayı ziyaret eden meşhur bir İngiliz muharririnin inlibaları) | “#7 z n z |da garb hududlarında fevkalâde ted -| hakkak Kuruçeşme. birler alacaklardır. Bütün bunların ge-| ieki kömür depola. niş ölçüde bir «mevzit hudud hâdisesi» ni bastırmaktan ibaret olduğunu iddia rının yanından geç- tiniz.. üstünüz başı Çe Hu cil k edecekler, harbi ilân etmek mes'uliye- | nız da öyle! tini Fransızlarla İngilizlere yükliye -| — Geçmedim ca. ceklerdir. iNk Yüksek Nazi mehfellerine göre bu.) — Herhalde bir si demokrasilerin işine gelmiyeceği, çin Me İm ir gi i e. içbi: X ü le etmiyeceklerdir. > İZ şünmez. Halk, binbir şe all Sks basıp ! konuşuruz. Allaha <in büyüsüne tutulmuş bir e ilenir bir halde bırakacaklar - | marladık. İF hokkabazin ne yütp şefaat dilenir bir İ O yanımdan ay. i tuğile ş yi” pe dır. Böyle bir uzlaşmanın şartları pek 7 pair enhikluğile şapkesuin altı ir yere i tabii ki ağır ve şümullü olacaktır. rıldı. Aracağını biliyor. Buna 95 yukluğuna i kalmıyor. eniZ sebeb buluşturma) h tatbikina da hazırlar” gö. Ni geiyük bir ihtimalle, i vü Vakti gelince (ki i . ermeye hazır di ü Tilanya hududundaki özde phi hak. y edüksek mehafil; bu e Yüksek Alman şahsiyetlerinderi bi - rine: — Peki amma, dedim, ya İngiliz, Fransız efkârı umumiyesi tahmin et - tiğinizden başka bir aksülâmel göste - tir, bu hâdiseyi"beklemediğiniz bir şe- kilde karşılarsa?... ; — O zaman. dedi, harbi ilân mes'u- jiyelini siz yüklenmiş olacaksınız. fi ler «mahalli polis» adile ortaya bir or-İde halkımıza bizi çember içine almak is Hele elbisem.. kara olmak şöyle dursun, daha bir yerinde bir tek leke yoktu.. Mahallebiciden çıktım, biraz yürüdüm. ŞDanzigden bir manzara Z i i * İtiraf elmeliyiz ki, gayesi Alman hal kını İngiltere tarafından ilham ve ida- re edilen merhametsiz bir «birlik çem beri» içine alındıklarına inandırmak anki Pedilen bir kanuna göre 18 - 25 yaşla- ayarı dikkate &“İne iş her Danzigli; «polis teşkilâtı e şağı yeşil giydiğin için kibirlendin galiba! — Yeşil giyen kim? n yahu, ben olacak değilim ya! Bir deliye daha çatmıştım. Üstüme, yat olan Alman dehili propsgandası tam | başıma baktım. Yeşil değildi. # bir muvaffakiyete doğru yürüyor. Na-| — Nasıl da modaya uyarsın? ce zi rejimi Hitler'in gelecek sihirbazlığı-| — Ben mi? imi w na hem zemin hazırlıyor, hem sebebler) O— Sen ya <a icad Hiç farkında değilim! Partinin«yüksek -kısmında Führer'in böyle bir zaferi kan dökmeden kaza - nıp Kazanamıyacağı hakkındaki fikir - kuvvetlerinin yarım saat- rabileceği söyleniyor am- Onyanın ekmeğine yağ sür- tan Almanlar derhal Dan -|tere ile Fransanın sözle kalmadıkları -| den. “na Koşacak; bir yandan (Devamı 11 inci saytada) — Onun saçları kanarya sarısı şıdan gelen kadına baksana, sürmüş, saçlarını da yeşile boya A — İstanbuldan mı geliyorsunuz? Başımı eğdim: nara çekmem ve kollarımı sıvayıp re- — İstanbuldan geliyorum. Şoseden İzerve Jöstiği çıkarıp, otomobilin altma ayrildim. Önüme bir araba yolu çıktı İda kriko koymam sanki görülmemiş Gele gele burayı bulduk. Çiftlik mi bu- |bir hareketmiş gibi bir anda atrafımı s3 ras? yireiler kaplayıverdi. Ben dıha kriko - — Pomuzdere çiftliği.. Siz beyi ta »İyu çevirmedeg;dört yanım kara bulut isi urhan Cahid — nımaz mısınız? gibi insan kesildi. Önce sertleştim, ka - b. a — Ne beyi? labalığa doğru: A vür|bir hendekten geçmek lâzım. Otomobi-| . Bizim çiftliğin sahibini. — Ne var, ne bakıyorsunuz? der öi- ed İpe SE ği yolda, güneş altında bırakmak İste-| . Ağı ne? bi dik dik baktım. Hiç biri aldırmadı. La . Zalam$ #lmedim. Hafif bir direksiyon manevra-| — Osman bey. Arkadakiler öndekilere; de Kmdcai”Ye -İsile şöyle yanlama sağa aldım. Ön İki) #atanbul etrafında epey gezintilerim| — Ne olmuş, kaza m? Adam mm çiğ- RE uzun beyâz bir bi-|tekerlek hendeğe girip çıktılar. Fakat | var amma buraya ilk defa geliyordum. İnemiş. arkalar sert yoldan kurtulup içi taze ot dolu hendeğe girince hemen patinaj başladı. Vitesi küçülttüm. İmkânı yok. Arkalar boşlukta dönüp duruyor. Bu halde dişli kırmak tehlikesi var. Oto - mobili güneş altında bırakmağa kıya - Mimi çatısı göründü. Yeni bir .efle gaza bastım. Yol herhalde bu #e benzer ağaçlığa gidiyordu. #if yolun iki yanını kaplayan #9P- kâ uğday tarlaları arasmda tn telfüz arabası vasından korka - düfta sira a gi Xu; »)oamanın OezaSL. , iattir gittiğim halde boşluklarda) Böyle ne İleri, ne geri gidemiyecek «#'i uçuşan tarla kuşlarından» bİT| bir halde baş yukarı girdiğim çukurdan *#F üzerine çıkmış kocaman bir Kab- İmakineyi zorlayıp çıkmaya imkân yok. otğadan başka canlı mahlük gör “|. Bereket dağ başında değilim. 7 #tim. Böyle yerlerde bir JSSİKİ Ben yere atlarken böni gören işciler Iafyası felâket. İhtiyat lâstikleriMİğe bahçenin çitini atlayıp yanıma gel- Bu da bir tesadüf. Niyetim Şamlar gö-| Diye soruyor. Öndekiler sanki Nev - lüne yal aramaktı. Şoseden (ayrılınca |yorktaki meşhür makineden adamı gör buraya geldim. Şimdi daha ileri gidip İmüş gibi lezzetle, keyifle, hayretle be- aksiliklere rastlamadan dönmenin ça -İni seyrediyorlardı. O hâle geldim Ki bir anda otomobili Lâkırdı etmekişn hoşlandığını sez -İorada bırakıp kaçmamak için kendimi diğim çakır gözlüye sordum: güç tutuyordum. Bereket kalabahk a - — Buradan İstanbul şösesine çıkar| rasında kasket bir genç atladı: başka yol yok mu? — Beyağabey, istersen ben yapıve - Sağ elini Nazi usulü dimdik kaldırıp eni K uzattı: Bu — Te karşıdan ş0se geçiyor. Oraya|.... Kirikoyu derhal bıraktım. ş z rahat- Astğil iki, depodan başka bir tepsi İğiler. Kır bıyıklı, çakır gözllü biri: o | Bu haber hoşuma gitti, Şimdi Kalsbalık benim rahat rahat sigara f Pei var amma yol böyle Pİ”İ Geçmiş olsun, dedi. Makine işle - er iziz yiyecek bir yer, bir göl - tellendirip O yerime oturduğumu gö - iL ıkraf da tenha olursa hayra alâ - miyor tu? gelik arıyordum. rünce keyifli bir temaşadan (mahrum ği — Makine işliyor amma tekerlekler | Tarı bu sırada çiftlik yolundaki a -|, ii dadak büküp mırıldana mı k gaçlıktan 5i geldi: » 2 inen ağaçlığa yaklaştıkça .. boşta çalışıyor- Hendekte hız alamıyor. a iie BD rıldana dağıldı. ilkler sıklaşik. Küçük BiP “El ayal dm? Çakır gözlü, tam eski bir çavuş gibi) Burası dağbaşı sayılırdı. Fakat ben delen eba begenilen A işden ani dikildi ve kışlada zabitine tekmil habe- | sene birkaç kişinin benimle meşgul ol- falışıyor. Dereyi seyrek ve pe Çakır gözlü üç arkadaşına İşaret etti: ri verir gibi sert sesle bağırdı: masından sıkıldım. prdan İvan een | —Hayd! 5 — Yok beyim. Bir yolcu, otomobili | Uzaktaki sese cevab veren çakır göz- t geçerken onlar da işlerini Ben de direksiyona atladım. Otomo- hendeğe girdi. Om çıkardık. lü çavuş: 4 ötemobile baktılar. bii tekrar yola simektan başka çare —ede kocaman bir çark dönüyof yoktu. stem bir bahçe dolabı. dönerken” önden dayanm arkadaşlar. tirin bu kervan geçmez yerlere geldim. ğı gıcırtılar bana Yedikule bO“| #n; yarı dört köylünün dayanmasile | Ehemmiyetsiz de ole bir ârıza geçir - Sı batırlatı. Sular keskin ÖĞS| ex, tekerlekleri hendekter kurtardım. İmek, başkalarının yardımına & muhtaç İki ses arasmdaki bu konuşma sini - rime dokundu. Ne diye yolumu Geğiş- — Bey geliyor. dedi. Ve ötekilere dö- nüp ilâve etti: — Haydi siz bakın işinize. Biraz evvel sesin geldiği tarafa bak - tım. Golf kıyafetinde panama şapkalı bir adam elindeki kırbacı sallaya sal - laya geliyordu. — Bu bey çiftliğin sahibi mi çavuş? — Evet beyim. — Adı nef, altında pırıl pırıl akisler yapa - Artık tehlike yoktu. Araba kendi kuv-|olmak insanın sinirine dokunuyor. Za- ylüyor. lar bir e yetile yola çıktı. ten etrafımda böyle ded'kodu edilme » Peren e 3e fe.) Köylülere ması! teşekkür edeceğimi |sinden biç hoşlanmam. Bir kere Beya - s6) yaklam Ğ bilmiyo! zıddan Aksaraya İnerken lâstik patla - İ ye sesde Yedek lâstiği alıp takmak on da- KAHKAHA Güneş yözlüğü takanlar tim, bir mahallebiciye yirdım. Maksadım mahallebi yemek değil, mahallebicideki aynada kendimi görmekti. Baktım, ben gene bendim. Yüzüm hiç te kara değildi. bembeyazdı. Henüz o gün giydiğim için — Vay beyim, yeşil kostümler de &a. Dİ a el Reich'e itti. du çıkarabiy vaziyettedirler. tediğinizi söylemekte ne kadar haklı ollna çok yakışmış.. esasen gözü yeşillere z z azi lan Volkstafi . yendili. Bu hi simdi beş bulu-İduğumuzu göstermek fırsatını kazana -| yeşil giymek gey etmeye karar verdiği ü i areket den başlamış v — Bana mı söylüyorsun. â k >» $ Müyor, Şarki Prusyadan Dan- i li ilân» edecektir. ri ser. İğe sil her a neş- o — Tabii sana söylüyorum. Baş'an a. Mİ de Almin harb e silâh akımı var, Son günl — Nasıl da farkında olmazsın, şu kar. pudra ış. O ler pek muhtelif. Mareşal Göring İnsil- |da senin gibi modaya göre süslenenler. ; kikalık işti ve fakat benim arabayı ke- iyata yakın oldukları anlaşılır. Emir vw İren, işci azarlamağa alışmış bir çiftiila ya bir şoför ya şoför muavini ola-| — Amma inadeı insansın, benim gi züm kör mü?.. Ben de görüyorum. Yeşil hem de filizi yeşili! Bu ikinci deliydi. Elinden kurtulma! istediğim için acele bir işimi bahane edi) yürüyüverdim. — Affedersiniz bay! Tanımadığım bir kadın bana hitab e diyordu. Acaba birine mi benzetmişti. — Affedersiniz bay, gerçi sizi tanımı yorum amma, birdenbire cazibasine ka pıldım. Sormaya karar verdim. — Cazibesine mi kapıldını?? — Evet bayım. ben sarı gandi ar mıştım. — Vallahi bayan Gandiyi görmüşlü ğüm pek yok amma Hindü olduğuna gü Te... — Hayır o Gandi değil. — Siz Gandi dediniz. — Sizin Gandi! — Gandi, Gandi. Arkadaşlar arasın da çok zayıf biri var amma, biz ona Ga; di dömeyiz.. çöp deriz. — O değil efendim, gırtınızdaki Gandi kumaş. (Devamı 13 üncü sayfada) — Osman bey. — Kış yaz çiftlikte mi oturur? Çavuş başını eğdi ve ben sormadaı anlattı: — Şehre hiç gitmez. Detikanlı bir oğ. lu bir de evli kızı var. Onlar yılda k gelir, bir kaç gün kalır giderler. Çavuşun sesi gittikçe yavaşladı. O$ man bey yaklaşmıştı. Kıranta, sevim yüzlü bir adam. Elimi şapkasının köna. rına doğru kaldırıp selâmladı: — Geçmiş olsun efendim. Mühim bi şey deği Ne yumu: şak sesi var. Gözleri menek. şe gibi. Çok neş'ek ve sevimli bir a dam. — Teşekkür ederim, dedim, Şu ağaç İarın altında yemek yiyesektim. Ota mobili de güneşte bırakmak istemedi Fakat hendek ıslakmış. Patinaj yaptı Bereket adamlarınız yetiştiler. Bazı insanlar vardır. İlk görüşte ha beyine benzemiyen bu sakin ve nazik! adama karşı yabancılık hissetmedim Tatlı, mavi bakışlarını gözlerime dik rek beni dinliyordu. Sözümü bitirina teklifsizce kolumdan tuttu: — Kır yemeği istiyorsanız biraz dah; gidelim efendim, dedi. Çiftlik hududla rı içinde her yale misafirimdir. Ve benim cevabımı beklemeden #4. ve etti: — Beni de otomobile alırsanız köşke kadar gideriz. O kadar candan konuşuyordu ki Şy le yarım ağızla olsun bir özür dilemekl aklıma bile gelmedi. Yanıma oturdu va ben gaza bastım. Düz yolda sık bir ağaçlık içinden g çer geçmez önümüze zümrüd gibi bahçe çıkıverdi. Osman bey soldaki yeni binayı iş ret etti: ” z vo) — Şu çamlı kapıda durabiliriz. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: