24 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

24 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Eşim Varşova m üd SON POSTA afaası Plevne ve Madrid ile mukayese edilebilirmi? Emekli General H. Emir Erkilet “Son Posta, nın askeri muharriri İeeeeresenme sese mersamasısansanaresssassan sas ven sanane nama iaa! YAZAN ansaaaarannoasananunenaserrvrsnsncasasay. İ Almanyanın Polonyaya zenlere vs Sayfa 5 DEDEBİYATIJ Harb ve YAZAN: HALID «Son Posta» da bundan evvelki ma ." kalemin intişar ettiği 1 Eylül 1939 günü tecavüz - ettiği gündü. Demek ki o yazım, sulh içinde yazdığım son makaiem oluyor. Bugün Lr edebiyattar. bahsetmek üzere kale.! , Fakat geçen günler| "ransanıa da Al: ne alıyorum. için ide, İngiltere yaya karşı harb ilân etmeleri yüzünden! cenk ateşi Avrupanın" büyük bir kısmı » nı sarmış o bulunuyor. hangi (edebiyattan bahsedeceğim? Mü: zelerdeki san'at eserlerinin mah ve derin topraklar içine gömüldüğü, gazete ve mecmuaların harb yazıları ve resimleri ile dolmağa başl dığı bir hengâmede hangi his ve hay delgası insan kalblerine hakiki bir heye. can verebilir? En büyük heyecan, harbdir; milletlerin istiklâl ve medeni «' .İbilmişse, Remargue'in eseri bilâkis bütün yet savaşı için, insaf tanımıyan bir zul me karşı silâhlanıp ayaklarışlarıdır; işte! bu vaziyet içinde bile edebiyattan bahse. deceğim, Fakat hangi edebiyattan?.. Daha düne kadır bütün dünya ede - biyat mecmualarında, bütün edebi ten » kid ve tahlil kitabiarında sık sık rastla. nan bir tabir vardı: Harb sonu edebiyatı. Bu harb sonu edebiyatı, 1914 den sonra siperlerde dövüşen genç Avrupalı ede - biyatçıların 1920 den itibaren en parlak | nümunelerini vermeğe başladıkları eds. bıyatı tarif eden bir tabirdi. Öyle bir ta. bir ki, bugün ne kadar manasız kalmış. sa dün de o kadar fazla bir nikbinlik ifade ediyordu. Sanki, o geçen Büyük Harb, dünyanın üstünden yalnız bir defa Alman kuvvetleri Varşoranın varoşlarınaa "Leh ordusunun bazı kısımlarının €s-İ Bunlardan Lembergte bulunan Leh ki bükümet merkezi olan Varşovada, | kıt'alarmın muhasara işini Ruslar, Al bunun 32 km. şimali garbisinde ve Vis- İünlrdin devir ve teslim aldılar. Rus- tül mehmi üşerinde' Modlin kaflesinde. (ların da, burada nihayet teslim olmıya Varşovanım 30-40 km. cenubunda ve Vistülün garbinde Gora Kalwarla ile Crojec arasında, Gidinyanın şimalinde Danzig körfezine uzanan dar yarım adada ve nihayet Lembergte hâlâ mu. kavemet' ettiklerini biliyoruz. Bu mu. kavemetler, Lehistanın müdafaa veya kurtarılması bahsinde, hiç bir askeri ve sevkülceyşi kıymet arzetmemekte olduğu için, Almanların buralara yer. den cebri ve şiddetli taarruzlar yapa” rak birçok telefat neticesi bu mevkileri düşürmek istememeleri askeri bakım- dan doğrudur. Çünkü bu yerlerde mah. sur Leh kıt'alarının mukavemeti niha- yet kendiliğinden sönüp bitmiye mah. kümdur. Dikkat edilirse, zaten Alman ordu. unun Lehistan o harekâtını mümkün mertebe az bir telefatla ve çok az bir zamanda bitirmek için manevra kabili. n en son haddinden istifade et - mesini bilmiştir. Çok müteharrik mo - törlü Alman fırka teşkilât; ile çok üs. tün bir hava kuvveti bu manevra kud- retini gereği gibi arttırmışlar ve en yük sek noktasına . çıkarmışlardır. Fakat Almânların, manevra kudret ve kabili. yetlerinden azami istifade etmelerine yardım etmiş olan bir unsur daha var dır ki o da Leh ordusunu dağıtarak Al manların seri kolordularma lokma lok- ma kaptırmış olan Leh büyük askeri sevk ve idaresinin bizzat kendisidir. İşte Alman orduların Leh kuvvet. lerine biri dukları şiddetli seri darbelerin bir ak. sülümeli olarak bugün Varşovada ve şurada burada bazı Leh kumandanları memleketin askeri şeref ve namusunu kurtarmak maksadile mahsur olarak garpışmakta devam ediyor ve dünya - nm dikkatini hâlâ üzerlerine celbedi - yorlar. Yu i iz yerlerde muka vemet eden Leh xuvvetlerinin sayıları” rı bilemiyoruz. Fakat Leh ordusunun en az dörtte üçünün Koridörda, Vester Pla ttede, Radom cenubunda, Pzurada, ME Po. erde See gösteren Leh kuvvetlerinin mecmuu umum Leh ordusunun dörtte bir mik - tarımı yeni 10.12 tümeni aşmaması fktiza eder. “İdirler. Askeri şeref ve namus mahküm bulunan Leh kuvvetlerinin tahassun ettikleri siperlere hücum ve taarruz ederek beyhude yere kan dök- meleri beklenemez. Varşovaya gelince bunun da akıbeti malümdur. Buradaki kuvvetler ve şeh- in müdafaası uğrunda yapılan ve ya. pılmakta olan fedakârlıklar ne olursa olsun nihayet pek kalabalık olan büyük şehrin garnizonlerile beraber erzaksız. lıktan teslim olmas; tabiidir. Masmafih Alman ordusu, teslim keyfiyetini tacil için, şehri havadan ve karadan sikış - ırmakta devam edecektir. Ancak uçak bomkaları ve top mermileri altında bir çok yerleri yıkılan ve daha da yıkılacak olan güzel Varşovaya ve ondaki san'at eserlerine acımamak kabil değildir. Keralik beyhude yere akmakta olan insan kanı da bizi müteessir ediyor. Beyhude yere diyoruz; çünkü Varşo.. vanın veya şura ve buranın muknve - metinde herhangi mühim bir askeri sevkülceyşi gaye yoktur. Bugün Leh hükümeti ve bir Leh başkumandanlığı yoktur. Onun için şura ve burada yal. hız başlarına kalan ordu kısımlarının başlarındaki en kıdemli komutanlar müstakillen karar vermek mevkiinde- ge sonuns kadar müdafaayı taleb eder; an- cak müdafsayı devam ettirmekte aske. ri, siyasi ve milli bir gaye yoksa bey - hude kan dökmemek ve memleketi lü- zümsüz tahrib ettirmemek düşüncesi | hâkim olmak iktiza eder. Vorşavanm şimdiki müdafaseile İş panya iç harbi esnasında Madridin & terdiği fevkalâde mukavemet veyahud 1877.78 Türk.Rus seferindeki Plevne muharebelerimiz arasında bir benzerlik arıyanlar vardır. Şimdiki Varşova ile Madrid ve Plevne arasında gerçe im - proviser edilmiş müdafaa jtibaril «İmüşabehet varsa da gaye ve zi cihetile hiç bir mutabakat yol Madrid Hüşmanın ileri durdursa umümü bir mü üzerine rastlıyan bir şehir ve çok mü. bim bir istinad noktası olarak müdafaa edilmişti. va müdafii, Leh ordu- ül-San) umumi mü, Iedığı için tıpkı Madrid gibi büyük ve| mühim bir istinad noktası olarak mu. hafaza ve müdafaa olunabilirdi. Fakat bugün ne böyle bir Leh müdafaa hattı ve ne de bir Leh ordu veya hükümeti yoktur. Bu itibarla Varşovanın müde - fassı beyhudedir. 1676 da Sırblıları Veliki - İzvor'la Zayçar ön mağlüb eden Müşir Osman Paşenın Vidin ve dolaylarındaki kolor -| dusile (35,000 insan ) Plevne üzerine yürümesinden maksadı, Ziştovide Tu-| nayı geçerek Balkanlara doğru ilerii -| yen Rus ordusunu durdurmak ve bu ordunun büyük bir kısinını kendi üze - rine çevirmek idi. O, bu sevkulce; ilk maksadında tamamile muvaffak ol du. Ondan sonra müşirin Plevnede durması ve burada tamamile muhasara oluncaya kadar sebat etmesi Türkiyeye ve Türk ordusuna ikinci büyük bir sevkulceyşi İnvda ve gaye temin et - mek için idi. Mealümdur ki o zaman kılarerban denilen ( Silistre.Varna - Şirmnu ve Rusçuk) bölgesinde 100,000 kişilik bir Mehmed Ali paşa ordusu, k bir Rauf paşa kolordusu ve Karaduğdan OoDedeağâcına denizden naklolunmakta olan hir de Süleyman paşa ordusu vard. Bu Türk ordu ve| kolorduları -atle gruplanarak, Rusçuk garbi-Niğboli ve Balkanlar arasında felce uğramış olan Rus ordusuna karşı tek bir kumanda altında Ohareket ettikleri (o takdirde muzaffer ol. maları rouhskkak gibiydi. İşte o 2a- #manki 'Türk ordularına böyle bir ha - veketi tanzim ve terkib ederek başı çikarmak için lâzım olan zamanı ka - zandırmak icab ediyordu ki, Osman paşa Plevnede bunu yaptı. Amma ne İmabeyn ve ne de diğer paşalar - Müşir Osman paşanm askeri dehâsı ve birçok "Türk kanı ile kazanılmış olan pek kıy. mettar zamandan istifade edemediler ki bu da tamamile başka bir meseledir. Varşova mukavemetinin #se buğün böyle bir gayesi de olmaz. Kim gelip (Lehistan kurtaracak ki bu şehrin ve iğer yerlerin o zamana kadar sebat et. *ni temenni edelim. Varşova muka- tte devam etmekle bir kısım Al. (Yeni Zağra.Edirne) mıntakasında 20 â man kuvvetlerini işgal ettiği gerçi bir gayretlerinin yegâne faydası Amon tümenin! daha birkaç gön| İmeşgul edip yerlerinde bağlamâktan fbarettik Bunun için de bu kadar can, mal ve mamuriyet feda etmek deler mi bilemem. birki <| H. E. Erkilet iBir kadın hindi çalarken yakalandı Kasımpaşalı Muzaffer adında bir kadın, Karışdağı enddesinie oturan Şerifenin iki hindisini çalarken suçüstü yakalanarak Üs- küdar adliyesine teslim edilmiştir. esmiş olan bir kasırga ıdi, bir daha ta . kerrür etmiyecekti, edemezdi. Halbuki! heyhat! İşte ayni facia, belkı daha kor. kunç bir şekilde yeniden başlamış bu . İlunuyor. Demek ki bugün harb sonu ede. biyatı bilmiş, harb evveli edebiyatı baş. lamıştır. Şunu diliyelim ki, insaniyet bu badireyi de atlattıktan sonra bir daha! bu ızlıraba ve bu dehşete katlanmasın, asıl devamlı narb sonu edebiyatı da an. cak o zamun kurulabilsin. Fakat o zama. na kadar?.. * 1920 den bugüne kadar devsın eden harb sonu edebiyatı, eserlerinde harbe ne kadar yer vermişti? Bu sualin tam cevabı. ancak uzun bir tetkik makalesile kabildir. Halbuki benim bu sütunumda buna imkân yok. O halde yalnız şu ka.| darla iktifa etmek zaruretindeyim: Bu edebiyat, gerek röman, gerek tiyatro e. serlermde Büyük Harbin her türlü jâeo.| lojik çereyan'arını çok kuvvetli örtek İlerle hemen her büyük millet edebiya - tanda aksattirmesini bilmiştir. Fakat dan doğruya mevzuunu o harbin Bir kadın oğlu ile bir Olup âşıkını yaraladı Dün Kumkapıda çok garib bir yaralama vak'ası olmuştur. Bir ana oğul bir olup Dir svacıyı çok ağır sureci» yaralamışlardır. Kumkupıda Nişancada o Daltaban Çeşme sokak 18 numarada oturan sıvacı Osman oğ- lu Ahmed 3 öenidenberi beraber yaşadığı Kadriye isminde bir kadından ayrilmak iş - temiş, fakat kadınız mümansati ile karşı - Iaşmıştır. Nihayet dün skşam mesele yeni- den tazelenmiş, binin üzerine Kadriye oğlu Kemale Osmanın kollarını tutturmuş, ken - disi de adamcağızın başina bir demirle vu- rarak kafasını çok ağır surette yarmıştır. Hidiseden haberdar edilen zabıta Osman: kendisini bilmiyecek bir halde Cerrahpaşa hastanesine göndermiş, Kadriye ile oğlunu da yakalamıştır. Dükkândan para çalan bir çırak yakalandı Kınniyet müdürlüğü dün bir hırsızlık bâ - disesinin tahkikatile meşgul olarak kısa bir zaman İçinde Jallini bulmuş ve adliyeye tes- Tim etmiştir. Asmelımeseidde 55 sayılı dükkönda ta - vekçuluk yapan Nesim, dün mbah dükkâ - kattir. Ve işte bütün bu son Löhjmna geldiği yakit çekmczede bulunan 160 N- rasının çalınmış ol funu görmüş ve keyfi- yetten zalnayı haberdar etmiştir. Alâkadar İzabıta memurlarının yaptıkları betkiknt ao. İnunda bu:paranın bariçten gelen bir hırsız tarafindan çâlınamıyacağı meticesine varı - larak, bütün şüphele: senelerdenber! bu dük. kânda çıraklık yapan Ahuiz üzerinde top - lanmiştr. Kısa bir tarassudu müteakib bu işin fahi olduğu tahakkuk eğen Muiz yakalanmış ve ustasının 165 Urasını çaldığını itiraf et » ealştir. Hırsız çırak evrakile beraber adliyeye tes- 3im edilmiştir. O hâlde, «Ibizm şekillerinde yer edebiyat FAHRi OZANSOY İacialarından alan eserlere gelince, bunu ların mühim bir kısmı da bizzat beş yıl siperlerde dövüşen ve sonradan meşhut müellif olan san'atkârların kaleminden çıkmışlardır. Bu meyanda bütün dürys kültür ve san'at âleminde büyük takdir kazanmış olan mühim bir eserse, Fran. erinden Roland Dorgel&s'in «Tahtadan salik'ers isimli barikulâde | harb romanıdır. Bu Fransız romanını, Al man müellifi Remarguz'in «Garb cephe “İsinde sükün var» isimli romanlle karşı » laşlırırsanız iki millet arasındaki duyuş ve düşünüş farkları ve aynı zâmand? tasvirlerdeki ayrılıkları derhal elle tu. tarcasına tefrik edersiniz. Dorgelös'in e geri, barbin iztırablarını, siperlerdeki ve cenk maeydarlarındaki dehşelleri vasıl ince bir şiirle yumuşatarak bize vere realitesi ile harbi bir kıyamet halinde i göstermiştir. Neticede her iki eser de insanları harb aleyhinde bir hükme sü « rüklüyor, yalnız birisi bizim kalbimize işliyerek, diğeri her kelimesi ve satırı ile âdeta derimizi ve sinirlerimizi kazıya « rak... Bundan dolayıdır ki, bilhassa harb aleyhine tesir yapıyo: diye Alman mü . ellifinin şahsı da, eseri de Almanyada hücuma uğramıştır! Hem ne zaman? ha Nâziler iktidar mevkiin? gelmeden evvel... Burada harb sofu edebiyatının Fran - sadaki bir sahne eserinden de bahsede » yim: Doğrudan doğruya harb fikri etra. fında bir hareket felsefesi gibi yükselen bu şaheserin ismi «Takızafer altında me. zar» dır. Burada çarpışan (kirler, harbe giden oğul ile harb: gitmiyeni baba arasındaki manevi mücadeledir. Fakat şimdi. bu defa başlıyan yeni harb ileride böyle bir mücadeleyi mevzu ola. rak pek güç ele alabilecek gibi görünü. yor. Çünkü tayyaro hücumlarının inki - şaf ve terakk! etm:ş olduğu bu yeni bo. ğazlaşmada, siperler arkasında ve şehir. lerde bulunaniar da bizzat barb ateşi içinde yuvarlananlar kadar tehlikeye maruzdurlar. O kalde tehlikeler müşte, rek, müdafaa siştemieri ayrılmakla be râber düşmana karşı göğüs germek husu. sunda gayret ve gayeler müşterektir. Bu iharbin doğuracağı edebiyat ise her halde, şimdiye kadar doğan edebiyatların hep. sinden kudretli bir infislin aksi olacak - Je Acaba bu harb bitlikten sonra da, geçen Büyük Harbde olduğu gibi bütün yorgun sinirler dada'zm, fütürizm, kü - ir takın ma, nevi krizler de doğuracak mı? Onu da, başlıyan harb gibi istikbal tayin edecek? Hatil Fahri Ozansoy Bir yolcu motörü Rıhtıma çarpıp battı İstanbul Irmanına kayıdı Sakazya adın - daki yolcu motörü, &in sabah köprüden A - dalara giderken Surayburnu önlerinde dü « menine ariz olan bir sakatlık yüzünden Sa - rayburnu rıhtımına çarpmış ve parçalanarak batmıştır. Motörde bulunan mürettebat de » nize düşmüşler ve etraftan yetişenler tara « fından kurtarılmışlardır. Kaza esnasında nüfusça zayiat olmamış « tr. Mmtaka liman reğaliği hâdise hakkında tahkikat yapmaktadır. Batan Sakarya motörü dalgıç vasıtasile denizden çıkarılacaktır. Köprü gözünde iki motör çarpıştı Hasah kaptan İderesindeki 15 tonluk Ni- met motörü dün köprü gözünden geçerken İsmall idaresindeki 4 tonluk Alay motörüne çarpmış ve motözü parçalamışlır. Kara ©5 - nasında Alay mo*öründo bulunan Hasan vo Mehmed denize düşmüşler, fakat etraftan yetişenler tarafından kurtarılmışlardır. Liman relsliği hâdise hakkında tahkikata başlamıştır. İki deniz motörü çarpıştı Bartın Ulmanına kayıdı» Namazgâh motözü dün Çekmecede Kaldırım burnunda Akçako- ca Ilmanına kaydi: 9 lonluk Akay metörüne İ carpmış, müsadem: neticesinde her iki mo- tör de mübtelif yerlerinden basaru uğra - ışinedir. Hüdisç çnasında nüfusça zayiat olmasıştır. Limaz İdaresi kaza hakkında tahkikat yapmakt, rlöğünde orta tedrisat şleri görüşüldü Birkaç gün evvel Ankaraya gi tanbul maarif müdürü Tevfik Kut, dün An- karadan şehrimize dön: Maarif müdürü, müdür muayinlerinin iş - tirakile dür bir toplantı tertib ederek, orta tedrisat işleri etrafının Vekâleten aldığı bam 71 talimatın tatbik! hususunda izahat ver - miştir, Maarif mi

Bu sayıdan diğer sayfalar: