27 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

27 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Avrupada Muvazene ihtiyacı Yazan: Muhittin Birgen —..#' €r sulh bir müvazeneden başka bir şey değildir. Nitekim, shhat dediği- mis şey de, tıkpı sulh gibi, vicndür Uf faaliyetleri arasında bir muvazenedir. Muvazenesiz bir piyasa, insanların günlük| hayatlarında yalnız fenalık doğuran bir| Amll olur. Siyasi muvazeneden mabrüm bir dünyada yalnız perişanlık. iktisadi moyaze- meden mahrum bir memlekette yalnız güç-| lük ve fakirlik hüküm sürer. Bünye muva- zenesinden mahrum bi” vücudde yalnız izti- rab duyulduğu gibi, Hayat, hangi sahada olursa olsun, kabil olduğu kadar devamlı ve kabli olduğu kadar #abit bir muvazeneye doğru hamleler yap- maktan ibarettir. B: ahı surette bo zulmuş olan bir muvgzenenin yerine diğeri. nl getirmek, çek uzun senelerin gayretine malolur. Dünya, birçok defalar, bozulan mu-| vazenesin! düzelternediği için batmış, bunun | yerine diğer bir muvazenemin yaratıcı ye fe- Yizli faaliyeti gelebilmek İçin asırların geç- mesi zaruri olmuştur. Meselâ, en son ve en büyük muvazenesizlik Roma Imparatorluğu- Bun batış devrinde görülmüş ve bütün orta tarih devri, dünyada yeni ve feyizli bir mu- vazenenin Kurulabilmesini temin eden sari ların hazırlanması ile geymiştir. Biyaset seyyal ve bikarar bir şeydir. ve onun bütün gayretleri dalma bu muvaze- meyi tesise veya muhafazaya yarayacak ha- reketleri yapmaya çalışmaktan ibarettir. Bu hareketler, hiçbir saman ölçüye sığmaz; muvazeneyi temin eden veya edeceği tahmin #dilen her hareket, siyasette makbuldür ve iyidir. Bunun Içla siyasette önbit fikirler ve doğma düşünceleri dalma muur olmuştur. Eğer, siyaset, borulun muvezeneri düzelt- mek İçin Rusya Ü: Almanyanın anlaşmala- rını icab ederse bu Ik! memleketin pekül anlaşabileceklerini, zon mizal ie gördük. Dünyada hiçbir milet yoktur ki, sirf ken- di kendisinin kuvvetine istinaden yaşaya- bilsin. Rusyayı, Almanyayı, İnriltereyi gözü nfne getiriniz: Bunların her biri başka bir bakımdan dünyanın en büyük kuvvetleridir. Halbuki bunların hiç biri, yalnış kendi kuv- vetine istinaden yaşımiş ve yaşavabflir des Bildir. Buplardan hançisini ortadan kaldır- sanız, Avrupanın muvazonesi pek fena halde bosalur ve bu muvszenenin yerine bir di-| erini koyabilmek için, kim bilir kaç mille- tin çiğnenmesi ve kim bilir ne kadar zaman Avrupanın perişanlık görmesi ve ıztırab çekmesi icab eder Evet, her siyasetin he- defi bir murasenedir ve her mille, kendi hayatını, sade kılıcın kuvveti le değil, her hidisede bir müvazene arayan ve onu her şeyde bulabilen tekâsinin inceliği ile temin eder. Osmanlı imparatorluğunu misal olarak a- Yalim: Son, yüz eli! sene içinde ve bilhassa #on yüz senesinde tu imparatorluk ancak, Rusya, Almanya, İngiltere arasındaki muvasene ihtiyacından latifade şayabilmişti. Küçük, pek kücük olarak ta Macaristan mizaline bakslım: Bia, Cermen, LAtA e Oüyük ırkın ortasın- da, Macarlar, bin senedetberi Macar olarak yayamışlar, Macarlığın hususi rengini, müs- | takil hayatını muhafaza edebilmişlerse, bu-| nu side kılıç kuvretile debli, daima eirafin- | rmdaki kuvvetler arasnda muvazene tesis edebilmek hususunda gösterdikleri zekâ sa- yesinde yapabilmişle. Osmanlı impara- torinğu, büyük eliisesine rağmen zekisizdi, battı; Macar milleti, çok dar'ığına reğmen, gr? bu murasene zekâs sayesinde varlığını muhafaza etti Bir de Lehistana bakınız: Onun bütün ta- rihi Rusya ile Almanya arasında temin ede- bileceği müvnzeneye bağlı olmurtu. Vazife- #i, icab ettikçe şarkı dayanıp kendisini gar- ba karsı müdafaa etmek, icab ettiği zaman da yarktan kurtulmak için garba istinad et- mek iken, mazideki aci tecrübelerine rağ- men, onu bu defa da yapamamıştır. Alman- ya ile harbetmemek Üzere anlaşmadı. Rusya Ne de birlikte harbetmeği kabul etmedi. Kendisi için mümkün yerne #lyasetin ne birini, ne de diğerini yapmadı. Müracaat ey- lediği kılıç kuvveti ise kendisini ancak bir hafta müdafaa edebildi! * Hased hiçbir zaman saklanamaz. Her vakit «iddiacı» mev- kitndedir. Elinde delil olmadan itham eder ve hükmünü de verir. Daima coşkun, inadei ve kördü Hava çavuşu olan İrg iliz boksörü İngiliz boksörlerinden Sen Herieyi hava kuvvetlerinde çavuşluk etmekte - dir. Ringteki kadar ciddiyetle vazilesi - ne sarılan boksör, İşinin ağırlığına rağ - men neş'esini asla kaybetmemektedir. Fransa haricindeki * Fransızların sayısı En son yâpilan istatistiklere Fransa haricinde bulunan sayısı 600.000 i bulmaktadır. Bunlardan Belçikada 80.000, Arjan - tinde 70.000, İsviçrede 35.000, İngiltere- de 22.000, İspanyada 15.000, Brezilyada 10.000, Almanyada 9.000, İtalyada 8.500, Türkiye, Mısır, Suriyede 3.200, müteba- Balkanlarda 1.500, Amerikada da 15.600 kisi muhtelif memleketlerde bulunmak- tadır. göre Fransızların ————ğ—ğee mn bütün Avrupa milletlerine hasabsız zararlar verebileceği gibi herhangi büyük bir kuvve- tin Avrupaya hâkimiyeti de ötekilerin, is- men değilse bile, fllen silinmesi demek olur. Bunun Için kafamızda taşıdığımız içtimat fikirler ne oluren olmn ve insanların taşı. maktan bir türlü kurtulamadıkları siyasi sempatilerimiz hangi tarafa mütevecel'h bu- Yunursa bulunsun, temenni etmeliyiz ki Av- rupa, muhtelif kuvvetler arasında sağlam bir muvazeneye istinad eden yeni bir snih hayatına kavuşun. Bumu sade tesenni et- mekle kalmamalıyız. Pitren onu Işismek ve fillen de bu gayeye yardım etmek üzere eli- mizden geleni yapmaya mecburuz, Muvaze- Buzünkü Avrupanın bütün çektikleri, pı4)7esiz bir Avrupa, entemasyonal bir anarşi, de bozulan muvazenenin, sabit ve sağiam| devri demektir. Günün ihtirasları içinde, bir müvatene olarak bir daha tesis edile- | 9ğeT Avrupa, bu ihtiyacını bu defa da unu- memesindendir. OBğer, Avrupanın (yarın | t8€âk olursa, bütâa milletler bunun acını med ve müreffeh bir kıt'a olmasını (atı. | siddetle duyacaklar ee hatiâ, müvazeneyi yorsak, en güzel ve en sabit muvazene ola- rak - fakat, bir hayal şeklinde - konfede rasyonu tasavvur edebiliriz Belki bir gün bu da olacak. fakat şimdilik hayale kapılmıya- rak, temenni edelim ki Avrupa, bugünkü! harbden sonra gene 914 den evvelki müva- Beneye avdet etsin: Akri halde, orta yeri veyahud daha kücük milletlerin halleri asla| parlak olmaz İşlerin bir Türk olmak Mfatile benim (o sörümle | görünüşü, bi-| #im İçin 914 den evvelki müvazenenin. bu-| gün için ideal bir sbih gârantisi olduğunu) gilsterir. Osmanl imparatorluğu © muvare-| neden hakkile istifade ermesini biimemlieti, | çünkü bilemezdi. Halyuki, berünün Türki. | yesi bu işi hem anlamayı, hem de idare et- meğe kadirdir. Fakat, sade Türk sörlle değil, Avrupanın bugünkü ıztırablarına biraz da insan ve Av- Tupah gözle bakalım: Bugün sahnede oyun oynıyan dört btiyük memleketten berhangi birini veya ikisini yıemaz, görürsünüz ki, Ays Tupa ya bir anarsiye reyahud Ga bir taraflı bir hllkimiyete gidecektir. Böyle bir anarşi kendi lehinde bozmayı muvaffak olan ta- raf bile, bir müddet sonra, işlediği hatanın bürüklüğünü idrak edecektir. Müvasenesiz bir Avrupa, ölmeğe mahküm bir kıt'a demektir! e ee e ve Hergün birikra Bugün fıkra Telâşlı bir adam polis karakolu girdi: — Hava tehlikesi işaretini veriniz! Polisler şaşırdılar: — Ne oldu? — Doha ne olacak, bizim evdeki havagazi borusu patladı. Gaz ortaya Me * Uzunluğu matüm olmıyan bir 2a- Karanlıkta i Uyuyan Berlin Burada Berlinin, geceleyin hava hü .cumlarına karşı ışıklarını söndürmüş bir halde alınmış resmini görüyorsunuz. Manzara, şehrin en meşhur caddelerin- den Kurfunstendam'ın caddesini tesbit ediyor. Majino hattı Son harb dolayısile sık sık duyduğu - İmuz isimlerden biri Majino'dur. Maji- no hattı Fransızların yaptırdıkları imeşhur o istihkâmların ismidir. Bu hattı yapmak fikri, 1929 senesinde Tar- diyö kabinesinde harbiye nazırlığı eden Magineau'nundur. Fakat o istihkâmlamı hazırlıyan, bunların fenni kısmını idare! eden bir mütehassıslar heyetidir. Magi- neğu 1932 senesinde, dâhiyane buluşunun müşahhas şeklini göremeden, idrak ede- meden öldü. 1929 danberi bu muazzam hatta 70 milyon İngiliz lirssından “fazla para harcanmıştır. Hatta daima bir ta - kım yenilikler ilâve olunmakta, şimdi - ye kadar düşünülemiyen müdafaa vası- Hasedin attığı oktan kurtulamazsınız. Öldürmese bile yâ ra açar, Fakat hasedi gösterişlerden ve öğünmelerden daima çekininiz. SÖZ ARASINDA e Zehirli ok... e özün kısası S il Mektebler açı'dı ' E. Ekrsm Talu P azartesidenberi mektebler açıl « dı. Mahalle arâlarını, boş arsalan rı derin bir süküt ve sükünet (o kapladı. Kendi canlılıklarile bizi de, (sokağı daş şehri de'canlandıran sevgili çocuklar are tık sabah erkenden, ellerinde çantaları ve sepellerile mekteblerine koşuyor, gür hün büyük bir kısmını orada geçiriyor « lar. Yürüyüşlerinde ve isticallerinde vas İzife melhumunu büsbütün anlamiyorsa da sezmeğe başlamış minimini bir şuu « irun vücudü hissolunuyor. zamanlarda biraz zorlük çekecekler. Fa» kat bu, bir gün meselesidir. Ondan son ira en çetin ders o küçücük azmin önüme de zorluğunu tabiatile kaybedecektir. Çocuklarımız zekâ ve çalışma itibaria le memnuniyet ve ümid verecek bir dum /rumdadırlar. Maarif Vekâletimiz (ber İyi mekteb adedini arttırdığı halde, yeni neslin okuma tehalükünü tamamile kap. şılayamıyor. Bu vaziyet de Cümhuriyeğ İreliminin bir zaferidir. Eski devirlerde nüfusumuz daha çok, mekteb mdedimis ise daha azdı. O vakit ise bu azlığa, bn kifeyetsizliğe itiraz eden hiç yoktu. Ce» halet kusurdan sayılmıyordu. . Çünkü nesil hayatın ve insanlığın ne demek ol duğunu iyice anlamamıştı. Dinimiz, ilmi aramak için lüzumu takdirinde Çine giö” memizi #mretmişken, biz mektebe kadar bile gitmeğe üşeniyorduk. , O vakit ekuls duk, bugün (hepimiz Cümhuriyet vatandaşıyız. Vatandaş ka fast aydınlık ve örümceksiz olmak ge 4 vektir. Çocuklarımızı bu maksadla ma nen cihazlamak istiyoruz. Ve bunun için de kendilerine mekteb aşkı, okuma aşkı aşılıyoruz. Mekteblerimiz de iyidir. Meselâ be « nim okuduğum sübyan mektebi ile bu « günün herhangi bir ilk mektebini mukas yese edince içimde garib bir hicran dw yuyorum. Bizim ne bu ışığımız, ne bu havamız, ne bu ferahımız, ne bu sıhhi şartlarımız, ne bu programımız, ne bu hocalarımız vardı. Merdivenleri gıcırdas yan, tavanlarından örümcekler sarkan, duvalarından rutubet sızan dershanelem de, alçak sıralarımızın Üzerine yarı bük“ İlüm eğilmiş okurduk. o Pencerelerimiz; avlusunda teneffüse “çıkarıldığımız camis inin tabutluğuna bakardı, Biz orada hen doğurmamak — elinizdedir. Lüzumsuz Bremen Nerede? Denebilir ki, 1939 harbinin en büyük sırlarından birini, ileride tarihi roman - lar muharrirlerine en geniş mevzu teş - kil edecek olan Bremen vapurunun akı- ibeti meselesi teşkil etmektedir. ! 51,000 tonluk seyyar şehir Bremen Wransatlantiği nerededir? On altı gün jewwel Nevyorktan kalkıp da Hamburga gelirken, İngilizler tarafından müsadere edildiği bildirildiği halde ssh çıkmıyan! Bremen'in son günlerde Nevyork'un şi- malinde Masaçusets sahillerine, resmini gördüğünüz simidlerinden bir tanesinin vurması, hâdiseyi yeniden (canlandır - rş ve Amerikan matbuatını Bremen'ir. nerelere sığabileceğine dair müllalenlar yürütmeğe başlamıştır. Fransa ile Amerika arasında ilk- posta vapuru seferi Fransa ile Amerika arasında ilk pos ta vapuru seferi bundan tam 75 gene ev- gön ölümü hatırlatan (obu manzara ile karsı karşıya yaşamak o enerjisini yar? yarıya kaybettik, Bugün öyle mi va? Şartların lehde © larak ne kadar değiştiğini anlamak için Yavrularımızın her sabah omekteblerine nasıl icden gelen bir istekle koştukları nı, derslerinden ve hocalarından ne ttirs N bir sevgi ile bahsettiklerini © görmeli kâfi, Ben kendi pavıma, bu istek ve bu sey giye sah'â oldukça: — Ah! diyorum.. şu devirde bir çocuk olsaydım! — Glen als ben de Mekteb kitablarmda yüzde 30 tenzilât yapıldı Mekteblerin yeni ders kitaplarının basil » yasi İşi bugünlerde Devlet matbaasında ta- mamlanacaktır. Maa:if Vekâleli ba yıl Hsg ve orta okulların kitablarında esasiz tadılâ9 yapmamıştır. Yalnız fen kltabları yen, te « rimlere göre hazırlanmıştır. Vekâlet Devlet matbaasından başka mate baslarda basılan kitabların fiatlarında ge 8 nisbelle yüzde 30 tenzilât yap « sen vel yapılmıştır. Tarihi 19 haziran 1864 maştır. Bütün okul kitabları üzerinde yan tür. Vapurun ismi Amerikalılara bir ce-| fiytan fazlaya satılamıyacaklır. Bir derf mile olmak üzere (Vaşington) konmuş -İ yılı için Maarif Vekâleti tarafından göste tu. rilen kitablardan muallimler, başmuallım ve İk! bacah, yandan çarklı ve ayni za-| okul direktörlerile görüşerek bir tane se * manda yelkenli idi. çecekler ve talebeye bildireceklerdir. Havre limanında kalmış, Nevyorka| Bu kitablar ders yılı ortasında hiç bir su tam 13 buçuk günde varmıştır. retle değiştirilemiyecektir. O zaman bu seyahat müddeti büyük| Devlet matbaasında köy nifnbelerinin ba- bir muvaffakiyet addolunmuştur. sılma işi de bir İki güne kadar bitirilecektiz iMadalya kazanan bir köpek ninni merdane tanzimine 96 Eminönü meydanının tanzimi için doksar sekiz bin lira harcanacağını yazmıştık, İn © Fransız himayei hayvanat cemiyeti tarafından madalya ile taltif e- dilmiştir. Madalyanın şehadetnamesinde şu cüm le yazılı bulunmaktadır; «Niger son 4 sene içinde hemcinslerini kurtarmak ve tedavi eylemek için 180 Muhittin Bizgan |iarı knisakad defa kanından vermiştir.» İSTER Alman radyosu bağırıyor: — Haklıyız ve galib geleceğiz! Fransız radyosu bağırıyor: — Haklıyız ve galib geleceğiz! Fkat Almanyadan gelenler söylüyorlar: — Alman gazeteleri sıkı bir sansüre Alman ordusuna giremez. Harb halinde bitenlerden haberdar değildir. İSTER İNAN, INAN, İSTER INANMA! Bizzat Fransiz gazeteleri yazıyorlar: — Fransız matbuat: sıkı bir sansüre tâbi olmasına rağmeri yalnız âskere verilmemekle kalmıyor, cepheye yakın vilâyet- ler halkına da okutulmuyor. Birim bildiğimiz tâbi oldukları halde bulunan ordu olup ğuna: Sp Ri Almarı gazeteri gibi Fransız gazetesi de hep mukadder zaferden bahsederler, O halde harbeden ordu tarafından okunmasındaki mahzuru anlamanın kolay oldu - NANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: