28 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

28 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Eylül Bugün sulhü düşünmek ve bunu yakın görmek sadece bir hayal midir ? Emekli General H. Emir Erkilet “Son Posta ,nın askeri muharriri Polonyada yeci bır Eşldl iptidelarında Almanya ile Po- lonya ve sonra İngiltere ve Fransa ile Almanya arasında harb başlıyalı henüz tamam bir ay olmadı; fakat Avrupanın sivas ve askeri durumunda Eylülün * tidasıma nazaran o kadar esaslı değişi likler olmuştur ki bugünkü vaziyeti bir ay evvel olduğu gibi mütalea etmek ve harbin devam ve vüs'ati hakkında eski fikirleri devam ettirmek boş bir hareket olur. Evvelâ Avrupanın şarkında devlet ve hükümetile beraber cepheli bir harbden kurtularak YAZAN harb sehnese evvelâ Fransa ile İngilterenin Lehistanı eski ha) ve şeklinde ihya etmekten iba-| ret olan harb hedefleri artık mevcud farz! olunamazlar; çünkü bu hedefi istihsal, için Sovyet Rusya ile de harb ederek onun” ordularını Polonyadan o çıkarmak ienb eder. Halbuki müttefik demokrat, devletlerin, pek doğru bir hareket ola-| rak, böyle bir niyetleri ve harbi mace-| perestane bir surette genişletmek ar-, zulori olmadığını pekâlâ görüyoruz. Polonya! Yeni, makul ve etnoğralik bir Lehis-İbe girmiş olan İngil Polonya tan kurmak ve hattâ buna Baltıkta ser- Zipfrid hat ordusu ortadan kalkmış ve Almanya iki best bir liman bile temin etmek için iseljmal ve cenu bütün | zannımızca, harbe devama artık lüzum! celğnemeleri:de varid siyâsi, mali, iktisadi, sınaf ve askeri kuv-| yoktur; çünkü bumu Almanya ile Rusya vet'erile yalnız garbde meşgul olabile-|s'mdiden yapmağa ve bu maksadla mü-İdevam ettirmekten başka bir çare kal - eek bir vaziyete girmiştir. İkincisi Almanya, Leh ordusunun en az dörtte ücünün top, silâh, mühimmat zakerelere girişmiye hazır görünmekte- dirler. Fakat görüyoruz ki İngiltere ve Fran- ve tecbizatile beraber Lehistenın askeri| sada, Lehistanın eski şek!'le ihyasındın depolarına, bütün herb endüsterisine,|daha baska tirlü harb hedefleri tebellür denlerine, petrollerine ve bir kısım|etmektedir. Meselâ T.ehistanın kurtarıl- demiryolu malzemesine malik ve sahibiması gavesi yerine Hitlerin ve Nazi reji- olmakla Ewülün #ptidasına nazaran bü-İminin iskatı hedefi ikame ed'h $ gibi - gün manen ve maddeten çok daha kuv-İdir. Kezal'k Fransanın Başvekili Deladi- vetli bir hale gelmistir. ve son mutkunda «harb yapıyoruz çünkü Bu saydığımız büvük tahavvüller Fran| Fransavın esir olmasını istemiyoruz» de- su ve İnmilterenin harbe aid hesablarında|mistir. Bu suretle müttefik demokrat barı tadilât yapmalarına müessir olmak-| tan geri kalamazlar, devletler, brrb hedeflerini Lehistanın fhwssmdan Alman Nari rejiminin imha- Punlardan baska, ve belki çok dahalena doğru kaydırmakla avni zamanda ehemmiyetli bir hâdise olarak, Sovvet|Sovvet Rusvavı harb sahan haricinde Rusvanın Lehistanın Vistül-San-Przemi.| hırekarak valnız Almanyaya karsı harbe sel hattına kadar olan büyük doğu kıs-İdevam etmek islediklerini göstermişler. mı isgal etmesi harbin hedef ve sevrildir. üzerinde esaslı ve deği ması mümkün değildi Cahid beyin kaşarı tekrar çatıldı. Bert bir kareketle elimi iterek yerinden kalktı: Ye- sil gözbebeklerinin kıavılcmlandığını, karar- dığını farkettim: — Sana öyle mi verdin? Benimle alay edip etmediğini sordum. Sonra? Siz odaya girdiğiniz zaman o bunun aksini iddia ediyor, sözlerinin samimiyetine beni İnandırmağa çalışıyordu. Cahid bey bir liri saniye sustu. Sert adim- larla odada dolaşıyor, benim (yüzüme bile bakmıyordu. Burun deliklerinin açılıp ka panmasından ve dudaklarının (iki yanın peydah olan çizgilerden onun © fena halde öfkelendiğini anlıyordum. Birdenbire karşımda durarak kirpiklerini gözlerime geçirmek istiyormuş gibi dikkatle beni süzdü: — Sen tabii onun bu sözlerine memnun oldun değil mi? dedi? Peki sen ne cevab — Doğru söyle Semiha; güzel olduğun öğrenmek, karşındaki erkeklerin ##nin hak- Tvdrr. Evvelâ karsılarını e Syf niye öylece, bir şey söylemeden, ellerimizin bararetini histeder:k dışarıya © baktıktan sonra gene sükütu o bozdu: Beni dinle Semti kız oldun; bundan sonra her ozaman için bin bir türlü tehlicepe maruz kalacaksın. Seni bakışlarile, sözlerile, parasile cezbet - meğe çalışacak erkekler etrafını alacaklar,| Seni teshir etmek İçin birçok hilelere başru- racaklar, hiç beklemediğin bir zamanda se-| nin aklım başından almağa kalkışacaklar... Kim bilir, hatti seni bir tuzağa düşürmek iseyen bie elacak.. Sen kendini bütün bu kında ne düşündüklerini anlamak İstiyorsun | tehlikelere karşı korumağa çalışmalı, ciddi- değil mi? Niçin eövab vermiyorsun? Sen de yet ve iradeni kaybetmemelisin. Bir dakika bütün kadınlar gib! güzelliğini bir silâh gibi | px bir delilik bazın bütün bir hayatı zehir- Kullanmıyacak mus.n? Sen de... Sen de. — Neler söylüyorsunuz si2? Bir rüyadan uyanmış gibi birdenbire göz kapaklarını açıp kapadı. Şimdi yüzünde bü- İemeğe, öldürmeğe kAfı gelir... dan biliyorum. Sesi acı ve iztırabla Wtriyordu. Kirpikleri- Bunu yakın- yök bir hüzün, bakışlarında derin bir elem | nin ucunda bir damla yaş görür gibi oldum vardı. İki elimi elleri pencerenin yanına götürdü. Dışarıda rasna & alarak beni) fakat bu heyecan bir saniye sürdü. Gözleri çok| gene derin yeis ve elemle karardı. yıldızı. karanlık biz gece vardı. Bir iki sa -İ Birdenbire kalbim ona karşı derin bir mer İ vasi tavrmı takındı: SON POSTA Muharebeden sonra hal değilse de yüz binlerce insan yonlarla servet fedasına mütavakkıf bir duvar vardır. Fakat bu duvarın arkasın- da, delinen yerden geçecek (kuvvetleri derhal karşlayacak bir de Alman ordusu mevcuddur, Bu şartlar müttefikler için o kadar müsaid değildir ki onların Zig- İrid mevzi'ne bir taarruzla herhangi bir zafer ummaları kabul olunamaz. Bitaraf ük devletlerin himayesi ve hakk ve ürriyetlerinin korunması davasile har- tere ve Fransanın ı dolaşmak için bunun şi yandaki bitaraf devletleri olamayınca onlar| in Almanyaya karsı bir abluka barbi madığı anlasılır. Abluka demek bir memleketin hariçle bütün müvasale ve irtibatmı kesmek de- mektir. Havdi müttefiklerin Almanvayı lerde abluka o edebileceğini kabul fakat onun Sovvet Rusya, Maca- ristan, Yugoslavya ve İtalya "le olan ir- tibatını kesmek ve bilhassa Tuna yolile Romanya ve Bulgaristanla temasmı yok etmek nasıl mümkün olsbilecektir? Bundan baska Almanyanın heniz garbde faalivete geçmemiş bulunan enk| kuvvetli hava filosu ile 60 denizaltı ge -! misinin büyük Britanyanın deniz asrı) muvasalesini son derece rüdlestirebile - ceğini de dikkate almak lâzımdır. Bahu-| sus abluka harbinin maddi ve manevi zararları bitaraflara da samil olmakta ve dünyanın rahati kaçmaktadır. Bu sebeble Çi Fekat bu ds bin türlü müsküllerle do-)wnumf efkâr hattâ belki de muharib (Devawu 7 inci sayfada) «Son Posta run tarihi tefrikas: 7 BİNBİRDİREK. İBATAKHANESİ Yazan: Reşad Ekrem Katilin peşinde Orası bir anda bir mahşer oldu. Yandım! Alinin hançeri, sipahinin tâ kalbinin üzerine saplamımıştı, Bu feryad da son sözü olmuş- tur. — Bre tutun! Bre Yuru: Bre kaçiyor!... Bre kaçtı. şurada... burada... Bre tutun. Bipahi koca vürudü ile yere devrilirken, Yandım Ali yakasına yapışan bir adamı da bir yumrukta sersemletmiş, sonra bir nara atarak hançeri ile geniş kavisler çizmeğe ve ilerlemeğte barlamıştı: — Yaklaşmayın yakarım!, Yandım Al! bir Iki kişi daha yaraladıktan onra açmağa muvaffak olduğu bir gedikten ok gibi fırlamış, ve beğ adım İlerde şaşkın şaşkın bakan bir çingene çocuğunu bir yum- rukta yere yuvarlamış, çocuğa gözetmesi İçin verilen ata sıçramış, neye müradığını bilmi yen ve ürken hayvanla Atmeydanını kop)” yan çığlıklar arasında gözden lâhsada kayboluvermişti. Arkasından da, bir fki sa- niye fark ile sekiz on atlı birden atılmıştı Atmeydanından Marmara sahiline inen eğri bütrü yollarda müthiş bir takib basla- mıştı, Atlar, kaldırım taşlarında kivlermlar saçarak Koşuyord. Yandım Alinin bindiYi hayvan kalp !4l, Berserinin pesine düşen at- biar, delikanlı belk* sahile varmadan ken- disine erisebilecrklerdi, Yolda — rasladıkları Insanlar, çifnenmemek İcin kendilerini bir duvar kenarına 2or ataviliyorlardı. Yandım Al nerelerden geetitinin farkın- dön değnd!, Aneak bir köşeyi yıldırım gibi Aindülü zanan Kumkanıya giden caddeye kms olduğunu ünlndi. Bes yüz adım kadar "İmdi devam elen enddede orkasına dö- nfip baktığı, #akfh edenlerin kendisine üç at boyu yaklaştıklarmı gördü, İlerde, caddenin kıvrımında birkac kahve vardı. İkindiden çıkan halk fe tıktım tıklım dolu idi. Cw ORDAN Rİ s65- leri üzerine bes on kisi hemen yerlerinden fırlayıvermislerdi. Serseriyi kovalıyan atirlar* — Pre tutun! — Pre vurun! — Bre katildir, totun!... Bre katildir vurun!... Diye bağırmağa başlamıslardı. munvel eki halk katfi kelimesin! isitir isltmez, bi inde ayaklanıvermiş, yüzden fari İnsan, eline ne geçerse, kılıç, sopa, ts, Yandım Al- nin yolumu kapayıvermişti. Yolunun birdenbire kapandığını gören Yandım Ali, boğuk, anlaşılmaz bir küfür sa- vurdu ve ancok usta bir cambazın pöstere- bileceği bir meharstle dörinala koşan hay- yanın fistünden stindi ve İk! ayağı üstüne dliştü. Sonra, bir ceslin sürati (le kosarak aralık bir yolun yarı karanlığında gözden kayboldu. — Bre komayın... — Bre tutun. — Bre vuran... — Bre orası çıkmaz sokaktır... Çıkmaz sokağa hemen atılmak istiyen bir delikanlıyı yaşlıca bir adam göğüsleyip tut- tu: — Ölüme mi susadın be delikanlı! dedi, gözünü kan bürürür adamı karşısına gi- &imez.. bele sabır. cümhur İle tutulur şim- Gözünü kan bürümüş adamın Üstüne varılmı DAĞLARIN ESPRARI NN bametle sızladı ve onu teselli etmek ihtiya» cını duydum. — Ürülmeyiniz bözi6... Bize yemin ediyo. erime dikkat edeceğim. Uzaklardan gelen bakışları büyük bir gef- katle beni sardı. Bir şey söylemesini bekle - dim fakat birdenvire değişti, ağır ve ciddi — Maydi şimdi salona git Semiha... An- nem we ablam artık odalarından çıkmış ola- caklar... Ben de eiplaemi değiştirip gelece - Him. O akşam ev sahıblerinin bütün davetle - takdim edildim. Bunlar —mektebde Nazlının dediği gıbi— İstanbulun en tanın- miş ailelerine measub insanlardı. Bunların ekserisi bana karşı fevkalâde nazik davran- dılar, Hattâ içlerinden barıları vaktile ân - nemi tanımış olduklarından bahsederek © - Dun zarafeğini, şıklığını metbettiler. Kimisi de babamın servetinden ve yaptığı işlerden #ltayişle konuştu. Bunlara csvab — verirken gaf yapmamağa ve münasib şekilde kendi - | | mi idare etmeğe son derece gayret ettim ve bunda muvaffak da oldum; çünkü sonra - an Fahriye ve Nigâr hanımlar barekâlımı #seh Artık bir genç Tum, burdan sonra bütün (harekâtına ve| tenkid etmedikten maada «clduzça iyi ba - reket ettiğimiz söylediler. Bir iki defa dans «tim; birkaç kavalyeyi de reddettim. Her - halde birçok gençleri. benimle fazlaca meş- gul olduklarına bakılırsa pek «fağ kıta ol- madığım anlaşılıyor. Yalnız bir ara, birkaç orta yaşlı kimsenin yanında iken, memle - ketin tanınmış münekkidierinden biri oldu- unu sonradan öğrendiğim bir zat yeni bir şairin şiirini okudumtar: sonra bunu methet- meğt kalkışınca dayanamadan tebessüm et- mişim. Bunu gören münekkid; — Küçük hanım, bu şiir! beğendiniş mi? Diyo sorunca, sömim! fikrimi söylemekten kendimi alamadım. — Hayır efendim; bunu yazan kimsenin aklı pek başında değilmiş; o bir kelimesini anlıyamadım. Siz beğendiniz mi? Benim bu açık sözlerim münekkidi gül - dürdü, yavaşça &ulağıma eğilerek şu sözleri söyledi: Bokak dar, üstüne cümhur ile de varıl- Bre ne olmuş?” Bre kimi vurunuş bu delikanlı? Bre tüysüz kopilin biri... Zaten böylelerinin eli sakar olur. Atmeydanında vurmuş bir sipabiyi.. Bre sipahi değil, paşa imiş... Bre vesirmiş. Ne dururuz böylece. varalım üstüne, Gözünü kan bürümüş adamın üstüne varılmaz. Güz göre bıraknenk miyiz katli kaçsın. Bre çıkmaz sokaktan kaçamaz Açlıktan ölür Bre bizim evimiz barkımız orada... Evlere saldırır —Kan kızan üstüne saldırır. — Allahını seven arkamdan gelsin. Allah Alak... Allah Allah... En önde yalın kılıç fiç babayiğit, arkada omuz omuza girmiş müthiş bir kalahalık çık. maz sokağa müthiş bi: uğullu, fokal büyük bir ihtiyat ile daldı. Daha beş on adim & mamışlardı ki öndeki adamlardan biri bir nara atarak bakırdı. — Bre adam tejlim ol Boka'k dardı. Loş 14! ve üç küçük dönemeci vardı. Bn çıkmaz sokak üstünde de on kad ev vardı. Evlerin bahçe duvarlarından taşan ağaçlar, bu daracık çıkmaz sokağı bir kat daha karartıyordu. - Bre adam tesi'm ol... Bu naraya cevab veren olmadı. bu ilk kumu bomboştn — Sorakta kimse yok ulan!.. Herif geriye kaçınıştır. Osman sğaların tarafına!, Bir ihtiyar: — Öndekiler.. dikkat edin Hf kudurmuz kurd gibidir ba — Heyt, Bre teslim o)... Bre bir vuruşta ikiye biçerim ben adamı! Omuz vura vura kalabalığı söküp ileri ven bir yenteeri, bir elinde pala öbür elinde bir hançer İleri atıldı. Bir sıçrayışta köşeyi Yuldu: — Heyi,. Bre teslim ol! ikiye bicerim ben sdamı", Bn ikinei meydan okumadan sonra, köşe- yi döndü — Hey! Sokağın can hevlile he- Bre bir vuruşta Bre teslim «11. Bre bir vuruşla İtkive bicerim ben adam:! Santler kadar urun bir dakiks geçti. Ka- labalık tepeden tırnağa kulak kesilmişti: Bir çığlık. yahud bir nârn ve eyaklaşmayın yakarım» diye elinde hanserle, ininden fir- Miyan yaban domuzu gibi katilin de firlama- sını bekliyordu. Birden eli boş dönen yeniçeri neferini görünce her ağızdan bir çığlık ve bir: — Kaçmış! — Kaçmış be! — Vay canına kaçmış bel. Cıktı. Sonra mahalleliyi büyük bir teliş aldı: — Bre katil evlere çirmiş!, — Bre evlerimizde haydud var... Bre imdad ümmeti Muhammed!. Hasan ağa... Hasan ağa... Hasen Ağa Osman ağa... Osman ağa... na... — Bekir çavuş!, Bekir çavuş! — Bre katil #isin eve girmiş be Osman ağa. Cârkas var) — Ben de pek anlıyamadım amma bugün pek mioğa olan ve İlerkesin dilinde dolaşın bu şiirlerden bir şey anlamadığını söylemeli pek doğru olmuyor, izi anlayışsızlıkla itham ediyorlar. İyisi mi? Beğeniyor gibi görünür, geçersiniz. Cahid beyle Nigör hanımın nişanlısı kah- kaha ile güldüler fakat etrafımızdaki bazı hanımefendiler benim bu sözlerimi beğen - imediklerini isbat eaen biz tavır aldılar. İg- lerinden birisi: — Sizin gibi genç ve tecrübesiz — bir kas böyle meşbur bir şairin yazılar! o hakkında bir fikir yürütmez salâhiyetini haiz değil - dir, dedi. Belki de bu sözlere karşılık veab ederdi amma o dak'kada gene Semiha uyanmıştı; — Fakat efendim, bu $ nekkid olan Talât beyefendi de beğenmiyor, halbuki onun bu hususta fikir o yürütmeğe herkesten çök salâhiyeti olduğunu sanneği- yorum, Muhatabım kaşlarını çotarak yüzüme ba- karken Cahid tey irdudıma yetişti: Fihakika tenkid için aramızda en sa- lâhiyettar birisi varsa o da Talât (o beydir. Maamatih ben de onun ve Seinihanın fik » rine iştirak ediyorum. Ancek bu yeni şöh - retin şiirlerini oeğenmek bugün (bir Adet hükmüne girdiği Için ekseriyetten ayri olan Gkirlerimizi kendimize saklıyılım Semiha... (Arkası var) vermemek serkeş i meşhur bir mü-

Bu sayıdan diğer sayfalar: