18 Kasım 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

18 Kasım 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mile | ASKERLİK “BAHİSLERİ | - Bu kış garb cephesinde hiçbir büyükveciddi taarruz olmıyacak Almanyanın Holânda ve Lelçika hududlarında büyük kuvvetler tahşid etmesi bu memleketleri istilâ arzusundan değil, Alman ordusunun kışı intizar halinde geçirmek üzere yeni ve tedafii, geniş bir vaziyet almasından ileri geliyor YAZAN. Emekli General H. Emir Erkilet “Son Posta, nın askeri muharriri Barış ümidleri ye â ve Belç yaptıkları barış teşebbüsüne (ta eden günierde Almanların bu i uz Zararları, A fakat müstakil ve bitaraf devleti vey , mümkün faydalarından fazla ola- ini Yi Holan-| ği ai ktı hududlarında darlarının | ddüm | akika böyle bir olmazs; â & için bunların ştirebileöek yehi iwvetler tahşi leri şayia.| Alm ayni haberler teminat ise böyle bir is İkis düşür im eticelerini o teyid , elmiştir. De ki Holandz ve hiçika üzerlerinden, İngiliz ve Sk nı istihdef edebilecek yük bir Alman taarruzu gi i arkada: lığın buna nu nakledez Bir yor muvafakat Fransız olan £ sırf bu İki ız birini Iş n askeri bir hareket $ ve ne de siyase değildir. Alman arının yeni giriştikleri nakliyat ağlebi ihtimal, kışı geçirmek iç tedufül geniş bi yet almaktan açaba nasi kabil olur diy kendimi alamıyorum. ıleeyş tacirleri de Holanda-| 4 ikayı günden güne artan| düşmüş gördüler ve hâlâ da| er. Halbuki bütün bu yeni! istilâ korkularını doğuran haber ve h olunursa böyle bir is ından gal etmeği İngüteredeki üsera kamplarında bulunan şimdilik ve sevk askerlerinin muhâ. bakımlarından varid jazası ditmda futbol oynamaktan koler bir tehlike dönüyorlar ta, nuz, Or size derhal bunların kadarının cepheye yani Fraj ududuna karşı gelen Zigfrid m 4lmar er beşi kadarının da Lehıstanın'lama ve işyal altındaki muntakalarile cenub Al-|yani ududlarına bırakıl sonra temin ebaki on beş kolordunun pek sz cenah gerisi olan Bad, Vurl ine ye mütebaki büyük suvvet-| ve Belçikanın tehdid-olundukları gürük ğ cenah gerilerine yi olonya, | tülernin bundan olmalar Hamburg s z muhtemel değil, pek aş “a kış Avrupanın garbınd. afın ciddi büyük taarruzu olm & fakat muharib de ısız çene ka' , politika ve ticaret müca tad devam ede ordusunun, aldığı bu yer intizar vaziyetinde, en ı düşünmesi ve bunu büyük kuvvetleri burun derinliğine yayıp kademelendir- r ki, Holanda kı olmaması daha mi dün ve evvelki gün He danın tehlikede olduğunu y riz göstermek için Almanların gisol ve Hanovi arttığını asa Ön kü bu haberleri hergün okuyar man seferber ordusunun kışı sürüyorlardı. lanovra, Bremen, irilmeleri ında © ak pro- yapmakta oldukları hareket. . öğlebi ihtimal, bu harb lının e F vez ve tertik tinde olduğuna dikkat edeceklerin ancak seler olduğunu bilirler. m: Herhangi bir harb aka- £ evvelce de, Almanların Holanda pledizine batı Avrupadaki bu.| kaya bugünlerde bir istilâ kararı arb durumuna benzer i ihtimalini tetkik ederek böyle yakm doğuda barışın akn bir yeri veriniz ve Almanların, eNerindeki eketın muhtemel, maddi, manevi, | işaret te görülmüyor; buna mukabil Av- 35 - dar seferber kolorduyu şimdiki va-| askeri ve siyasi fayda ve mahzurlarını ruparın şürkile, şimali şarkisinde ve A İde nasil konduracakla- i gene ku sütunlarda karşılaştırmış ve bü- (Devamı 8 inci sayfada) ———— manda 'Eveti ne mutlu Türküm diyene. Biz| «Son Posta» nın tefrikası: 4 Türk bakkalları damarlarımızda dolaşan kanın son damlasını İstiklâl harbinde ve milli mücadele muh suladık. Bu mukaddes huriyetin yüksek val mukaddes m rencide olüp in- kılaâb namını; bri öz Türk bakkalları Tersi! Bay Mustafa Başaranın umumi âdablara muhalif sözleri yüzünden lekedar kabul edemezler. Hayır! y cümhuri, muz, , vi Bunu sevgili makamınızdan diler, says) kişi lerde keçekülâhlarm i gılarımızı sunarız... hi rak garibüşşekil bir | İmzalor ve mühürler (| yaratılmıştır. Serpuşun üstü külâhtır da Bu srzuhall alan Zülkütül efendi vali- ye gidiyor: —'Efendim!, Esnaf ayaklandı. Diyerek arzuhalı uzatıyor. Vali oku.) yor, bir daha okuyor, bir daha Okuyor; bittabi hiçbir şey anlıyamıyor. — Maksad nedir efendim, ne olmuş?. — Daha ne olsun beyim?. Herif ale- eten zatınıza küfretti, — Kim?. — Bizim reis... — Ne dedi?, — Vali de kim oluyormuş, bize veli mali karışamaz ded King ia «biz ve beyimize hakaret Yandı. — Allah; Allah... — Evet beyim; bir tahkil rürzün... — Peki; icabına bakarız. Vali, tahkiki emrile, arzuhali po havale ediyor. Polis bakkallar: birer bi rer dolaşarak esnafın ifadesini alıy pwrimizde cüm- il üzâtmak la edemezl MAİ i İşte bu Zülküfül efendinin delâletile | zattım. Mektubeunun refikası ayağa kal karak bana yer gösterdi; ben koşarak ve başkâtibinin yerine oturdum; hü- lâsa bir yere İliştim amma ne hale geldi- ğimi tarif edemem. Bereket versin, altı şapkadır; umumi heyetile ise ne şap-|eüddet sonra yeniden istif olmak âdet- kadir, ne külâhtır. Bizde el tir; kocasının. yerine oturduğum ve sist in İsuretle erkeğini yanından ayırdığım için kya döndü. Kapıdan giren bir berit, bana ifrit kesildiğini yan yan bakışlı «l bulunan dan anladığım hanımı tekrar ke wze doğ. | kavuşturdum; kalkıp valinin yanma zi sıkar. Doğrusu ya, ben tİm- gezctelerimizin âli siyaseti biraz bıraka-| İzak smünşeret adabı» sütunları açmaları. | detle taraftar olanlardanım. Halk imizin şanlı vali bayır sık-| ucurda parmakları âçık ina kolunu direk gibi öne uzi ık iru gelir ve e nın arka çizgisine bakarim. Eğer o dikiş içeri veya dışarı, eğriyse sahi kılığına hükm. ». Bu bük lim ğımı hiç hatırlamıyorum. Ço: sini düzeltemiyen kadın evir düzelebilir miz olun bu tabistim! İşte gene ba- 1 süzüyarum. Bilen, bilmiyen de Müddelumumi bekâr değil mi ya; srabbi'. Çorapl, izinde çizgiler eğri. İçi yüzde İ-'doksan se. ndeki şeyta, — Kalk Ekrem; sevabına şunları doğ- ve «bizim kâtibin karısı» İkalkmuyan erkeklerimiz de az değil kim bu akşam de böyle oldu İdimlardan bir'düsm ayağa kalktılar; on Yara: Tamam, Mesele kaldı m? ran mektubeuya gidip anlatıyor, müdürüne dinletiyor, tahsildara de nıyor smm.a ortada resmi tahkikat tol rı varken dinliyen olmuyor. Kendisi re- Diye muttasıl yüreğimi bunaladağım... Valinın hanımına sordum: çimdikliyor; Aman efendim, inayet buyur Diye hitab ederek bir yere ilişti için ettesiniz inşallah hanımefendi. acele ederken karşıma bana el uzatan) Donanma kâğıdı yapıştırmış gibi kıp memurlar çıktılar. Vali de elini uzattı,Jkırmızı duran boyalı dudaklarını büzerek ilikten « azlediliyor; yerine de Zülküfül " z beni bekliyen valinin karısına ben el u-İcevab veri elendi kuruluyor. ilgiline ÖLDÜRMEDİ bir dim. ort ” ö > moti Henım gördüm mü; mutlaka çorapları. | şartı elle lem i | İngiliz | İngiliz orduları başkumandanı Mareşal İvikont Gort İngilterenin en değerli ku- İmandaniarından biridir. İsmi beş isimden müteşekkildir. Jobn Standish Surtees Prehdergast Vereker Vicount Gort. İngilterenin en ziyade hatırı sayılır've uzun İsimlerinden biri değil mi?. Ünvanı dahi isimleri kadar uzundur: ield Marshall, ehief on the Imperlal General Staff,» İngilterede, hususile orduda ona kısa- ca «Kaplar» lâkabı takılmıştır. Kaplan lâkabının rilmesi şu dört , merha- baskın ver in hoş. kışlalara gider, asker- ş eder, kışlaları gezer, fabrikaları düncü sebeb de sözlerini İhiç esirg İ VikontG € b bulunmaktadır, ası ile iftihar eder. İ İngiliz ordularının o başkumandanının övündüğü büyük babası, İngilterede pek nergub bir sayılan «&vs in pek bü- yük bir meraklısı idi. İsmi Robert Surtee şilterenin, ayni zama; hur avcısı, Hindistanın kaplan avcım sıfatını kazanmı; Kutub mıntak; birlikte beyaz ay Iondra ve Cap şehirlerindek etli parçaları onun t, çok eski bir asker ailesi O, dalma bü- Değil yalm eserleridir. Genç İngilizler Robert Su: adım Buffalo Bil! kadar büyük bir hürmet ile Janarlar. ont Gortun babasının ismi zât oğlunun diplo: s krine kiçi Dâhası ver: On sekiz m eylememeğe dıkuz yaşında orduya" neter nmuş, az sonra Hindiste ikanın her taraflarını dolaşmıştır. Ona «Sir, diye hitab edilmek lâzım » Çünkü bir asalet ünvanını haiz yordu. Halbuki o «Sir» ünvanının İistimaline Hiç meydan vermemiş. orduda eçhile uymamiştır. ında iken tah- karar vermiş, olrak Cenu. İkinciteşrin 18 orduları Başkumandanı Gort Mareşal Gort cephede |kââcme kademe yükselmiştir. Geçmedi” İği hiçbir rütbe kalmamıştır. Kıt'ada «davulcu» bir şöhret ka İ Harbi Umumi patlak v taşıyordu. bile olmuştur. He wi davulcu.» zaman Harbin s0 anan bi | uk teklif edildi ii olanlar on: ler. 9, Ilkırdıdan hiç hoşlanmaz. Emirleri” ri bile r. Tek fazla lâf etme- sin diye. mecburiyetind& rini sımsıkı sıkâ” rak söz söyler. Geçen sene sı onun «tükrük güddelel Tabii bun iz mizalı mecmua” inin çıkarıldığı” asıl ve esa5! «Kaplan: habersizce baskın vermekten büyük zevk ahır. K çin yeni bir av bulur. ler birbiri ardısıra gelir. , af nedir bilmeZ Birisinden şüphe eyledi mi?.. Onu rahat bırakmaz... Bulüduğu yerden attır ğa kadar varır. Bu. hususta faaliyetini yalnız harbiyö nezaretine değil, devletin bütün kısım İlarına teşmil eylemiş, sözünü dinletmiğ” tir. Müşkülât ile karşılaştığı v — Ya onu... Ya beni!,.. Der ve daima da hak kaza | (Devamı 8 inci sayfada) M | Yazan: Zeynel Besim Teşekkür ederim be nize afiyet, biraz rahatsı Nezaketen sahte bir telâş — Vah, vah, vahş çok Bir Şöriniz mi ağrıdı? — İyi, buldunuz müddetumumi bey; & züldüm efen- hu | fendim, peder merbum bazinayı pek se verdi de ondan alıştım. — Bazina mi buyurdunuz; affedersi- niz, hiç işitmemiştim. — pr hamur yaparlar da efendim maya dökerler. Fakat bunun ki ikat alenen ö denmez ki... - Evet efendim.. — Evvelki gün sini aklıma geldi ,. | bilmem; “canım isteyiverdi, Şöyle kendi çjele nie yapıp yedim. Hanımın «elciğezines baktım; benim- kiler onların yanında sinema yıldızı An. ni Ondra'nın ellöri gibi kalıyor, Küt küt | parmaklar, -mahallebici mablağı gibi a- İvuçler... | — Sonra Kanmelendi?, zlaca kaçmış galiba efen tim; arkasından da, göstermek gibi « ba yerime bir sancıdır arız oldu İ dündenberi öldüm, bayıldım. (Kocasına! hitaben) Öyle değil mi bey altı Di malak gibi kalin 54 ki olu bey mecburi tasdiki yapıştırd — Ya. bizi hayli telâşa düşürdü efen- dim Bereket versin belediye doktoru Hi. vali lcabi beye; adamcağızın hakkını diye” em doğrusu... Ne tatlı muhabbet?. Biz buraya birkaç berdak bira içmeğe geldik; söze istilrâğ ile başladık. Maamafih «muhtelit saz takımı terel” Bu ne bii rünce bayii elbiteler giymiş, başına birkaç Wİ takmış, elleri beyaz eldivenli bir hanif Zavallı kadın bir köşede adeta sinmi$” İti, Yerimden kalkarak kendisine doğrü ne, üstüne yürüdüğüm gören gelin hanım korkarak ayağa kali“ m | — Aman han:mefendi, istirham ed” rim. Bendeniz tebriklerimi arza geldi” Size bahtiyarlık temenni ederim, Niçin 9 tarafa teşrif buyurulmuyor efendim?. Kadıncağız evvelâ tutuldu; konuşami" dı. Sonra. yavaşça: — İnşallah araya da geliriz efendim Cevabını verdi. Bu defa fena halde be” bozuldum ve yerime döndüm. Evet: mubtelit saz takımına bakacak tım. Bir keman, bir klârnet, bir ud, Dİ caz davulu, bir trampet. Zülküfül efe?” dinin (davullu #nz) deyişi yalan deği miş. Uşşak 'peşrefine zilli davul ter tutuyor. Salonun bir köşesi, Zülkütül efendini” büfe dediği büte haline konulmuş; da doğrusu bar amerikenle büfe arası bi ket versin, genişçe tutmuşlâ” rde halen başına üşüşmüş 7 İlanların yarım bile zor slırdı. Büfeni” de duran üç kişi, şişelerin ağzına ellerinin baş parmaklarını tıkayarak kö tuk meyhane usulü biraya lıklık vi zenir azasile mayonez€ 5” İtalın 1 sallıyanlardan tutunuz © Jar salatasına beş parmağile hücü İedene kadar hepsi orada... Târkamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: