23 Kasım 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

23 Kasım 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İkinciteşrin SON POSTA Sayfa 5 |L ASKERLİK İ MAYNN Tarihi, yapılışı, kullanış tarzı, sebeb olduğu neticeler İeenemesra sene. #dyo makineleri ve gazeteler bir hiz kaç gündür İngiliz veya bitaraf m “caret gemilerinin biri diğe. i ii ardından Şimal denizinde mayn- İş, Sörparak battıklarını, yolcu ve tay ları #dan bir çok kimselerin boğulduk - çile 1 ilh.. haber vermektedirler. İn - > sahilleri yakinlerinde ve tica - zl lan üzerinde yerleri belli olmı- tan mâynlere çarparak bir haftada ba- Hire, gemilerin syısı 6 sı bitaraf olmak "e 10 kadardır. Teze olarak 11,930 tonluk bir Japon ci Si de, İngilterenin şark sahili a - ig nda galib ihtimal bir mayne çarp ad batmıştır. Keza bir İngiliz hiz tarayıcısı da İngilterenin şerk sa #cığında bir mayne çarparak deni- Sömülmüştür. Bu maynlerin Alman Yür. oğlndan kondukları iddia olunu- ği halde bir müddet tavsamış olan| izaltı harbi yerine veya onun ya | a, Bir maynın içi Gş , © Tininiyet başlığı, BL Kurşun memeler, Kurşun zaemenin içindeki cam boru, E. B- Yüzme üvelildi, . İnfilük maddesi yeri, Seh Küreği botlüğu, 8. İnfilâk kutusu, R. İnfâk lik ÇİL A. Demir halat makarası, T. Derin. im, St. Halat mahluzası) amy #andalyeye bir tuz bilokle yapış - "ni, , e Mayn denize atılmadan evvel Mi İa yet başlığı çıkarılır. Mayn sandalyesi tükte denize atılır, Tuz bioku erir eri. iy a7h duyun sathına çıkmak iter. 7. Büzay, nlzımı, maynın su satlından İt bangi derinlikte kalması isteniyorsa ii, “re evvelden kurularak, tam © derin - Bı, İlme totar. Bir gemi yumuştie olan ör in memelerden birine çarpınca için- #işeler kırılır. Bundaki (krom ha - ligini ince borulardan K. elektrik mü- ikti Bidip burada cereyan hasıl eder. E. R. intyger tanı derhal 8 infilâk kutusundaki alay, Ri k kapsülünü steşler. Bu da 200 ki - İatuşç Aflâk maddesini yani baret hakkını Büz, “itirir. Deniz maynı hattâ zırhlı mu- Müha, , semlerine karşı bile tehilkeli bir be vasıtasıdır.) # Sapa, ilde bir mayn harbi türemiş Magi eker şi başlıca vasfı budur. Karada Şa di arb susunca, hava barbi de, in- : den celerle, genişlik bulamayın- bu Parbine bel bağlamak ve has - vurmak lâzım geleceği aşi- Yukat Almanyanın açık deniz- YAZAN en ressamları. we göre maym dö- külmüş bir deniz parçasının mukim de İngiliz daranmasile boy ölçüşecek| Şimal denizi az derin bir filosu yoktur. Onun için, denizalt. larile İngiliz ablukasına cevab verme. ğe koyulmuştu. Bu harb, anlaşılan faz- la denizültı zaylatı yüzünden, belki de harb gemileri tarafından himaye edil -|terakkiler yapılarak 1000 metre derin-|lacak yer araba» imiş kafilelerle nakliyat usulü tatbik 0-İliklere kadar atılabilen maynler yapıl-İnım gittiği istika - mış ise de halatın uzunluğu dolayısile| metin bunlar hem ağır ve hem de pahalı o -İ Arabaya Turlar. Bundan sarfınazar haletları faz! ayaklarını bastığı Tunduğu için. tavsamağa mahküm o - anca Almanlar bu sefer mayn harbine germi verdiler. Onun için bir hafta - dır bu harb olanca kuvvetile hüküm sürmekte ve Şimal denizinde bir çok gemilerin batmasile beraber insanca külliyetli ölüm facfalarına da sebeb ol- maktadır. 1914-18 harbinde Orta Avrupa dev- letlerile müttefikleri denizlere takri - ben 50 bin, hasım taraf ise bunun beş rinciler cem'an 88 ve fkinciler 322 harb ve yardımcı harb © gemisi ile 600.700 ticaret vapurd kaybettiler ki bu bir milyon tondan fazla bir hacim yapar. O vakte kadar hiç bir harbde mayn- den bu kadar fazla gemi batmamıstı. Meselâ 1904 Rus - Japon harbinde maynden batan her iki muharib tara - fn. gemisi İl sayıyı geçememişti. Fakat mayn tarihi eskidir ve tâ Ame rikalı David Burchnell'in 1742 de yap. tığı ilk torpido ile başlar. Mayn, torpil Ve torpido nelerdir? Mayn ve torpedo İngilizlerin, torpil ise Fransızların 1s - tılahıdır. İngilizler denizin dibine bir demirle bağlı ve suyun sathından is »- tenildiği kadar aşağıda “kalmak üzere tertib ve tanzim olunabilen veya de - mirsiz yani serseri sutette suya birâ » kılarak gene müayyen bir umkda cere. yanlara tâbi seyreden, infilik madde - Terilâ dolu olan lâğımlara mayn der - ler. Torpido ise gemilerden birtüp ile denize atılan ve atıldıktan sonra ler bir motörle kendi kendine muay - yen istikamette, muayyen bir mesafe - ye kadar seyrederek bir gemiye çar - pınca infilâk eden küçük ve. mevaddı infilâkiye ile dolu bir denizaltıdır. Fransızlar ise bunların her misli mayn atmışlardı. Bunlardan bi «|, Emekli General H. Emir Erkilet | al * torpil dedikleri gibi bunları atan ge - milere de Torpilleur adın; verirler. İn- gizler ise bu gemilere torpedobot der ler Biz ise her nedense, sadece İorpi - do deriz. olduğu için mayn İstimaline elverişlidir. Çünkü maynler nihayet 200 metrelik derin » liklere kadar muvaffakiyetle atılırlar. Gerçi bazi memleketlerde omaynde İbir tanecik, 4 H er Karşısında ÇOK ŞUKUR — Ben her şeye şükrederim, Bi dikkatli dikkatli baktım; sözü söyliyen kanaatkâr dostuma — Gene mi? — Tabii, ya Kültürpark yerine, yenk der kendisi yapmak üzere bütün İzmiri — Bazan öyle şeyler olur ki, insan şük-| yıktırtsaydı. Bu da olurdu ya? redemez, — Çok şülcür, ben gene şükrederim, — Nasıl şükredebilirsin? — Çok şükür, beterin, beteri, daha be! teri olabilir. Uzun düşününce şükretme-! mek için sebeb kalmaz. l — Aklıma gelmişken söyliyeyim, hari meşhur mütehassıs bir mimar Götle var- dı yal — Çok şükür vardı. — Neye. çok şükür, diye söze baş'a - dın? — Meşhur mütehassıs mimar dediğine şükrediyorum... Eşi bulunmaz, dün; Wi birçok sıfatlar ilâve edebilirdin. — Böyle sıfatlar ilâve edecek değilim. Bu meşhur mimar meğer hakikatte mi mar değil, nakkaşmış. — Çok şükür. — Neye çok şükür dedin? — Nakkaş, gene İnşaat iş'erile alâkası olan bir insandır. Meselâ ayakkabı us - İtası da olabilirdi. — Bu adam bizim memlekete mütehes- sıs mimar diye getirtilmişti. — Çok şükür! — Gene mi? — Tabii.. Mütehassıs mimar diye ge - ir hukuk Bu adama İzmirdeki tirld. Çok şükür! türpark yap. fazıl, dâhi diye daha| — Bu adam yeni yaptırılacak İstanbul Şehir tiyatrosunun projelerini üzerine almış. — Çok şükür! — Gene mi? — Tabü, ya bütün şehrin imar proje « sini Üzerine alsaydı. — Kendisi proje için bir kalemde iki bin lira almış. — Çok şükür! — Gene mi? — Tabii, ya yirmi bin ra alsaydı! — Projeyi yapmış. — Çok şükür! — Gene mi? — Ya yapmasaydı! — Projeyi tetkik edenler, projenin bir şeye benzemediğini anlamışlar. — Çok şükür! — Gene mi? — Tabii, ya onlar da anlamasaydılar, İ projeye göre tiyatro binası yapılsaydı! — İşte bu yüzden Gotlenin mimar ol madığı, nakkaş olduğu meydana çıkmış — Çak şükür! — Gere mi? — Tabii, ya tiyatro binası yapıldıktan daha buna benzer benzemez binalar ya. pıldıktan sonra, bunlar, içinde olanların başlarına yıkıldıktan sonra mimar ol « madığı, nakkaş olduğu meydana çıksaydı. Cİemet Alü | Bunlar biliyo rmu idiniz? | Bir adadaki iki otomobilin çarpışması zinde adesinda ancak ıkı otomobil 1. Bu iki oto ada. ya getirildiklerinden bir sene geçmeden birbirlerile okarşılaşmışlar, ve çarpışıp ber ikisi de parçalanmışlardır. * İsviçrede görülen arabalar İsviçrede gö - rülen bir nevi a - rabalarda oturu « aksinedir. binenin 35.000 insanın idamına hüküm veren nazır Ramon oOMaria Marvez 1300 se- nesinde (doğmuş, 1868 sı inde öl « müştür, İspanya « da nazırdı. Zama» nında üç defa ih. t1aı çıkmıştır, 35,000 âsinin idam ları hükmünü imzalamıştır. Ölüm yaklaş» tığı zaman yatağı başında dua eden pa « paz, düşmanlarını affetmesini söylemiş, nazır; — Düşmanlarım mı? demiştir. Benim düşmanım kaldı mı? Hepsini öldürltüm. * Maymunlar nasıl uyurlar? Maymunlar, iki. s şer ikişer birbir İlerine sokulurlar İve birbirlerinden iş la uzun olan maynlerin su sathından |bir tahta vardır ki, bu tahte da araba yo”. ayrılmadan uyur Dy iz ıl muayyen bir derinlikte tutulmaları ko| kuş çıktığı zaman yolcunun düşmesine lar. Biri uyandığı zaman, diğeri uya » lay tanzim olunamaz. Yani meselâ ce “| manı olur, di 7 sız bir zamanda denize konan ve m bir derinlikte tanzim olunan syn denizde akıntı olunca kolay- k fazla derinliklere gider ve 'bden zararsız bir hale gelir. Ke is denizde akıntı olduğu zaman alılan bir mayn akıntı kesilince suyun satmna çıkarak mayn tarlasmın yeri - ni ifşa eder. Elhasıl meynlerin deniz » lerde sabit durmaları için pek fazla de- rinlikler olmamak lâzımdır. Bunun da azami hududu 200 metredir. Mavn ya haber verilmeden düşma - nm kara sularına konur veyahud düş - man sahillerinin uzaklarna atılarak yerleri bitaraflara haber verilir. Buzün Şimal denizinde yerleri belli olarak Almanların Dozger Bank'ın şar- kında bir ve İngilizlerin biri Alman körfezi önünde ve diğeri (İngilterenin doğu sahillerinde iki geniş mayn tarla- ları vardır. Kendi donanmamız veya kara topla- rımızın himayesinde bulunmıyan mayn tarlalar; bizden ziyade düşmana yarar. Çünkü düşman bunun içinden kendi - ve kolayca bir yol açarak diğer mayn- ler! bırakır ve bu suretle Obu yolunu korur veyahud da maynleri tarayarak İstediği yerlerde kullanır. Bu suretle vasıtalarla harb; işte 1939 |kendisinde mevcud hava tazyiki ile iş-İbir anda kullanılmıyan ve nezaret al - turda bulundurulamıyan mayn tarla - Tarı düşmanı rahalsız edecek yerde on- ların işine yararlar. 1914.18 harbinde maynın bir mani olarak en iyi, en faydalı ve müessir (Devamı 11 inel sayfada) Evini bırakarak Âşıkına kaçan Kadın.. Mektubuna imza atmayı bir erkek okuyucum: — Teyze bana bir akıl verebilir mi sin? diyor ve hüldsaten şunuan latıyor: «— Ben 18.439 tarihinde bir ka dır, hemen seviştik, kadın evini bar kını terkederek bana Kaçtı, yaşamıya başladık... Aramızda şid şeyin bir sonu vardır derler...» x Hikâyenin sonunu tahmin etmişsi sakız halinde, şimdi ne yapmalı? çocuğunu yabanci bir erkeğin kolları unutmuş dınla tanıştım, Evlidir, iki çocuğu var- birlikte detli, kıskanç bir aşk vardı, fakat her nizdir. Sevdiği kadınla hangi tarihte tanıştığını bir takvim sadakati fle zap- tetmiş olan okuyucum da bana derd yanmasından da anlaşılıyor ki artık bıkkınlık başlamıştır, fakat kadın bir Düşünmiye lüzum görmüyorum. İki arasında unutmıya köşen kadında en basit insani his dahi yoktur. Bununla İnincıya kadar yanından kıpırdamaz. RI! beraber sefsletle ak saç, ayni zamanda başladığı vakit duymıya ve düşünmis ye başlıyacağından hiç şüphe etmem. Şimdilik yapacağı şey bu âkibetle kar şılaşmamak için çocuklarının yanma dönebilmenin yolunu bulmaktır, Fakat okuyucum bü hususu ne dereceye ka. dar ve ne şekilde kolaylaştırabilir? Bu noktayı tayin edemiyorum. ,GONÜLİŞLE * Aramızda «Irk» farkı var Biy AH. K.L> a: — Genç bir kızla sevişiyorsunuz, a radan aylar geçtikten sonra genç kızın düşüneceği tutuyor ve: * «Ayni ırktan değiliz, bu münasebeti daha fazla ileriye götüremeyiz» diyor. Esnsta tamamen haklıdır, fakat muha keme kabiliyeti bir hayli (o gecikerek faaliyete geçmiş olduğu için iki şeye hükmedilebilir: 1 — Bidayette samimi değildi, sa « dece vakit geçirmek istiyordu. 2 — Sonradan üçüncü bir şahsın ve tercihan ailesinin tesiri altında kaldı. Sizin yerinizde olsaydım meseleyi Iı derinleştirmiye Kizum görmez, sergü « TEYZE zeşti unuturderm.

Bu sayıdan diğer sayfalar: