18 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

18 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İMAE Z4İfo Nasıl gazGieci saesismmemmsszessssmermssszsssemssssm ANLATAN memenin ALİ NACİ KARACAN Ben Ali Naci Karacanı tahtelbahir te- leskopuna benzetirim. Zaman zaman vü- zünü Babıâli ummanında gösteriverince, etraf, bir Alman denizaltısı görmüş gibi karışıverir. Filhakika, Beb:âli sularında görünmesi pek hayra alâmet sayılmaz; muharib, bitaraf bütün fakibler için kor-! kuludur amma; o, (Bremen) i yakaladığı halde, prensiplerine uygun görmediğin - den batırmıyan İngitiz tahtelbahiri dere- cesinde insaflı hareket eder. Mütevefia (Yarın) müstema hiçbir rakibini torpil- lediği vaki değildir. Sadece bir nümayiş «topüs atar ve matbuat gahillerinden çe- kilmiş görünür. | Bizim caddede meslek hayatı onun kadar dinamik olan pek sz gazeteci var-| dir. «Milliyet. ülkesinin üzerinde (Tan) diktatörlüğünü ilân ettikten sonra (bir darbeli yğbunta) maruz kaldığı günden- beri, her sandalyeyi yadırgamaktadır. Şimdi her halde muvakkaten (patron) uk postundan kalkmış, (muharrir) lik kilimi üzerine oturmuş bulunuyor. Ça -| Yaştığı gazetede, aldığım randevulara rağ- men, ancak sekizinci girişimde yakala - mağa muvaffak olduğum zaman, bu ma- ceralarla dolu meslex hayatından her halde çok enteresan yapraklar çevire - ceğimi umuyordum. Muhakkak ki, um - maya uğramadım. Bunu okuyucularım da tasdik edeceklerdir. Eski ve değerli gazetecl matbuat hayatını şöyle hülâsa etti: — 42 yaşındayım. Gazeteciliğe 19 ya « dığıma göre 23 senedenberi atında bulunuyorum. Bu 23 «Tevhidiefkâr» da eciliği öğrenmek devresi olarak geç ti. Bu gazetede muhbir olarak çalışmağa başladım. Ayni zamanda mütercimli rü oldum; sonra daha müsaid şartlar teklif eden Ahmed Cevdetin (İkdam) ında tah- rir müdürlüğü vazifesini deruhde ettim. (Vakit) gazetesinin tesisi sırasında Ah - med Eminin daveti üzerine bu gazetenin kuruluşunda gene tahrir müdürü olerak ça'ıştım. Bir müddet sonra Necmeddin Sadık ve Kâzım Şinasi ile beraber (Ak - $am) gazetesini kurduk. Akşamda 9 sene bulundum. Yalnız Akşamdaki 9 gazete - cilik senemin hatıraları başlı başına bir hikâyedir. Bu hikâyeye aid belli başlı vak'alar. Lozan konferansındaki muhabir liğim ve bir balon karikatürü yüzünden bapsedilmişizdir. Akşamdaki uzun mesai birliğimizden sonra bir gazeteye Üç orta- Bın çok geleceği kanaatile hissemi arka. daşlarıma sattım ve ortaksız bir gazete #rhibi olmak hevesile Ahmed Cevdetin bütün kıymetini kaybetmiş ve bir firmâ- dan ibaret hale gelmiş olan (İkdam) ıı satın aldım. (İkdam) az zamanda arka - daşlarımın yardımile o zamanın değil, bugünün bile yüksek tirajlı sayılabi lecek bir miktara, 19, 20 bine çıktı. kat çok geçmedi, benim tek başıma mâh- dud bir para ile kurduğum gazeteyi harf Ankılâbının fırtınası sarstı, nihayet beni müşkül vaziyetlerle karşılaştırdı. Bu es- rada merhum Siird meb'usu Mshmud Be an. — - Bu kuvvete vicdan da diyemeyiz; çün- kü vicdan büsbütün başka bir şeydir ve şoura merbuttur. Aşkın şuurla alâkası yoktur sevgilim; seven gönül «Bâyükedâ> ayırmıyor. Mik Wi masallarımızda Padişahın kızına müt-| tasıl «Kel oğlanın» üşik olarak gösteril mesindeki hikmet behemehal bu olacak- tır, Aşkta gaye vuslattır; âşık, bu vusla - tm imkânsızlığını zerre kadar (nazari dikkate almaksızın sever. Seven insan SON POSTA lum? çok öğrenmek merakını teskin etmek is- tiyordum. Brezilyada, Uruguay ve Ar - Jantinde bir seneden fazla kaldıktan son. ra tekrar memlekete döndüm ve tekrar artık kanıma karışmış gibi benim olan tabil hayatyma, gazeteciliğe avdet ettim. Fakat bir gazete çıkarabilmek için ilk sart olan makine yoktu. Son Telgrafçı E-| İtem İzzetin makinesini ve binasının bir| kısmını kiralıyarak (İldam) 1 tekrar o - Tadâ çıkarmağa başladım. Cok geçmedi: Bu sefer bir başkasının binası içinde ve makinesinde gazete çıkartmanın ne de - mek olduğunu öğrendim ve bütlin tadla- rını tattım. Bu da ayrı bir hikâyedir ki, onu da bir gün bertafsil yazacağım. Ni - hayet bir gün, arkadaşımızın müessese. sinde (İkdam) Ta kendimden birini mut. laka bir gün, bırakmak mecburiyetinde kalacağımı hissederek (İkdam) 1 bırakıp a tercih iz Cünkü urduğum şam), (Tan), (İkdam) gi- Ali Naci Karacan bi bir gazeteyi şu veya bu İsimle mutla- yin müşterek bir akşam gözetesi çıkar -'K& bir gün ene kurmak kebildir. Yeni mak teklifine maruz kaldım: «Politika, |bir gazeteyi dalma yaratabiliriz, fakat gazelesini kurduk. Fakat çok geçmeden canımızı nerede bulabiliriz? ortak iş yapmanın tahmin ettiğim vazi - Simdi gördüğünüz e'bi, bir gün idea. yetleri kendisini göstermekte gecikmedi.|lim olen kendi gazetemi kurmağa intira- Anlaşamağık, ayrıldık. Bunu o müteakib ven Kendim için en uygun gördüğüm (Ye. gene tek başıma ve dalma mahdud 'para| ni Sabah) tw varılarımı neşretmekle meş ile (İnkığb) gazetesini çıkarttım. İsi bulunüyorum. Tam gazeteyi neşredeceğimiz sirada İV harf inkılâbı yerine bu sefer de Serbest| Ebuziya zadeye oynanan oyun.. fırka içad edildi. Siyasi bir gazete için bu — En şayanı dikkat hatıramı soruyor. vaziyet karşısında tutulacak iki yol var.|#unuz değil mi? Gazetecilik hayatımda dı: Serbest fırkayı #utup muhalefeti iş -'İZ birakan hatıralarımıdan biri fistadımız tismar etmek.. Serbest fırkaya karşı mü-' Ebüzziyazade Velidi, Lozan konferansın. cadeleye geçip satıştan İr hğa kat.'da atlatışımdır. Mümaileyhin güzel bir lanmal.. Biz bu ikinci yolu tuttuk ve ga-|fotoğraf mekinesi vardı ve bu makine erit eğ Olur mu? Bir güzel gördüm, sevdim, Sevmek ayıb olur mu? Ben seni sevdim, dedim. Bu pek ayıb olur mu? Güzele gönül veren, Bir gün pişman olur mu? Bekler murada eren; Bilmem her an olur mu? Sevene söylettik, Daha güzel olur mu? Da'ma mes'ud seven; Başka emel olur mu? Birleşir kadın erkek, Yalnız hayat olur mu? Durmayın ürkek ürkek, Vakit saat olur mu? — Bugün Vekillerden lefon etti, — Sahi mi? — Tabii sahi. Yanlış numara çevir” İmiş, : Hoş Sözler ğ Okumak öğretmişler Şehre gelen köylü, bir park kapısı?” şu levhayı görmüştü: «Köpeklerin girmeleri yasaktır». Köylü düşündü! ; — Bu şehirliler yaman şeyler ves lâm, dedi, köpeklere bile okumak Ö mişler ki böyle levhalar asıyorlar. biri bana 16 ** * Kaça malolur Karı kocs bir mağazanın vitrini önüe” de durdular. Kadın vitrindeki $ kocasına gösterdi: we — Bu kumaştan bir rop acaba malolur? mall” — Bilmem amma şimdi her şey aramızda en az beş altı kavgaya SE İsak. aa Sr eki —j Tahtelbahir kumandanı tek gözlük - le dolaşıyor * Meselâ Köpek meraklısı arkadaşına anlatıyo” üre (Frans karikatürü) on yepyeni * âlemini zeteyi bir mücadele silâhı gibi Arif O - rucun başında paralamağı tercih ettik. Bundan sonra gene matbuat sahasından ayrılmış olmamak İçin Anadolu ajansı - nın Balkan muhabiri olarak, Sofyada, Belgradda, Atina ve Bükreşte beş senb çalıştım ve günün birinde «Milliyet. gazetesini idare etmek teklifi karsısında kaldım. Beş sene yabancı mem leketlerde dolaşmaktan yorulduğum için tekrer kendi mesleğime dönmek imkânı- nı veren bu teklifi kabul ettim. İstan - bula gelerek «Milliyet» in adını (Tan) a çevirdim ve gazeteyi yeni baştan dene « cek şekilde kurdum. Bu gazetenin tirajı 2900 e kadar düsümüştü. Bir buçuk sene geceli gündüzlü uğraştıktan sonra 13,800 rakamında durdurduk, Bu esnada Montro konferansı cereyan ediyor ve ben de mu- hebir olarak orada bulunuyordum. Biz gazete için orada çalışırken, gazetenin sahibi olan İş Bankasının (Tan) ı Ahmed Eminin teskil ettiği bir grupa satmak ü - zere olduğunu (Son Posta) sahiblerin - den dostum Ekrem Uşaklıgilden duya - | Eb Irak saşakakdım. Bunun Üzerine bir nevi inkisar ile kalktım, ayni serme yedarların teklif et - tikleri cenubi Amerikada bir tetkik se - yahati yapmak hizmetini kabul edip dün yanın tâ öbür ucuna gittim. Bu seyahatle hiç olmazsa dünyanın benim için mechul daha «Son Posta» nın tefrikası: 24 © zamanki| sayesinde kon! msta çeşid çeşid re - İsimler almaktaydı. Biz, konferans esna - sında, üstadın her gfin bir mitralyöz gi. bi boynuna est: kutunun bü z miyetini evvel orum alebğı Pe & pü, yani Le- zan sulbünün İmzası gür, üstad, bütün isini gücünü birakarak salonda murah - Jhaslarm otururken, kalkarken, konusur. İken, imza ederken, imzadan sonra cıkar. 4 ken, otomobile binerken, ne bileyim tör. Yö türlü resimlerini aldı. Bu resimleri) O Hududdaki Hindli fakir — Nihayet develone edecek, postava verecek, İstan.! rahat bir yatak bulabildim. İbula sönderecek ve hepimizden evvel! (Fransız karikatürü) İnesredecekti. Bütün ricalarımıza Tağmen | seserersasesunaasnusssnaı İkendisinden bir fotoğraf koparmak kabil Birkaç VECİZ İolamadı. «Röer, size verirsem. avni posta iile gideceği Icin daha evvel, vani sabah - Tevin matbsanız alacak, o dünkü (Ak -' Saç kadının başının tacıdır. Tuvaleti sem) da cıkarak, Tevhidlefkâra hir sey) ihmal edilmemek şartile. İkalmıvacak!» diyordu. Hakkı vardı. Fas kat bizim de mutlaka bu fotoöraf'arı vol. Tamamız lâzemdi. İsi molisliğe vurduk.! vazadevi adım edım takib ederek enanlerini ashina kesın otelden | masını gösledik. Te ı vürüve| riive bir fatoğrafeiv: ii varılmak Üzere hs ». Biraz sonra| arkasından btu kina... Arkn-| İdasımızın verdiği ve hic bir hu İhivet göstermiven. sulh m (Dev * Saçı karma karışık kadının evine a - dım atma, evi de kakrma karışıktır. * Kadın güzelliğinin ölçüsü aynadır. Ay- na karşısında az duran kadına kulak as mal * Kadın güzel görünmek istediği zaman “kadındır. Yazan: Zeynel Besim Sun da rwhakeme, şuur, tahli! kudreti dur : da harb haline sebebiyet verdikten son-| basıdır. O zaman İranda tatbik edilen bu'sevda destanları terennüm etmeli değil mamıştır, fakat sesini duyursmaz, hük., münü yürütemez hele düşmüştür. | Buna rağmen, sevgilim; aramızdaki ra, vatan çocukları mütekabilen © karlı cephelerde çarpışırken, sicak oodasında piposunun dumanlarında o hayöle dalan , (malları yağma) sosyalistliğinin netice -İmiyim? ii, kapışılan servetten adam başıma bir İsantim dahi düşmemesi Hayır; bunu senin ayaklarına kapana. ve bu yüzden'rak heyecandan (kendinden geçmiş bir mesafeyi ölçmekte zerre kadar tered - |#üâh fabrikatörlerine de insenlik vasfı - memlekette umumi bir harabi ite müte-|halde yapmak, senin umsalsiz varlığın - düd etmedim. Bunun neticesi, benim İ - çin, ya cinnet veya intihar olacaktı. Fa - |hodgâmlğı esas, gayrendişliği âtifet say-|rişan etmesi olmuştur. kat buna mecburdum; bütün meziyet - lerinin hayranı olmakla beraber senin bu kader ilâhi düşünebileceğini hesaba kat mezhebini anlamam. Üç bin sene evvel gildir; refahta, hayat hakkında, huzurla (birinci vezir «Mezdük veya Mezdeke in | yaşamakta, mümkün olduğu kadar, mü.|de dizlerine kapanarak, doya doya, ağla- Bervetin insan geparatörü olarak kul |İranda tatbik ettiği bu sistem, herkesi savata ihtiyaç vardır. Cemiyetlerin mü. Mmamıştım; beni affet. nı lâyık gören obeşeriyet; ne yazık ki, makta berdevamdır. Karl Marx'ın nazariyesini, felsefesini, İradif müthiş bir yoksulluğun hulkı pe -İdan alacağım ilâhi ilhamla, bir meczub vecdi içinde, duygularımı, kalbimle be «- Beşerin muhtaç olduğu şey, komüniz-İraber, basacağın mes'ud topraklara ser - min yaratlığı gibi, sefalete müsavat de-İmek isterim. Sevgilim; gel!. Ağyardan hali bir yer- mak istiyorum. larıldığı bir muhitte, hayır, bir esirda, (s€falette müsavi kılmaktan başka biç bir gakbel nizamları, şurada beş Kişilik bir) Fakat hayır güzelim; cinnet buhrahi erkek kadın, kaç zengin çocuğu senin gi- |netice vermedi. Mezdük, kadını da “her İ aile soğuktan dohar ve açlıktan inler -İlçinde ishar edilen bu arzuya kiymet bi düşünüyor ve kaç zengin soba başın -|kesin müşterek malı ilân etmiş ve bir|ken, öte tarafta bir gerserinin sicak sa -İverme! Sadece yarın #kşum parka gel - da veya kaloriferle ısıtılmış odasında, gün Nüşirevan'ın annesi olan Kraliçenin İlonlarda fulete beş bin lira basabilme -| Orada, çiçeklerin gözlere binbir renk se- mes'ud ve bahtiyar, otururken mosmor koynunda iken «Nüşirevam tarafımdan İ sinin önüne geçemezlerse yazık beşeri -|rişlerini seyrederken ruhumda bestele - olmuş çıplak ayaklarile donmuş kaldı -! rımlarda titriyen yoksul © yavrucsk'ara| yardımı hatırlıyor? Milyonlarına mil - yonlar ilâve edebilmek için beynelmilel politikayı bulandırarak milletler arasın- İmezheb, bugünkü komünizmanın öz ba- İsermest bir halde sana âşk neşideleri, bançerlenerek bu mukaddes katile hal - kın «âdils Jâkabımı takmasına sebeb ol - muştur. Frerk'erin «Mazdakizme o dedikleri yetel, nen ümid şarkısından nağmeler de din - Sevgilim; niçin bu acıklı bahisler - İlersin. Saat on besten sonra hep ve yal- İle seni üzüyorum? Ben şimdi sârdetten | nız seni bekliyeceğim, Bütün saygılarım, bütün sevgilerim ve — Ban köpekler vardır ki, sahil den daha zekidirler. Meselâ * Muayenehanede il — Doktor, hafızamda bir zayıfU£ e sediyor. Bazı anlar oluyor ki, her şey mutuyorum. veri — Öyleyse viziteyi şimdi hemen NİZ. ei 4 Sis pa, ai — Ne iyi ettiniz da geldiniz, vir hek ta evvel giderken radyonuzu açık rakmışsınız. İbütün duygularım şu tek heceli derY da mündemiçtir: Ahi, Haşmet günel * Kültür direktörünün karısı, deri hayret içinde, umuma hitab ederek — Haberiniz var mı?. Ferhund9 gi Bay Daniş Sırımla evleniyormuğ” yif Dediği zaman, bence beklenil! şey olmamakla beraber, sıcak sa İS lanmışa döndüm. Engerek, ikimizi” gey İsına girmek yolunda, harekete demekti, — Bu haber nereden bayan? Diye sordum; anlattı: — Öteberi almak için çarşıy" gr” tim. : Bü ökrektür karamız mizi rek gene Jâtifeye girişti: sasi vi — Sizin anlıyacağınız, bizim kir yaptırarak biraz kilo kaybet, igin çarşıya git. Elhak muvaffa — Aman ss; sana pijamaık ie — Kendine ne aldın? Onu d# sene?.. — Elinin körünü aldım. — Evet; bana gelinez pijama gelince cevab yok. Sanki ben mezdim. pe — Gizli bir şey mi ayol?. Ke” bir röpluk aldım. düre var) , luks gö #

Bu sayıdan diğer sayfalar: