3 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

3 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 İkineikânun MT Şetn teller SON FOSTA Kadın Köşesi Spor manto Bu manto bilhassa öğleden sonra gi- yilir. Altı parça ekose kumaştan, dikiş- ler yapılmıştır. Önündeki kastor band gok orijinaldir. Yakası kürkten tek düğ me ile kapalıdır. Şık bir bluz Reisicümhur, Malatyada, hareket reisinden Erzincan zelzelesi hakkında izahat alıyor. Genç, şık, kıvrak. Bir bluzda bundan fazla güzellik aranır mı? Müselles şek - linde, açık gibi durduğu halde tamamen kapalı olan yaka, omuzlara bolluk ve - ren ve bele indikçe darslan ön parça, bu. nun - ayni ahengi takib eden - yan par. çalarla büzgüler yaparak (birleşmesi... Hep birer yenilik, birer şıklıktır. Bakınız bel ne şiki, ne incecik, kollar da öyle... Arka ta bele kadar bir fermüvarla kapalı. Bu da bir bluz için ayrı bir hususiyet... Bebekler için örgü e şim elaman e. Yuvarlak yaka ve robalar çocuklara son derece yaraşan biçimlerdendir.Ör- güde bunların pek muhtelif (o tarzları yapılıyor. Bizce çocuk kazak ve bluz - İarında yuvarlak robayı yakalara ter - cih etmelidir. Yaka daha ziyade ceket ve mantolarda güzel görünüyor. Bun - lerin dışındaki elbiselerde çocuğun boynunu fazlaca yüklü gösterebilir. Bakır taşını muayene RLİ GÖLGEĞ Mühim bir isticvab Serkomiser ağızlığı çıkararak gösterdi. (Yarınki tefrikamızın resimlerinden) Küçük odanın da koridora açılan bir ka-'det devam ettikten sonra birden adetâ pısı vardı, Fakat önüne bir paravan ko-İmihaniki bir şekilde kaybolarak çehresi nularak iptal edilmişti. Kadın hepimizin | eski haline döndü. odaya dahil olmamızı bekledi, sonra yer) — Oturalım efendiler. İsöstererek kendizi de oturdu. Serkomiser sanki tesadüfi imiş gibi | Oda kıymetli eşya ile çok pahalı bir/salon kapısına en yakın sandalyaya ilişti, şekilde o döşenmişti. Yerde sarısiyah| Rıdvan Sadullah belki kasden, yahud renklerle işlenmiş kıymetli bir halı vardı. | farkında olmıyarak öteki kapının bulun- Koltuk ve kanapeler de ayhi renk ku-İduğu tarafta yer aldı, Öyle ki iki kapi da 'maşlarla kaplanmışlardı. Bu iki rengin|bir lâhza içinde tutulmuş bulunuyordu. tedaisile bir gece evvel Ralf beyin evinde Bu vaziyet karşısında odam bir lâhza bulduğumuz sigara ağızlığını ve Leylâ|her ikisinin çehrelerine dikkatle baktı, banımın anlattıklarını hatırladım. Serko-| Sonra mahud tebessümü ile gülümsedi. misere baktım, ç da eşyayı tetkik ile| Omuzlarını silkerek geçti, serkomiserin meşgul oluyordu. karşısına oturdu. Biz de onları taklid et- Kadın mütebessim bir eda ile yüzle (tik. Odayı kısa, fakat sıkıntılı bir sessiz- rimize bakıyordu. Yarım dakika süren| lik kapladı. Dışarıdan fırlınamın korkunç iİtu, hissiyatını çehresinden okumaya in:- bir süküttan sonra konuşmak lüzumunu duyarak: — Dışarıda ne fena bir hava var değil mi? dedi, Sabırsızlanmaya başlıyan kısaca: — Evet! | Cevabını verdikten sonra sordu: İ — Mösyö Vafidis çok gecikmiyecek mi, | dersiniz? l — Hiç zannetmem, bir iki dakikaya! kadar buradadır. Kendisini ne gibi bir 'ş için arıyorsunuz? — Bir mesele hakkında görüşecektik madam. Kadın hem bizimle konuşuyor, hem de sezdirmeden dışarıyı dinlemek istedi-| ği anlaşılıyordu. Koridorda hafif bir gü- rültü oldu. Gözlerimiz kapıda kulak ka- barttık. Arkası gelmedi. Veziyetten Yavaş yavaş şüphelenme-| ye başladım. Biz burada oturup bekleşir- ken herif kaçmış olamaz mı idi? Bir 'âh- zâ için endişelendim, f: endişem fazla sürmedi. Koridorda bir ayak sesi Işitildi ve aksbinde ev sahibi salondar geçerek bulunduğumuz odanın kapısında gözük- tü. İtiraf ederim ki bu karşılaşma hepi- miz için az çok heyecanlı oldu. İki metre| mesafemizde duran ve İstifhamkâr bakış- | tarla bizi süzen adamin günlerdenberi uğ: raştığımız katil olması ihtimali bu heve- canın inembaım teskil ediyordu, Lev'â hanımın anlattığı gibi urun boylu ve sari saçlı bir adamdı. Bariz şekilde içeri bet- mış göz çukurlarında fırıl fırıl dönen ma- deni parıltılı mavi gözleri vardı. Yörü hafif bir çil tabakasile kaplıydı. Matruş- serkomiser | kân vermiyecek kadar soğukkanlı oldu- Hu anlaşılıyordu. Kollarının tabii hâdden biraz uzun olduğuna ve bu kolların büyük, kuvvetli ellerle nihayetlend dikkat ettim. Sırtında koyu lâciverd! renkte iyi dikilmiş bir elbise bulunu «| Kat'iyen Rum şivese kaçmyan bir türkçe İle ve bariz şekilde müstehzi bir sesle: İ — Evime hoş geldiniz, efendiler! dedi, Emirlerinizi bekliyorum! | Serkomiser biraz asabt! bir eda ile bizi ayrı ayrı tanıttı. Sonra: — Mösyö Vafidis, sizinle uzunca görü- şeceğiz, dedi. Müsaade ederseniz hep bir. likte oturalım. Adam garib bir şeki'de gülümsedi Leylâ hanımın İngiliz mühendisi tarif e- derken söylediği sözleri hatırladım, Bu gülümseyiş insanı sinirlendiren, yılışık | ğurunda harcadı, emeline muvaffak ta sesi geliyordu. Nihayet serkomiser söze başladı — Eski şerikiniz Raif beyin kat'inden tabif haberdarsınız, Mösyö Vafidis? Herife dikkatle bakıyordum. Böna öy- le geldi ki kendisini endişelendirmesi lâ- zım gelen bu sual bilâkis içinde gidi bir endişeyi tahfif etti, Bu müşabedeyi neye hamledeceğimi tayin edemedim. Geniş bir nefes aldıktan sonra: — Evet, haberdarım, dedi. Çok acıdı zavallıya,.. Aramızda son o zamanlerda geçen hâdiseler gerçi bizi birbirimizden ayırmıştı amma ben ona biçbir düşman olmadım. — Halbuki maktulün ailesi efradı aksi kanaatte... Adam alaycı bir eda ile tekrar tebss- süm etti ve cevab verdi: — Delil isterim. Bunu nasıl isbat ede- bilirler? Aramızdaki şirketi feshettikten sonra kendisini bir defa bile görmedim. Fakat belki de'hakları var. Ona düşman olmam lâzımdı. Ayrılmamızdan sontü | servetinin yarısını benim mahvolmam W- zaman oldu. — Şimdi hayatınızı nasl kazanı yorsü | nuz, Mösyö Vafidis... — Hiç... Eski servetimin son kırın larını bitirmekle meşgulüm. İstirahat € diyorum. Biraz da bazi ilmi ve fenci te& rübelerle moşgu! oluyorum. Bu İşlere $0- cukluğumdanberi meraklıyımdır. . — Tâboratuarınız da bahçedeki kulö- bede galiba... — Evet, iyi tahmin ettiniz, orada... — Servetimin gon kırıntılarını yemek» le meşgulüm, dediniz. Halbuki bankada mühim miktarda paranız bulunduğunu haber aldık, Hem de bunun mühim kısmı *|son zamanlarda yatırılmış, yanılıyor mü- yuz? Adam müstehzi tavrını geldiğimizden- beri ilk defa olarak terketti, Çehresi has fifçe kızardı. Birkaç saniye serkomisere dik dik baktı, Sonra gerilen asâbı tekrar gevşedi. Güldü. Bu #ualinize tevkifimden sonra ce- vab vereceğim, dedi, gecelim. — Demek tevkifinizi bekliyorsunuz? — Siz bu şekilde sualler sormaya baş ladıktan sonra beklememek kabi! mi? Yoksa şu halı şirketini soyan hırsız ben miyim sanıyorsunuz? — Pekâ'â bu şekilde sualler sormıyar hım, Size göre Raif beyin katili kimdir? — Va'lahi hiçbir fikrim yok, Bu imevzuu düşünmedim. değil, çok düşüne idüm, fakat hiçbir cevab bulsmadını alaycı, kaba bir sırıtma idi. Uzun müd- (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: