9 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

9 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İL EZS a Nasıl gazeteci oldum ? SON POSTA İlincikâmun 77 ZİRAAT Türkiyede merinosculuk » R 0000000000400 s0 sanamnonma, monemonanaaasmanasss0ii Merinos koyunlarını süratle üretmek için baş vurulan «sun'i tohum” lama» usulünün, memleketimiz şartlarında iyi netice vermediği! anlaşılıyor. Halbuki utabii tohuml ama» dan iyi bir netice alınmıştı" Bu usulün bütün yetiştirmiye teşmi li, ba yolda daha çabuk ilerleme "| ANLATAN Salâhattin En ) , geniş bir kari kü kümlenip etiketi ya- pışmuş bir isimdir. Matbuatın bu eski ve sevimli tebaası, bugün kaleminden ziy: de bastonuna dayanmak zekâsını ve mu- waffakiyetini göstermektedir. Lâkin o, bizde şöhretin mendil üstüne damlamış bir damla esans gibi dakikasında üçü” vermesine, ı olarak, sütunlarda boy göstermemesine rağmen «umutulan- lar» manzumesine karışmamıştır. Hâlâ (Cehennem Yolcular) ve (Zaniyeler) e- debiyat borsasında geçer tahvilâttandır. Salâhattin Enisin yarı ömründen faz- lası, mürekkeb kokusu, makine gürü sü arasında geçmiştir. Bugün bile, bizim yarım dakika çalışmasında kafamızı tu- tan, makine gürültüsünü hiç saymış, gel miş matbsanm hemen bitişiğine taşın- mıştır, Bence onun bu jesti eski mesleği- ne olan hasretinin, hayır hasretinin d meğe haki yok, sevgisinin ve bağlılı- ğının bir tezi Salâhattin Enis! matbuatın en eskisidir, demiştim. Mat-| buatta «eski olmak. başlı başına bir m ziyettir. Çünkü Babıâli caddesinde esen rat kalemleri mümeyyizi idim; fakat mem rüzgârın ismen ve cismen da-İleketin geçirmekte olduğu büyük takal yanmak mühim eledir. Eskiliğin bir lübat içinde Ayan meclisinin lâğvi, ağız- başka cephesi de, bir hatıra ardiyesi ol-|dan ağıza söyleniyordu. Ve miheyet Si baktır. Kim biir & sid. neler mesele n hakikat oldu. görmüş, neler işitmiş, nelere karışmıştır? Bu hâdiseler n vi v vi Elbette onu (Matbuat hatıraları) arasın- disine İM Al en ii da ihmal edemezdim. Onun bembeyaz gün bana, kendisine şahsi hayatımın h saçlarına, bu rengi bu meslek vermedi bir fanrını ifsa ve hatt ihsas etmediğin. mi? Salâhattin Enis, matbuata nasil inli- halde o harikulide zeki görüş ve sezisile sab ettiğini ve en şayanı dikkat hatırasi- ve izyetinefsimi de koruyarak ri mi bakınız mami anla — Kabul edersen, senin için Yakub Matbu at Kariye söyliyeyim. O, simdi (İkdam) da başlar, O sene Üskü eee lez : n, Edebiyat hocam, Muhittin “le e iapaln e Sana orada bir va- Kendisi (Tanin) in sekreteri iz kğağaş ğ y deki masasının yanına benim İçi Kendisine «peki!» dediğimden 8 bir masa koydurdu. Bir müddet oraya 9orua âyan meclisindeki odacım devam ettim. Sonra (Kadın) isimli bir Dostadan gelmiş bir mektub verdi mecmuadan, onu yeni bir şekilde çıkart- SİM. bu mektubunda hemen Yakubu mam teklifini aldım. Bu mecmuada gece-|mekliğimi söylüyordu: o, ve Tahir LAtfI| li gündüzlü, bıkmadan ve yorulmadan Bay > şimdi sefir - bana (İkdam) ın tas-| çalıştım. Nihayet bu mesai neticesinde Vİ) işlerini teklif ettiler. O vakte kadar çok yorgun düştüm ve muvakkat bir) bircok mecmualarda yazı yazmıs, mec) müddet için bu işten çekilmeğe mecbur|MuA ve yevmi gazete çıkarimıştım: fakat! kaldım. Umumi Harbe takaddüm eden bilhassa bir vevmi gazetenin tashih işin- sene ile mütarekeye takaddüm eden se-| de bilfiil çalışmamıştım. Buna rağmen neler arasında muhtelif edebi mecmua- bu teklife red cevabı vermek, bana biraz larda eserler neşrettim. da #ciz izharı gibi geldiği için karılaştı. Mütareke senelerinde (Kaplan) isimli | Sim teklifi kabul ettim. O gün (İkdam) edebi bir mücadele mecmuası çıkarttım; mafbaasınm üst katmdaki masamda veni fakat bu mecmua, o vakitki sansörün şid- |vaifemi. ifa etmeğe-çıkarken “kendimde detli tazyikine maruz kaldığı ve son nüş-|bakiki bir azim ve esaret buluyordum, hasının yarısı sansörün mümanaatine uğ- Birkaç ay sonra (İkdam) gece sekre Tadığı için bunu çıkarmakta devamın ka-|teri Sadettin - Allah rahmet etsin - işini| bil olmadığını 'an'ladım ve bizzarure neş- | bora devretmek arzusunda bulundu. (A- riyatını tatile mecbur oldum. Biraz son-| ven) da kapanmıs olduğu icin bu teklifi! râ bana (Şebab) isimli edebi bir mecmu-| kabul ettim, Bu suretle (İkdam) ın bem| âyı yeni bir kadro ile çıkartmaklığım| musahhihi, hem de gece sekreteri olmriz.| teklifini aldım, Bu mecmua uzun zaman | tum. çıktı. Bu sırada (Payitaht) isimli yevmi| O zamanlar İkdamın sahibi OAhmed bir gazete intişar ediyordu. (Şebab) 1 çı- Cevdet Bey İsviçrede idi. Bir gün onun karan müessese bu gazeteyi satın aldi ve İstanbula avdeti mevzuubahs oluyordu. tahrir müdürlüğünü bana verdi. Bu va- Bu haber, matbaada bir bomba tesiri ziyet karşısında bizzarure (Şebab) 1 bi- raktım. Ve o gazetenin başına geçtim, Bü- tün arkac ımız, mesalmize o karşılık g Salâhattin Enis 1327 de gün bana Ha- âsümani bir belâ ii > i T le tanıtmışlerdı. Fak ; erimiz şendi. Bir gün gaze-İsonrn gördüm ki, (İkdem) sahibi, hic te teyi çıkaran müessese - İşini çok geniş- o tavsif edildiği gibi, adam değil, bilâkis lettiği için ipin ucunu kaçırarak - nihayet | çok kelender, o nisbette babacan bir in-| aciz haline düştü ve gözeleyi kapattı. san, hattâ en doğru tâbiri'e bir arkadaştı. | Ben o sıralarda ayn! zamanda memür-| Senelerce 6 gazetede devam eden geceli dum. Meclisi âyanın eni ve gündüzlü mesalim es Tıpkı cinayet haberini a man, evde bakıştığımız gibi Kaybedilecek za 1 rakola giderek v ri derdest mevkuflarla teması . Elimdeki mücevheratı yeni görmüşler gi- bi bir tavır tukındılar. O zaman içlerinde n zeki görünen birisine döndüm: — Senin adın ne arkadaş?. — Selim... — Bürayi bak Selim; ben müdde'u- mamilerin başıyım. Sana mahkemede yardım ederim, hapishanede de rahatını temin ettiririm. Bu pentantifle yüzüğün elinize nasıl geçtiğini bana açıkça anlat. Mademki yakalandınız; bu iş nasil olsa meydana çıkacak demektir. Hem siz ü-| zülmeyin. bem bizi üzmevin; sana söz veriyorum Selim, söylersen çok yardı- mım dekunacaktır. geç min gözucile baktığı adama dönerek ba- ğirdım — Beni bilmiyorum mu sanıyorsu- nuz?. Kızı bıçaklıyan sensi Mühâtabımın benzi kül gibi sarardı. Adın ne senin? — Durmuş... — Durmuş değil; kudurmuş!, eJan- darmaya hitaben; şu herifi ihtilâtian derhal menedin, Arkadaşlarile kat'iyen bir araya gelmiyecektir. Durmuşu karakolun başka bir odlasına götürdüler. O zaman tekrar Selime döndüm: — Niçin bariz söylemedin? Gördün ki — Susma oğlum; bunları herhalde çar- almadınız, bir. yerden çeldi- dan sat 2 eldir. P söyle bakalım, nerede ve kimden aldımz? Selim, 88 vanındakinin yüzüne * YE genis ve bütün #il bulunup gözücile biran üzüne baktı. < şiddetimle Seli i Hâmid Beyin ele geçirilmiş gayri matbu . > i kere bile kırıldığımı hatırlamıyorum. Hattâ başmakalelerinden mahzurlu gör-| düğüm. kısımları, ona danışmaksızın, bi- Mtereddüd çıkardığım için - beni haze şöyle dursun - ertesi günü elimi «- karak kaç kereler teşekkür ettiğine şahid oldum. Cevdet Bey, benim sâdece gece sekre- teri ve musahhih olmamı muvafık gör- medi, Mecdi Sadrettin ayrıldıktan sonra gazetenin tahrir işlerini de mutlak bir salâhiyetle bana verdi. Bu an. behim ga- zetecilik hayatımın en müşkül anı idi. Çünkü (İkdam) ın siyasi rengi Havadislerinde mücerred, fakat C, Bey başmakalelerinde, yaptığım sansüre rağmen patavatsız ve pervasızdı. Kaç ge- celer, gâzetedeki işimi bitirdikten ve 2*-| ce yarısının geç saatinde Şeref sokağın- da oturduğum evime p pijamamı giy-| dikten sonra bir kelimeden şüphelenerek) pardesilmü arkama alıp (İkdam) matba- asma gittiğimi, ve gezetenin tabından ev« vel makinede cümle ve hattâ kelime ta- mali ki bir gün Cev- k ik (Vakit) e| geçtim. Biraz sonra harf ı Bu inkılâb, gazetecili ın en müskül ve yı Uzun seneler o terliği yapt yet) e gectim ağırlığı, geceli imkânsız hale ko kadar bilfiil #azetec | » gere) uri- İ | , 2 sen uzak kaldım sinde bana! mın muayyen Hümlerinde makaleler yazmakla iktifa Oradan sonra tekrar (Cümhüriyet) e avdet ettim. Kısa bir fasıladan sonra ve. i (İkdam) a girdim ve oradan (Son! Posta) ya intisab ettim. (İkdam) a ilk girdiğim zaman, yanl bundan 20 sene evvel onun merdivenle rinden çıkarken. şakaklarımdaki beyaz sac, beş on taneyi geçmiyordu. (İkdam) gözetesindeki urun ve yıpratıcı birkaç senelik mesaiflen gonra saclarımın bilâ- mübalâğa yarısı beyazlanmıstı ve sonra kac seneler. kaç uzun seneler... Bundan dolsyı bugün bir zerre bile gam duvmu- yorum. Ve bilâkis saçlarımın eklığının, rulyi asrı mütecaviz yorucu, sert, yıpratı- cı heyecanlı bir sâvin eseri olduğunu dü-| şünerek her sebah saclarımı onları aynada haz ve İnbisat İle seyredi- yorum. Hatıralar Benim matbuat hayatımda bir sürü 2- cı ve buna mukabil tek güldüren bir ha- tıram vardır: (Şebab) 1 çıkarttığım günlerde Osman Cemal, şair Ekrem Vecdet, ve Said Hikmetle müştereken ve bililtizam baştan manasız, zırva, fakat ahenkli ve tumtu- raklı bir ştir yazmış, meşhur şiir krahı Filorinalı Nazım Beye bu girin, onun muhibbi halisi olan dâhii azam Abdülhak İ | bir siiri olduğunu söyliyerek (Şebab) ta derel için Hâmid bevden müsaade istih« saine delâlet etmesini Nazım Beyden rica etmiştik. (Devamı 11 inci sayfada) ben her şeyi biliyorum, Seni bunların İ- çinde adama benzetmiştim; yarık... * Sabaha kadar uyuyamadım. merkezine gelerek mevkufları hapisha. neye teslim ettikten sonra güya istirahat edecektim. Vilâyet | Yatakta gözlerimi yumunca Haşmet İ Güneşin hayali karşıma dikilerek: İ — Bu feltketimin müsebbibi sensin! Diye bağımyor, Derhal gözlerimi açı- yorum; bu defa da ayni hayal karyola- mın ayak tarafındaki demirinde kaykırı- yor: — Benden ka içamazsın, seni mahvede- ceğim!.z. “ ç tararken ; mizi temin edecektir. Me emme a Yazan : Tarımman 2 — © Bizi merinos yetiştirmesinde geri bi- rakan milin (sun'i tohumlama) oldu- ğunu söylemiş ve bunun yerine daha ve- rimli diğer bir usulün konulması lâzım geldiğini yazmıştık. İlk bakışta enteresan ve görülen sun'i tohumlamanın maalesef Rusyadan başka hiçbir sanıldığı gibi basit ve tasarruflu Bir defa suat gibi işleyen bir teş- £ içinde bilgili ve feragatli elemanla- tasarrufkâr tatbikatı yerde olma- her mesaj İstasyonu için, bir baytar, bir 51 & memuru, bir usls işçi ve 23 ço- bandan ibaret olur. Bunler Allahın kırr na kurulan bir çadır altında, sabahın pek erken saatinden itibaren işe müheyya bu- lunmak mevkiindedirler. Daha evvel köyde, kendi koçlarından birini - çavımı zle bağlıyarak - sürüsüne salmiş olan köyYüler, bir bir o gün kösnüyenleri ayırd ederek istasyona getirince hemen aşıla- yacaklardır. Tohumlamanın anlatayım: Önce kı caktır. B panorsmasını kısaca tan Meni — Sperma alma- ın için damızlık koç heri yanma getirilerek kalkın- maya teşvik edilir ve tam kalkındığı #i- rada, daha evvelden hazırlanmış olan bir $ jen aleti koçun çavına tutularak muhteviyatı buna akıttırılır. Vajene akan sperma nihayet 1-1,5 san- timetre mikâbıdır. Bu bir santimetre mi- kâbı sperma az sonra sulandınıp azar azar, aşı bekliyen koyunlara atılacaktır. Fakat atımdan evvel bu spermanın ha- yatiyet ve kesafet derecesini anlamak lâzımdır. Tabii aşımda telkihe muvaffak bir spermanın, sun'i tohumla- mada işe yaramez bir gey olması müm- kündür. Çünkü fazla miktarda spermâ- tözolt — tohumcuku ihtiva etmiyen me- niler, tal için çoğaltmaya gelmezler. Difer taraftan 'bu ospermatoroitlerden beşte dördü carılı ve kıvrak olmıyan me- niler dahi çoğa bölününce emniyetli ola- alar. Baytar. bu ciheti önceden tesbit , alelâcele mikroskop altında bunları rik etmek ve anesk kontroldan sonra Gilikozlü - Fosfatlı hususi bir biyolojik mahlfl ile ve meninin kalitesine göre az veya çok sulandırmakla mükelleftir. Bu iş tamam olunca sıra bekleyen ko- yunun başı bir (boyunduruğa kıstırılarak Tüzumlu yeri (spekülüm) denilen aletle çılır. Meni daha evvel dereceli bir şitin- gaya konulmuştur. Baytar elindeki çırın- gayı bu açılan delikten içeri sokarak tam rahmin dibine 1-2 dizyem sıkar. Şu kadar var ki, bu esnada koyunun hakikaten kösnümüş olduğunu da rahmi tetkik ile anlamış olmak lâzımdır. Aksi halde kös- (5) Birinel yan 7 İkincikânun tarihli Son Pastadedır Yazan: Zeynel Besim Sun Arka üstü yatıyorum; hayal tavana yapışıyor. Çıldıracağım!... Gözlerimi yummaden güneşi doğdur- İdum ve alelâcele giyinerek derin bir kor. ku içinde evimden... Hayır... Hâyalden kaçtım... * Telefon işliyor: — Evet; ben Ekrem Çekik Öbür taraftan gelen seg: — Ben de kültür direktörü, Diyor ve ilâve ediyor; — İşittiğimiz doğru mu?, ederim “Memleket yeniden çalkalanıyoğun. İnük olmayan koyunun, hele tam rahmi Junkunu bulmayan bu cüzü meni He İhumlammasında telkih edilememesi bir ihtimal için Bu am t bir düzüye böylece di |katle, itina ile, sükünetle devam eti lâzımdır, Olmadığı tekdirde birçok #” yunlar kısır kalmak tehlikesinde b nurlar. Diğer taraftan istasyon Cuma - Paffi laz veya çok kendisine gelen her kös” İkoyunu hemen tohumlamak zorundi yoktu. ya şiddetle ihtiyaç vardır. Bu elemanlar| Yoksa ancak 24 saat süren kösnüme çer ve bir dahası ya olur, ya oltnaz. İİİ İnazik bir tarafı da kösnük koyunların * zun yola gelemeyişidir. İstasyonlar W ça olup ta, koyunlar fazla yol almak mö” İburiyetinde bulumurlarsa hırabları yol” geçiverir ve istasyonda boş yere tah lanmış olurlar. Hele istasyonun tam v# İtinde açılmıyarak bir müddet geçe Kİ İmam, köylünün endişesini artırarak korku ile, istasy: er koç” İri aştığı koyunları ini de MW cib olur. Görülüyor ki sun'i tohumlamada t, birbirine bağlı bütün işle ie cereyan ve ifazile alâk” İstasyonların tam vaktinde 8 5 yerde kurulu kösrük koyunların dikkatle ayrılması “ ameliyat esnasında keza dikkatle m yenesi, spermanın bâyatiyet ve kesif” derecesinin usanmadan tetkiki, telkib © meliyesinin unku rah s hiçbir koyunun aşılanmadan geri çev memesi, koçların muntazamân meni * recek bir kudrette bulundurulması İf ihtimamla beslenmesi lâzımdır. Bu #” Duneu nokta, çehvetleri esasen sun'i *te istismar edilen sun'i tohumle koçlarında fevkalâde mühimdir. balde istasyonun faaliyeti birden de” verir. Hulâsa sun'i tohumlama met liyakat ve feragatle çalışmayı bilen çok elemana, ve bittebi bir hayli nasi” fa dayanan bir usul Şimdi bana: «— Peki Tarımman, “ denberi köylü koyunlarına tatbik edil sun'i tohumlama faaliyeti bu anlattı” şeklin aykırısında mı cereyan etmişti” diye sorulabilir. ş Bu suale kesin olarak bir cevab veri” mez. Yalnız görüp duyduklarımız ve e deki rakamlar sun'i tohumlama metod hun muvaffak olamadığım meydana # yuyor: : Suri tohumlama metodiyle kure ların merinosa çevrilmesi işini önce Alman müt--assısı organize etmi$ Sonradan bu “yet ihtisasını Ru i yapan bir Türk veterineri tarafındın dare edildi, İlk iş olarak binlerce W sarfile istasyonlara. muktazi malz9 mübağaa edildi. Çadırından maşrap?” (Devam: 11 inci sayfada) 4 : ir aşın var diye s0 i anlat baka getirme — Dün yanında lemedin değil m şu pantantifle yüzük hik$ — O işde benim kabahatir dim?.,. Aman yarabbi! Perde açılac güneşi . ben de hayalden kurt lacağım. | yorum oğlum; zaten seni ka hatli saysam sana mı sorarım? Kıza bi“ İ ğı saplıyan (Durmuş) tur. Bu cihe' İmal : Dosyaların arasından rasgele bir şe” âini çekerek içindeki ev ği bir tanesini çıkardım. Kâğıdın duğunu ve altında hem pul, her hür bulunduğunu Selime gösterdik sonra kafamda derhal müzekkere durarak okumağa başladım: ... gizli polis ve gizli tarafından yapılan tahkil katilin Durmuş olduğu kat'iyen an mıştır. Durmuş, halen Selim ve R Sn isimli iki kişile beraber ...... nahiy cif de olup tevkiflerine müsaade buyü'” ması) (Arkası gar)?

Bu sayıdan diğer sayfalar: