23 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

23 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sayfa | Kitablar arasında | Halid Fahrinin son romanı: “ Aşıklar yolunun yolcuları ,, Yazan : İbrahim Hoyi Halid Fahri Ozansoyu, Son Posta oku -| bir eser çıkarmış bulunuyor. yucularına tanıtmıya, bilmem lüzum var| ( (Âşıklar yolunun yolcuları) nı, sütu - m1?.. Bundan yirmi beş sene kadar evvel, numun rnüsaadesizliğinden dolay:, bura- 'Türk edebiyatına Baykuş gibi, temiz bir|da uzun uzadıya tahlil erlememek » türkçe ve orijinal imajlar örneği bir eser |rındayım. Yalniz şu kadarını söyliyeyim veren, sonra hızını asla kaybetmiyen bir| ki, şair ruhlu bir müellifin sahib ve hö- sevvaliyetle güzel ve ince şiirler oku -| kim olduğu kuvvetli, pürüzsüz ve akıcı yan, özlü makaleler yazan kıymetli şair,| bir üslübla vücude getirdiği bu eser, Ha- lisan değişmelerine pek ustaca intibak|lid Fahri Ozansoyun dediği gibi büyük etmesini bilmiş, sihirli kalemini kuvvetli| bir iddianın bayraktarlığını etmiyor. Bi - ve köklü kültürünün cevherlendirdiği /lâkis hayatı bir şalr gözlle gören, yöşinm silgi hokkasına banarak bize Rafsel,| kendisine verdiği bir salâhiyet ve tec - j Graziellâ, Bir Sipahinin romanı gibi ku-İrübe ile de bu gördüklerinden istifade et cak kucak tercümeler; birkaç cild şiir mesini bilen duygulu bir insanın reaMte- külliyatı hediye etmiş bulunuyor. Halid| vi nasıl Oaynalandırdığını, £ gösteriyor. Fahri ayni zamanda son yirmi senenin e-İnitekim eserin başlıca kahramanlarından debiyat cereyanlarile bilfiil haşir ve neşir | Tuğrul, Süheylâ, Namık Bey.. Hattâ Ada olduğu içindir ki, hatırat dağarcığı da| arabacısı bütün canlılıklarile ayakta du- pek doludur. Bu dağarcıkta edebiyat ta-İran «et ve kemik» halitasıdırlar. rihimize fevkalâde yarıyacak olan öyle| Halid Fahri, bu romanının oluş yerini k meraklı, cazibeli dokümanlar vardır ki,| Ada olarak seçmiş. Çamları, asfalt yol - bunları ince şairin ağzından dinlemek ları, eşekleri, tenteli arabaları, esraren - ayrıca bir zevktir. Üstad, parlak hafıza » giz köşeleri ile binbir macerana bütü sının ratlarda istiflenmiş olan bu ha -İheyecanlarını, buruk zevklerini snesir- Mralğin san'atına âşık bir kuyumcu sada-| de brındıran Adalar, hiç şiiphe yok ki, bir kat ve mehsretile «Edebiyatçılar geçi -İçok eziruhlaras da yuva olmuştur. yors isimli eserinde billürlandırmıştır. Bakır9z kiymetli edib ne diyor: Yıllardır Babıâli yokuşundan, daha ise-| | Dü gnddomum 3 betli buluşla: Matbuat âlemi yokuşundan | yu Sanayi pi genç Kızla gu deli gelip geçmiş, ve Imzalarını büyük bir MRK DME gene birmatla yüdettiğimiz biryek muharrir, | Kulgenlıkla birbirlerini özliyecekler mi?.. | derin bümesiydilerini, ve buğün söski ne «| 9“ M önel asan k sr me yer) 3ile diye dilen kiymet öismeblerin kat güzelce ve şişmanca bayan füstal ne- gençlik çağlarındaki hararet; ve heyecan- ei a mite b ek les larını en karakteristik taraflarından ya -| ip vs mele İl Meal kalıyarak veren bu eser kanaatimce mazi | yasi, geven epiktm Kaybetti edeli çam ye uzatılan er ışıltılı san'at meşalelerimiz ite eda a a mi bezi den biridir. Birçokları bu teşhlatmi bıraz | karla ele dudağını sola Aleş eabeli, fazlaca indi ve mübalâğalı bulacaklar.) ancıkl, ( yeğ NE Ea z Halbuki garb edebiyatını ve hele bilhas- — Sağl ad bü sre kaya #a İpgiliz edebiyatını tetkik edenler, bu | "“hiuler ve derin bakışlar ve bunların edebiyatlarda — «hatıralar», ebiyoğrafi ie Ey ey ler» (1) ve «mektublar. im ro kadar mü- rai e çarlar iyi him bir yer tuttuğunu pek iyi bilir, ve Gere ALEL böylelikle de Halid Fabrinin «Edebiyat-| Halid Fahri bir yazını Büyükadeda ge BEYE N çılar geçiyor» una koyduğum — «Işıltılı | Girmiştir. Nizamın üstündeki çamlığın| Bu müddet içinde bir doktor bulmanın san'at meşalesi» teşhisini haklı görürler, Kvrilp Âşıklar yolundaki meşhur ka -İçaresini temin etmelidir. o Bunun için 5 ye ve oradan Lüraparka gi köŞE-| de telâştan sakınmalı, soğukkanla dü - > ibn e ar şünmeli ve hareket etmelidir. geçenlere bakıyor. Şair romancmın fik - i rine göre, penceresinin altından bâtün Her kadın bilmelidir bir hayat bütün bir değişik tiplerile pen-| Kuruyan ayakkabı cilâsmi tekrar ceresinin altından geçmektedir. Üstad, bu|eski haline koymak için birkaç damla değişik tiplerden bir «muhassa'a, çıkar -İsüt kâfidir. Sütü cilânın içine atıp mayı, bu penceresinin altından geçip gi-|bırskınız. Çok geçmeden (€skisi gibi den «hayat» 1 kelimeler hâlinde sayfalara |kullanılır hal alır. Hattâ daka özlü o - (1) Büyük edib Haliâ Ziya Uşaklıgi -İperçinlemeği düşünüyor. ve şöyle diyor:|lur. lin, ebediyete verdiği oğlunun bir bi -| «Benim Aşıklar ya'u başındı bir mev- * yografisini hazırladığını öğrendim. Bu e-| simlik bir yuvam var, Çamları ve insan-| Kahve lekesi nasıl çıkarılabilir? serin ne derece kıymetli bir vesika ola -İlara bu basit, mütevazi yuvadan biraz! Kumaşın lekeli yerini giiserine batır: cağını düşünerek, büyük üstaddan bunu) şair gözile, biraz da saçlarının akı siyahı. |niz. Sonra üstüne bir kurutma kâğıdı ko- bir an evvel tabettirmesini diliyorum. | ni bastıran kırk beşini doldurmuş bir kâ-| yup ütüleyiniz ve tâ kurutma kâğıdı gli- İ Ho. İni düşüncesile bakıyorum ve hayatta | serini tamamile içinceye kadar bu ameli- (*) Aşıklar yolunun yolcuları, Roman,| gördüğüm insanlardan kimini severek,| yeyi tekrarlayınız. Gliserin çıkınca kah- 202 sayfa. Kanaat Kitabevi. (Devamı 11 inci sayfada) — İveden de eser kalmaz. Çocuk bakımı Çocuk bir yerini keserse ne yapmalı ? Yavrunuz oyuncdklarile oynarken, koşup, zıplarken bir yerini kesti far - zedelim. Yara ufacık ise ve az kanayor. sa telâşa mahal yoktur. Rastgele cebi- nizden veya bir çekmeceden çıkardığı- nız beyaz bir bez parçâsile sarmaya kalkışmayınız. Tehlikeli olan budur. Su altıma da tutmaymız. Ya kol yahud eterle yarayı temizleyiniz. Ve etere ba- tıracağınız bir pamuk parçasını kom - pres yapar gibi üstüne bastırınız. Kesilen yerden çok kan akıyorsa bu kan ya mütemedidir. Yahud nabız at- tıkça fışkırmaktadır. Birinci şekilde bir siyah ken damarı kesilmiştir. Üstüne tâkim edilmiş bir. kompresi bir bağla bağlamalıdır. Korkulacak bir şey de - Bildir. İkincisinde kırmızı kan damar- 'dır. Derhal doktora koşmalı ve doktor gelinceye kadar yaranın Üst tarafın: (üzerini değil) mukavemetli bir bağla meselâ bir kravatla sım sıkı bağlama - lıdır. Ancak unutmamalı ki yarım sa » lar. Ve acısı dayanılmaz bir hal alır. «Sönen kandiller» müellifi, sor sena - lerde «roman» tecrübesine girişmiş bulu- nuyor. Eserlerinde daha zivsde anormal hisleri teşrih masasına yatırmak gib! bir tez müdafaa eden Halid Fahri Ozansoy, gene Son Postada tefrika edilen (Sulara giden köprü) isimli bir romanla, son gün- lerde, (Âşıklar yolunun yolcutar) (*) adlı İ İlarından biri kesilmiştir. Tehlike var -| at sonra bu bağ; yerini acıtmaya baş -| iş bir yüz yerine şeffaf ve taze bir cild Yorgunsunuz, yüzünüzde bir damla kan yok... Cildiniz donuk. Yeni yeni beliren incecik çizgiler onun bütün ta- zeliğini maskelemiş. «Bütün bunlar ne ile giderilir? Ve kim bilir ne kadar za- man ister» diyeceksiniz. Şu gözünüzde büyüttüğünüz güçlü - nizin arasında her zaman bulabileceği. niz birkaç basit madde ile ve bir sast içinde giderilebileceğini söylersem bil. mem ne dersiniz? Bakınız nasıl: Her şeyden önce «güzel olacağını « zı» kafanıza koyunuz. Çünkü: Kendine inanmanın ve içten gelen bir canlılı - ğın çehreye verdiği sevimliliği hiç bir seyde bulmak mümkün değildir. Bundan sonra ilk iş olarak derhal si- cak bir banyo yapınız. Suyunuzun de. imensemesennnecmmeikses.ascrsensanaozmmananmmananın0zunn Günlük kıyafette sadelik rahatlıktır | Hergünkü kıyafetinizin mümkün ol- duğu kadar pratik olması hem rahat - lığınız. hem de şıklığınız bakımndan elzemdir. Spor şapkalar bu maksada pek güzel hizmet eder. Modanın her se ne, her mevsim katta heray bin bir şekle soktuğu eksantrik, fantezi model- lerin ömrü ancak bir kaç ay sürer, ge- çer. Hatta bu bir kaç ay içinde de an - cak sayılı yerlere ve sayılı günlerde giymek mümkün olur. Halbuki kloş ke narlı. düz kordelâlı bir spor şapka bir kaç mevsim. belki de bir iki yıl işe ya- rar. Binaenaleyh o 87 para harcıyarak şık görünmek isteyenler için biçilmiş “kaftandır. ğün mutfağınızda ve tuvalet malzeme- | | recesi 37-38 olsun. İçine iki kilo tuz (alelâde mutfakta kullanılan tuz) atı” nız. Ve banyoda yirmi, yirmi beş da. kika kalınız. Çıkınca kolonya suyile ve bir kıl eldivenle İriksiyon yapmaktan çekinmeyiniz. Maksad yorgun uzviyette tenbelle « şen kani harekete geçirmektir. İkinci iş, yüzü temizlemek olacak « tır. Her zaman ne ile temizliyorsanız gene onunla... Yalnız bu sefer temiz - likten sonra —şayet cildiniz kuru ise— zeytin yağına batıracağınız pamuk par çasını yüzünüzde gezdirmelisiniz. —Cil diniz yağlı ise— zeytin yağı yerine su İve sabun. pamuk yerine de yumuşak bir fırça kullanmalısınız. Yapılacak üçüncü şey de şu olmalı- : Bir yumurtanın sarısmı beyazın - n ayırınız. Cildiniz yağlı ise sarısına bir çorba kaşığı zeytin yağı kalınız. Ve bir pamuk parçasile yüzünüze sürünüz. Kuru cildli iseniz yumurtanın beyazına birkaç kaşık bal (tabii süzülmüş) ilâve ediniz. Bunu sürünüz. Cildiniz pekyağlı ise bal da katma- dan doğrudan doğruya yumurtanın be- yazını sÜ nüz. Her üçü de eşsiz kıy mette birer güzellik maskesidir. Yüz « den yorgunluğu alır. İnce çizgileri si « ler. Gerginlik ve tazelik verirler. Sil « mesi de pek kolaydır. Biraz ılık su ve bir parça pamuk. maskeden yüzünüzde en ufak iz bırakmaz. Güzellik maskesi yüzünüzde iken en dikkat edeceğiniz nokta; sırtüstü yat - mak. konuşmamak. gülmemek ve yü - zünüzün adealelerini hareket ettirmek - ten sakınmaktır. Bu yarım saat içinde yüz adalelerinin tam bir hareketsizlik içinde bulunmaları şarttır. Yoksa mas- 'kenin mânası kalmaz. Maskeyi sildikten sonra yüzünüze bir pülverizatörle ılık gül suyu serpmeli - siniz. Pülverizatörünüz yoksa daha ba- sit bir tedbir onun yerini tutebilir. Yü. zünüzü önce sıcak suya daldırılmış bir havlu. arkasmdan da soğuk suda :sla « tilmiş bir havluya sarârsınız. Mahiyetlerini | tanırdı. Oğlunur girdiği apartıman herhalde bir rande - Yu evi olacaktı. tecrübesiz oluşu kendisini yi ka tehlikelerle de karşı Miri Karşıya bıraka. Baba. bu tehlikelerin tahakkukunu görmüş gibi titredi. Bir müddet ne va. paralardan çekti, Müşterisini dikkatlice süzdükten sonra, cevab verdis girip çıkoor. — Garib kelâm edoorsun!. Buralar-| — O halde burası zabıtaca malüm da kimler oturur sanoorsun ki. o gör -Jevlerden değil! Polis hissetmiyor mu? müş olduğun evlerin hepsi münasebet.) Ermeni bakkal bu soruya «ne bile - pacağını düşündü. Bu apartımanın ki.|5iz karıların yeridir. yim ben» der gibi omuzlarını silkmek- me aid olduğunu, katlarında kimlerin) Gözünü manalı mânak O korparken.İle mukabele etti. ikamet ettiğini öğrenmeğe karar ver - İsözünü şöyle yürüttü; Niyazi Bev. bakkaldan çıktıktan son di. Orta kattan bir disci tabelâm salla -| | —— Orla katta sahihten dişci var sa -İra bir müddet kaldırım üzerinde ne n:yordu. Dişlerini tedavi ettirmek mek joorsun!, liz Idiğini sadile, acaba yukarı çıksa, oğlunun han| — Levba ası vapacağ'nı ne yapması lâzm ge i iğ düşündü. Dudaklarım dişliyor, tered - gi kata ve kime girdiğini öğrenebilirİ — Hepsi dalaveredir efendim. Şöp-İdüd içinde, si MEK Ge tı miydi? Ya, Cavidle karşılaşırsa?. Bunu | helenmesin kimse deyi asoorlar, sö e içinde, sigarasından derin ne es « da arzu etmiyordu. mank! bir hasta gidoör, dişiye, Sn eğ >. gekiyördu. e Se Köşe basında bir bakkal dükkân gö|atte bulunmaz deorlar. — Acaba hangi Oğlu. Adaya gideceğini söyliyerek xüne çarptı. İçeri girdi. Bir sigara aldı, |sastte buluncor bu herif? izin almış, akşama dönmezse melak bakkal para bozarken: — Anladım. Sanki hakikaten na etmemelerini ilâve etmeyi de unutma- — Kuzum dedi.. şu orta katında diş-|muslu bir evmiş hissini vermek istiyor. maştı. Şu halde Cavid geceyi de bu sarı bovslı apartımanın diğer)lar. Disci kötü yerde muayenehane aç- €vde geçirecekti. Şimdi hatırlıyordu ki, i oturan M h : Şe m yn İm Gg m yor musunuz? ii — He, aözmı öpeyim, dediğin gibi hassa imtihan zamanı, bekl : ” Bakkal elini çekmeden. gözünü deldir. İçinde kim oturoor der isen. ben delzakere yaptıklarını bahane ederek eve temiz bir ailenin çocuğile. oğlunun iyi arkadaş olduklarını biliyordu. Çocuğu tetkik etmişti, Bu yüzden Cavidin on - larda kalmasında bir mahzur bulma - mıştı. Hakikat yavaş (yavaş meydana çıkıyordu. Cavid arkadaşında değil, bu evde kalmıştı, Niyazi bey kaldırımda bir aşağı bir yukarı dolaştı. Bir türlü ne yapacağını kertiremiyordu. Zaten yapacak bir şey de yoktu. İçe- ri girip dişarı çıkarmak oğlile büsbü- tün yüz göz olmağı intac edecekti. Bu vaziyette yakalanan bir çocuk babası- nın yüzüne bir dahs bakamazdı. Oğlun karşısında babanın vaziyeti de müşkül olurdu. Henüz tam mânasile kabahatin mahiyetini ve hududunu tayin etmş değildi. Oğlu toylukla, tecrübesizlikle böyle bir kabahat işlemiş olabilirdi. Da- ha ilkinde bu derece müfrit davran - mak hoş kaçmıyacaktı. Bu kabahatin tesbiti bir bakımdan faydalı idi de.. bu suretle - oğlunu her cihetce değiştiren âmili öğrenmiş. düş- manı keşfetmiş oluyordu. Şimdi meç- bulle değil, malâmla mücadele edecek, oğlunu “kurtarmıya çalışacaktı. Yalnız. evin kime aid olduğunu öğrenmek isti- yordu. Mahalle bekçisini bulmıya ka- rar verdi. Bu kararla ilerlerken. apar- bilmem, bir çok karılar. kızlar oğlanlar | gelmemişti. Niyazi bey Adada oturan|tmanın kapısı açıldı. Çok boyah, ilk bakışta «Ox nlardan olduğu anlaşılan Bir genç kadın dışarı çıktı; ürkek na « zarlarle etrafı kolladıktan sonra hızlı hızlı yürümiye başladı. Niyazi bey anj de kararını vermişti. Bu genç kadınla konuşacaktı. Eğer ka- © dına biraz gevezelik ettirmiye muvaf- İfak olursa birçok şeyler öğrenebilirdi. Küçük bir tereddüdü müteşkib arka- sından koştu. Kadın arkasında koşan ayak seslerini duyunca başını çevirdi. Bir erkeğin kendisine doğru ilerlediği” ni görünce adımlarını sıklaştırdı. Bir an evvel caddeye çıkıp kalabalığa ka- rışmak için acele ediyordu. Niyazi bey kadının bu korkusuna bif mâna veremedi. Bu tip kadınlar kork” mazlar. beğenmediklerinden kaçarlar” dı. Bu meslekte iğe beğenmemek e sonra gelen bir sebebti. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: