19 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

19 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Şubat SON POSTA Balkanlarda barış Romanya Kralının Roma seyahatinin hedefleri paz YAZAN Emekli general H. Emir Erkilet “Son Posta,, nın askeri muharriri İ | korun Ss on zamanlarda barışın ması namına vukubulan en bet ve mes'ud hüc üpbe yok ki Hirvatların Sırplarla kat'i anlaşması ol -| Müştur, Malâmdur ki Hırvatistan, Bü - Yük Harbden sonra, dağılan Avusturya Ve Macaristan imparatorluğu larak yeni teşekkül eden Yugoslavyaya katılmıştı. Yugoslavya eski Sırbistan et- Talında kurulduğu için Sırpların öle - alıştıkları, hükümeti idare iş - lerinde, üstün bir rol oynamaları pek ta- bii idi buki Hırvatlar i bir millettirler dan ayrı - e mü kültür, ciheti Onlar nayi bistandan daha İle bebie, Yuzoslavyanın teş den on yakın zamanlara kadar Hı lar, Sırpların idaresi altında bul İstemiyerek onlarla Sir otonomi ile hül ediyorlardı. Bu hesiz hem dahili bir hale ve tesirl Romanya Kral ve Veli ahdi bir askeri merasimde iş başından ayrılması Balkanlıları öndürecek bir hâdise olmuştu dü -jkanlarda ve yakındoğuda sulhü linden sarsacak herhangi bir teme - hâdisenin Ibuki Köseivanofla dahiliye nazırı çıkmasına intizar etmemelidir. Onun i - bir imami dazı vi Pesen ayla Finlandiyanın harabisi yalnız bu zumu yeri b er olamıyarak hal Jkahraman millet için değil tarafından lâyıkile etinden o başka bir şey| “ve diğer cihetten Köseivanofun ekono -|düşünmiyen diğer küçük ve bitaraf mil-| mi ve ziraat nazırı Bagrianof ile iyi ge -|letleri için de bir felâket çinesmemesi (o yüzünden kilmişlerdir. | olacaktır. “ Hiç olmazsa görünüş böyledir. Balkanlarda sulhle birine! Bagrianof halk ve parloman üzerinde |ilgili olan bir devlet şüph İepey tesiri olan nüfuzlu bir nazır olmak|dır. O tevessi değil şimdilik sadece elle-| haricin teşkil ! Avrupanın | tutulmamalarından (sulh ve müsalem ise yeni Sırp - Hırvat sn sile Hırvatlara tam bi | rildiği gibi Hırv mukaddemesi | derecede | ix Romanya-| miyeti, Yuğ âmili olduğ! | a dahilen n suvvetli | miş ırkalar haricinde Okalmış olan, |şey !st kuvy iki büyük haris komşusuna | Köscivanofa foda edememiştir. Bulgarle-| ve müttehid bir Balkan görmeyi arzu et- fszla olur, |tanda parlomanterizmden ziyade Kralın |memekle beraber şimdilik Balkanlarda inde otoriter bir idare vardır. Bu bir mesele ve bahusus bir harb çikması- nunla beraber Kral muhtelif part! adam-|nı İstemez. Balkan devletletile ayrı ayrı larile müşavereden geri durmadığı gibi | dostluklar tesis etmeği düşünür ve ya - en kâda vemeti © deren bledir ki, Sır günlerin ehemmiyetli inin muhassalesile hareket! par, Onun için Macaristanla Romanya - eder, Fakat son karar onundur. Bu se -'nın ve kabilse Bulgarislanla Romanya - beble Köseivanof beş senede, başvekil ve |nın arasını bulmak için çalışır. Görüli - hariciye nazırı olarak, İdare ettiği dış yor ki Balkanlarda barışın muhafaza - işlerde her ne yaptıysa Kral ile hemfi -|ında Balkan devletlerile İtalyanın gö - kir olarak yapmıştır. Şüphe yok ki Bul. |rüşleri arasında bir fark yoktur. Roman- ne onların reyi Diğer cihetten Balkan Antantı konsej yetli mesaisile Balkan diliğinden 7 sene uzaması, Bul bitaraf kalmakla beraber Balkan devlet- İnüiz tanınmam lerinin sulh ve istikrar lehindeki çalış - garistanın dış politikası bizzat Kralın .İya Kralının Romayı ziyaret sebeblerini| Hâdiseler | Karşısn A Bağırıyorum: — İsteriz. Soruyorlar:; — Ne istersiniz? — Arnavud kaldırımı isteriz. Cevab veriyorum: Yüzüme istihfafla bakıyorlar! — Bu asırda mı? ».. Bu asır asfalt kaldırım asrıdır. s.. Bu asır asfalt kaldırım asrı bile de- Zil, tahta kaldırım asrıdır, İ .. Bu asır tahta kaldırım asrı bile de-| g0, kauçuk kaldırım asrıdır. .. Halbuki siz, Arnavud kaldırımı is- teriz, diyorsunuz, — Evet Arnavud kaldırımı isteriz Her şeyden evvel Arnavud kaldırımı. — Her şeyden evvel mi? — Evet, ber şeyden evvel. — İmar plânından evvel mi? — Evet. — Eminönü istimlâkinden evvel mi? — Evet. — Taksim meydanı açılmadan mı? — Evet, — Sirkeci tanzim edilmeden mi? Evet, — Tiyatro bi Gülüyorlar... — Her şeyden evvel Arnavud kaldı - rımı ha.. yersiz ve manasız bir arzu. Sormak sirası bana gelmiştir. Sorüyo- rum: — Şu İstanbul şehri yollarını cadde ve sı yapılmadan mı? rnavud kaldırımı isteriz sokak olarak iki kısma ayırabiliriz, de « — Evet, böyle b sim olabilir, Bizim caddı pi z şeyle eli taşlar döşeli s0 - — Olabilir. — Sokaklar mı uzundur, caddeler mi?, Daha açıkçası şehir sokaklarını uzunluk” larınca irine eklesek şehir caddeleri için de ayni şeyi yapsak, her halde sokak. lar caddelerden daha uzun olur değil mi? — Evet, — Sokakların her iki tarafında evler var değil mi? — Evet. — Bu evlerde insanlar oturur değil mi? — Evet. — Madeniki öyledir. Onların da sokak» Jarın asfalt kaldırım yapılmasını isteme- leri haklarıdır değil mi? — Aman ne unuz?.. Daha bü - yük cadd ı hiç biri asfalt olmadı. — Peki öyleyse, muntazam köşeli taş» kır döşense, — Aman ne diyorsunuz; tramvay cad larına bakın doğru dü Öyleyse Arnavud kaldırımı Bu sok ın kışın çamurda dan bir nebze kurtulabilmesi için, sokak» ların Za benzemesi için Arnavud kal- dırımı isteriz. imei İutüsi Deniz altı meçhulleri Toprak üzerin - c de yaşıyan bay - G2 arasında z olan- varlar görülmemiş İlar pek azdır. Fa- kat de ları a iz hayvan- ında he- ş olanlar o kadar çoktur ki, bir sene zarfında balıkçı ağlarına takılıp deniz yüzüne çıkanlar arasında en az yir mi otuz hayvan keşfedilir. Stratosferde tetkikat yapan meşhur profesör Pikard bilhassa bu denizaltı mahlükları hakkın-| da tetkikat yapmak için deniz altına ken) di keşfettiği bir oda içinde inmek arzu -| sunu göstermiştir. * Yuksek ses müsabakası Şikagoda kurulan bir sergide böyle bir Bir yılan ısırırsa Bir zehirli yı - lan bir insanın e « ini kolunu ısırır. R y ti k yette uzun müddet zehir verdiği kısımdaki kanı em ha iyi, bir vantuzla çekmek suretile bo- şal ve kanın cevelânına imi ektir. Çünkü kan cevel zuv, ayni vaziye zun zaman kalırsa, kangren olabilir. * Vagon pencerelerinden sarkanlar Birleşik Amerika devletlerinden biri - nin demiryolları idaresi, trenler yürürken malarına taraftar olması ve nihayet İ - ber |de bu esaslar dahilinde aramak iktiza e- talyanın Belgrad toplantısına muhalif dır. Onun için, Bulgar kabinelerinin her ie müsabaka tertib edilmiştir. Sesi en fazla pencereden sarkanların pencereden sark- mamalarını temin için vagonlara Şu pan- görünmemesi gibi son günlei vukubu- lan hayırlı hâdiseler Balkanlarda derin bir emniyet ve müsülemet havi m m O derecede ki harb tehlikesi, hiç olmazsa bir müddet için, Balkanlardan, uzaklaşmış sayılıyordu | Fakat Bulgar kabinesinde ansızın vu- kubulan yeni değişikliğin, Balkanlarda lan efköri umumiyede en kabil olmamıştır. en ve komşula- zaten kaygılı o dişe uyandırmaması Bulgaristanın milli denil rından arazi talebine da emellerini feda etmemes | kan Anftantına girmemekle beraber An:| tant devletlerile iyi geçinmenin yolumu | bulmuş olan sabık başvekil Köscivano -| fun birdenbire istifa ve yeni Bulgar ke binesinin, yalnız Köseivanofla dahiliye| nazıtı general Nedef haricde ka Belgrad sefiri İvan Popof hariciye neza- retine getirilmek suretile, hemen hemen eski halinde teşekkül etmesi fivaki Bal. Kanlıları “düşündürecek bir hâdisedir. Çünkü- Balkan yarımadası dünyayı sar- muş. olan beynelmilel gillü gisi menfa- At politika oyunlarına saha teşkil etmek- teh henüz kurtulmuş değildir. Ba'kanların. harici politikacılar linde bir oyuncak olmaktan kurtulması ın € içli Bulgaristanın da dahil « bulunduğu hususi surette getirttiği çiçekçilik mu | a eder. gilimi Feyzinin idaresinda bir çiçekçilik | ek - kursu açılmıştır. Bu kurs bir hafta de -)jarında Kızılay felâketzedeleri menfaa- iş; der ayrılmıştır.) ne bir müsamere tertib olunmuş, ve tarafından Gece ve gündüz 387 erkek ve kız talebe bir ittihad vücude getirme Bu olamayınca Balkan sik olamaz. Onun İçim 1935 de Majeste Kral Boris Bulgar hükümeti bi bay Köseivanof gibi Avrupanın en endi: İkinciteşrin! i kanlığına irilen karı» t sulh a .! kilin | şik ve en tehlikeli yi "larında real eli politikasile Bülkenlurda sulhün mesine yardım etmiş olan bir başvel ne gibi sebeblerle olsun vaki değişmele- rinden dolayı Bulgar dış siyasetinin te - melinden değişmesi mutlak varid olmaz. Bahusus Bulgaristanın dış siyasetini birdenbire değiştirmesi için tahaddüs et miş âni bir sebeb, bir vak'a veya bir te- beddül de yoktur, Sovyet Rusya-Finlan- diya harbi devam ettiği müddetçe Bal - Düzce Halkevi çalışmaları Elhasıl Balkanlarda barışı bozacak şimdilik bir şey yoktur ve bu halen 42 Finlandiyanın mukavemetinin kırılaca - İh felâketli güne kadar böylece devam e- decektir. Ondan son'a ne olacağını an -| cak Allah bilir. H, E, Erkilet çikan ve birinciliği kazanan bir kadın ol-| muştur. Bu kadın bir çiftçinin yirmi se- nelik karısıdır. Evlendiği gündenberi, kartları astırmıştır: «Sarkmayınız, vagonların müvazenesi ni bozar, trenin yıkılmasına sebeb olur - sunuz.» her yemek vakti evinin kapısına çıkmış ve çiftlikte çalışan kocasına, bağırarak onu yemeğe çağırmıştır. Bir aile geçimsizliği M. R. imzasile yazan bir erkek oku- yucum bana işitile işitile artık alışıl miş bir derdden bahsediyor: «— Annemle karım geçinemiyorlar, annemin benden gayri dayanılacak bir varlığı yok, Karım ise iki çocuğumun annesi, ikisinden hiç birini feda ede - mem, ne yapmalıyım?» Ben eğer bü derdin mutlak bir ça - resini keşfedebilmiş olsaydım, elbette Düzce (Hususi) — Düzce Halkevinin|mitelerinin seçimleri yapılmaktadır. Kış vam etmiş, dersler iki kısı devam etmiş, hepsi de mükemmel surette şiçek yapmağı öğrenmişlerdiz. Bu İşi be- deren Düzce Halkevine ve başkanı Fah- İriye bülün çocuk velileri teşekkür et - me! konferansı serisine de başlanmıştır. Diğer taraftan Düzce Halkevi salon - pek kalabalık bir halk huzurunda mu - vaffakiyetle neticelenmiştir. Toplanılan hasılat Kırılay cemiyeti vasıtasile felâ - tedelere gönderilmiştir. Resim kür - ktedirler. Bugünlerde Halkevinla ko-|sa devam eden çocukları “gös benden evvel bulunmuş bir yolun ü - zerinde yürüyecektim ve elbette o 7&- man böyle bir derd mevcud olmıya » caktı. Hayır, derdi iyileştirecek, tesiri mutlak bir ilâç gösteremem, bununla beraber hatırıma gelen umumi mahi - yeti haiz bazı mütaleaları söylemek, bazı ahvalde belki fayda olabilir. Anne gelin geçimsizliği hakikatte tabit bir kanunun neticesidir. Bu ka - nunun hükmünden uzakta kalan “ile enderdir ve o ender olan ailenin bü yük kısmını da annenin gelinden ayrı Bu pankartlar asıldıktan sonra vagon pencerelerinden dışarı sarkanlar pek &- yaşadığı evlerde bulursunuz. Bu nokta Avrupalılarda bizden çok evvel ve çok iyi anlaşılmış olduğu içindir ki. onlarda annenin gelinle müşterek bir evde otutduğunu hemen biç görmezsiniz. Yalnız yaz aylarında, tatil günlerinde çok kısa bir zaman için birleşirler ve hele arada çocuk da varsa bu kisa zaman geçimsizlikle ze- hirlenecek yerde bilâkis tatlı hatıra» lar bırakacak bir devre teşkil eder. Bizde yapılacak olan şey de budur. Fakat maddi vaziyet dola; buna imkân olamazsa mutlaka geçinmek zaruretini duymak, hattâ çok fedakâr lık etmek geline düşer. Düşündüğü için, düşünmediğini bildiği için, kocn ği bunu yapacaktır. Fa- kat şayed kültür eksikliği neticesi dü- şünemezse ona düşünme imkânını ver mek kocasının vazifesidi Okuyucum M. R. bu ikinci sınıfta - dır. Kendisine azami sabırla zehirle - nerek karısile tatlı bir hasbihal yolu açmasını tavsiye edeceğim, TEYZE

Bu sayıdan diğer sayfalar: