14 Mart 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

14 Mart 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TELGRAF HABERLERİ İtalyanlar Alpleri tahkim ediyorlar 1 milyon asker silâh altında Roma, 13 (A.A) — Façyolar ve kor 'asyanlar 'meolisi, Duçe da hazır bu- unduğu halde bu sabah harb bütçesini tetkik etmiştir. Harbiye milsteşarı generel Soddu, bir İnutuk irad ederek bilhassa demiştir ki: — İtalya, mükemmelen talim görmüş şlan ve genç sınıflara mensub bulunan bir milyon askeri silâh altında tutmak- tadır. Bu kuvvetler, beynelmilel © vaziyette husule gelecek tahavvüllere karşı koy- mağa ve milletin istihsal kabiliyetini mümkün olduğu kadar pek ax ihldi et Mmeğe medar olacaktır. Harbin ihdas etmiş olduğu vaziyete karşı koymek için İtalya, aşağıdaki ted- birleri almıştır: Anavalan ve Libya hududlarının mü- dafaa tertibatının takviyesi Po ordusu- nun derhal kullanılabilecek bir manev- İra kütlesi haline getirilmesi ve diğer bir çakım ihzari tedbirlerin tahakkuk etti- rilmesi, Mumaileyh, demiştir kt: Bizim tahkimatımıza Alpler dairesinin teşkil etmekte olduğu tabif man'ayı mü- dafna sistemimiz dahiline alarak bu sis- temi takviye etmek için vücude getiri miş bir eleman mazarile bakılmak irab eder, Zelzele mıntakasında zarar görenlerin borçları icrai takibatın muayyen bir müddetle durdurul!- masına dair kararnamenin metni Ankara, 13 (Hususi) — Zelzele felâ- 'keti dolayısile harab olan ve iküsnden #wüztar vaziyette kalan mıntakalar 5&-| kinlerinin borçlarına aid icret takiben muayyen bir müddetle durdurulması hu- susunu tetkik eden İcra Vekilleri heyeti &era ve iflâs kanununun 330 uncu mad- #esinin verdiği salâhiyete istinaden şu esasların tatbikini kararlaştırdı. Ancak bu esaslar kararnamenin mer'iyetinden sonra yapılacak borçlara şanıfi olmaya- caktır. 1 — 27 Könünuevvel 1939 ve müteakıb tarihlerde zelzele felâketine uğrıyan Er- sincan, Takat, Erbaa, Niksar, Zile, Reşa- diye, Hafik, Suşehri, Zara, ulhisar, Amasya, Ordu, Fatsa, Mes'udiye, Ünye, Giresun, Görele, Alucra, Şebinkarahisar, Çarşamba, Gümüşane, Bayburd, Kelkit, Şiran, Piumer, Refahiye ve Kemahta zelzele tarihlerinde mukim bulunan kim- seler aleyhinde ilâmlı veya ilâmsız ola- rak para borcundan veya icraen paraya tnkılâb eden diğer borçlardan dolayi her hangi mahalde vukubülan icra takibleti altı ay müddetle durdurulmuştur. Bu hükümden: a — Birinci fıkra şümulüne dahil olup ta halen memur ve müstahdem bulunan- Jar. 'b — Bu felâketten dolayı hiçbir zara- ra uğramiyan veya zarara maruz kalıp İta geçineceğinden fazla geliri veya ka- zancı olan kimseler istifade edemezler. İ 2 — İhtiyati tedbir ve hacizlerle müs- İtacel satışların lerası durdurulmaz. Köyililere 10 bin öküz dağıtılacak Ankara, 13 (A.A.) — Haber aldığımı- za göre, Cümbhuriyet hükümetinin zelzele İfeliketzedelerine yaptiği yardımlar: me yanında çift öküzünü kaybeden «öylüle- re öküz vermek işi de süratle ilerlemek- tedir, Kızılayın tahsis ettiği para ile Ziraat Vekâleti vasıtasile 14 vilöyetten (10.000 müddet zarlında binden fazla öküz mü- bayaa edilerek ilkbahar zeriyatı erken başlıyan Tokat ve Amasya köylerine tev- #i edilmeğe başlanmıştır. Mübayaat bütün süratile devam et- imektedir. Misafir hava generalleri Beyruta gittiler Genel kurmay ikinci reisi orgeneral Asım Gündüzün misafir şerefine evvelki gün verdiği riyafetten bir intiba (Baştarafı 1 inci sayfada) Muhterem generaller istasyonda hava müdafaa genel komutanı korgenerâi Hüs mü Kılkış, Gaz genel kumandanı tümge- Ni mevki almış olan kıt'aya refakat eden Aİ bando İngiliz, Fransız ve Türk milli marşlarını çalmış ve generaller as- İkeri teftiş eylemişlerdir. öküz mübayaasına başlanmış ve az dir| SUN POSTA Vells'in Londradaki temasları Londra, 13 — Sumner Wells, bügün Lloyd George ile yarım saat süren bir mülâkât yapmıştır. Bilâhare Birleşik A- merika elçiliğine avdetle orada, müsta- kil işçi partisine mensub, Avam Kama-| rası azasından James Maxton ile görüş- müştür, Wells, Amerika elçisi Kenedy fle bir- likte öğle yemeğini yemiş ve sonra Eden ile uzun bir görüşmede bulunmuştur. Komik bir aşk hikâyesi! (Bastarafı İ inci sayfoda) Bu gezip tozmalar esnasında günün birinde bu iki arkadaşın karşısına Melâ- hat adında genç ve güzel bir kadın çık- miş, bunlardan Bolulu Abdurrahman kı- sa bir zaman zarfında bu kadına âşık ol. muştur. Bir müddet sonra Abdurrahman, sik sık takib ettiği genç kadına bu hislerini | açmış ve kendisile evlenmek arzusunda olduğunu söylemiştir. Melâhat bu teklif karşısında; ber şey- den evvel Abdurrahmanla arkadaşı Ali Beşirin ne iş yaptıklarını öğrenmek iste- miş ve iki kafadardan bunu sormuştur. Onlar da tereddüd etmeden: «— Sivil taharri memuruyuz.» Cevabını vermişlerdir. Fakat kadın her ikisinin de hal ve ta- vırlarından şüphelendiği ve onları bir zabıta memuruna te benzetemediği için tahkikatını derinleştirmiş: «— O halde hüviyet varaka'arınızı göreyim?» Demiştir. Bu sual Abdurrahmanla Ali Beşiri şa- şırtmakla beraber derhal: «— Şimdi yanımızda yok... Amma iw tersen yarın sana getirir, gösteririz.» Diye bir de yemin etmişlerdir. Melâhatten ayrılan gençler ilk iş ola rak birer boş hüviyet varakası satın al- İmişlar ve bunu istedikleri gibi doldura- İrak birer de resim ilâve etmişler, üstelik uydurma mükürlerle de mühürlemişler- dir. Tabit ertesi gün, fki arkadaş kadını bulmuşlar, hüviyet varakalarını kendisi. | ne ibraz etmişlerdir. Melâhat bu delil karşısında Abdurrah- manla evlenmeği kabul etmiş, ancak bir Kaç gün için kendisine müsaade edilme- sini istemiştir. İşlerin yolunda gittiğine hükmeden Abdurrahmanla Ali Beşir memnun bir vaziyette neticeyi beklerlerken çok garib ibir tesadüf bütün bu emek ve ümidleri suya düşürmüştür. Birkaç gün evvel, Melâhat yanında İ akrabalarından biri olduğu halde yemek şyermek üyere bir lokantaya girmişler, 0- İrada Abdurrahmanın . bulaşıkçılık, Ali Beşirin de garsonluk yaptığını hayzet'e! görerek, kendilerine hissettirmeden dük- kândan çıkıp gitmiştir. Bütün foyaları meydana çıkaran bü itesadüften malümatları olmıyan Abdur- İrahmanla arkadaşı Beşir, evvelki gün bermutad Melâhati aramışlar, bulmuşlar ve evlenme işinin biran evvel ıkmal e-| Gilmesi lâzım geldiğini kendisine söyle- mişlerdir. Fakat genç kadın bu seler Abdurrah- mana, haşin bir tavırla şu cevabı ver- miştir: 4 «— Sen memur değil. bulaşıkcısın... (İşine git, yoksa seni şimdi hakiki pıemu. ra teslim ederim.» Kadının bu sarih ihtarı karşısında hâ- lâ memur olduğunu iddia eden ve bunu isbata kalkışan Abdurrahmanla Melâhat arasında şiddetli bir münakaşa başlamış ve etrafın müdahalesini icab ettirecek | kadar da gürültülü bir hal almıştır. Bu görültüye gelenler arasında bulu-| nan bir sivil zabıta memuru, hâlâ ısrar- la memur olduğunu iddi eden bulaşıkçı AAbdurrahmandan şüphe ederek kendisi- ni yakalamış ve karakola götürmüştür. i | neral Hüsnü Rıza Ünsal, hava müşaviri| Tren gardan ayrılırken kalabalık bir aşılmı ; Burada vaziyet anl ti #üğbay Celâl Yakal, hava müsteşarı tuğ- halk kütlesi muhterem misafirleri sürek. | İsim dali asi AL e biz bay Yahya Razi Biltan, İngiltere büyük elçisi Knatohbull Hugessen, Fransız bü- yük elçisi Rene Massigi, albay Hilmi "Oray, merkez kumandanı Ali Somdemir, , Fransız, İngiliz büyük © elçi erkânı İve âtasemiliterleri tarafından uğurlan - mıştır. Rasimei ihtiramı ifa etmek Üzere gar- Mi alkışlarla teşyi eylemişlerdir. Yıldırım ekspresine bağlanmış olan hu susi vagonlarla Eskişehire gitmiş olan İn- giliz ve Fransız hava kuvvetleri kuman- danları Eskisehirde bir müddet kaldık - tan sonra Beyruta gitmek üzere Toros ekspresile bu akşam şehrimizden geçmiş- lerdir. (a) müddet sonra bulunarak ikisi de Emni- yet Müdürlüğüne sevkolunmuşlardır. Suçlular zabıtaca yapılan sorguların- da ber şeyi itiraf ederek bu sahtekârliğı aşk uğurunda yaptıklarını da ilâve et- mişlerdir. İki kafadar dün geç vakit adliyeye tes- itim edilmişlerdir. | | itine başlandı. Davanın biri Kayseride bir Heryonun Türkiye hakkında Son konferansı Paris, 18 (A.A.) — Meclis reisi Herriot, bu akşam Türkiye hakkında üçüncü ve son konleransını vermiştir. Hatib, bu konferansında modem Tür- kiyeden bahsetmiş, meşrutiyet rejiminin, Mahmud Şevket inkılâbını anlatmış ve Fransız « Türk suitelehhümünü teessür ve teessüfle kaydeylemiştir. Hatib, müteakıben Mustafa Kemalin hayatından ve eserinden uzun uzadıya bahsederek kendisini tazimle anmıştır. B. Herriot, nihayet, Türk - Fransız yaklaşmasının nasıl husule geldiğini ve Ankara anlaşmasının nasıl imzalandığı- nı hatırlatmış ve sözlerini Türk :milleti- nin dürüstlüğünü takdir ve tebei ile yâdederek bitirmiştir, Tarsus - Berdan reg'letörü açıldı Adana, 13 (A.A.) — Nafıa Vekilimiz Ali Fuad Cebesoy bugün Adanadan Tar- susa gitmiştir. Kendisine Adanadan ka- lâbalık bir heyet te refakat etmiştir. Ve- kilimiz Tarsusta inşaatı tamamlanan Tarsus - Berdan regülâtörünü saat on birde törenle açmışlardır. Nafia Vekili Mersine gitti Adana, 13 (Hususi) — Tarsustaki Ber- dan barajı açılır açılmaz sağlı sollu bü-| yük kanallara su verildi, Tarsuslular se- | vinç içindedirler. Barajı açarken bir nutuk söyliyen Ve kil Mersine hareket etmiştir. Vekil ora- dan Konyaya gidecek, müteakıben An- karaya dönecektir. | ingilterenin 300 milyon sterlinlik istikrazı Londra, 13 (A.A.) — 300 milyon ster- linlik harb istikrazının kaydı bugün saat 14 de kapanmıştır. Mali mahfellerde beyan edildiğine gö- re kaydedilen miktar 300 milyonu geç- miştir. Eski Kayseri Valisi aleyhine açılan davalar (Bastarafı 1 inci sayfada) yet idare heyeti azasından Mustafa Ad - dinin aleyhine açılmış iki davanın rüye- şahsa aid harmanı yakmış olması, diğeri şehir plânına muhalif olarak şehir gazi - nosu inşa ettirmiş olması ve belediyeyi on altı bin küsur lira zarara sokmuş bu- lunması döolayisile açılmıştır. İkinci davada maznun mevkiinde be -| lediye reisi Hayrettin reis vekili Musta- fa ve mühendis Nuri Cil bulunmaktadır. lar, Bunlar vazifelerini sulistimallen mu hakeme edilmektedirler. Bugünkü celse. de Mustafa Adli dinlendi. İfadesinde plâ nın tatbiki işinin belediyeye ald olduğu-| nu belediye reisi ile hem fikir olarak ga-| zinonun yapıldığını söyledi. o Neticede gelmiyen diğer maznunların Kayseri mahkemesince ifadeleri alınmak (üzere muhakeme on Nisana talik edildi. mesine müsaade © “Galib sayılır bu yolda mağlüb,, Yazan: Belim Razıp Emeş owyet Rusya (o Finlândiya arasında bundan tamam üç buçuk üy evvel 5aş- inmiş bulunan muharebe, Sovyet Rusyanın Teri sürdüğü sulh teklifi neticesinde ve İs. veşin mutavassıtlığı İle evvelki gece sababa karşı hitam bulmuştur. Bu hususa aid şart. ların esasları -ajana telgraflar: tarafından bildirildiği için bunlar herkesce malüm bu. lunmak gerektir. Fakat bu münasebetle şunu kaydetmek lâzım gelir ki Finlindiyanın maa. leset bugün kabul eylemek mecburiyetinde bulunduğu şartlar harb başlamadan evvel kendisine teklif çöllenlerden daha ağırdır Bilbassa Kareli berzahı ile birikle Viborg şehrini terkeylemesi, ona, en zengin munta, kalarından birini kaybettirmiş oluyor. Üç buçuk ay müddetle hasmına muvaffa- kiyetle karşı koyan, milli topraklarını kariş karış müdafaa eden ve her adımı son derece pahalıya müleden Fin milleti, girişmiye mec, bur olduğu möcadeleyi, münhasıran sayi talkiyeti önünde durdurmıya muztar kalmış, $ır. Şaved mücndelenin ik haftalarında rişten yapılabileceği sanılan yardımlar ta . hakkuk odebilseydi, vaziyet elbette ki böyle bir çıkmaza dahli olmazdı. Bunda coğrafi durumun da büyük bir rol oynamış olduğu. nu kale atmak lâzımdır. Finlândiyaya yardım edebilmek için haricin istifade edebileceği #ki yel vardı: Yukandan Murmansk, gerbden İsveç veya Norveç, Murmansk yolu, bir takım ihtida. ra sebebiyet vermemek itibarile en müsüd bir menfez gayılabilirdi. Ağlebi ihtimal mev, simin kış olması ve bu havalinin buzlarla örtülü olup dahile girmek için kâfi nakil va. sıtasından mahrum bulunması, bu yoldas istifadeye imkân bırakmadı. Geriye İsveç veya Norveç yolu kalıyordu. Harb harici bulunan ve bitaraf okalmıya azmetmiş bulunan bu memleketlere hodbe, bod asker çıkarılamazdı. Bir defa bunların #llâhlı mukabelesini, sonra da Almanyanın derhni müdahalesi icab eylerdi. Bu sebeble we hiç olmazsa tevahiri korumak lâzım geli, yordu. Meseli Finlândiyanın Milletler Ccmi, yeti paktının 16 ncı maddesine İstinaden cemiyet azası devletlere ve bunların başlıca. si olan İngiltere ve Fransaya müracaatı iste. riyordu, 'Ta ki bu devletler de şayed yardım yapmak istiyorlarsa pakt icabı olarak Nor. veç ve İzveçe müracaatla askerlerinin geçi, rilmesine muvafakat edilmesini istiyebilsin, ler. Fakat Finlândiya böyle bir talebe bu. lunmıya ber netense lüzum görmediği gibi İsveç ve Norveç de, böyle bir misaadeyi ver. miyeceklerini bildirdiler. Kaldı ki İsveç ve Norveç, Finlândiya harbi başlamadan çok evvel böyle bir ihtimali düşünmüş ve daha 6 zaman topraklarından yabanci asker geç. eimiyeceklerini Milletler Cemiyetine — bildirmişlerdi. O Bu vaziyette Finlândiys için yapacak iki şey kahyordu; ya sonuna kadar dörüşmek ve sonunda esli. mek, yahud da münasib bir fırsat zuhurunda sulh yapmak. Finlândiya, son zamanda zuhur eden bü fırsatı kaçırmak istemedi ve şartların çok ağır olmasına rağmen sulhü tercih etti. Gör, terdiği kahramanlık misalinden sonra on” hiç kimsenin tariz etmiye hakkı (olam çünkü: «Galib sayılır bu yolda mağlübi» Sl ağın Cinap Birkaş gün evvel çıkan bir yazımda sulün belki de unnmadık görüneceğini işaret etmiştim. Tarihi Sulh kokuları ir zamanda tecrübeler göstermiştir ki sulh de harb gibi beklenmeden gelir, çatar, Şimdi hâdiselerden ahkâm çıkaralım. Sovyet Rusya büyük zaylatla Fin arazisinde ilerlediği halde her adımda telâfisi müşkül yeni zayiatla karşılaşacağını anlaraıştır. Bu harbin devamı yarının meçbül vak'darma karşı Rusyayı zayıf ve çalil avlıyabilirdi, Bu kuvvetli ihtimali düşü, nen Sovyet Rusya Manerhaym hattı üzerinde az çok muvaffakiyet kazanmışken bu ağdalı çam sakızından kendini kurtarmayı faydalı bulmuştur, Şimalden esen sulh kokularının memba budar. Papanın manevi huzurunda Polonya bâdiselerinin günahmı çıkaran Alman ba. riciye nazırı İtalya ile bera! ber Avrupada sulh turnesine çıkan Amerika siyasi mü, messiline verilmek üzere bir sülh şartnamesi hazıramışlır. Bu şartnamenin ana maddeleri henüz meçhuldür. Fakat şarlnan,enin daha ziyade açık bir münakasa i, Jâmı olduğunda şüphe etmemelidir. Moskovada Fin murahhaslarına yapılan tenzilât. b tarifenin Amerikan murahhasına tevdi edileceği söylenen şartnameye de şâmll ola cağı muhakkaktır. Şunun için muhakkaktır ki müttefikler bugün harbin başında. ki vaziyetlerine nazaran on misli kuvvellenmişlerdir. Yapılan hazırlıklar yıkarca sürecek bir harb içindir. Yirmi otur bin gencin yetiştiği tayyare kursları, bin. lerce tayyare yetiştiren fabrikalar mahsullerini yeni yeni vermiye başlamışlardır. Pransa ve İngiltere yeniden milyarlarca lira harb tahsisatı almışlardır. Bütün müstemlekelerde yapılan seferberlik tamam olmuştur. Müttefiklerin bugün buruu bile kanamamış en aşağı on milyon tam techizatlı ve yetişmiş askerleri vardır. Buna mukabil abluka He bütün dünya Pazarları kendisine kapanan Almanya stoklarını yemekle meşguldür. Harb edemiyen, sanayi hayatı felce uğrıyan, ihra. catı tükenen bir kuvvetin akıbeti olduğu yerde çürümektir, Neticesi vahim bir taarruza kalkmaktansa tenzilâtlı tarifeye tâbi bir suh şartnamesi elbette ebveni şerdir. İşte Berlinden gerek! barırlamak gelen seih kokularının membaı da bu olsa Paskalya yortuları münasebetile Amerika ve Papa tarafından teklif edileceği söy lenen bir aylık mütareke belki de gergin sinirleri gevşetecek ve dünya baile yerine bir sh mucizesile karşılaşacaktır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: