25 Mart 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

25 Mart 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Mert SON POSTA Sayfa 9 Yerin altındaki İstanbul Askeri Müzenin hemen yanı başındaki sarnıç Kubbelerinde, üstündeki evlerin kuyu delikleri gözüken bu sarnıçın girintili çıkıntılı yerleri var Bir doktorun günlük notlarından Kalb hastalıklarında Sıhhi tedbir Romatizma YhtilMa veyahud diğer in. tani hastalıklar netlersi kalb içindeki sana illihablanmasına ve bu Dlihabın melicesi buki kalan kalb kapakları bo - zukluklarına kalb hastası derler. Bundan mıaada doğrudan doğruyu kalb adalesi. nin müzmin fitihabı da gene kalb hasta. 0 2) AZ NA Yazan: Hasan Adnan Giz Mısır hazırlanıyor! Hakikaten, Türk tarihine niiak sokan Jihtimal altında Mansure galibi Köle - lı sınıfına dahildir. Herhangi şekil ve büyük ihtirasların şiddetle münakaşa €-|menlerin Helâkü ordusunu da yenecek - suretle olursa olsun kulb bir defa hasta. fdiip kanlı hâdiseler yarattığı ve yakın -'lerini yüzde yüz muhakkak sayardım. landı mi tiktak seslerinde de tahayyül (şarkın korku ile içini çektiği en karışık Halbuki bugün vaziyet tamamile Mısır Binbirdirekten baş ka bir görünüş e Binbirdirek, Teodos, Yerebatan (sar- Miçlarından sonra, bugün size Asker! Mü- 7 ile Babıhümayun arasında bulunan sarnıcı gezdireceğim. Burası diğerleri &ibi eskidenberi malüm bir sarnıç değil- dir. 1030 da bulunmuş ve tanzim edile Yek halka açılmıştır. Şimdiye kadar gez- diğim yerlerin hepsinden bâkımsızlıkla- Ti hasebile, şikâyet ettiğimi hatırlıyarak stanzim edi'miş!» tabirine hayret etme- Yiniz. Filhakika Askeri Müze Müdürlü- Rünün bulunduğu binanm hemen yanı başındaki sarnıç daha kapısında, diğer arkadaşlarından fazla bir iltifata mazhar olduğunu belli ediyor. Diğerlerinden da- ba mı güzel? Daha fazla alâkaya mı 'â- yık? Daha mı enteresan? Hayır. Bilâkis #imdiye kadar gezdiklerimin en mukaz- 8İ ve en gösterişsizi.. Fakat hemen müze- Pin yam başında oluşu ona bimayeye mazhar olmak imtiyazımı bahşetmiş. ne|çalmağa başlamışlar. Yukarıdaki ferya-! jeski olduğu anlaşılıyor. Sütun baş'ıkla- rında diğerlerindeki ziynet ve san'at gö- İrüilmüyor. Zaten sütunlar da pek bodur "şeyler. : Bütün sarnıç ilk nazarda görülmediği ve bölmeli olduğu için sütunların kaç ts- ne olduğunu bir türlü tesbit edemedim, herhalde 5) den fazla,.. Kubbelerinde, östündeki evlerin kuyu delikleri gözüküyor. Bu deliklerden bi- rine aid hoş ta bir hikâye din'edim. Sar- nıcın 1990 da bulunduğunu söylemiştim. Üzerindeki sahaya düşen evlerin, altla- rında büyük bir sarnıç bulunduğundan haberleri yok. Gene eskisi gibi kovaları: nı daldırıp su çekiyorlar. Sarnıcın tan- zimi için çalışanların aklına bir azizlik gelmiş, bir davul ve zurna bulmuşlar, yukarıdaki evlerden biri gen» su a'mak tup davulu gümbürdetmeğe, zurnayı olur, Nefhalar duyulmıya başlar. Bu der. rede erkek ve kadınların dikkat etmeleri icab eden tedabir mevzonbalıslir, Ka - bastaların gebelik esnasında oveyahud Goğum sıralarında maalesef kaybalduk. ları çok görülmüştür. Maamafih kalbi Yasta olan birçok kadınların da peklli doğum yapabildikleri vekidir. Herhalde tıbben tavsiye edilemez. Erkeklerde de meslek ve san'at meselesinin ehemmiyeti çökinr. Kalt hastaları umumiyetle büro hayatına (o atılmalıdırlar. (oBankalarda, “ovateâe veyshud yazıhanelerde çalışma. darı çok muvafıktır, Yorucu işlerde günün muhtelif saatlerinde birçok yerlere koş. mak sela ersiz değildir. Kalb hastaları tütün içmiyecek, alkolü meşrubata fazla münhemik olmıyacak - gekilde Ihtiraslar kendileri için muzırdır. Bunlardan sakınmalıdırlar. Yemek me. selesi o kadar halzi ehemmiyet değildir. Riibazsa skşamları hafif yemeleri mu - vefıktar, Cevab istiyen okuyurularımın posta pulu yoltamalarını rica ederim, Aksi tak. dirde istekleri mekabelesiz kalabilir, Sarnıçtan çıkarken gözüme merdiven i <Asırlardanberi sinei zeminde bir devirde bulunuyoruz. On üçüncü as-İaleyhine olarak değişmiştir. Eski Mısır rın başında bütün Asyayı kaplıyan Cen-' hükümdarı Aybey benim şahsi düşma - dınlarda umumiyetle izdivaç, hamil ye || giz istlâsı Oktay ve Kubi'ây Hânların nım olmakla beraber itiraf ederim ki kıy vaz'ı hami gibi hastalıkları ümerine çox || Çin fütuhatı ile şarkta son haddine var- metli bir kumandandı. Onu öldürdüler. mühlik ve menfi bir tesir yapar, Böyle İmiş, garbde ise Helâkü Hânla İran yay -| Sonra çok yüksek bir karısı vardı ki o- İlâsını aşmıştı, Yakınşarkı tehdide baş -|nun da hayatına nihayet verdiler. Haç - kıyan Helâkü orduları nihayet romanı - “mızın başladığı günden bir müddet ev - iç bir değeri kalmiyan hilğiet »iyetli bir hâdise olmakla be- kurtulmuş olan Filistin ve Mısır yen. bir 'olduğu ve yüksek isrdir. Heyecun, korku, hırs ve muhtelif $) istilâ tehlikesine maruz kalıyordu. Haçlı seferlerinde Müs'ümen Türk or dularına fena halde mağlüb olan Avru - İpanın taassub âlemi şimdi Helâkünün 'Helâkü eğer Mısıra yürürse muhakkak İharistiyan olan karısı «Dokuz hanutus ordusunun mühim bir kısmını geride bı- 'elde etmiş, misyonerler vamtasile bu'rakmak mecburiyetinde kalır, Buna kar- müthiş Türk hâkanını Müslüman Türk-İş Mısır kaç bin kişilik bir kuvvet çıka- ler aleyhine tahrik ediyordu. Esasen büyük Türk camiası o devirde üç kısma ayrılmıştı: Şarkta Şaman Türk e İ ar Anadehi, Seriye Ve Mısırda İslâra Mecbur kalırsa büyük fedakârlıklar ya- ilerisinde koskoca bir Gülhane bastane-İ Türkler ve bunların arasında bir kısım! pabilir. inin bulunduğumu da unutmamak lâzım! hıristiyan Türkleri, Dini telâkkilerin birbirine düşman et- kemi mağlüb eden ordunun en üste © - mirleri benimle beraber kaçtılar, Bugün vel Bağdadı alarak Abbasilerin hilâfeti- | memleket başında on altı yaşında bir ço- ne nihayet vermiş, bu suret'e Larihin mwü'cukla ihtiyar bir hekim var. Bu vaziyet İhim bir safhası daha kapanmıştı. Siyasi | karşısında elbette Temoçinin kurnaz ve ve mülki h müessesesinin yıkılması tarih bakımın - dan eh İraber, mülletlerin mukadderatı üzerinde mak merdiven inip çıkmak, yokuş çık. İ|büyük tahavvüller yapacak bir çökünlü!rine kurulan küçük hükümetler ilk hü - değildi. En mühimmi He'âkü şimdi Su -'cumda teslim olmaktan başka ne yapa - Bundan büşka yük kaldırmak, ağır W- İlriye üzerine yürüyor, bu suretle bütün bilir? lerde bulunmak kalbi daha çabuk yorar İlpu havali hattâ haçlı akınlarından yeni! tecrübedide torunu galebe çelacaktır. — Suriye hakkında ne düşünüyorsu- jpuz? | — Suriyede Eyubilerin enkazı Üye - 'Naymanın harb işlerine çok meraklı vukufunu gördüğü 'Baybarsın değerli fikirlerinden istifade etmek istediği anlaşılıyordu. — Ben öyle düşünüyorum ki - dedi «- rabilir? i — Bu hususta kati birşey söyliye- ii Maamafih memleket zengindir. Bir müddet daha harbden, Helâküden ve siyasi vaziyetin vahametinden bahset» İtiği bu kütleler arasında muhakkak Ki'tiler, Demindenberi hafif bir şekerleme i meydana çıkarılarak umumun nazarı tet- nakaşayı açı. İ kikine vazedilmiştir. 1-10-930> kapısında, Yerebatan sarayında olduğuldü figanı bir tasavvur edin. Kovayı sal-| Cünkü İstanbulda istemediğimiz kadar, glbi insanı kovan bir kadın, ne ziyaret- Şİyi ürküten moloz ve dipsiz bir karan- bk var, Derli toplu bir antereden, tahta, fakat ar merdivenleri iniyorsunuz. Köprünün Şirketihayriye iskelesinin Haliç vapur- larına geçilen bölmesine benziyen o bir tahta köprüden esas sarmca dahil olu- Yorsunuz. İçinde 70-80 santim irtifamda su bulunduğu cihetle, gezmeği kolaylaş- tırmak maksadile sarmen uzunluğunca köprüler yapmışlar. Buradan rahatça yö-| Tüyerek sarnıcın her tarafın ( gezebili- Yorsunuz, ufak ve basık olmasına muka- bil bunun da girintili, çıkıntıh yerleri Yar, Sarnıç muhtelif kısımlara ayrılmış. İlk bakışta, ar — Bundan sonra da olmıyacaktır. Bu yeni başlıyan sakin ve mes'ud ha- yatın son gürültüsü olacaktır. Hicran Siretin sözünü rarladı: — Fakat bir kere şu gazet€ —Kirebilir ne münasebetsizliktir. — Bir-kere görmemiz lâzım değil vi - — Bana sekin ve müsterih olacağı" nız: vâdeder misiniz? — Evet. Zaten görüyorsunuz Ya: kadar kalmadı. Daha ağır vakalara mütehammilim.. Rica ederim gazeteleri isteyiniz. tek- iptidai ve sığınabilir. Hicran lere bak-!bağındı- resmi andıran bir kadınmış: — A dostlar, kuyuda cin'er var" Diye yedi mahalleyi ayağı kaldırmış! Şimdi burasını kendi nok'ai nazarımı- za, tetkik ettiğimiz mevzua uydurmağa çalışalım: | Askeri Müze ile Babıhümeyunun ara- İsını dolduran bu sarnıç suyu boşaltıldı itakdirde sığınak olarak kullanabilir. Ü- izerinde dört beş metre toprak kanlılığı lolan yerler pek çok. San:yen tâvan kıs- mı çok mukavim. Yalnız şu mesele dü- İ şünülebilir. Sığınak ittihaz edilirse, muhitinde mütekâsif bir halk bu'unmadığı için, an- cak müze bekçileri ve memurları içine Maamafib, hemen 100 adım e YE rg | Ve üçüncü gazeteyi'eline alıp açtı: Ve biraz *sonra ikisi birden hafifce birer hayret sadası çıkardılar. Siret gizlemiye çalıştığı bir hiddetle: — Bu del « Bu bir cinne!? diye e beraber bir ilân! Hicran Ga İki elile basını döverek: — Ah -diyordu- #h bımu mutlaka o Münire hanım yapmıştır. — Kim bu Münire hanım? — Ev sahibim,.. — Tuhaf! Bu ne alâkadarlık? Polise zeteye ilân vermek... Hicran hâlâ başımı ellerile tutmuş: — Biraz da kdbahat benim. Yani id ver var, Allah muhtac etmesin, hem bana pek sıkıntılı geldi. Bu da sulu sarnıç seyret- mek istiyenlere kalsın. Zira dün izah et- | — Türktüğün arasındaki nifaka sebeb Bence gene nazarı tetkikde kalsın. Sı- Temoçin ve oğulları o'muştur. u ğınak olması için ısrar etmiyeceğim. diyarını istilâ etmekle büyük bir mede- saklı büyük bir hâdise çıkacaktı. Zihni bu dü-| kestiren Arıkboğa onların süzü bitince: kalmış o'an bu kıymetiar eser bu kere şüncelere saplanan Baybars tekrar mü - — Artık gidelim! yerden doğruldu. Baybars ta istemeye, istemeye yerin- diyerek uzandığı Harzem'den kımıldadı: — Hakkımız var, yavaş yavaş niyeti yıktılar. Biliyor musunuz? Şimdi! tanmalı. a yer var fazla sığınak o'mağa müsa- Suriye ve Mısır da ayni akıbete uğraya- cak, Bu sefer Nayman söze karıştı: — Bu fikrinizi ben de doğru buluyo - rum. Eğer Helâkü ile Mısır arasında harb İtiğim sebeblerden Yerebatan sarayından çıkarsa kim kazanır dersiniz? i hayır yok gibi görünüyor. Kölemen ordusunun değer'i Kuman - Nusret Safa Coşkun danı basını salladı; 23 N <n — Çocu: bayramı 73 Nisan Çocuk bayramı ve bu gin l o lerden geçmek o mecburiyetinde — Eğer bu suali dört beş sene evvel sorsaydınız muhakkak ki Mısır derdim. zaman Mısıra ulaşmak için uzun çöl - kalan a, — Siz nereye 7 endişe çiz- gideceksiniz" Ünlü emirin alnında yeni gileri belirdi: — Çok müşkül bir mevkideyim, - Son hâdiseler bütün tasavvurlarımı altüst etti. Hiçbir karar veremiyorum, İhtiyar kurd: — Ümidsizliğe kapılmayın - dedi - her imüşkülün çaresi bulunur. | — Hiçbir zaman ümidimi kaybetme- idim. Fakat kim o'ursa olsun herkesi dü- şündürecek pek müşkül bir vaziyette bu- baslıyan Çocuk haftası nüfusumuzun (| Helâkü ordusu alışık olmadıkları muhit Junuyorum. Mısırdan ayrıldıktan sonra şeraiti altında yıpranacak, buna muka -İhayatım o kadar gürültü ve heyecan i- yüzde kırk birini teşkil eden mühim küt. Jeye, yarının büyüklerine bülün mile. İİ &n nazarlarını çekmeğe matuf bir tesis. ve. .- Hayır. Evet var yok gibi ! bir şüphenin sesini işilmemiye çabala.|bunu benden esirfer misiniz? yon re — Hicranın Münire hanım adındaki ev <abibile sıkı alâkası ne ölabilirdi?. Bu Münire han'm voksa?", Hicran sazetenin ikinci sayfasına ba- wİm$ kücük resminin altındaki ilân özleri karararak okumuva cahışıyordu: Siret büv'ik bir rr'ırob'a biraz da de- #ismiş sesinin soğukluğunu gizliyemive- rek* ğ — Gitmive mecburuz. -dedi- Hicran bu sesin tonunu derhal fark giti; — Fokst nicin mechuruz divorsu - mı? Ben mecburum! Sizi bu zahmete sokmuya asla razı olamam.. Ben yalnız giderim! o|kosmak, resimle beraber ertesi gün &ö-| yasak kat ve eski himavekör sesile: — Bu, asla olamaz! -dedi. Sizi ben sötürecetim. İcab ederse müdafaanızı yapacağım. size kücük bir üzüntü gel- Hicren derin bir inkisarla gene Ser- bil tecrübeli kumandanların idaresinde!çinde geçti ki, bugün sükünetle jve senelerdenberi bu sıcak iklime alış - düşünmek hassasını adeta kaybetmiş gi- ————————— ———ğş tare bir kuvvetle karsılaşacaku. Bu biyim. sam ma bir şey.| Tesadüf karşıma sizi çıkardı. Sizinle Siret bir an kalbini kurceliyan awİmeşgul olmuk bana br saadet verecek|sum haline derin bir sevgi ile bakarak! (Arkas var) ellerini tuttu; — Ne isterseniz yapakız. Şimdi sa- veri düşünüvordu. Hayatta saadeti ve)kinsiniz ya?. felâketi onunla paylaşmıya karsir ver- mişlerdi, Himaveye muhtaç olduğu 2a- mar, ona dovanacaktı. Sevincini onunla görelim. taksim edecekti. Şimdi kendisine hi - maye, dostluk. vardım vâdeden bu iki günlük yeni arkadasın erkek bir sesleİzelteceğiz.. âlemin karşısına ne yüzle yapmak istediği seyler hen onun, Ser-İçikacağım?. Ah Münire hanım Aht. verin vazifelerivât, Halbuki Server © ebedi arkndaşkk ve dostluk vâdetmiş olan. nihayet kalbin! avuslarının almıs olan adam basına gelen felâketlerin vesâne müsebbibiydi. Hic- ran devin derin isini çekerek: — Ben belki hevatta çok fena şerler — Sakinim artık. — O halde gidip merkez memurunu Hicran zaptedemediği bir sıkıntı ila; — Fakat bütün bu olanları nasıl dü- — Hepsine bir çare bulmak kolay. Yalmz metin ölunuz!, Münire hanımı da yola getiririz... Bahçeye çıktılar. Mustafa otomobili hazırlamıştı. Siret şu tanımadığı Münire hanıma (fena halde tutuluyordu. Tekrar izahat yapmıya mecbur olacağım. O zaman da almak istedi: Siret Heranm hassasiyetine hayran |bana arkadaslık edebilir misiniz? Siret acı acı güldü: vereceğini tekrar — Bu Münire hanım ne dive sizinle bu kadar alâkadar oluyor acs5a. Mec- — Her zaman. her işinizde beraber |zuh falan bir kadın mı bu? olmak bana sastlet — Havır. Havır. Bilâkis iyi kalbi ediyorum. Fakat siz fena şeyler yapa-İbir kadındır. Aklı sıra beni korumak z biraz son-|çoğu benim. Bir kere olsun uğrayıp ha-İmeraesi için ne yapmak lâzımsa hiç bi-İmazsın istemiş olacak... e ei Sm gazete-|ber vermeliyim. Ona bu deliliği yap-İrinden cekinmiyeceğim. v — Yanarım!, — ime teşhir ederek mi? Di SSiret birini, Hicran bir)meya vakit bırakmamalıydım... — Niçin Siret bey. ve bu kadar| — Meselâ? — Hakkınız var. Fakat ancak bu ka- içeri öirdi. gerdirmiye| — Fakat bir ev sahibinin kiracısı yorgunluğa katlanacaksınız? — İntikam alacaım. İntikam fenaldar düsünebilmist larak sür'atle göz Si m Genç san'atkâr elindeki ga - zeteye bir daha bakarak: <— Ben size ald hiç bir şey dim -dedi- hakkında hududu çok aşan mânasız bir alâka bu... Bir gece bir gün insan evin- falan mı var? — Hiç bir şey mukabili değil. Buna emin olunuz hiç bir şev mukabili değil. göreme -İden uzaklaşabilir. Yoksa bir akrabalık | Yalnız farzediniz ki ben vakti bol, yü- şeydir desil mi? — Sekline göre... — Tabit ben de bir adam öldürecek reği de çok fena olmuyan bir insanım.İdeğilim... ... Çünkü ben dün gece yalnız başıma çıkarken bana uzun uzun nasihaller etmişti.. Çünkü tik de- fa gece val** heni vslniz sokağa çıkar- ken görü .““as DEP) hazır © ——————. Siret Hicranın bir çocuk kadar ma- 4 | aid

Bu sayıdan diğer sayfalar: