18 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

18 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

En e İki sadrazam karşı karşıya geldiler, a- ru'arında görüşülecek mesele son derece €hemmiyeti haizdi. Elbette yalnız kalmak isterler mütaleasile yerimi terkederek 9- yakta, istizan tüer bir vaziyette durd Said Paşa: — Makamınızda kalsanız daha muvafık olur, zannındayun; tarzında bir sar ma- kâmnda baktım, o da gözlerinin bır işa- : — Evet, kalınız!.. dedi. İçeriye kimsenin salıverilmemesine dair icab cden tenbihat da yapıldıktan sonra, artık mademki kendilerine karşı bürmet eseri olarak sandalyemden ve yazı masasının yanından aynlmaklığıma bile muyafık nazarile bakılmıyor. yer oturdum; bittabi pek edibane ve mu diyetimi hazfedercesine mahviyetkâra - Said Paşa sağ tarafta. tâ yazıhanenin yanında bir Koltuğa gön ü, biraz öne doğru eğilerek ve gözlerini «acaba ne söylenecek?» merakile Hakkı Paşaya di- kerek... Hakk: Paşa göbeklice vücudile koltukta rahat edemiyeseğinden bir san- dalye çekti ve hep © gözlerini bazan bana, bekhiyen ihtiyar vezire müddet durdu. Sonra b hiç bir şeyden haberi olmıyan Said Pa -| şaya meseleyi anlattı, İtalyadan alnan)| yirmi dört saatlik ihtarı söyledikten şon- $ Ta ilâve etti: — Zatı fahimanenizin irşadına muh - tacız. Ya harbi kabul etmek, ya istenilen koca bir vilâyeti terketmek şıklarından birini ihtiyar etmeli. Bu müşkül vazi - yette ne yapmak imkânı olduğuna dair bizleri tenvir buyur yoruz. İ Mükerreren, hice müşkül ahva' içinde sadareti işgal eden ve imkin d her türlü zorlukların çarelerini bulan bu ibtiyar vezir, işte şu- rada, hasta bacaklarımı, yıpranmış vücu- | dünü, bütün fersude yaşlılığını tekzib e-! den bir hayat parıltısile ışıldıyan gözie- rini, karşısında, âciz kalmış bir tlmiz pe- rişanhğile meded uman yeni idarenin genç sadrazamına dikti; daha ilâve edile cek bir söz varsa onun da söylenmesine zaman bırakmak istiyor göründü; belki kendisi de verilebilecek cevabı zihnine evirdi çevirdi. Zeki gözlerinin cıvıltıları am a rasında Ve daha fazla melârkoli ile, Jak de -| vam etli: | — Görüyorsunuz ya, akıllı ve sado Pi-| petciğim, bir kimse hakkında aldanmak ve onu fena tanımak kadar acı hiş br şey yokmuş... Rezelin, onun tarafından anlaşılmadığı için öldü... Ne malüm, kendisinin de insanı şaşırtacak surette öl- miyeceği... Pupet, kaçamak yaparak: Yazan: Halid Ziya Uşaklıgil eski sadrazam ile en yenisi arasında tarihi bir mülâkat Jakkı Paşa söze başlıyor - Said Paşanın müphem mükabelesi - Bildiklerini söylemekien kaçınan muallim ve müşkil bir imtihanda sorguya çekilen tilmiz - keklenen med:dden emare zuhur etmiyor - Kabinenin istifası arasında muhtelif fikirler dönüyor gi - biydi. Sonra mutlaka bir cevab vermek lâzım geldiğine hüküm verdt. öyle bir ce- vab ki hiç bir mütalea ifade etmiş olma- sın. Pek yavaş söyler, kullanılacak kelime- İerin en mutabık olanlarını aramakta pek ziyade dikkat eder, hususile son dei nazik olmağa itina gö niz, diye başladı; me'u) İunan'ardan değilim. elbet evkide bulunanlar icabı hale göre alınacak ted- biri düşünürler. Bendeniz nasu bir mü- talen dermeyan edebilirim? Bu kelimeler birer birer, aralarında w- fak nefes fası'siarı bırakarak, yavaş bir sesle, sanki kendile; en hu » ağzından döküld muhavabının inde endişe çizgileri daha ziyade de rinleşiyer gibiydi. Bek n mededden bir emare zahür etmiyordu ile en yenisi arasında, »de sanki bildiklerini söy- lem en kaçınan bir mus'lim müşkül bir imtihanda sorguya çekilmiş genç bir tilmiz vaziyetile, bu muhav uzun bir zamani devam etti, Bunu harfi- en ve aynen zaptetneğde bugün kadir de- lı noktaları Şü sat ötekinde ETE im; fakat en manalı, en cal içinde Hakkı Paşanın adeta yalvaran bir e çırpı - . müddet zarfında Hakkı Paşa refiklerile| ger einde boğulmak raddesine gelmiş bedbahtın halâsına yetişebilecek bir kuv- elbette onu uzatırdı. r aralık Hakkı Paşa: — Zat: fahima- neniz, mes'ul mevkünde değilsiniz elbet. atla arzolun- t mektebi- te ve bu istirham size 0 $ zler hep sizin kiy nizde vetişmeğe çalısan o sakird'eriniziz; irlanınızın. teerübenizin. del zın dal» ma müstefidi ve dalma muhtacı olan ma» nevi evlâdınızız. İste bu sıfatladır ki bu- gün zatı fahimanenizden, hiç, bir mes'u- Tyeti dâ! olmaksızın, «acaba mes'ul mev- k'inde olsaydınız, ne yapmak düşünür « dünüz?”. diye ders almak istiyoruz. dedi. Said Paşa kemali dikkatle 3inledi, göz'eri hep evlerinde dönüyor, dudek - ları hep söylenecek si ri deruni tecrü- «Son Postasnm edebi tefrikasr 29 i — Hakkı Pa mektebleri 1 be ediyorcasına hareket ediyordu; niha « yet hep © kaçınan, suallerin doğrudan! doğruya arkasına takılmaktan içtinab e-! den ihtiyatile: Bendeniz, dedi; asıl |bir mütalea serdedebitirim, Anvale an - cak uzaktan agâh bulunuyorum, Onları yakından bilenler sizl Hakkı Paşa son bir harb, ya teslim?... İlcisinden biri... diye- bildi. O, gene bir müddet düşündükten sun- ra: Harbedilebilir mi” teslim olunabilir mı? Teslim de oluna «| Kız Hseleri arasında yapılan atletizm mazsa ikisinin ortasında bir çare var mı- müsabakalarının seçmelerine dün Şeref dır, acaba?.. stadında devam edilmiştir. Finaller 28 Cevab verilecek yerde cevabı wtilzam | Nisanda yapılacaktır. eden bu suallere karşı Hakkı Paşa bir «| Dünkü müsabakalar manisli ve mani- den, azim bir fütur iie ve kendisince ya-| asız koşularla atmalar olarak ve iki grup pılabilecek işe niha karar veren bir|özerinden yapılmıştır, Neticeleri yazıyo- tavırla ayağa kalktı; biraz kırgın, bırazİyuzt küskün: — Refiklerle görüşeyim... diyel o Maniasz koşular: İki grupta üçer li- izin aldı ve gözle bana İşaret etti. Onu! genin 20 şer kişilik bayrak takımları ara- teşyi etmek için odamın kapısını kadar | sında 70 metre mesafede yapılmıştır. A gittim, yavaş sesle: — Hünkâr elbette 0-| grupunda: Kız Muallim 2.511 saniyede nu görmek istiyecektir, belki kendisine birinci, Cümburiyet ikinci, İnönü bir fikir verir; dedi İci olmuşlardır. B grupunda: Çamlıca Zaten merakla maböynde netice bek-İ365 saniyede birinci, İstanbul lisesi ikin- yen hünkârın nezdine çıktım ve müc -İgi, Boğaziçi takımı üçüncü gelmiştir. mel bir şekilde hikâye ettim. O Sald FP Manjalı koşular Gene iki grup üzerin- şayı görmek istedi. Onun yavaş yavaş basto: dayana merdivenlerden çık 4 dayana! şer kişilik takımlarla yapılmıştır. A grü- 1, elinden yanda; Kız Muallim 441 saniye ile bi bâstonunu bırakarak huzurü girmesi. O -İ wnci, Cümhuriyet ikinci, İnönü üçüncü rada “kalması o kadar uzun sürdü ki bu| olmuştur. Atışları A ve C grupları arasında ya- pılmıştır. A grupunda: 1 — Kız Mua'lim 993,5 sayı, 2 — Cümlruriyet, 3 — İnön C grupunda ise; | — Kandilli 1995 sayı, 4 — Erenköy, 3 — İstiklâl... Boğuriçi - Ticaret maçı Mekteb maçlarının son karşılaşmasını görüşmek, ve esas itibarile verilmiş olan | bir karara nihai şekli vermek için böl bol vakit bulmuş oldu. İ Hakkı Paşa heyeti vükelâ namına isti-| fa ediyordu. Yanlarında bulunmadım, ne görüştü - ler, ne söyleştiler, vâkıf değilim, Yalnız! biliyorum ki istilanameyi yazmak içini &peyce zaman uğraştılar. Tesvid işinde en |Jâr? büyük faaliyeti Necmettin Mollanın gös |“ diye sordu. Zannederim ki istifa edecekler; de- dim. Paşa huzurdan çıktı ve bana ve.) — O halde ben be n, a i da edörek binek taşına kadar, merasimle| — İsabet buyurulur, diye muksbele ei teşyi olundu, arabasına bindirildi. Hün-| tim. kâr beni celbetti. Said Paşa ile nasil gö- rüştüklerine dair tek bir kelime söyle - meğe lüzum görmedi. Belki de söylene-|miyorum, elbette evrak arasındı cek bir şeyler yoktu, yahud ihtiyat etmek | fuzdur. Bunu tahattür etmeğe lüzum da istedi beyeti vükelâ müş” ça * İstiftaname nasıldı, iyice tahattür et - a mah - AŞKA İNANMAYAN ADAM TERCÜME EDEN HALİT FAHRI OZANSOY Yazan: Jorj) Delaki — Evet, dedi. Her ne ise, herkesin fik- 3, yordu. Halbuki bu hal, buna şahid o-'mimiyetle içini boşaltmaktan umulmadık Jmuhafaza edip hoşlenaraktan dinliyordu. ri kendisinin! O halda, artık gelecek se - neye değil mi, şayed daha evvel görüş - mezsek... Ve Pupet, metronun parmaklı$ı ara -| sında kaybolmadan. Jak'a, dostça. zarif son bir işaret daha yaptı. *# Şimdilik baron ölmeği düşünmüyor - «du, yahud hiç değlise böyle bir his ver mmiyordu. Sanki, üstüstüne gelen bu feci hârlise- ler sonunda, Petrol, zemin ve zamana uy- gun kederli bir hal takınmaklan vazgeç miş gibi idi. Hiç bir şey belli etmiyordu, Gösteriş - ten mi, kendine hâkim oluşundan mı, he- sabh tavrından mi? Kimse bir hüküm ve- rTemiyordu. Yalnız hakikaten onda daha fazla bir tabiilik, hiç bozulmıyan bir nevi yumu » şak huyluluk, intihablarında bir naziklik, | hâsılı kendisinde hep ayni neş'e ve sabrı! göstermek suretile yepyesi bir hali farko| lanların ondan en şen umacakları bir fx ziletti. Hemen daima, faciadanberi hakkında giltikçe çoğalan bir sevg' göstermeğe baş- ladığı Jak'la beraber birçok işlere dal yor, onunla gezintilere, re &vâre &â* laşmalara çıkıyor ve bu esnalarda genç arkadaşına hiç durmeden coşkun coşkun anlatıp duruyor, adeta acemi bir insan gibi bu hayatta yepyeni bir alâka bulu- yordu. Zaten delikanlı da bu sempatiye karşı mütehassisti. Baron insanca onu elâka - dar etmeğe başlamıştı; ve-umumi bahçe- lerin gölge'iklerinde. yahud Ormenın (*J geniş hiyabanlarında. iki adam, kendi - lerini itiraflarin tatlı zevkine bıraka - rak, İeylesofların adunı memnun memnun yürüyorlardı. Baron, kendisine söz söylemek için Jak'ın kolunu muhabbe*'e tutuyor ve sa- (9) Parlisteki Bolonya ozman. bir zevk duyuyordu. Beron bu anlayışlı iht'razından dolayı İ — Şüphesiz, aziz doslum, öyle ümid e-jöndan memnun kalıyor ve monoloğunu derim ki eğer siz ben! biraz oanlamağa uzun uzun hü'yalaria kesiyordu. - Böyle başlamamış olsaydınız, bütün bu meselelanlarında ağaçlara, göke. mütevazi şey - hakkında çok fena bir hüküm vermiş o- ere, yeşil üniformalı bekçilerin, yahud lacaktınız. Muhakkak ki ıztırab da bir memnu çayırlar üstünde oyniyan çöcuk- şifadır. Bu, karakterleri hakiki unsur - arın hayallerine daha dostça bir nazarla larını ortaya çıxaran kuvvetli bir miyar-|bakıyordu... dir... bırakın anlatayım size... haya -İ — Birkaç gündür ben artık ihtiyar bir tımda bana ilk defa vaki oluyor böyle!pinponum; siz çok genç bir adamsınız; kendimi bırakişım... ve bu, bana iyilik İve şimdiye kadar, ikimizden, en akıllı 0- veriyor. Şimdiye kadar hiç böyle bir his- Tanı da sizdiniz.. Benim yüzümden şok İse kapılmadığım halde, sanki bü küçük! iztirab çektiniz. biliyorum; fakat sizin iz- kızın ölümündenberi ben de kendimde bir tırabınız. aziz dostum, hani müsaadeni?- İsansizsi olmak ihtiyacın kuvvetle duy-/Je bu ıztırabın asaletini azaltmadan söy- İmaktayım. Sanki hakikalen bütün öm -İliyeyim. beşeri bir ıztırab olarak kalmak- Tümce susmuşum gidi, halbuki ne kadar|tadır: yâni şöyle mâtenasib, tahammül 0- İgevezelikler etmiş, ne kadar boş. buda -/lunabilir, güzel, âdeta gurur verici bir 17- laca sözler. ne kadar aleyhte çirkin lâ-İtrab... Siz lâtif bir kız seviyordunuz, kırdılar etmiş bir adamken... öldü.. bir dereceye kadar âdeta bir ni - Jak, yol arkadaşının tatlı tatlı, rahat)şanlımızdı... Bu, İşte bir kaza... O! bili - rahat fikirlerini dökebilmesi için sükütüİyorum... uzun müddet onun yakıcı ha - İKızlar arasındaki atletizm müsabakaları güzel ok Boğaziçi lisesi Ticaret mektebini 7 -0 »- İbirliğile karşi den ve 70 metre mesafe dahilinde yirmi-| İstanbul kız ve erkek müsabakasi vendi > Eöjlemezse! Tukarıda Muallim mektebi, aşağıda Çamlıca takımları )teşkil eden Boğaziçi - Ticaret maçı Taksim stadında yapılmıştır. vi Birinci devre Boğaziçinin tam mâyetine rağmen 2-0 bitmiştir. İk devrede beş gol daha yapan Boğaziçi i galib gelmiştir. | Bu hafta yapılacak milli küme maçları Bu hafta İstanbul ve Ankarada bim milli küme maçları yapılacaktır. © martesi Muhafızla, Pazara da Geni cak olan G. Saray © İsabah Ankaraya gitmiştir. Fenerbahç€ gün hareket edecek ve Cum Gençlerbirliği, Pazar günü de uha İşgücü ile maç yapacaktır. İ İzmirden Altınordu ilo (Altay. SĞİ küme için şehrimize geleceklerdir. © martesi günü Taksim stadında Vefa, tinordu ile, Beşiktaş” Altayle karşıl#fl cak'ardır. ar günkü maçlar Şeref dinda yapılacaktır. Beşiktaş, Altınordiğ Ta, Vefa da Altayla maç yapacaklardı) İzmirde G. Sarayı yenmeğe muvafi olan İzmir takımlarının şehrimizde pacakları maçlar büyük alâka ile bek! "| mektedir. | : reye tevessül etmiş bulunuyordu. Hünkâr fanameyi dinledikten $ mutad olan selâmlarını. teessüfleri: ç rar ettikten sonra hareme çekilmek re ayağa kalktı ve bana: — Yarın sa” leyin Said Paşanın konağına gidersi bul ettirmek için çabğ sınız. E'bette ar edecektir amma #7” nunda muvafakatini istihsal (o eder$i Bu da olamazsa, ben kendisini tekrar dedi, Sadareti ona & ya Uşaklı Itırasını saklıyacaksınız... Böyle uzu” el zadıya bunu saklamak için sizin önü! de zaman var!,.. Şimdi bunun arkasın” bir de beni düşünün, ne kadar ıztırab kebileceği: ben ki, şüphesiz, sizin # onu seviyordum, hiç değilse daha “vi denberi.. fakat kendi hatamla kaybi o'duğunu anledığın Ey, nası!?. İşte tamiri ime İ yürek parçalayıcı, günahı affedilemet e lâket buna derler değil mi?.. evet, hı affedilemez... e. Ve, kendi kendine, daha acı bir 8 tekrarlıyordu: # «Günah: atfedilemez... vallahi eğik mez...» gi Düşünün ki şimdi, o küçük yazcalğ bütün o hoş söz'eri ve yaptıkları yi Allah da şahid, ne incelikler yaratı” birer birer zihnimden geçtiği şu . masal gibi yılların bir tek dakikası yi tur ki halâsım pahasina da olsa t© “ yaşamak arzu etmiyeyim! Onun vi bile fasıla vermeden, bir en bile iht Wi etmeden ve bir keri Jsun şiköYt İ bulunmadan ayaklarıma serptiği bU İmimilik hazinelerin? ben hiç bir su oil İinanmamışlım. Halbuki şimdi mi cana yakın sözlerinden, © hakikatle 0 doh güzel mavi bakışlarından bii dikkatlerinin, o küçük kız şeytanlıklng en sadesini bile her hatırlayışımda bu hatırlayısın sonu gelmiyor. T (Arkas v0”

Bu sayıdan diğer sayfalar: