25 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Halkalı Hatır Yazan: Halid Ziya | Yazan: Halid Ziya Uşaklıgil | Geçird Buid Paşanın sadareti esnasında o bir — Zatı şahanenizin hakkımda bu suretle nu duydum. Doğrularak; — Girinizl.. de- büyük buhran geçirdim; bununla, o za- de takayyüd ibraz buyurmuş olmalarına dim. Kapı açıldı ve hayretle gördüm ki man. bayla matbuat olarak herkes meş- arzı şükran ederim; dedikten sonra. dâ- içeri gul oldu, fakat onun tesirutına herkesten ha yavaş bir sesle: — Endişe buyurulma-| Beydir. Onun böyle yatak odama kadar ziyade ben maruz kaldım; hattâ manevi sın, ben uzun yıllar hizmeti şahanenize| gelmesi birinci defa vaki bir mahiyette başlıyan bu buhran cismâ- ni bir şekil almakta da gecikmiyerek ha-, Cenabdhak rezzakı âlemdir; diye ilâve olmalıydı. İ gali üzerine ortaya mühim yatımı tehdid etmeklen de geri kalma” mıştı. Bunun hikâyesini kaydetmeğe lü-| bitmiş oldu. Muhavere bitmiş oldu am- lamağa teşebbüs ettim. o malüm olani zâ- zum görüyorum. Etrafında bulunanların maişetlerini genişletecek vessite malik olmamakla beraber gön'ü pek gani olan hünkâr biç kimsenin maişet darlığında okalmasına| yapar ve yemek için de itizer ederdi. Ö- biraz kendinizi iyi hiisediyef musunuz? | tahammül edemezdi; hattâ istibdaâ za- manında kendisine hiyanetleri, elde edi- len kâğıdlar ile sabit olan bendegâcından bir çoğunun, evlerinde kalarak sorsya uğramamaları şartile maaşlarını tesviye ettirecek kadar mürüvvet ve merhamet Asarı göstermişti. Bir müddettenberi onun tercümet ha- lime müteali.k lümat almak için ba- haneler icad ettiğine dikkat etmeğe baş- lamıştam. Mutadı idi, olurken bir aralık kâğidları hafifçe iter, hokkasını kapar, kalemi birakır, ve ben'da bulunan, Cemil Paşaya da arlattım.! doğrusu sarayda hizmeti karşısında beklerken sigara içmeği pek Cemi! Paşa benim pek ziyad2 sevdiğim tan bir takım muhalifi nazikâne bir iş addetmiyerek sanki bu-;ve iktıdarından başka ahlâkıns da hay-'le bir neticeye mi varılmıştır diye birden mun için benden mü: almağa lüzum görürdü, ve bu esnada hikâye o naklet- mekten yahud karşısındakine söz söyle. mek fırsatını vermekten pek hâz aldığı" için sigarasının devamı müddetince bir sohbet zemini bu'urdu. İlkönce ihtiyat ile. saygı hududunu te- cavüz etmemeğe dikkat ederek sualler irad ederken sonradan birkaç kere hüya- tımın muhtelif safahatına müteallik a- çıktan istizahatta bulundu. Ve bütün sorduklarının ruhu bir merkezde nıyordu: Ben yaşlanıp ta resmi hay çekilmek zamanına erişince nasıl geçine- cektim. İşitmişti ki hâyatımın büyük bir kısmı ecnebi müesseselerde geçtiğinden tekaüd bakkımdan pek kücük bir mük- yasta müstefid olacaktım, İşitmişti, d yorum, demek oluyor ki buna dair hak- kımda başkalarından da ma'ümat al abışta. Bir gün büsbütün açığa vurdu: — Baş- kâtib bey, dedi; başmabeync: tekaüd o lursa yüksekçe bir maaş alacakmış, sizin tekaüd maaşınız ise pek az bir miktar-| dan ibaret kalacakmış... Devam etmedi. Ben ona mukabi Baron, Bernar'a'biraz yandan baktı; sonra, çizmesini dimdik İleriye atarak: — Siz bu tehlikeyi göze alacak mıs:- niz? Dedi, Kâşit, tereddüd etmeden tasdik etti; — Evet, tasavvurumı öyle. Baron, gaye uğurunda hayatını tehli- keye atmaktan çekinmediğini rahat râ- hat söyliyen ve hakikaten. meçhulüt âl mine karşı bu yeni savaşta ilk öncü ol- maktan da pek az gurur duyan bu adamâ bir lâhza baktı, Nihayet: — İnsan denen mahlük hakikaten ne hayret edilecek makine, dedi. Maamafih hayata bağlısınız, bir ihtiyar. faydasız bir kötürüm değilsiniz; tam tam faaliyette bir adamsınız! Ve böyle| iken, kendi arzunuzla gideceksiniz ha! — Bu da mesele mi? Nice insanlar ver ki, hiç uğuruna, budi hayatlarını /e- da ediyorlar; kendilerini terkeden bir kadın, bir şerefsizlik, iktisadi bir yuvar- Tanış yüzünden... Baron, bülyah: — Ona şüphe yok, dedi. Biraz daha porto içmez misiniz?... Fakat İk tecrü- benizi yapmağa aceleci görünüyorsunuz. — Hani vallahi öyle. Mösyö Petrof, Niçin, sebebini de söyliyeyim size. Hal- kın ekseriyetine hâlâ tamamile hayal! görünen bü işler hakkında fazla neşriyat yapılmıyor. Fakat biliyorsunuz ya. bu igim Beşinci Mehmedin merakı - Tekaüd hakkı - Endişe - Bir gündüz uykusu esnasında - Tevfik Beyin getirdiği müjde - Âyan azılığım kuvvette, | time we bir vali bayat etmek isterim, fakat ne olsa ettim. Ve bu tarzda muhavere bununla ma onun zihninde mevcud olan ilişik si- İlinmiş olmadı. Sald Paşa seleflerino imtisal istemiyerek saray ziyaretlerini etmek fasılalı nun muayyen günleri yoktu, lüzum O©-| lursa hünkâr taratından davet edilmeğe intizar ederdi, Ben bir müddettenberi karaciğerimin tehdidlerini hissediyordum. Saray haya- tının üzüntülerinden ve ağır yemek'e- İrinden. fazla olarak memleketin türlü türlü müşkülât içinde çırpınması endi- İşelerinden tevellüd ettiğinde şüphe ol İmiyan bu a'râz hakkında dost tabibler- maruzat ile meşgul. den. bilhassa arasıra hünkâr gören ve kâr beni hizmetinden çıkarmak arzusile " önum mesane rahatsızlığına dair vesay ran olduğum samimi bir do: da bana muhib olduğundan e Beni muayene etti ve kendisinden beki necek açık bir lisanla: — Azizim, dedi evvelâ bir takım tedbirlere müracaat et- meli, Bu tedbirleri anlattı; - A iy zanrediyorum ki en emin ve salim çare ergeç tahakkuk edecek lüzum . üzerine bir ameliyat yapmak olacaktır. Ben cerrahların pek ko'aylıkla ameli- vata münhemik olduklarına kanse'le bu ik'nei mütaleaya ebemm'yet vermedim, fakat tembihatın tedbirlere tan'lük eden kısmına sadakatle tebaiyet eder oldum. Bu'cümleden olarak bir gün, gene kara "ciğerimin tehdidini hissederek. hafif bir perhiz yemeğinden sonra yatsk odasıno cekildim, ve belki hünkâr isterse vakit kaybetmeksizin hazır bulunmak Üzere sovunmadan vstağımı arka Üstü uzan- dım. Lüzum olmarlıkca beni aramamala- tı in odacılara da tenbih etmiştim. Galiba uvumus olacağım, epevce zaman geçmis olacak, belki iki saat, Iyi bilmiyorum, fakat oldukea dalın ve de vu 5 1 karıva vurulduğu: onun | bir İ «Son Postuwnm edebi tefrikası: 35 sahada çalışılmaktadır. Nasıl ki, şimdi- ye kadar, hakiki gayesi söylenmiyen kimyevi tecrübeler esnasında vukubul- müş esrarengiz kazalardan pek çok bah - #olunmuştur. Hem daha pek çuk zaman olmadı, iki Avustralyalı mühendis fişek- İli bir aleti tecrübe ederken öldüler, İh- | bu alet te, kendi aksü'âmel: “le ileriye atılan bir seroplândan başka bir şey değildi! Fakat yolun üstünde bulu nuluyor ve herkes kendi keşiflerini ken- disine saklıyor. Meselâ i'k defn stratos- fer'e çıkan Pikar'a bakınız! K'm bunu biliyor. kin bundan o şüpheleniyordu? Öyle iken bu hâdise, dünyada, bir üsted darbesi gibi patladı, Hâsılı arıyorlar, arı- İyorlar! Ve işte ben buldum, buna emi- nim! Esault-Pelterle'nin bile hakkında nâzari ihtiyatlar dermeyan ettiği iki Üç noktayı hallettim. Yalnız. aman... — Yalnız pahalı olacak değil mi, ha? — Eyy, öyle. oldukça... — Ne kadar? | » bön Tevfik Beym yüzüne baktım. . Mt ve 'edevat-satın alacak, çalıştırdığınız! SON POSTA atında buhran i giren ikinci mabeynci Tevfik oluyordu, ve elbette bunun pek müstesna bir sebebi Bi tün doğruldum ve yataktan fır. rif evzaile buna mâni olarak bir iskemle | İçekti ve yatağımın kenarına: — Müssade buyurulur mu? istizanile oturdu. — Rahatsızsınız, geliba.., dedi, Şimdi Biraz durduktan sonra: — Size iyi haber getiriyorum. Müjdemi ister | herkesten evvel bunu benden işitmenizi arzu ettim; diye ilâve ederex müteakiben ayağa kalktı ve en süslü temennâların- dan birini yaparak: — Tebrik ederim; dedi; âyan oldunuz... Bu haberi nasl telâkki ettim, tarif e- demem. Pek iyi bildiğim bir şey varsa o da sevinmediğimdir, Hattâ acaba hün-| mi buna karar vermi yahud, gözlerine ba- in sapissile böy- İ zihnime birçok şüpheler Üşüştü; ve bön- O bana tafsilât verdi, ve tafsilâ'ı'din- ledikçe bu şüpheler sırasile zail oldu. Cereyan eden ha'i, Tevfik Bevden a- Unan tafsilât Üzerine, şöyle tehir ede- vim Hünkâr arasıra benden ona da bahse-| der ve İhtiyarlığımda tekaüd maaşımla! geçinemiyeceğimden eseflenirmiş. Dei mek, ne zamandanberi zihninde hallolu nacak bir mesele varmış. Bugün sabah- leyin âyandan Sami Paşanın - k! bir ara- hk zaptiye nezaretinde bulunmus iken sonradan Suriye vilâvetine tayin edil! İmişti - vefatı haberini almıs ve bu ses) İret'e âyanda bir yerin inhilâline vâk:!| olunca Tevfik Beyi celbederek, — Acsbâ dive sormuş. Tevfik Bey bana pek dot) olduğundan bittabi buna: — Pek müner | sib olur! &ve mukabele etmiş. | Bu muvafakat cevabını alnea hün- kâr: — Öyle ise sadrözemı davet ediniz de onun reyine müracaat edelim! demiş. Said Pasa gelince hünkârın bü mütaleası- hemen istirak etmiş, ve bw svretle TERCÜ ME HALİT FAH | Berhar, meşin koltuğuna rahatça otur- muş ve kendisine biraz evvel kati bir sesle «Siz bu tehlikeyi göze alacak mısı- nız?» demiş olan bu müstehzi tavırlı a- dama kendisi de nazarını kaldırdı, Ayni iyi oyuncu tonu İle ona sordu: - Teşebbüse para verecek misiniz? — Parasını vermek insana canını ver- mekten daha az güçtür. — Herkes elindekini verir, Esas ver- mektir. — Şüphesiz. Kısa bir lâhza süküt; sonra Bernar: — Ne kadar,.. Bilmem ben... Hiç şüp- hesiz çok! Masrafının keşfini o çikarma-| dım. — Ey! o halde bir tane çıkarın ve bana getirin. — Sahi mi, mösyö... Siz... -— Evet, evet. Müsterihane çalışın. Ve maamafih, çaresiz daha epey zaman uğ- raşacak, etüd için masraflara girecek 8- | Groenlardın tarihi vaziyeti ie Nisan, Danimarkanın işgalile | ortaya çıkan mesele: | Groenland kimin olacak! Groenlanddön Danimarkanın Almanlar tarafından iğ- bir mesele çıkmıştır: Groenland ne ulacaktır?. Danimarkaya aid bulunan Feirce ada- ları harbin nihayetine kadar ingilizler İtarafından işgal edilmiş bulunmaktadır. Groenlanda gelince, buraya Almanya- dan başka İngiltere ve İngütereden son ra da Birleşik Amerika göz dikmiştir. Amerikan Cümhurreisi Razveltin ge-| - | çenlerde söylemiş olduğu nutuk bunu ortaya çıkarmıştır. Herkesin dikkat çeken si du- nazarlarını rumunu bu yazımızda izah edelim * Groenland adası Atlantik Okyanı nun şimali garbisindedir. Burası bır Da nimarka (o müstemieke: Mesahası 1.179.000 kilometre murabbüıdır. Bu mu- rabbalık kısmı buzlarden &ridir, diğer) kısmı hep buz içindedir. Groenland tam manasile bir kutub ül kesidir. 1930 senesinde yapılan nüfus tahririne | göre nüfus miktarı 18530 dur, Bu nüfu- sun ancak 274 ü Danimarka'ıdır. Üst ta- rafı halisüddem Eskimolardan mürek- kebdir. Eskimolar, tercihan adan'n garb öhs tinde ikamet eylemektedirler. Garb ei- İhetindeki nüfus miktarı 15.744 dür. Şark İ cihetindeki nüfus miktarı ise 886 dır, Bu koca Groenland adası onuncu üsar-| da «Norman» lar tarafından okeşfedik miştir. Normanlar burada iki koloni teş-. ikil etmişlerdir. Bu koloniler büyük bir hayat eseri göstermişler, kısa bir zaman- da nüfusu 00. i bulm ugtuc. başlıyan istizah ve izah Tevfik Bey vas-/ baskâtibi âyanlığa tayin etsek nasil ohur?| tasile devam etmiş. Hünkârın bir sualine ti, unu ! cevaben: — Ayan nasb ve tayini esasi muktezasınca hukuku hükümir dendir. Ve âyan'ıkla başkitabetinde devam etmesi de tabiidir, hattâ ben bir vakitler hem ö- yandan idim, hem zabeyn başkâtibi idim: deyince her türlü düşünce berta- ref olmuş. AŞKA İNANMAYAN ADAM ED EN: Rİ OZANSOY 3 Yazan: Jorj Delaki kimselere tediyatta bulunacak$sınızdır. Hâsılı ne bileyim, daha böyle birçok ih- tiyaçları karşılamak o mecburiyetindesi-! niz. İşte bunun için size ilk olarak bir çek İvermeliyim., yalnız ne kadar? 50.000 kâ-| fi mi? Her ne ise, bu yetmediği taköprde gelir, tekrar beni görürsünüz. Bu mest'e ben! alâkadar ediyor. Bende gider, Bing'i görürüm. Zaten kendisini şahsan da tanıyorüm, Ancak, pek tabii olarak gebebini söylemem ve izahat ta vermem, Müsterih olun, Sırrı muhafaza ederiz. Bernar. ayağa kalkarak: — Ah. mösyö, dedi... kadar... Baron, apaçık bütün samimiyeti ile ve sevincinden kabına sığoıyan kâşli teş-| yi için kendisi de ayağa kalkarak: — Yo, yo. dedi, ben her zaman ne yap- tığımı bilirim. Ve kapıyı açmadan evvel elini tok- makta tutarak: — Ha, bir gey daha sorayım, dedi. Siz bilmezsiniz ne beraber mebeyn| gayet | iye yaman veee bir manzara | 1000 senesinden sonra «Groenlandı lileri hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. 1261 senesine kadar Groenland msi kil bir cümhuriyet halinde kendisini re eylemiştir. Bir müddet sonra Norveçin haki tni kabul etmiştir. 1914 senesinde Nocveçin Danimarili ile ayrılması anımda; Groenland ile roe adaları Danimarkaya kalmıştır. 1774 senesindenberi Grvcnland tedi iti Danimarka hükümetinin inhişarı tında bulunmakta idi. Burası «Styrilsen af Kolonicrne | Gi lenland» adındaki teşekkül tarafından & İdare edilmektedir. Bu teşekkülün me silme Kpoenhagdadır. 4 İnhisur o iki Danimarkalı müfeiiği kontrolu altındadır. Bunlar garb msi” 1 kasında bulunmaktadır. Biri Godtheö” i çi daha | azzam adanın ancak 5000 kilometre mu (diğeri Godthawnda ikamet etmektedi © Danimarkanın bir sene zârimda İlenlanda vaki ihracatı 2:428.000 kur baliğ olmuştur. | Bu ihracatı bilhassa mekülât, zehöif ve elbiselerden ibarettir, Groenlandın da Danimarkaya yö) ihracat senede 6.194.000 kurona baliğ maktadır. Başlıca ihracat maddeleri şunlardır: Fok balığı yağı, tilki ve derileri, av hayvalnarı, Groerlandın ihraç eylediği madde rin başında «cryoliles madeni bulunmü tadır. 1995 senesinde bu madenin (İhrati 31800 tonu bulmuştur. Bu. mik 29.300 tonu Danimarkaya sevkedili Groenlandın yerlileri bulunan : Ri Eski molar çok tatlı insanlardır. Döjma ük “Devamı 11 inci sayfada) mi “şi vmdi, dedi Tevfik Beyç hek iş pi sadrazam da bu işi hallettikten soniğ | Babiâliye gitti. siz hemen huzura çikip Heşekkür ediniz... i Her iş bitti?! gi Bilâkis hiç beklenmiyen “bir sama i benim için uzun ve müs'iç bir bura İnan ş oluyordu. Hokd Ziya Uşaklıgil © setinizin içine bizzat girmeğe kat'i ol yak karar verdiniz mi? — Fakat tabii, mösyö, şüphesiz... Baron, şaşırmış insanların yaptığı gi bi ensesini kaşiyordu. J -— Bilmem eserinizin menfaati nam” 7 ma daha doğru bulmaz mısınız. — Bilmem muvaffak olunamadığı tak” İdirde, eserinizin menfaat: namına sik kendiniz bizim havamız içinde kalmaği daha doğru bulmaz mısınız? Malüm yö siz eserin dimağı, yerin» konulamaz €W” herisiniz! Bilhassa muvafiskiyet hâsl olursa burada bulunmanız daha doğru © Jur sanırım. TI — Aksini iddia etmiyorum; ancak, mâ“ lüm ya. bu işi kime havale edebilirim? | Öyle bir adam lâzım ki hem bu vazifeyi üstüne alabilecek kadar oldukça çılgın olsun, hem de ilmi kabiliyeti bulunsun!s Böylesini ise bulacağıma hiç ihtimal ve” remiyorum. Şüphesiz böyle bir adam sipariş © , Hani anlıyorsunuz y& bunu gerek şahsınızın, gerek fennin menfaati namına söylüyorum, Yoksa siz kırattâ bir gencin böyle hemen hemen kat'i sur rette kendisini feda etmesi yazik olur. İdeğil mi? öyle ya, sizinkinden daha gi kıymetli hayatlar varken... Evet, evet! bunu düşünmeli, Bernsr! — Bunu tekrar konuşuruz. Mösyö Petrof, (Arkas var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: