14 Mayıs 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

14 Mayıs 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Mayıs EZİRAATI Memleketimizde çay ziraati Çay ziraatine ehemmiyet verilmekle, yalnız bu yüzden dışarı verdi» ğimiz bir milyon lirayı tasarruf etmiş olmıyacağız; ayni zamanda bugün hiçbir işe yaramıyan yamaçlar da bir iş ve servet kaynağı haline gelecektir» Yazan: 3 Tarımman Çoktanberi o beklenen «Çay kanımı, son günlerde Meclisten çıkmış ve mer' Yete girmiştir. Yurdumuzun Rize taraf -| vel Şay ziraatinin tamim ve :nkişa - verdirirler. Çay da, işte böyle hem mu - Fi min edecek olan bu kanun, pek gü-| tedil, hem de rat:b iklimi şever, Havasını esasları #htiva etmektedir. (*) İher zaman ılık, toprağını - hiç bir zaman Memleketimizde zengin - fakir, her! eksik olmıyan yağmurlarile - dalma nem. kesçe sarfedilen o maddelerden biri olan Ji bular çay fidanları, böyle yeslerde dur- Saya, ker yıl bir milyon lira kadar para madan serpilirler, i Yerilmekte olması, ötedenberi hüküme - mr kaçmıyordu. Daha 925 s8- lerden hoşlanmaz: Toprağında nem ek - e yapılan tetkiklerle, adi geçen gik olmamalı atma, bü, su halinde top- Yerlerin çay ziraatine çok elverişli oldü- yağa bi : Çe i ip kalmamalıdır. Aksi halde bü- Bu anlaşılmış ve hemen z > P hi byk, ed — si sie İ?9 yümesindeki gümrahlık, gittikçe geriliye- bir devlet DE i ii l rek bir gün kurur, gider. Suyu süzecek, terazi 2. Batumdan çay fidanları getir- fakat devamlı yağmurlarile İstenen ka- vefa geniş ve bunları çoğalttıkça €t - rardaki nemi eksik olmyacak kumluca vali ld kai ie - yamaçlar. çayın en sevdiği yerlerdir. edilmel er yıl binlerce fidan : a dikilerek çaylıkların gönidettimesine çe Toprak hususunda o kadar titiz değil « İışılmaktadır. Bu hd dir. Yalnız kireci fazla yerieri Si Vİ EMİ KA gi bu tekietteki abirakiar y ella bâreketi bir kat daha hızlan- li ri 7 , * ik acak, ve di mak çayın, evsafını © bozar ai a yari a acelisi ne de böyle yerler ix oldü> cunu bir an evvel temi, w e görmeyi temin ede | Bundan iklim kadar toprak da elverişli de mektir. Çay ziraatine ehemmiyet verilmesi, sa- İ dece belli bir #tiyacın içerden karşılan.| Çayın soğuktan karkmuyacağını söy - Mas meselesi değildir. Memleketimizde |/€mek manasız olur. Şu kadar var ki. çay Say ziraatine ehemmiyet verilmekle her bölgemizin en aşağı iklimine müteham- Yılki bir milyon lira £ edildiği giz pil olduğunu kâydetmeliyiz. Hattâ na - bi. Karadenizin bugün hiç hir işe yara .'reneiyelerin - 6 da genç fi'izler: kavruk Buyan yamaçları da birer servet kaynağı duğu kaide, çaylara - 9 da dahi bir şey ol- haline inkılâb edecektir. Ayrıca bu yüz-| madığı görülmüştür. Denebilir ki çay zi- den doğacak iş hacmini de, köylü lehine |Taatinin inkişafı istenilen şu konustuğu- kaydetmeyi unutmamalıdır. muz saha, dünyanın en iyi çay bölgeleri Sürmeneden Batuma kadar Süren sahil Kadar, çay ziraatine müsaiddir Başka boyunun, en çok 190 metre yükseklik -| Yerlere bakarak hararet ve rutubetin de- teki yamaçlarında pek güzel çay yetişir, 'vamlı oluşu, tenebbütün de © nirbette de- Bügün Kızılağıçlar ve orman güllerile vaml: olmasına yardım ederek fidanların Kaplı olan bu saha, hiç bir işe yarama - dan denize bakıp yatıyor. 4-500 bin de- dil bir kilime sahib etmiştir. Elbürz, Hemşin (5225-4250) gibi dağlar. sık sik tekâsüfe yardım ederek bol yağmurlar Bununla beraber, çay, su sutan yer - Sevmez. İbir vaziyet doğurmaktadır. SON POSTA Holandanın tabii müdafaa sistemi düşmana karşı işe yarıyacak mı? yi Alman istilâisi karşısında bütün dünyanın gözleri Holan. da, Bolçikn ve Lüksamburga çevrildi. Şimdi günün en mühim meselesi, Ho - landanın milyonlar sarfederek o vöcüde getirdiği kanallardan ve barajlardan me suretle de edeceği ve bu mânlaların Alman istilâsını durdurup durduramı » yacağı keyfiyet: Malüm olduğu üzere, Holanda deniz | seviyesinden bir hayli ta bulun tadır. Biltmssa mod ve öezir zam da, deniz yüzlerce kilometre içe beri her karış t etmektedir sina mâni alar, benler, Holandalılar, mak için birçok ler inşa etmek | Fakat bütün bunlar, & dar, belki binlerce sene eyvel su isti. larına karşı tatbik edilen iptidal müda - faa vasıtalar; jd. Fakat son zamanlarda, İnsanın tabi. ate karşı yaptığı bu, yorucu mücadelede en yeni ye en mürekkeb bir takım ma- kineler de işe karıştı, Holanda, modern makine Ve vasıtalar kullanmak suretile son sistem müdafaa tesisatı yapmak işin son 20 yu işinde milyonlarca İngiliz lirası masraf emek mecburiyetinde kal dı. Holandanın giriştiği bu muazzam 16. sat ancak 1052 yılında tamamen s0 - nuna ermiş olacsktı. Son yirmi yıl içinde Holanda, 26 mi Gomü 1,6 kilometredir) uzunluğunda muszam bir bend İnşa etti. Bu bend, Holanda topraklarına saldırmakta olan Şimal denizinin bücunüarını karşılama. Ba mahsustu. Bu bendlerin arkasında kolan yüzlerce akr toprak kurtulmuş ve istifade edilir bir hale getirilmişti Bon yıllar içinde Holsndada bu bend. lerden istifade etmek Süretile memleke. bi düşman istllâsma karşı korumak fik. ri uyandı. Daha Alman istilâsından bir hayli zamar önce, Holanda gazeteleri, bu. günkü teknik sayesinde, İstenildiği za. mân memleketin muayyen mintakalarını YAZAN — Hasan Ali Ediz 5 | suya boğmak mümkün olabileceğini yazmışlardı. O zaman Holanda gazetele- rinin işaret ettiklerine nazaran, Holan. dadaki başla sedler ve bendler, karışık bir mekanizma yardimile ve bir elek - trik cihazı muavenetila pek kolay bare. kele getirilebilirlermiş. Bir Holanda ga- tetesinin kaydetilğine nazaran 24 sant gibi kısa bir zaman içinde, geniş bir su kütlesi, memlekete tasrruz eden düşma. nın karşısına iztlesi zor büyük bir mâ. larak çikebilirmiş. İngilizce «Sendey Ktonikl, gezetesi - azaran, muamleketi sulara boğmak deki Holanda müdafaasının bi. rinci hattını, Alman - Holanda budu - duna yakın İsssi mehri teşkili etmekte imiş, Holanda ordusunun o mukavemeti bu birinci ssulu müdafam Battie önünde kırdacak olursa, ordu, «Holandanın ma. Jinosüa olan irinci «sulu müdafâa» hat tına çekilebilirmiş Holandanın bu ikinci müdafaa terli - batı 80 mil uzunluğunda olup, Amster- damdan başlamakta ve Utreht'den ge - çerek Lek ve Vaas nebirleri istikame. #nde uzanarak Bisboş mıntekamna v8 Maas nehrine kadar gitmektedir. Bu ulu müdafaa, tertibatının baş - bea merkez ve menbeı, Amslerdamin garbinde, Zueyder.Ze körfezine dökü - mekte olan Vehi nebridir. Vebt Onehri, geniş bir kanallar şebekesile bağıdır. Bu müdafaa bendleri açıldığı saman mem. Jeketi isil) edecek olan suların sahası 0 ll genişliğinde ve 18 pus derinliğin. de olacaktır. Memlekete taarruz eden düşman için suyun nerelerde sığ, nere - lerde derin olduğunu tahmin etmek mümkün olmıyucaktır. Çünkü kanal - iar da baştanbaşa su altında kalacaktır. Muayyen bir mıntakayı su altında bırak. mak için bir tek mehrin su semiyesini yükseltmek kârdir. Çünkü nehirler ve kanallar birbirine o surede bağlanmış - tır ki bir tanesinin su seviyesını yük - #öltmekle, bütün diğer nehir ve kanal )arın su seviyeleri de yükselmekle, ve düşmanın karşısında tabii bir mânla o, israk dikilmektedir. Holandanın Amsterdam, o Rotterdam, La Hay, Utweht, Harlem gibi sanayi mer- kezleri bu müdafaa şebekesinin gerisin. de ve uzağında kalmaktadır. Bu suretle Holandanın bu müdafaa sistemi bilhas. #a bu sanayi merkezlerini Zorumak ga. yasini taşımış oluyor Bu: «Holanda Majinosu» muntakasına dahli bulunan birçoz kanalardski su seviyesi, memleket seviyesine nazaran 10 kadem yüksektir. Bu suretle, ların etrafındaki bend ve seğleri yen noktalarından açmakla, bü suların memleketi istilâ etmesine, kolaycn im - kân verilebilir, Alman istildsından biraz önce dalılar bu müdafaa mekanizmasının na. ml işlediğini anlamak için bir. tecrübe yaparak, memleketin yyen mıntaka. sanı sular altında bırakmışlar ve bu min. takada yaşıyan 16 bin kişiyi, yerlerini tahliyeye mecbur etmişlerdir. Gene «Bendey Kronikl. gazetesinin yandığına nazarın Hotandada, Maas nehrinin cenubundaki mıntakada, tam Holanda - Belçika hududu üzerinde Vİ. helmin kanalle Vilemstaast kana'ları bulunmaktadır ki, bu fki kanal, Lejden Anverse doğru uzanmakta olan, Belçi - kaliların muazzam Albert kanalile bir. leşmektedir. Belçikr ordularile Holanda orduları müştereken ayni bir di ana karşı hareket ettiklerine göre Ik! ordu. nun iş birliği yapması, bühassa bu Al - bert kanalı mıntakasında vâki olacaktır. Askeri mütehasdısların karastine göre Maas nehrile Albert kanalı arasmdaki saha, Almanlarla, Belçika - Holanda 7e müttefik ordular arasında en şiddetli ve en büyük muharebelerin cereyan ede. ceği sahadır. Gene ayni İngiliz gazetesi- nin mütaleasına göre, Holandanın ancak Frisland ve Hroningen mıntaksları mü. dafaasız kalacaktır. Çünkü bu mıntaka - lar, Holandanın şimali garbisinde olup, müdafaa sistemi dışında kalmaktadır - lar Hasan Mi Ediz MİZAH esadütün deiteri Tesadüfen yere baktım. tesadüleu yer- deki defteri gördüm, tesadüfen aklına esti, yere eğildim; defteri aldım. Kabında şu yazılar vardı: «Hatıralarım». «Yazan», «Tesadüf», Tesadüfen, tesadüfün hetıra defterini boyuna yapraklanmasını, âdeta kamçılar | elime geçirmiştim. Defter epey kalindi. Bütün sayfaları yazılıydı. İçinde olduk - Yazan : İsmet Huüsi kar tahmin edilen bu kızılağaçlıkları âç- Makla bir o kadar yerin çay ziraatine tah #isi mümkündür. Ve böyle olduğu takdir- de hem bü toprak'ar verimli olmağa ge- çecek, hem ekip biçtiklerile geçinemiyan ve hüfukalarını çok defa denizden veya|tohuım ekilir, vahud da yetişmiş fidan taşradan bekliyen ora köylüsü iş sahibi olacaktır. Çay 3-4 senede hasılatın verdiğini ve 8-10 yaşına gelince beher dekardan dört toplamada vasati 25-30 kilo çay alındığını hesab ederseniz, köylü için bunun ne bü- yük bir kıymet olduğunu takdir edersi- hiz, Dört kilo yaş yaprak bir kilo kuru çey verir, En aşağı iki lira fint'a satılsa bile, bir dekarın hasılatı, her köylüyü mem - nun edecek bir karara baliğ olur. Bu basit hesabca o yerler için, çay zi - Tâatinin narenciye ziraatinden daha kârlı olacağım kabul etmek lâzım geliyor. Fil hakika iklim, narenciyeye bakarak çaya daha müsalddir. İktısadi şartlar da Dör | | Ziraatinde büyük zahmet ve emekleri ça enteresan kısımlar vardı. Aynen neş- icab ettirecek incelikler yoktur. Yeri te- İrini düşündüm, Fakat pek uzun olacaktı. mizce bellendikten ve kâfi müddet din-! Şimdilik, şurasından burasindan birkaç lendirildikten sonra, muayyen aralıklar" parça kopya elmekle iktifa ettim; la bir sıra üzerine ya doğrudan do dikilir. Rizedeki narenciye ve çay fidanlığı #mdiye kadar bir milyondan far'n fidan ve bir hayli tohum tevzi etmiştir. Bildi « rildiğine göre meydana getirilen çavlık - lar 8000 dekarı geçmiştir. Yeni kanunla bu sahanın en aşağ: 30 bin dekara ulaş - tırilması mukarrerdir. . Çaylıklar vakit vakit kazılıp temizlen- mek, ayıklanmak gibi hizmetlerden baş- ka büyücek zahmetler istemez. Üç yaşına gelen çay fidanları yaprakların: toplat- turacak bir cesamete erişirler. Ve bu, git- tikoe artarak 8-10 yaşında normal mah- sulünü vermeğe başlar. Yalnız unutmamalıdır ki, çay zirsatinin inkişafı onun çok eki'kp yı ölmesi ka- dar, işlenip pazara çıkarılmasle de alâke- Yol portakallarile rekabeti icab ettirince, dardır, Çay işçi'iğini organize etmek, bil- Yurdun bu köşesini münhasıran çaya b-| gisini köylüye öğretmek, bunun için de, yakmak isabetli bir hareket olur. Nitekim! ber halde rasyonel işliyen bir fabrika ku. İşte defterden parçalar. «Şu delikanlı evlenmek istiyor, karşı- sına birini çıkarmalıyım.. Delikanlıdan da nedense hoşlarmadım; Görünüşte: ya- kışıklı, işi gücü de iyi ahlâkı da mükem. mel amma. Bütün bunlardan bana ne, karşısına Jâalettayin bir kadın çıkara - yım, evleniversin. Hah şimdi gör - düğüm kadın ona denktir, Gerçi yaşı de- Hkanlının yaşından fazla, gerçi oldukça çirkin, gerçi huyu da körü amma bütün bunlardan bana ne? Oldu bitti işte evleniverdi'er. Erkek memnun değil, nasıl memnun olabilir ki, kadın Allahın belâsı, çirkinliği de ca - rine halletmişler. Bir gün bir yerde bu. luşmak için sözleşmişler. Ben böyle şey leri duyarım. Onların buluşacakları gün genç erkeğin genç karısın: sokağa çıkart- tım, Kocasile, boyalı yüzlü, boyalı saçlı kadının geçecekleri yola doğru yürüttüm ve onları karşılaştırdım. Genç kadın, kocasını kolunda « boyalı kadınla görünce evvelâ şaşırdı, sonra bir- denbire taştı. Kocasının yüzüne tükürdü, * «Aman ne eğlendim, Be eğlendim. Bundan bir müddet evvel bir genç er- Boyalı saçlı kadını boyalı saçlarından ya, kaladı. Saç saça, başbaşa geldiler... On- keğin karşısına bir genç kız çıkarmıştım.) an haline gülmekten bayıldım. Bunların her ikisi de güzel ve iyi insan-, mışlardı. Bundan ötesini kendi kendile -/di. Kurşunun boşuna gitmesine de gön- Hm razı olmadı, oradan kendi halinde €- vine dönen bir adamı geğirtiyordum. Kul şan bu adamın kalbine'girdi, adam da öldü. Ölen adamın allest fena vaziyette kal. mış. tabancayı atan külhanbeyini de ya. kalamışlar, hapse koymuşlar. Fakat bun- lar bana ald işler değil. Varsın ne ya - parlarsa yapsınlar. * Bir mektebde imtihan yapılıyordu. İm- İtihana mektebin en çalışkan talebesi gir. mişti, iyi çalışmıştı. her bahsi biliyordu, bilmediği yalnız bir bahisten ufak bi. çaycılığı hızlandıracak olan bu defaki jmak gerektir. Yeni çay kanunumuz kanun bumu da İstihdaf etmektedir. İişin teferrilatını sağlamakla beraber, Ri- Rize hevalisi denizin ratıb iklimi ile zedebir çay fabrikası kurulmasını da der- çay ziraatine çok elverişlidir. Üstelik ©€-| piş etmiştir. Burayı idare edecek müte - mubdaki soğuk yayla İle. Kafkasın Seri passıslar çay yapraklarının toplanmasın- #oğuklarından tamamen mahfuzdur. OOldan ştibaren başlıyan ince işçiliği esaslı derece ki, sıralanmış olan dağlar burayı|,seette yolma koyacaklardır. İşte o za. bir koy gibi çevirerek bambaşka müte -İ yan Rize fidanlığının 926 de başladığı iş (9) Kanunun köylümüz gösterdiği ko - laylık ve tmklnları ayrı bir yanda sırala — mak niyetindeyim. tamam'anmış ve yurdumuz cidden iftiha- ra değer bir davayı başarmış olacaktır, ** lardı, Böyle ince eleyip, sık dokumak, Genç kadın mahkemeye müracaat et dengi dengine vermek pek âdetim de - miş, kocasından ayrılmak istiyormuş, gildir amma bu sefer nasılsa olmuştu. nlar bana ald işler değil, varsın ne ya- Gözel güzel geçinip gidiyorlardı. Onlarla | parlarsı yapsınlar... alay edip biraz vakit geçirmek aklıma| z * geldi. Bir gün genç erkeğin gittiği bir toplantıya bir kadın gönderiverdim. Bu| çuşmuşlardı, kavga büyümüştü Bunlar- kadın boyah yüzlü, boyalı saçla fingirdek | dan biri tabancasını çıkardı, öteki kül - bir şeydi. Genç erkeğin nazarlarını onun İhanbeyine niyan aldığı, tam tetiği çeke - üzerine çektim. O esnada kadını da biraz sırada namluya hafifçe dokundum. İfingirdettim. Oldu bitti, göz göze anlaş » | pu yüzden kurşun hedefine isabet edeme- parça idi. Çalışkan talebeye sual sora » cak olanın aklına çalışkan talebenin bil mediği kısmı sormayı getirdim, sordu. Çalışkan talebe şaşırdı, kem küm etli, İki külhanbeyi birbirlerile kevgaya tu. |cevab veremedi, — Çıkınız! Dediler ve isminin yanına bir sıfır koy- dular, Sınıfında dönmüştü. İçeri giren Ikinci talebenin de yüzüne (Devami 8 inci sayjada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: