15 Mayıs 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

15 Mayıs 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Liyej Almanlar 19 bugünkü harekât nasıl cereyan etti? ——- YAZAN Emekli general H. Emir Erkilet; “Son Posta,, nın askeri muharriri ; 12 Mayıs akşamı Berlin radyosu B: kanın Eben-Emael adlı en modern istih-| kâmını Almanların gizli yeni bir muhs- Tebe vasıtasile zaptetmiş olduklarını bil- dirmişti. Ondan sonra. Almanların, Liyej IÇ kulesini de zaptettiklerini ve köşeleri kırık Nazi haçının Liyejin merkez i Üzerinde dalgalanmakta olduğu haberini verdi. Eben.Emâcl istihkâmı Liyej kasabası- ın 20 Kam. şimal şima! doğusunda ve Massetrichtin 45 Km. cenub batısında, Meuse nehrinden ayrılan Albert kanalı- Rin Maastricht şehri batısında cenubdan Çorba doğru yaptığı kavsi ileriden koru- yan bir ileri fab) yaptıkları | mühim bir mu. san'at sarfederek Maijnovari tahkimat sisteminin en kavemet merkezidir. Bununla beraber Eben-Ewael istü mu Liyej müstahkem mevzlinin müsta- kem dış muhitine dahil bir tabya olmadı. &i için bunun zaptı Liyejin dahı derhul işgalini” netice'endiren bir hâdise olmas | melıydı. Filsaki Belçikalıların, Majino- dan sonra, şe müstahkem muhitlerini bir yana bırakarak Anversten, Maastricht batısında Eben-Emâele gelen Albert ka nalı tahkimatından, Vis& ve Liege şimal ve şark tahkimatından ve büredan da (Namor) kalesine giden Muz nehri tah- kimat ve ser köprülerinden mürekkeb bir asıl müstahkem bat vücude ge lerini bi'iyoruz. Kezalik biliyor çikahlar gone Eben-Emael ve Vi Tinden, Eupen, Malmedi ve St-With de- Busundan Lüksemburg hududuza ve bu. hun batı hududu boyunca cenuba inerek Fransız Majino hattına inen bir ileri tah- kimat hattı dahi yapm d Meri tahkimat hatt: sırf kâğıd üzerinde bir tasar halinde kalmış olacak ki Al arın Liyejin cenub batısındaki Mal- r mevkiini ilk hamlede a'abildiler ve Lüksemburgden Neufehâtean'a doğru yürüyedyidiler. Bununla beraber yukarı- da tarif ettiğim asıl tahkimat hattı filen u, Bunun bilhassa OMastriehte teveccih olan Albert kan; n kavis kısmı ile Eben-Emael ve Visâdek; kısmı “ İsindaki Mast SON POSTA istihkâmları 7/4 te Liyeji nasıl aldılar, Liyej tahkimanm ve 1914 Alman toarruzumu çösterir kroki rieht şehrini zaptederek Al-|jç köşesine in 6 muhtelit piyade Hyası ile bir süva- doğrudan duğruya ri kölordusu hazırlamışlardı. Muhtelit ,piyade livaları 6:7 şer piyade taburile bi- | Şu anda Albert kanalı bölgesinde ve (er süvmri bölüğü ve 3 er sahra batarya: e vaziyeti temamile bilmiyor isek sından mürekkeb idiler. Genera! Fon Em- te kezinin zaptedi'diğim ve mihin emrine verilen bu kuvvetin yekü- fakat bunun etrafındaki tabjaların hâlâ nu 25.000 tüfekle 8000 kılıç ve 124 top idi. mukavemet etmekte oldukların: öğreni- yoruz. Eğer bu haber doğruys Kustos bidayetinde Liege kalesi bert kanal nı harbiyesi Liyejin hazari m kuvvetini 6000 kişi tasavvur et- ve buna 3000 mahalli mitisin katışâ bile bu seferk deratı aras icağını tahmin etmişti. Halbuki Belçika- yük bir benzerlik var.demektir. iler seri seferberlik sayesinde Liyej kuv- Maki 1914 Alman harekât plânda yetini daha bir buçuk piyade fırkasile Tiege kalesinin bir baskın ile yani cebri takviye etmiş ve bu suretle buranın mü- taarrzla zaptedilmesi O kararlaşmıştı.İdafan kuvvetini artırmışlardı Çünkü bu kalenin ve etrafındaki arazi-| Yukarıda bahsettiğim 6 muhtelit piya- ŞUNDAN Bir fıkra ve muhtekir: Telgraim (icad: zamanında bir hükümdar (bunun nasl müm - kün olabildiğini merek etmiş, kendi - sine izah etmelerini söylemiş Bir çok şekillerde izahı etmişler. Hükümdar bir; türlü anlayamazmaş. Nihayet bir ma - beynei: — Ben anlatabilirim. Demiş ve hükümdarın yanına gir - — Telgrafı merek etmişsiniz bü - kiümdarım. Ben size anlatayım. — Anlat bakalım. — Bir köpek yerde yatsa, biri ge - köpek ne yapar? — Femen başın; kaldırır. — İşte hükümdarım. Telgraf da bu- na benzer. Dünyanın bir ucunda bu - İunan kuyruğuna besarlar, dünyanın öbür ucunda bulunan başı tak eder. Mabeyncinin, telgrafı anlatmak için bulduğu misal, bugünkü muhtekiri em- latmak için de çök münasib: Dünyanın bir tarafında bir top pat- lasa. dünyanın öbür ucunda bulunan 0, hemen bafşını kaldırıveriyor. * Okul ve mekteb: Evvelki günkü gazetelerden birin - de altalta çıkan Eki havadisten üste - kinin serlevhası şuydu: «İlik okullarda imtihanlar 29 Mayıs- ta başlıyacak.» Alttakinin serlevbesı da şu: «Resmi Hk mekteblerde» Üsteki havadisin serlevhasından, ilk okullarda imiihanların 29 Mayısta mekteblerde imtihanlerın başlıyacağı yazılıdır. Onu da rio. Diye düşlindüm ve havadisi oku « mağa başladım. ne zaman öğreni « ni Lokanta, bar: «Ecnebi artistlerin işlerinden mene« Gilmeleri üzerine barlar, lokanta ha « avadisi bir lokantada yemeği « mi beklerken okumuştum, Gazeteyi bıraktıltan sonra histeyi elime aldım. Fiatlara göz gezdirdim. —Piat bakımından bar haline gelmiş, hattâ dedim. da lokantalar geçmiş bile; * Bilinen bilinmiyen: Aile reisi evinde, yüksek sesle ga 4 zete okuyordu: — «Pendik bekterioloji o müessesesi müdür muavinlerinden İlhami şarbon hastalığına karşı yeni bir aşı keşfet i miş.» ; Dinleyenler, bir şey anlayamamış «4 lardı. Aile reisi, izah etmek mecburi « yetinde ksldı: Pendiğin neresi oldu“ Iğunu söyledi. bakterioloji'nin nede“ mek olduğunu söyledi. Şarbon hastas lığının ne olduğunu söyledi. Fakat gene pek bir şey anlamamış lardı. Çünkü o, sözünü bitirirken; lâfg dalmışlar; artık onu dinlemiyorlairdı. Bir müddet sonra aile reisi gend yükses sesle okudu: ! yeni bi — Holivudda rejisör...« jörprömie keşletmiş, Dinleyenler anlamışlar; âile reisi öd izah etmek medburiyetinde kalma ş başlıyacağını öğrendim. Alttaki havadisi de baştan sona ka- dar okuyayım da belki orada da ilk roaşl, a Mila | Bunlar biliyor mu idiniz? | Brezilyada Tim- kana (eyaletinde yaşayanlar siga - ralarını maşadar - la tutar Ove öyle içerler. Bu ma - şalar ayni za- manda büyücü- lerin büyü yap- mak için kullan - dıkları bir nevi tılsımdır. Üç metro yükseklikte şapka Tirol'lülerin şap kdisrı o süslüdür. Fakat bayram gün lerinde giydikle - ri şapkalar, süs - lü olmaktan ziya- de garib ve ta - şınması çok güç şapksbardır. Bir şapka ve şapka ümerine ko nulan birbirine ek lenmiş biri kü - yük ve biri daha nin topoğrafik vaziyeti, hudada yakınlığı İde lives: seferberliğin üçüncü günü Eks- büyük ii rmurab- da kuvvetli inşa edilmişti. Çün Ak arın, bu defa Hulandadan ve başhca kuvvetlerile Maas üzerinden Albert kanalına ve Liege'e taarruz edecekleri hesüiba kalılıyordu. Geçen 1914:18 harbinde Almanlar Fe. İemenşr'n bitaraflığına riayet eitikleri $- çin Belçiksda, büyük çark hareketini va- pacak olan en şimaldeki birinet Alman su Aix-Ja-Chape'le'den, Holanda Hu- dudunün cenubunu dolaşarak hareket öt. miş ve bu suretle Liege'in şimalinden Brüksel üzerine yürümüştü. Bu dufa ise, Holanda harb sahasına ( sokulduğundan Alın —. — — Buna üzülmeyiniz, ben seyakatten| wvdet odecek değilim. — Ne demek istiyorsunuz? — Bunu biraz evvel izah etmiştim. Yant.. dönmemek kareril: mi gidi- yorsunuz? — Kaf'i bir kararım yok; fakat Kadri Sertelli ile birlikte biraz çılgınca bir u - şuş yapmak niyetindeyiz. Ölüm muhak- kak değil amma. ben geri dönmiyeceğime kaniim, — Bu kanaatinizin sebebi nedir? — Bunu hissediyorum. — Harbe giden birçok askerlerin böy- le düşündüklerini bir kitabda okumuş - tum; fakat onlardan çoğu sağ salim dön - düler. — Mutlaka onların hissi kah'elvuku - erd Yarı beniniki kadar kuvvetli ve kat'i de -İtürerek şakaklarını sıktıktan sonra dur- ikisi de kendi düşüncelerine gömü'düler. ğildi. — Belki onlar da böyle zanne Yardi, Genç kızın ısrarı karşısında Halük a -| sabileşti, — İstikbalden korkmarıanız lâzım gek diğine, kat'iyen dul kalacağınıza eminim, diyor - «-İLiyeji baskın'a ve cebri hücumla ve bilhassa harici muhit tabyaları aralı rının sulh zamanında siper, istihküm ve mânilerle doldurulmamış olması bu kale-| nin cebri bir hücum ile alınabileceği fik- rini Alman erkân harbiyesine vermişti. Bunur'a beraber 1888:1891 arasında asa) olunan tabyâların bizzat kendileri kücu- mü cebri ile alinamıyacak kadar kuv- vet'i ve modem idiler, ! Bizzat şehir açık yani içinden müda- faasızdı. Bununla eski bir şehir burcu © lan belediye dairesi ile bir de eski iç kale vardı. İşte Almanlar bu halde bulunan zapt tefrikası: 12 Zeynebin yüzü kıpkırmızı oldu, — Bon kendimi düşünmüyordum. — Öyle mi? Çok nazik ve iyi kalblisi- DİZ... — Kat'iyen! Çünkü' bu işin benimle İalâkası yoktur ve olamaz Fikriniz esa - sından saçma ve olmıyacak bir fkirdir. Sinirli bir hareketle elini alnıma gö -İ birbirinin gözlerinde kaynaştı ve tekrar Zeyneb kelimesinin yanında « gün, dalgın bir sesle ilâve etti: yada İdi) bölgesinde hazırlanarak Belçi- iasapel-Ma'medi (burası 1914 de Alman kaya girecekler ve ateş tutmiyan derin vadileri tekib ederek gecenin karanlığın- dan bilistitnde harici tabyaların araların- dan geçecekler, şehre ve şehrin muha- bere tesisatına hâkim olacaklardı. Filva- ki, Belçika A'man Ülümatomuna ved 0e vebı verdiğinden Belçikaya tecavüz müsa ödeşi Alman kıtantına 3 Ağustos öğleden sonra verildi ve Alman kıt'alarınm Liyej üzerine yürüyüşleri 4 Ağustos sabah;| başladı. Muhtelit piyade livalarınn fleri- (Devam 7 nci sayfada) Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand Mademki bugün sizin için en mühim olan! şey içtimai vaziyetinizi dözeltmek, ken - dinize bir isim bulmaktır... Bana gelin - İce, dünvada hiç bir şey beni alâkadar e-)rum. demez artık... O halde... Sustu. Zeyneb başını kaldırarak ona; baktı; meyus, ümidsiz, sinirli bakışları ! Pastahane yavaş yavaş boşalmış, tek - badan ibaret olan bu bayrimlık ser puşların boyu üç metre kadardır. * Neptün'ün sarayı Eski gemiciler, Deniz İlâm Nep tün'ün sarayının hettrüstüvada oldu« ğuna İnanmışlardı. Bir gem! hattıüs 4 tüvadan geçerken Hütün gemiciler dus ederler ve Noptün'ün himayesine siği Holanda yedekçileri mütemadiyen pipo içerler. Ve kat'ettikleri messfele- ri pipolatı kaç defa doldurduklarına göre hesablar, yedek ücretini buna gö- re tayin edip isterler narsk denizlerde seyahat ettiklerini Nepiln'e işitürmek maksadile yüksek sesle bağırırlardı. z miyorsunuz. Bundan maada, fona kalbli, hırçın bir Naciye var ki, üvey ana ve ba- banızdan kalan bir kuruşa dokunduğunuz takdirde sizin izzeti nefsiniri rencide # decek sözler söylemeğe harırdır. Mağrup sl“uğunuz için bunu da hoş göremiyor » sunuz. 'Tahsiliniz varsa da tecrübesizsiniz, İş aramağa karar verdiğiniz halde heniz nereden başlıyacağımızı bilemiyorsunuz — His bakımından bittabi hayır; böyle ve kendinize bir İş sramağa gideceğiniz bir şeyi tasavvur bile etmiyorum. zaman tanıdığınız ismi başkalarının sahfg — Ben de sizinle evlenmek istemiyo - bir isim tellikki etmesinden korkuyorsu' İnuz. Vetkasi!, hakikatte ehemmiyetli ole kündinizi İsirdenbike kığakuçmman, gli ii M1 ein arumtalar içiede GEBE yada yapayalnız duyuyorsunuz. Güva BP müsterih olacağınıza ve bu istiraha » , Çelikka - tin size yaşamak için mücadele etmeli bir kuvvetini vereceğine kanisiniz değil miğ, Zeyneb hafifçe güldü. — Biliyorum, Sizin vaziyetiniz şudur: nad» m mevcudiyeti sizi muhayyel takım müşküllerden kurtaracakmış gibi! — Böyle bir şeyi kabul etmek icin be-| yar dolmuş, giden müşterilerin yerine ye. | Nusret Beyin babanız olmadığımı düşün-! — Duygularımı ve vaziyetimi pek iyi Bim bir çılgın, bir deli olmaklığım lâzım... Hayır, bunu yapamam... imkânsız, gülünç, acayib bir şey bü... Halük ağır bir sesle: — Bunun ne ehemmiyeti var? dedi. nileri gelmişti. Zeyneb yavaş bir sesle sordu: — Fakat, benimle cidden evlenmek is- temiyorsunuz değil mi? mek sizi hırpalıyor, korkutuyor. Diğer tahlil ettiniz... Fakat burada, şu masa taraftan, kanunen onun ve Saide Hanı - başımda oturup bir yabancı ile bunlam mın müiraslarına hak kazandığınız halde münakaşs etmek ne gülünç şey Yarabbi l bunu gayri meşru addederek kabul et -; (Arkes: var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: