22 Mayıs 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

22 Mayıs 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a o AMA "—.. İki harb arasında Yazan: Muhittin Birgen ocukluğumdanberi Oo gördüğüm harbleri saymıya lüzum görmek- Bizin şuna dikkat ediyorum ki ben, şeh- san dünyanın iki büyük mücaddesini #bütün varlığile ve dikkatile yaşımış olan Türklerden biriyin. Bizim babalarımız gibi, biz de harb felâketleri içinde veya- bud, İclöketli harbler arasinda d İŞ Ve öyle yaşamış bir nesiliz. Ümid ve te - menni edelim ki, çocuklarımız bizden a türlü yaşasınlar ve mes'ud yünler 5 r, rı İlerlemiş insanların en çok rı şeylerden biri de arada bir; ar- kada biraktıkları günlere ve hattâ devir- İere bakmaktır. Ben de dünyanın en İ Bir tek bilgiye bütün esus ve telerrüalile mutlak olarak sahib olmek, birçok bilgiye sathi şekilde malik güçtür. Bunun içindir ki bir tek şeyi bilirim diyeni a2. hor olmaktan Oo mevki edinmek mi Kıymet nedrettedir, ber vakit aranmak, hürmet > olunuz, fakat o meslegi bütün esaş ve teferrintile öğreniniz. salda bir zerre Z istiyorsunuz, yalnız bir mesleğin adamı Sözün kısası Lâ râhate fiddünya! E. Ekrem Talu B ugün yazıma başlık olarak #wllan — dtfem “a areben sözü seriaren ev. vel söylemiş olan zat başım mezarından el. dırsn da, bir de dünyam şimdiki halini yör. seli, Küreisrzn her bucağı, yedi İklim dörü köşe hilkrtlenberi misli görülmemiş bir bu, susuzluk içinde üzülüp, kıvrdnıp duruyor. Gene de Allaha şükür, motörlü Kıtanlın e #cl tazyikinden, biner Kiloluk ayarlı bom « balardan, tepeden inme beşinci kollardan falan flün, beşerin büyük bir kısmı heniz uzak bulunuyor. Bununla beraber yer YÜ. zünde hıçbır ferd yok ki: — Endişeden varisteyim. o Elhamdülüniy buzum kurudur! diyebilsin. Kafalar ve &inirler öyle bir imiıhan geçir. mekis ki, bn işin sonunda selâmele Çıkar. sk dnbi İzmarhaneler ağam almıyacık. “Kimse ile doğru düzgün Jâf edilmiyor. Rad yoların müzik fasiları bödava çalıp duru vg a — balaye | #eyden anladığımı iâdin edeni müyonlarca buluruz. Biri ç Dünyanın her köşesi gizin iin bir tarladır. her yerde ekini. |yorlr diyen kim Herkesin, hepa LAN i y 4 b ira ilirsiniz. İden beklediği harb haradizi. Ajans haberle, Tum ve eski harblerle bu defaki harb es-| ,72(4:2. öteki kum tarlasında serredir. KE yanki büğlür başlamaz kulaklar kirişte, sinirler G£ masında Türkiyenin vaziyetini tetkik edi- yorum. Yaptığın müşahedeler içinde bir #anesi vardır ki bilhassa enteresandır; bu- gün ondan bahsetmek isterim. * Eskiden, harb denildiği zaman. umu - miyetle imparatorluğun hayatı sekteye uğrardı. Bir kere, Avrupada harb olsun da bunda Osmanlı imparatorluğunun bir yeri bulunmasın, bu, pek nadir bir şeydi. Baniyen, bir harb zukur ettiği zaman da İmparatorluk bununla alâkadar olsun ol- masın, derhal memlekette hayat bozulur. du, Harb hududlarımıza yaklaştıkça bo- zulma hâdisesi büyür. genişler, büyük hisbetler alır, uzaklaştıkça da hafiflerdi. Geçen asırda, Osmanlı imparatorluğu ne zaman harbetse, memleket içinde türlü türlü maişet afetleri zuhur eder, kıtlık- Jar olur, sefsletler görülürdü. Bu umum! mülâhazaları böylece kay - dettikteri sonra, şimdi Cihan Harbine ge- çiyorüm. Cihan Harbi zuhur ettiği sıra - Yarda Türkiye, iktısadi hayatının en boz- gun devrinde bulünüyordu. Bütün eski istihsal kuvvetleri kurumuş, teşkilâtları çözlilmüş, memlekette yeni bir iktisat devri henüz başlamıştı. Bunun için, Cihan Harbi, ilk hamlede büyük iktasadi zaru - retlerin üzerimize çük zamanı yaşamış ol Jar: Her şey. hat en eski ozamanlardanberi maddelerin tedariki bile müşkül olmuştu. Hattâ Türkiyede bol olması lâzım gelen #kimek dahi bu arada zikredilebilir. Biz bu defaki harbin harlcindeyiz. Fa- kat, Iktisadi münasebetleri lâ! bakımın- dan bu defaki harb ötekinden çok az mü- €ssir değildir. Eğer Türkiye, eski 'kiye olsaydı, yani, Cihan Harbindeki vâziye - tinde bulunsaydı. bugün ne çok ihtiyaç maddelerinde zaruretlere uğrıyacağımızı tasavvur etmek çok kolaydı. Halbuki, çok şükür, bugün memlekette, birkaç muay- yen madde Teüslesma, her şey vardır, bik- bassa yiyecek bol, giyecek kâli ve her şey bulmak kabildir. Hattâ Yürkiye har- be girmiş bulunduğu takâirde bile deği - Holandayı terkeden Askerlerden biri Son Holanda is tilâsı dolayısile Londraya (o kaçan mülteciler arasin - da birçok da bah - riye efradı bulun- maktadır. Resim- de bir şey yerken gördüğünüz deli- kanlı da, askere alındığından ye- rm sasi sonra, Holanda başkumandanmın «Ateş kes» emrini vermesi üzerine terhis edi)- miş ve doğru mü'teci kafilesine karışa - rak, iki sene evvel nişanlandığı sevgüi- sine kavuşmak üzere Londraya gelmiştir. Amerikalılar radyo ile harb gürültülerini işitmek istiyorlar lin radyosu bir ikl defa radyoyu harb sephesine branşe eylemiş ve dinleyiciler mükemmel surette top, mitralyöz, tüfek, motör seslerini duymuştur. Bu emisyon fevkulâde muvaffakiyet (o kazanmıştır. Yalnız Berlin radyosu bunu evvelre ha. ber vermediğinden Amerikada işitenle- rin sayısı pek yüksek olmamıştır. Halk Amerikanın en büyük radyo kumpanya- larından birine müracaat eöcrek Berlin ile anlaşmasını ve bu neşriyatın tekrar ve muayyen zamanda yapılmasını taleb İ etmişlerdir. Pariste verilen alârm işareti Amerikadan dinlendi Alman taarruzu başladıktan sonra Ber | ! , İ ! Sabahtan sabaha İlk hız ve son Söz Fransız başvekili Reyno'nun vatan. daşlarile saler için and içtiği anda Pramiz orduları düşmanı ileri ha- reketini durdurmak için göğüslerini siper ediyorlardı, Yaziyetin vahim ol, duğunu, fakat Fransız kanına ümid bağlanacağını söyliyen Reyno mütte- fik ordular zaferinin medeniyet dün. yası için de bir zaruret olduğunun #iâ, ve elfi, Alman kdilüsinm masum ve Mes'ud milletler için me ağır esaret olduğunu itiraf etmekte talyadan baş, ka hemen bütün meskün arz mülta, diktir, Hâdiselerin şekli ve istilâya uğ- yayan memleketlerin hali de bunu is, bat etmektedir. Alman zaferinin İtal ya için me âkıbetler hazırladığın dü- şümmek © swleri kolaylaştırmak isti, yenlere veysbud temenni edemiere düşer, Bugünkü barb silâhlarının te. sirinden binlerce mil uzaktaki Ame. rikallarin bile bu. müğitemel zaferin ne tehlikeler getiseceğini (düşünüp müklefikler safa #tihaka hasırlan- malar vaziyeti en miibin olanlara anlatmağı kâfidir. Bu Cermen selini Avrupada tufabi, lecek yeğine baraj bufün garb cep- hesidir. Bu cephenin ne tehlikeli an. lar geçirdiğini bütün dünya haşvetle görüyar. Frandiz başvekilinin deüiği gibi vaziyet velhimdir. Bütün ünmld İngiliz mad ve sebatile tarihi Fran, sız eroizmine bağlanmıştır. OI9IR de Yerden önlerinde ayni istilâiya (sed geken bu Jki kuvvet Kayzer Alman. yasını pef ciğirmişti, OBeçün ayni kuvveter ayni düşmanla göğüs göğü. sedir, Öryhenin bir Arnahında war- kom .gibi peyda vinn Almam kuvvet, leri yayılmak için Bütün kuvvetlerini sarfediyelar, Askeri O mütehassıslar müttefik orduların bu gediği kapat. muk için vakit Se fırsat bulacaklarını söylemekte mütdefiktirler, Alman etkâni harbiyesinin geçen Vatanından kaçan bir Holanda artisti Holandalı tiyat xo artisti İlona Ri- cardo, Almanla - rm vatanımı istlâ- w Üzerine altı düz bir sandalla Şimal denizini (o geçerek Londraya (kaç - mıştır. Artist on dokuz yaşındadır. «Hayatım müthiş) bir macera ile geç- ti, bakalım bundan sonra neler görece - ğim?.> demektedir. İsmi tarihe geçecek bir kumandan Holânda ordularını idare eden ve son hâdiseler dolayısile bütün efrada muha- samatın durdurulması emrini veren Ge - neral Winkelmandan 1940 barb terihi hiç şüphe yek ki büyük bir sitayişle bah- sedecektir. General Winkelman, uzun boylu ve geniş omuzlu İevend bir askerdir. 64 ya - şında olmasına rağmen. hiç göstermez, ve herkes kendisini ell yaşında sanır. 1934 de fırka kumandanı iken tekatld ol- muştu. Fakat Holanda askeri tedbirler slmıya başlayınca, tekrar orduya girdi ve Utrecht hava kumandanı oldu. Bu yı- Nın 8 Şubatında dâ başkumandanlığa ge - rildi. Bir İngiliz ressamı tablolarını nasıl satıyor? Albert Perry adında bir İngiliz ressa- İnbildığıne gergin, çöhreler asık. Spiker ko nuştukça tırnaklarını yiyen, yüzünü buruş aran, için için küfür eden mi isterainiz? Yaz geldi. Kımsp ne yapacağını, nereye gWeceğini, oturduğu yerden Kımıldanıp Kıs mıldanmıyacağını kestiremiyor. Yiyecek, gerek, giyim fiatları wsul usul, akisi sinsi fırlamında. Bu kadarına ihlikâr denilemez. miş! Hele ay başında, masraf yekünunü top“ layın da, görün biri Bu hal sade bizde mi? Hyır? Cümle âlem ««yni vaziyette. Gene en ehveni biziz. «İl Me gölen Göğün bayramıdır.» diyen â“ talarımız «gelene İn böylesini görmemişler, anlaşılıyor. Sayı hastalıklar vardir ki, &m san birkaç gün hayat ile memaf arasında; kaklıkları sonra kurtulur. Diğer taraftan heş akşam topu bir iki derece harareti yüksel. ten ve kale almmıyan miskin, mendebür rü. batsızlıklar olur. İnsanı yavaş yavaş yıp« randırır ve neticede öldürüverir. Bizimkisi bu neviden. Hasılı kelâm senelerdenberi rahat yüzü görmeğik.. Şöyle, can ve gönülden bırf «Ochi: çekip yan gelemedik. Bu Nusursuzluk içinde hep rahmetli Sü « Jeyman Nazifm sörü kulağımda çınlıyor: BİŞ gün, üstad: — 98 hatbinde bize; «Kâllın e; ehli va | dan! dediler, kolktır. Bir daha oturmağ nasib olmadı! demişti. Yeni vergilere dair izahname Ankara 21 OHususi) — Yeni vergilere dalş kanun Haziran başında tatbik 0 Maliye bu hususta bi: izahname hazırlamak) tadır, Milli Piyangonun 30 Ağustos Zafer bayramı keşidesi Ankara 21 (Hususi) — MiH piyango 90 Ağustos Zafer bayramı piyangosu keşidesini İsmir fuarında yapacaktır. Belçika hükümetinin merkezi Havre 21 (A.A) — Belga ajansunın mı tablolarını satmak için yeni bir çare| bildirdiğine göre Belçika hazırlarındanı bulmuştür. Sergilerde tabloların fazla | mürekkeb bir heyet bazı idari meselele « rağbet bulmadığını gören ressam yedi a-iTin balli için Saint - Adresss'e gelmiştir dam ile bir Kadın tutmuş, bunlara tablo. Fakat Belçika hükümetinin merkezi hes şecek bir şey olmıyacaktır, İşte, benim yaptığım enteresan müşa - bede budur ve bunu bütün vatandaşları- mın bu suretle görüp memnun olmelarıni harbde olduğu gibi Fransayı İngiliz muakakından ayırmak için küvvet sarfettiği anlaşılıyor. Müttefik ordu. 12-13 Mayıs gecesi Pariste verilen a- Mirm işareti Amerikalılar tarafından din- lenmiştir. Alarm işareti verilir verilmez Paris #adyosu sesi Londraya (geçirmiş, nüz Belçikada bulunmaktadır. isterim. Cümhuriyet devri, büyük yok - sulluklar içinde tesellüm ettiği memle - keti, kuvvetlerinin bötün noksanlarına ve giriştiği işlerin bütün müşküllerine rağmen, birçok iktisadi kuvvetlerle techir ihtiyaçlarında barice tamamen muhtaç bir halde bırakmıyacak derecede inkişaf etmiştir. Bunun ne büyük bir eser oldu- Bunu anlamak için Cihan Harbini gör müş olmak kâfidir, Bundan dolayı gönül ister ki Cihan Harbini görenler, o günle bugün arasında gördükleri farkları genç nesillere anlatsınlar ve onlar da bugü- nün kiymetini ve devrin nimetlerini iyi takdir edebilmek #bkânlarını bulsurlar. * Bu müşahededen bir de ders çıkarmak iktıza eder: Türkiye iktisadi kuvvetleri- ni canlandırmağa bir kut daha ehemmi - yet vermelidir. Elimizde bir Karabük bulunmakla neler kazanmış olduğumuzu şimdi anlıyahlliriz. Yarın bu Karabüke ve onunla beraber şuna ve buna ve öte- kine daha birçoklarını ilâve etmemiz 18- zımdır. Genç nesiller. Türkiyenin Cihan Har- binden sonra yetişen vatandaşları, bu yo'- da bizden daha kuvvetli yürümeği unut- mayınız ve bizden deha çok çalışınız. Çünkü, sanayisiz bir memleket için, ba- yat, istikbalde daha müşkül olacaktır! (Londra a Nevyorka vermiştir. Bu'su- retle Amerikalılar Pariste tâyyare hücu- munda işililen gürültüleri mükemmel su- rette dinlemişlerdir. Bu emüsyen Ameri- İkalıları fevkalâde alâkadar eylemiştir. İki milyon ayakkabı Son seneler içinde toplan verilen sipa- rişler içinde bu kadar mühim bir yer tu- tan olmamıştır, denilebilir. Geçenlerde Fransiz ##keri levazım dairesi İngiliz #abrikalarından (birine 4 ay içerisinde teslim edilmek üzere tam iki milyon kun- dura sipariş etmiştir. Bu münasebetle İşuna işaret edelim ki son zamanlarda ik- tısada riayet bakımından az hayvan ke- şildiğinden derilerin fiatları hergün da. ha fazla yükselmektedir. Bu iki milyon kunduradan maada bu fabrika İngiliz #otasikletçileri için de 500.000 çizmelik bir sipariş almıştır. İSTER Gazetelerden biri söylüyor: olarak telâkki edilmelidir.» İSTER INAN, «— 'Türk altınının kıymeti 23 Tiraya çıktı, fakat bu yük- seliş tabii değildir, daha ziyade bir spekülâsyon neticesi INAN, seçen harbde yaptıkları gibi bir ya, yılma ve derinleme pini De muka. bele cliyürtar Ki vaziyet merközle. rinden uzaklaştıkça rayıflıyan Alman ordusu bir cenah hareketinden çeki- merek gene gecen harbde olduğu gibi : soğukkanldığma karışan Fransiz e, merjisidir. Geçen harbâe de ilk hız Al. marlarm san söz müttefiklerin «e. muştu, Baskan ' Cahid bed mi 167.000 Kadın şapkası Geçenlerde Nevyorkta bir kadın eşya- s: sergisi açılmıştır. Bu sergi büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Bir günde 167.000 Türk Tiralık şapka satılmıştır. Bu şapkaların kadın şapkaları olduğunu i- zaha hacet yoktur. ISTER ISTER Meslekdaşımız bir bakımdan haklı, bir bakımdan da haksızdır, fükat biz bu poklanın münakaşasını bir kenara bırakarak aldığımız bir telgraf haberini kaydedelim; — 'Türk altınının kıymeti Suriyede 40 Tiraya çıkmıştır. larını vererek Londrada pokak sokak do-; laştırmıştır. Kendisi de beyaz gömlek gi! yerek ve ellerinde fırçalarını tutarak; başla yürümüştür. İlk günü bu suretle 5| tablo satmağı muvaffak olmuştur. Tayyarecilikte mavi gözlerin ehemmiyeti Gözlerin renginin insan fzerinde tesi- ri olup olmadığı meselesi şimdiye kadar ortaya atılmamıştı. Şimdi bunu ortaya çikaran bir İngiliz mecmusmdır. Bu mec- muaya göre harb başlıyalıdanberi cesu- rane bir surette çarpışan ve bu yüzden muvaffakiyetler kazanan İngiliz tayya- recileri hep mavi gözlüdürler. Buna isti- 'nâden, İngiliz kumandanlığının tayyare şubesi büyük hava akınlarma tercihan mavi gözlü tayyarecileri sevkeylemeğe karar vermiştir. INANMA1 INANMA! Atina ajansının bir tekzibi Atina 21 (A.A.) — Atina ajansi bildik riyor: Yunanistan ile Türkiye arasında siyasi mahiyette müzakereler cereyan ettiği hakkında Bulgar gazeteleri: tarafında istinsah edilen haber asılsızdır. Ehemmiyetle malüm oldüğüu üzere Türkiye le Yunanistan hepsi de neşredil. miş elan bir seri anlaşma Üzerine mües?câ çek sıkı bağlarla urun zamandanberi bir. leşmiş bulunmaktadırlar, —earas mera meer emen snee sar sensen sane seen anemmmmmmme been TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: