13 Temmuz 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

13 Temmuz 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vi rai yil 2 Sayfa © Başvekil dedi ki (Maştarafı 1 imei sayfada) — refalım korumaya mate olan tedbir : iyetle söyliyebillirim ki, müş - a e Tün vatandaşı meye dsünü kuburterak vazi — i | lütmez yürümekte İĞ imanla dole gö iye koşmaktadır W Siyasetimiz dürüst ve açıktır İE Sayın arkadaşlarım, İM Son günlerin hödisatı arasaıla dikkat na © annızı çektiğini şüphe eti bir e © İesinden eğim: Bir ecnebi ajansı Ür takım vesikalar meşretmekir ve arala - oda Türkiyeye taalliku olaninr da bulun- Kaktadır. Bu ayın üçüncü günündenberi MWE takım ecnebi gazetelerinde vesika neş - Üyatile bember bu vesikalara dayaman ya - Ölür yazılmakta ve propagandalar yapıl - Gi r. Vesikalarm doğru veya yankı m İletini ve hükümetini hiç bir ek mahiyette de ; ife uğramadan meşe * Üjilsin. Çünkü dü iyasetimizden Min olduğumuz için, neşredilecek herhan- İÜ bir vesika bu dürüst siyasete yeni delil- er ilâvesinden başka netice vermez... Fakat, bu vesikalara fatinad çi Tür samimiyetsizlik isnad edenlere ve ül içbir zaman maksadlarına hâdim bildikleri Türk vicalini zede - anlara verilecek bir tek cevab Bugünkü Türkiye cürümüs Osmanlı İmparatorluğu değildir Sayın arkadaşlarım. : Türkiyeye ismadlarda bulunarak tesir “yapmak istiyenlerin unuttukları birinci nok- , bugünkü Türkiyenin. öhnüş ve çürümüş #Osmanlı İmparatorluğu olmadığıdır. O de- Mvirlerde bu gibi tesirler muharriklerine fay- Hin verirdi. Fakat, bugünkü Türkiye, ondan İcok uzak ve çok ileriye doğru yol almış bir “mevcudiyeti İ© Pek iyi bilirsiniz ki, bötün bir hesumet İtihanı, hatin köhse imparatorluk badları - in da iştirakile Atatürke karşı koymak is İtediler: ve Türk milletine syalarz onu bi- Stekırsa kurtulacağmın söylediler. Fakat Ü'Törk milleti onu tuttu, onun tarafını tattı Üye ötekileri reddetti. Netice de mnlüm. Bü- İitön varbığile hür ve müstakil Fürk illeti, begin bu kürsüden her arzusunu söylüye - İbiliyorm. o mücadelenin eseridir. Biracna- ileyh, Türkiye Cümhuriyeti ricalinin kalma- İG ötmesi, oturmam. kalkmam ancek Tür MXiye Büyük Millet Meclisinin kararile olur. YAnenk orun tasvibile tekemmül eder. rü Her işde evvelâ Türk MX kinci nokta da, bugünkü Türk siyasi xi imi eye faa karen gezin 6 ere yar bir veli ve bir prog- amı vardır: Her işde evvelâ Türkün men- İsati, Türkiye Cümhuriyetinin selâmeti, Bu İf inun yarında, bu menfaat ve selimete uy- İNeun gelen dostluklar. 2 e, aaym arkadaşlarım, bötün bu pro - ndalarda eksik düşünülen bunlardır. İ 1 ii Türkiyenin vaziyeti ÜN Şimdi, bugün Avrupanın içinde yuvar - 8 landığı bu hal karşısında Türkiyenin vazi- Meli ne olacak diye düşünenlere cevah ve- 1 lgteceğim: M8 Türkiye, dontluklanna sadık, kendi in - Miğiklal ve hürriyetini müdufsaya karar ver- W85iş tek bir vücud halinde vukunta intizar #tmektedlir. 5 Biz, hiçbir zaman me tahrik, ne de kom- Mialarımıza taarruz düşünüyoruz Kamşula- mızın da ayni hi: tta olduklarının ba- delillerini memnuniyetle görmekteyiz. 5 gayemiz, vatanımızın mahfuziyet e milletimizin selâmeti ve zarardan vika - çi a ir. Türkiye Cümhüriveti hükümeti, M8 hiyük Meclisten aldığı direktif dairesinde ahamakta, arrettiğim esaslar üze“inde son iy le hassas bulunmakta ve günün i - X © ablarına göre tedbirlerini almaktadır. Hü. iv iz © kanmattedir ki, simdiye kadar X deği tedbirlerle, birçok vak ka r tekaddüm etmiş ve memleketin > ğını müdafaadan ibaret olan bu yelda b kte kat'ivetle musir bulunmuştur. T e İ görünmemekte ve bütün devletlerle ve İğ — komsularile iyi münasebetleri i - « me hususundaki azminde BM Türkiye Cümhuriyetinin isiklâline © ve Kk İsk vatanının bütünlüğüne zarar verecek Çi gö sonuna kadar vatam müdafaa etmek İ © iri b , 5 | ; ik Sonuna kadar vatanı müdafaa İ Dünyanın bu kararsız vaziyetine rağ memleketimiz yakın bir tehlikeye ma- Bunu, tebaröz ettirdikten a, Yakınşarkta sulhün bozulmasına ve b etinin buralara kadar yayılma - 3 biç e zaman (taraftar olmadığımızı İşbogüne kadar da bu maksadla çalıştığı bir kere daha tekrar etmek isterim, arkadaşlarım, ğ rannediyorum ki, hikâmetinizin ip ettiği siyaset, ve kendisine verdi - Wi direktife mutâbikter. Bunün öyle olup b #tadığını reylerinizle * izhar buyurmasız Z © iğ : ön e e ölür - Ox, e, olani işlerinde daha neş'e şalışmak ki < ve . Avrapa gazeteleri: — Bu muharebede yepyeni silâh hemen hiç kullanılan yeni silâh eskinin slah edilmiş doğrudur, düşününüz: Uçurtmayı balon; balonu, sevki kabi bulon, ou da tayyare takib etti, tayyareni yapam görüldü, at arabayı, araba otorob tank da gezen kaleyi doğurdu, Bez biri de meydana çıktığı zaman yeni saldı. İstanbuldan ayrlrken bana bir başka vazife daha verilmişti: Pariste birçok tale- be vardı, bunlardan bir kısmı hukuk bil - gilerini genişletmek ve ileride yüksek tah- sil görmüş Yusuf Kemalin nezareti altında bulunuyor- da. Onun kadar ciddi ve vazifesine büyük bir ehemmiyet ve salâhiyetle merbut bir zatın riyaseti altında bulunan gençler için emin olmak lâzımdı. Kendisile görüşerek, ben sormaksızın vermek lârfünde bulundu- ğu izahat ve malümat ile, talebesi hakkın- da kâfi bir fikir almış oldum, fakat o: — Talebe de sizi görürler» menınun olurlar, kendilerine irşadatınızı dinlemekten de is- fade ederler; diye nazikânc bir ihtarda bulununca Luxenbourg bahçesinin muay - İyen bir noktasında buluşmak üzere karar verdik. Gafil davranarak bu telâkinin yün matini pek sıkışık - e'mnranar göç ve bir ecnebi diyarında Vatana hizmet etmek üzere çalışan gençlere neler söylemek Jâ - zmasa o mealde ancak on dakika sürebilen bir hitabe irad ettim. Ve söylerken onlara baktım. Hallezinde, tavırlarımda öyle iti - mad ilham eden bir mana vardı ki evvelce haklarında alınan malümatı tarmamile te - yid ediyordu: onlar beni hiç bir kelime söylemeğe lüzum görmeden dinlediler, ve hemen mühim bir mev i mülâketa yetiş- mek üzete kendilerinden ayrılmak mecbu- siyetinde olduğumdan bahsederek bahçe- den çıktım. Bu gençler kimlerdi, sonra ne oldular, hiç bilmiyorum. Yalnız o gün ken- dilerini böyle istical > terkedişime sasınış olacaklardır. Birkaç güm sonr içlerinden biri bütün rekifleri namına bara güzel bir ti gönderdi, hüviyetini tasrih etmiye- rek... İstikbal hakkında şüphelerinden, mem « lekete avdet edince orada kendileri için mukadder olan vaziyetin meşkükiyet müphemiyetinden öyle bir doğru muhai me ile, ve o nisbette güzide bir i bahsediyordu ki o günün kısa » ve ke ki katına bu en mantiki bir hatime vermis oldu. Av- detimde bu mektubu mevzu ittihaz ederek bir makale yazıp nesre m. Öyle inanmak isterim ki onlar vatana dönünce şphelerin- | den ve korkularından kurtulmuş olsunlar, Diğer talebeye gelince: Bu, acıklı bir hi - küyedir. | Onlunn da nezareti Paririn tanılmış şah- siyetlerinden Dr. Blandel namında bir zata havale olunmuştu. Bn zat gelip beni ziyaret etti. O da talebe hakkımda malümat verdi. Hemen bütün tnlebayi tetkik etmi, halleri, hareketleri hakkında fikirler poyda etmişti Uzun izahat verdikten sonra gülerek: — berdevam bu. | Ben ne yapabilirim? dedi; essen buraya | bakılmın olan meb'unlardan, muharrirler - İSTER — Bir odanın fiatı 6 liradır. Lokantanın, ia cıkılmaz, gazinosuna Buna rağmen gördüğü deli bir programla çalışır, mümkün dediler. — Simdi bir de resmi elde bulunan Floryayı düşününü İstanbulun en güzel denizi ve belki bütün şarkın en kasan buradadır. Evvelce bir viraneydi. Şimdi himmetile, e! Fakat e İSTER Herkese lözm olan, fakat henüz hiç kimsenin hatırına gel- miyen yepyeni bir şeyi yapmak, yapana define kazandırır, tah- “xi kuvveti çok fazla yeni bir silâh yapmak da yapan millete zaler temin eder. Fakat bellki yarım asırda bir defa münkün obur. Buna mukubil mevcudu tanınmıyazak derecede değit yerek ıslah etmek daha kolaydir. Hemen hemen ayni faydayı temin eder; birinci şık için belki «Dehâ» lâzımdır, ikinci şık için yalnız görmeyi ve düşünmeyi bilmek yetişm. görülmed şeklidir. r, ıl in de dalma hücum ili, otomobil tankı, Pariste Ahmed Rıza ile mülâkat ekkeb davetliler toplan- den, ricalden YAZAN veee dım. || ayd lerilen talebe hakkında hiç bir ma'kül miliy: yö kaide tatbik olunmamız. Pek rica ederim, bir gün evime kadar geliniz, onları da da- vet edeyim. Hem haklarında tutulan sicil varakalarımı zsünüz, hem kendilerile mütalermm isabetini için tekerrür etti durdu. * Parise gelip de, İttihad ve Terakki hü Bu yemekten, ev sahiblerinden, misafir- lerinden büyük bir memnuniyetle, fakat ta- lebe için pek ncı inubalarla orsdan ayrıl - İstanbula avdetimde ihtisasatımı hem | söyledim, hem her vesile ile yazdım, Ne ası var? Ayni facia daha böyük bir asta kafile kafile Almanyaya gönde - rilen ve heder olân bedbaht Türk çocukları minda tayin örme” A Giği bir zamanda | INAN, İstanbul plâjlarından birinin gördüğü müstema rağhetten bahsediyorlardı. Hem de otel, lokanta, gazino veya herhangi bir ihtiyaç bakımından ateş pahasına olmasına rağmen: tesna rağbetin sebebini sorduk: — Hususi bir müessesedir, senelere taksim edilmiş uzun va- olduğu kadar den geldiği kadar çalışmasile bir mamsure oldu, iNAN, birer birer görüşür, takdir edersiniz. Ve böylece bir günün sabahını büsbütün bu işe tahsis ettik. Banlevard Haussman'da pek güzel ve pek iyi mefruş bir dairede ika- met ediyordu. Evvelâ talebe hakkında pek muntazam tutulmuş malümat varakalarını gözden geçirdim. Bu varakalar gösteriyor . ete her ay binli isi sakatlarla dolu muştı? k En evvel nezaret vazifesinin galiba Pa « #sin resmi temaşagühlarından birinin tabibi olan bir zata tevdi edilmix olmasına itiraz Jedileblirdi. fakat kendiyine tevdi edilen ta- İebe hakkında bir #kir ed faz siliniyor ve bütün mes'uliyet onları in- tihab ederek Parise kadar gönderen hü - 1m si lagrm ediyordu. Santlerle devam eden bir geçid resmi basladı: Talebe ile birer birer, “ eörüştüm. lerinde neler vardı? Yıldızın meshur har | fiyelerinden birine tercümanlık eden ve tahsil çağını çoktan geçmis, İstanbulda her- esçe tanınmış bir Ermeni genci. Teganni | tahsili için gönderilmiş kırk yaslarında bir musevi kadını, Memlekette tahsil devrele-| tini atlıyamamış, nihayet kim bilir nasl tavsiyelerle, himayelerle Parisin eğlence jlemlerine atılmıs sekiz on muhtelif ırklar - dan çocuklar... Üç beş tane hafif ümüd ve- ten gençten başka hemen bütün bu telebe bende azim bir hicran doğurdu. Bu talebe isi, daha sonraları, Umumi Harb esnasın- da daha ziyade fecaat gösteren safahat ile devam etmişti, Bu mühim meseleye müm- kün olabilen intizam: vermek ve türlü fe- dakârliklarla yabancı diyarlara gönderi - len inlebeyi kendilerinden vatan icin mü - fid hizmetler beklenebilecek surette seç - mek bu son yıllara kadar hiç hir zaman müyesser olamamıştı. Dr. Blondel bu is bitince bana hir öğle yemeği verdi, ve pek kiharane edasile, ya- *ren ilerlemiş olmasına rağmen hâlâ güzel vefikasının - belki sahneden cekilmis bir liraya malolan be bir şekilde yap- zat vazifesini ister ende bir), ji.) den sarsılmazdı. Bana hayatını görüşmüş olacaklar, bilmiyorum. kümeti iktidar mevkiinden çekildikten son- ra, memlekette şerefle, izzet ve ikbalie ge çen zamanını hatırısından silerek Pazise, meşrutiyetten evvele aid mütevazı hayatı na avdet eden Ahmed Rızayı, bu aziz dos- tu görmek mümkün değildi. 1 O Parisin müntehasnda, meşhur eski is- ühkâmların kenarında açılmış ve yalnız bir gn öapat ile delmmön haslarma olan viyetkâran bir ikametgâha çekilmişti. Birkaç ay evvel meclisi meb'usan reisi sfatile bir sarayda yaşamış iken bu dara- cık fakirhaneye şğınmaktan gene pek bir ruh vardı ki hayatın biç bir >elzelesin- gülerek, babtiyarane anlattı, hatâ mutfağın ve içinde iki raftan ibaret kilerini göstererek kendi yemeğini ekseriyetle kendisinin pi - şirdiğini söyledi. n de ona Paristeki mesaimi, intebala - rımı, hele talebe hakkındaki teessürlerimi söyledim. Uzunca hasbihal yaptık. Ay- rlirken beni bir öğle yemeğine davet etti: Odeon meydanında, tarihi bir şöhreti olan pek mütevazi bir yerer Cafe Voltaire, Orada mevkile mütenasib basit bir ye - mek yedik. Ben de ona bir öğle yemeğile mukabele etmek istedim. Parisin Paillard, Larue kabilinden mükellef bir lokantasına davet etmek onun izzeli nefsine dokunmak demek olurdu. Kendisini ikamet | ettiğim Grand Hötel'in nisbeten çok daha ucuz o- Tan Table d'hâte kısmına davet etmek is tedim. O, bunu da fazla buldu: — Yerini ben intihab edeyim; dedi. Ve Place Jeanne d'Are'da Bonillon Du- val'i istedi, Orada buluştuk, ve yemekten sonra Rivoli enddesim takib ederek Place de la Concorde'a nazır Crillon oteline ka- dar görüşe görüşe yürüdük. Cavidin orada olduğunu ve istikraz işi için kendisile bu - İuşacağımı söyledim. Bilmem ne için o gir- mek istemedi. Belki daha sonra buluşmuş, vile temas etmekliğime muvafık ISTER Büyük bir oteli yol dan iki liradan aşa» ir uğramak ise GÜ kuruşa bakar. miş, ogram Yapul Dükkânı, gazinosu lükstür, &r. iar mukavdlesinin Bele: bini bilmiyoruz, fakat ISTER. 1 san'atkâr - riyasat etiği sofrada kendile -İher vakitten ziyade hayranlıkla takdir et- nazarile | miş bulunuyordum. yuktur, satılabilecek arsaları yoktur, bilhasun İstanbul e va- pur muvasalası yoktur, Bütün bunlardan başka da oraya uzun seneler için yerleş - verilir. Esasen belediyenin kanunen 3 seneden uzun bir zaman için emlâkini icar etmeğe hakkı da mevcud değildir. Gazetrler, Florya için güç müstecir bulundu. #onra gördük ki bulunmuş olan müstecirle de anlaşılamamış- smdlan halledilmesi Iâzm geldiğine ve İstanbal için mühim bir mesala olduğuna İnanıyoruz, ey okuyucu seni Bugün Ahmed Rızadan ayrılırken onu Halid Ziya Uzakkhıgil iNANMA! ktur, kiraya verilebilecek küçük evleri , işgüzar becerikli bir müstee'si yoktur, veya plâjı yalnız bir mevsim için kiraya diyorlardı, feshine mecburiyet görülmüştür. Sebe. gelecek mevsim için Florya memnun idi. Onda öyle poladdan yapılmış! Temmuz 13 Sözün kısası Hıyara dair E, Ekren Talu na bu adı koyan kimdir? Neden koymuş? Her halde bu yemyeşik biçimsiz, sebze midir, meyva mı, belli ek mıyan mesnenin hukuk ( nazariyelerindeki «hayarı ile hiç bir münasebeti yoktur. Sebze mi, meyva mıdır dedim. Hakika- ten ne olduğu belli değildir. Sebze olsa mutlaka tabahat, yani pişirme ilmi oncağı- a da herhangi biz yemeğin içine katmanın yolunu bulurdu. - Meyva olsa, sofraya en sonra ve süslü bir yemişlik içerisinde gelir, eriklerin, kas yısıların, şeftalilerin arasında yer abıdı. Hak dili olan Kalk dili, hıyarı adini söylemekte mahzur görmüş. böylece onun hakiki hüviyetini de tayin ederek asalata- hk» demiş. O ise ki hıyarı çiğ yiyenlerle, yoğurtla karıştırarak cacık halinde istihlâk eyliyenler ekseriyet teşkil ederler. Cida olarak on paralık kiymeti yoktur, İMidede lök gibi bağdar kurar, oturur. Ba- İ zlar: «Serinlik verir... derler. Ne serinlik verdiğini anlamam. Hekimlere sorarsanız kimi aleyhinde, de lehinde bulunur. Lehinde bulunanlar, şişmanlamamak isti - yen bay ve bayanların onu pervasızca is tihlâk çdebileceklerini ve şeker hastalığı çekenlerin de gene ondan istedikleri kodat yiyebileceklerini söylerler. Hıyar satanlar onu mutlaka bademâ benzeterek överler, ve ismini söylemeden sadece: — Badem gibi, körpecik! diyo bağını Tar, Bu yersiz, manasız utançtar manda gen bazı kimselerin hıyarı bayıla bayıla yedik- leri halde ona kars nankör davranarak : hakaret makamda kullandıklarını "Cahil, nadan ve nobran bir kimse için — Hıyar gibi sdaml demek âdet ol - "“alisuki ben bü tesbihde öyle bir çirkin; muhakkir mana görmem pek. Hıyar gibi adan, olan olsa, kameti dim- dik duran, yeşil zübbeli, okkalı; sözü soh- beti tatsız olmakla beraber gene de çe * kilir, herhangi bir mecliste fazlalığını his settirmez alelâde bir mahlâk olabilir. Böyle adamlar da cemiyet içerisinde çoktur, ek- serisi de hayatla mavaffak olmuştur. Hıyarın en makbulü İstarbulun mesbuf Lânga bostanlarımda yetişenidir. Yedikule marulu ne ise, L.âaga hıyar da odur. O hostanlarda müsaid zemin bulduğu için - dir ki Lânga hıyarı enine boyuma gelisire «Hıyar adam» arın asıl hıyarla bir a behet noktaları da buradadır. Onlar de hitin müsaadesi nisbetinde: Hâmli hıyar, abur cubur mevsimi olan vazım gayri nufank lâzmlarından biridir. Böl İyaz olmaz. üz bahar olmadığı gibi hıyarsız da E. Ekrem Talu Sapakpan Pale, Ne mutlu Türküm diyene Son hâdiseler Avrupada yeni bir «rejim» modası yarat. İrili ufaklı devletler idare şekillerini bu yeni mo. daya uydurmak için çabalayıp duru yor. Kendimizden başkalarının işine ka. rışmak vazifemiz o mamakla beraber vaziyet cidden meraklıdır. Demokrasi. nin anası Fransa Moliöre'in Zer Nikâ, ha gibi zor faşist olmağa çalışıyor. Ro, manyada ayni hareket görüldü. Bel - graddan çelen haberler ayni havanın © taraflarda dn esmeğe başladığını gösteriyor. Demek ki oralarda şimdiye kadar görülen idare şekli tabil değilmiş. Ya. had 6 şekil normal olduğu halde siya- si zaruretler bu yeni modayı takib et. meğe sebeb #muştur. Bötün bu hareketlerin membaımı ve ederse bu hareketleri şöylece tefsir e. debiliriz: Kendi karakterine, mizacına uygun #dare şeklini bulmıyan her siyasi te - şekkül içeriden ve dışarıdan esecek en hafif rüzgârla sallanmağa mahküm - dur. Bünyesinin yetişme kabiliyetine göre, milli karakterine göre ve niha - yet idealine göre devlet sistemini ku . ran cemiyetler hiç bir tazyikten mü tesssir olmazlar. Bunun şaheser misa- W de biriz. Atatürkün muasır devlet sistemlerine benzemekle ve ancak me. deni ihliyacımıza cevab vermelde ifa. de ettiği Türkiye Cümhuriyeti kuru , Tuşandaki bu metanet ve isabet save. sinde esen rüsgârlara granit gibi çe tin yüzünü çevirmiş hâdiseleri seyre- diyor. Büyük Türkün İleriyi görmek, teki yüksek kudreti Türk milletine bu gün yalnız milli müdafaa cephesin . siyasi rejim cephesinden de, sağlam bir mevkide bu'un. NANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: