10 Ağustos 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

10 Ağustos 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Üsade bizde değil, Arash memleket-! rinde de tuttu ve bu suretle yeni ad bizde de bir isim sahibi ol © getirdiği icadlardan hiç biri, bu # Tayyarecilik Yazan: Muhittin Birgen «# MB vole vardır ki onların ehemmiyetlerini izah için uzun uzadıya söz söylemeğe ihtiyaç hissedilmez. Sadece © şeyin ismini zikretmek, onun ehemmiyetini gös- | #ermeğe kâfi gelir. Tayyare de bu kabil şeylerden biridir. Bundan otuz sene kadar evvel, ük Fransiz tayyareleri Manş deniz geçerken kullandıkları uhava, ğır» uçma vasıtamnın o Türkiyede henüz adı bile yoktu. Gazeteler, bu adsız icada bir ad uydurmaya çalı #rken ben tayyare kelimesini dü- şünmüş ve ilk defa olarak ortaya at- | iuştım. Bir müddet sonr isim du. (*) Adı otuz sene evvel konulan bu icad, o zaman henüz kimsenin cid- diyetine inanmadığı bir alet, daha doğrusu bir oyuncaktı, O, bu hiyetini bir zaman muhafaza | ett © Tehlikeli bir oyuncak, belki de ha- valarda “yapılan bir nevi car hk aleti halinde birkaç sene, elden ele, memleketten memlekete dola- şan bu icadın tekemmül etmesi için pek çok insan, kendi hayatını teh-| İikeye attı. Denilebilir ki, dünyada insanlar o medeniyetinin meydana yare denilen m derecesinde | büyük fedakârli ve karban ra malolmuş değildir. İnsan azmi, bu ileti tekemmül ettirmek için ha- yatını kurbaa vermekten hiçbir za- edi ve otuz senedenbe ri bu uğurda ölen bir insanın veri me on tane, vüz tane, bin tane yert teşebbüs unsuru ve fedai çıktı. Nihayet, bugün, tayyare denilen şey, tehlike bakımından nihayet o- tomobil derecesinde bir mevkie gel di. Bu arsda bilhassa kayde lâ tr ki, tayyarenin icadında ve te kemmülünde ilk adımları atmış 0- lan Fransızlar, onu gerek | tcaret, gerek milli müdafaa aleti olarak kullanmakta çok geri kaldılar. İ Tayyarecilik, henüz ilk günlerin- de iken bizim de dikkatimizi celb etti, Türkiye de bununla meşgul ol-| du. Eğer iyi hatırlıyorsam, Balkan | hayatını Ke yazacaktı, gahelyetini ta: y, dediler, Kitablarını oku, ve yazarsın, dwiz gu cevabı verdi: - Bütün bunları yapacağıma bir Samimi hayatında tetkiiz etmevi ter: Tarihten fıkralar Salih Efendinin altı senelik zararı!.. Eski. gazetecilerden Basiretçi Ali Efendi nakledi Mahmud Ne zamanında, sadrazamın hoşuna gi miyecek bir haber neşrinden Ali E- fendiyi Zaptiye nezaretinde dokuz “İlgün tevkif ederek sorguya çekmiş» İer. Geceleri, zaptiye nezareti hekimler odasında kalırmış; iki üç tane de zaptiye verilimiş. A- damlar, mahsus: «Ben fi tarihte filân yerde üç kişi kestim», «ben de filân zamanda filân yerde iki kişi öldürdüm» diye konüşmağa b: Jar, Ali Efendi de: «Kim bilir adamların pehçesine sipariş edilme- diğim ne belli)!» diye ölüm kor - kusile sabahlara kadar gözünü kırp- in yanına Bu harbini müteakı9 ilk Türk tayyare» leri uçmaya ve ilk tayyarecilerimiz yetişmeğe başladı. Hatti bir Fran. mz mütehasasın klaresi alında bir de mekteb tesis e Bununle be-| raber, tayyareciliğin inkişafı bizim gibi iktisadi ve mali Okudtetleri mahdud olan memleketlerde çok güç bir iş olduğundan onun bizde inkişafı gecikmiştir. Cihan Harbin-; de Türkiyede tayyare pek sz çalış- ta, İstiklâl harbinden sonra da tay- yarenin ticarette kullanılması k “ İçin çok geç ve çok güç vapılan iş- lerden biri olarak kaldı. Tay: i kendisi yapamıyan bir me: » bu nleti ticarette k güçtür; çünkü bunda hesab yoktur. Milli müdafaa bakımından tay- yüreye verdiğimiz ehemmiyet gün) geçtikçe ileri gitti. Son zamanlarda| yaptığımız gayretler de, gerek mad di ve gerek manevi bakımdan kü- çük şeyler değildir. Fakat, bütün bunl rağmen, tayyare meselesine büyük bir ehem- miyet vermeğe mecburuz. Eğer bu mecburiyeti anlıyorsak, hem harb, a cilik yapmakla mesgul olan Tayyare Cemiyetine; yahud Hava Kurumu- aa elimizden gelen yardımda kusur etmemeliyiz. Bu yardımı, para ile, kimimiz cemi yetine karnı göstereceği “ki her : cemiyetin sarfettiği mesaiyi maddeten (olsun | lef tutmahdır. Vatan sevgisini daha | iyi duymak, elimizdeki istiklâl me- © şalesini daha parlak O dolaşsırmak İçin bunu yapmaya mecburuz. Ve- levki bir kurusla olsun bu cemiyete yardım etmek, bu vatanı daha iyi sevmenin şartlarından biridir. Mikitlin Bizgen g (9) Üstad o zamanlar Tanin erki- nı tahririyesindendi. Bilâhare Tarın “başmuharriri olmuştu. Katil kahveci: çırağı ağırcezaya verildi Bir müddet eve Tahtakalede Meh Medin kahvesinde Osman ismi “müşteriyi bığaklıyarak öldüren, veti çırağı Halid hakkındaki asli tah.) kikai bitmiştir. Hâdisenin Osmanın| ğ ba karşı gayri münasib hereket- İmazmış. Nihayet bir akşam, odası - na, zaptiyeler yerine kâtib kıyafe - tinde sakallı bi radam gelmiş. Adı Salih Efendi imiş, o Zaptire kapım mektubi kalemi hülefasından oldu - ğunu ve nöbe dığını söylemiş. Ali Efendi de derin bir nefes ala vak: «Ne kadar olsa kalem efendi sidir, bu gececik olsun güzel güzel sohbet ederim» demiş. Dereden te- peden konusurken, #öz, sabık sad- razâm Âli Paşanin ölümüne gel - miş. Ahi Efendi içini çekerek: — Ah.. amcık daha yaşasaydı. lerini yoluna koyuyordu... Der demez Salih Etendi atılmış — Aman efendim, keşki altı yıl evvel ölsey: Demiş. Ali Efendi sebebini sorun- ca, beriki şu cevabı vermişi — Aman efendim... Âli Paşanın son sadrazamlığı tam altı yıl sürdü. Benim vazifem ise, birisi asılacağı vakit idam fermanmı o mahkümun yüzüne karşı okumaktır. Bu iş için İ yarım altın alırım. Âli Paşa denilen | yıs © adam mezarında rahat etmesin, altı sene içinde kimsı zarar ettiğimi hesab edin!. Zavallı Ali Efendinin o gece de gözüne uyku girmemiş: «Ârtık yan nn sabah âslıyorum!.. Fermanımı okuyacak herif karşımda oturuyor!» diye sabahi zor bulmuş. Ahi Efendi hu fıkrayı, Namık Kemale anlatmıştı. Üstnd: «Kâtib efendinin hakkı var..» diyerek Salih Efendinin za - bir gün “İrarını hesab etmişti: asılmak! Beş bin lira eder. Altı se mma alt. Salih Efendi burasım di Amma.. merak etme. senin Salih Efendiden daha şeni adamlar var- dır!,. (Devamı 6 ncı sayfada) Meşhur tarihci Yen Ludwig İtalya Paşanın sadareti i astırtmadı.. | “| Artık siz, altı sene içinde ne kadar SON POSTA & Görünen insan, görünmiyen insan hükümet reis eda nutuklı gün Binyör sada bulundu, görüp dinledi kanaat şadur; ini ye gün kendimi göstermeden kendisini h ederim. etlerinde: nlagılır. Yazan: 5 B6 sı, kurşunun 94 451 nun Ye 32 si; plâtinin İptidai madds meselesi, bugünkü harbin en mühim meselelerindet bi- risidir, Yer yüzündeki iptidai madde kaynaklarının gayri müsavi bir su- Tette taksim edilmi; olmas; harb yüzünden “beynelmilel | ücaret ve muvasalasın bozulması; iptidai kay naklarından en mühimminin İrgil - terenin veyahud İngiltereye tübi ko-| İlonilerin elinde toplanmış olması ip- çinko- imparatorlu- ir. ün İngilterenin Alman- İya ve İtalyaya tatbik etmekte oldu- ğu abluka sistemi Baltık denizi ve daha buna benzer bazı denizlerde tesirini gösteremiyorsa da, buralar- dan Avrupaya gelmekte olan i; dai maddeler, grek kemmiyet, ge- tidai madde meselesini, gerek mu-|rekse keyfiyet bakımından Almasi- harib, gerekse bitaraf Eyçok mem-| va ve İtulyadaki iptidai madde kı İeketler için gürün er #hiihim me-|ğım geridmekten bir hayli uzaktır, selesi hâline getirmiş bulunuyor. Bu sahada İngiltereye yardım e- Bugünkü harblerde iptidai mad-|den en mühim ümil, | İngilterenin, İdenin oynadığı rolü en iyi takdir) dünyada mevcud bütün muharib ve | edenlerden biri de Amerikanın ta- | bitaraf memleketlerden ziyade mali iktisaderlarından Evgen Stey-| kudretlere sahib olmasıdır. İngilte- Bu zat, «Hlarbds ve sulhta)re mali kudretinin genişliği sayesin iptidai madde» adlı kitabında po-| de dünyanın bütün ihracatını adeta muğu, kauçuğu; kâfi detecede ba-| kendi inhisarına almış bulunuyor. km, alominyomu, kurşun ve kalayı! Muhasımlarında olmıyan bu kud - kendisine birkaç yıl için kâfi gele-| satın aldığı bilecek kadar petrol stoku bulunmı- Hizm olan yan bir memleketin harbedemiye - ceğini gayet kat'i bir dille ifade et- mektedir. İngiliz ve Fransız bloku girerken iptidai maddenin çok iyi takdir etmiş İngiltere ve Fransa, harbde gale - beyi, askeri faikiyetlerinden ziyade İbelli başlı bütün iptidai madde kay- naklarıma ellerinde | bulunuşundan | bekliyorlardı. İ Fransanın barbden çıkışı la- İâzem olmıyan - ketlere aniıyor. B harbe zolünü bulunuyordu. vaziyette nakletmek imkânı olsa bi- le, Almanya va İtalya için satın a- nacak iptidai madde bırakmıyor. İngilterenin elinde veyahad kon- trolü altında bulunan kaynaklar - dan maada, bugün dünyada belli İbüşlı iki ipti kaynağı daha vardır: Bi; lesik Arneri ü #seti, diğeri Sovyetler Biiliğidir. Birlesik Amerika hükümeti bu- rada anlatılmay uzun sürecek bir- gok sebebler dolavısile başhca ih- racat maddelerini hemen hemen İn- giltereye inhisar ettirmis gibidir. Bu barla Almanya ve İralyanın, nak- letmek imkânın: bulsalar bile, A - merikadan alabilecekleri iptidai mad deler yok gibidir. Sovyetler Birliğine gelince, ip « tidai madde bakımından fevkalâde İzengin olan bu memleket, bu ip dai maddelerden birçoğunu, gittik- çe gelirmekte olan kendi endüstrisi- ne inlisar ettir. len, Almanva- ya satabileceği seyler pek mahdud- İngil - dola» iptidai madde vaziyetini hiç de değiştirmemintir. Bugün İngiltere harb strateji ve taktiğini, bilhassa (iptidai madde İ kaynaklarını gözönünde bulundu - rarak kurmuş bulunuyor: İngiltere - nin bütün hedefi Avrapava dışarı dan gelen bütün iptidai maddeleri kendi eline toplamak, Avrupadan İdişarı giden malları da kontrolü al- tına almaktır. Röyle bir tâbiyenin muvaffakiyeti, her şeyden önce harbin uzun sürmesine bağlıdır. Al manya ise, İngilterenin öptidai mad i takdir et » barbi kısa | dur. hasretıniş | o Şa hal dünyada mevcud bü- İtün iptidai madde kaynakları mün- hasıran İngilterenin emrine s#made bulunmaktadır. İngilterenin iptidai madde kay - naklarnı “ve baslica gıda madde « lerini, nasil kendi elinde temerküz tereni bir zamanda bitirmeğe bulunuyor. İngiltere, kendi hesablarında, hiç öphe vok ki haklıdır. Cünkü Sov » yetler Birliği hariç. dünyada istihsal İ edilen altının 7 70 si, kaucuğun *Op, 50 si, kalayın 75 ei, nikelin İSTER Gazetelerimizden birinde: — Akdeniz yolu açıldı. şeklinde bir başlık gördük. Merak ederek alan. daki satırları okuduk. Öğrendik Xi, ii ER ra yolu dört taraftan açıktır, * gram şeker, 200 gram maka nazaran memleketimiz Allaha 4 İNAN, meslezdaşımıza bu başlığı ak tta müsaade ssoliniyi ziyaret etti. Kendisile mrasime tâbi nan takyıdatına boyun kiki şahsiyeti aneak hususi hayatında karakterini ar. LZ İktisadi Tetkikler J Bugünkü harbde iptidai madde davası Hasan Âli Ediz alarak Ramaya gitti, Bir haha eden serbest şekilde münaka. azdı, ve lik kanaatine gedik kaldı. Bu ettirdiğini şu rakamlardan pek gü- zel anlıyabiliriz: İngiltere düşman. larının eline geçmemesi için, Büyük | Britanya imparatorluğu dahilinde is | tihsal edilen bütün şeker mahsulü- Kanadanın bütün bakır istihsa- lâtının 96 80 nini (senede 200-250 bin ton); bütün kurşun östihsalâtni (senede 200 bin ton): bütün çinko istihsalâtını (senede. 150 bin ton) harbin devamı müddetince satın al- | mağı taahhüd etmiş bulunuyor. Diğer taraftan, bütün dünyanın yün ihtiyacını temin eden Avustral ya ve Yeni Zelândanın bütün yün ihracatını peşin olarak satın almış bulunduğu gibi, 100 milyon İngiliz lirası kıymetinde o buğday, o şeker, meyva sata almış bulunuyor. İngiltere dünya kakao ihracatı bile harbin devamı müddetince ken- dine inhisar ettirmiş bulunuyor. ge- ne dünyanın bütün alominyom is- tihsalâtını kendi el de, srf tayyare irmalâtın: İolmak için, dünyadaki alöminyom istihsaldâanı arttırmak gayesile her tedbire buy vuruyor, ! Metel Bi » mecmuasının ver diği malümata nazaran İngiltere Ka- nadanın bütün alominyom lât ve ihracatını elinde bulunduran #Alüminyüm Komponi of Kanada Limited» şirketile yaptığı bir anlaş. mada, harbin devamı müddetince Kanadanın her sens'için İngiltereye 90 bin ton alominyom satmasini sart koşmuştur. Kanadanın bü yıla ka - dar senede 60 bin tondan fazla a - lominyom istihsal edemediğini na - zan itibara alırınk, İngilterenin, Ka. nadanın alominyom ihracatını art- trmak için her tedbire baş vurdu - ğunu pel Yuki üz gibi İn! giltere iptidai madde alımını yalnız! kendi müstemleks ve dominyonla- £ ettirmiyor; Amerikanın da belli başlı bütün ihracat madde- lerini kendisi satın: alıyor. Meselâ, bizzat Amerikan verdiği malüma- ta nazaran İngiltere 1938 yık için- de Amerikadan 390 bin ton çelik satın aldığı helde 1939 yılında 850 bin ton satın almış bulumuyor. 1940 yılında ise bu rakarmı"Bir hayli ka- bardığını kabul etmek lâzundır. İngiltere bir taraftan bütün dün- yanm iptidni madde kaynakların kendisi satın alırken, diğer taraftan INANMA! * günde vasati 300 gram ekmek, ayda 500 yüz gram pirinçle iy kür el'an bir cennet köşesidir. Fazla lüks yaşıyan Avrupalıya şa, cümhuriyettenberi de imkânını veren hâdise limanımıza balık almak üzere İki Yunan yapnra- Ban gelmiş olmasından *batjtiir. münasebetle mizah mecmunlarımızdan birinde beş alti yıl evvel iş olduğumuz bir karikatür hatırımıza gejdi. Bu karikatür Galata den dürbünle ufku tarassud eden iki gümrük memurunu göst yordu, resmin gltında: - Liman şirketine müjde, bir yelkenli geliyor, cümlesi vardı Anlaşılan o zamanın mübalâğası bugünün hakikati olmuştur. Bununla beraber şikâyet etmiyelim. Deniz yolunun daralmış olmasına rağmen ka. | İ cinsinden üç beş manifatura artıkl: le demir cinsinden üç beş yapı mad. desini istisna ederseniz, hele yiyecek bakımından sıkıntısını çektiğimiz hiçbir madde yoktur. Bu itibarla hemen hemen tekmil Avrupâ sükkânma nazaran kendimizi tamamen mes'ud addedebilirir. Yalnız şu on bir a/ - danberi süren muharebenin ne zaman ve ne şekilde biteceğini bir bile- bilseydik. Kendi hesabımıza #ayete sayfalarının azalması işi de dahil olmak üzere bugün için başlıra endişenin bu meçhulden fbaret kaldığına inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: MAL < T Sözün kısası Belediyemiz C.E Ekrem Tal Ais bir, ber hangi bir ak saklık - görünce o çatıyol! amma, hakkını söylemek lâzmi lirse, İstanbul belediyesi, uzu» ren bir uyuşukluktan sonra, bugü” günde, ciddi ve faslasız biz fi yet manzarası arzetmektedir. Bu faaliyeti ve görülen işlerin Kİ met ve ehemmiyetini takdir edebi mek için İstanbul belediye mekâ * nizmasının nasıl işler olduğuna gok vâkıf bulmak © ve kısa müddet olsun İstanbuldan uzakl# ” #p da tekrar dönmüs olmak Ji * zımdır. İşte, şu fıkranın “naçiz yazıclfi ben, bu şartların her i de bugün vE” inde başarılan hayranlıkla la müşahede etmekte yi #hlanan işleri İstanbul, coğrafi vaziyeti ve hillerinin genişliği ve güzelliği Yi zünden pek lüzumsuz ve di olarak uzatılmış ve g şehirdir. Rumeli ci yısı ise Bostar den köprün kavağına ka izan. Bütün uçsuz bucaksız saha, dört adayı © içine alarak İstanbul belediyesi idare çerçevesine dahildir. Mi vali yangınlar şehrin içeri kısıml8* nn oydukça, oralarda oturan hal yanmış evlerinin arsalarını ekserifi olduğu gibi bırakarak, yangın &f“ tinin sokulamıyacağı kenar ve #İ şehir o böyledi bakılması güç ve masraflı bir şef halinde yayıldıkça yayı z Buna mukabil, İstanbul halkı dörtte üçü orta halli ve fakir oldi” ğundan belediye bütçesi seneleri” hattâ asırlarca varidat bakımınd"” pek dar, masraf bakımından ise zumundan pek ziyade yüklü bul” muş ve bu sebeble esaslı hiç bit“ görmek, şehri imar etmek imkân b” ricinde kalfhıştır. O kadar ki, ssl tanat devrinde, İhtisah ağam Hü yin Efendi ile şehremini Rıdvan şa, meşruliyette operatör Cemil P” mesh Haydar Bey istimx edilecek olaf” larsa bütün selmiş geçmiş şehre © (Devamı 7 nci sayindr) Sabahtan Sabaha Paris-Soir Fransız bosgunundan soy Fransız gazeteleri gelmez ol * muştu, Birkaç çün evvel ii Paris . Sotr göründü. Basra vurmup kelek kavun" kabuğuna benziyen bu en met” bur Fransız gazetesi şimdi Cler* mont. Perrand'da çıkıyor. Sam- sür ötesini berisini budamış, Bi danmıyan tarafları da abur cö- bur dolu, O heyecanlı serlevbi- lardan o iddiacı yazılardan es€” yok. Kabahatli bir çocuk gibi somurtkan, Paris - Söir zengin bir gast- te idi, Yüksek ücretler yerereX dünyanın en meşhur ve mü hassıs devlet, iktisad ve edebi “ yat adamlarına yazı yazdırırdı Eski Çümhurreisleri, eski hari” ciye nazırları bie tahrir erki “ nındandı. nm en maruf muhabir diye suraya buraya yol. ardı. O kadar şöhret bulmuşt” ki bir yıl evvel bu gazetenin di- rTektörüne Lejyon Donörün yük“ sek rütbesi verilmişti. Dünya - hin en meşhur artistlerini ken” di hesabma çalıştırırdı. Mer Şövalye bile bu gazetenin mu » harrirlerinden idi. Pariste husü” si bir stüdvosu vardı. Hususi Paris . Solr tayyaresi hergün Paris üzerinde uçar, mü- him vak'alarda derhal yükse'if. havadan resimler çeker, yarım saat sonra halk resimleri gaz€” telerde görürdü. Son seyahatimde bu çazetevi ziynret ettim. Hususi barınd? bir de viski tetim. Hayalimde - ki gazete de bu kadar mükem- mel bir gazete idi Mülvenlarea nüğha satan bi gazete simdi Fransanın hir kö- çük kasabasında ötesi berisi solmuş hazan yaprağı gibi çı * kıyor, O pürnes'e Paris gazel" si aewzeye dönmüş. Franesnın buçün arazisi, şebir” leri, nehirleri de meveuddur, Fa“ kat tebessümü somurtkan”. nes'esi kedere, zevki yevksirliğ” ve aşkı her şeye değişen Fra” sr miFeti acaba hayatta mi Belki bu akibet te © coşkun net

Bu sayıdan diğer sayfalar: