19 Eylül 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

19 Eylül 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ilkokullarda yardım yapılmamış yoksul çocuk bırakılmıyacak (Baştarafı 1 inci sayfada) bütün himaye heyetleri birleştirilmiş ve İstanbul Parti merkezinde İstan- bul ilk mekteblerinde okuyan yok- sal çocuklara yardım — cemiyetleri birliği ndlı bir teşekkül vücude ge tirilmişti. Vilâyet mıntakasindaki kazalar da birliğe bağlı olarak kaza yar - dım cemiyetleri ve şubeleri açılmış- Yardım semiyetleri birliği, önü « müzdeki ders yılı içinde ilk okul - İnrdaki yoksul çocuklara geniş bir #ekilde y. n yapılması için şim diden harırlıklara başlamıştır. Geçen dara yılı içinde 20 binden fazla ilk okul çocuğuna yardım ya- pılmıştır. Bu yıl bu miktarın 30 bi- ni geçeceği tahmin olunmaktadır ilmüzdeki ay başında okullar açıldıktan sonra, mekteb idareleri kısa bir zamanda mekteblerindeki yardıma muhtaç çocukları tesbit e- decekler ve şubeler vasıtasile kaza yardım cemiyetlerine bildirecekler- dir. Kaza yardım cemiyetleri de bun- lan Parti merkezindeki cemiyet - İer birliğine bildirecek, ve derhal yardıma başlanacaktır, Bu sene ilk okullarda bütün yok- sul çocukların yiyecek, giyecek ve kitab ihtiya. tamamen yardım gemiyetleri tarafı cek ve İstanbul mıntakasında dım yapılmamış yoksul çocuk bira- kılmıyacaktır. | Cemiyet şubeleri ve kaza idare| heyetleri ders yılı içinde en az ay- da dört defa toplanarak yoksul ço Guklara yapılan yardım İşi ve ce - miyetine aza kaydı ve varidat te » mini hususları Üzerinde görüşecek - erdir. Cemiyetler birliği idare heyeti de ki ayda bir defa toplanarak kaza gemiyetleri ve wmbelerinin faaliyet- İerini kontrol edecek, icab eden ta- matı gönderecektir. 'emiyet şubeleri mıntakalarında- | ki ilk mekteblerde bulunan yoksul çocuklara yardım faaliyetini genli İetebilmek için aza adedini çoğsltı caklar, misamere ve eğlenceler ter- #b edeceklerdir. Diğer taraftan önümüzdeki ders| yılı içinde orta okul ve iselerde de| muhtaç talebeye yardım şi esaslı! bir teskilâtn bağlanacaktır. Maarif Vektleti ve Cümhuriyet Halk Par-| telinin yardımila orta okül ve İise-| İerde geçen yıllar pek mahdud bir şekilde yapılmakta olan yardım İşi bu sene genişletilecek, yoksul tale- benin kitab, yemek ve elbise fhti - yaçları temini olunacaktır. Orta © - kul ve Tiselerdeki vardım işinde bil- bassa mekteb kooperatiflerinden is- #fade olunacak Mudafaa ihtiyac'arının sliratle temini için bir kanun projesi hazırlandı ORastarafı 1 inel sayfada) killer Heyeti karanle mübayaa ya- pılacaktır. Kanuna eklenmesi teklif edilecek hkranın esasları şudur: Yabancı memleketler fabrikala - rının mamulâtını satmak için salâ- memleketimize gelip bu kanıma tev- hiyetter memar ve mütehasaısların fikan mukavele akdi mümkün olmı- yan hallerde o memleketlerde bu- İman memurlarımız tarafından alâ- kadar Vekâletlerden aldıkları di rektif dahilinde meballinde beğeni- lerek alınacak veya bu memleket - lerden adi zeçenler tarafından doğ- rudan doğruya sipariş edilecek ve. yahud memleketimizden doğruca bir yarı ile bilvasıta firmasına spariş fenniy. ; bilâmum. fenn! &letlerle ecza ve malzeme, na- nı, ecza ve techizat sıh- hiye ve baytariyeye vesair her sevi | eşya ve malzeme ve techizatın t - cari usul ve taamülüne tevfikan yapılacak muhaberat, mukavele ye- rine geçecektir. Şayed mukavele akdi zarurt © - hırsa mahalli şartlara tevfikan ya pılacaktır. İşbu fıkranın tatbiki zarurt olan fevkalâde hallerde pazarlıkla mü-! bayassı derpiş olunan ihtiyaçların vasif ye şartlarında değişiklik ya - pılmamak ve yapılacak | ilânlarda tmsrih edilmek şartile mübayaa olu- nacak maddenin ihale günü kısım- lara bölünerek ayrı ayrı tekiblere Malesi cniz olaca tarının hepsinin temini mümkün ol- mazsa yalnız bir miktarının ihalesi de eniz olacaktır. Bu kanunun ner rinden evvel yapılmış olan ayni ne- “ri muamelelere de bu kanin bü - İskele şeker vesair çeşidli tatlılar, yo. İretle, oldukça mühim bir yeküna va- - Mahmudu Saninin şarkıları! ,.. gibi ihtiyaç mik- | Resimli Makale: Bir muharrir Fransanın siyasi tarihinde is bırakmış olan eski dipio - matlarından bahsederken bilhassa Cambon Kardeşlerin isimleri Üzerini. de durur, Bu münasebetle Kullandığı cümle hüllenlen şudur Fransanın menfaatini erişilmez bir fermselle sezerler. Müstakbel elli üzerinde yürüyeceği yolu sarahatle görürler ve düşünceleri ha, iye nazırınınkine uymazsa hiç çekinmeden, hattâ icabında sertlikle Tarihten fıkralar Hediye yasağı Abdülmecid zamanında, memurlatâ, hediye namı altında rüşvet verildiği nazari dikkate çarpmış ve bir hediye yasağı çıkmıştı, Bu yasağa göre, m&- murlara verilmesi ve alınması yasak edilen eler gunlardı: Mücevherat, altın ve gümüşten ya, pilmiş eşya, kiymetli çubuk takımları, kürk, şal, kumaş, oğlan, cariye, âL| dere, sığır, koyun, çeşidi! zahire, za. hireden gayılan kuru yemişler, odun EL || Ona dersleri hiç ağır gelmiyordu | Önüversit& derslerini vakit geçirecek bir vesile kabilinden telâkki ediyor- du, Fazla olarak yine kendi israr Üzerine ingilizcesine devam ediyor- du. Galatasaray sultanisinde son üç sene ingilizceyi ta'kib etmişdi, fakat İmektebde haftada iki sa'atlik derslerinden ne istifade edilebilir? Bu lisanda ilerilemek için büyük bir arzusu vardı. Brönicle &'ilesinin de İlâletile Mrs, Temle isminde bir Al| man kadınile tanışdık. Pek terbiye-| li, ma'lömatlı, her ma'nasile güzide | bir kadın ki bir İngilizle te'ehhül et- İmiş, uzun yılları Londrada geçirdik- den sonra, kim bilir nasıl vuku'at ilcânile - bunu hiç bir zaman tamâ- mile anlayamadık - harbin dalgaları | k münasebetile, (aşağıdaki n çok olmamak şartile ve. rilebilmesine de müsaade edilmişti: | Üzüm, kavun, karpuz, çeşdli mey. valar, çiçekler, beş altı kâse reçel ve : inan Kurt, beş okzaya kadar tereyağı, #üt, beş altı tane kuzu, ar etleri, balık, tavuk, elli taneye kadar yumurta * Kahve dövme yasağı İstanbullular, esiidenberi kahve alirlar, evletinde karurtup dör dürtürlerdi. Ayrica, tahmiahanede de kahve dövülür, buna karşılık halktan küçük bir resim alınırdı. 148 de halk çekirdek kocasını bir tarafa, © kendisini “de Berline atmış idi. Öyle - zannetmiş idim ki Berlinde ikameti de pek w-| Zİ sule muvafık değildi. Onun dâ'ima | saklanmak, dikkati celb o etmemek| için bir tekayyüdü vardı. Brösicle! K'ilesinin yakından dostu olan bu) ran tahmishane varidat hazine men,| kadın Vedada onların evinde ders İsatine fuslas'le temin edümiş oldu.| veriyordu. Zernfetila, kibarâne eda- İsile Vedadın üzerinde de bir câzibe İ * usule geti in çocuk dersle- Beylerbeyi sarayı hakkında! O iade ediy rinden pek ziyade istifade ediyordu. İ Beylerbeyi sarayının inşası bittik. ten sonra döşenip altına taksitle Bir ecnebi komisyoncu.! verim arasında, tahmishanede kendi halis kahvelerine nohud yesalre Kariştırıl. dığına dair bir şayin çuktı Tahmis hanede kutvre dövülmez oldu. Bur üzerine halkın kahvelerini evleri Aövdiirtmeleri yasak edildi. Bu su e de bir dereceye kadar rince, her iş yoluna girmiş d mekdi, fakat harb yolunm girm mukaveleye göre bu para| den pek uzakdı, bilâkis nihayet bir gi a saplanacağında sik şüb- he kalmamışdı. Hattâ bir aralı yerine bu komisyoncuya ne vertdiği,| Berline kadar gelen ve cebheye gi- nim hesabını oluyucularima birakı .| dip ahvali gö yorum. Ben pu gibi b rın içinden oradan simsiyah avded et: çıkamam. nu ilk def'n olarak bu sirada ye'sine kapılmış buldum. Berlin sefiri aziz dostum Hakkı şa harbin meş'um meticesini gör- Mahmud, musti de çok ya, |meden vefat ediyermişdi. Onu ietih- kadar olmuştu. ark mu, |laf eden yine pek aziz dostum Rif'at kından — bir dehâ sayılan arıcası| paşa artık endişelerini katm edemi- alkisinde ni üçüncü Selimden tambur meşketmiş, | yor, ya beni sefarete da'vet ederek, karsker Mustafa İzzet efendiden delY” bana kadar gelerek korkularını ney öğrenmişti. Birçok güzel şarkılar paylaşacak bir refik arıyordu. bestelemişti. Hâşim bey mecmuasında İşte bu sıralarda idi ki Bulgarla- bestekâr ( cennetmekân efendimiz ) | rın terki silâh etmesile başlayan mü- kaydile gösterilen şarkılar sultan tareke ve onu ta'kib eden karışıklık- Mahmudundur ki mecmuada bu şu.İler azim bir sel halinde dünyayı retle kayıdı yirmi bir şarkı vardır.) sürüklemeye başladı. Dünya?.. bu Bunların arasında da Rauf Yekta bey | dünyanın İçinde asl bizim dünya- merhum, hüzam makamında besle -İmız, vatanımız vard. O ne oluyor. lenmiş: du? ne olacakdı? Bu su'al bir kızgın şiş gibi sapla- dedile: senede yüzde altı faiz fe her ay b altın verilerek ödenecekti. 45,000 al yakından * İkine i (Devamı 7 nel sayfada) İSTER INAN, Tenlâk ve Eytam Bankas elinde bulunan gâyrimerktlleri taksitle eat - mak usulüne nihayet vermiş Bundan sonra bütün satışlarını peşin para usulile yapacakmış. , Emüâk ve Eylam Bankasının bu kararı sadece büyük kiymette emlâk o arsalar hakkında tatbik edildiği takdirde tamamen haklıdır. Birkaç sene var ki çok geniş toprak parçalarını taksitle sakın alarak biras bek - lettirten sonra birkaş parçaya ayırıp peşin para ile satmak güzel bir ti, taret haline gelmiştir. Fakat O; baş kişiyi zengin eden bu ticaret İstan. İİ buda toprak diatını pahallaştırdıkça, pahalılaştırmıştır. Pati 10 senede İSTER INAN, mama A HALİL VE YyAazanN: Halhdiiya Us Berlinde ihtilâl ve Wedadı bekleyiş Şu halde Berliâ ikametinde, gıda|! - | ikimiz, gec ISTER ee IS LER | İnsan alle, iş veya cemiyet hayatında büyük olsun veya küçük olsun dalma ayni kanunun tesiri altında bulunur. Bu kanun büyük için muhn. tabı tarafından söyleneni dinlemek, makul gördüğü takdirde yapmak, aksi halde noklai mazarının doğruluğunu isbat etmek erarini verir, kü - çüğe de yanlış gördüğü bir hareket üzerindeki düşüncesini anlatmak va, gifesini tatımil eder. Ferdler ve cemiyetler ancak bu kanunun hükmünü UĞANZIZ DAB akâügil Bir gün Vedad, yine bara|tiyat di e davranırken böy! İbir masraf hoş değilmiş amma... Sıkılarak: - pek küçük şey'ler.. diyordu. Onun hediye yapmakda zevkini âdetâ bir ibtilâ derecesine çıkardı İma zaten vakıfdım. Sonrları bu ibtlâsını onu yakından tanıyanların hepsi görmüşlerdir. Vedadı kıra- mazdum, o da hakikaten pek az bir para ile ev halkına ve midavimle- rine birer hoş hediye tedarük ede-| İ bildi. O gece bu hediyeler hazır bulu- panların altında saklıyd: Vakit gelip de pişkirler kaldırılarak | hediyeler meydana çıkınca sahible- rinin hayret, teşekkür, memnuniyet sayhaları okarşımında ben Vedada güle güle, çiçeklerle donanmı bakıyordum. Dudaklarında bir haz. halde şayanı hayret bir intizam içinİzm tebessiimü, gözlerinde derin bir da cebheden döndü. Anl intizsm; sa'ndetin parıltısı, sakit fakat etra- caddelerin iki tarafına dizilerek; itiş | Enda bu sevinçleri e uyandırmış ol meden, kakışmadan, süküt içinde|roakdan bahtiyar, susuyordu. yalnız taşkınlıklarla dökülmeyen al- Yüreğinin güzelliğine bir küçük kışlaria, bu geçid oresmini temaşi misal olarak bunu kayd etdir eden halkda görülüyordu; fakat! o Gece hayatında büyük bir tebe bundan #onra memleketi alt üm dül olmamışdı, — demiştim. B rtakist hare -İgün (Vedad o büyük (OOpdradı Wagner-in sırasile Tetralogie-si ve rileceğini söyledi, bunları görmek için hemen bilet almak idi, Biletleri tedarük etdi: yanyana iki koltuk... ancak o, ilk ikisini görmek İstemi- yordu. bunları zaten biliyordu. Ken- kendimize bir istikrar noktası ta'yin |disine yalnız üçüncüsünü almışdı. etdik, o ve ben ayrı ayr yerlerimiz-Üniversitöde o derslerindan çıkin de şahsi hayatımızda bir tebeddül|gelip bana iltihak edecekdi, telâki en devam ediyorduk. | yeri opdra-nın medhaliydi. Vedad görünmedi, birinci perde Alemlerini, operalarını onun koltuğu boş kalarak bitdi: ve consertlerini tâkib ediyorduk. | Belki yorgundu, belki dersleri de- Berline sanki bir değişiklik yok- vam ediyor; diye merak etmeğe ça- muşcasına Alman intiza mu'tad İlişdım, fakat İkinci perde de o yine tecellilerini bozmamağa çalışıyordu. | görünmeden bitince merak etme Bir gün Vedad banm bir da'vet İmek mümkün olmadı, Dışarıya hem baberile ve bir rica İle geldi: İsigarn içmek bem, Vedadı müm- Evlerinde misafir olduğu â'ile yıl |kinse bulmak için binanın önüne başı gecesini tes'id edecekmiş, bütün | çıkınca, şurada, burada benim gibi niye: uğrayınca, sedirin üzerine ta yanıma lu ve iyice sokularak, sunki uta- nılacak bir söz söyliyecekmişcesine yüzünü bana göstermemek için başı- nı dayıyarak;- babacığım, de: tık buradan gidemez miyiz?. Biz ne oluyoruz, bizimkiler ne oluyorlar?.. hiç bilmiyoruz. Bir çâre arayacagız, elbette, biraz daha sabır etmek, bir fırsat kolla- mak lâzım. dedim Bu çöreyi vu- ku'at getirdi. Mütareke olmuşdu. Alman ordu- sunun bir büyük kismi Berlini bir başdan bir başa geçerek, sanki hezim bir ordunun bir parçası değil- mişcesine, sanki büyük bir muzaffe- riyetden avdet © ediyormuşcasi ı kayd etmekle iktifa edeceğim: Biz Berlinin çalkantılar — içinde onra İmkân dairesinde Sözün kısası Efsanedeki gibi N.E Ekrem Takı itolojide şöyle bir efsane vardır: Evvel zaman içine —I| de, dünya tarihi daha zaptedilmeğe | başlanmazdan önce, tümen tümen mevcud ilâhelerden üçü, Piâris minde, yakışıklı bir delikanlıya hep beraber nbayı yakmışlar. O vakit, birkaç kadma birden iltifat etmeğe mâni yok. Gelgelelim, kadın gönlü sevgide iştirake tahammül etmez Bu, ezeli ve ebedi kanun hükmüm dei O üç ilâhe de, Pâi mışlar. Nihayet, vermişler ki: ip, onun vereceği hükme vaz © i paylaşamar ında (karaf Pâris'e gitmişler. müracaatlarının sebebini izah etmişler. O, elinde bit elma tutuyormuş. Üç âşk ilâhenit İüçünü de uzun uzun gözden geçir miş. Ve sonunda, tuttuğu elmayı, güzellik ilâhesi Venüse verivermiğ Bayan Veniis bittabi memnu Sevincinden, nerede İse zıpzıp oy mıyacak. Lâkin ötekiler?! Hani yas sevgililerinin hükmüne razı olacak* lardı?. Ne gezer! İkisi birden hem Pârisin, hem de Ventisün aleyhine itüfak ederek, canlarını dişlerine ol mışlar ve öyle uğraşmışlar, öyle raşmışlar ki, nihayet meşhur Truv# harbinin olmuş Tarihin tekerrürden ibaret oldur ğunu iddin edenlere biraz hak vere“ ceğim. Belki tarihin kendi değil am” ma, bazı tarihi vak'aların tekerrüf ettiği muhakkak, Misal mi sordunuz? Buyurun! Şişlide G.., S.. ve K.. isminde © genç bayan ayni delikanlıya gönü vermişler. Bunların, o modem Pâ rise baş vurmak (gerçi akılların? gelmemiş amma, bu sefer delikani bizzat atik davranmış, yi, ihtimal daha becerikli ok ğu için, seçmiş: başlamış onunl# düşüp kalkmağa, pı tpki efennede ok İ , rakibelerinif aleyhine ittifak etmişler, yolunu gö” zetmisler, ve nihayet | geçenlerde Zincirlikuyu yolunda yakalayıp ler. iş mahkemeye intikal ef mis. Bizim hâkimler, vazife başındf önül hatır dinlemezler. İki kısksn$ e kanunun tayin e lediği hükmü giymizler. temiz dövmi Derken, İamasına bunlar seveb içlerinden | Ancek, işin en firaklısı bu ces9İ değildir. Onun daha ağırı, mahke me huzurunda, “bayanların bakliğ yaşlarının meydana çıkmış ve ilâm la tesbit edilmiş olmasıdır. n belki ehemmiyeti yok sirkaç #sne sonra, genç SÖ” ek iktiza ettiği zaman, Baj abil, yirmisini de" e azami ceff if mesine m lan Bayan $. i batırlıyan bir mü elbette bulunacak! Ve e Cali Türk - Rumen ticaret müzakereleri Evvelki gündenberi » şehrimizde devam edilen Türk - Rumen ticar" akerelerinin bugün neticelen* ceği kuvvetle tahmin olunmaktadi” Dün de müzakerelere her iki met leket murahhaslarının iştirakile vam e Yüksek faizle para veren eli bir profesör muhakeme edil Kimyayer Hâdi Faik isminde 5 ki bir profesörün fahiş faizle po vermek suçundan adliyeye verili ğini yazmıştık. yi Mazrunun duruşmasına Sultan le. evde misafir olan kız, belki bir hava almak ve sigara içmek için çi- iki hususi dost burada toplanacak” | kan seyircilerden müteşekkil biri larmış, İstiyorlarmış ki bu râsimede| ler gördüm. Hep yavaş sesle ve ben de hazır bulunayım. İ yüzlerinde bir endişe gölgüsile ko- Şu halde?.. ricasını söyledi. Ora- | nuyuyorlardı. Bunlardan birine yak- da bulunanlara kendisi birer küçük hediye verecekmiş ve âded vecbile bunları berbirinin pişkiri altına ko- yacakmış. Eğer münasibse ben de evin hanımına bir hediye götürebi-| lirmişim. Para sarf etmekde pek ih- İanladım ki Asiler Üniversitöyi işgal etmişler. O halde? Vedad, Vedad ne oldu? Halid Ziya Uşaklıgil INANMA! 10 defa arttırılan yerler dahi yardır. Bu ticaretin önüne geçmek lâzım - dır. Emlâk Bankasının kararı, hele arsa satışlarının muayyen bir müd. det zarfında yaptırtılması kaydına da bağlandığı takdirde yerinde bir edir. Buna mukabil gene Emlâk Bafkasının elinde uzak senvlere dağılmış Kiçüir küçük öyle arsalar vardır ki, bunları peşin para ile sotmağa kal. kışmak ev sahibi olmak isteyen az paralı vatandaşa bir imkânı daha ke. pamuk demektir ve bizim düşüncemize göre yanlış bir harekettir. Bu. nunla berâber kararın sırf bu düşünceden ileri gelmiş olduğuna; med | inci sulh ceza mahkemesiNt dün başlanılmıştır. Hâdi Faik, 7, gusunda aleyhindeki iddiayı 16“ sahidlerin €© masaressenaayat laşdım ve kulak verdim. O zaman|"" PERŞEMBE Şaban 17 |: Kia YE DI» 2 ulu |# IMSAZ Dı ö 4 4 ö jo (46/57) INANMA! |. il Me Mw id ii hi ta x

Bu sayıdan diğer sayfalar: