5 Kasım 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

5 Kasım 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sm di Se E Temennide ihtiyat payı S Üniversite 8 iN 1 : İE varini Üniversitesi, muhterem Rektörün bir nutku ile dün yeni ders senesini açtı. Yeniden Türki- yenin bu yüksek kültür makinesi devri hareketine girmiş bulunuyor. Bununla, orada, Türk gencini ilim âleminin esrarı arasına sokacak, on- lara bayatın maddi ve manevi sır- lar hakkında bir takım aydınlatıcı bilgiler verecek olan hocalar için yeni bir hamle senesi başlamış olu- yor; bu hamleyi onlarla beraber gençler de yapacaklardır. Tabiat ve cemiyet dünyalarında hüküm süren kanunlarla ilmi bir aşinalık tesis et- mek için, merak ve heyecan ile çır- pınan her genç ruhta, böyle bir Bamlenin bütün dinamizmi, bir ham madde halinde, kendiliğinden mevcuddur. . Eğer, Üniversitemiz, ham maddeyi iyi işlemesini bi onu kendisine çeker, canlandırır. Mıtır, yoğurur ve yürütüms€ sene 50- munda Türkiye yeni bir neslini, ye- ni bir öz ve yeni bir ruh ile techiz etmiş bulunur. Eğer böyle olmaz da, Üniversite ile talebe, o birbirlerini anlamamaktan ibaret olan tarihi an'ans içinde, münasebetlerini gene eski cereyanmda götürürlerse, yeni senenin de İnivernit; rekoltesi, bundan evvelkilerden az farklı o- ur: Makine döner, gürültüsü işiti- İir. fakat, ortada göze çarpabilecek bir eser bulunmaz. Temenni edelim ki, yeni sene, eskilerden daha fay- dalı ve daha feyizli olsun. * Bizim Üniversitemiz gibi, henüz teşekkül ve tekemmül devrinin ilk #nfhalarında bulunan bir ilim mües- #esesi için, her yeni senenin eşiğin- düşünmek, geçirdiği seneyi ve seneleri sıkı bir tetkik ve mürakabeden geçirmek çok Küzum- lu, faydalı bir işdir. Hattâ, bu, böy-| İe bir müessese için ilk yapılacak iş İerden biridir. Eğer, Üniversitemiz şimdiye kadar bu vazifenin ifasma bilhassa itina gösterseydi zanneder- sek, bugün müessesenin daha iyi bir tekâmül devresinde bulunduğu- Du görerek memnun olurduk. Zan- nımıza göre, bu noktada Üniversi- te, kâfi bir dikkat ve ihtimam gös- termiş olduğunu iddin o edebilecek vaziyette değildir. Çünkü; onun muhtelif sahadaki faaliyetlerini ne zaman biraz yakından tetkik ede- cek oleık, daima karşımıza büyük noksanlar çıktığını görüyoruz. Meselâ, nbul Üniversitesinin en mühim vazifelerinden biri de bu memlekete bir ilim dili yapmaktır. “Yahud. dnba iyi ifadesile, memi- tin mevcud olan ilim dilini, T milletinin bugünkü tekâmül İanna göre ve salim şartlar içinde, süratle tekâmül ettirmektir. | Hal buki, Üniversitemiz bu sahada mu- vaffak bir yol tutmuş ve eser mey- dana getirmşi değildir. Eğer, b işi bundan sekiz sene evvel, daha yeni kurulurken, o Üniversitenin birinci derecede mühim bir davam olarak ortaya atmış bulunsaydı, bugün da- ba iyi bir mevkide bulunmaz mıy- dik? Zannedersem, sekiz senede çok işi görülebilirdi. Halbuki maev- zu, henüz hiç işlenmemiş bir halde bulunuyor. Ne zaman işlenecek? Bu suale doğru bir cevab verebil- mek için, bize kılavuzluk (Oedecek unsurlardan mahrum (olduğumuzu itiraf ederiz. retli olması icin, geçmiş senelerde bir hayli tedbirler almıştır. Acaba, ayni hareketin bir de talim ve tedris heyeti icinde tahakkuk etmesi için İâzm gelen dikkat ve ihtimamı gös- termis midir? Göze çarpan alâmet- İere bakılırıa, bu noktada noksan- Yar bulunduğunu itiraf etmek irnb Faki Fransız filozoflarından La Bruyöre şöyle demiş: — «Kendinden bahsederken günün biride Turmz olmıyacağım, &stü olmıyacağım, böyle bir efirim altında mahkümiyet görmiyeceğim. dye. bilirim. Bu, benim hakkımdır, samimi düşüncemdir. emelimdir. Fakat #idinda pek ileri gitmiş olacağım da muhakkaktır, D EDEBİYAT Harb edebiyatı Yazan: İbrahim Hoyi Bana öyle geliyor ki, 1939-40 harbi, edebiyat dünyasmda yepye- ni bir merhale teşkil edecek ve şim- diye kadar yazılağelen harb edebi yatı nümunelerinin bambaşka bir şekli vücud bulacaktır. Şimdiye ka- dar okuyabilmek fırsatını elde et- tiğim bu gibi yazıların o eksariydtle «sbatırap, «ruzname» janrında &ale- me alındıklarım görüyorum. Al manların bu srada radyolarında temsil ettirdikleri mukayeseli skeç- ler, mevzuları tarihi vak'alardan a- lınmış ve ekseriya da sonu bir ibret diyaloğu ile biten radyo oyunları, 1940 harb edebiyatının bariz va- afk nümüneleridir, diyebilirim, İn- gilizler de radyolarında ayni usule müracaat ediyorlar, Türlü türlü sürprizler arzeden bu harbin edebiyatını kuracak olan mühim, mes'ul şahısların tarihi ha- tıraları, meselâ Çörçilin, Reynonun, Belçika kralı Leopoldun, Fin bay kumandanının yazacakları (eserler ve bu eserlerle vukuntın bizzat için de yaşamış olan muharrirlerin orta-| ya atacakları mahsuller, hiç şüphe yok ki romanlaştırılmış tarihler, si- nema senaryoları için ucsuz bucak- sz malzeme vazifesini göreçekler- dir. 1914 harbinin her cepheden “ İtahlilini gösteren eserlerin daha hâ- lâ tabı sahasına çıkarıldığını söyle- “İmek, artık hiçbir tarafı karanlıkta kalmamış olan bu devrin ne kadar eşel, isbata yeter. Benim en çok üzüldüğüm nokta, İstiklâl har- bimizin edebiyatını istediğimiz şe- kilde vücude getiremeyişimizdir. Hiç şüphe yek ki, harb edebiya- tından kasdim, yalnız kupkuru sn- dece müşahedeye dayanan . tarihi vak'aların sıralanışma yarayan bir edebiyat değildir. Harbin o mühim hâdiselerini tam olarak kullanan hi- köâyeler, romanlar, romanlaştırılmış tarih nevileri, biyografi, otobiyog- rafiler, hatıraları, ben harb edebi- yatının kadrosu içinde görüyor, ka- bul ediyorum. Belki tuhaf bulacaksmız, amma, ben ayni zamanda harbe dair kari- katürleri de harb edebiyatının çiz- gile ifade edilen en muvaffak, en veciz nümuneleri olarak sayıyorum. Nitekim 1914 harbinde neşredilen tarihi harb karikatürleri, bu 1939- 40 harbinde de bugünün karikatü- ristlerine en köklü ilham ve muka- yese kaynağı olmuştur. Bu janrda en ileri gidenler » muhakkak ki - A- merikallar o olmuştur. | İngilizlerin Puneh adlı mizah mecmuasında çi- kan siyasi kariketürlerle, Amerika- ediyor. Evet, itiraf etmek bir insaf borcudur: Her tekâmül, bir takım safhalar geçirir. Bit hamlede, hiçbir mü en beklenemez. Fakat, ne olurın olsun, bu tarzda bir müemesenin bize vermeğe mec- bur olduğu asgari bir tekâmül bor- cu vardır ve meydandaki alâmetler de hu borcun ödendiği intbamı ve- Tir mahiyette değildir Temenni edelim, kuvvetle | te- menni edelim ki bu sene olsun, Ü- niversitemiz, kendi kendisini tetkik ve tenkid etmesini bilsin ve bu işi bizlere bırakmasın. Muhittin Bi-gon Nafia ve Ticaret Veki'leri Ankaraya döndüler ündenberi şehrimizde |i hların Rewiew of Rewiews mecmu- alarında neşredilen (| karikatürler harb edebiyatı arşivlerinin en kıy- metli malzemeleridir. Tayyare, paraşüt akını, tankların cehennemi gürültüsü arasında ovü- cud bulan yirminci asır ortaları harb edebiyatı, bana öyle geliyor ki, dünyanın şimdiye kadar raslamadı- hı bâkir ve yüzde yüz orijinal bir edebiyat olacak; bu üstünlüğü ile de diğer edebiyat nevilerine renlist damgasını bütün kwyvvet ve kudre- sile basacaktır. Heyi —— İSTER Dünkü sabah arkadaşlarımızdan birinde, «Kesik başı serlevhalı | General diyor ki | iç bir yer kıt'ası yok ki on- da milletler harbin izürab ve endişelerinden uzak ve emin olarak yaşıyabilsinler. Hiç bir dünya köşesi yok ki orada in san, tecavüz ve tasaddiden masun olarak kendi benliği içinde hür ve müstakil yaşıyabilsin. Her tarafta insanlık, gene insanların tecavüz ve tahakkümünden ıztırablar duymakta ve bir tür bedi kurtuluş çaresi bulamamakta» dırlar, : Mihver devletleri Avrupaya, Ja- ponya da Âsyayn yeni nizam ve & bedi sulh getirmek, insaniyete di- siplinli yeni bir yosama tarzı ver- mek için harbettiklerini söylüyorlar. Onlar, galibiyet halinde, bu iki İstek, cmel, Ümid insanın kalbinde de büyür, inkişaf eder. Bizi istediğimiz hedefe götürecek osun Üzerinde yürümek kendi elimizdedir, («kat hedefe varıp varmamak. ta hidiselerin, testdüflerin de mühim rolleri vardır. 'Temenniyi yaparken ihtiyat payını koymayı unutmayınız Harb vaziyetine umumi bir bakış YAZAN aeeenmnnen Emekli general | H.Emir Erkilet i kıt'anın sakinlerine yeni bir cennet|dan garbe doğrü itecek bir durum) vâdediyorlar. Almanlar ve İtalyan- lar Avrupadan ve Akdenizden ko- vacakları İngiliz nüfuz ve tahakkü- mü (I) yerine kendilerinin şimdiye kadar görülmemiş hakimane (1) i- dare ve vasayetlerini ikame ederek buralarda yaşıyan milletlerin kabik- yet ve liyakatine göre hudud, mev- ki, salâhiyet ve faaliyetlerini birer mname ile tesbit ve bunun tst- ikine nezaret edeceklerdir. Bu takdirde milletler ve memle- ketler Alman veya İtalyan hima - yesinden istifade (1) edecekleri için ordular beslemek (ve kaleler inşa etmek külfetinden âzade olacaklar- dır, Avrupada tek irade, tek para ve tek iktsadi sistem hâkim ola - cağı, satılacak ve alınacak madde- ler memleketlere göre standardize edilecekleri ve hattâ fiatlar bile tes- bit olunacağı için ortadan rekabet kalkacak ve insanlar fesaddan kur- tularak ebedi refah ve saadete nail olacaklardır!, Japonya da, bütün doğu Asya- da ve garbi ve cenubi Pasifikte münhasıran kendi nüfuz, hakimiyet ve nizamını sokmak, kurmak ve yü- rütmek maksadile harbetmektedir. Mihver devletleri Şimal Buz de- nizile Atlas Okyanusundan Tunaya ve Balkanlara kadar hemen bütün Avrupa devlet ve milletlerini ya mağlâb ve perişan ettiler, yahud.da sindirdiler. Bugün onlara karı €s- kiden harbeden İngiliz devletile ye- ni ve müsellâh bir mukavemet gös teren Yunan devleti vardır. Japon- yaya karnı da senelerle mukavemet eden Çin mevcuddur. Eğer Alman- ya ve İtalya, Yunanistandan fı nazar, İngiltereyi mağlüb edebilir- lerse Avrupada, Akdenizde, batı Asya ve Afrikada neler yapacak - ların, yani kendi kamun ve nizam- larını buralarda yerleştirmek için nasil hükmetmek istiyeceklerini yu- karıda gördük. Fakat İnsiltereyi na sıl mağlüb etmelidir? !. İşte işin e - sası budur. Kezahik eğer Japonya, Sang-Kay- Cekin milli Çin hükümetini ve mil- Ti Çin ordusunu son bir mağlâbi- yete uğratabilse o veyahud bunları teslime icbar edebilse o zaman, A- merika ile İngiltereyi doğu Asya - dan ve batı Pasifikten kat'i surette sıkarabileceği gibi Sovyetler Birli - #ini de Vladivostoktan, doğu Sibir- ya, Moğolistan ve şarki Türkistan - iNAN, bir havadis okuduk” Bu haber bütün gazetelerde vardı. Yalnız bir farkla ki, refikimiz, başı kesik olmıyan cesedi zabıtaya, hapishane binastnın metruk enkazı arasınıda buldurmuştur. Halbuki hapishane binasmın enkazı çoktan kaldırılmıştır. Gene refikimiz, 3-4 gün evvel işlenmiş bir dnavet, diyor. Halbuki adliye doktoru raporunda cina- | yetin taze, en geç İZ santlik olduğunu söylemektedir. Refikimiz ölü İSTER İNAN, ISE EŞLER kuvvet kazanmış olacaktır. O halde üçlü ittifakın harb he - deflerini İngiltere ile Çini mağlüb etimek veyahud sulhe icbar şeklinde ifade etmek kabildir. Ve hakikaten üç silâhşorlar için bugün meselenin esâsim İngiltere ve Çini sulhe mec- bur etmek teşkil eder. Buna mu - vaffak oldukları takdirde onlara bir çok kapılar açılacağı gibi bu hedef- lere varamadıkları takdirde de ha: bi kaybedecekleri muhakkaktır. İngiltereyi mağlüb etmek için ise Mihver devletlerinin İngiltere adasi- le Misir zaptetmeleri lâzımdır. Bu sebeble Almanlar, adayı zaptet - mek gayesile bir taraftan orasını u- çak hücümlerile tahribe ve diğer ei betten İngiltereye gidip gelen ge- #nileri batırmak yolile uç bırakma - ön çahşıyorlar. Filvaki, nazari ola - rak, Büyük Britanya adas tahrib e- dildiği ve aç bırakılabildiği takdir. de teslim olur, Fakat İngiliz impa - ratorluğu buna rağmen harbe de - vam edebilir. Orun için ilk merhale olarak Mısır alınmak ve Süveyş ve Cebelüttarık kapatılarak İngiliz nü- fuzu Avrupadan külliyen uzaklaş - tırılmak iktiza eder. Bunun için de bir İtalyan ordu -! sunun Libyadan garbi Misir çölün - de Sidi-Barraniye kadar ilerlediğini, | fakat İtalyan taarruzunun Mısırdaki İngiliz kuvvetleri tarafından bura -| da durdurulduğunu biliyoruz. Bu tecrübeden sonra Mısırı şarktan zapt için Mihver devletlerinin güya Bo - #nzlarla Anadolu üzerinden ilerle mek istiyecekleri sayi oldu veya hud edildi. Hattâ Romanyanın Al - manlar tarafından işgali bu hedefe doğru atılmış bir adım olarak gös terildi; belki de hakikat bundan iba- rettir, Simdi de İtalyanlar Yuna - nistanı işgale çalışıyorlar. Bu yeni harble Romanya hareketi arasında bir münasebet olup olmadığın: bile- miyoruz, fakat, Mihver devletleri - nin doğu Akdenizle Mısırı doğudan yani Balkanlarla Türkiye üzerinden zaptetmek plânları bir hakikat be bunun tahakkuku için Romanya ile Yunanistanın işgal edi pek tabii ilk şartlar ve ilk hazırlıklardır. Romanyadan sonra Yunanistan gal edilmeli ki Yugoslavya kendili- Zönden büsbütün kıpııdanamaz bir hale gelsin ve Alman-İtalyan ordu- ları Bulgaristanınkini de sürükliye - rek Türkiyeyi tazyik edebilsin. Bu ve “| doğar, karar, ezim ve irade beynin. yölu bularak takdirde bizim ne yapacağımızı bü- tün millet Cümhur Başkanının, bay- ram günü söylediği Millet Meehsi açılış nutkunda gördü ve öğrendi. Fakat öğrendi demek | yerinde bir söz değildir. Çünkü millet bu tarihi nutukta kendine yabaner ders yılına başla”! man büyüklüğünü m seleri yaptığını kayıd rada yeni binası merasimi, makta olan ve üzerinde BöYüK tarıcının «En hakiki mürid dir» vecizesi yazılı balunam'l rih, Coğrafya Fakültesini suşter Tenin bir milletin üste olduğunu söyliyen | dünyanın bütün ilerlemeleri ilmin de verimlerini karakte"* 8 hı olduğunu tebmrüz etti: yıl buna harbin getirdiği den bahseylemiş ve sö İe devam etmiştir — Diyarımız kahramani Si nd. Kahramanlar. diyarın Li Kahraman Türk tarihin en güç şartları içil r dün bütün dünyaya isbat a tiklâl ancak onun yolunda OYM ve öldürmeği bilen milli kadı Türk milletinin büyük Milli Şefin her birinizden, gibi icab ederse kahramsı imişlerinizi elbette müftehif * sınız. Kahramanlık diyanndi guncu ve beşinci kolcu b Türk milletinin her feri inçisi, genci, yaşher, kandım Se yüreğinde bir tek duyg. sevgi taşır: Yurd duygutM gi sevgisi, bunun için her fd katlanmak kararı.» Rektör bugünkü harbd€ rolünü izah ettikten sonra devamla demiştir ki: vk ler değil ancak kendi hislerinin en yüksek ve 8 vE veciz bir iadesini bukda, İ Evet simdiki harbinin mevzii kalacağım düşünüp | söyliyenler olabilir. Yalnız gözden| mak etmemeli ki, Romanya ile Yu-| panistanın işgalleri drang nah oste: siyasetinin tatbikine (doğru atılmış ilk adımlar olmak ihtimalleri de vardır. Fakat eğer zihinlerinde var- sa Boğarlardan umumi ve kat'i su- rette bahsedebilmek için Mihverci- lerin yalnız Romanya ile Yunanista- ni işgal etmeleri, Yugoslavyayı büs- bütün sndirmeleri ve il bilikte sörüklemeleri kâfi olmayıp ayni zamanda, Sovyetler Birliğinin muvafakatini de şu veya bu şekilde bertaraf etmeleri lâzımdır. Fakat bunlar da yetmezi çünkü Türkiyeyi yenmeden ve ordusunu perisan et - meden hiç bir kimse ne Boğazlar - dan ve ne de Garbi Anadoludan geçemez. Görülüyor ki Mısırı şarktan zapt etmek öyle söylendiği gibi kolay değildir, belki de muhal kadar güç- tör, Elbasıl İngiltere şimdi hem mmu- kavemet ediyor ve hem de iyi çalı #yor. Elen dostlarımızın da, top - raklarma girmek cesaretini göste - ren düşmana adamakıllı bir ders vereceklerine “eminiz. Farzı muhal onlar kalabalık karşısında gerile - mek mecburiyetinde kalsalar bile Boğazları ve Anadolunun kara ve hayalarından geçen bütün yollari müdafaa etmesini bilen Türk sün- güleri, Türk top ve uçakları vardır. Görülüyor ki ne İngiltere, ne İngiliz imparatorluğu ve ne de onun müt- tefikleri yıkılıverecek gibi şeyler ol madıktan başka çok kuvvetlidirler. Bahusus hak da onların tarafında - dır, Doğu Asyada da İnponlar Çinli- leri yenmek veya boğmak imkümni bir türlü Obulamiyorlar. İngilizler Birmanya yelunu açtılar ve Ruslar da Çine yardimdan vaz geçmiyor. lar. Filvaki Japonya bir taraftan Birmanya yolunu bin küsur kilomet- reden gelen uçaklarla bombalamak- ta olduğu gibi Moskova sefirini de Biştirerek Sovyetler | Birliğini Çine yardımdan & vazgeçirmek istiyor. Fakat, her ne yapsalar Çunkunz'i yakın bir zamanda tecrid edemiye- eekleri anlaşlıyor. İngiltere, Avru- pada fevkalâde meşgul olduğu ve bütün kuvvetlerini orada toplamak mecburiyetinde bulunduğu için uzak doğuda bir şey yapamamaktadır. Amerikanın Japonyaya karşı yahuz başına herhangi kat'i bir harekete geçmesi de o beklenmemektedir. O halde harb burmda dahi uzamıya mahkümdur. Zaten İngilterenin istediği de bu- dur: Harbi uzatmak ve kazanmak. — Şimdi, Üniversitesi lk meselelerine temas edefiiği çen yıl dünya harb buhran İtalyan - Yunan! çalkanırken Üniversitemizi? mi, simdi göreceğiniz olmuştur. oi Bu yıl Üniversiteden 6İgİ mezun olmuştur. Bunlardaf Tıbdan, 142 si Hukukta gi Fenden, 76 sı Edebiyatta, tısaddan, 16 sı Diş tababefi Bu sene Üniversitemizin nisbeti, vasati 90.94 arası Bu yıl Üniversitemizde lara giren 5547 ta a terfi etmistir. o Fakültele muvaffakiyet nisbetler dn 84,3, diş tabnbetinde 70, edebiyatin 63, hukukte kuktaki muvaffakiyet ni nin tam verimini, ane yılı sonunda verebileceğini mis Üniversite . kadroiii ecnebi 10 3 “hanla sekiz doçent bildirmiştir. Üniversitesi, Müteakiben sek bir meslek mektebin beyt ad dikkati çeken Rektör, tal versite bilgilerile ve Üniv" rakterile bezeli olmalar! bulunmuş, çalıskanlıktar ahlâkta ve karakterde de“ malarını istemiştir. M arif Rektör Başvekil ve Mg” kiline Üniversitenin sükr# Milli Sefe sonsuz sevgk bağlılığım bildirerek sö iy kurd nr td nutkundan #0! Neset Ömer İrdel Borünli bette şimiyoterapinin yer Tu açış dersini vermiz Vee bütün fakültelerde deri Başvekil we ç Vekâletind vi e EE Ankara 4 (Hususi) Refik Saydam, bugün Dz Atina radyosunda Atina, 4 ai , dün akşamdan İlnanile meşriymin e emisyonlar, Türk tab eden birkaç sözle, air” Neşri; her akşam i Mami ME EZE EZ Hüdiseler de şimdilik bu yolda, ya-'İ ni İngilterenin yolunda yürüdükle - (Deramı 6 nel ) INANMA! | için genç bir kadın diye yazmakiaciır. Halbuki zavallı kadın 80 yasında bulunmaktadır. Refkimiz kadıncağızını başını koparmış, kesik baş, demiştir. Halbuki, kadının başı yerinde durmaktadır. Ha- vadiste zabita akşam, geç vakit haber almıştır, deniyor, öğleden biraz sonra mesele meydana çıkmıştır. halbuki Haberde adliye doktorunca cesedin morga kaldırılmasına lüzum gösterildiği yazlı- dır. Halbuki, tbbı adli defnine ruhsat vermiştir. Hülüsa 16 satırlık bir havadiste 6 yanlış mevcud bulunmaktadır. INANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: