3 Ocak 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

3 Ocak 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

öliildcimmineiinilnikdnli Karamanda Zengin bir zeytin saha- sının tahrib edilmesinin önüne geçiliyor Karaman, (Hususi) — Karama nin Bucukkışla nahiyesinin ve yeys bağlı Afgan, Kümran, Kore- cable, Bostanözü ve Çukur köyleri bu bölgenin en güzel yerleridir. İk- Uni mutedil olan ve mevkii deniz seviyesinden 400 ilâ 450 metre yök seklikte bulunan o burada, vadisi diye tesmiye edilen sahada milyonlarca zeytin ağaçlarının ihya- sına çalışılmakta, t yapılmaktadır. ül yabani halinde bulunan zeytin ağaç- larından toplanan zeytin ( taneleri terbiye edilmeden pazarda kilosunu 3-6 kuruşa kadar sal Bundan üç dö zeytin ağaçları içerisinde #netkiç (butun) ağaçlarına Gazian- ten fıstığı aşısı yapılmış ve bu aşr tın nasl yapılacağı Zi: dairesin- ce köylülere gösterilmi Bu sene de mebsulen büyük ir teneli r:ey- valarını gören köylüler bir kulkın-| ma yapmışlar ve bu ağaçların vak-| tnde tmarlarını terine çalışmakta-| dırlar. Fakat ağaçların bulunduğu) mahallere kar düşmediğinden kışın| davarlarını sahile çekmek ıztırarın-| da bulunan bazı aşiret ve köylüler xeytin ağaçlarını keserek ağıl yap-! makta ve davarlarını burada otlat- maktadırlar. Bunu gören köylüler hü kümete müracaat ederek O ibyasma çalıştıkları .bu ağaçları Okesenlerin ceralandırılmasını istemişlerdir. Ya- pılan incelemede ağaçları kesenler mahkemeye verilmişlerdir. Ergani madeninde bir köylü karısını döverek öldürdü Erganimadeni, (Hasuri) — Bu- raya bağlı Hazar nahiyesinin Ermi- ye köyünde bir cinayet (olmustur. Köyden 33 yaşlırmda Mehmed oğ- Iu Ahmed karısı ile uzun müddet- tenberi daimi bir geçimsizli de bulunduğu için evvelki gece de! gene bu sebebden kavgaya miş, bir aralık fena halde hidderlen- mis gözleri dönmüş ve Fatmayı dövmeğe başlamıştır. Dayak o ka: dar şiddetli olmuş ve uzun silrmüş- tür ki, nihayet Fatma oAhmedin yumrukları altında can vermiştir. Zabıta derhal cinayetten haberdar edilmi: il tutulmuştur. Manisada Atatürk koşusu Manisa, (Hususi) — Bölge tara- fından tertib edilen Atatürk koşu- larına Yıldırım, Gençlerbirliği, Ge- dizgençler klüpleri iştirak etmiş lerdir. Koşu çok heyecanlı olmuş, kaşu- ra iştirak eden Gençlerbirliğinden İiseyin birinci, Gedizden Şakir ve Osman da üçüncü gelmişlerdir. Önümüzdeki hafta içinde de İs- Met İnönü koşusu t: ii Bigada bir genç donarak öldü (Humusi) — Şehrimize Biga, bazlı Yeniçiftlik köyü halkından ösmile anı-|! Çerkes Ayşenin Hüseyin lan 25 yaşlarında bir genç, bü kardesile birlikte köy civa Ege gölüne ördek avına gitmis Gölü indeki «küme ye kö den g i av malzemesini bir kaç kere bele kadar suya girerek taşımış. büyük kardeşi donacağını anlıvarak kaçıp köye gslmiş ise de Hüseyin o gece soğuktan donup öl- Demekle, muhatabının ateş püs - küren bir nazarı karşısında hemen kinci bir dosya çıkardı ve Vilforla «sattı, Hafiye: ğ —- Tamam... dedi, Şunu da bir görelim. i Bu dosyada yedi mektub ve bir Fotoğraf olmak lâzımdı. Fakat ne af vardı, ne de mektublardan iü. 5 Dört mektubda da Marsel imzası Meunuyordu. Bu imza Madam An- nin müstaar imzası idi ve mek; E : zengin © İngilize (| Sidney “as yazılmıştı. Viltort: De mekbubları sz mi aldınız? Diye sorunca Boisson hemen red- — Hayır, hayır efendim... Ma - > lik halin-/ Y* ri ve ENTELİCENS SERNİS Eye köy ve kasabalarında! teşkilâtlı çalışmalar Belediye ve köy idareleri devlet sağlık teşki- e işbirliği yapacak, bataklık, yol, sıtma, tohum ve fidan işleri w — Bazı köy ve! #a'y mükelefiyeti ile izalesi mümkün su birikintilerin- den hasıl olan bataklıklar hakkında | verilmiş emirlerin ve mevcud nizama tın tatbik edilmemesi vüzünden bu- raların tekrar sivrisineklere yuva ola | cak hale geldiği ve sıtma vak'aları- nın başgösterdiği görülmektedir. Bu hususa dair Dahiliye Vekâle- tinden vilâyete mühim bir tamim gelmiştir. Köy, belediye, sıtma mücadelesi ve tapu kananlariyle talimatname- lerinin müteaddid maddeleri, bu gi- bi küçük su birikintilerini kurutma- id çalısmalarda halkın yapmağa mecbur bulundukları mükellefiyet lerle bunları takib ve temin ile mü- kellef teşekkülleri ve teyid kuvvet. lerini, o kurutulan o vetlere O& il Ohakları (oOsarhatin oo tayin ve tesbit etmiştir. Köy kanunun 43,| 47 ve 48 inci maddeleri de her şeye tercihan çalışma programlarında ba- şa alınması mecburi sağlık işlerinin geri bırakılması halinde ve isbir-! liği yapılmasında köyler arasındaki ihülâfın hallinde idarenin müdahale hak ve sslâhivetlerini göstermiştir. Az çok sulak OAlup ta zer'iynta müsaid olmıyan mrazinin veya yeni ameliyelere rağmen tamamen sizm- lar, ve #ulaklıkları o giderilmiyen yerlerin, kökleri çok sn emen öka- İipttn, söğüd, kavak vesaire gibi fi- danlar ile ağaçlandırılması ve bu - raların sivrisinek üremiyecek halde muhafazası köy, belediye ve orman kanunları icahındandır. Umumi sağlığı bozabilecek, bin- netice vatandaşların çalışma kabili- yetini ve istihsal kudretini sarsabi - İecek mahiyette (bulunan bu da rumlar izale ve imhası için y ında belediye ve köy devlet anğlık teskilâti- yaparak lüzumlu yerler- memurlarımızın — teknik inden de istifade o eilerek| tamamen bedeni mesaiye dayanan bu mükellefiyetleri 94) yili iş prog- vimlerinin basma alma! ları zaruri görülmüstür. İdare âmirlerinin bu meeaiyi biz-| sat devamlı surette takib etmeleri lâzımdır. Bu hususta gezi Nukleden: Behçet Sata dam Angenan Mösyö Moore il: sauhaberatını yırtmadığı ve Tour » pied de daima evde bulunduğu için.. Bu muhabera ” Id. Ya bu mek - tublardan eksik üçü ne oldu? — Fotoğrafla birlikte Madam Angerana iade edildi. Bu fotoğraf Madam Angsram Mösyö Moore ile gezerken gösteriyordu. — Bu üç mektubla bir fotoğrafı Madam Anzerana kaça satıldı? — Yetmiş beş bin franga... 7 nederim bu para, yedi Mari ye edildi. — Evet, o tarilite Tourpied ban- kaya elli bin frank yatırmış. Geri ka- lanı da zahiiliniz mi aldınız? Boissan inkâr edemedi ve Vilfort | beraber başarılacak mi faaliyet istenecektir. Bunlar, su birikintilerinin kurutulmasında, belâ, lâğım ve çukurlarile çeşme, kuyu, pinar, hark, değirmen yolu, bula - #k myu — birikinti ve akıntılarının tanziminde, süprüntü ve gübrelik » İerle bunların yerlerinin tesbit, te - min ve naklinde, sazlıkların temiz-| lettirilmesinde, zirant ve orman me-| murları da bu işe yarar tohum ve| çelikten fidan yetiştirme ve ağaç »| landırma işlerinde sıhhi ve fenni di- rektifler vererek bizzat rehberlik &- decek ve bu suretle vatandaş za - man ve emeğinin hedredilmemesine itina eyliyeceklerdir. İ Bu çalışmalarda belediye ve köy! idareleriyle sıtma mücadele heyet - leri daha muvafık bi: neticeye ula- şabilmeleri için kanun, talimat, teb- Tiğleri alâkadarlara tevzi ederek nazarı dikkatlerini bu esaslı sıhhat vazifesine celbeyliyeceklerdir. Vekâlet, ekle edilecek neticeler - den peyderpey malümat verilmesini de emretmektedir. Tokad Parti Bölge müfettişi Sivasta Tokad, (Hususi) — C. H. Parti- si Tokat bölge müfettişi Karı meb'u su Zihni Orhun Sivasa mütevecei- hen hareket etmişlerdir. Manisa nüfus müdürü berat elti Manisa, (Hususi) — Bir müd- det evvel işden el çektirilmiş olan slifus müdürü Naim Bilsir mahke- meden beraet kararı almış ve tek-| rar vazifesine başlamıştır. | Konisada iki esrarkeş yakalandi Manisa, (Hususi) — Mustafa oğlu odacı Hüseyin Kırmızılar Has san Özdemir adında birinden esrar alırken her ikisi de cürmümeşhud halinde yakalarımış ve adliyeye im edilmişlerdir. Hasan Özdeminin inde 18 parça esrar çıkmıştır m ederek: İaki paranız ve hesab- larınız tekkik edilecek, bu para or- tsya çıkanlacaktır. — Peki, fakat... Efendim... Mösyö Vilert!... Geri kalan dört mektub için Tourpied ne kadar para istemi: — Yetmiş beş bin frank... Fa madam sıkışmıştı. Bu parayı vere - miyordu. Mühlet taleb ediyordu. » Vilfort elindeki evraka bir göz! a tta. Bu dört mektubu Mösyö Ange - ran okumuş olsaydı, hiç de mem - nun ol hn. Sonunda hafiye mektubları ce - bine yerleştirerek sordu: — Hepsi bundan ibaret mi? — Evet, başka hiç bir vesika ve- ya makimata sahib değilim... — Doğru söylediğinizi temenni ederim mösy3l... Bununla beraber son bir nasihat vereyim: Bundan sonra doğru yoldan yürümeli ve kö- ti maksad gütmemeli. Bu idareba - neyi dört gözle tarasand ettireceğim. En küçük bir hile sezersem... değil SON POSTA . Hergün (Maştarafı 8 nei sayfada) leceği herhangi bir iraddan daha iyisini, kendi alınterlerile temin et- menin yolunu pek güzel bulurlar. İpallıyan ayağına, aliliğine (orağmen Demek isterim ki, heyecanları-İbütün bir araştırma, (Obulma cihanı mızı daha müsbet, daha mahsul ve-İolan iâboratunrında, © yanında asik. rici sahalara tercih etmeği unutmı-!tanları yeni bir meseleyi (o çözmekle yalım, — İuğraşmakin idi, Bu mesele de şu idi: Köpekler neden delirir yle bir kö. Bilhassa nile babalarile annelerin Sek tarafından medi siyle ne. gözlerini bir nokta üzerine ehemmi-' den &'r? Hayvanın salyasında nen. yetle celbetmek ihtiyacını duyuyo-|ba ne gibi öldürücü bir mikrob var- rum: Çocukları piyango ile fazla|dır? Pasteur seabu neden kudur has meşgul etmekten ietinab eyi talığının menşeini sramağa kalkış - lâzımdır. Hayat, piyango ile değil, Sebebini «iş» Je, wmeslekv İc, naebata ile ya- tem dâhi Ka şanır, Servet, piyango ile değil, usul | pöir?., ve nizamına uygun bir çalışma ile| Günlerce, hatti aylarca iâboratu - elde edilir. Çocuklarımızın a İYİ arında kudutun menşeini keşfe uğ. ez ya si Pk raya Pasteur bütün o insan üstü ça Eğer a lışmalarına, Asabı yıpratan, diin - en Kyrie e e vk di tecrübelerine rüğmen hiçe kü verec ES PATA, müsbet netice elde edemedi. Lâ. Meym bie e “e edilmiz gemek- | boratarında beslediği köpekler, do. ek çocuk! İlgen ta” ven | muzla canhiraş feryadlar kopara - maraş m ye İrak, hırlaya hırlaya ölüyor, yapılar meyiniz. » hayat bir PİYANZO| önlü törlli şırıngalar o hiç bir fayda! değildir; onu, kendi elimizle bizzat | yep: Nihaşı e : riyordu. yet aşılanan köpek biz yaparız. Çocuklarımıza piyan&o-| lerden biri —hor nasılsa— iyileşti ve bir tavşanın amudu fikarisnden ya- pılan yeni bir aşıyı sapsağlam kö - Erdem Mas-| zehirlenerek ölmesi icab edecekti. fa Kat hayır. köpeklerin hiç biri de ÖL nüne geçilecek olursa, kuduz hasta hıı da vücud bulmuıyacaktı. Pasteur hiş hastalığın mikroblarile aşlama-| yâ hazir bulunuyordu. tı. Eğer Pasteur imdada yelişmiye - cek olursa, çocuk muhakkak surette ölecekti. Maarif-Müşaviri Fakir Himlidürü Y. Cemil Üner teftişlerde bulunduktan sonra Edirneye dön - müşlerdir. Zatürreeler Mevsm hastalıkları meyanın - da az çok zatürreelere Lesadüt edilmektedir. Zatürree her z& - man tehlikeli bir hastalıktır. Her yaşta tehkkel: olmakla beraber bilhassa ihüyarlarda, alkolikler - de daba farla tehlikeler yaratır, Bundan başka ötedenberi vücud. larında başka hastalıklar mevcud olan kimselerde bu hastalıklar sebebile husule gelen mukave - metsizlik ve zâflar dolüymğe gene #atürreler oçok mühlik olur - lar, Kalb hastalığına omüptelâ olanlar, müteverrim bulunanlar yüksek aylardu gebe olanlarda, böbrek hastalığına müptelâ bu - lunanlarda kezaSk çok tehlikeli. dir. Zatürreslerde hastalık ciğerde, tehlike kalbde diye kabul edilmiş tibbi bir vecize vardır. Bu vecize hakikaten doğrudur. Deha ilk günlerinde kalbi tutmak için mü. teyakkız davranmalıdır. Birçok defa kalbde ademi intzam veya- hud düşkünlük görüldükten son. ra kalbi takviye etmiye çalışırız Halbuki bu artık geç kalmiş bir tedavdir. Zatürrece tek tarafta olursa nisbeten daha selim, çift olursa daha vahimdir. Çok ça - buk teşhis konulan zatürreelerin süratle tedavisi için şimdi elimiz. de eskiye nazaran kıymeldi vas. talarımız, dâçlarımız vardır. Bu yeni” lâçları büâlereddüd tatbik etmeli ve fakat ayni zamanda kalbi sık sik ol ederek kuv. da değil, işde, çalışmada, sebat Ve| yüsnütün muafiyet kesbeti Peki, , r Peki, bu azimde, melez muvaffak olmayı | neden ve nası olmuştu? Pasteur ve , Ml B bayan tcrabalim gile, ml EY ; ri giriştiler. Hususi shittin EOGEM | urette kurutulmus ve kudundan ölen Uzunköprüde maarif peklerin beynine (miktarını Bergün teftişleri biraz daha arttırarak 14 gün sıra ile aşıladılar... Bu müddet sonunda Pas iteur'ün hesabı doğru çıkmıyacak 0. İşi aşılanan (köpeklerin hepsi de memiş, hepsi de muafiyet kesbetmiş. lerdi, Tecrübeler belki yüz defa tek. İFar, ve köpeklerin kuduz hastalığına kârşı masın kulacakları isbat edildi. Şu halde köpeklerin delirmelerinin ö- gene lâboratuarına kapandı ve gün | lerce yaptığı tecrübelerden sonra ku. duzun tedavisini bulduğunu idâin et. ti. Yaptığı aşıya o derece o emniyet) besliyordu ki, kendisini bile bu müt.! Talih —bu sırada— kendisine yar. dım etti. Jozef Meister isminde gokuz yaşlarında Alzaslı bir çocuk de b nin önünde oynarken çilgin bir kö » pek tarafından IM yerinden ısırtimış. Uzun tereddüdler, vicdan! müra - kabeler, doktor arkadaşlarile müna.| kaşa ve istişarelerden sonra Pasteur) kararını verdi: Çocuğa, onu ya kur. taracak veya katledecek meşhur 14 İiğnesini yapacaktı. Tedavi müdde - İnce epeyce helecanlı anlar geşiren, #midden yeise, yeisten, Ümide düşen Pasteur, nihayet bir zafere daha ka- vuştu, ve insaniyete en büyük hedi - yelerinden birisini verdi. 14 yerinden sırilan çocuk iyileşerek ayağa kalk. &. Pasteur çahışmalarında muvaffak! Olmuş, kuduzun — İâcını bulmuştu. Artık dünyanın dört bir tarafından gelen kudür hastaları, dudaklarında dua gibi mırıldandıkları Pastenr'n! ismi, onun lâboratvarına yatiyor ve! iyileşerek o memleketlerine dönüyor -| lardı, * Bu sırada gayet mühim bir hâdise oldu, Rusyadan kalkıp Parise gelen 19 kişdik ini kalpaklı bir Rus hasta kafilesi (O Pastesr'ün O lâbora'uarını sordular. Hepsi de köylü olan bu has talar, dağda odun toplarken kuduz bir kurdun hücumuna mar? külarak Büyük fen adamları (Baştarafı 2 nei sayfada) İdular, ve engin bir sevinçle memls -| ! dinburgb hastanesi ketlerine döndüler, Parise ölmeğe gk dan hastalarının böyle sapasağlasi dönüşleri, Mujikler üzerinde bariku” lâde bir tesir yaptı ve hâdise bütün Rusyada akislendi. Rus Çarı, Gram dük Vindmir yasfasile Pastevr'e Raf yanın en büyük nişanlarından birini hediye etti. Üstelik Pasteur enstitü - sünün kurulma masrafı için de yüf bin frank yolladı. Çarın bu hareke. ti, bütün Fransayı coşturdü. Ayak landirdı. Teberrü Jeteleri açıldı. ig metçiden tutunuz da müyonerlere v8 İrıncaya kadar herkez Pasteur'e karşi! beslediği sergi ve hayranlığı (o ibaf etmek aşk've ateşle elinden geldiği bulundu., ve işte bu sıhhat bu şekilde kurulda. Kuduz aşısını buluncıya kadar möf iş suretle yorulan, yıpranan Pas teur artık büsbütün takatten döşmüğ tu. Dastları (o kendisine bir seyahaf tavsiye ettiler. Kısa bir gezintiye çile tı. Tekrar Paxise dönerek Paris ense #üsünün açılışında bulundu; ve hale kında söylenen güzel sözler karşısı” da o kadar heyecanlandı ki, konuşüe madı, ve hitabesini oğlu okudu. Artık Hiç bir işe Oelini sürmiyesi Pasteur, Pariste dolaşıyor, lâborabilr arında yeni (yeni keşifler (o peşude koşan, kuş palazımın seromunu be” maya çalışan genç (fen ndamlarım niyetle seyrediyordu. niversilesinin büyük tıklım doludur. Yabancı ülkelerin mü mesi arkadaşlığı etmiş olan, Duç * lawx, Roüx, Chamberlani ve Mef nikof da buradalar. Nazırlar, eiçilef, âyan azaları ve meb'ualar da gayel süslü elbiseleri ile dikkat nazarlarını çekiyorlar. Bu arada (bütün gözleri üstüne toplayan o birisi daha vardf Ki, ensesine kadar 'nen uzun saçlar, tertemiz yüzü ile mühim bir şahayef olduğunu gösteriyor. Bu meşhur E * başdoktoru Jo « seph Lister'dir. Ufak tefek, kır saçli ve topaltıyaf bir adam, Fransa Clmhurresinin kö Juna dayana dayana salona giriyof” Cümhur riyaseti bandosu zafer mar“ gnı çaliyor. Herkes ayağa kalkıyo” ve can ve gönülden nikışlıyor, Nu © tuklar birbirini takib ediyor. Pasteur” #n büyüklüğü (anlatılıyor. sözler şu cümlede toplanabilir; «— Dünyada hayatlarını size b lu olanların, ve ileride de olacakla” sayısını kim bilebilir?e Pastenr, bu aözleri engin bir heye “ can mimikleri içinde fakat fevaruli dlnlemektedir. En sonunda Lister yağa kalkıyor, ve Pusteur'e hitab €#| derek: j — S2 asırlardanberidir sürl hast lıkları örten paçeyi siyırıp attinre“ dedikten sonra büyük fen adamın derliyor ve onu kucaklıyarak öpüyof Salonda bulunanların hemen hep göz yeşlarmı tutamıyor, ağiyor bu sahneyi alkışlıyorlar. Düşmanları tarafından hodbin, terişi seven bir insan diye teşhir edi mek stenen Pasteur'ün verdiği ce vabdaki şu cümle ne kadar mânali dir: vetlendirmeği hmal etmeme. lidir. ısırılmışlardı. On gündenberi de yol da idiler. Acaba Pasteur kevdilerini iyi edebilir miydi? Büyük fen adamı derhal faaliyete geçti, ve 19 hastayı da tedaviye başladı. Muaiscede geç kalınmış olmakla beraber, yaraları ağır olan üç Rus köylüsü iyileşeme - di, geri kalan 16 si tamsmile kurtul. mama müesesenizde kalacak değil ya... Deyince Boisson içini çekti ve bin frangı inde etti, ZO | — Cevab istiyen o okuymeslarımın posta pulu yokamalarını rica ©. derim. Aksi takdirde etekleri leyi bir el işaretie ta ra man Boisson titredi, ne demek inte- diğini anlı ta, * yn. Peki, 1 akl şi kim öklür - -— DÖRDÜNCÜ KISIM — ba Sarışın kadın — Yemin ederim ki hiç bir şey- den haberim yok. Hâdiseyi gazete - lerde okudum ve o gündenberi ne bu mesele ile mesgul olabildim, ne de kimse bana bu adamdan bahset- Müfettiş Labreche fevkalâde ca- nı sıkılan adamlara mahsus bir asm- biyetle: — Hayır azizim Vilfort, dedi. Bu iş yürümüyor. İtiraf etmek gelir ki, hâlâ ilk günlerdeki kadar esrar perdesi İçindeyiz. — Ne yapayım? Her çareye baş vurdum. Yalnız katilin kim oldu - ğunu değil, neden bu cinayeti işle - diğini de öğrenemedim!.. Belki se « bebi öğrense idik... Bu itirafı işitince müfettiş Lab - reche, yanhanenin kenarına iki yum yağuna dayıyarak Vilforta gözlerini) dikti. Şanzelizedeki bu taharri bürosu-. na müfettiş Labreche tesadüfen uğ”, ramıştı. Belki bu busesi hafiye me- muru bir şeyler öğrenmiştir ümi - dile. , (Arkasi var) © . ü Boison bu sözleri son derece a- çık ve kat'i söylüyordu. Hafiye de onun bu sözlerine inanmış olacak — Doğru hareket etmişsin. Ba - siret bunu icab ederdi. Dedi ve elile bir selâm vererek: — Dediğim gibi uslu otur, Sen bana karı mülâyim hareket ettin. Belki ben de seni bu işten kurta - rınm; amima söz veremem, Vilfort çıkıp gittiklen sonra da Boisson telâş ve heyecan içinde, hâ- lâ şaşkın bir halde idi. Fakat bir sa- niye sonra Vilfort tekrar gelmişti: — Az daha unutuyordum. Mösyö Chardinin bin Frangı hâlâ «Ben elimden geleni çalıştım.» * Bir türlü hastalıktan yakasını se $İ yıramıyan Pasteur (1805 yilinin Haziranrida biraz toplanmak, kuy vet bulmak üzere Villeneune 1'* tang'a giti, Bütün yaz ayları müd #İ detince (Okudu, ve doktor Roux kuş palazı etüdlerine dair münt şalarda bulundu. Tamamile iylesac& ğine inanıyordu. Fakat günden gi halden düşüyor, felci gitgide arti * yordu. Günleri artık sayılmağa b lamıştı, Nihayet 27 Eylülde msi hahne giren Pâsteur, müthiş ıztırab” lar içinde (krtranarak, bir eli ük Vİ son aşkı, karı madam Pasteur'ö' elinde olarak birkaç saat içinde caf verdi. İbrahim Hoyi Çata.cada bir hırsızlık Çatalcadan yazılıyor: Farhadpaşa o mahallesinde yapmalı Bura oturaf Veli isminde birinin karısı Nebiy&| nin evine meçhul hırsızlar o çirmiti 150 lirasını calmışlardır. e Yapıls” tahkikat sonunda paranın çinge Rifat ile Mehmed oğlu Orhan tar” fından çalındığı anlaşılmış, Hırsı”) lar yakalanmıştır. Orhan İstanbı kaçmış ve paranı aşağı yukarı he” sini yemiştir. Suçlu buraya getiri” miştir.”

Bu sayıdan diğer sayfalar: