16 Şubat 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

16 Şubat 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— pm a SON POSTA Sart General 33.80 evvel-.———— > diyor ki (Baş tarafı 1 inci sayfada) İmparatorluğun cepheden ve 80-90 milyonluk diğer bir imparatorluğun da arkadan hücum etmeleri hayli tuhaf ve tarihte hemen emsalsiz bir hareket olur. Gerçi beşerin tarihte Yarattığı hâdiseler ya bir veya bir facia olmaktan hâli kalmı- yor. Fakat Almanyanın Yunanistan arkadan vurmıya kalkışması hem bir komedi ve hem de bir dram ©- bi yea zamanda ve zannımca iraz a olacaktır. Ayıb sinek meselesi hem İlalya- n ve bem de Almanyaya racidir. talyaya racidir, çünkü büyük ci - aşik davalarile bütün dünya - nin kafamın yıllarca göşiren büyük bir devletin kendinden hem 7 misli küçük. ve hem de burnunun dibinde bulunan zayıf Lir Balkan büküme - mile âciz kalarak imdadına büyük bir devleti çağırmam, bizce. | değil ayıbın kendisinden başka bir #*Y değildir. Fakat Almanyanın Yuna - nistanı arkadan vurmağa kallışma- sı da daha hafif bir ayıb olmaz. Be- husus Yunanistan pek haksız ve pek manasız bir tecavüze uğramış ve ancak istiklâl, şeref ve mevcudiye- tini müdafaa için silâha sarılmış bir millettir. Hakka bakılırn Yananlılar, be - serin kendini bildiği gündenberin hemen emsali geçmemiş bir şaka vet baskınına uğradıkları on - ların mücadelesini hemen biltün ci- han takdir etmiş ve benimsemiştir. Ve ben eminim ki, resmi Almanya ne düşliniiyor ve ne kuruyorsa dü- sönsün ve kursun, her halde Al - manlar. Yunan - İtalyan harbinde, Yunanlıların tarafındadır. Diğer cihetten Eelenler İtalyan - larla yalnız baslarma dövüsüyorlar. Almanvava gereken şey de bu har- be müdahale etmemektir. Hakk herkes hâlâ Almanların bu herbe kail ve razı olmadıkları dedir: nerede kaldı ki Almanyanın Elenleri arkadan vuracağına inanıl- sabi enkerir, Almanya. bugün kendine denk bir düşmanla. yani İngiltere ile har bediyor. Onun bu harbi bırakarak ir takvın tâli övlerie wörasmacı da Haklı. bir hareket sayılamaz. Bet Hitler'son natkunda nerede İneiliz varın biz de orada olacağız demiş - ti Fakat bu. hem harbin z ekdnmlmekiiik iii öni İneilizlerin hareketine uydur - mak demektir ve hem de zaten Yu- nanistanda İni» ordusu bulunma" dğndan oraya gitmiyeceğiz demek- tir, Fakat acaba öyle midir? Bay Hitler İngilizlerle kavga icin yer mi balam? 1. İste Büyük Bri- doyan o muharebeler » Fakat Balkanlarda ve Yu- nanistanda İngiliz yoktur ki onlarla uğraşmak için oraya gelsin! Böyle de olan Bay Hitlerin hükmü siha yet Yunan karalarına inhicar ede - cek ve e biler Ve denizlerile larına uza! seyir vi rika O halde bir Balkan seferinden ne 2. Almanya Balkanları ve farzı muhal ğazları işgal etse de bundan ne ka- Zanacak?! Bunca Alman r ve muarızı milletlere bir 50 milyon daha katmak mu?! İşte Balkan oyu nunun sonu amc: olabilir! * İngiltere ve Amerika elele ver miş oldukları halde şark ve yarbde büyük bir faaliyetle uğraşıyorlar. A” Merika harbe girmemiş, fakat bar - bin tâ alnıma bakıyor ve harbden en ufak bir ürkeklik göstermiyor. bun bir neticesi olarak buçün Ja - Ponyayı yumuşamış ve birkaç gür denberi bulanmak istidadını göste- Ten Uzakdoğu sularını yeniden dur uŞ görüyoruz. Harbin içinde eye İngilterenin hergün artan ida ve cevvaliyetle sevk ve are ediş tarzı ine giitikçe aydınla- Şor. O artık müdalanda değildir. bni ©, olduğu kadar cen kanlarda, Afrikada ve hatâ meşin Ye her yerde İngiliz diple- ve iz sil ir taar- roz halkeğ yi in hep yörh ve fakat eğer bunlar Balkanlarda maç »gilesini yapmakta olan kahra- birl nan ordusunun gerilerinde makin tâli hedefler peşinde kot tile, dan ibaret olacakların İn - © son zafere simdiden muhak- Hitler Almanyası, iki yıl- bik ve takib ettiği toplu açbdeki dakılmalara dönürer de- İ, bunun neticesinin ne ©- bizzat Büyük Harb göster Bı palkanlar her halde tekinsizdir. Ro, om kendi haline bırakmak ve Tanya ile iktifa ederek daha ileri wee z Alanyanın hem nef'ine > inisvatiini | . Buralarda İn-|17 ve a mukabil Almanyanın da| €sİZ tasar ve hazırlıkları Var -| © AŞKA ZAYİ —19— talyanların Libda O müstahkem Biri 12 Haziran 1912 de yâ- pılan taarruzu anlabrken bunun ma ballince“görülen bir lüzum üzerine mahza Aziziyehin arzu ve tel- kinile icra edildiğini yazmıştım. (*) iyice tahkim edilmiş, kuv - ini ve Jâğımlar inşasile ko - ptolunımaz bir hale getirilmiş, ayni ramanda sayıca (oçok faik ve ber smıftan kıt'alarla üşgal edilmiş olan bir müstahkem mevzii cepha- nesi bulunmayan 2 adi ateşli dağ to pu ile ve başıbozuk mücahidlerle zaptedebilmek ancak emsalsiz bir harika olurdu. İtalyanların, harbin o bidayetin - denberi gösterdikleri sonmuz bece - riksizlikler ve cesaretsizlikler, filva- ki mücahidleri, bu harikanın da hu- sul bulacağına imandırabilirdi. Fakat bilmeli idi Oki, baskınla dümmenın herhangi bir istihkârena girilee bile, muvaffakiyeti genişle - terek kat'i bir neticeye varmak için, İba istihkârm isgal, müdafaa ve mu- hafaza etmek kudreti yerli mücahid lerde yoktu ve bulunamazdı. Bu, kuvvetli bir ağır topçu himayesinde İbulunan iyi ve noksansız teslih, tec- İhiz, talim ve terbiye edilmiş mun - taram askerin işi idi. Hiç o olmazsa yerli mücahidleri takib edecek böy- İe muntazam bir kıt'a lâzımdı. Halbuki bizimkilerin ne ağır, ne de hattâ sahra topçusu olmadıktan başka, başlıca kuvvetleri başıbozuk yerli mücahid teşekküllerden iba « resti. Bununla beraber gördük ki Abdülâti Cerem, *eçme o adam- diden ve mânilerden görünmeden, duyulmadan ve bir kurşun atma - dan geçebilmiş ve (2) O numaralı istihkma — arkadan Muştu. Şimdi lâzemdi ki, (3) nu - maralı istihkâmen zaptına gidilme - den evvel (2) numaralı istihkâm kuvvetli bir müfreze ile işgal edil - il aa konsun. Ya- hud en iyisi, (2) vs (3) mumeralı her iki istihkâmın ayni zamanda / geriden zaptına teşsbbüs edilsin. | Çünkü aksi tekdirde (27 memarak istihkâmla uğraşırken, atılan tüfek ” | gürükületinden (3) nemarah is - Fakat anlaşılan, (2) numaralı is hattâ Bo- thkâma karanlıkta yapılan baskının muval vi “ İş, .. thkümla uğraşılırken gün doğmi ve (İY numaralı istihkimm zaptına avdınlıkta gödilmistir. Bu sebeble A bildi e Ceremin möcehidleri ön - den ve yandan mühlik piyade, ma kineli tüfek ve topcu ateşlerile kar- sılanarak telef olmağa başlamışlar - — —— —— (9) Sayın Adliye Vekili Bay Felhi) şah, Okyar bu husula beraber döğer İbirçok noktaların tenviri hakkındaki İmüzacast ve ricamı kabul ekmek iüt. #ünde bulunduklarmdan ve hattâ ce, ablan peyderpey gelmekte bulun - Janğundan yakında Obunları da İmüjdelerim. «Son Posta: nın tefrikası: 23 NAKLEDEN $ ind Biraz evvel babçeya in ların siumda de Me bene gibi kokuya. Pembe bir ak- ... Ne güzel bir mi ömrümce böyle yar secili im... Öreki | hayatım” li n. özlediğim hiç, hiçbir şey yok- : ii üzek, < bir Tİ döner gibi uzm e a e baktı ve dalgın yri ihtiyari yi sanki ağzında sy Tobruk - Gi e -Bingazi 1912 yılında Derneye yapılan mühim bir baskının hikâyesi libda taarruzunun muvaffak olamamasında amil olan sebebleri kısaca tetkik Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet # Tepcu 2 — Avcı Sipari * Makineli Tüfenk .—Mwhit duvar A Elekerik ışldak Grvplari —insanırsıfaında dikenli tel ş KÜÇÜK w " 30 sene evvel Dernenin (2) numaralı da totulamadığından mücahidlerin hayatta kalanlarile ha fif yaralıları dönmeğe mecbur ol « muşlardır. Nuri Paşanın mülalensinn naza - ran (2) numaralı istihkâm fecirden yarım saat evvel değil daha İzamE Dil d ali ipe a, Ortai Mm İkale zaptı belki kabil olacak- İt. Evet, gecenin ve karanlığın ye! mücahidlere, İtalyanlardan (ziyade yardım edeceği muhakkaktır, fakat! nihayet gün doğacak ve istihkâm -! lara girdikleri farzolunan bir avvç| mücahid. ki ve karadan ya - pılacak topçu, makineli tüfek ve pi- yade ateşleri altında ezilecekti, Netice şudur ki, bu gibi çete bas kınları, fevkalâde ustalıkla yapıl - im yörterir keki İsrile birlikte, geceleyin, İ ve 2 nur)|dır. Bu şartlar altında (3) numa-| ret edilecek bir vak'adır. Fakat bu > İmaralı istihkâmlerin arasndaki ve-)| yalı istihkâm alınamadıklan bşake! vak'a Trablus muharebelerind- mün ferid değildir. Müstakil binbaşı sa - yın bay ziya, Dernedö bizzat kendi emrindeki Brasa, Hâssa, Dorsa ve Evlâdı Hamid kabilelerinin seçme - İeri tarafından icra edilmiş, Libda baskınına müşabih ve fakat odaha rü) küşük ölçüde ve muvaffak diğer bir baskin vak'asını bana anlatmak Jüt funda bulunmuştur. | Alaturkamız- Nafrangamız Çocuktum: — Çocuklar gitmez. Diyerek götürmemişlerdi. sy re olmuştu: — rin gidecel - öğr inç) gi kler yer de züne inanmış, gitmemiştim. Seneler geçmiş, yaşım ilerlemişti: — «Oraya gidenler boğuluyor.» Tarzında yazılar okumuş, boğul- maktan ürkmüş gene zitmemiştim. Bir hafta evvel eş dost musallat Mpa — Seni bara götüreceği: Dediler... Ra Allem ettim, kallem ettir — Oraya çocuklar gitmez. Dedim. — Canım sen çocuk musun? Dediler. — Genelerin gidecekleri yer de- iş, Dedim. — Saçında bir tek siyah tel kal mamış, kendini hâlâ genç mi sanı- yorsun ? Dediler. Velhasıl kafese koydu.! ittim. im ve gördiim. Kahvemsi bir yerdi. Yalnız çu farkla ki bar deni- len bu yere entarileri kolsuz kadın- lar da gelrşilerdi, Saz, ( 0S» harfini «Cs telâffuz etmek moda olacak ki orada caz di- yorlar) çalıyordu. Kederli olduğu siyahlar giydiğinden belli bir erkek saz çalanların bulundukları kereve- mi Makamla söylemeye bas. lar. «Gün battı, slar karardı gön- Tümdey gün öm- vümde..» «Ben bir hahtı karayım;» «Ağladım yillarca hep peşin. den.» Acımıştım. O davam etti: «Sevmiştim. ben de herkes gibi #llarca,» «Ağlaşmp inliyerek çilgmea o nu.» «Gülmedim hiçbir — Vah vah... Başma meler gel- miş! «Kabahat sende yok, bu derde kendimi k «Ağladım, sızladım, yıllarca set. ginin tadını tattım.» — Dünya hali bu... Bazıları böy- N ömürleri oldukça ağlarlar, inler. ler, Fakat ne geribdir ki o bunları söylerken erkekler kollarını kadın- ların bellerine sarmış (o raksediyor, eğleniyorlardı, Zavallı adam; kede- rine iştirak edecek, onunla birlikte gözyaşı dökecek bir kimse ararken nelere şahid oluyordu. Kim bilir ne kadar üzüntü içinde idi. Bir türlü de susmuyordu. Gene söyledi: «Yeter artık yeter beni biraz Ancak hıyabilmi, mi cak o zaman anlıyabilmiştim. Erkek, kadın çiftler meğer bir an olsun onu eğlendirmek, güldürebil- mek için raksediyorlarmış. * Bunlar şaka amma, bu şaka çidinden ciddi bir yola girebiliriz Eski çarkılarımız hep, yandım, öl düm, vuruldum, ağladım şarkıla, rıydı, İşi alafrangaya döktükten son- ra da: gene yandım, gene öldüm, gene vuruldum, gene ağladım, diyo- Soruvorum: — Güldüm, kahkahayla güldüm tarafından ne alaturka, ne de ala İranga bir tek şarkımız olmıyaenk mi?... Zi .t Mulün Sahte mübadil bonosu çıkaranların muhakemesi Sahte mübadil bonosu vapanla » nn duruşmalarına 2 nci ağırcezada dün de devam edilmiştir. Dünkü celsede suçlulardan AN Fuad bazı ifşastta bulunarak, de - miştir ki: — İzmirli Etem Kaleli bana tev- kifhanede: «Bu bonoları ben ciro ettim dersen, sana 500 Bra veri - rimi» dedi, Bundan sonra şahid olarak din lenen emniyet 2.nci sube müdür muavini Tevfik Doğan hâdiseye nid bazı izahat vermiştir. Durusma, di Rİ? Mukabele etmek hakkı... dayım. Uzan, çok urun tafslât ver- DERNE'nin İLERİ HATLARINDA İmek suretle söylediklerinin mülâs.)ne ihtimal yoktur. Affetmiş görünse BASKIN HAZIRLANIYOR 1328 ÇAZİZ ln ilkbahar 80 Bu Yı ipti; la EM kumandanı E, H, Enver beyin emrile Der, deki İtalyanların ileri hatlarına baskın yapılması emir ve tensib © - hunmuştu. Sirenaika adı verilen İsi gu: «— Karam beni aldattı, hem de hal mukabele etineye Karar verdim. Tamdiklarımızın arasındi etrafın. da dolaşanlar dolu, bir tanesini seç. üm. Fak bu, benim Uk maceram olacak, harekete geçerken içime bir korku geldi. dahi inanmayınız, içinde biç silinmi. İyecek, ölümüne kadar sürseek bir is, wında, Bingazi) Kadaşlarımdan birle aldatla. Der.|bir yara kalacaktır. Adaletsizlik, diyeceksiniz. Mümkün, fakat bu adaletsizliği tabiat yapıma. tr. Bununla bersber okuyucumu hiya, net karşısında hissiz ve Atıl talma sini tavsiye etmiyorum. Mukabeleye dıkları takdirde, etrafı açık ve der hal gelebilecek yardımlardan uzak ve mahrum olna münferid düşman (tihkâmlarına karşı belki muvaf - zinde düşman, o vakit, y: İruk, Derne ve Bingazi mevkilerine İ asker çıkarabilmiş ve buralarda kal- mıştı. Çünkü bu mevkilerden her - simdiden okuyuculara | YALANE? fak olnbilirler; fakat bol cephane - li ve kuvvetli ağır topçu ve munta- zam kıt'alar olmadan, karda İtak yan da olsa, muntazam ve büyük kuvvetlerin isgali ve üstelik sahilde bekliyen harb gemi topların bima- yesi altında bulunan Jüşmanın müs em hatlan yarılıp (o zaptedile - mezler. Bununla beraber Abdülüti Cere - min düşman nöbetçilerile, diken li tel münilerine ve vadinin içine i yerleştirdiği lâğımlara rağmen | ve 2 numaralı istihkâmlerin arasından nüfuz ederek iki numaralı istihkâ - mın içine arkadan girebilmesi hay- YUZ ya 5S MEBRURE SAM ik. Ağaş-|tamdan buz gibi bir ürperti geti ler misj Gözlerimi, suda sönmeğe başlıyan pembe aleve dikecek: — Kalbim kimseye aid deği! dedim, MİNE'nin HİKÂYESİ Üçüncü kısmı | Başında bir eşarp, sırtında be - İ yaz elbisesini örten koyu renk bir j gazinosunun , Mine araba- Hava harikulâde güzel ve dür! gun. Gökte ay yok amma, çek yıl » birinin karşısına bir mücahidler cep hesi kurulmuş © ve düşman sahilde kalınak üzere tesbit olunmuştu. 'Tobruka karşı olan mücahidlerin kumandanı Enver beyin eniştesi pi- yade kaymakam Nazım idi. Bu zat, Abdülhamidin istibdad idaresinde Selâniğin nüfuzlu merkez kuman - danı idi. İttihad ve Terakkiden mu- halif veya şüpheli görüldüğünden vurulmasına karar verilmiş, ve eniş- tesi olmasına rağmen, bu iş bizzat Enver tarafından derahde edilmiş - Bu genç kadında başlıyan korku -İkadar gitmemek şartle, hsitâ wçu - nun bem çoğalmasını, nem de uzun|ruma çıkacak bir yola ayak basma, müddet sürmesini temenni ederim, (mak şartle yapılıcak muhtelif şey. Kadın erkek yekdiğerine tamamen (8 vardır. Bunlar nelerdir Okuyu - müsavi kiymettedirler. Biksinin yap ,|cUMun herşeyden evvei kocasının © tığı muameleye öteki misk ile muka. İbele etmekte tamamen "aklıdır. Yal. mız bu müsavat ve bu düşünce bu meselede her zaman için nazari kaj. imaya mehkümdur. Ikadına karşı beslemekte olduğu mu. iha'bbetin oderecâsini ölçmesi Jâzım, (Eğer alevli safha devam ediyorsa bu safhanın kapanacağı vamans kadar sessiz, hattâ habersiz kalınması lâzım, hareket zamanı sonra gelir. Eğer â. Erkek karısını aldattığı zaman bü, İyük bir suç işlemiş olur, yuvasına hi.| yenet etmiş olur. Fakat harekette de-|| Bu taküirde tutulacak bereket yo. vamdan vangeçlği dukikada suçunuldn nedir? Bunu söyllyebilmek için unutlurması, affettirmesi, gerçekten 'erkeğin karakterini ve mubitini bü . affa uğraması mümkündür. Esasen yek icab eder. O hususta da Oben lev sönmüş ise yapılacak şeyi düşün. menin zamanıdır, i &. Fakat Enverin attığı kurşun Na- (Devamı 6 ncı sayfada) seslenmeler ın geçen »| İşte bahçesi, iri saçak saçak yap-| raklı muz ağaçlar, yüksek palmiye- lerle süslü; bir çok camlar, balikon- lar, taraçalar, sütunlar, mermerler, —veni tarzı mimarinin yuvarlak çe kıntıları, sade, içe fı verici ballan— içinde, peri masallarında- ki saraylar gibi bir bina görünüyor. Çamların yeşil denizine (o gizmiş, şıklar içinde pırıl pini yıkanan, plâj | oteli bu, Mine otel tarafındaki kapıya de- öl de, gazino kısmına doğru yürü yor... Vestiyerde, kozasından sıry » ilan beyaz bir kelebek gibi, üstün- den koyu renkli mantoyu atıyor ve karşısındaki boy aynasına bakıyor. Oradaki genç kızı bembeyaz, kar; gibi soğuk, zanbak gibi vakur, ve| belki de güzel buluyor. Fakat o, hex | kanlar var. Evet, bakıy. zamanki asl varlığından oo kadar) Ya bu beyaz elbisesile güzele bambaşka ki, kendi kendinden, hayalet görmüş gibi ürküyor. Başka yüzlerin yaklaşmağa baş -| gözüktüğü... Bir de yalnız İğizi, şıltılı bir gece. Yollar kala -İladığı aynadan çekiliyor... Arka -İiçin, bakıyorlar. ortada suçun eseri de kalmamışlır. İmalümat sahibi değilim. TEYZE sında birini, bir büyüğünü ararmış! mak için aranırken, yanına bir er - gibi ona hayretle baktıklarını san -| kek sokuluyor, gözlerini © sacayib mağa başlıyor... Uzaklaşıyor. U -| bakışlarler yüzüne dikerek: «Birini tancını ürkekliğini gizlemek için, mi... Yoksa bir şey mis aradığım Fabire hanımdan gördüğü, o herke- | soruyor... Mine sesini bile çıkara » se yüksekten bakan azametli bulle- madan başını çeviriyor o ve işte.., ri takınmağa yelteniyor. Şeytana w-! bulduğu boş yere gidip oturuyor. Yyup böyle müthiş bir kaçamak yap-| (Camlı kapılar, denize bakan ta- uğına göre, küstahça bir cür'et gös-| raçalara açık oldağu halde, | gene termesi m hissediyor am -| de burada buğulu, dumanlı bi si < ma, © aş tavanlı, o bir ya- cak var, Çiftler d »ı aynalarla süslü, aynalara vuran zotik bir carcuna' lrmuş, bi söslü kadın erkek akislerile bösbü-| evvelki valsin rl, ahenkli a tün kalabalık gözüken bir sürü gü - sunun acısı gıkarılırmışcasına bir Mişme söyleşme seslerile dolu sa -| hırsla tepiniliyor, babaları lona girince, kendini pek küçük ve| arablar gibi adeta dövünülüyez. acemi, bareketlerini, bakışlarım rl O Mine bakınıyor, hiç tanıdık bir kek ve mahcub buluyor. yüze rastlamıyor ve —söz aramız - Biraz evvel, dışarıdayken kula -| da— içi biraz rahatlıyor. Fakat tap- ğına gelen valsır da, —aksilik bu! kı dans edecek birini bekler gibi bir yal — biteceği tutuyor. Mine şöyle; bali var... Tabil be firsat ta hemen Yan taraftan geçmeğe niyetleniyor. | çıkıyor: e miye mia e Ne yapsa gene de bir çol -| iliyer. «Dans etmiyorum», yep İDE işe | Yak yerince öteki de zorlamamak 8 ediyor... Ek» ben «| nezaketini gösteriyor. Gene dans » bü gi çin, k genç, mine - ini söylediği ikinci ger, b | ze m VA eder pen fak | bis sarar ediyor, ve Bğretmeğe olduğu kalkışıyor. » Boş bir masa bul Arkası ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: