28 Şubat 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

28 Şubat 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa | Resimli Makale: | Hergün Ankara ziyareli Miahötttm. BİRSEN an EE üyük Butanya kralık ve iraparatorluğunun iki müm- taz şahsiyeti iki gündenberi Anka-| rada bulunuyorlar. Türkiyenin yeni merkezinde, Türk devletinin ve o- munla beraber Türk milletinin #misa- firleri olan bu iki mümtüz şahsiyet, sade kendi şahsiyetlerinin ve işgal etikleri makamların değil, belki de bütün bir tarih devrinin bötün hu- susiyetleri ve ehemmiyetlerile wüm- tazdırlar, Bunün için, Türkiye, böy- ri İe bir zamanda, vukua gelen bu 7i- Ni yareti olduğu ehemmiyetle ve Pa aymi zamanda ik “bir memmuni- yetle kaydede bakımından çok hususi kymsti olan bir şahsiyettir. o Yaşmın nü | genç olmusına rağmen, son seneler de, eski demokrasi fikirlerini yeni ve maküs bir anlayış harekstine kar. w büylik bir heyecanla mwüdafan e den zümrenin baş rolünü oynamış ve bunu oynarken de, man, icab ettikçe i naâtin, azmin ve bey kuvvetlerini” gösterminti: ir ki, Bay Eden sade Harbden evvel Avrupada seyahat acenteleri bir «sürpriz gezimiisiz icad etmişlerdi, Tali günlerinde büyük bir kafile insanı muayyen bir para mukubilinde, nereye gidileceğini pejinden söylemeksizin alp götürü. İ yorlar. Akşama kadar hiç hatıra gelmiyen yerlerde yedirip içirip eğlen. diriyorlardı. insanların düşünmeksizin eğlenmiye, biraz da boş sürprizler görmiye muhtaç öldukları zamanlir vardir. Bu teşebbüs büyük bir rağbet gör- müştü. Fakat hayat bir günlük tatl sine hiç benzemez. | HAVACILIK | Amerikalılar yeni ve müthiş “uçan kale,, ler yapıyorlar saree ent se mA mm Yeni tayyareler 25 ton bomba ile 22,000 kilometre mesafe : katedecekler, ağırlıkları 64 ton, kanadlarının uzunluğu : 6 icabında 325 kişiyi e sersemmerassesmmmenerenssrnenersesssesaaı enem İneilterenin hariciye nazın değil, belki de hürriyetleri yeni eden ve insanlığın istikbaldeki hu- zurunu, eski akidelere sadakutte a- rayan bir devrin mümessilidir. Bu bakımdan, Ankarı ziyaretinin kıy- meti bizce büyük olmaya cidden 18- yıktır. * Ziyaretin, dünya ahvali bakımın- dan haiz hi nümüzde çiçekli bir bahar ile bera- ber, karanlık ve fırtınalarla yüklü bir siyaset ufku var. Geçen defaki Cihan Harbinde istemiyerek birbir- lerinin karsımnda bulunmuş olan ürkiye Ha İngiltere, bu defaki harb. de, harbin muayyen bir tekâmülü bakımından, yanyana bulunuyorlar, Her iki tarafın da niyetleri hayır ve hedefleri malümdur. Etraftaki biltün alâmetler gösteriyor ki, harbin yeni bir safhası başlamak üzeredir. Fa-| #9 kat, bu safhanın, kendisine inkişaf © #5 sahası olarak nereleri tercik edece. | p v i kestirmek, hiç olmazsa bizler! için, henöz mümkün değildir. halde, inkişaf istikametleri olnuyan yeni - buhranın arifesind muayyen bir çerçeve içinde mukad. derat birliği yapmaya karar vermiş #ki hükümetin hâdiseleri ve ihtimal leri müştereken bir göğden geçir. meleri tabii değil midir? » Dünyanın nereye gittiğini, baha- rin neler getireceğini, bizim gibi hâ- | disslerden uzakta duranlar değil, belki de bizzat bu bâdiseleri idare edenler bile bilemezler. Fakat, biz şunu biliriz ki, Türk milleti, dünya için iyilikten, sulhtan ve saadetten başka bir şey istemiyen yüreği ile, hayatın icabları kendisinden neyi yapmayı istiyecek olursa olsun, top- tan bir ittifak ile, kendi Sefinin ve hükümetinin etralında birleşerek o- nu yapmakta tereddüd etmiyecek- tir. Bizim bildiğimiz bundan ibaret- tir ve bu da bütün bu dünya badi- resi içinde, Türkiye bakımından ye- güne mühim olan noktadır, * , Törkiye ile İngiltere arasında bağlanmış olan bağlar, dünya ölçü- sünde bir siyasetin rabıtası değildir. Çünkü, Türk siyasetinin düsya poli- tiki meyrül olan cephesi çok mahdud bulunuyor. Biz bu dünya- nin, bizi alâkadar eden bir söhasım- da İngiltere ile birlikte müsterek bir emniyet siyaseti yapıyoruz ve bu si yaset bizden ne isterse onu yapma- ya karar vermiş bulunuyoruz. İki memleket arasındaki minasebetlere hâkim olan ruh, sade malöm ittifak rabıtasnın tesis etmiş olduğu bir dostluğa değil, belki de O Osmanh| imparatorluğunun tasliyesinden son- raki bütün eimhuriyet devrine hâ- kim olan bir'dostluk siyasetine isti nad ediyor, Şu halde, buzün büyük ağır bir mücadele içinde, insan nev'i için mümkün olan bütün ruh kuvvetlerini gösteren İngiliz milleti ile bu nevi meziyetlere karşı kalbi çok heyecanla çarpan Türk milleti arasındaki dostluğu, iki tarafın hay- n için müsmir bir siyasetin esası G- arak kullanmak elbet iyi ve hayırlı bir şeydir. Bu siyaseti iyi gayelerle inkişaf ettirmek işi, iki tarafın kıy- metk devlet adamlarının elinde bu- lunduğuna göre, Ankara ziyaretinin ayrak hayır neticeler verebileceği- ne emin olabiliriz, Muhittin Bigen a mr 4Uçan kale» lerin küçük smodellerinden biri İngiltere semalarında «Being» firmasının fabrikaları ilk/ suçan kaleler» dir. «Being & B - büyük reyi yaptıkları zaman 17 - Bu tipi wçan kaleleri in ka - Amerika matbuat, bu tayyarenin! nadlarının genişliği 31,6 metredir. büyüklük itibarile, Kristof Kolom-| Bu genişlik, bizim Galata köprüsün- bun en büyük gemilerinden dahalden daha geniştir. Alüminyormla büyük olduğunu yazmışlardı. karışık bir maden Mulitası, bu ka - «Being» firmam, Birleşik Ameri-| nadlara büyük bir metanet vermek- kanın en büyük bir tayyare firma -| tedir. Bu kanadlar, tecrfibo esnasın- sıdır. Bu firma, 74 ü yolcu, 15 i delda 100 ton ağırlık çekmektedir. mürettebat olmak üzere 89 insan| © «Uçan kaleler» in gövdesinin yük alabilen suçan gemilere namı al -| sekliği, bazı yerlerde 4,5 "metreyi tında muazzam yolcu (tayyateleri| bulmaktadır. Tayyare, dahilen bir yapmaştı. metro tünelini andırmaktadır. Fakal Fakat bu firma suçan geriler; le| nev'i şahama münhasır bu tünelin iktüfa etmedi. Son zamanlarda «U-| duvarları, çelikten olmayıp, hafif çan kaleleri hamı altında dünyanın | bir maden olan alüminyorndan ya - «Being x B-17-Bx» tipindeki wzun müddet büyük bir kıskançlıkla | kuvvetinde olan dört motörle hare- muhafaza etti. Bu fp tayyarelerin,| ket etmektedirler. Bu kudret, 60 o- hattâ en eski modelisrinin bile, ih -| tomobil metörüne muadildir. Bu racma müsaade edilmedi. Fakat Si tayyarelerin bir uçuşta katedebile - merika efkâr umumiyesinin arzula-| cekleri mesafe 4800 kilometredir. Bna tercliman olarak Amerika hü-| Fakat bu miktar, 6700 kilometreye kümeti, en geniş manade İngiltereye | kadar çıkanlabilir. Bugün Alman - im yirmi verince, uwçan Me yada ve İngilterede kullamlmakta lor siltereye verilmesinde! olan ağır bombardıman tayyarele - bir mahzur görmedi. İ rinin bir uçuşta ancak 1500 kilomet- Tayyarerilik sahasında bir hayli're bir mesafe kattekilerini hesaba inkişaf eden, ve çok oriğ reler yapmağa muvaffak manyada bile eşime bu cuçan kaleler» ns bicim toyva- relerdir?. Bizim burada bahi olan Al -! hareket sahalarının geni is mevzuu et *! tayyare, ağırlığını onayaran mek istediğimiz «Being» firmasının son modelini faa, 9 bin metreye kadar cıkabil - teşkil eden «Being x B - 17 - Bs tipi” (Devamı 4 üncü sayfada) İSTER INAN, Gazetelerimizden biri, Muhtekire tatbik edilen cezaları hafif buluyor. Arkadaşımızla bu fikirde tamamen mutabikiz. İhtikârn saparak binlerce lira kazanmış bir adam, bir aralık yakayı ele vererek bu binlerce liradan öirkeç yüzünü ceza halinde öderse kendisini gene me#vd sayar. Kötü kölü düşüncelere dalması ancak harbin deva- mi müddetince iç memlekete ikamete mahküm edildiğini işittiği zamuh İSTER İNAN, | Mekaklar adı veriliyor. oldukça kana hükümeti, suçan kaleler» in esrazını, | suçan kaleler», beberi 850 beygir! iSTER 5 TER SON POSTA E Program ihtiyacı... S İnsanın muayyen bir hayat devresinden azami derecede istiinde etme, si ve işinde muvaffak olması muntazam bir programa malikiyetüe müm- kündür. Programla yaşayan için hayat kısa, muvaffakiyete de güç sayilmaz. Hez dakikanın bir Kiymeti, her teşebbüsün de kendisine göre bü çhem- yeli vardır. Programsız yaşayan işin isc zaman mutlaka şu veza bu şekilde öldü. rülmesi İâzımgelen bir mefhamdur. Onun içindir ki, bu gibi adamler bahsinde hayat kısa, manasız geçer, Muvffakiyet denilen şeyin ise ismi bile olmaz. Hayatınızı bir programa bağlayınız. — | İADE 2 OJHAYVANL ALEMİNDE Hindistandaki eski dünya maymunları : En muzır, en nankör hayvanlardan olan bu maymunlara dair birkaç hikâye Bugün de eski dünya mayınun - geçirelim. Bunlara larını gözden Tıknazca ve bacakları 'olân bu cinn maymunlar yavru ik v in « geylerdir. Atlar, türlü maskaralık edi dağlık taşlık araziye gayet kolay - lıkla tırmanırlar. Şimal Hindistenın- da da pek çok görülen bu may - munlar, huyları iktizam (aralarında mazıkçılık eder, hır gür çikar: Fakat bazan da sahiden birbir! İdan hiç de övülecek tarafları olma- İ dığı için de, böyle bir kavga, dövüş- me baş gösterince, veyahud iri bir maymun kendinden daha küçük ve İzayıf bir eşinin üstüne o çullanınca, diğer maymunlar birleşerek hep bir arada zayıfının veyahud dayak yi - İyen zavallı hayvanın aleyhine dö- İ nerler. Bu hususta size acı bir vak'a an- Jatayım: Bizim hayvanat bahçesinin may- munlar kısmında, bir gün iki may - mun ber nedense birbirlerile kavga- ya tutuşurlar, İçlerinden daha kuv- vetli olanı, arkadaşının üzerine hü- cum eder. Ötekisi başına gelecekler- den kurtulmak için ve can hevlile biraz ötelerinde duran ağaca tırma- İ mr. Mütecaviz mayı dan seğirtir. O ve takib züne kâdar diğer maymun ayunla - rını bırakarak kavgacıların o peşine takılırlar. Takibe uğryan hayvan, daldun dala atlıyarak, sonunda ağa- cın en üstündeki ve yerden en aşağı 20 metre yükseklikte bulunan ince bir dala sıçrar, ve sımsıki | yapışır. Takibcileri arkasından — gidemezler, Zira dal incedir, ve onların hepsini | bir arada çekemez. Bunun üzerine, ml tavya-| katacak olursak, cuçan kaleler» in! daha aşağısındaki dallara tüniverek, Xi hakkın.) zavallı maymuncağızla türlü eirlü rastlnmmıyan | da daha iyi bir fikir edinmis okırız.| sesler çıkararak olay ederler. Der- «Uçan kalelere in urami sürati, | ken aralarındaki saatte azami 400 kilometredir. Ba) rinden bir tanesi, veümkün mertebe, çak | yavru maymunun oturduğu dalın u- saçan kalelere, | yüksek telâkki edilebilecek bir irti -| cuna yaklaşır, ve o kuraman elile e ve cesaretli, iddetle sarsar. Bu uzun ve yorucu kibden zaten mscalsiz kalmış o - rak alıkoyabileseği sanılmamalıdır. İhtikira karşı tedbir, muhtekire cozn ilk olarak Mülâddan binlerce sene evvel Finikeller tarafından düşünülmüş, sonra Romalhlar tarafından tatbik edümiştir, fakat o vakitten bu bu kadar yl içinde tam melice veren ancak bir tek yol bulunmuştur. yol da ihtikâra mevzu teşkil eden meddeyi bollaştırıp ucuyğaşlarmak! INANMA! ibaretsir, INANMA'! başlar. Bununla beraber bu korkunun dahi muhtekiri işinden tam cla © Yazan: Londra hayvanat bahçesi müdürü D. $. Smith lan yavru maymun bu kadarına da-! yanamaz ve o yükseklikten bir külçe gibi yere düşer, Macerayı seyreden-! İer hayvanın ak surette öl düğüne kanaat getirmişlerdir. Ta - biatile 20 metreden herhangi bir şey düşe tuz buz olur da, canlı bir mahlâök düşerse ölmez mi?.. Fakat aradan birkaç dakika sonra, vâki o- lan sukuttan sadece sersemletmiş o- lan maymunun yavaş yavaş doğrul- duğunu, ve bir iki kere silkindikten sonra inine girdiğini ve diğer may- munların da bu cezayı kâfi bularak ona ilişmediklerini hayretle görür - ler. Bu maymunlar yavru il biraz evvel de iğimiz gibi, türlü muziblikler yapar, birbirlerile hiç yoktan ve şakadan kavgalar çıkartır, birbirlerini dişler, takib eder: bir nevi sel benden oyunu oynarlar, Şi- mal Hindistanının bazı yerlerinde bu maymunları, ne kadar muzır o - Turlarsa olsunlar mukaddes sayar - lar. Filhakika dünyanın en muzik, en nankör hayvanlarından olan may munlar, hiç de itimad edilecek hay- vanlar zümresine katılamaz. Hin - distanda yaptıkları bütün mazarra- ta ses çıkarılmıvan yerlerde bu may | unlar, kasabalara, şehirlere kadar inip her türlü yiyecek maddelerini vakte kadar aradan geçen bej bin o, Şubat 28 Sözün kısası Yapağı kaçakçıları E Ekrem Taw Kari aklâkinüzdan şüpheye düşürecek hâdiseler | vakit vakit kulağa çalındıkça, milli şeref ve haysiyeti her şeyin, tabintile, ür tünde tutanlar pek hakh olarak elem duyuyorlar, — | Bu meyanda bazı deri tüccarları" İ mın, devlet yasağına rağmen, yaban- yapağı ihraç etmek için bu son zamanlarda sapmış ok dukları hile yolu hakkında İstanbul İ matbuatı dikkate değer, elim malö- mak veriyorlar. Devlet, eğer bir şeyi menediyor- sa, bunun kendi hayati menfaatle- rimizi korumak gayesile yapıldığını kesinkes bilmemiz gerektir. Bu böy- le olunca da © yasağa aykın her hangi bir hareketin iki katlı suç teş“ kil eyliyeceği beyan ve izahtan va- reste kahr Dünyanın, içinde bulunduğu bu pek müşkül vaziyette bazı emtia var ki gene bazı milletler için ha- yati kıymet kesbetmiştir. Yapağı bunlar meyanındadır; ve milli sa- nayilmiz için bize de lâzımdır. Vâkıa yapağının dışarıya sevki ile içeride istihlâki arasında tacirin maddi men- faati bakımından fark. vardır. İtalya ve Almanya gibi pek ziyade dara gelmiş ülkeler kendilerince başka yerlerden tedariki mümkün olmıyan bu kıymetli metan, icabında, ağırlı- ğınca para verirler. Ancak milletle- rin siyasal ve sosyal hayatında öyle nevi Obukımdan, kapatılamıyacak kadar mühim zararları baistir, Ve nihayet, ata sözleri malümz « Yalanemın. hilekârm mumu uncak vatuya kadar yanar.» o veyahud: «Bir sıçrarsın. iki sicrarsın çekirge, sonunda vakayı ele verirsin!» Nite İkim iste öyle de olmus! Yakslanan Mlekârlar. ettiklerile kaldılar. Ayıb *> günah değil mi? > e yi meliE çalacak kadar küstahlamyor, kendi- lerinde cesatet buluyorlar. Bir keresinde, yani bundan elli sene evvel, mukaddes sayılan bu maymunların şerrinden ( kurtulınak için Bena: şehri ahalisinin bualdu- ğu çareyi burada anlatmadan geçe- Bundan elli sene evvel Benaresde çarşıda, pazarda, mabedlerde ke « yiflerinee dolaşan maymunlar git gis de üriyerek o kadar çoğalmış, ve et- rafta yaptıkları tahribat © derece artmıştı ki, hububat, zerzevat, mey- va, şeker satan dükkâncilar bunla - İzm ellerinden elâiman çekmeğe ve ne yupacaklarım bilememeğe baş - lamışlardı. Hayvanlar kaşla göz #- rasında çalıp, çırpıyor, kudsiyet dam gasile damgalanmış olduklan için de tezgâhlarının başlarında elleri böğründe beklemek mecbüriyetinde bulunan esnaf, müstevlileri hiç de - dile kovmuk için değil sopa, serce parmağını bile kaldıramıyörde. Za- yar ve ziyanın altından çıkılamıya- cak bir hale gören dük « kâncrler, niha; din böyüklerinin de sen çıkaramıyacağı, tenkidin. nyamıyarağı, gayet kurnazca bir ça- re buldular, bir oyon kurdular. Ne ! yaptılar bilir misiniz?. İlk öner şeh rin en geniş meydanına, maymun İnn pek sevdiği viyecekleri küm» kü me yığdılar. Hayvanlar, bu yiyecek” lerin kokusunu ahır almaz, orava bin lerce Üyüstüler. Güners kar deva - sir md. Yiyecek kümeleri gitgide! (Devin 4 üncü suneterü snra sas e9 001 send sen mene ea knaea KANİN TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: