Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Bi n 6 Sayfa “SON POSTA Mart 18 (WEemleket Hahberleri| .A.dağa.da. Üç şehirden sonra buradada tek tip ekmek çıkarılacak Adana (Hususi) — Buğday is tihlâkinde azami tasarrufa riayet stmek meiburigetı'nde â - Ankara, tek tip un ve bundan ekmek imâ-| linin Adanada da tatbik edilmesi ve bu suretle toprak o&ebverit; lecek buğdaylardan azami bir imkân re, mevzuubahs kararnameye vazi tedbirlerin ittihazı hakkında Adana valiliği teşebbüslere — geç- miştir. Vilâyet dün bu hususta Adana belediyesinin de mütalee- sını istemiştir. Diğer taraftan vi- lüyet ziraat müdürlüğü de hazırlık Ve tetkiklere başlamıştır. Çukurovada çeltik cinsleri - nin ıslahı ve çeltiği bölgede diğer mahsuller gibi (Halk ziraati) şek- Hmne sokmak İçin vilâyet ziraat sür atle |Nazillinin kalkınması başlıyor ü Nazillide bir cadde ve müdürlüğü devamlı bir gayret sarfediyor. Diğer taraftan bölgemiz çeltik çeşidlerini ıslah etmek üzere Mu-| Nazilli (Hususi) — Hükümetin lburada kurduğu mensucat fabri- |kası işlemiye açıldıktan sonra Na- masun bulundurulacaktır. zillinin gerek iktisadi hareketle - İlk anda çiftçiyi büyük zararlara sokan “Nazilk deresi,, nin taşması önlenecek, sonra da şehre bol elektrik cereyanı verilecek kaymakam Feyzi Akkor da zararlardan vikaye edilecek ve böylece ovada yatan — milyonlar Kaymakamın el koyduğu ikinci , Bölkeus, Karolin cinılerinden,ü"de ve gerekse sosyal durumun-|iş de elektriktir. Şehrin beledi - on bir ton çeltik tohumu getiril -| mektedir. Gelecek bu pirinç to - humları Antalya ıslah i temizlenmiş olan cinslerdir. .'Bv.ıW 11.000 kilo pirinç tohumu 16 kuruş gibi normal bir fiatla çeltik ziraa- ti yapanlara tevzi edilecektir. Ziraat müdürlüğünün getirt -| mekte olduğu bu tohumlardan | Bularos bire elli ve Mısır çeşidi! bire kırk mahsul vermektedir. Bu cins tohumlar geçen yıllarda tec-| rübe edilmiş olduğundan ve muhi-! te intibak ettikleri müşaheda edil- miş bulunduğundan — randımanı, yükseltmek gayesile bu ceşidlerl üzerinde devamlı ziraat yapılma- sına çalışılmaktadır. Ve bilhassa cenubi Anadoluda çeltikçiliği bir halk ziraati şekline sokmak ön plânda gelen bir gaye' elmuştur. | Bayındırda kanlı bir düğün 15 yaşı—ı;bir gönç kız bir şe-lik kurşuni'e öldü Bayındır, (Hususi) — Burgaz köyünde düğün esnasında tabanca atılması yüzünden feci bir kaza ol- muştur. Hüseyin Çatakoğlu adında 16 yaşında bir genç, düğün şenli. ğinde tab atişe — büşl düğün eğlencelerini ve köyde ender görülen manzarayı seyre dalan Ah- med kızı 15 yaşında Emine havadan düşen ve yüzüne saplanan bir ser- seri kurşunla derhal ölmüştür. Dü. ğün evi bir anda matemhaneye dön- müştür. Dikkatsizlik yüzünden ka- zaen ölüme sebebiyet veren Hüse. yin tutulmuş, hapse atılmıştır. Rdanada su sporlori Adana (Hususi) — Adanada su | sporlarının ihyası için ciddi ka -| rarlar alınmış ve beden terbiyesi tarafından kikler sipariş edilmiş- tir. Mersinde yapılmakta olan kik- ler 15 Mayısta Adanaya teslim da mühim bir değişme husule iştir. Toprak mahsulleri ba- kımı ehemimiyetli bir mıntakasını teş- kil eden Nazilli, bu müessese ile daha çok kuvvet bulmuş ve mu - hitte iş çığırı, başka yerlerden ça- lışan kollar getirmiye lüzum his- settirecek kadar, genişlemiştir. Nazilli iktisaden ileri hamleler yaptıkça şehrin ve muhitinin bir <çok ihtiyaçlarla karşı karşıya gel- iği görülmüştür.. Bunların müm- kün olduğu kadar süratle izalesi bugün ciddiyetle el konulmuş ol- duğu müşahade edilmektedir. Yeni kaymakam Feyzi Akkor, kazanın bu ihtiyaçlarile ehemmi- yetle alâkadar olmakta gecikme- miş ve bir hayli tedbirler almış - tır. Her şeyden evvel, şehrin yanı başındaki «Nazilli deresi»nin tat- hir ve ıslahı işinden bahsetmek isterim. Bu dere, Nazillinin yas- landığı sırtlardan aldığı sularını kış günlerinde şehir içine | yaymak istidadına malik ve yal- nız şehri değil, ovayı da sellere boğacak kadar büyüktür. Netekim ekseri yıllar şehre ve ovaya bir çok zararlar yapmıştır. Nazilli belediyesi bu derenin zararların- dan mümkün olduğu nisbette ko- runabilmek için her yıl birkaç bin lira hareardı. Fakat basit ted- birler bu büyük tehlikeyi önle - yecek kudrette olmadığı için har- canan paralar heba oluyordu. Kaymakam Feyzi Akkor, bu tehlikeyi kökünden halletmeğe karar vermiş ve dereyi — inzibat altına alacak şekillerin temini yolunda etülllere girişerek keşif ve projesini yaptırmıya başla - mıştır. Dere, bu seneden başlamak suretile beş senelik bir proğrama dayatılarak ıslah olunacaktır. Bu yıl belediye bütçesine koyduru - lan tahsisatla işe başlanacak, ıslah ameliyesi meyanında derenin iki yanı yekdiğerine çok yakın fi - danlarla —ağaçlandırılacaktır. Bu ağaclama işi, feyezan halinde yu- karılardan gelecek olan müzahre- fatın ağaç gövdeleri arasında kal- yağmur , |yece işletilen elektriği mütenavib !cerey-anlı değildir. Işık işinin n Aydın vilâyetinin en medeni ihtiyaçlara cevab verecek | ve memleketi nurlandıraiak vazi- yete ifrağı düşünülmüştür. Halbuki şehre üç kilometre me- safede bulunan mensucat fabrika- sının cereyanından İstifade etmek pek mümkündür. Zira bu fabri- ka, artan iki yüz kilovat cereyanı toprağa veriyor. Şimdi, fabrika ile uyuşularak bu cereyanın şehre alınması ve belediyece işletilen fabrikanın masrafından — tasarruf yapılması düşünülmektedir. Na - zilli halkı bu mesele ile alâkalı |görünmektedir. Çünkü hâlen 24 kuruşa verilen kilovat ücreti bu takdirde 12 kuruşa düşürülebile - cek ve şehre gündüzleri de cere- yan verilecektir. belediye reisi Emin Bilgin ile iş birliği yaparak 'şehrin diğer tâli ihtiyaçlarına da el koymuştur. FEvvelâ istasyon caddesinin bütün çarşı boyunca (Devamı 7 nci sayfada) htiyen, fakat red cevabile karşıla-| Söğüdde iki kanlı cirget Bir âşık sevdiği kızın yanın daki kadını, bir köylü de bir köy lıorucıîu_mı öldürdü Söğüd (Hususi) — Buraya tâbi Oluklu köyünde bir cinayet işlen- miştir, Rızapaşa köyünden kör İsmail kızı Suude kendisinin rızasile Oluklu kö -| yünden bir gençle nişanlanmış, düğün yapmak üzere yanın Kizban adında bir kadın olduğu halde bu köye doğru yola çıkmış- tır. Genç kızla Kizban Oluklu kö- yüne yaklaştıkları sırada bir pu- suya düşürülmüşlerdir. Suudeyi evvelce babasından is- babasının 've şan Rızapaşa köyünden 18 yaşla—l rında Hasan Vüural ile amcasının | oğlu Receb Vural ellerindeki er—i ma tüfeklerini kızın üzerine bo - şaltmışlar, fakat çıkan kursunlar ancak Kizbanın — karnına isabet etmiş ve derhal ölümüne sebeb ol- muştur. Katiller bu cinayeti işler işle - mez kızı bırakarak kaçmışlar, fa- kat biraz sonra yakalanmışlardır. İkinci cinayet Söğüdün Hamidabad köyünde öldürülmüştür. Köyden O |İkat Amerikalılar kendilerine lâ - de bir cinayet olmuş, bir korucu Muazzam otomobil ve tayyare sa- (Baştarafı 2 nci sayfada) dtmek kabildir. Malüm olduğu üzere şimdiye kadar demirden imâl edilen maddeler, ancak mu- ayyen kalıplara dökülmek sure- tile elde edilmekte idi. Halbuki demir tozu, tazyik altında her şek- le girebildiği için, bundan her hu- susta ve çok daha ucuz olarak İs- âlıiade etmek kabil olabilmekte - B Demir tozu bundan önce de Amerikada kullanılmakta idi, Fa- zım olan demir tozunu İsveçten getirtmekte idiler. İsveçliler an- cak yüksek kaliteli demirlerden bu tozu istihsal etmekte idiler. Amerikalılar İsveçlilerden farklı olarak, alelâde demirlerden de bu tozu istihsal edebilmektedirler. Gene Spreyg'in beyanatına na- zaran demir tozu istihsal etmek için yapılan makineler hiç de ba- git bir şey değildir. Diğer taraftan demir tozu istihsal etmek bir hay- b güç ve tehlikeli bir işdir. Çünkü demir tozu fevkalâde yüksek ha- raret şeraitinde istihsal edilebil - me ir, Şeker kamışınıian sun'i kauçuk Harb sanayiinin en mühim ip- tidat maddelerinden biri de kau- çuktur. Halbuki —malüm olduğu üzere bugün natürel kâuçuk, yal- “Yeni keşif icat ve tetki kler Netekim geçen Dünya Harbinden sonra gerek Almanya, gerekse Sovyetler Birliği sun'i kauçuk yapmak usullerini bulmuşlardı. Bu defa öğrendiğimize göre İtalya kimyagerlerinden biri yep- yeni bir usulle sun'i kauçuk yap- mak imkânlarını keşfetmiştir. talyanların buldukları sun'i kau- Ççük yapmak usulü Almanların ve Ruslarınkinden büsbütün başka - dır. Almanlar maden kömüründen sun'i kauçuk yapmaktadırlar. İtal- yanlar kömüre malik olmadıkları için tabif bu usulden istifade ede- mezlerdi. İtalyanlar şeker kamı - şından sun'i kauçuk yapmaktadır- lar. Bu usul, şimdiye kadar hiç tatbik edilmemişti. Dünya çelik va kalay istihsalatı Amerikadan bildirildiğine göre 1940 yılında dünya çelik istihsa- lâtı 157,795,000 tona baliğ olmuş- tur. Halbuki 1939 yılındaki dünya çelik istihsalâtı 150,325,000 tondu, 1940 yılına aid çelik istihsalât miktarının 65,250,000 tonu Ameri- kaya isabet etmektedir. Buna kar- şılık Amerikanın 1939 yılındaki çe lik istihsalâtı ise 52,798,000 tondu. İngilterenin 1940 yılındaki çe- lik istihsalâtı 15 milyon tondur. Buna karşılık İngilterenin 1939 yılındaki çelik istihsalâtı 15 mil- yon yüz on dokuz bin tondu. nez Üngilizlerin — inhisarındadır. Mustafa|nayiine malik olan Amerî-kalıdar[buki ! oğlu Rasimin eşeği civardaki bağ- bile ka_uçuklarını İngiliz müstem- lara girmiş, otlamıya başlamıştır./lekelerile Felemenk Hindistanın- Bunu gören köy korucusu Hüse.ıdan ithal etmek mecburiyetinde-'istihsalâtı 2,500,000 Fransanın 1940 yılındaki çelik istihsalâtı ise 6,100,000 tondu. Hal- bu memleket 1939 yılında 9.407.000 ton çelik istihsal etmişti. Belçikanın 1940 yılındaki çelik tondur. 1929 yin hayvanı bağdan çıkarmak is- dirler. Normal zamanlarda bütün'yılında ise 3,429,000 tondu. i bi ) ğ:şağ:nr:ış(.hniî:ayşt her ı;kgıiııl:iae î)ş—lî'sçr.aitinde kauçuk İngilizlerle, İn- anda kapışmışlardır. Uzun müddetâl,ız dostlarına inhisar etmekte - altalta, üstüste boğuşan iki köylü- K y la T den Rasim altta kaldığını görünce!maîîîeîenı:gğ& filş(îlığı!-)imıîşitğş î.ı'_ 1 çekmiş, bütün kuvvetile y . ş bir| Hüseyinin vücudüne — saplamıya başlamıştır. Hüseyin aldığı derin! yaraların tesirile derhal ölmüş - tür. Katil yakalanmıştır. Boyzbadda askerlere kışlık hediye hazırlığı Boyabad (Hususi) — Kahra - lerimize kışlık hediye man hazırlığı devam etmektedir. diye kadar 2547 çift çorab, pamuklu ve muhtelif cins toplanmıştır. Şim- 1356 eşya ( Türkiyenin en fazla t erzisi bulunan kazası — ) Akhisar (Hususi) — Şehrimiz- de bulunan terziler, aralarında masına ve suları tutmasına yarnım edecektir. Mevzuubahs dere, gü - zelce kanallaştırılıp ıslah edildiği takdirde şehrin tehdidden kurtul-! edilecektir. dan başka p k zer'iyatı para biriktirerek terziler birliği adına Hava Kurumuna elli lira teberrüde bulunacaklardır. Bura -! da otuz bir terzihane vardır. Ter- zilik mesleğinde çalışan patron ve işçilerin yekünu yüz yirmiyi a EDTea Setar y Elm BiDTMM ? bulmaktadır. Terziler birliğinin Hava Kuru- muna yapacağı bu teberrüün di- ğer esnaf birliklerini de harekete getireceğine şüphe edilmemekte - dir. Resim Akhisar terzilerini arada gösteriyor. bir Japonyanın 1940 yılındaki çelik istihsalâtı 7,100,000 tondur; 1939 yılında bu miktar 7,055,000 tondu. Gene Amerikadan bildirildiği - ne nazaran 1940 yılının 11 ayı zarfında dünya kalay istihsalâtı 209,800,000 tondur. Buna karşılık auçuk ihtiyacı içinde kıvranmış—|1939 yılındaki dünya kalat istih - İ lardı. Bu keyfiyet, kauçuğa malik olmıyan milletleri, sun'i kauçuk yapmak lüzumuna sevketmiştir. ısalâtı 156,100,000 tondu. > N. 1939 yılındaki dünya kalay istih- Z Zongu'dakta bir maden kazasında 2 kişi öldü Zonguldak ( Husust ) — Son hafta içinde havzada bir maden kazası olmuştur. Gelik mıntakasıında — Karadon ocağında vukubulan bu göçük hâ . disesinde iki işçi ölmüş ve bir işçi ağır surette yaralanmıştır, Ölenler Kırımer kazasından Yu- suf Ateş ve ayni kazadan Hüseyin oğlu Kâzım Yıldırımdır. Ağır yaralı Şiran kazasından Re. şet oğlu Niyazi Kayadır, hastaneye kaldırılmıştır. Beden terb'yesi umum müdürü Adanaya gidiyor Adana (Hususi) — Bu yıl Ada- nada yapılması kararlaşan Türkiye futbol ve güreş birincilikleri müsa- bakalarında bulunmak ve bu müsa. bakaların hazırlıklarını yerinde gör- mek üzere beden terbiyesi genal di- rektörü general Cemil Tahir Tane. rin ve beden terbiyesi zat işleri mü- dürü B. Saim Seğmener ile güreş federasyonu reisinin Adanaya ge- lecekleri istihbar edilmiştir. | RADYO ÇARŞAMBA 19.3.1941 8: Saat ayarı, 8.03: Ajans haberle- ri.-8.18: Hafif müzik (Pl.), 8.45: Ev kadını, 1230: Saat ayarı, 12.33: Ha- fif —şarkılar, 12.50: Ajans haberleri, 1305: Halk türküleri, 13.20: Radyo salon orkestrası, 18: Saat ayarı, 18.03: Ziraat takvimi, 18.08: Melodiler (Pl), 1830: Konuşma, 18.45: Çocuk saat, 19.15; Çocuklar için musiki, 19.30: Saat ayarı ve ajans haberleri, 19.45: Geçid programı, 20.15: Radyo gaze, tesi, 2045: Radyo fasıl heyeti, 21.10: Konuşma, 2125: Saz eserleri ve zey. bek havajarı, 2145: Riyaseticümhur bandosu, 22.30: Sasü ayarı, ajans haberler, borsa, 22.45: Dans müziği. d SA #nkara borsası 17/3/1941 açıl_ış"..îpamş fiatları Türkiye güreş birincilik'eri Adana ( Hususi ) — Adanada yapılacak Türkiye güreş birincilik.. lerine hazırlanmak Üüzere cenub mıntakası güreşçileri beden terbiye. si Seyhan bölgesinde kamp kur - ÇEKLER Açılış ve ka- Londra 1 Sterlin 5.24 New-York 100 Dolar 129.20 Cenevre — 100 İsviç. Fr, — 29.98 Atina 100 Drahmi 0.99775 Bofya 100 Leva 1.6225 Madrid 100 Peçeta 12.9375 Belgrad — 100 Dinar 3.175 Yokohama 100 Yen 311375 f n 100 İsveç Fr. — 31.0050 Altın 24.30 ”sham ve Tahvilat Esham ve tahvilât üzerine olmamıştır. muşlar ve çalışmalara başl, l dır. L «Son Posta» nın tefrikası: 54 Yazan: Valentin Williams b vardır ve Flora da bir ka- Sonra ateşe doğru dö k, ocak. taki odunlara ayağile hiddetli hid- detli vurdu. Bir müddet durduktan sonra: — Bir revolveriniz. var m? Phil? diye sordu. Dostu soğukça cevab verdi: — Hayatımda öyle bir şey kat'i- yen taşımadım. Stphen homurdandı: — Lânet olsun! dedi.. Benimki yatta kaldı. Acaba kaptan Mac Kenziede bir tabanca var mı? Öteki: — Hakikaten bilmiyor nuz... diye söze başlıyordu. Fakat Stephen geri döndü kendi sözlerine devam etti: — Torray'nin muhakkak ki bir! musu- ve rabina ile ava çıkmıştı. Arkadaşı cevab verdi: — Aklınızı iyice kaybediyorsu- nuz. Biz burada Amerikanın geniş çayırlıklarında bulunmuyoruz. — Bi- zim için Berge ve tabancalarına kar- şı kendimizi korumak için yapılacak biricik iş, onları unutmuş — görün. mektir. — Uhnutmuş görünmek mi? Ba- kınız hele... Bu dünyada kimse ba- na tabanca ile hücum edip te ceza- sız kalmamıştır. Philippe hakaretle devam etti: — Söylediğiniz. şeye bakınız. Bundan o hiçbir mes'uliyet duyma. dıktan sonra.., Bu—:dı galeride bir tabanca sesi duyuldu. XX Kapı şiddetle açıldı ve Dwight, kolları yukarıda gerisin geriye içeri girdi. Onun arkasından da, elinde, henüz ateş edilmiş bir tabanca tu- | tan Pierre göründü, ! Yüzü mosmor olmuş olan oda hizmetçisi durmadan söyleniyordu: — Sizi tevkif ettireceğim. Bura- da Chicago'da değiliz, Silâhınızı ye- rine koyunuz, haydudlar; bu mem- lekette kibar i l kavgal nasıl bitifirler, size göstereceğim. Fakat bu anda Stephen hiddetle sordu: — Ne oluyor? X PKM Dwight mırıldandı: z — Zannetmiyorum, fakat nasıl yaralanmadığıma hâlâ hayret edi- yorum. Stephen emretti: — O halde, sesini kes. Berg elinde bir tabanca olduğu halde, arkasında da Mansard ve Pierre silâhlı olarak içeri girdiler. Berg dosdoğru Garrisona yürüdü ve birbiri arkasına sormağa başladı: — Portföy nerede? Amerikalı ona hakaretle baktı: — Hangi portföyden bahsedi. yorsunuz? — D'Arenne'den almış olduğu- 4 | nuz portföyden. | Garrison omuzlarını silkti: — Ne demek istediğinizden bir şey anlamıyorum. Bergin iri yüzü canlandı: Dwight alelâcele ef ar- kasına saklandı ve sonra: — Bu adam olanca kuvvetile! buraya girmek istiyordu, — halbuki- ben sizin meşgul olduğunuzu keııdi-ı sine söyledim. Yolunu kestiğim için üstüme silâhını çekti. Garrison sordu: — Ja, so diye mırıldandı. Sonra dişleri arasından — şunları emretti: — Carlos, şunların üstlerini ara-| yordu. yınız. Mansard cebind. b sine verilen vazifeden hoşlanmadı. ğinı gösteriyordu. Verity'nin ceblerini — araştırırken mırıldandı: — Bu, bir basit formalite mese- lesi, darılacak bir şey yok. Vörity dostuna korku ile bakı- yordu, fakat teskin edici bakışı onu teskin etti. Ceblerine bakılmasına müsaade etti, fakat bir şey buluna- madı. Verity'nin ceblerinde pipo« dan ve tütün k inden başka bir şey yoktu; Garrisonun ceblerin- de ise sigara tabakasını ve çakmaği vardı. Mansard bunları, elini uzatan Berge verdi ve iri yarı adam da, aç- makta olduğu altın tabakaya baka- rak çakmağı Stephene uzattı. Mansarda seslendi: — Şimdi de eşyalarile meşgul o. lunuz, her şeyi açınız. Çok kuru bir sesle söylüyordu, zira arkadaşı açıkça tereddüd edi- — Anahtarlar lâziım bana, diye A, n ) çıkardı ve öne doğru yürüdü. Fakat — Yaralandınız mı? çok ağır yürüyordu, bu da kendi- O zaman Stephen: Sonra, sanki hizmetçi kendisine doğru geliyormuş gibi: — Binbaşıya, arzu ettikleri her şeyi gösteriniz, diye ilâve etti, Yal- nız, her iş bittikten sonra inci kol düğmelerimin yerinde olup olmadı- ğını kontrol ediniz. Hizmetçi onun söylediklerini tas. dik etti: — Peki, mösyö, Binbaşı kıpkırmızı oldu ve ğirdi: — İşte tahkir edici bir emirl Stephen gülmeğe başladı: — Herhalde sizin araştırmanız kadar değil, dedi. Binbaşı öksürdü ve: — Bunlar bir centilmene yakişa- cak şeyler değil, dedi, Garrison fikrini açıkça söyledi: — Bir imkândan bahsediyorum; işte © kadar dedi. Bu sözler üzerine binbaşı kızgın gözlerle ona hiddetli hiddetli baktı. ba- — Dwightl diye seslendi.