6 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

6 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Bir İmparatorluğun Sukutu Küm, Mabittin Birgen : KE 4 mevsimi Afrika mev - simi oldu. Evvelâ şimeli 4 ada, sonra da Sarkta, mevsi- “min en büyük muharebeleri cere - yan etti, Şimali Afikada İtalyan or 'dusu büyük zayiata uğradıktan son- oya Bingazi ile Trublusu ayıran çö- > le kadar bütün sahayı hasımlarına bıraktılar. Eğer Alman tayyareleri. nin ve nihayet Alman kuvvetleri - © nin müdahalesi olmasaydı, belki de ” bütün şimali Afrikayı şimdiye ka- dar ellerinden çıkarmış bulunacak. ardı. Şimdilik bu tehlikeyi berta- © raf etmiş görünüyorlar. Bu saha - da Alman yardımı nereye kadar “gilebilir ve ne netice verebilir? Bunu bilmeyiz. Fakat, şunu söyliye. iriz ki, imkânları zengin olmıyan © yardım, kifayet haddini bula diğ takdirde İtalyanların şimal rikadaki vaziyetleri de er veya “ geç tehlikeye düşecektir. © Afrika muharebelerinin en mü - bim kısmı ise şarki Afrikada cere- yan etti, Halen en vahim devri gel- miş görünen bu mücadele esnasın- “da, İtalyanlar şarki Afrikayı kabil © olduğu kadar uzun bir zaman için © müdafan edebilmek üzere ellerin. © den gelen herşeyi yaptılarsa da ya talih yar olmadı, yahud da kuvvet lerin kifayet etmedi, neticede bütün © bir imparatorluğu kaybetmek vazi- yetine düştüler, Habeşistan, Eritre ve Somali, bu üç Afrika parçası bir araya geldiği zaman İtalyanın bir- © kaç miski bir toprak teşkil edebile- © cek bir saha vücuda getirebilecek bir saha di. İtalya bunu halen kay- b bulunuyor. İtalyanlar diyebilirler ve zaten de iyorlar ki, mesel toprak meselesi eğildir; Afrikamn ve müstemleke — meselelerinin ne olacağmı harbin © nebicesi gösterecektir. Harb de Af- rikada değil, ötede, İngilterede, de nizlerde ovesairede kazanılacaktır. © İngiltere gibi bir kuvvetle mücadele “ etmek kolay iş olmadığım biliriz. Biz bu mücadeleyi bile bile kabul et ledir ki zaten asıl böyük cesare göstermiş oluyoruz! © — Nazeri olarak bu sözlerin doğru tarafı yek değildir; ameli olarak, bu siyasetin verebileceği mahsulün “ne olacağım da elbet göreceğiz. Fa kat, simdiden şunu tesbit edebili - Tiz ki İtalyanın güzel bir Oimpara- torluk saham düşmüştür, * © Bü yeni harbin terihi oyazılıdığı ©“ ve bu canada İtalya siyaseti tahlil ve tenkid edildiği zaman, tarihçile.| rin üzerinde uzun uzun duracakları bazı noktalar bulunacaktır. Meselâ şimdiye kadar İtalya, tün muvaffekiyetlerini, o kendisini © denize hâkim olan kuvvet tarafında tutmak sayesinde elde etmiş veys- “hud. Trablus ve Habeşistnn teca- - vüzlerinde olduğu gibi, denize hâ. kim olan tarafın kat'i bir mmuhale- © fetine uğramıyacağından emin oldu ğu zamanlarda, münferiden hare- kete geçmişti. Bu kaide haricinde hiçbir Halyan muvaffakiyeti mev. © end olmadığı halde, bu defa, ne- © den dolayı İtalya, kendisini bu ka- dar tehlikeye attı? Hâdiseleri tahlil ve tenkid ile uğraşacak olan tarihçiler, mümkün dür ki, bu sualin cevabını bulmıya 'çakşırken, İtalyanın bu defa bir tak © dir hatası yaptığına kani olsunlar. Bu hata, Fransa ordusunun inhilâli üzerine harbin artık bittiğine kana. © st getirmekten Sbarttir. Fakat, bit- © memiş bir harbi bitmiş gibi görmek, kta, yolun niha- © yerini görmekte biz göz galalı yap. “mak gibi bir şey olamaz, İtalyanın yaptığı hata, bir imparatorluğ, — skutuna sebeb old i © bu kadarla da kalmıy rm asırdanberi mütemadiyen ileri “giderek huzur ve refaha kavuşan © bir milletin n hayatını berbad edebilecektir. © Fakat, tarihçilerin meşgul olacak ları noktalar bundan ibaret değil “dir. Yunanistana taarruz misalinde, #ade siyasi değil, ayni zamanda as. keri sahada da kdir hat “wardır. Yunanistanın siyasi vaziyo- ini bilmemek bir hata, İtalyan ordu “sunun kuvvetini ve imkânlarını ta- © mmamak da aynı bir hatadır. Hâdi. © seler gösteriyor ki devlet adamla: Çok zeki, çok bilgin, çok dürüs muhitinize intibak etmediğiniz dakikada bütün bu meziyetleriniz hep birden iciymetlerini kaybederler, meziyet ve haslet iken büyük bir kusur olarak görünürler. Ateşin İnsanlar ateşi ilk defa nasıl elde ettiler, kibrit niçin yanar, danberi kibrit Kışın geceleri sobada çıtmdayan odunlan seyretmek ne zevkli bir şeydiri, İnsan ateşe baktığı zaman hayalinde binbir şey canlanır; ya - nan şehirler, muhasara edilmiş ka- leler gözü önüne gelir. Odunların gıtırdımı silâh seslerini andırır; ales. lerin dili se, kalenin duvarlarında kuşuşan askerleri hatırlatır. Çok eski insanlar ateşin içinde ateşten bir takım ker. tenkelelerin yaşadığını kani imişler, ve bu kertenkelelere «ateşin ruhu» derlermiş. Ateşin mukaddes ve ilâhi telâk- ki edildiği yamanlar da olmuş. Bu devirde insanlar âleşin şerefine mu- azzam mabedler inşa ederlermiş. Bu mabedlerde ateş ilâhının şerefi. ne yakılan meş'aleler, yüzlerce yıl hiç sönmeden yanarlarmış. Sönmeden ateşi muhafaza etmek SON POST Gi A e Muhite intibak etmek meselesi.. & # ve çok terbiyeli olabilirsiniz, Hak hiç bir zaman ve hiç bir ber vakit kuvveti temsil eden yu siz görmüş olabilirsiniz, fakat intibak etmek, vaziyeti düzeltme yerde akalliyetin eline geçmemiş, ekseriyetle görünmüştür, Doğru- yapacağımız şeyi evvelâ muhite yi tedi harekete bırakmaktır. öanamasaanananamasmmadssssasnsı Devlet konservatuvarında tarihi (Tosca) Yazan: Ek İtiraf etmek lâzımdır ki radyo- muzun başında ecnebi istasyon - larını yokladığımız zaman güzel opera temsillerine (tesadüf etti - gimizde, eseri kemali zevkle din- lerken, bizde böyle temsiller ve - rilemediğine Üzülüyorduk. Bilhas sa, meselâ (La Traviata)yı Rum, (Carmen) i Bulgar, (Don Giovan- ni)yi Sırb Jisanlarında duyduğu - müz zaman gıbta ediyor, bunlar ve bunlara mümasil şaheserlerin 'Türkçelerini dinlemek kabil olma dığına esefleniyorduk. Operaya İmalik olmamak her memleket için İbelki büyük bir nakise değildir. Yaşamkıkta olduğumuz (günlerde operadan evvel düşünecek (deha çok mühim işlermiz de var; fakat ne de olsa, ilerlemekte gösterdi - ğimiz sonsuz maharet, attığımız muazzam hamleler meyanında ne- den san'at mahareti, san'at ham- İesi olmasın? Nenen beynelmili İşöhreti haiz eserleri tü Türklerden dinlemiyelim?. Çarşamba 2 Nisan 1941 -kemeli faharle kaydedilecek bir tarih - saat üç buçukta ajans haberlerini insanlar ne zaman- kullanıyorlar ? usullerisden bivi bir ağaç parçasını, bu korkunç pes neyi, ilk defa kimin yakalayıp ku- lübesine getirdiği, tabii malümu , muz değildir. Belki de bumu bir ki- âdeti, yer yüzünde mevcud âdet -'gi değil htelif örbirin - lerin en eskilerinden biridir. Ve bulden habersiz. e Ti a! âdet hiç de sebebsiz değildir. Çün-| olabilir. Fakat ne olursa olevn, el. kü bundan on binlerce yıl evvel in|de edilen birçok delilere nazaran, dinlemek üzere radyomuzu açtı - ğımız zaman pek hoş bir (surpri- ge)le karşılaştık. Spiker, Devlet konservatuar talebesi (otarafından sanlar ateş yakmasını bilmezlerdi. Bu çok eski devirlerde ateş yakl maz, fakat, tıpkı, çok kıymetli ma. denler gibi bulunurdu. Bu vaziyet karşısında ateşe fevkalâde o büyük İsir ihtimam gösterilmesi, sönmeme sine dikkat edilmesi, büyük bir dik- katle muhafaza edilmesi, tabii se - bebsiz değildir. Çünkü binbir güç. lökle elde edilen bu ateş söndüğü takdirde bunu bir ikinci defa ele geçirmek adeta imkânuzdı: Çünkü yukarda da söylediğimiz gibi insan lar ateş elde etmesini. aleş yakma- mn kenüz bilmiyorlardı. Acaba insanlar ilk defa ateşi na- al elde ettiler), Bu hususta ilk hatıra gelen yıldı İsim olabilir, Düşen bir oyıldırımla İağnem ateş alarak wlev-alev yanını ya başladığı çok va na kadar hiç ateş görmemiş msanlar bu ateşlen canavarın bü- ik bir çatırdı ile ağaç dalların süpürmlsini, ateşten dillerile ağacın körpe kabukların yalamas- nı, kim bilir ne büyük bir korku ile seyrederlermiş!. Bu ilk insanlar, bu korkunç ağaca bir türlü yaklaşı - İmaz, fakat onden bir türlü uzaklaş mak da istemezlerdi: Çünkü soğuk bir gecede, yanan bir ağacın yanın da durmak onları hem asıtır, aydımlatırdı, İptidai insanlar cesur mahlüklar dı. Bunlar sık sık muazzam mamot larla, korkunç dağ ayılarile müca- deleye girişmek mecburiyetinde ka. lırlardı. Bu vaziyetler onlar cesa Ankara Halkevinde temsil edile « cek olan (Tosea) nın ikinci per - desini dinliyeceğimizi bize müj - deledi, Hele bu zamanlarda, bun- 'dan güzel, bundan gönül açıcı bir haber vermesine imkân yoktu. Dünyanın her tarafında duyulan dövüş, savaş, harb, darb sesleri, İbomba gürültüleri, yangın kızıl - ıkları arasında yükselen tatlı ve İnefis bir ahenk... bazı insanların «Bu korkunç cana: vam evlerine getirerek, tıpkı ya - İbani bir hayvanı ehlileştirir gibi eh. İlileştirdikleri muhakkaktır. Bu iptidat, bu killi insanların bu harikulâde keşifleri yanında, ilk elektrik lâmbasını icad eden Edi son'un keşfi hiç kalır. Çünkü ateş İ bulunmasaydı, yahud ateş keyfedil- jmeseydi, bizkn bugün de iptidai in j yanlardan pek az bir farkımız okur du Parlak ateş iptidal insanların ko ir di vuklarını, kulübelerini aydınlattı; zevkle, derin bir heyecanla, yakın fakat insanlar ateş elle etmesini bir maziye kadar daha (Tosca)nın öğreninceye: kadar aradan daha on belki ismini bile işitmemiş olan binlerce yıl geçti. İnsanların, orta -igençlermiz (o târafından (| türkçe, da hiçbir şey yokken, ateş elde et-| (Tosca)nın temsilini dinledik, Bu İmesini öğrenmeleri çok mühim bir temsil mükemmel miydi? Bilmi - hâdisedir. Çünkü insanlar ateş elde yoruz. Mükemmel olmasını arzu etırlesini öğrendikten o sonra, artık ederiz, faka: genç talebelerimizm onu kaybedeceğiz diye korkmala. ilk adımlarında kendilerini bey - rma, üzülmelerine de bir sebeb kalinelmilel şöhret sahibi san'atkâr - mamıştır. Yağmur veyahud tufan-|jarla mukayese etmek (İnsafsızlık lar ateşi mi söndürmüş?. Varsın sön olacağını da biliyoruz, Esasen böy- dürsün, yenisini yakmak pekâlâ e hir mukâyesede aklımızdan eee Me « İbile geçemezdi, zira duyduğumuz ad Siren 2 ha . Sex maz yegfine his gürurdu.. Radyo vası- da mibedlerde, hi ; ,İtasile gerek takib "edilmiş temsil, pi mali e “ei gerek dinlenilmiş sesler hakkında Büyük bir dikkatle, sonsuz bir Ca hem | A 5 i teşler, insanlı © söylenemez. Perdenin 80- Bu ateşler, insanların ateş elde et sunda işittiğimiz. sürekli; alkışlar müstakbel san'atkârlarımızın tam muvaffakiyetlerinin en büyük de- Bilidir. (Tosca) gibi, aşağı yukarı. her kesin bildiği bir dramı ecanlan -! mesini bilmedikleri zamanlarin bir hülhirası, bir sembolü olarak yanı - yorlardı, Fakat tuhaf değil midir, insanın | en iptidai ateş elde etme (o wsulleri| bugüne kadar muhafaza edilmekte- dir. İptidai insanlar, tahtaları, ya-;dırmak, herkesin az çok kulakla operası rem Reşid ki Devlet konservatuar talebemi - zi candan tebrik ederiz, 2 Nisan 1941 akşamı TTosca'nın elemli nidalarını, Çavaradossi'nin feryadlarını, o Searpia'nın o kâh müstehzi, kâh çılmn o avazelerini türkçe olarak dinledik. Bu, inki -) lâbımızın başlı başına bir sayfes:- dır. (Tosca) nın dram elli dört, opera şekli ise otuz sekiz senedir her tarafta seyircileri teshir et - mektedir. Dramın müellifi Victo- rien Sardou bu eserini meşhur Sarah Bernhardt için yazmıştır. Surdou, bilâ tereddüd, müellifle- rin arasında en velüdu olduğu gibi en bahtiyarıdır da, Kırk sene sür- müş olan faaliyeti müddetince en hafif komediden en ağır drama kadar, tiyatronun her nevinde bü- yük muvaffakiyetler kazanmıştır. Her eseri bir zafere bedeldil. Bu- inu müellif bilhassa tiyatroya olan ihtisasına medyundur. Hatta ken disinden bahsederken Emile Fa - guct: «Sardou bir muharrir değil, bir tiyatro adamıdır!, der, 1887 de Sarah Bernhardt tara - fından temsil edilen (Tosec) drs- mının mevzuu hülâsaten şudur: On dokuzuncu asrın ilk sene - lerinde Romada, Fransız ihtilâ - linden doğmuş olan hürriyet fıkir lerinin memlekette yayılmasına mâni olunmaktadır; mn Scarpia namındaki polis rü bu se - bebden dolayı hapishaneleri si - yasi mevkuflaria doldurmaktadır. Bunların arasında konsolos Anje- otti vardı. Fakat Anjelotti hapis- haneden firara muvaffak olmuş - tur. San Andrea de Ja Valle kili- sesine iltica eder. Burada çalış - makta olan hür fikirli ressam ossi'yi bulur. Bu ressamın güzel bir kadın vardır: Meşhur muğanniye Floria Tosca.. Cuvi i aşı Anjelotfi'yi evine götürür. Fakat Anjelotti'nin evi taharri etmektedirler, Tosca gibi çılgın bir hırsla arzu eden Scarpia, güzel kadını kendi âniresine celbe muvaffak olmuş - tur. Zan altında bulunan Cavara- dossi de buraya getirilir ve bir türlü ele geçirilememiş olan Anje- lottnin nerede olduğunu söyle -i mesi için kendisine işkence eğilir. Sevgilisinin acı feryadlarını duy- makta olan Tosca ya buna taham mül edecektir veya kendini Scar- pia'ya teslim edecektir. Uzun te- reddüdlerden sonra Tosca ikinci şıkka razı oluyor, fakat Scarplanın kendisi ve sevgilisi için iki pasa - port vermesini şart koşuyor. Sear- a e Müstakil Polonya - Çekoslovakya federasyonu 5 (A.A.) — Pat ajanı Siyasi mahfeller ve matbüni, Po. lonya başvekili Sikorski'nin Ame » sikayı resmen ziyareti münasebetile generalin il miktarları beş milyonu bulan Polonyahlarla yapa- cağı temasın Polonya ordusunun takviyesi bakımından husule geti » receği büyük tesiri tebarüz ettirmek tedirler, Genemi Sikorski, halen Ameri - kada bulunan milli Polonya meclisi reisi Paderewekinin seyahati hak - kında tefsirlerde bulunan Times ga, zetesi, Polonya başvekilinin reisi » gömbur Ruzvek ile ezcümle müş - takbel Polonya - Çekoslovakya fe- derasyomu hakkında siyasi müza - kerelerde bulunacağını yazmakla « 3 Dedikodulu bir anket (Baştarafı 1 inci sayfada) nereye gider, nereye bağlanır? Delli değil! Yeni şürlerde rastladığım ke- limelerde bile bir imtizaç yek. Me- selâ, bir şiirde şöyle bir mısraa Tast İyorsunuz: «Güzel ve eylenmek», Burada bir mastarla bir sıfat yan » yana güyor. Genç şaire göre, bu bir şey ifade ediyor belki, Fakat, biz bir gey anlıyamıyoruz. Bu şe - kilde birçok gürler var, Bütün bunlar zevki kaçıran, ma- nasız #ekerlemelerden ibaret, Hülâsa, bu his ve İisan amarşisi içinde yeni bir edebiyatın mevcud olabilmesi ömlkü Yeniler bi dela msn: kabul emiyorlar. Mısra olmayınca, şör de olmaz. Elime Yusuf Ziyann Binnaz'ını aldığım zaman, derin bir hazla oku. yorum, Çünkü bir ritm var, masra İ var, duygu var, Fakat, yeniler ba- na bu zevki veremiyorlar.» öek, Fakat, evvelce kararlaştırni » mış olduğu gibi Cavaradossi'nin velev zahiri olsun, ceza görmesi lâzımdır. Bu sebeble yalandan kurşuna ( dizilecel Silâhların boş olacağını Searpi Tosca'ya temin etmişti. Fakat hain, Cavara- dossi'nin kikaten kurşuna dizile mesini ştir. Tosca yalsn - an yapıldığını zannettiği kuru - na dizilme merasiminde hazır bu- lunuyor. Askerler vazifelerini bi - tirip çekildikten sonra yerde ya » tan sevgilisine doğru köşuyor, kalkmasını söylerken öldürülmüş olduğunu görüyor. Bu sahne San Angelo kalesinin tepesindeki tara- şada cereyan etmekteğir. Tosea İsevgilisinin cesedi üzerinde para- lanırken, Scarpia'nm kendisi ta - rafından katldilmiş olduğu duyu - ) 'nın adamları Tos - ca'yı tevkif etmek Üzere koşuyor- lar, fakat Tosca ellerinden kurtu- larak kendini kaleden aşağı atı - yor. Dört perdeden ibaret olan bu dram İllica ve Giacossa üç per delik bir opera şekline getirmiş lerdir, Musikisini Giscemo Puecini yazmıştır. Henüz (Madame But - terfiy)ı o bestelemiş olduğundan Puceini 1903 de -Tosra operasının ilk temsili senesidir- yalnız ( non Lescaut) ve bilhassa (La Vie de Böhöme) isimli operalarile şöh- ret sahibi olmuştu. Toşca bu şöh- veti bir kat daha artırdı. Bu cser dünyanın her opere sahnesinde oynanmışlır. Bizde de bir perdesinin tü olarak oynandığına kemali ift şahid olduk. En samimi, en büyük arzumuz yakın bir atide yapılacak yeni bir gayretle bi eserin tamamını ve birçok b kalarını dinlemek ve görmek Dr- satının »verilmesidir. Bu parlak başlanğıçtan sonra bunu bekle » mek fazla istemek değildir. Ekrem Reşid TAKVİM pia bunu kabul ediyor. Kâğudları| ps yazıp imzaladıktan sonra Tosca'yi ozele e m kolları ârasına almıya hazırlanır - hataları işlemiş olanlardan ziyade bütün bir millet kütlesi zarar görü- hud odun parçalarını birbirine sürtirmı dolduran parçaları terennüm | mek suretile ateş elde ederlerdi.'etmek Kolav değildir. Bu güç işi dın tarafından bir bıçaklalll iBiz de kibriti, kibrit kutusuna surt-|muvaffakiyetle başarmak, o nis -|ö üyor. Tosca pasaportları mek suretile elde etmekteyizi, bette büyük muvaffakiyet kazan-Jalarak hapishaneye koşuyor, Sev - (Arakası sayfa 4 sütun 5 te)'mak demektir, Bundan dolayıdır gilisile beraber Romavı terkede - İSTER iINAN, Şehir Tiyatrosu her mevsim sekiz on tane yeni piyes çıkarır, bir iki tanesi müstesa, hepsi de ekseriyetle fransızcadan adaptedir. Arasıra hatırımıza gelir, bu vaziyete bakarak neden eser telif etmediğimizi düşünür, eseri yabancı dillere geçecek O kiymette mu- harriri neden yetirmediğimizi sraşlırımiz. Suale verilen cevablar müubte. | tü. Ötekisi Sedad Simavi'nindi. Ona da hak olarak 89 lira verildi. liftir. Fakat bu muhtelif ceyablar arasında en yenisini, hele doğru. | (Bu kısa cevabdan sonra fazla düşünmiye lüzum kaldığına: |. SER INAN, iSTER INANMA! retini artırmıştı. İşte bundan ötü- rüdür ki, iptidai insanlarn içinde, ateşe, bu mahiyeti bilinmiyen kor- kunç canavara, yaklaşmak cesare - tini gösterenler de bulundu. Yanan İkalyan mülleti, çok eski bir za - sandanberi giriştiği | müstemleke mücadelesinde pek çok emek, pek “çok kan ve pak çok servet aarfet- i. Bu fedakârlıklar berhuva ol- “mus, İtalyamn bütün o müstemleke “ kuvveti: birkaç ay içinde eriyip git- miştir. İtalya, hareb kendi intihab etti- ği tarihte girdi; istediği kadar he- ozırlatmak fırsatlarmı o buldu, Hazır eğildiyse niçin girdi? Hazır idiyse, (Arkası sayfa 4 sütun 6 de) ISTER INANMA! sunu arkadaşız Selâmi İzzet bulmuştur. Diyor ki: — 1940 - 1941 mevsimi içinde iki telif eser temsil edildi. Birin. cisi Vedad Nedim Tör'ündü, Sahibine telif hakkı olarak 87 lira düş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: