. F Ve :3,460;990, sütü olmıyan "verilen 6 Sayfa SON POSTA " İ Nisan 6 | (Memleket Hahberleri| Yu_ı:_ı_lda. Çocuk Esirgeme Kurumunun 18 yılda yaptığı yardımlar Çocuk Esirgeme Kurumunun 427 merkez ve kollarından gönde- rilen istatistik cedvellerine naza - iran 1922 yılından bin dokuz yüz kırk yılı sonuna kadar muhtelif yardımlar gören çocuk miktarı aşağıdadır: 922 den 940 sonuna kadar genel merkezin ve diğer merkezle kol- arın koruduğu çocük sayısı: annelere verilen çocuk sütü ve sıcak yemek çocuk sayısı 2,334,168, muayene ve tedavi, diş tedavisi, elbise, ayakkabı, kasket, çamaşir, okul levazımı, para yardımı gören çocuklar 1,135,822. Böylece genel merkezin ve diğer merkezlerle kolların 18 senede yardım ettiği çocuk miktarı şu sayıyı bulüyor: 3,460,990. Kurumun gaâyrimenkul emlâki yani bina, arsa, tarla, dükkân ve bahçesi 1940 yılı sonunda 129 par çayva baliğ olmuştur. Kurumun meydana. getirdiği içtimai ve sıhhi yardım müesse - seleri 270 i bulmuştur. Ve şunlar- dır: 2 doğum evi, 30 çocuk dispan - seri,4 diş muayenehanesi, 11 süt damlası, 8 sıcak banyo, 4 yüzme havuzu, 30 çocuk yuvası, 2 ana mektebi, 1 çocuk bakıcı mektebi, 5 pansiyon, 72 talebe sofrası, 18 çocuk kütübhanesi, 12 sinema, 53 çocuk bahçesi, 16 kreş (gündüz bakımevi), 2 çocuk müzesi. Genel merkez tarafından 18 senede neşredilen eserlere gelince bunlar 149 bin aded basılmış olan 62 muhtelif kitab, 746 bin aded tabedilmiş olan 63 nevi levha, afiş ve kart, 100 bin aded annelere ço- cuk bakımı hakkında öğüt, 3 milyon 804 bin çocuk ve ana mec- muası ki hepsi 4617000 adedi bul- maktadır. 1940 yılı sonunda kurumun merkez ve kolları sayısı 700 zü bulmuş, bunlardan yalnız 269 kol ve merkeze mensub aza sayısı 39780 e çıkmıştır. Yalnız 940 yılında korunan ço- cukların yekünu 704390 dır. Bun- ların 129328 zi genel merkezce, 575062 si diğer werkez ve kollarca himaye edilmiştir. Ko yada İnönü koşusu Konya (Hususi) — 4500 metre- lik bir mesafe dahilinde Konyada a bir İnönü zaferi koşusu yapıl- miş ve 106 talebenin iştirak ettiği ğu koşuyu 94 kişi muvaffakiyetle itirmiştir Fazla koşucu müsabakaya gir- miş olduğundan Askeri Ortaokul grup birincisi olmuştur. Koşuda derece alanlar şunlar - dır; Birinci Mehmed Algan (Li - se), 16 dakika 8 saniyede, Ikinci Osman Sürücü (Lise) 16 dakika İ2 saniye, üçüncü İbrahim Baysal (Lise) 16 dakika 17 saniye, San'at lar okulundan Basri Acar da dör düncü olmuştur. Dökrt kişilik takımlar arasında 6 fena puanla lise takımı birinci, 15 fena puanla San'at okulu ta kımı ikinci ve 40 fena puanla sivil ortaokul talebesi üçüncü olmuş lardır. Vali tarafından derece alan at | Konyanın yeni ve güzel bir kasabası: Çumra Harb yıllarında Cumranın Alemdar parajı Çumra (Hususi) — Çumra yeni kurulmuş bir kasabadır. Eskiden- beri burada yalnız istasyon bina sile sulama idaresi vardı. 926 da Bulgaristandan fazla — miktarda memleketimize gelen göçmenler - den bir kısmının burada iskâna tâbi tutulmaları ile Çumra istas - yonunda küçük bir kasaba vücud buldu. Bugün Çumrada üç yüz elli kadar göçmen evi bulunmakta ve bu göçmenlerin nüfus sayısı bin beş yüze baliğ olmaktadır. Eskiden Çumra bugünkü mer - keze 14 kilometre mesafede kü - çük bir nahiye ve doğrudan doğ- ruya Konya merkez kazasına bağlı idi. Hat boyundaki yeni bir kasa- ba kurulmıya başlanınca bu nahi- yenin ismi «İçeri Çumra» yapılmış ye bugünkü Çumrada kaza teşki- lâtı kurulmuştur. - Kazanın son tahrire göre umumi nüfusu 38 bindir. İki nahiye ve 56 köyü var- dır. Çumrada geçim vasıtası ziraat ve hayvancılıktır. 43200 küsur hektar arazi ekilmekte ve binlerce ton buğday istihsal olunmaktadır. Ziraatin her sene büyük bir farkla artış kaydettiğine memnuniyetle şahid olunmaktadır. Çumranın bir diğer hususiyeti de Umumi Harb yıllarında kuru - lan sulama tesisatına malik bu - lunmasındadır. Sulama teşkilâtı - nın bu kaza dahilinde tesis edil - mesi ile Çumranın irva iska im - kânlarına malik olduğunu biliyo - ruz. Bu teşkilât ve sulama işlerı üzerindeki tetkiklerimi ayrı bir — yazı halinde — verece - ğimden burada yalnız şu noktayı kaydetmekle iktifa edeceğim: Bu günkü sulama idaresi Çumranın sadece 14 köyünü sulayabilmekte, diğer sahalar bundan istifade ede- memektedir. Sulama idaresinin ana kanalları, suları kollara tevzi ettikten sonra tahliye kanallarına boşalmaktadır. Kayişhanı, Çarık - lar, İçeri Çumtra, Dedemoğlu, Fet- hiye, Abdikulu, Alemdar köyleri ile Karahöyük, Üçöyük, Taşağıl ve Camili köylerinin bulunduğu yerlerdeki iki tahliye kanalı vasi- tasile ovanın münhat kısımlarına bırakılan fazla sular bu yerlerde bataklık olmasına ve sıtma hasta- lığının artmasına sebebiyet ver - mektedir. Geçen sene bu yüzden - tesisatına malik olmasıdır Çumranın en büyük hususiyeti Umumi kurulan sulama Ve kaymakam Kemal Eren Kasabada sıtma mücadele teş - kilâtı ile hususi mihasebenin em- rinde beş yataklı bir dispanser vardır. Fakat eczahane yoktur. Geçen sene halkın yarısından fazlasının sıtmalı olduğu esefle söylenmektedir. Ayni yıl içinde dispanserde 3686 hasta muayene edilmiş, merkez ve köylerde sıtma mücadelesinin yardımlarından başka dispanserce 45 kilo kinin tevzi olunmuştur. Ancak bu fay - dalı müessesenin ihtiyaca tam ce- vab verecek tarzda genişletilmesi ve kadrosuna ilâveler — yapılması bilhassa temenni olunmaktadır. Çumranın genç ve hareketli kaymakamı Kemal Erenin bu ih- tiyaçlar üzerinde tevakkuf ettiği memnuniyetle görülmektedir. Ka- zada beş sınıflı büyük bir mekteb inşa olunmuş ve yalnız çatısı kal- mıştır. Bu eseri meydana getire- bildiği için Çumralılar kaymakam ıErenden'pek memnun görünüyor ar. Uşakta Kasabada imar faali- yeti büyük bir hızla devam ediyor Uşak (Hususi) — Dört bin kü- sur haneli ve 23,000 nüfuslu olan kasabamız, ilerleme yolunda git - tikçe hız almakta ve başka mem- leketlere örnek olmaktadır. Doku- macılıkta emsalsiz bir terakki gös- teren şehir halkı, gerek el tezgâh larında ve gerekse fabrikalarda durmadan çalışmaktadır. Yedi aded mensucat fabrikası - na malik olan beldemiz, adeta bir Avrupa fabrika memleketini an - dırmaktadır ve çok canlı bir iş hayatı göze çarpmaktadır. Burada eli ayağı tutanlardan işsiz kim - se kalmamış gibidir. Zaten, aylak oturmak burada hiç âdet olmamış- tır. İki yüzü mütecaviz köylerile beraber 120 bine yakın umumi nüfusu olan bu kaza halkının bir kısşmı — mensucat fabrikalarında çalışmakta olduğu gibi bir kısmı da motörlü ve asri tabakhanelerde ve şeker fabrikasında - faaliyet göstermektedir. Şeker fabrikası, kasabanın sekiz kilometre şarkında ve tren hattı güzergâhındadır. Burada, fabri - kaların erkân ve tali memurlarına mahsus ayrı ayrı binalar mevcud olup bunlarla fabrika muhiti güzel bir şehir manzarası arzetmektedir. Kasabada 23 cami, üç hamam ve güzel bir Halkevi binasile ona bi- tişik asri bir sinema binası vardır. Tatil günleri sokaklar, kalabalık, kesif bir insan kütlesi ile doludur. Karabigada bir genç kadın kuyuya düşerek öldü Karabiğga (Hususi) — Nahiye- mizin yukarı mahallesinde oturan Haşim oğlu Mehmed karısı yirmi beş yaşlarında Halime, civardaki kuyudan su çekmekte iken müva- zenesini kaybederek kazaen düş- İlncaya kadar boğulub ölmüştür. Biğa (Hususi) — Yıllardanberi kiralık binalarda oturmakta olan şehrimiz Ziraat Bankası idaresi, bu defa satın aldığı eski Halkevi binasına taşınmış ve bu münase- betle bir açılma töreni yapılmıştır. Törende kazanın bütün ileri gelen memurları hazır bulunmuş, mera simden sonra yeni binada davetli- ( Bigada Ziraat Bankasının yeni binası S ihibleri gerekse banka mensubları Bir aydanberi tamir görmekte 0- lan bu kângir bina, banka işleri için çok elverişli ve antresi çok j geniştir. Tam çarşının orta yerin- de bulunan bu binada gerek İş sa- çok rahat edecekler ve serbestçe muamele göreceklerdir. Resim, törende bulunan davetlileri ve müş ve etraftan yetişilip kurtarı- öğ) Tokat atlet SD a 'Tokat (Hususi) — Sivas'ta bölge lerarası 6000 metre kır koşusu için şehrimizden dört atletten mürek- keb kafile atletizm ajanı Fikret Özgönenç'in başkanlığı altında Si vasa gitmişlerdir. Yapılan müsaba kada ekipimiz takım tasnifinde | Yurddan resimli haberler — leri Sivasta y b ikinciliği almıştır. Ferdi . tasnifta Cemal Gözübüyük 20 dakika 15 saniyede birinci gelmiştir. Bu at- let yakında İzmir'de yapılacak 0- lan İnönü koşusuna iştirak etmel Üzere gidecektir. Resim atletlerimiz gösteriyor. ( Bursada Hava Kurumuna teberrüde bulunanlar ) Bursa (Hususi) — Türk Hava Kurumuna teberrüde bulunan va- İtandaşlar için merkezden gönde- rilen altın madalyaların talikı dün leden sonra belediye salonunda güzide ve kalabalık bir halk küt- lesi huzurile yapılmıştır. Merasim de, Vali, Parti Müfettişi, Parti vi lâyet ve kaza idare heyetlerile da ireler müdürleri de hazır bulunu- yorlardı. Merasime bandonun çal dığı İstiklâl Marşile başlanmıştır. Bunu müteakib Kurum Başkanı Rüştü Egel toplantının mahiyetini izah eden bir hitabede bulunmuş- tur. Hamiyetli Bursalıların bu mil li davaya karşı gösterdiği alâka ve hassasiyeti büyük bir şükran ve iftiharla kaydeden Bursa Vali- Bi de ayni zamanda bu hususta mesaileri sebkeden Kurum Baş- kanı Emin Âli ile “Kurum İdare Heyeti azalarına teşekkürlerini bil “dirmiştir. Bilâhare, Vali Koraltan geçen harblerle bugünün — muharebeleri hakkında muüukayeseler yaparak son harbde tayyarelerin oynadık- ları mühim rolü tebarüz ettirdik- ten sonra talik edilen madalyala- rın maddi ve manevi cepheden 0o- lan büyük kıymetlerini tebarüz ettirerek hitabesine son vermiştir. Valimizin çok alkışlanan bu hita- besinden sonra da madalyaların talikine başlanmıştır. Göğüslerine madalyaları talik edilen vatandaş lar ayrı ayrı ve şiddetle alkışlan- mışlardır. Resim hamiyetli vatandaşlardan birine madalya talik edilirken ve toglantıdn bulunanları göstermek tedir. ( Çorluda Gençlik klübünün faaliyeti — ) Çorlu (Husust) — Gençlik klübümüz faaliyete geçmiş ve spor letlere ve takımlara mükâfatlar|sıtma müstevli bir vaziyet almış-lere banka şefi Tahir Ünver tara- banka mensublarını bina önünde meydanında spor ve talim hareketlerine başlamıştır. Resim klüp verilmiştir. tir. fından bir çay ziyafeti verilmiştir. | göstermektedir. azasını talim komutanı Salim Doğanla beraber göstermektedir. «Son Posta» nın tefrikası: 73 — İşte, mösyö, dedi. iç i dinlemek için kulağını ka-| Kapmın ıgılıiındın bir yüz gö-|dana getirmişlerdi. Parkenin üze- Sonra bir iyilik yapmış insan ne-| pıya dayadi. ründü. rinde de şişeler vardı, zı.ket.ı ile Oğllf_hn' içeri girdi ve İçerden hiddetli bir ses işitti.| — Verity: ç Yeni gelene bakmak için başını Garrıso_nun %htıyar dostu da, şerid| Boldini hiddetlenmiş bir maymun| — — Berg'e söyleyiniz, â kendisile çevirdiği zaman Mansard'ın monok gietreyi cebine soktuktan sonra| gibi söylenip duruyordu. Mansar- | görüşmek istiyorum, dedi, lunun aksettiriği bir ışık parlayıp Başını kaşıdı: — Fakat ben şimdi kendimi böyle bir tehlikeye atmak istemem, gdedi. Zira bu haydud heriflerin bu defa elinden kurtulamam, Hem ay- i zamanda, şatonun bütün kapı - Erı da anahtarla kilidli. Hizmetçi - lerin kapıları da öyle. Fakat buna rağmen ben dışarı çıkmak için bir yer arıyacağm, — Bin defa teşekkür, Dwighı. Senin ne kadar becerikli bir insan olduğunu da biliyorum. — Yalnız, kimseye bir şey sızdırmadan hare. ket edeceğini biliyorsun değil mi? Oda hizmetçisi cevab yerine, ba- 1 zeki bir tavırla eğdi ve çıkık :rnu üzerinde parmaklarını gezdir , Garrisonun odasına doğru yü - rümeğe başlamıştı ki Verity ken - Yazan: Valentin Williams disini çağırdı: Bana, şerid metrenizi veriniz, Dwight, dedi, Verity: «Sizde bir “şerid metre var mı?» dememişti. Zira bu, bey- hude bir sual olacaktı; Garrisonun | oda hizmetçisinden, — kullanılacağı yerler ne kadar mühtelif de olsa herhangi bir şey istendi mi, o, bu- di! Ceblerini karıştıran Dwight: — Peki mösyö, dedi dışarı doğ- ru, sıra ile, zamklı kâğıd, bir şemsi. ye halkası, üç tavla zarı, kâğıdlara sarilmiş kürdanlar, bir tırnak ma - kası, bir sigara, aspirin komprime- leri ve nihayet istenilen şerid met - reyi çıkardı. nu ceblerinden hemen çıkarıp verir- | merdiveni indi, Philippe'in Londrada — bulunan dostları, kendisini hiç bir zaman kendi kibar apartımanında ve hu - susi klüblerde, koridorda böyle ko. şarken görmemişlerdi. Vörity bu halini aynada farketti ve kendisin- de hakiki bir serseri tavrı gördü. İyi tiraş edilmemiş yanaklarile, karma karışık kır saçlarile ve pardesüsü - nün altından gözüken fanilâ pija . masile derbeder bir insana benzi - yordu. Böyle olmakla beraber odasına dönmedi ve gürültü yapmadan, şa- tonun şark farafına doğru yürü - dü, Koridorun nihayetinde, Mar - cou adındaki iriyarı herif — elinde bir tabanca ile duruyordu. Kendi - sine dik dik baktı, fakat hiç bir şey dan g i üsaade etti. Amerikalı bahçeye açılan korido - ra döndü, sonra bilârdo sal dın muttarit ve Berg'in de otoriter ve arkadaşlarının sözlerini bastıra- cak kadar yüksek sesle telâffuz et tiği kelimelerini işitti. İtalyan: — Madello! Diye bağırdı. Sen işittin! Sen işittinl Radoul'ü benim öldürdüğümü mü söyliyecek? Bos- ta Cosi! Kâfi artık! Binbaşının sert sesi yükseldi: Ben sizin onu öldürdüğünüzü söylemedim, Yalnız kendi şahsi müşahedelerimi bildirdim, Eğer bir bıçak bulsaydınız onu öldürmek çarelerini arayacaktınız. Bu münakaşanın gürültüleri üs - tünde Berg'in sözleri işitiliyordu; üâdeta ulur gibi haykırıyordu: — Kapatın ağızlarınızı diyo - rum! İkiniz de, Satan Össe susmıya cak mısınız? Tam butada Vörity kapıyı vur- Vörity'ye uzatarak: yaklaştı ve kapıyı vurmadan evvel Duruşu vazıh ve sakin idi, başı- yı yüzüne tam kapayacaktı ki Ame rikalı ayağını ileri doğru attı, hid. detle kapıyı açtı ve içeri girdi. Alçak tavanlı oda sigara duman larile dolmuş, tütün kokuyordu. Rütubetten küflenmiş duvarlar, pencerelerden giren soluk bir ışığı aksettiriyorlardı. Penceredeki pan- corların arasından göl görünüyor- du. Ağzında bir sigara bulunan Berg, muşamba kaplı bir eski kana penin üzerine uzanmıştı. Binbaşı o- nun tam karşısında dirseklerini bi- lârdo masasına dayamış durüyor ve elinde bir kadeh turuyordu. Or- talıkta büyük bir intizamsızlık hü- küm sürüyord: Döşemeyi örten mu şamba sigara izmaritlerile yanmış kibrit çöplerile ve küllerle pis bir hale getirlimişti. Kırık bir kadehin parçaları masa duü. İçerdekiler bir anda sustular, min çuhası üzerinde bir leke mey- ni dimdik tutuyordu. Boldini kapı- ğ söner gibi oldu; fakat Vörity ken. isinin b d bul, ş sebe- bini unutmuş gibi görünerek kuru bir sesle Berg'e: — Size bir iki kelime söylüye- bilir miyim? Dedi. İri yarı adam, memnuniyetsiz bir tavırla sigarasını ağzının bir tara.- fından öbür - tarafına götürdü; iri kollarını kaldırdı, enseninin arkası- na, başına bir yastık yapar gibi bağ Tadı. Gözlerini kapadı ve cevab verdi: — Gidiniz buradan! Vörity maksadını izah etti: — Sizinle hususi görüşmek isti- yorum. dedi. Berg, gözlerini açtı. Amerikalı - ya hiddetli hiddetli bakan binbaşı- ya döndü ve: (Arkası var)