26 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Heyelân yeniden başladı, içme suyu hasara uğradı İzmir (Hususi) — Bornova na- hiyesinin Çemiçi köyü civarında 700 metrelik bir saha dahilinde he- yelân vuku bulmaktadır. Bu sahada bulunan Bornova iç- me suyu tesisati kesmen hasara uğ- ramiş ve belediyece derhal yeni te- sitat yaptırılmış, ana su boruları as kıya alınmış idi. Heyelândan su sisatının bir kısmı daha hasara uğ- Tamiş ve Bornovalılar gene bir gün susuz kalmışlardır. Belediyece tek- rar lüzumu kadar amele göndenile- rek bu tesisat da ta ettirilmiş ve içme suyunun Bornovaya temin edilmiştir. Havaların yağmur suz devam etmesine rağmen heye- İn durmadığından ve ileride heye- lândan yeni zararlar vuku bulması ihtimali mevcud olduğundan B. nova belediye reisliği, Nafi Vek letme müracaat etmiş ve o heyelin sahamada tetkikat o yapılmasını, lü- zum görülürse su tesisatinın başka mıntakaya alınmasını istemişti. Naha Vekâleti, su tesisatının geçtiği sahayı tetkik ettirmek, yeni bir plân yaptırmak üzere bir fen heyetinin Bornovaya gönderileceği. ni bildirmişti. Trakya maarif müşavirinin tetkikleri Çanak kale arif Müşaviri Fa kir Erdem Biga- dan © şehrir gelmiştir. Müşavir Vali miz Atıf Ulusoğ lunu ziyaret ede” © rek okullar hak- kinda görüşmüş tür, Maarif idare - sinde bir müd - det meşgul ol - o Fakir Erdem duktan sonra okulları teftişe başla yan Fakir Erdem bügün de teftişle rine devam etmiştir. Müşavir yarın Edirneye evdet e decektir, İzmit - Kandıra arasi olobüs seferleri İzmit (Eususi) — İzmit ile Kan dıru arasında otobüs seferleri inun- tazam bir şekil almuştır. Kandırada otobüs servis memurluğu ihdas edil miştir. Yalnız, otobüslerden hariç ola- rwk yük kamyonları da insan taşı- makta ve beher insan başıma 125 kuruşa nakliye almaktadırlar, Halk bundan şikâyet etmektedir. Eskiden 75 kuruştu. Yük kamyonları da kendi kendilerine otobüs (tarifesi tatbik etmektedirler, o Menndilmesi herhalde lâzımdır. Edremidde şüpheli bir ölüm Edremid (Hususi) — Edremidin Altinoluk nahiyesine bağlı Avcılar köyünden Mustafa karsı Müslime - nin köye iki saatlik bir mesafede dağda kömür yaptıkları bir srada üzerine odun düşerek öldüğü şek Binde yapılan bir ihbar üzerine va- ziyet şüpheli görülmüş, Müddelu - mumilikçe tahkikata o başlanmıştır. Bundan evvel de ayni şekilde bir gelmesi| Hatay muhabirimiz yazıyor: Vi lâyet topraklarının ortasında yer & lan Kırıkhan kazası 16 kilometre murabba: bir saha işgal etmekte 0- lup şimali garbi kısımları dağlık, mütebaki cihetleri kömülen düz ova Halindedir. Doğusunda Karası Or- İmağı ve diğer muhtelif kısımlarda başka küçük sular cereyan eder. Merkezle birlikte iki nahiye ve 4l köyden müteşekkil olan kazada 12875 nüfus barınmaktadır. Kaza merkezi olan Kırıkhanda 3007 nüfus, 845 ev ve 200 sair res- mi ve hususi mebani vardır. Beledi- “İye 18 bin lirakk bir bütçe ve dar bir kadro ile iş görmekte ve kasaba. hin umumü gityaçlarını gidermiye çalışmaktadır. Bu meyanda munta- zam caddeler açılmiş, umumi bah- çeler yetiştirilmiş, sekiz kilometre mesafeden nefin bir içme suyu geti rilmiş, İskenderen santralından bil- istifade elektrik işi hallolunmuştur. Karkhan, Hatayin geniş ve zen- gin bir zahire ambandır. Her nevi hububat büylk bir bereketle yetişir. 940 da yapılan çeltik ziraati büyük ölçüde mahsul vermiş ve çiliçinin mali inkişafını temin etmiştir. Me- yankökü istihsalâtı on binlerce tonu tecavüz etmektedir, Kinkhan ayni zamanda mühim bir bayvancılık İ gitmek isteyenlerin hükümetin tayin ettiği mıntakalar dahilinde arzu et- tikleri yerlere ineccanen sevkedil - meleri için polis karakollarına veril lan beynanameler Seferberlik tir. Bun- Şevketi miş ol Müdü lr 2 m Ya KB Be Odasına girince, ocağın karşısına büyük bir leğen ve onun etrafına da içi meak su dolu büyük gü - Hümler konulmuş olduğunu göre- rek sevindi. Şatoda modern bir banyo dairesi olmadığı için her misafiri bu şekilde ağırlamak mec- buriyeti hâsıl olmuştu. Herkesin, odasında bu şekilde banyo yapıp yıkanması lâzımdı. Bunu da mü - nasib şekilde hazırlamak oldukça güçtü. Hiç olmazsa bunu kolayca ve can sıkmadan yapıyorlardı ya... Misafirperverliğin bu derecesi in- sanı sevindirmekte idi Vörity bu mülâhazalarla ve büyük bir ruh süküneti içinde tuvaletini yaptı, #ina ile tıraş oldu. Jamelson'un mücrim olduğunu doğrudan doğruya İddia etmek Yazan: Valentin Williams Rüç ve yersizdi, fakat Vörity, po- lisin, onu cinayetin suçlusu Ol - makla itham edecek kadar bir ta- kım deliller düşündü, yat ertesi sabah Torray adasına döndüğü zaman gecikme- den yolu çıkılabileceğini düşüne - rek kendini.tatmin etti, Bütün bu hâdiseler, Garriso - nun kafasından, şatoyu satın al mak tasavvurlarını bir kılıç gbi toplamış olduğunu! kesip atmıştı. Nihayet şato sahibi de her şeyi itiraf edecek ve Ja - mieson'un, kendi izni ile böyle ha- reket etmiş olduğunu ve bu su - retle Torray'ların menfaatine hiz- met edileceğini düşündüğünü söy- liyecekti, Philippe, ihtiyar derebeğinin ve sevimli kızının âkibstinin kemii- SON POSTA Elnahberleri Bornovada Hatayın zengin hir zahire Samsunda ambarı: Kırıkhan Meyankökü istihsalâtı on binlerce tonu bulu- yor. Hayvancılık ta büyük inkişaf gösteriyor!dan ; - -|mintakasıdır. Her yıl yapılan canl hayvanlar ve mahsulât ihracatından yüksek nisbette kazanç temin olu. nur, Kazada rmatedil bir iklim hüküm sürmekte ise de Amuk bataklıkları havayı bozmakta ve bu yüzden bil- hassa sıtmaya tutulanlar yüksek bir yeküna varmaktadır. Amuk gölü etrafında lüzumlu tesisat bulunma. masından kişin vukua gelen taşma neticesi binlerce hektar &razi su altında kalmaktadır. Gölün ilahı ve bataklıkların kurutulması tek ke- lime ile bu havaliyi ihya edecektir. Kaza toprakları üzerinde maziye aid birçok tarihi hüyükler ve Kun. duzlu değirmenleri o mevkiinde iki eski mezar vardır. Manda (idaresi Hatayın ve bu meyanda Kırkhanın maarif vadisindeki ihtiyacile uğraş- mak şöyle dursun bilâkis onü bal - talamıya (çalışmıştır. Bu itibarla maarif hayatı sönüktü Kırıkban- hların bu ibtiymeini takdir eden Maarif o Vekâleti derhal o harekete geçerek kasabalarda ve köylerden bazlarında ilkoku dershaneler açlığı gibi bir de köy eğitmen kursu ihdas etmiştir. Geçen yıl 79 mezun veren kurs bu yıl da yetmiş beş eğitmeni köy okulları için hazırla. maktadır, ( Edirneden Anadoluya geçmek istiyenler |) Edirne (Hususi) — Anadoluya'nezareti altında geceli gündüzlü ça lişan memur arkadaşlarımız tarafin. dan tasnif edilmektedir. Gönderdiğim resimler tasnif işle rile uğraşan arkadaşları seletberlik Müdürü Şevket ve maiyet memuru Sahir ile bi a göstermektedir. sini çok üzeceğini düşündü, fakat kendini her türlü tehlikeden ko- rumak sevki tabiisi çok kuvvetli - dir. Bunun için Garrisonun dost böyle menfur hatıralarla dolu dayı pek yakında ve hiç dönme- mek üzere terkedebileceklerini düşünerek, içinde, izah edilmesi güç bir sevinç duyuyor ve kır düş- e saçlarını ıtina ile fırçalıyor - ui. Kravatını düğümlerken, kapısı- nın önünde Mansard'ın sesini işit- ti; Bergin kendislle birkaç dakika görüşmek istediğini söylüyordu. Philippe bir an düşündü; sim- diye kadar elde etmiş olduğu bü- delilleri şato sahibine vermiş bunları itimad edip Berge bi- masında hiç bir sebeb yoktu, kaldı ki bunların Torray'ı it - hamdan çok uzak bulundukları mevdanda iği Binbaşının peşinden bilârdo sa- lonuna doğru yürüdü Ev sahibi - nin telefonla Jamleson'la görüş - müş olduğunu hemen anladı, zira karşısına ilk çıkan (şahıs, sırtına geniş bir empörmeabi geçirmiş Yeni istasyon binasının inşaatı tamamlandı şundan yarıyor: Samsun « elenler, mamur bir vilâyet İmerkezine inerken basit bir baraka nın istasyon olarak kendilerini kar. şilamasını hayretli gözlerle süzer lerdi, Malüm olduğu üzere Samsun- da iki istasyon mahalli vardır, Biri, İmüteaddid depolara, tamir yerle - rine, paviyonlara omaliktir. Fahat burası şehrin kenarında olduğu işin yolcuları mahduddur, Bütün yoleu- lar, şehir istasyonunda inerler, İşte bu mahalde de istasyon adı verilen bina bir salon, bir eşya tartı mahal. li, bir bekleme odası ve bir memur odasrnı ihtiva eden bir katlı basit bir ahşab baraka idi. Köy istasyon- ları dehi güzel birer binaya sahib iken Samsun gibi bir şehrin istasyon İsuz kalmasındaki hikmetleri anla. yamamış, fakat az zamun sonra da İstasyon inşasının şehir. plâninın zilmesine tahir edildiğini öğrenm tm. Nihayet mahal tesbit olunmuş ve inşaata başlanılmıştı, Yeni bina şeh. rin sahil boyunca uzayan İrmak cad desinin kenarında ve hükümet da- iresi ile Merd ırmağı arasındaki sa- halardan birindedir. Binanın inşaa- tt tamamlanmıştır. Cidden güzel bir bina olan yeni istasyon, bütün Sora- İsmanluları sevindirmiştir. Bu suretle Samsun en mühim bir noksaninın tamamlandığını görmektedir. Vatansever köylülerimizin teberrüü l kül Ceyhan (Hususi) — Geçen mek tubumla kazamız köylerinden Ça- kakdereden Hidayet Özcan ve Ra- sim Aksoyla, Doruk köyünden #ki vatandaşın da 150 şer lira değe - rinde ve en kıymetli öküzlerinden birerini orduya bağışladıklarını bildirmiştim. Yukarıdaki resim, Çakaldereden Rasim Aksoyu, or - duya hediye ettiği öküzü ile bir - likte göstermektedir. Akhisarda tayinler Akhisar (Hususi) — Sıtma mü. cadele doktorumuz Mehmed Ata - man Manisaya tayin edilmiş ve bu gün birçok dostlarının tejyüle bu- radan ayrılmıştır. Belediye mahallât mümessili Süruri Özkan parti kâ - vbüğine, havale memuru buy İbra İhim Karaburun P, T. T. merkez yef- İliğine terfian, belediye mahallât mümesilliğine Halid Haydar, P, T T. havale memurluğuna muhabere memuru Bay Hasan tayin edilmiş ve yeni işlerine başlamışlardır. oldu Vücudunda daha büyük par| desüsile Jameson, başkasının el- bisesini giymiş zayıf adamlara benziyor ve eteklerinden, döşe - menin Üzerine yağmur damlaları akıyordu Berg ve Boldini ile karşı karşıya idi ve yüzünün inadeı, 8 eni bir ifade taşıdığı görülüyor - ul. Şato sahibi, kızı Flora ve bir famdöşambr da orada bulunuyor- lardı. Vertiy, ikinci plânda, !htiyar| Duncan'ın iri sildetinide gör - mekte gecikmedi. Berg, iri yumruklarını masanın İve bir de famdöşambrın üzerinde I dolasıyordu. rity bu vaziyeti hemen sezmişti, şahısların birbirlerine hep düş - disine hoş görünmemişti. Kendisi | | jt Ji Nisan 26 HATIRALAR (Baştarafı 2 nci sayfada) Artık ben kendim de vezinsi. kafiy: iz şiirler yazmağa heves mişimdir, Çünkü, sınıfta türkçe - den biri Ancek şu var ki, fransızca nla birleşmek için dört sene u imtihana gi Yalnız t Ali Kâmi Bey benim bu yü manzumelerini okumağa, ha ları tashih etmeğe tahammül gi eriyor. Üstelik teşvikten de geri durmuyor. Ne yüksek ruh ve be -| nim için ne püzel hatıra! Derken, bir rum. “Tam bir yıl bir zatüleenb... ire hastalanıyo- süren Korkunç Nihayet Allahın e bu hastalıktan Yakayı $ı- yırıp yataktan kalkıyorum amm. mektebe derhal devam; ll ma imkân yok. Hani ç mişım Yıl 1315.. ikinci meşrutiyet şte bu esnada F Mibe'de ikinci kâtib bulunan cam Ali Hilmi Beyden (sonrada paşa oldu) babama bir teleraf ge- iyor: «çocuğu buraya (yollayın. hava tebdili yapar». Bunun üze - rin eseyahatim kararlaşıyor. Burada bu İkinci Kâtiblik va - zifesini kısaca anlatmalı; lim ya, Abdülhamid devrinde Bulgaristan bizim sözde bir beyl #imiz. Sofyadaki büyük memur efir değil, birinci ki konsolosun ün- kâtib! Ben işte bu ikinci kâtib olan amcamın yanına gidiyorum. Burada Filibedeki Ohatıramdan bahsedecek değilim. Yalnız şu ka- darını söyliyey! t © ara- ba ile on iki saat mesafedeki Hisar kaplıcasında iki ay tedavi görü - şüm beni iyileştirdi, bilhassa fazla â umda yara halinde açılan bezlerin Utihabinı da tâama- mile geçirdi. Halbuki İstanbulda iken, birkaç yıl evvel, iki kere'a - eliyat da olmuştum. Hasılı artık iyiyimdir, Konsoloshanede, amca- mi odası yanındaki küçük bir o-| dada pul kolleksiyonu yapmakla vakit geçiriyorum. Nihayet bir gün amcam bana — Hamdolsun sık diyor. Yeniden mektebe başlama - ısın, Ve beni yesine yazdırıyor. Evde de husu- si bir muallimden frensızca dersi isdüyede bir toplantı yapılıyor. Büt ebe, büyük sa- lona dolm İstanbuldan Filibeli bir bey miş, diyorlar, nutuk söyliyecekmiş! Nutuk dedikleri, tabii, konfe - rans! Ve konferans veriliyor. Hatib, gözlüklü, genç ve yakı - gıklı bir adam! İsmi de Zühtü Bey, Bu Zühtü Bey, şimdi İktisad Fa. kültemizin kıymetli müderrisle - rinden olan meşhur iktısadeımız- dır. Zühtü Bey, o gün neden bah - setti, hiç hatırlamıyorum. Yalnız ertesi gün, Zühtü Beyin tekrar mektebe geldiğini ve rüşdüyenin son sınıfına türkçe muailimi ta - yin edildiğini öğreniyorum. Anla- s:lan, İstanbula dönmivecek! Ben bu rüşdüyenin dördüncü $ı- nıfındayım, fakat mekteb müdü- rü, türkçemin kuvvetli olduği biliyor. Bu cihetten arkadaşlarım da sınıfta bana, aşağı vukarı şair gözile bakıyorlar. İşte bunun için, müdür bir ricamı reddedemiyor: Zühtü Beyin derslerinde son $ı - nıfta bulunabileceğim, Rüşdüyenin bu son sınıfı, aşağı yukarı bir edebiyat sınıfıdır. Ta- bif, sınıf defterine kayıdlı olma - olan hükümet mümessili Jamleson | odaya girdi makla beraber yalnız kendi der - sinde o sınıfın en iyi edebiyatcı aman karşılaştığı sü- küt ve bütün gözlerin kendine doğru çevrilişi de bunu göstermek- te idi. Verity odaya girdiği zaman bir geyler anlatmakta olan hükümet mümessili sustu ve yeni gelenin hhatin düzeldi, | gelmektedir. Üv. Filibedeki Türk rüsdü-| fransızca şi ie benim. Zühtü Bey, , (camın dostu olduğu kadar, de takdirkârım... a» sin: ezberleti, r beye , bir dumanlı Eşini gö'b eyliyen bir kuş, 1İ Gibi kar, Geçen eyyamı nerbaharı arar? Mi * , Pilibede on beş ay kaliyor Sonra gene İstanbula dönüş ve rar Mektebi niye — girisi | Mektebin yanması, . Beylerbeyi İ nakli, vesaire... Nihavet 1318 in 1âbı... Tevfik Fikri müdürlü da beş nı sus» talebesinden'm, Fran fazla ders okuyorum, bir nra da iki f birden geç eşhur gramer ve sentakş ho Mösyö Jüeri'nin talebesi oluyo rum, Gerek O sene Jü rek ertesi sene ös risli) Rasin Korney'leri okumağa, ezberle! Re başlamışındır. Fakat fransif cam bir haylice ilerlediği ig fransız sen stilerini de k kendime okuyup zevk alabil yo rum. Bilhassa Henri de Regnii nin «Suların beldesi» isimli mecmuası elimden o düşmüyü Türkçe şiirlere gelince, Fikret ta olmsk üzere, hemen hemen debayi Cedide şairleri ezberim de... Bu aarlık, kendim de, li olarak ilk beytimi yazabilive Tum: Denizin safhai siyahında, Abi bir nafh: pür melâl esti, Türkçede sınif arkadaşım He medanizade Ali Naciye bunu 9 kuduğum zaman hararetle elleri skiyor, ben de onun mensureli ni ayni coşkunlukla selâmlıyor! * Talebelik havatından sonra mf buat ve edebiyat hayatı... «Rü bab» mecmuası ve onu takib e İsllar... ğ Yahya Kemal Paristen gelmifi #r ve kendisile ( tanışmışımdifi Belkan harbi esnasında Boşiktasi oturduğumuz eve sık sık misafif namın kardı Hakkı Tahsin He Kemalin havi nıdır. Geceleri sabahlara | cadef irler oküyoruz. Kemfi bilhassa bize saf ve pürüzsüz mifi ak Silraım zevkini, kıymetini anlatımı tadır. Jasö « Marle de Heredia İ Henri de Röznier, Albert Samai ne, Emile Verharen gibi Fransffi sembolistleri bu slir seanslarınm * zn başlıca çehreleridir. Avni #8 manda Thöodore de Banville ef fazla hayran olduğumuz bir gairdifi Yahya Kemal bu şairin «palyaço isimli şilrini o kadar güzel oku * yor ki, Hakkı Tahsinle ikimiz tek rar tekrar dinlemekten usanmıyf” ruz. Sonra klâsik Türk şiirini d€ ne düzel inşad ediyor! Hele Sef) Galibi: Yine zewraki derunum kırılıği D imac. ayanır m: sişedir bu vehi & süre düştü Ne hatıralar! > Andre Rivoire'in o meşhur beyti vardır: Yola çıkmak biraz ölmektir, İnsanın sevdiği şeyden vi bir Der (*) Şimdi bütün bu şi seyranından yola cıkan ben d8 biraz kendimi o acı hissin içinde buluyorum. O sevdiğim stirlerdef tugün kalbimde ve kafamda nelef kalmadı, bilemem. Yalnız bildi * im, bir hayatın gecişidir ve bi geçişi, övle histedivorum ki gif bir iskemleye oturmasını bekle -; dikten sonra: — Mösyö Vörity bu sabah bana sorduğu zaman bütün teferrüatını aynen hatırlıyamamıştım (diye sözlerine devam etti, — Fakst bu teferrüatı sonra $i- Fazla olarak, buraya #oplanan) kışla bakarak ilâve etti: rasile hatırladım. Anahtarı evimin üzerine koymuş, itham edici ba -İ kapısına soktuğum zaman Mac kışları bir hükümet mümessilinin| Kenzienin odasında ışık olduğunu gördüm. Sonra İşte burada görmüş Bilârdo salonunun bu atmosferi | olduğunuz Christine ile görüştüm, çok gergin görünüyordu ve bu gi-| benim eve bi meselelerde çok hassas olan V&-|düğünü söy önmüş olduğumu gör yor. Philippe'e meydan okur bir ba- — Ben eve döndüğü man olduklarını düşünmek de ken|saat geçe yarısına yak? , fazla kira istiyen, ev bile teselli edemiyor. Daima do” lan ve doldukca bosalan bir ki, dibinde yalnız senelerin tor © tusu kalıyor. Ne hazin merhalef Halid Fahri Ozansoy (9) Partir, e'est mourir un pe, Cer mourir â ce gu'on sim yet ve Belediye bütçeleri İstanbul Vilâyet ve Belediye yeni yıl bütçesini tasdik ettirmek ö zere Ankaraya gitmiş olan Bel ye hesab işleri müdürü Muhtar Acsf bugünlerde şehrimize dönecekti Hesab işleri mü, yeni bütçemi Dahiliye Vekâleti tarafından olunduğunu belediyeye bildirmiş * ör. Ev kiralarını yükseltenler Bazı semtlerde ev kiralarının ge“ çen seneye nisbetle hayli yükselti” diği hakkinda belediyeye yapıla şikâyetler ehemmiyetle ik olam muştur. Belediye koordinasyon be” yeti kararnamesinde kira bedi ni .yükseltenler hakkında kâfi mü ” eyyedeler bulunduğundan, bu sahiblerini, ki racların de-hal adliyeye haber ve melerizi a'ikadarlara iş

Bu sayıdan diğer sayfalar: