1 Mayıs 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

1 Mayıs 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hatayda Bu bölge yurdun zengin turizm kaynağıdır Hatay (o muhabirimiz yaziyor Yedi bin senelik bir tarihe mal bulunan Hatay, turizm bakımından çok zengin bir mıntakadır. Turiz- min esasını teşkil eden tarihi eser- Belediye bircok yollar SON POSTA i Dörtyol yeni ve güzel eserlerle süsl eniyor tanzim etti, meydanlar açtırdı ve her taraf ağaçlandırılmağa başlandı İçelde Çeltik ekim bölgeleri birazdaha genişletiliyor Adana (Hususi) — Salâhiyet - | tarlardan aldığım malümata göre, İlçel vilâyeti dahilindeki çeltik ekim İbölgeleri biraz daha genişletilecek- tir. Buna sebeb bu sene fazla miktar- | i İ (Baştarafı 2 nci sayfada) Binaenaleyh hafifleyen ler, e bunun içiadir ki yanmakta o İan bir çırayı, yanmış Ucu yette tulimiya mecburuz. Aksi tak dirde çıra derhal sönüverir. sak, © zaman çiranin intişar eden sıcak hava selir, ve beraberinde alevi de sü n | aşağıya dönük olarak hafifçe nınil bir vazi-) -İzaman, kolay b — başaşağı ve mail vaziyette tutmaz. ün harateti boşa gider ve çıranin Mayıs 1 Niçin-Nerede-Nasıl ? Umumiyetle o devirde büyüklel başka işlerle mezul oldukları izi) çıraya nezaret etmek işi, biraz yeti kin çocuklara havale edilirdi Meşalelerin ışığında Çıraya elverişi ağaç bulmak hel iş değildi, Labi$ insanlar bu müşkülün karşısında d4 boyun eğmediler. Oülar, bilhastt » Yağlı çam ağaçlarından kesilmiş & raların fevkalâde parlak yandığın» dikkat ettiler. Burada, çiranın yap masina sebeb olan şey, ağüçtan # İyade ağaçtaki reçinede idi. İnsanlaf unun da çok çabuk farkina var * dılar, Demek ki iş ağaçtan ziyade reçinede idi. Şu halde herhangi bir ağaç olursa olsun onu reçineye ba * tırmakla pekâlâ reçineli ve iyi ye Dan bir çıra temin edilebilecekti. İşte meşaleler böyle o meydant geldi 5 Meşaleler, çok parlak bir işik net rederlerdi. Büyük derebey konaklar nada, ziyafetlerde kocaman salon lar, böyle meşalelerle | fevkalâde parlak bir surette aydınlatırlardı Anlattıklarına göre şövalye Gas ton dö Fua'nın şatosunda, yemek” ler eönasında, on iki tans uşak, el - lerinde meşaleler olduğu halde zi yafet sofrası etrafında dururlarmış Bazı kral saraylarında meşaleleri hizmetçiler değil, fakat bevkeller tü tarlardı. Çira gibi meşale de zama“ nımıza kadar gelmiştir. Bugün bile birçok tarihi merasimlerde, | temsil edilen devri aynı yaşatmak için, ba kiki meşaleler kullanıl; Edebiyat: Divanları karıştırırken (Baştarafı 2 nci sayjada) verâi, Hakikaten bahar, hiç bir diyar için bu yılın baharı gibi ü züntülü gelmemiştir. Bu misram arkasından da, garib bir tedai ile, gene yukarıda üre Sabit aklıma geldi. Ne yazık! İnsan a - jans haberlerinin harb faciası taf. silâtını unutmak için divanları ka. rıştırırken bile, dönüp “dolagıp ihtiyari gene o facialara £6- *'in bir beyti ki > goslavyanın bu - günkü halime misal: Âdemin gelse bâşma bir hal, Kimi tellâl olur kimi remmal, Bir benzerlik ararsan, bugün Yügosl i olanlar, iyen İtal alt tarafi yanmak için icab eden ha- rareti bulmamış olur Fakat çıra başaşağı ve mail bir vaziyette yanıyor diy onu. daima elimizde tutamayız!, Bunun için şöy le bir çare bulmuşlardır: Toprak| dolu bir saksının içine uzunca bir) rek dikerlerdi. Bu direğin üst kıs- mında demirden halka gibi bir şey bulunurdu. İşte çıranın bir ucunu, yanar ucu hafifçe aşağıya gelmek ü zere, bu halkaya geçirirlerdi, Çıra zannedildiği kadar kötü bir işık vermez!. Çıranin neşrettiği ziya) oldukça kuvvetlidir. Fakat çıranın gikardığı is ve duman pek müthişti, şte çıranın en kötü tarafı burasıdir Sonra, çiranın bir başka mahzuru daha vardı. Çıranın yere düşüp yan gın çıkarmaması için altına demir - İden bir tepsi, veyhud buna benzer bir altlık falan koymak icab ederdi. Diğer taraftan çıranin bitmesine yakın, sönmeden önce, onu değişti. İrip yerine bir diğerini koymak için de, saatlerce çiranın yanında bulun mak icab eder da yağan yağmurlar dolayısile kışlık zer iyatın az yapılma ve bunu te. lâfi için yazlık zer'iyata ehemmiyet İ verilmesidir. Diğer daraltan, Hatayın bususü| İyetlerine daha uygun ve daha çabuk | İyetişen bir çeltik tohumu araştırıl -| miş ve bu çeltiklerden 500.000 ki- lo Silifkede bulunmuştur. Bu pirinç İtohumu yüz günde kemale ermek- İte, Mayısta toprağa atılarak Ağus. tos sonlazında hasadı yapılmakta - dir. Bu cins çeltik, yağmuru bol olan Hatay için en elverişli cins ola- rak kabul edilmiştir. Bu çeltik to - humları Hataya sevkedilmek üzere- dir. Seyhan bölgesinde olduğu gibi bu yıl İçel bölgesinde de Ziraat Ve. kâleti tarafından çiftçiye ( paramız pamuk tohumları tevzi ediliyor. Adana ihracatçılarının çiftçilerinin toplantıları Adana (Hususi) — Adana pa- muk ihracatçılar birliği idare heyeti ile Adana çiftçiler birliği idare he- yeti müşterek bir toplanti yapmiş», tir, Bu içtimada elde mevcud pa - muklar meselesile önümüzdeki pa. muk mahsulü meseleleri üzerinde görüşmelerde bulunulmuştur. Ticaret ve Ziraat Vekâletile te- maslarda bulunmak üzere bir heyet seçilmiş ve bü heyet Ankaraya hare ket etmiştir. Adanada otomatik telefon tesisatı Adana (Hususi) — Adana oto. matik telefon tesisati ve otomatik sani konacağı yerdeki inşaat tamamen bitmiştir. Şehrin otomatik telefona kavuşması için beklenen tek şey santıralın gelmesidir. İsmar- lanan bu santıralın halen o Macaris. ler. iklim, tabiat ve turistik tesisler burada tamamile ve mebzul olarak! mevcuddur. Erzinden itibaren Hatayın he - men her semtinde binlerce sene ev « vele nid sayisız tarih eserleri ve h rabeleri göze çarpar. Bu eser ve ha rabeler size bugün var veya yok; fakat tarihin mal olmuş bütün ka- vimleri hatırintir ve hayallerini göz- lerinizin önünde canlandırır. Antak ya müzesi, bilhassa mozayik baki mundan dünyanın en zengin müze. İerinden birisidir. Burada milâttan evvel ve sonraki tarihin birçok izle. rine yastlamanır mümkündür. İklim bütün Hatayda fevkalâde nefistir. İskenderun ve o Antakyada kara kış günleri hoş bir bahar ha- yatı yaşamanız kabil olduğu gibi ba. har günlerinde de yaylalarda soğuk iklimin tadını almanız mümkün dür. Burada tabiatı toprağa renk ver.| miş ve desen işlemiş bulacaksimz. Nereye baksaniz, gözünüzü ne yöne çevirseniz bir başka tabiat güzeli zümrütle işlenmiş hissini veren tabi. at tabloları ile karşılaşırsınız. Deniz dağ, orman, nehir, ova, şelâle, altı kardeş gibi bir arada toplanmıştır. Bu güzelliği tarif ve tasvir için cild- ler İizimdir. Hatayda turisti her suretle tat - min edecek konfor da mevcuddur. Yollar, bütün kasabalar ve bir ki - sim köyleri de içerisine alacak şekil- de, geniş ve asfalttır, İskenderun Ve Antakyada her türlü medeni tesisat mevcud olduğu gibi Soğuklek, Har- biye, Nergizlik, Belan, Şenköy, Bit- yas gibi meşhur yayla ve sayfiyeler de turistik otel ve lokantalar, mun. tazam yollar, çarşılar ve bazılarında elekirik tesisatı da vardır. Geçen sene bu yaylalara Türki- yeden mühim miktarda turist gel- imişti Bu ema de wyni (şekilde ve hattâ daha geniş mikyasta turist ge. leceği kuvvetle umulmaktadır. Adana ve Mersine yöç edecek istanbullular Birçok aileler şimdiden bu iki şehre gelmiye başladılar Adana (Humsi) — İyi bir kay- naktan aldığım malimata göre, İs. tanbuldan ayrılmakta olan halkı - mızdan büyük bir kısmı Mersin ve Adanaya gelecektir. Şimdiden elk kadar İstanbullu aile Adanaya çek #niştir. Yapılan hesaba - göre, yaz mevsimi içn Adanada fazla olan yedi sekiz bin kişinin ikametine kâfi gelecek mesken -çünkü Adanahler yaylalara ve bağlara çıkmaktadır - bulunabilecektir. Keza Mersinde de beş bin kişiye ev bulunabilecektir. Bu hususta mahalli belediyeler daha esaslı tetkikler yapmaktadır. Aldığım malömata göre, Merüise de İstanbuldan 35.40 aile gelmiştir Bunların ekserisi ticaretle o meşgul olanlardır. Doğum Gazetemizin Tokad muhabiri Tey- İlk Demirelin bir kızı dönyaya gel tir. Miniminiye uzun ve mew'nd â - mürler diler, ebeveynimi tebrik ede. riz. Hatay umumi muhabirimiz yazı- yor: Dörtyol 324 de köylükten çi karak kaza merkeri haline getiril - İdiğine göre belediye de bu tarihte teşekkül etmiş demektir. Ancak, 927 ye kadar tam ve mütekâmil bir teşkilât mevcud olmadığına ve do- hayısile belli başlı bir eser de veril. mediğine nazaran zikre şayan de - ildir. Bu itibarla Dörtyol belediyecili- ğini, ifade ettiği manada izah etmek i | istersek. tarihini 927 olarak kabul etmek lâzımdır. Esasen, belediyenin «ismi var cismi yoku mevhumun - dan kurtularak hakiki bir mevcudi. İyet arzetmiye başladığı tarih de bu tarihtir. Bu tarihte belediye Teisli - ğine seçilip aradan ondört sene geçmiş olmasına rağmen bu tnevkii muhafaza eden Tahsin Ünel, 927 de “(4128 liradan ibaret bulunan beledi. ye bütçesini 940 da 21097 liraya iblâğ eylemiş ve mütemadi bir te- zayüd kaydeden bir bütçe ile birçok güzel ve yeni eserler vücude getir- miştir. Şimdi, geçen on dört yıl zarfın. da yapılmış olan işlere kisa bir ma. zar atalim: 800 lira sarfile bir gaz- hane, 7000 lira harcanarak halen senede 1800 Wi y varidat temin eden 19 dükküânli bir hâl, 1000 liraya bir pazar yeri, bir Marmara denizi tak- Tidi, havuzlar, kameriyeler, şano ve çocuk bahçesini | muhtevi bir park Ti 3000 liraya, genel0000 Kiraya bâ- v N len senede 1500 lira varidat geti -| o Belediye elektrik ihtiyacı üze - ren güzel bir otel ve gazino, 7200)|tinde de ehemmiyetle durmuş ve Hira sarfile içme su tesisatı, 6900 ki. |tesisatı 27.000 liraya bir müteahhi. raya modern bir belediye dairesi, jde ihale de etmiştir. Fakat, müte - 12000 lira ile ikinci bir park, 4000/ahhidin teminatını yatırmamak su-| İiraya her sene 6000 lira gelir veren |vetile kanuna aykırı hareketi ve bu-| fenni bir mezbaha, 800 liraya umu-'nu takiben de Avrupa harbinin zu- mi halâ tesis ve inşa edilmiş, yol ve|hüru işin tahakkukuna mâni olmuş. kaldırım inşaatı için ayrica binlerce|tur. Dörtyol belediyesi, halkin me. Bra harcanmış, Cümhuriyet meydanı|deni ışığını temin için umumi ah- tesin edilmiş, bu meydana Atatürk valin sükünet bulmasına intizar ef büstü dikilmiş ve yollar ağaçlan -İmektedir. inada olduğu anlaşılmaktadır. miştir, (Arkası sayfa 8 sütün 3 te) Tokatta 23 Nisan bayramı | ri koca Nabi! Burada bana bile cinas Y. Ancak öyle geveze ve lara karşı da Nevres gibi düşünmemiz en doğru ha - reket olur: Mizana vur ahbabı daima. Halit Fahri Ozansoy » HİKÂYE (Baştarafı 5 inci sayfada) — Kimi? — Beppo — Bana ne' — Ne diyorsunuz. Siz bu sirkin müdürü değil misiniz? İ Müdürüyüm ne Domuz canım — Domuz canın değilim. — Anlatamıyorum. İlân ettiniz ya... Hani kaybolan marifetli do- muzunuzu getirene 500 dolar ve. recekmişsiniz. İşte gazete. fee Bu ilânı gazeteye biz İdik. Ne devemiz, ne pire ne İdomuzumuz, hiç bir şeyimiz ka - İ vıp deği! İçinde bir hilekâr- İrk olmalı İşin içinde zaman benim de mmişti, Domuz kol görüş ım, tamüssıhha,.. olatak? yanlarla i sahib çıkan Macarlar. ve bilmem hangi mıntakasının. cedbeced Al man olduğunu iddi den bir ta - kım Hirvatlardır. Fakat remil dökenler kimler? Acaba Ameri - kalılar mı? Mâdemki lardan ve divan mısralarından baş layıp harbe intikal etti, burada «Nabi» hin bir beytini hatırlatmak isterim, Bu beyit gün siyase ma sapan Söy düşse gerek! | Suheni bihüdeden hoş gelir avan horos, Burı manasını bilmezse de hen - dimi bilir. mi? Horoz masını ceği z0- mesi mana- sıl ki bir Türk iz öten horuzun başını kı er, Fakat buna mukab lâkırdı edi o horozdan da ne kadar & Çünkü sözlerinin manasızlı, tarafa, böyleleri ağız açacak nı da bilmezler. Onlara süki altın olduğunu anlatmak andan, binbir Na- biden nümune göstermek bile fay. da vermiyor. Böyle Divana sığmı- ane bile sayılamaz. Hey erme- m divan - şir hilekârlık olduğu o kafama dank et- umun altında 80- kağa çıktım. Sanki kabahat hep onda imiş gibi canım çıkarıncıva kadar dövdüm, tekmel sonra gazete idarı tum. İlâm veren hur Rufenden ba Hana geldiğim zaman hancı kâ- din a saç nenle, uygun Arkadaşı selâm bıraktı, Bıraka bıraka di İlarıma karşılık bir se sız ve uğursuzduü ata sözü «Vak Seyhan çolis teşkilâtı Adana (Hususi) — Seyhan Em- niyet Müdürü İsmali Hakkı birkaç gündenberi kazalardaki polis teşki- iliğini teftişle meşguldu. İsmail! Hak. kı şehrimize dönerek omerkezdeki vazifesine başlamıştır. cidi gösteren bir plânın mevcud olduğunu da bilmiyor musunuz? — Bana sormak istediğiniz bü- tünsuallere birer birer cevab ve- receğim; fakat evvelâ şu cüzdan - Onun elinde böyle bir plân dan kurtulalım. İçinde bir şey) olduğunü biliyorum, fakat | geçid yok, bunun için kimsenin işine ya-| işaretli değildi. ramaz, hem de tehlike ilir.! o Genç kiz ayağını yere vurdu: Veriniz de onu ateşe İ — Niçin her zaman inkâr yolu- Flora birdenbire daldığı di na sapıyorsunuz? Bery, Biraz ev- İceden kurtuldu ve hiddet ve tek-| vel bunu bilârde salonunda gös - dir ile titriyen bir sesle terdi. Plânı üzerinde geçidin ol- Dostunuzu mü kurtarmak) duğu yere tesa&if eden kısımda istiyorsunuz? kırmızı bir haç vardı, Garrison kaşlarını çattı: — Bunda bir yanlışlık olsa ge - rek Diye bağırdı. Genç kiz: — Hk bir yani Vörity'ye bunu sorabilirsiniz. A - dese vazıh olarak kırmızı haçt gösteriyordu. Fakat mesele bu ka- darla da bitmiyor. Bir de kibrktler var, Burlar bu sabah babama, Verity'ye sid olduğunu söylediği- niz kibritlerin ayni cinsinden. Tap» kı mazgallı, odada yere atılmış © lan, kibritlerden. (Arkası var) menfaati olan yegâne insan oldu. ğunu kabul etmekte gecikmiye - çeksiniz, Dedi. Sustu, zira Stephen onu kolun-| dan tutmuş ve yavaş sesle kula -| ına: — Bu işin düzeltilmesini bana bırakınız. Diye kapıya doğru çekmişti. Mis Dean omuzlarını kaldıri - Nasıl isterseniz. Dedi, #kat Garrison onun çıkması için kolunu bıra zaman Mis Dean Floraya döndü vw len daha iyi tanı - rım, dedi, Yaramaz bir çocüktu fakat hiç bir zaman yalan söyle -| mez Delikanlınm yüzüne samimiyet İle baktı, delikanlının, kendi eli- ni tutmakta olan eli üzerine öbür İelini koydu. sonra uzaklaştı. Cüzdanı elinde tutmakta olan Mis Mac Reay kederli bir tavırla İşömineye bakıyordu. Amerikalı ona yaklaştı ve çok sade bir ifade ile ona: nü tamamladı. Phyllis, fevkalâde sakin bir ta- yırla çantasını aldı ve: Kendinizi gülünç bir mevkie koyuyorsunuz: Niçin içimizden hi- onu var? se 0- «Bon Posta min tefrika: 98 insani: larak göste, fakat bu mesele üzerinde isi k etme- niz icdb eden bir kimse varsa o da babanızdır. Dedi, Burada Garrison ilerledi vw — Rica ederim, kâfi, Phy Dedi İskoçyalı zene kız sapsarı olmuştu; avağile fdu: — Nasıl oluyor da benimle böy. esaret ediyorsu - Yazan: Valentin Williams Şöyle haykırmıştı: Delikanlı kendinde bir zâf his- — Bu cüzdanın alınmış olduğu-| setti ve bu da sesinin daha sertleş Bu nicin bana haber vermediniz? | mesine sebeb oldu. Delikanlı, onun bu hareketini — Bu mesele üzerinde mutlak protesto eder gibi bir jest yaparak) olarak hiç bir şey bilmiyorum ve öne doğru atılmış ve bağırmıştı: , bildiklerimi size söylemiştim, Bun- — Fakat, sizi temin ederim ki,../ları tekrar ediyorum: Bu cüzdan Fakat Mis Mac Reay, Phvllis'e| benim elime hic bir zaman göçme- doğru döndü ve yüksekten bakarldi ve daha önce de bunu hiç gör- bir tavırla iedim, — Bunu nereden buldunuz? | Genç kız hiddetle cevab verdi: | Dedi. — Bu, doğru değil. Bunu ken -'le konuşmağa Mis Deafi çok sakindi: diniz de biliyorsunuz. Eğer siz ve-|nuz? diye sordu — Size deminden de cevab ver-| ya dostunuz Vörity değilse bunu Babam bir katil değildir. dim:Fdöyün arkasına düşmüştü. |#Wöyün arkasına saklıyan kim « Phyilis, alnına düşen sarı saç- Dedi, dir? larından bir bükleyi, çok kibar bir Flora yeniden Garrisona döne.| Sonra, tahkir edici bir tavırla| hareketle düzeltti; cazib yüzü sü- Phyllis'e doğru dönerek. künetini hiç kaybetmedi, fakat he — Bunu yapan siz olmadıktan |İmen cevab verdi: sonra... — Babanızın, vikontun ölümile Dedi, Stephen omuzlarını kaldırdı: — Bana inanınız. Philippe V& - rity de benim gibi bu cüzdandan haberdar değildir. Dedi, Genç kız, krvilenm saçan gözler- le kendisine baktı: — Babama, biraz evvel, Vötiry- nin bu odaya girdiğini ve sebah - leyin buradan kalktıktan sonra çık tığımı siz kendi szınızla söyleme- miş mi idiniz? Dedi. Garrison gülmeğe başladı: — Evet... fakat... — Gene onun elinde, gizli ge- hiddetten vür- k yok, dedi

Bu sayıdan diğer sayfalar: