10 Mayıs 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

10 Mayıs 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tatil | Tat, etk, Kelimeler birbiri Üensiyor değil mi7 Belki de ay- İk, edendirler. Tatil tatlıdan, tatilden gelebilir. Çünkü her Sinin de zevkine doyulmaz. Ben di nefemie tatlıya bayılırım. a bayıldığım kadar da tatile silim, Şöyle bir ölçsem. Yan! Risi daha hoş diye düşünsem. İç, * daha heş gibi görünecek, 1 Ria “atlı hemen her zaman ye İÜ, Olliyor. Tatilse sekiz ay mek- okuduktan #onra geliyor. ir amma tadına da doyum tuyor, ee gez, eğlen, kos. oyna. n daha iyi ne olabilir kit. kadar da yaklaştı. Neredey- ay vuracak Babam her tetilde R Yazın eğlenecek bir şey alır. Müge de bir bisiklet alatağım 4 *İ. Şimdiye kadar da alacak- ma çok kücüğüm diye alma: Ba sene bir yas daha büyüdüm. - bı, lecek ve zevkini oçıkaraca- ar için tatlı dedim va... Her herkese de tatlı olmaz ha. öyle acı olur ki... Biber &i- insanin tatil avlarında biran gerip eğlendiği olmaz. Nasıl diyeceksiniz. Basbavağı o- Sınıf, gecmiyenler için bu İş edir. Onlara tatilde eğlenmek, #mek, koşmak, eğlenmek yok iş te bunu bilivorum. Bunu iğim içindir ki, sene içinde ayine çok çalışır, öğretmen. su, * kendimi sevdiririm ve serpe ayd Reldi mi, karnemi pek iyi, i olamadı diyelim, en az iyi wede akrım, Babam da zaten Nü her tatil başımda bu vüzden * hedive alır. Bu tatilde de bi- eti sınıfı pek iyi derecede ge rem alacak, ben de ahdettim, ça di yere m, hem cok calış'yorum.! m pek iyi derecede geçece- ** in böy, Ni 7 Zİ N ii Geçen bilmecemizda kazananlar Geçen bilmecemizde kaza - Panların isimleri Pazartesi günü ak sayımızda ilân edile - ir. Hediye kazananlardan K anbulda bulunanlar, hediye - tini Pazartesi ve Perşembe leri idarehanemizden ala - ler. Taşrada bulunanların ar Miyiz eleri posta ile adreslerine ir. * Bilmece hediyeleri hakkında bir arzunuz, veya bir şikâyetiniz Vürsa bize bir mektubla bildir - Melisiniz, Bu tarzda mektubları ece cevabını #ünderdiğiniz #arftarı ayrı bir zarfa koymanız Ye zarfın bit #İdaren © “Son Posta» nın tefrikas: 43 Medikağu, şehri dilaşmaktaydı. Setv, anın dürüstlüğü » raga gir hi yoğunu vermeğe Kimse takin — e lerin ardı, arkası acayib bir tavır yoluna devam ediyor, yatırılacak J adamlarından birini koşturup seni caktın, bu belli idi. k Pemek olüyordu ki Şetvan hak-)rın bri takım rivayet, tevatür,|di a hakkında | yordu. Herkes Didardan uzaklaçı- e kadar süphe beslemeği yor, Biga süphe beslemeki dahi | Dir” nevi karantina hâsıl olmuştu nda neler güşünüldüğünü. | Hattâ imamın karısı oğlunun sün- T söylendiğini öğrenmek için) net düğününe bile davet hazırdı.) mişti, Hülâsa vaziyet Didar ÜN geçtikce sevrekleşmiş olan| gayri kabili tahammül oldu. Buna kesildi. | karşı bir tedbir almak, bir çare kapısını çalmaz oldu. So-İ|lbulmak için bece gündüz düşünür rasgeldiği konu komşu, €ş,| ken, kendisine karsı ti takınmak») olan bu tecrid hareketinin sebebi- Ydı. Kimisi soğuk bir selâm ve-İni araştırırken günün birinde haf- kimisi | talardanberi zihnini hasını çevirip geçiyordu. (Ku-|muammanın miftahı tayukla -İşeklinde kendisine bahsedildi, Bu Bay Tungud çok zengin bir a-| (o Diye sormuştu. Bay Turrud za- damdı. Parasının haddi besabi| ten nasıl zengin olduğunu anlata- yoktu. Para parayı çeker derler, cak âdam arıyordu. Eski mekteb parasile, parasının faizile, apartı-| arkadaşına: manlarının, dükkânlarının kirasi- - Dinle anlatayım, dedi, bun- le de yaşamaya kanaat etmiyor, ti-|dan on sene evvel beş parasız bir caret işlerine giriyor. Cok kazanç! adamdım. Fakat zengin olmak ye- elde ediyor. Böylece gün geçtikçe! güne arzumdu ve muvaffak olaca- parası antıyordu, Eski bir mekteb! ıma emindim. Bir gün yolda vü- arkadaşi olan Bay Yılmaz bir gün! rürken büyük bir konserve fabri- onunla konuşurken: İ kasının kapısında bir iğne gördüm, — Nasıl oldu de böyle zengin! başkası belki bakmaz, görmez a& olabilsin? çerdi. ... Eğildim, yerden aldım. sırada yerdeki toplu iğneye kıy- Bay Yılmaz sözünü kesti; met verip onun ziyama meydan — Anladım, dedi, bundan öte-| vermemek kabilinden gösterişler sini istersen ben sana ahlatavım.| yapıyor ve gözüne giriyordun. Konserve fabrikasının sahibi câ-İ Fabrika sahibinin evlenecek çağ- mekânının arkasından seni KÖK sa bir kızı vardı. Damad seçmek- müştü. Bir iğneye kiymet verip), müşkülpesend bareket ediyor- ilan gen ir ee e dü: Herhangi bir damad servetini rinin i ol ii i düşünmüştü. Böyle bir Kimseye! YE” kurulmuş fabrikayı iflâs et fabrikasında iş verebilirdi, Hemen | ürirdi. Fakat sen bunu yapmıya. Kızını sana çağırttı ve o günden iberen fab-İ verdi ve seni de fabrikaya ortak rikada çalışmaya başladın. Aruda yaptı. ... Günün birinde fabrikenn?ne tahmin etmisti, halbuki haki fabrikayla / kat neydi, Bay Yılmaz eski arka- birlikte diğer bütün serveti de ki-| daşının kendine aid olmayan bir una, dolayısile sana kaldı. İçtelmalı satarak zengin olduğunu hiç —. Jummazdı. O arkadaşını namuslu, Bay Tungud kahkahayla güldü:| iürğet olarak tanıyordu. Fakat al. sahibi öldü. Fabrika, böylece zengin oldun. — Bilemedin, dedi, daha kolay zengin oldum iğne çok kıymetli bir inci boyun- bağı iğnesiydi. Onu sattım ve zen- gin oldum. Ni dikkatli baktı. Oldir. YAZAN : EKREM REŞİD altına o yumurtaları (o ken-|iki kelime şunlardı: Hırsız karısı!. elile koyması için kim - se Didara Omürücsat kaçıyordu. Didarın etrafında etme-İlardı. Diken gibi, hem de zehirli için kalmak niyetinde değil derek mukabele ediyor, en maziye karışmış olan . hâdiseleri tib editmiş eden kelime işgal iki bir sesle ve birbiri ardınca » Yerd: d danmıştı, Yanından ayrıldı ve bir Yerde, bulduğum) saha yüzüne bakmadı; selâm ver. medi, Çünkü yerde bulunan bir eş- yayı kendi malıymış gibi alan ve Bay Yılmaz eski mekteb arka. | satan insan namuslu insan değil İdaşına diki Bu kelimeleri komşusu Şekibe etmi - | sarfetmişti. Kedi yüzünden çıkan bu kavga bahçeden bahçeye edil mekteydi. İki komşu birbirine karşı senelerdenberi beslemekte oldukları husumeti açığa vurmuş- diken gibi batan sözler tesit edi- liyordu. Didar - evvelallah - slta i. Şekibe- nin bir sözüne on mislini iade €- uzak canlandırıyor, kendi tabirince içi- ni boşalıyordu. Delillerini, çılgın ileri sürerek galebeyi temin etmek ü- Düdük kimde oyunu İ o Arkadaşlarımızla bir arada top- İ Jandınız, Bir oyun oynamak isti- İ yorsunuz. Fakat ne oyunu oyna- İ yacağınız aklınıza gelmiyor. Size bir oyun tarif edeyim. Onu oyna- yınız. Yalnız aranızda bu oyunu bilmiyen biri bulunmalıdır. Oyu- nu bilmiyenin etrafında bir halka halinde oturulur. Ona bir düdük Hösterilir, — Bu düdük içimizde birinde olacak. O çalacak, elden ele geçi- receğiz, Sen düdüğü kimin elinde yakalarsan senin yerine o geçecek. İ Yalnız bu oyunun bir şartı vardır. Ebe olanm yani senin arkana ka- lın bir paMo giydireceğiz ve pal- tonun üzerine de bir battaniye sa- racağız. Çünkü kolay kolay döne- memen lâzım. Kolay dönersen dü- düğün kimde olduğunu anlar, be men yakalarsın. Palto giydirip üzerine de batta- ie sarmak çabuk odönememesi için olduğu gbi oyunun hilesini temin etmek içindir. Çünkü dü-| dük kimsenin elinde bulunmıva- caktır. Düdüğe bir 'p, ipin ucuna da bir iğne takılır. Orteya alınan farinna varmadan düdük onun âr- kasına battaniveve iliştirilir. Ar- kasında kalın ü rinde de ballan'ye sarıl olduğu için. arkasına bir düdük ilistirildi- İğinin #atkınâ bile varamaz. Ovün başlar, arlcasında bulunan eğilir düdüğü üfler. O arkasına döne cektir, Düdüğü elden ele geçirir gibi tavırlar alırlar. Düdüğü kap. mak için onlara hücum eder, bu sefer de arkas'nda bulunanlardan biri düdüğü çalar, hemen döner. Velhasıl o döndükce arkasmda ka- lanlar düdüğü calarlar. O, düdük elden ele dolaşıyor zannile arar, fakat eline geçiremez. Çünkü dü. dük kendi sırtında asılıdır. Arka- darlarında değildir. Yeni bilmiecemiz Yedi harfli bir kelimeyim. Birinci dört herfim efirtı - va» dır. Geriye kalan üç harfim «Tahmin» olur. Dördüncü ve beşinci har- fim «çok olmiyan»ı mânasına gelir. Dördüncü (beşinci altıncı harflerim «coşan» demektir. Yedi harfim birden öterim. Ben neyim biliniz. Bilirseniz, «Bilmece» kis - mioi gazeteden kesip bize gön deriniz, doğru bilenlerden bir kişiye bir büyük âstik top, bir kişiye zarif şişeli bir los. yon, bir kişiye maroken kaplı ve fevkalâde kâğıdlı bir muh- tra defteri ve diğer otuz ki- şiye de ayn ayri güzel ve kıy. metli hediyeler vereceğiz. bilmecenin cevabı en geç 30 Mayıs Cuma gününe kadar zetemize gönderilmiş Sami. dır. Bilmece cevabını bize gönderdiğiniz zarfın Üzerine «Bilmece» o kelimesini ve bil- mecenin gazetede çıktığı tari. hi yazınız. zere iken Şökibenin mı ve kat'i hücumu vukua geldi, Şekibe var kuvvetile: rine düştü, Didar darbenin altın- cali. Birdenbire düğümlenmiş olan boğazından ses çıkmıyordu. «| kaç sanive nefes bile alamadı. Bu ya şakırtıları savesinde Sekibenin bu son darbeyi indirdikten sonra, rak evine girdiğini anladı, Didar harb sahasında ezilmiş. mış, perisan bir halde kalmıştı. — Hırsız karısı!... garib hereketlerin, da sendeledi, sersemledi o Cevab verecek ne hali kalmıstı, ne me Bir müddet zarfında duyduğu takun- galib, muzaffer ve memnun ola- yaralan- Şimdi, on parmaklarında on ka- ra taşıyan esi, dostu, konusu, kom- kendisini bu lekevle lekele- .. Şimdi bütün muammalar ortadan kulkmıştı.... Simdi her sey aydınlanmıştı. Hakiki veya sahte dostları tarafından maruz kaldığı istiskellerin, Elektriğe doğru İlk elektrik lâmbasını bulan İngiliz kimyageri bu icadı nasıl düşündü ? İnsanlar pis kokulu inumları a dam edebilmiş, onların yerine kokulışık saçar. İssz mumlar bulunuşlardı. Fakat) — İşte bir lâmbanm elevinde de be kandiller ve yağ lâmbaları hâlâ es.|yaz ateş haline gelmiş, gözle görü. İki vaziyetlerinde kalmakta o devam)lemiyecek kadar küçük kömür zer- ediyorlardı. Bütün tedbirlere, yapı-)recikleri vardır. Işık veren de bur- lan bütün ilâvelere rağmen lâmba-İlardır. Tıpkı beyaz eteş haline gel İlar gene eskisi gibi fena yanmaktalmiş bir demir parçasının ışık verme ve tütmekte devam ediyorlardı. . İsi gibi. Biz lâmbalırın alevindeki İnsanların bu emekleri boşa git -'bu kömür zerrelerini her zaman gö- miye mahkâmdu, Kabahat lâmbalar!remeyiz. Lâmba iyice yanmayıp da da değil de lâmbalann içindeki tütmiye başladığı zaman bu kömür yağda idi. Lâmbaların içindeki yağ zerrecikleri gözümüze çarpar. kalmakta devam ettiği müddetçe) İs kötü bir şeydir. Hiçbirimiz onu nlardan bir hayir | beklenemezdi. |sevmeyiz. Fakat gel gelelim alevin Fakat insanlar petroldan gaz yağıjiçinde is olmasa işlerimiz pek kötü öntihanlini öğrenir öğrenmez vaziyet İiderdi. tamamen değişti. O zamana kadar) Niçin mi? mevcud olan ve Jâmbalann fena için: İspirto yandığı za- yanmasini intac eden bülün güçiüklman hemen hemen hiç is yapmaz. İer ortadan kalktı. Fakat ispirto yanarken işık da ver- İnsanlar gazyağı istihsalini öğre-)mez; veyahud verşe bile çok az ve ninceye kadar bütün dikketlerinilrir. bütün gayretlerini esasında kötü © lan, ve ıslahı mümkün olmuyan bir maddenin islahina o basretmişlerdi. Bu ise boşa gitmiye mahküm bir e-irak beyaz ateş haline getirmektir. mekt. Maamafih biz kömürleri alevsiz Halbuki gazyağı için vaziyet hiçide beyaz ateş haline getirebiliriz. de böyle değildi. Çünkü o gazyağı| o Nasil ım diyeceksiniz? diğer yağları nazaran çok kolay) i i İve çok çabuk intişar edebilir, yani fitil tarafından çok kolay emilebi-jeden zat böyle hareket etmiştir. lirdi, Bunun içindir ki Opetroldan) Bundan yüz yıl önce birisi çıkıp gâzyağı elde etmesini keşfeden A-|da, günün birinde ateşsiz Ilımbalar merikalı Sillimen için, bunu icad etlicad edileceğini söyleseydi. buna mekten başka yapılacak hiçbir şey|kimse imanmaz, halâ bunu gayrı kalmıyordu. Zira lâmbalar kâfi de.)mümkün telâkki ederdi. İrece tekâmül etmişti. Halbuki işte tam o siralarda, lâ- Amerikali lâmbalardaki bütün) boratuvarlarda, elektrik cereyan. lüzumsuz geyleri: Yaylar, tulumba-Jdan i#k elde edilmesi için ilk tec- iları bir kelime ile yağı tazyık edip|rübeler yapılmakta idi. İyukan çikarmiya yarayan her şeyi) (o Nitekim belki bugün de, şimdiye fırlatıp attı. kadar ismini bile duymadığımız bir Hayatta da böyle değil midir? (takim mucidlerin, sessiz İiboratuvar Anahtarı kaybolmuş bir kapıyı aç-|köselerinde, insanlığın inkişaf tari- mak için onu zorlar, tazyik eder hatihinde fevkalâde mühim bir rol oy- tâ kırmıya bile kalkanz.. Halbukilnaması mukadder olan bir takim bir anahtar uydurmayı, veyahud|keşif ve icadlar üzerinde çalışma - bir maymuncuk tatbik etmeyi en |dıklarını nereden biliyoruz). sonra aklederiz. Bu, hayatta ekseriya böyle olmu < yor mu?, Kâşifler, mucidler, her Ateşsiz lâmba hangi bir keşif üzerinde aylarca, hat Büyük ocakları karştırmıya enah|ta yillarca uğraşırlar. Biz bunların ar eee an "yeyalmd bir (bu didipmesinden zerre kadar ha başka tabirle gelberilerin bir limba haline gelince etrafına o adamakıllı Deme ki keramet alevin içindeki yanmamış kömürlerdedir. Alevin ro lâ bu yanmamış kömü: kızdira- ! 'berdar değiliz!, Günün birinde ke- şif muvaffak olur da, herhangi müs bet bir eser ortaya çıkarsa, o zaman etrafta bir bomba tesiri yapar, Fa- kat kâşif, keşfinde muvaffak ola. maz da ortaya hiçbir şey çikarmaz- *İsa, biz bu isimsiz kahramanların me saisinden, çektikleri ıztırablardan ba berdar bile olamayiz!, İlk cereyan hakkında pek az bir sey bilindiği bir devirde bu kimya- gerin bu sahada messi sarfetmesi hiç de kolay olmamıştır. Çünkü © zamanlar elektrik cereyanı e etmek için makine olmadığı d, sobalarda bir| herhangi bir elektrik santralı veya ateş haline getirme -İhod istasyonu da mevcud değildi.. yoktur, Çünkü bir de-|Elektrik cereyanım, ancak lâboratı ateş haline gelebilmesi! urlada piller vamtasile o da pek 1300 derecelik bir ha|mahdud mkitarda olamk üzere is- ihtiyaç vardır. tihanl ederlerdi.. iz Bugün bu tabirler bize oldukça lâmbalardan birini: Petrol lâmbasi-İminis görünmektedir. Çünkü biz tı, havagazi İâmbasını veyahud 6-İbu devirde, elektrik cep fenerlerini, lektrik lâmbasmı alalım. oBunlermlelektrik cereyanı olmıyan yerlerde, işık vermesi, tpkı gelberinin ışık) zilleri, hep piller vemtasile işletiriz. vermesi gibi bir şeydir. Yukanda Mevzmuz oelektrikçilik olma - da söylemiştik ki gelberi 1300 dere-İdığı için, simdi biz, burada, pillerin İceye kadar ısıtılıp da beyaz ateş (Arkası sayfa B sütün 2 de) hattâ hakaretlerin sebebi anlaşıl-| Reis burada sözünü kesti, elie- ml. rinin bir işaretile Didara metice- — Hırsız karısı!... nin kendisi tarafından çıkarılabi. . Demek olüyor ki Şetvan... Ba-|leceğini ifade etti. Didar, kocasını şanı örtüp balıkçılar cemiyetine bihakkın müdafaa eden bir kadın koştu. Reisin huzuruna çıktı. Reis, | tavrile göğsünü gerdi, başını kal- bıçak kadar soğuk ve keskin bir|dırdı, gözlerini reisin gözlerine sesle söze başla. dikti ve: — Bizim, dedi, muhasebeci Set-| (o — Kocama değil on binlira, yüz vanı suizan altına slmağa hakkı-İbin lira, milyon Jira emniyet ede- mız yoktur. Otuz beş senelik müs-| rim de aklıma şu kadarcık hir kor. dakim, dürüst, mesai arkadaşımızı|ku gelmez"... itham edemeyiz. Ancak on bin li-| Dedi. Her kadma terettüb eden rayı mütecevzi bir mebliğla orls-| kocasını vâr ve ağyara karşı mü- dan kavboluşu bizi endişeye dü- 4 j i dafaa vazifesini ifa ettikten sonra, şürmektedir. Setvan nerede, ve ne oldu?... Bunu tabi merak et- tk ve tahk'kata koyulduk. Setva- nı bulmak kabi! olmadı, İstanbul zabıtasma müracaat ettik. fekat simdiye kadar geten cevablar wüs- bet bir netire elde edilemediğini gösteriyor. Satvana bir sev olmuş olsaydı behemehal zabıta tara- fından bilinirdi. Üzerindeki mü- him meblâğ calınmıs olsaydı bunu da zabıta haber alırdı, Binaens- leyh Setvap sağdır ve para calın- mamıştır. O halde”... O halde... e tahavvül ettiğini gö- «Narı beyza - g. i doğup büyü: sezdirmemesi lâzımdı; ayni eda ile sözüne devam etli. — Setvan efendi hasta vücudlü bir adamdır. Belki., Reis sözünü kesti — Zabıta takkikatında bu hu- sus ta gözönünde bulundurulmuğ, İstanbulun bütün hastanelerine, hattâ Şişli ve Bakırköy tımarha. hi dahi müracaat edilm' nelerine ; m

Bu sayıdan diğer sayfalar: