6 Haziran 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

6 Haziran 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yaran: Maurice Dekobra Essen 'civarında konaklayan 189 uncu liyaya mensub tercüman * zabit Delpierre, WüMingshausen posta şubesine kartpostallar bıra. kıp dönerken, küçük zabit Mon- ya rasladı. Delpie er ve işgal tesadüfler birbirlerine daha fazla dedi, sen almanca kaputumun bulduğum şu mek- musun? üstünde «Herrn &on. trolleurs adresi vardı ve mektub. | Siagtrisd rolü oynuyorsun. hâ. U- da şöyle yazılı idi İmarım ki" ejderha ortu «Bitte selen Sis heute Abend)maz. (*) geğen 9 Uhr an der Keke derl (Bunun üzerine iki arkadaş, en| Köenigstrasse. İch meechte mit! yakındaki Bisrhalle'e giderek bi- İhnen oline Zetgen sprechen. İchJrer kadeh yuvarladılar, wehde einen mit welssen Rosen gesdhmüdkten Hut tragen, — K ra» Küçük zabit, gülerek: — Bu, bana ağzını bezati bir kömünist mi? Dedi. — Hayır. Sana randevu veren Küçük br haspa, Fakat önce bana gü sirri izah et. Sen hemsansürde| * muvazzafsın, hem de almanca bil- miyor musun? — Hayır. Ben dragon bölüğüm. le pösta şubesini mruhafaza ediyo. rüm, Bu lâtif mektub bana yanlış- ş. Her ne ise, ne İs- tiyor bu Klara? — İşte yazdığı: «Gece saat 9 a doğru Koenigsirasse'de Kim&e görmeden sizinle mak 'sterim lerle bir şapka takacağım. — konuş. , vay! Macera az cazib atte o bu mektub fakat sansür evli, elddi adamdı: ve aşkla ışi yoktur... Bunun için mahrum kaldı sayılmaz. — Herhalde hu ciddi adam bu küçük Klara ile tatlı bir macerâ- ya grişmiş olmah, Sen öyle sah-| maz mısın? Küçük zabit bir lâhza düşündü ve sonra haykırdı: — Evet, mükemmel suretle ha. tırlıyorum... Büroların etrafında, bir ıtır çiçeği sabunu gibi pembe ve bir Pazar bebeği gibi sarışın küçük bir Alman kızının dolaştı. ğını gördüm. Bu tatlı mektubu Y: zan Klara şüphesiz odur. Hay kâ- fir Rensüdelle! Gretchen'ini elin. den slmağa öyle erzum var ki. sh! Şehirde ime İS leri ile o kalabalığı luk çörbacısını çağırtarak kulluk- taki falakanın deyneklerini istel'- yor, ve alayının önündeki derazili adama © deynekleti tarttırıyordu. Sonra, çorbacıya da çıkışmağa — Bak bre çorbacı ağa! Sen bu kudar zamandır «ocağımda çor. bacıyım: diye yiğitlik taslarsm da, «dayak atmada usta. meydan: pik bir ağayım Ni ğuna iştiha yemeğe gel miş (bizim gibi zirzoplara böyle ek- #ik sopa yedirmek lâyık madır?! Bu deyneklerin ağırlığı kanundan eksiktir. e bakayım sen zabit değil misin? Sende arar? Zabitin ve eksik olursa hiç ekmekçi ekmeği tamam işler mi7! 'Tiz bize ktar akçe ver de ırzını satın bütün kulluk Mustafaya dı. Hatti, ip te uğrayamadığı - kul- Şorbacıları; neferlerile deynekleri tırımız kahır! bulunun. İ Başıma, beyaz gül. İ * Koenlgetrase ısezdı. Saat do İkuzu çalmıştı. Monrousseaü, s'ga. İrası ağzında, aşağı yukarı de ile nerede ise ba Kaldırımları bozuk sokağın ya. fı aydınlığından geçen karakol şe- saatini çıkardı... yor... Klara gecikm'şti, | Birdenbire, o Koenişstrasse'nin ve Bismarekstrasse'nin köşesin. | den bir kadın ırdu Monrousseaü yaklaştı. Kadın, ko. yu kumaştan bir harmaniye bü-| İ rünmüş olan küçük, narin biz şev-| i ! Çapkın dragon, elini miğferine rerek: — Froylan Klara'sınız değil mi? | Diye mırıldandı. — Herr kontrolleür' müsünüz? — Evet, — Öyleyse beni takib edin. 'Monrousseau, merakla, fakat memnun olarak, Klara'nın yonm. ida yürüdü, | ya ayrı bir zevk veriyordu. Gizli. ce yanındaki kadının silüetine göz) attı ve şöyle düşündü — Bu, şüphesiz, onun civa- rında gördüğüm penbe ve sarişin küçüktür.» Kadınâ' yaklaştı ve koluna gir. di. Kadın hiç ses çıkarmadı. An. sızın, henüz açık olan bir dükkö- nın camekânı ile aydınlandılar, İ Morrousseau, yanındakinin yüzü- (97 Almanların mül) Nbeluncen destanmı, onan kahramanını ve öL dürdüğü ejderhayı kastediyor. — 'Ter- ) Demişlerdi. Bir bayram yeniçeri kullukla. rinin sopalarını tartarak para top. Uyan Civelek Mustafa; bir başka bayram da, İstanbula define ara- mağa çıkarak, belki bir ban, ha- X para toplamış, fakat, han ve hamam alacak yerde, bu taşlarile ştu. l , i w V " | den yapıl rka giy bir divit $ im larla süslenmiş rafına da, kaz. baldırışıpla ir toplamıştı, Sonra Bu tesadüfün esrarı bu macera. | İ da birkaç parçalç SON POSTA Çeviren: Halit Fahri Ozansoy ne eğilmek için bundan istifade etti, Birdenbire irkildi, Refakatin üğü Kadın ne satışm, ne pembe, fakat ihtiyar, çirkin ve bumburuşuk yüzlü idi. Şapkasının altından ağarmış saçlar o görünü- yordu, Drügon yan kaldırımında durdu ve: — Klara siz misiniz? Dedi, İhtiyar kadın müstehziyane gü- lümsedi ve gario bir aksunla ce. vab verdi: — Ben Klara değilim, Klara ta rafından gönderildim. — Beni böyle nereye aruz? — Klara'ım yarma, — Martaval değil va? İhtiyar kadın anlamadı, rousseau tasrih etli; Şaka değ'i ya bu? Hayır, ciddi. m Bir lühza sonra'Klara'yı gür siniz. Drağon kaderi hareket yapı ve Kadını takib e csra, tahmin de yürüd götürü- yor Man boyun eğen bir niden © ihti; Ne de olsa, ma. * ginden daha ew İrarlı idi, Ruhr'lu kadın gözlerinin önünde küçük bir İspa hali al:yor ve ona, bir çapkınlık ran- derusunu yoluna koyan bir koca karınm sürprizini takdim ediyor. nu. Sess'2 sokuklardan geçtiler. 102. den amelesinin mahallesine girdi. ler, sonra karanlık bir mahalleye daldılar. Birdenbire ihtiyar kadın durdu ve: Dedi Bir kubbe sltına girdi, bir av- ludan geçti, bir kapı açtı ve Mon. Toussesü'yu, kör bir lâmba ile aj dınlanan küçük bir odaya soktir. Burada bir büfe, bir masa, iskem- leler, ve, duvarda, ıklimleştirilmiş iki yaban donwzu kafası arasında (Arkası sayfa 8 sütun 3 de) uras, çarşı ve pazarları dolaşmağı büş- lamıştı, Hangi dükkürun önünde çiçekli ve temiz bir avlu, bir bah- çe görürse, orada duruyor, etrafı- rikenlere kendisini şöyle takdim ediyordu: — Ey yârün: safa!, Ben yer al tından mel çıkaran bir remilciyim Martavaklan başka bir şey oli 2 nücum ilitnlerile ne- , bir hazine gömü- yan remil ede bir defi ia şu mamur ve çiçek Mü ma mur ve mecburum! , bütün ecdadım ba- Ha «altma yapışsan toprak olsun!» diye bedâua etmişlerdir. Burdan rü Karünun definesine de rasgelsem derhal: toprak olacağını Gesi Teli) İngilizlerin akınları Londra 5 (A A.) — İngiliz ha- va nezaretinin tebliği: Bombardıman tayyarelerimiz dün düşman gemilerils işgal altın - da bulunan sahillere karşı hücum. larına devam “etmişlerdir. . Norveç sahilleri açıklarında inhminen beş bin tonilâtolak bir düşman iaşe ge- misine müteaddid Dbombelar isabet etmiş ve gemi yanar bir halde bi- rakılmaştır. İ Zeebruggs oliman'ina karşı ya - İpılan bir hücum esnasinda mendi- İreğe ve mendireğe yanaşmış buls. van bir gemiye isabet vâki olduğu | kaydedilmiştir. Bombardiman © tayyarelerimiz - den ikisi üslerine o dönmemirlerdir. Diğer bomburdıman tavyareleri, av ci tayyarelerinin refakatinde rak, Boule milere hü 'daki havuzlarla ge -) Bi Günilediz Alman tebliği İ Berlin 5 (AA) liği — Resmi teb Denizaktıları, şimali ve merkezi Atlanlikte cem an 24.400 ton İsohuk. ticaret vaptır batırmışlardır. | Hücumbotlarımız İngiliz sahilleri - cıklarında hafif bir İngiliz filosuna hücum ederek “torpito muhribleri - nin himayesi altında bulunan tah. minen 6 bin torilâtoluk bir yardim- <i harb gemisini hatırmışlardır. Düş man torpito rouhriblerinin mukabil hücumu muvaffakiyetsizlikle neti - celenmiştir. N Sayfa 5 Balıkesirde bir kadın kaynanası yüzünden dağlara kaçtı! 8 : ouzuns'ği eN Günlerce yabani ot ve köklerini yiyen kadını! domuz avcıları bir taş kovuğunda buldular RR amm le eri Babkesir (Hususi) Durak merakla oraya | vardıkları saman nahiyesinin Bükdere köyünde gelin.İbir kadının bitah bir halde bir taş kaynana : geçimsizliği yüzünden bir'kovuğunda yatmakta olduğunu gös kadin dağlara kaçmıştır. Hâdise ye|rüyorlar. Yanına geldikleri zaman dur: bunun bir müddet evvel kaybolan Bükdere köyünden Hüseyin ka rim Alime ile kayınvalidesinin arası bir müddettonberi açık bulunmak - Binmingham'daki fabrikalarla Chatham limanı tesisatına kaısı ya.! pılan hücumlar bilhasra müessir ol muştur. İskoçyanın sark sahi! nde! bir izyyare meydanı da gündüzün! miştir, kaya ya telyelere tam isabetler kaydedilmiş ye bu atelyeler harab olm p Afrikada Alman batatya. ları, Tobruk civarında toplu halde bulunan otomobillere o ve limandır buhman nakliye vapurlarına ateş açımalardır. Dün öğleden sonra düşman hava kuvvetleri ve akşam isenl al - topraklar özerinde uçmağa boş yere uğieşmişlar - ve muhtelif hava muharebeleri cere- yan etmiştir. Bu muharebeler sena unda 6 dü a muharebe si düşürülmüştür. Yalnız bir düşman tayyaresi o Sehleswiy - Holstcin'a kadar uçmağa muvaffak olmuştur. İtinda bulunan İtalyan tebliği Roma, 5 (A.A.) — İtaiyan or- duları umumi karargâhinin 365 nu marah tebliği Şinşali Afrikada bataryalarımı xn endahtı, Tobruk müstahkem mevkiinin tesisat ve tahkimatında hissolunur hassrlar vukua getirmiş- tir. Tayyarelerimiz, yeniden bu ü deki gemileri ve tesisati bombardı- etmiştir. Egede dün gece düşman tayya- yeleri, Rodos adasına bombalar şlar ve bir miktar hasara bais ol- muşlardır. ' Şarki Afrikada Galla ve Sida - mo mıntakasında < iki müfrezemiz, müşterek hareketlerile düşman kuv vetİerihi firara mecbur etmişler - şuraya bir bakalım. eh. kim bi. lir. maz! Belki bu seferki toprak ol- biliyorum biliyorum amma, el Bu sözlerde mundan bir kâğı tini açıp kalemi ile bir iki nokta n sonra: «Ya . Ya burada! &'ye dik. Kânın önündek» en güzel yer adlarına: <<Bre ırgaö kazmaları İndirin şura» ! sezen kı, lâtifeyi bozmay — Bre dur remilet çı pıyorsun ?! manımızı ve İğ dırımlarımızı harab edeceksin! ta ve hemen hergün kavga etmek- Alime olduğunu ankyorlar. Derhal yardımına koşuyorlar ve kadını o. tadan ahp köyüne get ne teslim ediyorlar. Kadın, tedirler. Alime kaynanasının huy - suzluklarmdan çok müteessir ol maktadır. Bu hale artık tahammül edemiyen genç kadin bir gece an. zın evden kaçıyor. Uzun müddet aramalara rağmen ne olduğu, ne - reye gittiği bulunamıyor. Bir gün domuz mücadelesi için sürek avına çikan köylüler ormi bu ortadan sir olduğu sıralarda ya- bani ot ve köklerini yemek sureti le karnını doyürdüğunu söylemiş » ör. Balıkesirde mezun talebeler Balıkesir (Hususi) — İmtihan. ları bitmiş bulunan orta mekteb - nin sık çalık bir yerinde köpekleri-İden bu sene 64, liseden 105 ve nin acı aci uluyarak bir yerin et -'muallim mektebindea 83 talebe rafından ayrılmadıklarını. görerek İmezun olmuştur. KAL EKE GONÜLİSLER Hayat komedileri.. İzmirde oturan bir genç kız, müs| hâdiseler cereyan eder. Bayan Han- tear adile Bayan Handan yğradığı|dan dudağın kalbe bağlı olduğunu hayal: sukutunu anlatıyor. Söylediği | sanmıştır. Hatam buradadır. Bu ha- birkaç cümlenin içine sığar. Diyorjtadan doğan hareketinin sakatlığı- kiz İna gelince, o da delikanli ile sık sık — «Beni seviyordu, bana evlen.| buluşup konuşması, ona olduğu gi. me ümidleri veriyordu. Birden or-bi görünmesidir. Her vakit söyle « tadan kayboluverdi. . Baktum birİrim, bir genç kızın en büyük cazi- başkasının etekleri arasındadır, nejbesi en büyük kuvveti gizli, saklı yapmalıyım, ne yapabilirim? bir âlem teşkil etmesindedir. Karün- Bayan Handan hakikatte evvelâ'hik perde açılınca odasında merak yanhş teşhisinin, sonra da yanlış ha| edilecek bir manzara kalmaz. Er - Teketinin kürbani olmuştur. Yapa-İkek de bilmediği bir başka karan bileceği şer de yoktur, © delikanlı kendisini sevmiyordu, cvda geçici bir eğlence, yaptakları karıştınla -| cak bir aşk kitabi yeni bir manza gidip görülecek Faklardadır. Yarn onları da terke- decektir. Zira seven bikmaz, bıkıp bırakmaz, hiç değilse aradan uzum çok uzun zaman geçer, fevkalâde YAZAN : REŞAD EKREM Patrona Halilin daveti Bu hususta hiç sabır ve karar olu. nur mu?. Züğürdlük canıma kâr etti. Gerçi sizin haneniz yıkılıyor amma bizimki yapılıyor. Ziyam -İ yak, siz biraz durun, şu malı çıka- alım, yer altında kalmasın, biz bulmuştu, eğlen-|mühim bir şey vardır. di, okudu ve gördü, şimci başka w.|hâdiseden dece almak, bir lık perdeyi aramıya çıkar. Genç kız için yapılacak hir şey kal #maldığım söylemiştim, sözümü de. ğiştireceğim. Gen; kiz. o yapacağı O dabu başka firsat zulmrunda «sevmek» fülinin tasrifini nikâh memurunun tebrik cümlesinden sonraya talik etmektir. ra siz bir boş vaki'te bu defineyi Salasını sürü elek Mustafa eiaftan yük. selen kahkahalar arasında bayram harçlığını topladıktan sonra: — Kazmamıza hak bereketi... Diye bağırarak, eşeğini, birkaç sokak ileride başka bir dükkünin önüne sürüyordu... : İşte bu İstanbul külhanisi, mas nav Muslu Beşenin Sarâç Ali Bey kahvehanesine uğradığı günün er- tesi, akşama doğru idi, Patrona Hali ağa tarafından davet olun- muştu; Patronanın adamı: «Halil ağa hazretleri mahsus selâm eder. Mustafa bey oğlunun iki gözlerin. den öperim der, Bu akşam bizim konağa teşrif etsinler, Mustafa bey oğlumrlan bir hizmet bekle. rim der» demişti Civelek Mustafanın burun delik bek derin kazmayız, hemen şura- (leri, kuzu kokusu alan kurd burnu larını altüst edecek kadar rız... İster mal çıksm, ister zn sonra bırakıp gideriz.. Bu komedi uzun sü Etraftan yalvaranlar çoğalıy — Aman remilci ç nım remilei çelebi... Kerem lütfeyle. ortalığın güzelliğin ma — Boş. ne yapalı ne çıkarıp & çık, Siz deli- o , fakat hakkı Kaza-| gibi açılmıştı. Patrona Halil ağa zlerce insan bü- kendisinden hizmet beklemesi, çok mühim bir haberdi, Genç külhan'ni i eli altında kulaklarında, bibanın, Aya- endinin, efendinin Siz. sofya vâ Arnavud 2 sesleri uğul de gayreti din dur?”

Bu sayıdan diğer sayfalar: