17 Mayıs 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

17 Mayıs 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir zamanki âşıklar Yazan: Lorenzo Montano Arabalerin ve yoldan geçenlerin gürühüsü arasinda, ismi, eçikça ku. ol Baktı: hemen bu anda bir kadın. Sağma hermşiren gibi görüyorum ve hiç de. ğilee görünüşte daha refahta gibi. — Bak, nasil oldu. Kocam, ba. tirliyorsun ya, beni pek az zamanla terketmrişti. Çevirei: Halid Fahr: Ozansoy — Genç mi? — Diyelim ki ikisi ortası, — O halde zengin? — Civarda emlâki var. — Azkolun! Peki sen; seviyor kal bahçeler mahallesine», baharın | arkas'nda bırakmış olduğu birazı .. cik rüzgâr, ara sira, hafii helezon larla, şimdiden yaz mevsi olan bir toz havalandırıyardu. lentino, yürürken, smükâlemelerini | içinden tekrarlamaktaydı. Bunca xa | Mmanden sonra, kendisini, onun mu. habbetinde, hiç değilse teveccüh ve ik'fatında elan canlı bulması şa - şilacak şeydi. Kendisi, o tarihte, iksmetgâhin terketmek * İizumuna derin bir nefes alarak itaat etmişti. | O mecburiyetle, artık kendisine pek Jain gelmekte olan bir rabitayi çöz. v rete düşürmekten mahzu; söyliyerek şaşkınlığından uyandır.! d Bir tarafta, gülle oyunu yeri ve kesif bir mürver ağacı kütlesi; D. gölge verecek tarzda konulmuş o- İnn gösinlerin nl d bunu işgal : ve şimdi de iş te bü masaya yalniz kendileri otur. dular. Çiçek halinde, yaln'z, önü nün üstüne küçük yapraklar yağdı. varak rüzgürin kim'ldattığı birkaç| geç kalmış glisin salkım vardı. Ye. ineklerinin getirilmesini bekliyerek z olan! imüş oluyordu. Hati bu zabitayı| Giaçinte, pembe dirseklerinden bi. kurşiki kaklırimin gölge kıyısindan| — Evet, batmliyorum. © çikmiş ve ikisinin arasmda ternev.| — Ey öğle! ecnebi diyarda öleli yüç eden hararet ve işik dalgaları!dözt esne oldu. Doğrusu, onun için ğine giriyordu. Nesin çehreyi, şap. ağlsnmdim: birlikte pek az zaman musun onu? kesiş tarzi bile, 6 kadında çok iyi! rini masanın üstünde tutuyor we — EMİ görüyorsun ya, otuzunal be hatira birakıcak mahiyette de.| yanağına dayalı duruyordu. Gözle. e Ve, geçirdiğim fir. | BİS. Bilâkis kendisi o kadini pe| ini kapamış, diğer elile de, çiçek malardan sonra, ciddi, muhalıbetli, /kadar ağir ve ne kadar haksızca dü mütenevvi şekiller yapasak kanin altında güneşte tutuşan sari.| ve pek fena yaşamıştık. Fakat 0, | gelirli bir adam... Çönkü çalışma. gin bukleleri ve bu güzel yüzün öz. biraz para kazanmıştı, bu para ba. ğu mecbur olmasam bile; benim tünde perlıyan tebessümü hayretle! süzerek ona kadar tebessüm içinde ve güneşe, karsı iseler de, onu yalniz gözle —. rinden, o kül renginden daha koyu ve kül renği fle örtülü gibi gözlerin. den tanıdı, Yolun ortasinda karşi. daştüar. na kaldı. Şüphesiz pek çok para de. doğru ilerledi. Hor oe|ğü, fakat beni #hsiyaotan korumağa'da yok — Anliyorum. Benin Giscin -| yetecek af inann bu cihetten rshat oluna, bilirsin ya, bu, büyük devadır. 3 — Bana yazmadin. — Fakat bikniyomlum, İyi mi yaparım, fena mı diye? Eaasen sen — Ahl benim sevgili Glacinta'm | de bana, hayatından hiç haber ver. — Vay, sen misin, Valentino? — Seni tanimıyacaktim. yiların geçişinden değil. fakat bul kadar taravetfi, bu kadar memnun ve eskisinden daha genç oluşun - danl — Yok canım, sahi mi? — Şimdi bile seni güçlükle t. Biyorum. — Bense seni denhal tanidım. Hiç değişmemiştir. — Ne iyi talih! Fakat sokağın Ortas'nda durmiyalım, eğer vaktin vara gidip bir yerde oturalım. hin tam zamaninda hazirladığı, © radan çok uzakta olmıyan bir pasta. hanede bir sığınak buklular; burasi ber zaman gibi pek yakindi ve her zaman gibi kenarda ve isizdi. Oturdukları vakit, Valantino: — Bana bu mucizeyi izah et, de. di. Ben seni terkedeli... ne kadar Zaman oldu? — Dur hele., Beş sene oluyor... , alt “Ya, o kadar oldu hat Haniye beni, fakir, geçimi dar, ve hem ken|hel dinden, hem her şeyden ömüdini medin... Ya sen, nas'lan? — Pek fena değil: çalışiyorum, biraz para İkazanmağa basladım halden şikâyetim yok. O zaman. denberi, iyi ve kötü epeyce zaman geçti değil mi? Demek ki beni unut madın? — Haydi canım, sen unutulan insanlardan değilsin. Hani bak, da.; ha geçen gün, Christine ile senden bahsediyorduk. Christine'i hatirli » yormun ya? e böyle. — Hah işte tam da ona söyl yordum! mennun Olurum!a fakat nasl olu. yor da buradesin? Burada mi kalı. yoran? — Dündenberi buradayım, ve yarın gene yola çıkıyorum. Fakat "sen şunu #öyle bana, yalniz misin? — Nasi yalnız? — Yani demek isterim ki... ev. lemnek niyetinde değil misin? —— Doğrusunu İstersen! niyetim var. — Haydi öyle ise, anlat bana — Fakat anlatacak büyük bir şey «Kimbilir Valemino ne! Sanki evvelden gören bir deha: | yapıyor? Onu tekcar görsem nel pencereden sokağa ostecak param ta'm şimdi ne kadar da akıl: ol. müş! — Biz kâfi derecede çilğindik, Valamtino! Hatıra, ekseriya, itiyad ve za - mann tesirile cazibesi dağilan şey. İlere bâkir ve yeni bir güzellik ve. tir. Velantino da, şimdi, hatirasinı muhafaza etmiş olduğu kadin! kar. şisında daha” caz'beli görüyordu, Züninden çikmiş olan şu veya bu manasiz telarrüati, onun gülerken taze diş ellerini gösterir tarzını, ka. dehini dudaklarına götürürken eK. İnin zarif baseketini, sscler'nin, ku. Taklarinın arkasında yaptığı kimi. emi tekrar görünce, onu hekikaten ne derece sevdiğini harrlyondu. Ahi esna bir delikanlı için, çok u zen ve hâdiselerle dolu bir zaman. at, Birer ağirlarmış eöz kanaklurı arkasından önun kendisine muhah. belle atfettiği nazarı, meselâ kafa, sinin içimde de ayni tarzda diisün . eeler taştrtip taştmadığinı kendisine düşündürüyordu. Birderbire ona: — Beni dinle, dedi, öğleye kadar bütün &lerimi börireceğim. Sana is. Tb olan yahud bir başkası tarafin. dan mamiin yoksa, günü birlkte ge. girebiliriz. — Tamamile seni& fikrindeyim; ben de öte beri alacağım; bunun için çilemiştim. Birkaç saat sonra kesmiş olarak terketmişim. Şimdi| yok. İki senedir etrafında dönüp)gelip beni alirsin, yemeği gider ie seni, bizzat senin daha genç bir duran birisile, şehirde yeriz. İsünmüştü! — Ab! bir kadın kalbinin son - İsuz ve ince vicdan azablar! ona Iztirab veriyordu. İşte böyle muhabbetli bir İnedamet içinde iken, Gincinte, ken.! disini beköyerek çıkmağa hazir bek) du, bu da kendisine onun nadir fa.! ziletlerinden birini, dalma dakika »| sında sözüne sadık olmak faziletini husirlası, eğleniyordu. Filesoflar, zamanin geri gelmiye. geri dönemiyeceğini söylerler; mas mafih bu anda geçen şey, ancak, bürün kanunların en kat'isi olan bu kanunun, bu noktada. hayrete lâyık bir ihlâle uğradığı tasavvur edilirse izih olunabilir. Ortada ne müphem hatirlayişlar, ne de yad edilişler meselesi vardı, obunu düşünüyor! İ Sokağa çiktikları zaman. musun, şu aklına geliyor muslerin —'E il yemeğini merede| oyumu tamamile kesilmişti. İkssi de, yiyeceğiz? diye sordu. mazinin başka biçimde bir haline, Kadn ona, kendisin: tâbi olup | simdiki zamanına atıldılar ve onun yürümeklen başka bir işi olmadığı/gesnh bir adet olduğunu unula. cevabini verdi. Aydınlık ve boş yol| rak daha evvelki bir mazide yaşa - ların arasindan yürüdükleri esnada, | dilar, Valentino'ya Giacint'eiz ya» vakit artık ilerlemiş olduğundan, bu | şamak ömkânsiz, Valentino'dan Gi. #avaflar'n, her na kadar tam'dığınılacinla'ya başka bir adamı düşün » temin edemezme de, kendisine yenilmek imfcönez gibi geliyordu. a gelmediğini fark etti, Hilâ şehre) nilmiyecak hâdise! Âş'kların bir -| aid olan, fakat diş maholleye yakın | lestikleri, birbirlerine dokundukları, olan bir sokakta, Giacinta bir mey | birbirlerine malik oldukları bütün haneye girdi ve bahçeye kadar mü. | yolları hiç güçlük çekmeden tekrar teaddid odelerdan ve » mutfaktan | geçtiler; kadın, onun yemek yedi-| geçti. Orada durdu ve arkadaşına! ğini görerek, biraz daha az fena ve buktu O zaman o, pek çok yaz e olmaktan ziyade hayvani 0. samlari gidip yemek yedikleri yeri'len o gizli kadın sevinçlerinden bi. gözlerinin önünde buldu. o Burayu /rini hissediyordu; ve öteki, ette, yalniz bir veya iki defa gündüz git.|rmeyvalarda adeta onun Jezzetini mişlerdi; diğer taraftan, meybave »|tat'yondu. Esasen bundan, yalnız, win içi ve dişi yeni bir şekle konul | hakiki bir âş'kın şimdi kendisinin muşlu; İşte bunun için ne ci ktar olduğu gibi. ağzina götürdü. ne de evi iyice “tanimağı İh iğü gdelar her ne olursa olsun, fİN soktu. Şimdi bu bahçe: kendisi içini | olarak sadece ihtirasile | beslendiği mazide kaybolmuş olan mahallerin |ni kendi tecdübesile bilmiyen kimse arasında sizalanıyordu, o mahaller baytete düşer. Maamafih onların, ki gölgelerin vilâyeti gibidirler ve| birbirlerinden ancak nedir olarak oraya hiç bir ziruh evağin! basarı!.| ve güçlükle kâm alabilen ik! mah mandan ne de dünyadan korküsü olan bir Riyadın doğurduğu sükün. da olduğu gibi, sevgiliyi görmek ve | mevcudiyetine şahid olmanin ver, diği dinlendirici bir huzur, rahat bir İğer terufin, bir köşede de, üstüne|hazdı, daha dün birbirlerini gör - memişler mi İdi? birbirlerini yarin da ve daima görmiyecekler mi idi? Kalbleri memnun ve müsterihdi, Aradan çok zaman geçmişti ki, bir gün nasl oldu kendileri de İzah e.“ demezler, gehrin ortasında tekrar buluştular. Kalabalık bir halk, Ma. yis ayından istifade etmek ve hiç yank miz sokaklara dökülmüştü, Hâslı | dediğim göbi, birbilerinin. gözlerin de keskin bakışlar, dudaklarında aci manalar ve daha böyle çehreler gu. vuru bir ifade İle arzuyu bildiren diğer işmizazlar keşfettikleri vakit, bir vortü günü olduğu için” ayr'ca anlaşmıya ihtiyaç duymadı. lar, alcenablığı! diye içini çekti; |ceğini ve insanın, adimlari üstüne) © O gün, diğer günler gibi bir gün dü. Her şeyin, başka defalarda ol duğu gibi geçmesi lirmdi. Fakat birinci. otel dolu idi, ikincisi de öy. im de, Vakıü bir bu, <a için böyle kapı kapı do. kermalari mutadie «1 İemilde vi imani biraz daha devam etseydi, ibimal onlari, zamanı daha iyi takdire sevk © ederek, hatalarından kurtarırdı. Ma“ amafih Bingazi Oteli onlara dahi misafirsever davrandı. Ve o o'ada, merdivendeki kaba Hindistan ce - vizi İHerinden örülmüş o yol keçesi odanin küf ve diş suyu kokano tatİlmsi ve, sanki bataklik his ren hevast, n Tenzi dolmus haklar, © demir lavabo herhangi bir tered. düdü izale ederdi. Yalnız; şu var ki: onları daha evvelki aramaların. da böyle bi? tereddüde düşmüş ol. salardı... Bütün bu manzaralar; on. İsra; bir zamanki basit bayatlerni hatırlatmiştı. İşte şimdi, vaktile bes İsndikleri bu hissin içinde yeniden o havayi teneffüs edivo»lardı, Val, hosii her şey, nazarlarına, tatli ve alışkın oldukları gibi göründü. Sanki bu iki varlfk için o geçmiş İyi zamanlardan biri yerinden kalk. miş, istikbalde bir yilin arasina giz. lepmişti. Tipki büyük bir paraya kavuşan, fakat onu israf eden biş adamın yıllardan sonra bir gün biz çekmecenin iki tahtası, yahud eski bir efbisesinin astar! ile kumas! ara, s#inda bir ufak para bulması gibi... Bunu, kendisinin hiç saymadan har. lük arasında mevcud olan 6 endişe, pidan sevkedild'3i bu mahalde kenlo haris sab'rsiz''kla muztarib ol - disini hayretle buldu, Fakat “onu duklarinı sanmamalı, Bu, ne za cedıği tarihde İktsai ederek Bra, cığa sekliyan da tal'hin cilvesidir. (Devami 6 nci su “da;

Bu sayıdan diğer sayfalar: