20 Ağustos 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

20 Ağustos 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3/2 Sayfa «Son Postam nın — Beli, on dört yaşında ve iş- ve tacı başında, kaşları hilâl ve gözleri ahu gibi, billör gerdanlı ve püskürme benli bir duhter is- ter idük! Şüca Çelebi rahat bir nefes daha aldı: Yok yere ürüldükle rini düşünerek canı bile sılaldı: — Buyurun ağa hazretleri,! fakirhanemizi ziyaretten elbette meranun kalursuz ve ayaktaşlas fınıza dahi sağhk verürsüz! Diye mumu kaldırıp yol gös- tarihi tefrikan: 29 PATRONA mıdır? Urlu kaba kaba güldü: — Gleni karanfili dahi var çirdi. Sekbanbaşı arkadan gele- İ Şücm Çelebi ellerini oğuşturrİunutuyor. du: — Goncası «naşüküfter olur sultanım. Yani: Açılmamış 0 ve koklanmamışıdır! Urlunun ağzı kulaklarına yi nlarak bağırdı: — Bire şunun adına «kız oğlan kızdır» desene! Aşağıda, karanlık delikte De- Şüca Çelebi el çırptı, içeriye! â 5 HK Hasan yavaşça fısıldadı: terdi: Geniş taşlıktan iki taraflı e e Me Aİ merdivenlere doğru ilerlediler. Şüca Çelebi arka odada, şemeler altındaki gizli gözde» dürt doğuran arkadaşlarına bir muziblik yapmak için «ihtilâlin sekbanbaşıamız ilkin ayni odaya götürmek istiyordu, sonra ürktü. Ya, bu pos biyıklı ve beli yata» ganlı devrik bakışlı adam yap- livan gibi bir adamla yüz yüze çarpışmanın kolay başarılabilir kârlardan olmadığını düşünerek evvelâ evin içini, şurasını bura- sını öğrenmek istiyordu İse?.. Merdivenleri | çıkmca, OUrlu evvelden biliyormuş gibi o Halil peblivanla arkadaşlarının o saklı bulunduğu odaya doğru yürüdü. Esirci bir en için çok korkulu şüphelere kapılmıştı. Simdi hı adamı bu odaya sokmazsa büs- bütün şüphelendirmiş olacağın dan ürküyordu. Soğukkanlılığını başına toplıyarak kapıyı ardıma kadar açıp dayadı: — Buyurun elmasım. dahi söyleşebilürüz. Urlu içeriye girip'az evvel üç arkadaşın oturdukları sediri ku- ruldu. Elile sedir örtüsünü yok- lamış olsaydı belki soturma» sıcaklığını bile hissetmiş olacak- tı. Ayak ayak üstüne afsrak sert sert öksürdü: — Perii peyker duhterleriniz olduğu sörlenür idi! — Beli sültenrm, vardır. Co- nabı şerifiniz ugonca» Wu murad eyler idiniz? Bunda dö .| Herif bunda cariye almağa gel- miş gibi görünmek ister! ağa cevab verdi: — Görünmek istemez, alma- Ka gelmiştir. — Demek gündüz anın gelecek imiş! için — Beli, yok yere vehmeyle- ise? Halil peh.) Yüp telâşa düşmüşüz! macık yapıyordu ise? Halil p' rülsnda Çelebi Urlu - nun önüne geçli: geleni seçersiz! mek istiyordu: efendim. satar — Anım dahi — Buyurun sultanım. Bir saz faslı eyliyolm, oCanınıza şirin Urlu ayağa kalktı, fakat ode- İdan çıkmadan evvel k kız cariyelerin değerini kız oğlan öğren- — Baka çelebi, görüp seçme- elbet kolay olur. İmdi. tutı kçesini dahi söyleşelim. On dört yaşında kızlara ne istersiz? — Malma göre değişir benim tutar Urlu yüksek sesle güldü: — Sebzizade «badincan» (21 söylersiz. Şüca Çelebi de gülümsedi: «kemer» vardır ve pahaludur. u Odadan çıktılar. Esircinin ca-|icile pos bıyıklarını .silerken saz riyelerini müşterilere teşhir etti-| faslı başkyordu. Fasd bittikten ği iç odalardan birine gittiler. |sonra kızlar birer ikişer temen- Ötekiler delikte havasızlıktan!na edin çıktılar. Sekbanbasmın cinsi boğuluyorlardı. — Şüca © Çelebi tüllere bürünmüş £ cariyelerini İN) Açilinnmiz. 12) Patlican. ibirer birer Urlunun önünden ge- ni görünce daha önce gördüğünü du. Geçid resmi biter bitmez Şü - ca Çelebinin çenesini okşadı: — Güzel, Dahi yok mudur? Esirci gü ş ia — Sazende ve hanendeler var r, — Anlara Rumelide «güyen- de» derler idi, bir görelim. kırıta kırıta gelen güzel bir ka- dma Urlunun anlamadığı bir li. sanla bir şeyler söyledi. Dilber kadın Urlunun eteğine eğilip yer den temenna ettikten sonra geri geri çekilerek çıktı. Urlu ellerini kasıklarına bas- tırarak sordu: e — Bu şehlevend kimdir elma. sım? — Anların başıdır. — Ya bu olgun ve balla şef- talüye ne istersiz? — Bes yüz altın! — Reş yüz altın mı? — Beli sultanım, beş yüze 6- Tur. Lâkin nasüfte değildür. — Bre nasüfte ne demektir? Esirci ellerini oğuşturup gü- Tümsedi: — DBelinmemis incüye derler! Urlunun ağzı bir daha kulak- larına yırıldı: — Hay benim yoldaşım, boş. sohbet ve bal gibi âdemsiz! | Bakışıp gülüştüler. Kırita kı- vta icerive gelen dukterler yu. musak halılar üzerine oturuyor. Tar Urlunun «ballu şeftali» dedi. ği güzel kadın gümüş kupalar. da şerbet getirdi. Urlu avucunun aklı fikvis o, ballı seftalide kak! mus gitmisti, Sica Celebi ile © dada yalnız kaldıkları zaman | sirci gülümseyerek sordu: (Arkası var) SON POSTA | i Erkeği Çok zarif bir rob giymişti, O- muzlarına yaklaşan saçlarımı bu- gün başka şekilde tanzim etmiş, dia çok yakışmıştı. Odaya gi - rerken kalbimin çarptığını his » geltim. Bu sitemli giriş, bu tavır- lar, konuşuş, her şey tamamen annesinin gençlikteki hali, Hele koltuğa kendisini öyle şuh bir e- da ile birakışı var ki.. muntazam bacaklarını birbiri üstüne ata - rak, hiç de garibsenmiyen deliş- men bir tavırla, bana siteme baş ladı: — Hem ziyaretlerinizin arası- nı açıyor, hem de geç geliyorsu- nuz Vedad bey! Size darılacağız vallahi, Hayretle bakıyorum ona... şim di bende bir genç kız değil olgun bir kadın tesiri . Yüzünde alabildiğine geni, yen tebessüm, şözlerindeki neş'e li parıltılar ruhumda bir pence- re açtı, bu pencereden içeri bol ışık girdi sanki... — Haklısınız Gönül Hanım! dedim.. ziyarette kusurum olu - yor, fakat bugünlerde çalışmağa başladım. Semahat sordu: — Yeni bir eser mi? — Hayır, «Kızılayı menfaati- ne bir konser... Gönül ellerini çırptı: — i mi söylüyorsunuz? Ok ne iyi... Vm Sanki, konseri hemen veriyor- müuşum gibi: — Amn anne, babama söyli- yelim ,ona kalırsak bu sefer de ancak paradide yer buluruz. Sahneye yakın bir loca alem! Semahat kızının bu tehalükü karşısında memnun, gülümseye -| Gönülün bir sualile sarsıldım: rek yüzüme baktı: ; — Gönülün musilöiye karşı gös terdiği bu alâka beni çok mem- nun ediyor. Gönül annesi sözünü bitirme -|dar niçin evlenmediniz? den lâfa karıştı: — Eksik söylediniz. ânneci -| süsün önünde ğim. Yalnız musikiye karşı değil İlaya vurdum: vik GMİS İĞ üstad. e İİİ zl karşımda my- Gönül, şöhretli başına geçmisti. Ben de sandalyamı i yaz. yeler üstünde küçi parmaklarımızı raşeler bozmadan «Son Postan nın edebi ronsanı: kadın NUSRET SAFA COSKUN Yara Vedad Boyin san'atine karşı da! diyecektiniz. : İçimden, yıldız düşmesine ben! ziyen, tatlı, isimsiz bir hissin sk- tığını, hâzli bir ürpermenin bü- tün vücudumu dolaştığını duy -İlaka inad bağlıdır. Tecessüsleri İm. ni tatmin etmeden yapamszlar, Biz erkekler, çicuk gibiyizdir.! Alaya devam eitim. Bir kadın tarafından medhedil -| — Beni size evlenmedi mek bizi en zayif (tarafımızdan! kim söyledi? yakalar. Hele bir kadın meclisin) (Gözlerini açtı: de bulunduğumuz zaman o ka -| — Ne diyorsunuz? dar gevşer, kendimizden geçe -| — Ben evliyim Gönül Hanım! riz ki, saatlerin hacmı günleri! (Boğazı kuruyan insanlara ha: doldursa farkında bile olmayız. | madeni bir sada çıkardı: Yalnız bu kadar « Gönü-| — Ya, kiminle?... lün bana karşı gösterdiği slâka-İ O Elimle piyanoyu gösterdim: — İşte yengeniz! Bu niçin ya?.. Rahat bir nefe! aldığını gördüm. alaycısınız o Vedad — Kısmetim çıkmadı. — Kuzum alay Niçin? Terlemeğe başladım, Genç kı: ların tecessüslerinin ucuna mut etmeyin diyı kayı başka bir genç kızdan gör- seydim, rubumdaki bis akış, cildimin üstünde - enem iz hissedecektim. Bu- na a kuvvetli duymamın se - bebi, şüphesiz onu nen Semahatin hüviyeti içinde buluşumdur. Semahat, bizi piyanonun ba - i, pür Bey! — Bu mevzuda nasıl ciddi o labilirim? — Ben olabilirsiniz sanmıştım. «Niçin tığımı soran bir yüzle bak ilâve etti: .J > Öyle ya, sizin gibi böyle i ve yakışıklı bir san'atkâ rı pak yalnız bırakmazlar da . — Evlenemediğime göre yal mız birakmışlar demek .. , Gülümsedi. Yüzünde gülmek için hasıl olan çizgilerde birçok beni kaldı. Bir aralık, ikimiz birdenİ yanal Keşfet Di de bu manasız mevzuda ısrarla durdurdu. — Dilinizin altında bir şey var samyorum. Bunu söyleyemi" yor, cevablarımı birbirine ekliye rek bir neticeye varmak istiyor” ahıştrirken, elle timiz birbirine değdi. Gayri ih. tiyari geçirdim. Niçin ? Bilmiyorum. Şu dakikada bunu kendi kendime de izah edemiye. ceğim, O elini kaçırmadı. vaşça çektim. Bir mi tıktan sonra, fasıla Vaziyetimizi muşmağa o başladık. 13dı. Ben ya üddet çalış. vermiştik. sunuz. ko -|, Müreddiddi. Fakat mutlaka i ire| bir şey sormak, öğrenmek arzır' kimi kalmak MİLEY | — Vedad Bey, size bir şey sor) — Evet, dedi. Bütün büyük j mak istiyorum. Yalnız rica ede! san'atkârların hayatında olduğu rim bunu küstahlık ad. in!lgibi, sizinkinde de, hayatınızda Sadece bir merak! Şimdiye ka -| ve istikbalinizde bir rol oymıyan kadın varmış. İ ve teces| Baştan aşağı titredim. Ne müt İşi a-|hiş şeydi bul (Arkası var) Gözlerindeki merak

Bu sayıdan diğer sayfalar: