Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
POSTA - Güzel Khsam Halid Ziya Uşaklıgil Yazan: FİR Ça Haber, İzmirin kulağı dibinde bir top gibi patladı, ve onun sadmesile şehrin sanki bütün vü- - cudu sarsıldı, gene ondan doğan bir hayretle şehrin ağzı bir müd- det açık kaldı, sonra, ilk şaşkın- hk dakikası geçince, merak ve tecessüis duyguları harekete ge- lerek herkesi soruşturmağa baş- ladı: — Nasil? Güzel İhsan ev - leniyor, öyle mi? Kiminle, hangi zavallı kızla?... Kendisine uy - gun bir şey mi bulmuş?..» sual- leri ağızdan ağza dolaştı. Onun annesinin on beş sene Süren araştırr -İarına, uğraş - Mmalarına, kz — capı dolaşmala - rına rağmen oğluna bir eş teda - rik edemeyişine, hattâ bu ada - mın dmiryolu amelesi, evlerin- de hep hicran ile biten macera - larına herkes vâkıftı; onun için hükmolundu ki Güzel İhsan ev- lenecekse, hattâ rivayet edildi - ğine inanılırsa evlenmiş ise her halde kendisine eş olacak bir hil- kat nadiresi bulmuş olacaktı. O Zaman, araştırmağa, soruştur mağa başlandı. Halkın tecessüs kabiliyeti en mahir zabıta hafi - yelerini fersah fersah geride br- mır-u.n Hakikat az çok vüzuh ile Öğrenildi. Şehrin hayreli her merhalede bir derece .m...wrı artı mak mukadder imiş. Öğrenildi ki kız ilk hamlede _ğuuwnî gibi Güzel İhsan tarzında güzel değil, doğru manasile güzel ve körpe bir kız imiş, Babasının iş- ten çekilmiş eski bir bâkim ol. duğundan, kendi halinde bir ka: dıncık olan karısile beraber, Mıs- e, tek ! olan ,cağızla sâkin bir hayat ge firdiğinden bahsolundu. w:."ıîo evleri İhsanın anne- Fettah soka aki —evine Pek yakın imiş ıow”ıh Komşu - LÜ SöRÜn üeüi $ lukla başlıyan bir münasebet ni- hayet izdivaç kararına varmış ©- lacak. Lâkin kız?... Kız nere - -|de) Nikâh, zifaf - eğer olmuş ise - Nerede ve nasıl olmuş?... Bunlar tamamile ğ-—ğl—... Kız İzmirde değilmiş. Bir müd det için akrabasından bir aile yanında vakit geçirmek için bu- radan gitmiş... Nereye? O da iyi bilinemedi. Foçaya, Çeş- "“_n—owümun:_an vardı. Hattâ o ka- dar uzaklara gitmiyerek Buca - da, Burnovada, Göztepede ola - cağından bahsedenler vn—-:.:—:. Nikâh ve zifaf gizlice, sessizce yapılıvermiş, nasılsa Güel İhsan ağzını sıki sıki kapıyarak bü iş- den kimseye bir şeyler çıtlatma- *İberaber bulunduğu, rakı âlemle rinin sadık müdavimi olduğü Pa- nun bu ketumiyetine alındılar. ü ÇN rinden dört ay geçti geçmedi, karısı olan kızcağız, nerede ise oradan geldi, babasınmın anasının yanından ayrılarak Güzel İhsa- nın Fettah sokağındaki evine çe- kildi. Sade oraya çekilmedi, dün- yadan, hayattan, hariçle müna - sebetten de çekildi; evde kapalı oturur, misafirlerin yamına çık - maz, odasında tek başına vakit “geçirirdi. Onu gören yok gibiy- Ö ce içerlemiş olan Pala Tevfik: — Elbette ben bir gün ondan bu nun acısını çıkarırım; demişti. Onun bu derece alınmış olma- sına bakarak arkadaşları Salimle Cemal: — Allah verede adam - cağızı pataklayıp bir tarafını kır masa... diye düşündüler. Kuvvetinin hadden aşırı oldu- ğunu bildikleri Pala Tevfiğin sabrının, tahammülünün de ©o nisbette pek fazla olduğuna her- kes vâkıftı. O kendi kuvvetinden âdeta korkar, elinden hiddetle bir kaza çıkmasın diye kavga çık mak muhtemel olan yerlerde bir kenara çekilerek vak'anın sonu- na kadar sadece bir seyirci sı- fatında kalır, hattâ hiç bir za - man silâh taşımaz; (gben böyle korkak bir adam gibi kavga ve- silelerinden uzak durmasam her gün bir fena hâdiseye sebeb o- lurdum» derdi. j Güzel İhsanın izdivacı habe- A z SAa eeT M Ç P İ Ğ day ti " N AA sEYE İ ÜDT İ manlk” 15 N e DD e Ö Gi C SA l ğ Ce he di. Fettah sokağı evine uğrayarı kadınların gözleri hep duvarları delen burgu, kulaklarının kirişi en hafif pıtırdıdan ıhtizara ge- lecek kadar gergin iken gene bu halden bir şeyler istidlâl oluna- mamıştı. Sonra — içlerinden biri, ya farkına varacak kadar keskin zekâlı olduğundan, yahud haki- kati keşfettirecek bir müşahede üzerine, mahalle komşularına gayet mahrem bir sır olarak fı- sıldadı: — Ayol!... Ne merak e- diyorsunuz? Kız gebe.. Onun için âlemin önüne çıkamıyor. Bu haber birinden ötekine ya- yılarak kadınlar parmaklarile saydılar: Nasıl olur? Daha kaç aylık evlidir, bunlar?... Bu hesab neticesile kızın fe - rah bir hesab ile ancak dört, hay di biraz daha ilâvesile, nihayet beş aylık gebe olması lâzım gel- diğinde ittifak olundu. Şu hal- de?... 4 Bu sualin cevabını vukuat ver- di. Bir gün kızım ağrısi tuttu ve birkaç saat içinde Güzel İhsanın, sarışın saçlı, pembe tanli, tosun gibi bir oğlu dünyaya geldi. Y Onu bütün komşular içinde, «ne güzel, ne güzel yavrucak! .. Allah bağışlasın!» diye sevenler oldu, içlerinden biri: «Kime çek- miş acaba?» dedi, bu sözde bir tenler gülümsemekle geçirdiler. 'Mahallede bu nokta üzerinde fazla tevakkuf olunmadı; fakat.. Güzel İhsanın esrar ile muhat izdivacından sonra dört beş ay iiçinde bir çocuğu doğuvermiş ol- ması onu tanıyan, bilen, hayatı- nın muhtelif safhalarına — vâkıf olan Türk mahallelerinde büyük bir tesir yaptı, Sanki bir hava fişeği şehrin üzerinden ıslık ça- larak geçti, ondan etrafa sakit kahkahalar şeklinde Yrenk renk kandiller yağdı. . Çatıların üstüne küme küme konan kargalar, metruk mina relerle v—.ğ üzerinde yuva- meğe lüzum gördü. Üstüne ba -l BÜ LEĞĞE LA DÜD Klaer WWilleaa sraweih saln MAW lEs | ge SKATANAMGACIRII — YATITTEKELIUTENI Tarını kuran leylekler, bahçele - rin bulanık havuzlarında birbi- rini çağıran kurbağalar hep vak vaklarile bu hâdiseyi etrafa türlü teşrihlerle yayıyor gibiydiler. Fakat asıl hakikatin iç yüzü ebe Şehime hanımın gevezeliğin- —.—mu anlaşıldı. Onun rivayetine na Zzaran bir arabk Midilli adasın- dan eski hâkimin evine bir genç dayı oğlu gelmiş, İzmirde bir tarla davasını takib etmek üzere aylarca misafir olmuş, İşte Güel İhsanın dört beş ay içinde doöğüveren sarışın güzel çocuğu bu m'saferetin bir yadi- gârı imiş. Gebelik artık saklana- mıyacak bir raddeye gelince genç dayı oğlu davasını yüzüstü bırakarak savuşup zgilmiş amma bıraktığı yadigâr da güzden gü- ne büyümekte, kızın karnını ar- tık saklanamıyacak bir hale ge- tirmekte devam etmiş durmuş. Nihayet şuraya buraya baş vw-| ortadan kaldırmak istenilmiş am ma dört beş ay geçtikten sonra buna imkân bulunamamış. Şehime Hanımın bu tafsilâtıma inanmak icab eder miydi? Bun- lara nereden vâkıf olmuştu? Vâ- kıâ müracat olunacak çareler - den biri de ebe Şehime Hanımın maharetinden istifade — yolunda olmuş amma işin iç yüzünü nere- den anlamış? Belki de kazaya uğrayan kızın annesi derdini dökmek ihtiyacile ona bültün bunları anlatmıştır. - Hikâyeyi dinliyenler © kadar "Jlmır— bir. hikâye anlatmış olu - yordu. Yapılacak şey hemen bu- na inanmak idi ve öylece her- kes inandı, tâ Pala Tevfikle ar- kadaşları Salime ve Cemale ka- Hikâyenin arkası da kendili - ğinden anlaşılıyordu. Kızı orta- dan kaldırdılar ve Gnnhoiro-m. oğ yen Güzel İhsanın annesine bir teklifte bulundular. Kadın da ağ- lunu yokladı, ve böylece karar werildi. Güzel İhsan hem bir ka- rıya, hem hazır bir çocuğa ma- lik oluveriyordu. Şu halde>)... Şu halde el ne derse desin. O, bunu memnuniyetle kabul etti, hattâ acele nikâh ve zifaf esna- BĞ LR . Üa rularak bu günahın — meyvasını| * eee w - rz Sayfa 4/1 ——— ——— — m—uı dikkat o—.nm. temiz bir elbi- i sesi oldu, saçlarını sık sik tara- —— dı, ikide birde hamama gitti; ak- şamcılıktan, oburluktan — büyük bir ölçüde vazgeçmeğe başladı; eski hayatile bu evli adam ha- yatı arasında yegâne fark şunun bunun arasına sokulmakta pek M—umui» göstermekten ibaret kal- . Bu vak'adan sonra artık onu göremiyen Pala Tevfik arkadaş: larma: — Teşekkür olunur ki bu pis herif artık bize musallal Tw d -i Pa tl Fi Y kk PR F, gö M olmuyor. Onu görürsein kendimi — zaptedemiyeceğimden — korkuyo: rum. * Pala hâdise bir aksam kendiliğinden vukua geldi. Tevfizin bu —korktuğu , H. Z. Uşaklığil RADYO SALI 8/9/942 7.30: Saat ayarı, 7.832: Vücudummuzu çalışlırılım, 7.40: Ajans haberleri, 7.55: Senfonik parçalar (PL), 12.90: Sazi aya mı, 12:33: Karışık program (Pİ.), 1245; — Ajans haberleri, 13.30: Şarkılar, 18 ; Saa! ayarı, 18.03: Radyo salon orkeslira. sı, 18:45: Fasıl heyeti, 19.30: Saaf ayarı ve ajans haberleri, 19.45: Fasıl heyett programınmı devamı, 20.15: Radyo ga. gelesi, 20.45: Film parçaları (PL), 21 : (Baka Baadi), 2L15: — Korolar- (Pi.), 21.30: (Posta kulusu), 21.45: Klâsik Türk müziği proğramı, 22.30: Saat aya, rı, Ajans haberleri ve barsalar. Ümî:um_ borsası -7/9/1942 açılış « kapanış fiatları ÇEKLER Açılş ve Kahınış ndra 1 BSterlin 5.2 Xew,York 100 Dolar 130.70 “gnevre — (00 İsviçre P. 30,365 Sradrid — 100 Teçela 12.89 .okholma 100 İsveç Kh — 3072 Bir altımn lira 8325 24 ayarlık bir gram külçe altın 462 Esham v Tathrtlki Siyas « Eraxzurum 2.7 ü— İş Bankası hamiline 14.70 a Ü b 1 MÖ A Gd Of'n €