7 Kasım 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

7 Kasım 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

UZAN —i— Kevser Hanımın evinde misa- firik günlerinden sonra vak'alar! pek kısa fasılalarla birbirini ta-| kib etti. Üç beş gün dedemin ko. nağında kaldık, yokuş başı eri hazırdı, oraya geçtik. Babamın İstanbulda işleri bitmişti, İzmir- de Yemiş çarşısında Cezair ha. nında bir büyük mağarada eski ticaretinden büsbütün başka bir iş evi vücuda getirmeiti. Aile ha- yatı ve bu meyanda benim haya- tım artık bir intizam dairesine ! i.lonu da alarak selâimlik yapmış İ Yokuş başı evinin tâ ciddi uğraşmak için başlangıç sermayesini tedarik etmiş olacak i!.. O me sevim- en İ oturma, çalışma ve misafir ka- bul etme yerimdi; şimdi orada bir kitab dolabım, bir büyükçe Yazı masam, bir iki koltukla bir kaç sandalyem vardı: serbest kaldığım gecelerde misafirlerim de zemin olmuştu! Uzun yıllar geç- tikten sonra İzmire bir uğrayı şımda her şeyden evvel yokuş gittim ve bu evi aradım. Heyhat! O ov satılmiş, yıkılmış, tu, Onu burada tekrar bulamayın SON POSTA 7 Köndüleşmen İ İZMİR HİKÂYESİ HATIRALA On iki yaşından yirmi dört ya.| © Annem sapsarı oldu, dudakla. na kadar bütün o hatıralarımın!rı titreyerek bekledi. Sadık Bey arasında dolaştım, durdum. Bu|devam etti: — Bu zatin bir biz batıralardan boşka (yerlerde w- in vardı. Bunlardan dolayı birçok zun uzun bahsetmiştim, bu yazı. larda onları tekrar etmiyeceğim; | davaları da vardı. Nasılsa bütün görgülerine rağmen büyük bir onlardan atlayarak yalnız bu ya- zıların hududunu Kevser Hanım! gafletle torununun kocasi Şevket ailesinin ve daha ziyade Affan Kemal Beye bir vekâleti Sabitin etrafında çevireceğim. Affanla artık pek nadir vesi- lelerle ve pek kısa zamanlarda! : buluşuyorduk, her ikimiz de tür- ilidir. | lü derslerle meşgul idik. F | Ne kadar sanmam böyle geçti, bugün onu tahmin edemiyorum karşısında Amca Sadık Beyin bir kat üze. rine inşa edilmiş, yayvan fakat geniş bir evi vardı, onun yanında Sökelilerin konağı diye tanılan yüksek, büyük bir evi vardı ki ve iki ev arasında muvasala va- zifesini gören bir kapı açtırmış| işitilü idi, Ekseriyet üzerinde geceleri babam oraya geçer ve amcamın, misafirlerile birlikte vakit geçi! rirdi. benüz oturuyorduk, amcn bir is. kemle çekerek masaya sokuldu.| Hizmet eden kıza bakarak: m lem de Dee benler ee Bütün öv. ünerlüdesi geçen bu eğim! Dedi: R musibet havasr içinde perişan #* Sesinde bir kuruluk, simasın-İ bir halde idi. Bir aralık ağlayan Affanın ya önce annem uzun uzun baktı, nina sokuldum, o hıçkıra hıçkıra söylenecek şoyin birdenbire onun) coşuşordu; tek bir yanında söylenmesinin muvafık) medi, Ben de bir skeaşe pre olup olmıyacağını düşünüyor Eİ-| ge kuvvet bul a, biydi; sonra karar verdi: — Size bu akşam fena bir haberle geli-| Ne kai yorum, diye başladı ve daha fe-İha ziyade... Bir Cuma günü, ben na bir musibet ferzolunmasın di- eğe His halis yeller, — AE. * Biz ertesi gün Kevser Hanıme- tendinin evine, taziyole gittik. bir söz söylemeden evvel kitab dolabıma gitti, kitablarıma bak- tı, masamın üzerine göz gezdir di, sonra Harmonika'nin yanında durarak ve notaları karıştırarak: ,77 Nasıl? Dedi; ilerledi mi?... Benim tahayyül ettiğim piya. po alımamanıştı. Ona bedel bir Harmonika alwermişlerdi. Beni i,pek seven ve İzmirde ecnebi dos! ları arasında «Her şeyden bi parça Mehmed Efendi'» diye söhret bulan yaşlıca bir zat idi ki her şeyden bir parça bil #i gibi biraz nota da bilir, biraz iyano çalardı, Onun musiki bil. -İzisinde en ziyade sermayesi şark musikisinde idi; garb musikisine söyle bir kenarından bulaşmıştı; fakat herhalde bana ders vere- cek bir kabiliyeti vardı. Bana nota öğretiyor, bir yan- parmakla. *İdan da Harmonika'da ri alıştırarak: — Sonra piya- Do alınınca kolaylık görürsün: v görürsün , Affan notaları karıştırırken ire vazgeçti ve kendisini -İbir koltuğa atarak: — Seni bu- gün bol bol söylemek, derdlerimi ek için gelip ma. Mehmed Paşa bir şey söyleme) görmez, "ardında bekleyen otu? den aşağıya Revan köşküne koş-| üç serdengeçli eçtiyo: i tu: — Haydin yoldaşım. Diye ho- — İşte şevketlü Efendimiz murdanarak ortaya atıldı: «Sofa» köşkünü teşrif buyurdu -| — Bre Yeniçeri ağası olcak lar. İlkin Müfti Efendi hazretle- kimdir? rini görmek isterler, | ,Patrona bir an için sersemle Diye bağırdı. Şeyhislâm kor -| "işti Halil pehlivan ortada elin. > İkunç durumdan kurtulduğu için deki palasile görünce şimşek gibi yeniş bir nefes aldı. Mehmed Paşa Şeyhislâmı ge- giriyormuş gibi yaparak (tekrar dışarıya çıktı, Kethüda Mustafa Bey orada, merdiven başında bek liyordu. Efendisini görünce so - kuldu: — Halil pehlivan hazır arsla. Bam, — Güzel. Hemen şimdi vere- ceğim işaret üzerine içeru hü . cum eylesünler. Kethüda seğirdirken ardından a — Baka Mustafa, içerude bal lunan vüzera karmdaşlarıma ke İder getirmesünler!, | Kethüda başını sallayarak So- Halil tafa Beyi görür görmez üzerine buhran | yürüdü: için bir sıkıntıya katlanırsın diye dü. şündüm. Biraz sustu, ben minasib bir mukabelede bulundum ve dinle- mek Üzere müheyya bir vaziyet aldım: — Sana, dedi; ilk önce evimizin taze havadisini anlata. (Arkas var) H. Z. Usaklıgil Askerlik işleri | Şubeye çağrılanlar Eminönü Yer As. $. den: Süvari Tim. Hasan Oğ, Mes'ud 327 (23281), Diş Tbb. Ünteğm, Ali Raza oğ'u Fehmi (38446), Top. Tim, Hü, seyin Celâl oğla Turut 334 (62150). Teğm, Melmei Kâmil oğlu Hasan den farkettim, cok düşünceli bir Otlaman setle şubeye müracaatları, — Baka sultanım. Şimdi dahi olmaz ise bizler bu işde yoğuz! Mustafa Bey pehlivanın çene- sini okşadı: — Hemen hazır bulunun. Ka pıyı aralayın. Deli Hasan Halil pehlivandan evvel davranıp kapıyı araladı. Patrona ve üç arkadaşı orada, hâlâ tavan duvarları seyrediyor- lardı. Mustafa Bey yavaşça s0. 1 — Aman vüzeraya dikkat ey- len. — Elem çekmen. Kıllarına ke- der irişmez! —Urluya dahi ilişik etmen. Hizmeti vardır. Bostancı başı o- dasına çekilmesini söylen. gir Aralıktan bakıyorlardı. İşte sadrazam elini kaldırıyordu. Meh med Paşa gözlerini yumarak bir. denbire işaret verdi. İfirladız — Hay kahbe oğulları! Palasını çekip saldırdı. Halil pehlivan sol kolunu si- per etti. Fakat Patrona vaziyeti- Bi hızla değiştirmeğe muvaffak oldu. Yazık! Arkası, yalın kılıç serdengeçtilerin bulunduğu tara. fa gelmişti. Kolunu bir daha kal dırdı. Elindeki yatağan havada şimşeklenirken © Deli o Hasan arkadan (oObir pala | salladı. İPatronanın kolu elinde yatağan. İla birlikte odanın ortama düştü. Serden geçtiler Muslu, Ali ve sa- İraç Mehmedi oldukları yerde iparçalayorlardı. İ. Patrona dizleri üzerine çöke- rek homurdandı: Ardından iki kürek arasına keskin bir şey daha sokulduğunu duydu. Artık gözleri kararıyor - du. Halil pehlivanın elin#-ki ya. tağan son defa kalkıp indi. Pat- rona Helilin kesik başı birkaç adım yana düştü, yerde yuvar. landı ve göz kapakları Üç defa açılıp kapandı! SON * İstanbul Borsası 6/1A/1M2 açfş , kapamış flalam New. York irmevre Madrid 104 Dolar 106 İsviçre Pr. 160 Peçeta 108 İsvep Er, 130.50 30.326 1289 #1135

Bu sayıdan diğer sayfalar: