21 Kasım 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

21 Kasım 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Harb messleleri: ai eme erer e Afrikanın roi İkinci cephs açılmış değildir. Henüz büyük hâdiselerin hazırlık devrindeyiz Yazan: Seyfi Kurtbek İğ eee karşı ikinci bir cepbe açılması üzerinde münakaşalar devam ediyor. Fran cephenin açılması için ilk atılan Birinci cephe Rusyada ğüna göre açılacak ikinci cephe- nin, oradaki harb harekâtına mü essir olabilmesi için ber halde Avrupa kıtası üzerinde olması zaruridir. İkinci cephe öyle bir yerde olmalıdır ki Alman ordu- larmın Rusya üzerindeki tazyi- kım hafifletecek bir tesir yapsın, yani Almanlar yeni cepheye kar. şı koyabilmek için Rusya cephe- sinden mühim kuvvetler ayırma- ğa mecbur olsunlar. İki cephe arası çok büyük olursa, bunların birisinde kat'i netice alınıncaya kadar diğerinde müdafaada kal. mak ve hattâ tedricen çekilmek mümkün olur. İkinci cephenin diğer bir şartı da büyük kuvvet- lerle açılmış olmasıdır. Kifayet. siz kuvvetlerle açılacak bir cep- benin uğrayacağı akıbet hakkın- da Yunanistan harekâtile (Di- yep) çıkarması oldukça sarih bir fikir verebilir, Almanya, sevkul- ceyş tabirile, iç hat üzerinde bu. lunduğu için Avrupa kıt'ası üze- rinde herhangi bir çıkarma ve tutunma hareketine karsı süratle üstün kuvvetler toplayabilir ve bunları, kendi o tabirlerile Dun- kerkleştirebilir. İkinci cephe Avrupanın nere- simde açılırsa açılsın çıkış yerle- rinde çetin muharebeler olacak ve oralara denizden devamlı nak liyat yapılacaktır. Bu şekilde nakliyat ise doğrudan doğruya Amerikadan veya | İngiltereden yapılamaz. İşte bu sebelerle müt. tefikler Mareşal Smuts'un fikri- ne uyarak önce Afrikada yerleş- mek, orada kuvvetlenmek ve on- dan sonra Avrupaya taarruze geçmek kararın verdiler. Iran- sız Afrikasnın İşgalile elde edi. lecek ilk hedef, Akdeniz bükimi- yetinin tekrar ele geçirilmesidir. Bunun için de şimeli (o Afrikayı kâmilen işgal etmek, Giridi ve di ğer adaları ele geçirmek lâzım- dır. Henüz çıkarılan kuvvetler Fransız Şimal Afrikasına yerleş- mekiş meşguldür. Bunların mik. tarı haldında henüz bir şer söy- İenemezse de bir iki tümeni te- cavliz etmediğine şüphe edile mez. Vaktile Yunanistan çıka: rılan kuvvetlerin miktarı yüz — ini geçtiği ilân edilirken hakiki li 80.70 bini geçmedi sonradan anlaşılmıştı. Fakat kuv vetler ne kadar olurlarsa olsun- lar ralittefilderin bunları takviye edecekleri tabiidir. Bu kuvvet ler, Mismr ordusile birlikte Afri- Kadaki mihver kuvetlesini imha etmek istiyeceklerdir. * Afrikadaki Fransız kuvvetleri min ve donanmanın bir has. manın da © müttefiklere ik Hhak ettiği. hakkında baber ler vardır. Bunlar doğru ise i sene reme Yazan: Cevad Fehmi Dadı Fitnat ile api şer arasında geçen bu mükâleme; kapıdan ve can kulağı He dinliyen Üç hizmetçiyi ayrı ayrı sorgoy çekmiş. Birinin anlattıkları ile diğerini tamamlamış. Hiç bir nok basini kaçırmadan kon: ana böylece ii benim yazdığım süslü kelimeler. tertibli cümlelerle değil, faks onun hikâyesini tafsil veya tağ- yir edecek en ufak bir şey kat - madığıma eminim. Misafir kadın sustuktan sonra odayı bir müddet derin bir se3- 'k | cektir. Merkes gelebilir. izlilk kaplamış, Fitnat perişan bir halde imiş. Birkaç dakika öy- donup kalmış, Sonra ayağa ten çekindikleri bir karara avdet etmiş oluyorlar demektir. Fran.| sa mağlâb olduğu zaman derlet adamlarından mühim bir kısmı Afrikada mücadeleye devam ka- rarında ısrar etmiştiler. O vakit böyle bir hareket yapılsa idi, ih- tümel Mısır meselesi çoktan halle dilmiş olurdu. Şu halde Afrika, Avrupaya ta aruz için bir çıkış mevzii vaziye- tini alacaktır. Avrupaya nereden çıkılacağı, ikinci cephenin nere- de açılacağı ayrıca tetkike değer, Almanların Şimali Fransada yap tıkları gibi Akdeniz kıyılarında da muhtemel çıkış istikametle. rinde tabkimat yapacağı ve mü- dahaleye hazır kuvvetler bulun- duracağı © şüphesizdir. o Cenubi Fransaya karşı bir hareket, ge rek kıyılardaki müstahkem mev» kilerin, gerekse Korsika ve Sar. dunya adalarmdaki deniz ve ha- va üslerinin mevcudu hasebile büyük güçlükleri haizdir. Girid, Öniki ada ve Yunanistan sehit müdafiin tertibatı da şarki Akde mizden çıkışı güçleştirdiği gibi bu miniakanın Rus cephesine yakımlığı oradaki ihtiyatların sü- ratle böyle bir hareketi karşıla” makta kullanılmasını da kolay- laştırabilir. Avrupaya çılaş içim diğer bir ihtimal de tarafsızların topraklarından istifade şeklidir. Avrupamın iki tarafında kalmış SON POSTA Tarihten sayfalar | Yazan: Kadircan Kaflı cağın kuruluşundaki ka . - aki zuldulkça yeni - şeri yemini de kiymetini kaybet. meğe : 5 vakitli vakitsiz, yerli yersiz erlik davasında bu- j amme âdetleri ise alabildiğine | artmıştı. Demek ki erlik de, ye- min de İâfta ka muşta. Yeniçerilerin yeminlerini boz. dukları birçok vak'alar görül - müştü; fakat bu kahpeliği 1826 he daha açıkça yaptı- ; cezasını da h en ağır olarak çektiler; ocak kapatıldı. p e e artık dalı : eğil zararlı olduklarını ikinci Özman anlamış, bu uğur | da şehid olmuştu. Birinci Mah - İrmnd italyancadan harb usulleri. jse dair birkaç k'tab tercüme et- Lirmişti, üçüncü Mustafa Avru- pa tarzında talimli asker yetiş- İtrmek üzere lâyihalar hazırlat- muştı. Üçüncü Selim de uğursuz ocağın kurbanları arasına karı. İşan ikinci padişahtır. İkinci Mah Imud, kardeşinin feci gayet ihti - yatlı ve diplematça hareket © dilmek lüzumu inkâr olunmuyor- du: Vaktile Yeniçeri ağası olan ağa Hüseyin Paşa yaman bir a. damdı; runlarını kırmıştı. Eşkinei adı al tında yeni talimli asker teşkil e- dilirse isyan çıkacağı muhakkak- tı. Hüseyin Paşa elebaşı olduk . lif etti; lâkin tahmin üzerine idam cozası verilmek doğru gö- rülmedi. Bunun üzerine kul ket- olan Hi tarafavz devletin de böy. pödası Hasan ağa ile ileri gelen. le bir harekete müsaade edecek- lerine ihtimal verilemez. Görülüyor ki Afrikanmn isgali ile ikinci cephe açılmış değildir. Çok uzun ve esaslı hazırlıkların yapılması, çok büyük kuvvetler hazırlıklar | Sark cepbhesindeldi harekât in-| lerden canbaz Kör Yusuf ve ar » Celâleddin aj lise çağırıldı; amltasile ve giz- ikram edildi; rüt- İ toplanması lâzımdır. Bütün buy B pi ilim Paşanım reisliği altında mec- yapıldıktan sonra, yu; baş ldu. Şeyhislâm Ka « dızade Mehmed Tahir Efendi ta- kişaf vaziyetine göre çıkıs hare-| himin şeriatçe hizumu hakkında keti hakkında karar verilebilir. Henüz büyük hâdiselerin hazırlık devrindeyiz, acele ve kolay hü-| karak kümlere kapılmadan vaziyetin tavazzubumu beklemeliyiz. 159 gram ekmeği 44 kuruşa Satmış! Sirkecide bakkalık yapan Ah - med 150 gram ekmeği 44 kuruşa solarken yakalanarak mili korunma Ea Zehirli maddeyi limon tuzu diye satanlar tevkil edildiler Asid oksaliki limon tuzu diye yük sk flatla satarken yakalanan Yako Menase ve Közrm Özgür milli ko - runma mahkemesıce tevkif edil . ” Burhan Felek'in konferansı Üsicüder Hakemden; 22/11/42 Pamar saat 15.28 da Evimiz salonunda muharrir Bürhan PFoek fa, rafmdaı UNasmeğin Moca ve fıkraları) mevmm ümerinde bir kemlerats verile. kalkarak odanın içinde biraz ge- zinmiş...Bu gezinme esnasında bir ara çocukların yanımdan ge- çerken durmuş, onları oleşamış, çenelerinin altmdan tutarak baş- larını kaldırmış ve yaşlı gözlerle gözlerine bakmış... Nihayet genç kadma: — Düşüneceğim! demiş. Bana bir iki gün müsaade ediniz, size bildiririm. Belki İş v umduğunuzdan da olur. Haydi artık gidiniz. İhtimal ben de olsaydın sizin gibi hare- ket ederdim. Kararımın çocuklar lehine olacağını sanırım. Üzül - meyiniz. Sizi teşyi edemiyece » ğim. Kendimi biraz vahaisız his sediyorum. Güle güle gidiniz. Fitnatın bu sözleri üzerine ka- pıdan dinliyen hizmelçiler kaçış- mışlar. Biri gidip dadıya tafsilâ- tm bilöhare vermek Üzere mese. leyi kısaca anlatmış ve dadı genç kadına sokak kapısında yetişmiş. Beni her şeyden ve herkesten fazla seven biçare Yemenli kız. Ne bilsin ki bunların hepsi uy * İmiş... Seçme İ sorulan suale müsbet fetva ver- di; yeniçeri ağası da ayağa kak : — Cümle ocaklu yoldaşlar ta- Bimli asker teşkilime razıdırlar ve kendilerden dahi yazılacaklar - dır; taahhüd etmişlerdir! Dedi. Verilen karara göre orn- gın elli bir ortasından yem bölü- ğünden yüz ellişer bişi ayrıla - cak, böylece ilk olarak 7600 ki- şilik telimli bir ordu çekirdeği meydana gelecekti. Üç gün sonra şeyhislâm ko - Dağında toplanan daha büyük mecliste yeniçeri elebaşları ve zorbaları da vardı; memleketin j hali konuşuldu; talimli askerin İlünmunda ittifak edildi. Hettâ İ kul kethidası Hasan ağa: — İçimize uygunsuz adımlar karıştı, böyle tertibsiz askerle cenge memur olsam gitmekte te- reddüd ederim, zira intizam ve inzibat altında olmıyan asker ne kadar kalabalık olsa ve her biri bir kahraman kesilse içlerinden biri firar ettiği gibi diğerlerine de sirayetle perişan olurlar ve zabit Teri hicab altında kalır. Dedi. Orada bulman ocaklı - İar bu sözleri candan tasdik et Mer? Sadrâram ve mechistek'ler durmadır, ne ki tüyler ür pertici bir facianın ilk perdesi oynanıp bitmiş ve perde kapan. mıştır. O bütün bu söylenilenleri sahi zannederek ve Fitmatın çe- keceği ıztırabı da pek umursama- dan sırf benim olduğu söylenen çocukları sevip okşamak arzusu ile arkalarından koşmuş, çocuk- ları kapıya sıkıştırmış, hizmet - çiler görmesin diye ikide bir ur- kasma bakarak onları öpmüş, öpmüş. Sonra sira analarına gel- Makırdılarla onun da gönlümü almış ve söz arasında belki kadına fark dahi ettirme- Fakat bir iki dakikadanberi göğ- sümü dolduran kahkahalar niba- yet hançeremi yırtarak odayı çın latmağa başladılar. ine gü lüyordum ki kendi kahkahaları mu sesinden kendim O ürkmeğe basladım. Fakat irademe hâkim olmak imiâm yoktu. Banlar kah kaha değil, boşanan sinirlerin boşlukta şaklayıp vınlamaları kadaşları şimdiki yeniçeri ağası| Sayfa S Söylendiği gibi köylü İaikrieei gerçekten müreffeh mi? Bu bizim en esaslı davamızdır, fakat bu hedeften henüz çok uzakta bulunuyoruz iin içime amil zın yükünü asırlarca taşı yarak, icabında bütün kazancını son lokmasına kadar devlete ver Türk köylüsünün bu sene beş on para kazanması birçok muhayyi- tora bakarak on dört milyonluk köylü kitlesinin çılgın bir sefa- het içinde bulunduğunu sananlar var. Kimisi keyif için yüzlerce banknotları yakan ağalardan , kimisi baş döndürü. cü işret sofralarmdan dem vuru- yer. Piyasadan çekilen ipekli ku maşların hep köylere aktarıldı- ğme sananlar bütün altın ve mi cevherlerin köylü eline gectiği hikâye edenler var. Bu çeşid hi- küâvelerin dilden de, kulsktan kulağa geçerken aldığı şekil ma. Tüm. Böylece bir nevi kövl zen! ginhiği efsanesi doğmuş oldu. Bu| efsaneye her gün yeni masallar eklenmektedir. Hakikatle bişbir ilgisi olnuyan bu zümrüdanka hikâyelerini bir önceden idam olunmalarını tek, | tarafa bırakarak realiteye gele- 5 3 ir im, Elbette on dört milyonlak köylü kitlesi içinden her sene olduğu / zuhur etmiştir. Fakat buna ba- ha kavuşmuş saymak kadar yan. hs ve tehlikeli bir hüküm maz, çocuklarının ağzı açık uyuduklarını ve bazıları da çocuklarının horla. dığmı söylerler, Bunun sebebi bur- nun arkasında türeyen fazla etler dir ki bunlar OVegetation derler. İ Bu etler büyüdükçe ve fazlalaştıkça İtemeffün borunun İlk wsvu olan) İ burun yollarını daraltır. Ağiz ka. pek memnun idiler. Hazıri kanun bâiyihası okundu. Şeyhis - lâm da fetvasını okudu. Sonra o- caklılara soruldu: — İşte talimli askerin lüzumu ve islâm ehline vacib olduğu sa- bittir. Böylece. asker yazılması” na ve bu askerlere talim yaptırıl- masına mütsahh'd misiniz? Hepsi birden gür seslerile ce- vab verdiler: Dadı gözlerinde korku dolu bakışlarla beni teskine çabah - ye bağırdım. Bunları nettiniz öyle mi? Hepsi yalan, hepsi masal, bepsi uydurmal.. Haydi sen, kısa akıllı arab, sen düşünemedin. Fakat hanımın, © mekteb, medrese görmüş kosko. ca kadın nasil oldu da bu kadar; gafil avlandı? Mantılı nerede| idi, muhakemesi ne olmuştu? Niçin bir an işi tetkik etmek zah- metine katlanmadı da kalkıp kendini öldürdü? Zavallı dadı dövülmüş bir pek gibi olduğu yerde büzü kalmıştı. Yavaş yavaş kendime geliyor dum. — Dadı, dedim, lâfın kısası ga: Ne bu kadını tanırım, ne bir metresim var, ne de şimdiye ka- dar bir kadından çocuğum oldu. Bu hikâye Fitnatı intihara sü. i pandığı vakit bali teblide ve ser- cukleri best burunlarda ve burundan rahat YAZAN Profesör doktor Sadi Irmak Ziraat işi, haddi zatinde yılda bir defa mahsul vermek, iklim şartlarına esir olmak ve çok ağır bedeni külfetler tahmil etmek su retile en ağır bir iştir. Anadolu köylüsünün çokluğu ortakçılıkla yaşar. Tarlanın sahibi değildir. bin beş bin kile buğday elde ede-| tedariki icab bilirse iyi halli sayılır. Bunun ya-! rısını ortağına, yani tarlanın sa- hibine verecektir. Fakat biz he. sabı bol tutalım. Dört bin kile buğdayın tamamen kendi eline geçtiğini kabul edelim. beş yüz kilosunu tohumluk sak- layacaktır. Geriye kalan üç bin beş yüz kilo buğday otuz kuruş- tan bin elli lira eder. Bu para köylünün karısı, çocukları, yar- dımlarile bütün bir senelik eme- ğinin verimidir. Bunun vergiler, bayır cemiyetleri hissesi, kaza merkezinde istenen diğer yardım lar (Meselâ mekteb binası) çıka caktır. Bu suretle elinde yedi yüz lira kaldığını kabul edelim. Bu suretle köylünün kalabalık ailesinin aylığı 58 Tiraya gelir. Unutmıyalım ki bu hesabı ya- parken iyi bir mahsul kabırl etti- ruş gibi ancak asırda bir defa Bütün bu iyi sartlar de içinde ola-| kalabalık bir köylü ailesinin ay-| aramızda maalesef baş döndürür lığı şehirlerde en küçük bir me- SIHHİ BAHİSLER: Ağzı açık uyuyan çocuklar ve horlıyan gençlere dair Yazan: Doktor İbrahim Zati Öget Ba ekseriya rast gelinen vak'a. mevcud ise bittabi sevki tabii ilejsule getirmesine hayret lardandır.Birçok defa analar küçük çocuk hava almak için ağımı açar ve böylece ağr! açık uyur. Ağız tenefüs yolu değildir. Ağızdan te. meffüs bizi birçok mikropların bü-| ço. geri kalır. Çünkü vücuda kâfi derecede okzi- jen giremez Burunan arkasindaki Fazla ie bağlamak lâzımdı; çünkü yeni . gerinin verdiği söze güvenilmez di. Söz verilirken hazır bulun - uyanlar: — Bizim sözümüz yoktur! D'yerek ayaklanırlar, diğerle ri de arkadan tesvik ederlerdi. Sözlerinden dönecek olanlar meseleyi kavrayacaksın, olmaz- sa yakında her şeyi öğrenirsin? Maamafih sen gene Fitnattan da- ha az budala imişsin. Şu kadının adresini aldığına Ver adresi bana... Yahud dur.| beraber gideceğiz. Ne o, neden gene tuhaflaştın? Metresimi ve| çocuklarımı görmeğe gitmek ka. | bahat mi> Onlar tekrar sevib oksamaktan memnun olmıyacak rms? Artık her sey meydana çık - vmstı. Kadın kendisini Oevimize Bilüferin yolladığım söylememiş vi idi? Demek süpbelerimiz ha- kikat olmustu. Bütün bunları ya- pan Niliferdi. Neclânm sözleri kulaklarımda emhyor. Artik Nilem vnan. AK önünde dehşet â Yuyorum. Bu kadm mutlaka deli... Tüyle- rim ürperiyor. Avni zamanda rüklemek icin kurulan bir do - lap... Nasıl, anlıyabiliyor muk heikmda en siddetli cezalar ve- İsi içimde yeniden hortluyor. murun, hattâ bir müstahdimin ge lirine müsavidir. , Şimdi asıl mühim mektaya ge, liyoruz: yapıl ya muhtaçtır. Altındaki yatağı üstü başı, ev eşyası yenilen etmektedir. Çiftçi çubuğu bakım ister. Zirant hây- yanları yem ister. Orta Anadolu köylülerinde tâli kazanç kaynak larda yoktur. Sebze bile yetistir. mezler. Süt ve yumurtadan g-lir, leri ya hiç yaktur, yahud biç de- necek kadar azdır. si İste buğdayın en çok para et- | tiği bir yılda bile köylünün ha- Keşki köylünün refahım gör. sek de bir avuç şehirli daha da | fazla sıkıntıya düşsek razıyız. | Fakat Türk milletinin tâ kendisi olan köylü refahtan çok pek çök uzaktır. Evini ihtiyaçları, haya-” tındaki iptidailik bâlâ yürekler acısıdır. Şüphesiz bununla demek istemiyoruz ki sefahet kaynaklar rı köylüye açılsın. Hattâ alkolün büsbütün yasak edilmesini ısarar gibi bu sene de birkaç hovarda | ğimiz gibi kilo başma otuz ku-|la istiyebiliriz. il Köylünün gerçekten refaha | karak köylü kütlesini artık refa-| bulabildiği bir fiat kabul etik. | kavuşması bizim en esasıl dava- mızdır. Fakat henliz bu hedefle : cü mesafeler vardır. i mekteb çağlarındaki çocuklar için ba da başl başıma bir arizadir. | Kusurdur. Ve bundan mes'ul olan da ibmalei anneler, babalardır. rilmesini caiz gösteren fetva da | verildikten sonra İstanbul kadı. sı, müderrisler, şeyhler Ağnka » | pısna gittiler. Yeniçeriler saf ol. | dular. Müderrisler talimin lüzu- mu hakkında nutuklar verdiler, | | Celâleddin ağa buna razi olsp ol madıklarını sordu; bölük ağaları ve ihtiyarlar: N — Baş üstüne! : (Deremı 7 wci sayfada) yen, korkuya benziyen bir takım | hisler kaynaşıyor. İ Çocuklukta, komşu kızların » dan aşk mektubları aldığım za. | manlardaki miskin utanma his Bu sevdiği erkeğe belâlı kesilen ka- dının hayali yanında kendimi a- cınacak kadar gülünç buluyo » | rum. Bereket versin, Fitnatın hatı rası çabuk imdadıma yetişt”, Baş ladığım işe süratle devam etmes liyim. Yarına! —71-— Yeşilköy 19 İkincikânam | Bu sabah erkenden Neclâ ile görüşmek Üzere hastaneye git . tim. Doktorlarla beraber Koğuş | ları dolaşıyormas. Bekledim, bir | ara onu beyaz gömleği ve bayas | slığı İle uzaktan gördüm. Ne kadar ciddi idi ve ciddiyet ken, | . | disine ne kadar az yakışıyordu! 1 Biraz sonra beni od. aldı. İse. Aradan ili üç dakika geçi içimde, ruhumun derinliklerinde | meden de kendisi »#röndü. : nefrete benziyen, hicaba benzi - (Arkası var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: