21 Kasım 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

21 Kasım 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Memleket Haberleri Yurda yapılan belediye relsi| seçimleri tamamlanıyor Biga, Sandıklı ve Tiredeki seçimlerin neticeşi Tire (Hususi) — Belediye İnti. hab İşi vaktinde ve sakin bir şekil de bitirilmiş, şu zovat asil azalığa seçilmişlerdir: Ali Cevad Lekesiz, Sirri Öztürk, Halim Ertür, Tahir Karapınar, Haki Kalkanç, Kâzım! Ağralı, Zihni Uğurbil, Ali Okan, Hamid Sayan, Ziver Özkan, Sami Gülcüoğlu, Şakir Şaban, Baha Kar. deşler, Hamdi Baydar, K. Kaygu suz, Esad Çallıoğlu, F. Kavalalı, F. Bilgin, A, U, Selek, Sadık Giz, A. Öz, Yürükoğlu, Mansur Tabak, Tevfik Urgancı Bu üyeler aralarında Ali Okanı yeniden relsliğe intihab etmişlerdir. AK Okan muhitin münevverlerin. den ve başarici bir zattır. On İki #enedenberi fasılasız reislik yapmak tm ve belediye işlerinde mütehas. sis hale gelmiş bulundaktadır, Halk seçimin bu ( neticesinden picmnun olmuştur. y Sandıklıda Sandıklı (Hususi) — Seçim s0- nunda belediye reisliğine eski reis Ahmed Geveek getirilmiştir, Ah. med Gevrek halkca sevilen bir a- damdır. Bigada Biga (Humsi) — belediye seçimi yapılıp miş ve partinin göslerdi; ler kazanmıştır. Başkanlığa relsl Raşid Usumu, encümen larına da emekli melmüdürü Mah- ud Onatla belediye hekimi Nyazi ve yemenici Ahmed Esengil seçil miştir, | Burada | . Jiyldir. |. Diğer taraftan eski belediye reisi | Fahri Sezer, müpteli olduğu basta- liktan kurtulamıyarak © geçen Per, şembe günü ölmüş, cenazesi büyük bir kalabalıkla şehir mezarlığına defnolunmuştur, Edirne belediye mecalisinin toplantısı Edirne (Hususi) Belediye Meclisi Relsi Ferid oÇardaklının başkanlığında toplamış Reis vekil- Wdlerine avukat Fevzi ile İbrabim seçilmişlerdir. Yeni Encümen de Ahmed Es İmen, Hasan Kesmen ve Selâmi| Tabı'dan teşkil olunmuştur. PE Eşme çiltçisine tohumluk dağıtıldı | Eşme (Hususi) — Kaymakamı- mizin gayretile kaza dahilinde köy- Yüye 70 ton arpa, 30 ton buğday tohumluğu, selektör niakinelerinden geçirilerek, tevzi edilmektedir. Hü- kümete borçlanılan yüzde yirmi beşlerim yüz doksan sekiz) teslim edilmiştir. Çiftçinin vaziyeti gayet a bereketli yağmurlar! yağıyor Edirne (Hususi) — Çiftçinin dört gözle beklemekte olduğu yağ. Trakyay Yeni reis, evelce de belediye te- M'iğinde bulunmuş ve zamaninda) şehire elektrik ve tatlı su getiril, miş idi, ( Tokat dokumacılık kooperatifi açıldı ) Tokat (Hususi) — yeniden teşekkül eden o dokumaci- İlk kooperatifi Vali, devair müdür.| İleri, memurlar ve kalabebk bir | kütlesinin huzuru ie açılmıştır, İlk defa söz alan kurum başkanı tüc - cardan ve ticaret odası reisi Ömer Aşuroğla bir hitabede bulunarak kurumun teşekkül gayesini anlat, #niştir, Vali İzzettin OÇağpar cevab murlar iki gündür yağmaktadır. Yağmurlar gerek ekilmiş, gerekse ekilecek mezruat için faydalı ol muştur, olsun temennllerile kordelâyı kesmiştir. Davetliler kurumu gezmişler ve hazirlanan büfede izaz edilmişler. ir, Resim kooperatif azalarını Vali İ ve eşiyle Bir arada gösteriyor, Köye de kooperatif başkanı Ömer Aşur- oğludur, İemje ederek ihtiyatta dalma yüz çu), e e GM ll yaman Edirnenin 20 nci kurtuluş yıldönümü Edirne (Hususi) — Türk Edirnenin ebedi kartaluşu - nun 20 inci yıldönümü 25 İkinciteşrin tarihine rastla - maktadır. MONOLOĞ: EN Benim n Güya, ben tenbelmişim, der - Kartaluş bayramımız her isime Salışmamışım... Bütün bir ne olduğu gibi bu sene de emsalsiz tezahürat ile kutla- nacaktır. Kutlama (törenine id program Belediye ve Halkevi tarafından hazırlan- maktadı mişim. Ben adam olmiyacakmı şim, ütün bunlar bana söylerdi. Amma bir.defa, biri karşıma ge. sip de: Jİ — Söyle bakalım Bay Erhan sen dün neye çalışmadın? deme- Kırkağaçta Yeni belediye reisi şehrin elektrik ve ekmek işlerini süratle tanzim etti " nem (Hususi) — Baraya bağ e dan Kirkağaçta belediye da reisliğe koo- peretlf müdürü Zihni Eken se gilmiş ve muma ileyh vazifesi - ne başlamıştır. Veni reis mu- hitte çok sevil gi miş ve nafiz bir Ü şahsiyettir. İşe başlar. başla - MER maz desbal kİ Zühtü Eken ciddi mevzu üzerine elini koymuş ve bunları muvaffakiyetle nelice- lendirmiştir, Bunlardan biri, geç yanan ve erken sönen ve gecenin! İlk yarısından önce kasaba hayati- nim da sönmesine sebebiyet veren elektriğin tenvir müddetini uzat. nak işi idi. Zühtü Eken, mevcud k uzadıya s€- bebini anlatayım, dinlerseniz ze anlatayım... Dinleseniz, de- dim diye, dinleriz, dinlemeyiz Pazar gününü haylazlıkla geçir. e kabahatim var ? Şe fare dolabın altından masaya tırmanmış, orada! içermiş. Çat diye bir ses, süt ka, bı yere düştü. Tuzla buz oldu. İ) Fındık gene fareyi görmüştü. | Fare sağa sola kaçtı. Fındık sa - ş b ğa, sola kovaladı. Nihayet fare j ii deliğini buldu. Delikte kayboldu. ) j ağ ) Fındık bir iki kere havladı. Gel LU İN di yanıma oturdu. Saate baktım. dıktır. İşte Fındık yanımda ben| kitabımı açtım, çalışmaya başla ir iki satır okudum, oku- ındık gözlerini açtı. Hah diyerek zıpladı. Onun zıp-| ladığı tarafa baktım, Bir de ne) |! göreyim, koskocaman bir fare, fare sağa sola kaçtı. Fıadık ğa sola kovaladı. Fare dolabın altına girdi. Fındık başını oraya sokmak istedi, Meğer Oo ar Kışa doğru Sonbaharın sonundayız. Kış diyor, biz yoldayız. Eşyamız türlü türlü, Bir alay soğuk yüklü. Çamur, yağmur, kar, bora. Bol bol fırtınalara.. Kış geliyor pek yakın, Sabahlar serin bakın. Neredeyse yağar &ar. Gerçi bunun zevki var, Kar topu oynarız biz, Arkadaşlar hepimiz. Atarız topu kapıp, Tam bir saat geçmiş, ben de za ten bir saat çalışacaktım. Çalış İma zamanının o güne xadar ba kadar çabuk geçtiğini hiç bilmi. yordum. Kitabı kapadım. Mut. faktan çıktım. Allah aşkına söyleyin benim kömüre ilâveten hususi müessese lerden 75 ton daha kömür tedarik ve elektriğin beş buçukta yanması ni, ikiden evvel söndürükmemesini temin eylemiştir. Diğer mesele deld, ekmek ihtiyacına teallük ediyordu; bu ihtiyacı muhtemel tazyiklardan | beri kılmak çin, Belediye Relsi | izinli, hiç kimse beni rahatsız et Akhisar tötüncüler bankasinin Kirk | mezdi. ağnç şubesini belediye emrine an-| © Fındık da yanıma aldım. Yak z kalsa canı sıkılır. Fındıkı ye- ecek fındık zannedip bize de pay var mı, demeyiniz. Yenecek fındık deği! peğimin adı Fm. | Yenibil ar ER diye cevab vermiye hazırlanma- İyın... Dinleseniz de dinlemese -| İmiz de anlatacağım. Dün dersime çalışacaktım, Ev- | sakin bir yer aradım... En| sakin yeri keşfetmiştim. Mutfak, | Pazar olduğu için hizmetçi de val buğday bulundurulması gibi bü-| p, yök ve elddi bir işi başarmıştır Zühtü Sken'in bu mesaisi, kendisi. nin seçilmesinden mütevellid sevin- <l çoğalmıştır. — e — Aiyenda ziraat durumu d Merdivendeki çok iyi çocuk, o kocaman Afyon (Hususi) — Geçen sene|bir köpek görüp burada köylüye 159 ton tohumluk | korktu. o Göpe verilmişti, Bu sene Ziraat Bankasile| siz de arayın, ba- şiftçi kooperatiflerinin çiftçiye ver-| kalım bulabile - diği tohumluklardan başka muhtaç|cek misiniz? Bu- şiftçiye ir a İymmzem dağıt-| arsanız olduğu Miştir, Vilâyetin bu yardımı mus), FR hitte büyük bir sevin uyandırmiş- ii e ME tir, Bunlardan başka köylüye bine) “7v? Ve resmi yakin pulluk ve 200 yük arabaşr gAzeteden kesip tevzi edilmiştir. Vilâyet dahilindeki/ bize © gönderin. hayvanatin islahi maksadile getir.Doğru bilenler - tilen aygırlardan eskileri satılarak) den birinciye: Bir düzine kurşun yenileri alinmiş ve hayvan üretin-| kalem, ikinciye: Bir (Atatürk ce yeniden ehemmiyet verilmiştir. İtablosu, üçüncüye: Bir şişe ko .| m Kayarız kızak yapıp. Paltomuz sırtımızda, | Üşünür mü bu hızda, Amma düşün fakirler, Kışın ne yapar eder. At yek yakacak, Göremezler hiç sıcak, Kış fena onlar içi: Acıdım için için. Koyalım biraz para. Arkadaşlar onlara, Yardım edelim hemen, $ Kalmasın hiç üşüyen. ne kabahatim var? Neden tenbel uyormuşum? Hiç de haylaz de- im. Fareyi delikten ben çıka İrıp bütün bu olan bitenlere ben | Büyük babama sorayım Afacan babasına sordu: — Baba, dedi, sen Nuhu müş miydin? Babası cevab verdi; — Hayır oğlum o çok eskiden yaşamış Afacan babasının rildiz — Öyleyse büyük babama sora yim, gör #k m İİ yanından ay- * Dikkatle tutmak Afacanı annesi mutbaktar reçel kavanozunu getirmiye gönderdi: — Afacan, dedi, kavanozu dik. katle tutar, getirirsin. | | Afacan biraz sonra kavanozu ge. tirdi: Si ö — Anne, dedi, mutbakta kava 2 ur İnozu buldum amma dikkati bula lonya. Diğer 35 kişiye de ayrılmadım. Onun için kavanozu dik. ayrı güzellikte hediyeler veri-| katle tutamadım, elimle tuttum, ge lecektir, tirdim. ———— — «Son Posta» nın edebi romanı: kadın Erkeği (NUSRET SAFA COFKUN Ye Semahat; Mektubumu aldiğın dakika, biz Gönülle çok uzaklarda ola- cağız. Seni dinledim, fakat kal- bin sesi daha kuvvetli Semahat! Gözlerim o kadar dumanlı ki, u- zağı göremiyorum. Başım öyle dönüyor ki, ne yaşımı, ne Gönü- lün çocukluğunu, ne bu macera- nın çılgınlığını düşünebiliyorum. Gidiyorum, gidiyoruz Semahat!| Biliyorum, hareketim çok çirkin, hattâ iğrenç! Sana karşı bunu yapmamlıydım. Fakat bir de ken dini bir an benim yerime koy... bir cehennemden çıktım, bir ğerine giremiyeceğim. o Gönülü kandırmadım, buna bilhassa e- min olmanı istiyorum, O belki de bir macera yaşmmak ( hevesile, yahud çok bağlı olduğu için, be- nim'e geliyor. «Gelmel» diye - medim, diyemem de... Lâkin,| inan bana Semaha n onunla birleşmemize mâni olacak sebeb- eri nasıl bütün çıplaklığile be nim önüme koydunsa, ben de) bunları Gönüle uzun uzun an- lattım. İhtiyarım, dedim; birkaç #ene sonra büsbütün çökeceğim, dedim; genç ve dinç oadamlar wözünde tütecek, dedim. Fakat 162 ben gidersem, yalnız yaşıyamı- yacağını söyledi. Hem onu, hem kendimi kurtarmak maksadile, bu deliliği yapmağa mecbur ol.| dum. Semahat; birbirimizi çok sev- dik. Hâlâ da seviyoruz. Sana, seni seviyorum demeğe yüzüm İtunmuş, batmamağa çalışan bir o her şeye razı olduğunu, şayed|” rımın şvurumla hiç bir alâkası) Sadetin evinde, evvelâ müna- yek. Ben kockosa bir Umman ortasında bir tahta parçasına tu- içinde ihtiras kasırgaları geçirilen gec: Ertesi gün... Gizli hazırlıklar... Meserre$ Hanımın yardımile, Gönüle verilen talimat!, Ve nihayet, hareket günü, rıh. tım... Vedad, vapurun hareketine bir saat kala geldi. Gönülün ge ce, gizlice köşke getirilen eşya- larile, kendi bavullarını kamara- ya yerleştirdi. Gönül sonra ge « lecek. insan vaziyetindeyim, Ben'senin, hayatımda çıkardığın fırtına ile alabora oldum Semahat! Bu ıztı. ında boğulmak üzere İ, bir cankurtaran si- gibi karşıma çıktı. Beni bir insan olarak mütalea et... Ne) yapabilirdim? Gene yalnız, başı- mı alıp ,kaçmalı mıydım? Bahtı- ma mukavemetsiz bir kere daha teslim olup, halsiz omuzlarım, artık kaldıramyıacakları bir İvar. Yanımdaki insan, senden bir parça, tıpkı sen... Ben hâlâ onu) Gönül diye değil, sen diye sevi- yorum. Ona bu kadar süratle ve| delice bağlanışımın sebebi belki| de bu... Kızını mes'ud etmeğe ça | hşacağım. O, aramızdaki müna-| kaybedilen saadetlere sebeti hiç bir zaman bilmiyesek- tir. Bir gün kader bizi karşı bar.) sıya getirirse, ikimiz de azami derecede soğukkanlı olmağa mec| buruz. Beni affet Semahat, ken- dimi mazur göstermek için, çok şeyler yazmak, uzun uzun sana haleti ruhiyemi anlatmak istiyo- rum. İmkânsız... Şu dakikada gözlerimde yaş, kalbimde taham)| mül edilmz bir sızı var. Boğula-| cak hale geliyorum. Arasıra ka- lemi bırakan parmaklarım, boy. numda dolaşıyor. Sevgili Sema- hat, bu bizim kabahatimiz değil- dir; beni itham etme. Yaptikla- Heyecan içinde. Hem korkulu, hem tatlı, buruk bir heyecan bu Gönül bir gelse, onu kamara. ya bir sokabilse mesele kulmıya- cak. İ Ya mesele meydana çıkarsa?. Ya Gönülü göndermezlerse Ya treni kaçırırsa?.. Semahat, Gönülle beraber İs- tanbula inmeğe kalkarsa... Vapur, müthiş kalabalık.. Gi- rip çıkanlar, telâşlı koşuşmalar, vincin gürültüsü, hami mataları başını döndürüyor. Şapkası gözlerinin üstüne ka. dar inik, vapurun baş tarafında, İ parmaklıklara dayalı, rıhtımın) giriş kapısma bakıyor. 15 dakika geçti. Gönül görünürlerde yok. 15 dakika daha geçiyor. zab daha mı yüklemeliydim? Vic danımla pençeloşe pençeleşe, ka. fa tasımm ortasında çarpışan en zorlu düşüncelerin arasında ezi- le ezile bu kararı yerdim. Hayır, Semahat artık üzülmek, ezilmek, yanmak istemiyorum. Mukadder ne ise © olacak. Sana karşı ahikâr mı- yım? Sen makul ve zeki bir ka- dınsm. Ana olarak endişeni, bir sevgili olarak ıztırabını anlıyo - rum, amma, yalvarırım sen de beni biraz olsun anlsmağa çalış ve.. beni mazur gör Semahat! Bu olmamalıydı, oldu. Kızın beni kurtarabi Beni sen yarattın, o yaşatabilir. Beni affetmeni, an. lamanı rica ediyorum. Sana Al- laha ısmarladık, derken çektiğim azabı bir bilsen, beni çoktan af-| r. Saat 5 dakika yürüdü. “İcak? federdin. Vedad Yarabbi nerede kaldı bu kız? Hayır, birdenbire | bu derece bedbinleşmemeli. Yoksa ablası Gönülü beraber mi getiriyor. Böyle bir şeyi kararlaştırmadı « lar, Gönülün İstanbula inmesine müsaade edilmedi de, ablasının müdahalesi mi, bir bahane bula. ilü yanma alması mı lâ- Rıhtımı dolduran kalabalığı gözlerile tarıyor, vapurun mer. divenine bakıyor, yok.. Yolcular, hamallar, bavullar arasından, et- rafa çarpa çarpa, merdivene yü- rüyor. Nerede kaldı? Her an saatine bakıyor. Vaz mı geçti gelmekten). Firar teşebbüsü önlendi mi? Mutlaka bir şey var: Yoksa bu'snate kadar gelmesi lâzımdı. Teselli... Yarım saat daha var! 30 dakika az zaman değil! Tren rötar yapmış olabi) Dak'kalar pek insafsız yi yor. Deli olacak... Vapurun hare. ketine 20 dakika kaldı. Merdivenleri, sarsa sarsa ini- yor. Ne yapacak, nerede arıya - Tekrar vapur. Parmaklıklardan düşecek nes rede ise... Sarkıyor, gözü köprü istikametinde, kapıda, merdiven- de... Kamarotlardan çıngırak dolaşıyor: — Teşyiciler aşağı... Teşyici- ler aşağı Kalbi duracak. Omuzları düşüyor. Derin bir yeis kaplıyor ruhunu. Demek yalnız gidiyor. Gözleri yaşardı. Ne sevinçle ve ne girmişti vapura... Gece gözünü kırpmamıştı hes elinde biri, Rıhtımın karşısındaki, seyahat acentesine giriyor: — Telefonunuzla konuşabilir m? l — Buyurun. Bir, sekizi ç Santralin sesi: — Yeşilköy Evin numara Karsısında hizmetçi kız. — Ablam nerede? — Biraz evvel İstanbula indi. Telefon elinden düşüyor, Mut- laka bir şeyler oldu. ümidlerle yecandan.. Gene yalnızlık, gene in gene azabi Vapurda yalnız yolcular kal « dı. Merdiven çekiliyor. Mendiller sallanmağa başlan dı bile... iriş. i isar, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: