1 Aralık 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

1 Aralık 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Birincikâ SON POSTA Sayfa 7 Mahkemelerde : Seyyar sirkeci ile güzel ve zengin kızları Pejmürde kıyatetli ihtiyar : “nekadar şaşsan haklısın Oğul, fakat neyleyim ki bunlar benim kızlarım,, dedi Ne harikulâde bir kadındı,'dı. Üstü başı perişan, pantalonu belki de bir i i yırtık ve yamalar için - & kız; koridoruiyer yer yı ar üçin dolduran Ma ear ve meftun | deydi. İki koltuk değneğine yas - ona vakıyordu. İri, yeşil ve gör geli gözlü, hülyah bakışlı, dalg: 1, kumral saçlı ve buğday ten liydi. Bu evsaf başka birçok ka- dınlarda bulunabilir belki; fakat onda, bütün hu basit güzellikler herkesten başka bir şekilde imti- Zaç etmiş, ortaya berkesten ayrı ve hususi bir cazibe çıkmıştı, Ki” yafeti de, güzelliği kadar muh- teşemdi; sırtında tatlı kahve ren- &i bir truvakar, boynunda alaca- Mı bir tilki vardı. Tepesinde ko- caman başlı garib bir iğne wılda- Yan siyah o şapkasından sarkan bir tül yüzünün yarısını örtüyor, ifadesine daha müphem, daha #ölgeli bir mâna veriyordu. Par- makları ve bilekleri ısıl ışıl yü- zükler ve pırıl pırıl bileziklerle kaplıydı. Bu halile o, etrafı hay- ran bıraktığından emin, mağrur ve fütursuzdu. Kendisi gibi güzel olmıyan, fakat onun kadar şık ve cazib giyinmiş arkadaşının ke luna yaslanarak yürüyordu. Ağırceza o mahkemelerinden birinin © koridorundaydık. OKo- ridordaki Ohalk, iki tarafa saf olmuş, ortada dolaşan bu iki kadına bakıyor, burada bulun malarının sebeb ve mânasını a. raştırıyor, herkes birbirinden 40. ruyordu: «— Acaba adliyede işleri ne?» «— Davalari mı var?» «— Şahid mi gelmisler?» «— İyi amma, buram ağırceza mahkemesi, Bu mahkeme ile ne alâkaları olabilir.» «- Kimbilir, belki kocam ihti. lâstan, yahud bir selistimal - den...» Hülâsa, her kafadan bir fikir çıkıyor, fakat kimse de hakikati Bğrenemiyordu. Bu müşterek merak ve tecessü sü tatmin için yaklaşıp sormak, yegâne çare idi. Fakat, bu kah- rTamanlığı aramızdan kim yapa" bm Ya ters bir cevab verir « — Sema ne? » deyiverirse. (Gazetecilik, sokulmıya ve sormi iya en müsaid meslektir. Nihayet, dan bırakmadan: «— Canım, dedi, siz de pe ka” ye la ymrmmışsınız. , * parmağını duvarda duruşma Tistesine götürdü. İşaret ettiği yerde şu cümleyi © kurdum ; glealei bikir ve ırza geçmek» Bin kıpkırmızı kesilmşiti. süsümden dm, Bir tuk, y takat bal delerini dam ki, ye in önünde bir © mm dsi a asılı) yordum. de, aşırı merak ve teces- dolayı utanç içindey- müddet üçümüz de sus-| çalışıratım, 7.40: 2.00: Saat aya © devam için kendimde) Senlorik mer ; amadığımdan, müsan - Jr, 1233: alarak ayrılmak istiyor-| Ajans haberteri, mızda, pence-) türkler, 18: 45» hareket oldu.) silen oriapdras enberi bize bakan, hare.| 19.30: Sant ayarı topal bir takib eden) 1945: Oda müsifi, Üçümüz. adam, ayağa kalkarak, | tesi, 21: Gevin #038), © doğru yürümeğe başlar) den tir SU, 3L38 2185: lanarak güçlükle (yürüyordu. Tam karşımıza gelince durdu, fersiz gözlerile beni yukarıdan aşağı süzdükten sonra; Efendi, dedi, yanılmıyor- » «— Diyeceğim bir değil efen- di, iki de değil, çok. Allah çı - İkardı seni karşıma, derdimi dö- keyim diye.» Sonra, göz ucile yanımdaki. «— Nasıl, meseleyi öğrendin mi?» Ben bir şey anlıyamamıştım. O, ayni yeis, istihza ve hiddetle karışık sesle: #— Canım, bizim kızın mese- İesinden bahsediyorum, Hani, şu davadan, Ne o, yoksa hayret mi ettin? Bunların ikisi de benim A N İnanmadın sm ?, Bir yanda üstü başı dökülen, sefalet içinde bir ihtiyar, yanda giyinişleri ve zerafotlerila gözleri alan iki genç kadın. Bu tezadın ağırlığı altında altüst ol- “İmuş, serseme dönmüştüm. Bir ce vab veremedim. İhtiyar: «— Ne kadar garibine gitse, haklısın oğul, dedi. Amma, ne yaparsın ki, bunlar benim kızım, İ yani, bu iş biraz karışık amma, doğru.» Kızlardan güzelini göstererek ilâve etti: «— Şunun parmağındaki yü- zükleri, bileğindeki bilezikleri görüyor musun? Bunlardan bir en az alt ay çalışmam lâzım. Ne iş yaparım ben, bilir misin, evlât? Seyyar sirkeciyim, Ma - halle aralarında sirke satarım. « de beni tammıyan, sir. kemden tatmamış olan yoktur. Hab, hah, hah!.. Eh, sirke sata. rak bu kızları böyle giydiremem ya... Evde, bunlardan başka dört tane daha var. Aksam oldu mu, onlar da ekmek bekler. Üçü daha düşünür kaynayınca kötü, yola sapması- musun? Bana , sizin matbaa - çalışacak bir iş bul. Kapıcılık falan gibi. ne ol- .İsa, yaparım. İhtiyar daba devam edecekti. ben: ayrıldım. ihtiyar namına, o söyler Askeri vaziyet (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bu hâdisenin yakın mazideki bir benzeri de, bundan yirmi dört sene evvel yani 1915 senesi son da Alman hükümetinin o zamanki itilâf devletlerile müta- reke akdettikten socra Büyük Britanya adasının şimalinde kâin Orkney adalarındaki Scapa Flow tersanesine göndermeğe mecbu kaldığı Ahman filosunun İngiliz lerim eline geçmek (istemiyerek kendi kendini batırmasile tahad- düs eylemişti, , Alman başkomutanlığı bu hâ- dise halıkındaki 27 tarihli tebli- ğinde, uzun seneler uğraşılarak ve pek muazzam paralar sarfe- .|dilerek meydana getirilmiş olan Fransız filosunun bu hazin âkı- betini intaç eden yeni işgal, ter- his ve silâhtan tecrid hâdiseleri- ne sebeb olarak Fransız kara ve deniz kuvvetlerinin İngiliz - A. şünali o Afrikaya çıkmalarını müteakib bi la iş birliği yapacaklarına dair olan ümid ve ıntızarın boşa çık- tığını, Mareşal Petonim mükerrer emirlerine rağmen şimali Afri- kadaki Frensiz sivil ve askeri makamlarile birlikte Fransız kur vetlerinin pek sarih bir suretle Alman - İtalyanlar aelyhinde ha- rekete başladıklarını ve bizzat Vişi Fransası dahikndeki silâhlı Franuz kuvvetleri arasında da şüpheli hareketlerin tevali etti- ğini ileri sürmektedir, , Görü köy kılavuz istemedi. ği gibi şimali Afrikadaki Fran- sızların hareket tarzları da mey- danda olduğundan Alman başko- mutamlığınan, üçlü pakt devletle. rile Anglo - Saksonlar arasında cereyan etmekte olan ölüm, ka- lan savaşının şimdiki en bubra hı ânında bahis mevzuu eylediği tanesini kazanmak için, benim, yukarıki düşüncelerde üçlü pakt devletlerinin siyası ve askeri em- niyetleri bakımından haklı oldu- #unu kabul etmek lâzımdır. Bu- nunla beraber bu düşünceler, yeni hâdieelerin ancak zahiri «e- beblerini teşkili ederler ve haki- ki sebeblerin ise artık şüpheli oldukları meydana çıkan Fransız s#âhlı kuvvetlerinden kurtulmak la beraber âni bir hareketle Tou-| londaki kuvvetli Fransız filosu nu ele geçirmek ve bu filoyu Alman arzu ve eineline göre kul lanmak imkânım sağlamaktan m oldukları da muhakkak gi ir, il li z 26,5000 #onhk Strasburg, Dunkerk zırhlı - larile 6 ilâ 7 ağır ve hafif kruva. zör, 30 torpido #mubribi, 20 deniz j-) altı gemisi vesaire bulunduğu bil - dirilmektedir ve ilk evvel Strasburg zırklısmin kendisini berhava etme. sile başlıyan facia neticesinde ve çök kisa bir zaman içinde suların esrarlı derinliklerine karışmış olan İbu file şayed Almanlarin eline ge- okaydı, İtalyan filosunun çebilmiş İda imzimam edecek yardımile Ce - belüttarıktan Süveyşe kadar Akde- nizin tam (o bâkimiyetinm mihver "| devletlerine geçeceği ve buna göre Fransiz şimal Afrikasında bulun - makta olan İngiliz , Amerikan - Fransiz kuvvetlerinin geri İkmal hatlari kesilerek bu kırwvstlerin çok A gikârdı. Hatta, şimdiki halde El çevresini geçerek Elagey la önlerine gelmiş bulunan ve ma - reşal Rommelin bu bölgedeki wiye edilmiş kuvvetlerin: yeniden taarruza hazirlanan sekizinci İngi - liz ordusu bile bu durumdan mü - olacaktı, ilk İngiliz ittifakının ilhamile böyle ağir bir neticeden kurtarmak bissi- | lilzlerin aldığı paçavralar Bunlardan 30 tanesini hallederek bir arada yolleyan mızdan 80 kişiye gidecek hediyeler vereceğiz. 2 — Pir masdar (7), mek 15), $ — Bir renk (2), Fuibelda bir ha, Pekeetin mi (3), 6 — Sora on (2). Ecdad (3). 7 — Yabancıyı (2,, Bir erkeği adı (4). 8 — Namikçe (8). Yukardan aşağıya duğra; 1 — Sizveritik eden (8). 2 — Wir him (4), Bir renk (3). 3 — Taharet ot (3), Eser (2). 4 — 69 saniye (6). 5 — Vücudumuza bir krem emir (3) # $ — Bir 'übire adımı veren paşa (5). 7 — Malimatfmış (5). Bir emir (2). # — Bir marangos aleline (6), Gebe bir kadının şiphe'i görüldü (4), Bir da Tirşe sokağında 4 numaralı ev- İde oturan Semiha adında 26 yaş İarında genç bir kadın evveliki gece birdenbire hastalanmış, süratle Ha- seki hastanesine kaldırılmıştır. Bu. rada tedavi altina © alinau Semiha dün sabah ölmüş, keyfiyet adliye- ye bildirilmiştir. Adliye doktoru ta. rafından cesed muayene edilmiş, ö- ukmişter. Gebe olduğu tesbit edilen genç kadının akıbeti etrafında müddei- umumilik tahkikat yapmaktadır. Yi meleği Vali parti risi i'e görüşlü Vali ve Belediye Reisi Dr, Lüt fI Kırdar dim öğleden sonra parti vilâyet merkezinde meşgul olmuş ve parti reisi Suad Hayri Ürgüblü ile muhtelif meseleler etrafinda gö- Ekmek kara:si satıyormuş! Mecidiye köyünde, Zincirli kuyu mahallesinde, Kavurma s0. xagğınaa 15 numaralı evde oturan / Ahmedin karım Peube, evvelki |sün Beyoğlunda Türkiye İokan- jon sahibi Karnbete giderek, ek- mek karnesi satmak ist söylemiştir. Bu aliş verişe m İ alrat eden Karabet, diğer tas tan zabıtaya haber o göndermiş, kame satıcıhğı yapan Penbe cürmiü halinde yakalan. maşter. Yapılan araştırmnda Penbenin çantasında 5 aded ağır işçi kar nei bulunmuştur. Kadının bu karneleri nereden ve nasl teda- rik ettiği arastırılmaktadır. o m, Ticaret odasında bir tayin Bir esüddettenberi münhal bulu. nan Ticaret Odası tetkikat şubesi müdürlüğüne Sadettin Soley tayin edilmiştir. Muhtelif İngiliz Firmaları mem leketimizden paçavra almakta - dırlar. İlk parti olarak dün 4000 İngiktereye gönde - Halkevinde sinema Emibönü Helkerinüç, buğün saat ken ben utanıyor, ben azab çeki-| ne kapılarak gemilerini batırmakla| (1630) da Üntvendicitisre ve gençlere Kudret Cemil RADYO SALI, 112/142 120; Sant ayan, 138: Ajans i, 1758: Yasi heyeti, 20,15: Mayo çare. 41,15: Çowperin. Fulasu?, Kaka Tük ei, LA ik ln ank. üst Angio . Saksonlara hakikaten çok büyük bir hizmette Ullayadın sarı), Oğikrosabun tarihçe, si) ve üerin Olaplyadları) (simli ve mareşal Petenle bökümetinin bü Man'er gös'eriteccis ir. ön zâhiri gayretlerine rağmen Fran siz milli ruhunun Almanlarla birle - dir, Harb tarihinin bu bizmet ve Keyiki veçhile ine şüp he yoktur. Acaba, kendi kendilerini berha- mir ve tekrar kullanılmağa salih bir bale ifrağ edilebilir mi? Kezallk, Arm cörn hisfces çelebitir, verebilmek için oTulon İHmanının bal ve vaziyetini bilmek lâzımdır, ki bu da daha ziyade denizcilere ve | va ederek batıran Fransiz gemilerin| aid bir iştir ve çıkarılma İşi müm - in 'den bazıları Almanlar tarafından) kün olsa bile çok uzun zamana mü-| o Mister Çörçil mihverin yalnız! tevakkaıftır. İkinci fikrası için Ode müteakib intizar zarureti vardır, Fakat, ne de oha Tulonda. ki filonun bütün beyetile Alman - Yenişehirde, Kalyoncukulkuğun - — İlk öğretim davamızda çok mühim bir hamle (Baş tarafı 1 inci sayfada) larına malik olduğu O haide ilk öğretim hocası bu gibi imkânlar dan tamamen mahrumdur. Çün- kü © gününü tamamile okuluna vermiye mecburdur. 4 — Diğer sahalarda maaş yükselişi az çok olomatik cere- yan ettiği halde vilâyet bütçele- rinin darlığı yüzünden ilk öğre- tim hocası, yıllarla ayni maaşta kalınıya mecbur kalıyordu. 5 — Meseleyi vazilenin ağırlı- ğı bakımından ele alırsak diye. Başma ek» gelirse bir hastalık| biliriz ki dünyada ilk öğretim ho- casının işi kadar ağır pek az İş Sw lacemce) (), Yok et.) vardır, Dünyanın her tarafında ya- pılan istatistikler, vasati ömrün bu meslek mensubları arasında kısa olduğunu göstermekte - dirler, Vazifesini ciddi alan bir İlk öğretim hocası, takatini sönü- na kadar harcamıya mecburdur. Bir hakikati ifade için şunu söyliyelim ki bizim ilk tedrisat öğretmenlerimizin büyük bir ek- seriyeti işinde takutini esirgemi. yen çok fedakâr bir zümre teşkil eder. Öyle ki bu memleketts her meskek mensubları ik öğretim bocalarmın foragatini gösterdik- leri gün her davamız halledilmiş olurdu. Böyle bir zümrenin maddi re- fah ve istirahatile daha fazla il gilenmek fazilete değer demek- . Öte memleketin te- mel davalarından birisi olan ilk öğretim işini yalnız fedakâr bir zümrenin ferağatine tevdi etmek te mümkün değildir. İşte Maarif Vekilliği meclise | 2 — Öğretmenlerin tedahülde İ kalmış maaşı, mesken bedelleri nin ödenmesinde hazineye vazife vermek, 3 —Vilâyetleri on senelik sa- bit bir ilk öğretim plânı yapmıya mecbur tutmak, l 4 — Mesken bedelini kaldır. (mak, fakat buna mukabil makul İbir sıra daihilinde bütün öğret menleri bir meskene sahib kıla - cak bir teşkilât vücuda getirmek. Kanun lâyihasında bu sıra çok güzel tertib edilmiştir. buhranı hüküm süren yerlerdeki muallimlere, kalabalık ailesi ©- lanlara tercihan ev temin edile. cektir. 5 — Hastalık, ölüm, doğum gi bi hallerde gereken yardı te- min edecek sandik kurulmi Büyük bir Mina ile hazırlandı. âı belli olan bu kanun lâyıhasının mecliste gereki gibi derin bir alâ- ka ve sempati ile karşılanacağı na şüphe yoktur. Belk! de meclis, muallimler için kurulacak bu yar dım ve yapı sandığına iptida, bir j sermaye olabilecek bir meblâğı bazineden temi etmek suretile bunların bir an evvel faaliyete geçmelerine de imkân vereb'lir. Birçok vilâyetlerin bütçe darlığı geçirdikleri bir sırada böyle bir yardım pek hayırlı olur. Ve belli de bu suretle harb devam etiği müddetçe öğretmenlerin maasm- dan bir para kesmiye de lüzum kahmıyabilir. Bir an evvel kanunlaşmasmı temenni ettiğimiz bu lâyiha, fazi- letkâr meslek mensublarının bak- kını vermek suretile adaleti yeri. sunduğu bir kanun lâyihasile ilk| ne getirmekte ve ilk öğretimdeki öğretim muallimlerimizin terfihi. | arkadaşlarımızm mesleğe bağla- ne doğru çok esaslı ve oçok/nabilmelerini sağlamaktadır. meşkür bir adıln atmış oluyor. Lâyiha ana hatlarile şu esasla» nr ihtiva etmektedir: 1 — İlk öğretim öğretmenleri- mizin maaş vaziyetlerini umumi müvazeneden maaş alan memur- larınkine intibak ettirmek. (Baş tarafı 2 nci sayfada) Yalnız İtalyan milletinin de - ğil, üç buçuk yıldânberi dövüşen bütün milletlerin harbden bakıp usanmış oldukları şüphe götür“ mez, İtalyan silletinin iktisadi “ İzorluklara ek olarak hayal su * kutları neticesinde yorgunluğu biraz fazla hissetmekte olmasi da pek mümkündür, fakat yor ni gunluğu kayıdaız ve şartsız bir teslimi istiyecek kadar ilerledi: ğine dair Anglo-Sakson âlemi - nin elinde busasi bilgiler var mı- dır? Bu noktada Mister Ruzveltin şahsi mümessili Mister Taylor tarafından geçenlerde Papa'ya yapılmış olan ziyareti hatırla - mak yerinde olur. Misler Taylor Vatikanda ika- metinin sonuncu günü Papanın nezdine bikaç defa / girip çıktı, Romadan ayrıldıktan sonra da doğruca Amerikaya değil, Mio draya gitti, Bir müddet sonra da faşist gazetelerinde Papalık ma- kamı aleyhinde şiddetli yazılar çakı. Mister Çörçil Kalyan milletini isyarm teşvik ederken acaba Mis ter Taylordan aldığı malümata mı dayanmıştı? Tabii bilmiyo” Fkek Anglo-Sakson âleminin eline geçen Afrika sahillerinden yalnız bava yolları çıkmaz, de- niz yolları da çikar ve tehdide maruz olan yalmz İtalyan top reklart değildir. Üç beş ay evvel Beyaz saray” da söylenmiş olan bir nutukta ikinci cepheden bahsedilirken ye Yirndemurs | hareketin kiymet ve ebemmiyetini Bu ewalin birinci fıkrasına cevabİni savas meydanlarının bir nok- kaydedeceğine tada değil, yarım düzine, belki bir düzine yerde açılacağı söy - Temmişti, Alrika sahillerinden değil, bü - tün Avrupa sahillerinden de atı- lacağını söylemekle beraber en ziyade İtalyanm üzerinde dur - larının dikkatini tek noktaya çe- Bu Tâyiha, köy enstitüleri ka- nunile atılan mühim adımın bir devamıdır. İlk öğretimi lâyik ol- duğu seviyeye yükseltmekte bü- yük rokü olacağı muhakkak olan bu lâyihayı hazırlıyanları millet hayırla anacaktır. kerek meselâ Giride, meselâ adalara, meselâ Yunan sahille - rine denizden yapılacak bir çi" karma hareketini düşündürme » mek rokdir?“Bunu'da ileride gö” receğiz. Mister Çörçil İngilterenin ka- za günlerinde olduğu gibi ümidi günlerinde de muhtelif vesileler le söz söyledi. Bütün demeçle - rinde de ne fazla kötümserliğe, ne de fazla iyimserliğe kapıldı, kendisini ilk defx olarak iyim serlikte bir adm ileri atmış gö rüyoruz. Neticeye henüz yakla” sılmamıştır, geçilecek daha epey ce müşkül zamanlar vardır. Mie- ter Cörçil bu noktayı tosdik et mekle beraber artık tehlikenin gectiğini anlatmakta mahzur bulmavor, Muhakkak olan nokta bir dev rin bitin diğerinin bâsladığıdır. Giza a İlgit Külliyetli mal saklı- yan Suriyeli bir tüccar mahkemeye verildi Abdülvahab Tatari adında Suri- yeli bir tacir 7 ay evvel Güzel İz. mir ambarına 31 sandık, 11 bal - ye, 7 bop manifatura eşyasi sakla, dığmı haber alan İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası idare heyeti, vazi- yeti milli korunma müddelumumi. Biğine bildirmiştir. Abdöivahab bu kadar malın Hcari bir hüsnüniyetle izah edilemiyecek (oObir şekilde bu ambarda sakladığından yani mev« cud mali satişa arzetmemek suçun, dan, Güzel İzmir ambarı da sevke- dilecek yeri bildirikmiyen malı bu kadar müddet ardiyesinde sakla mak saçundan mahkemeye sevke dâmişlerdir. şimal Üniversite konferansları Profesör E. Von Aster bugün saat 18 de Üniversite konferans sa, lonunda «İradenin hürriyeti» mev « İ sulu bir konferans verecektir, — e | Mal gönderilen memleketler Geçen hafta içinde şehrimiz » den İtalyaya 3-4 vayon kadar tif tik, Slovakya ve Macaristana ise 5.6 vagon pamuk döküntüsü ih» raç edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: