13 Nisan 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

13 Nisan 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

unun mese Deyaz zehir ticareti lesi: yapan 8 kahvehane kapatıldı Daha bir çok kahvehane kapatılacak ötüsokaklardaki bazı kahvehanelerde düşkü kadın BM Muntakasındaki kahve- hanelerde, zabıta, esaslı uraş - Örral b " Dört kahve de da- Patılmıştır. Araştırma- Z devam odmürr. İ de on beş kadar d W&k 'ar aha kahvehano ,,,;'__ll'*'üıı kahvehanelerin sa - şiddetli kanunt ==1; yapılacaktır. hu.ıd:"m dört kahvehane, %'M:ındy:k ve küçük- Ziba biplı » Bu kahvehane sa- Cüretile Uyuşturucu maddeler ti- lq%.millll oldukları ve müş- bu maddeleri sattıkları İhracat için ler al Tür k malla ı ::"" Vekâleti ihracat malları- Taştağı N harice gevkinde karşı - bit Çok güçlükleri görerek Mh;lukmn Bundan sonra Türk va- hazyaı'Tupaya göndermek Ü- Vekâi liklara başlamıştır. et bun, tüne « ün için —Avrupaya Tet vezmi CA iu:ş_ yaptırmıya ka- e mizyolları ida - ='ı';"“_'lunn vapurlar için ve- Bu iz ççi Pilyon tahsisattan sonra tü de bir kaç milyon ll- t ayrılacaktır. De- dürü Sadettin bu me- Vekâletle Ankarada BU aİııılıımnılıl.ıdır. Yakın- Mmalarlle şileplerin in- 71—?:. temaslara — girişilecektii Büdilik diğer At Ziya jü llesi K gapılıgor: İnde merasim var Hait Ziya Uşaklığilin sanat hay, S FF İnci yıl dönümü mü - önü Halkevinde bir Pılacaktır. İTMi birinci çarşamba AM yapılacak olan İübi- İsde Halkeyi z SaemÜR Z Nİ“AL“ hı:%îik' Beİ * ÜStad tıralarını anla- qurlnumn par- 4 F z f 40 Bön qîgjı;“îf iliklerini yırtacay | ’“'Bım% öyle bir li « —:î" Ş “Vmü:îıyıd.î Ol- kek £ ';lr kadına öğik ol « Tp Bilmiyorum, Var uhlr l“d"l. Nasıl bir ca- * Deni heme; %q' iz, n kendinize K ıur.,_’“'?ât Göinlz ki, l . lerimin bile ba » a YİZİNİ hisse' ğ:îî:u? bu düihdaıî:î M Taşıyan bir ka- CDy 'dan W hiç noki lqyııır—in z rını kendi vapurları- mızla ihraç edeceğiz Sen de seveceksin! anlaşılmıştır. | Bu kahvehaneler, umumi M:k re olduğundan, buralarda ıık’ı':mmnnııehcuh kimseler de barınmaktadır. Buralarda bir çok sabıkalı kimselere de tesadüf « « | dilmiştir. | Ayrıca Galata, Abanoz, Yenişe - hir taraflarında da bazı katıveha - neler sıkı tarassut altına alınmış- tır. Bu civanda bulunan düşkün ka- dınların da, beyaz ve zehirleyici maddeler ticaretinde mütevassıt rol oynadıkları anlaşılmaktadır, Za- bıta, beyaz zehir ticareti yapan bu gibi kimseleri şiddetle cezaya çarp- tıracaktır. Bundan başka, asayış ve mınta- kanın sükünu ihlâl istidadında bu- lunan bazı kahvehaneler de bu a- yeni şilep- ınıyor de Avrupadan hazır çilep âlmak fikridir. Bunun için de ayrıcâ tet- kikat yapılacak ve şayet &z yaşlı ve müsait şeraltle gemi bulunabi- lirse derhal satın almacaktır. Yalk nız aranacak şileplerin en fazla on yaşını geçmemiş olması lâzım gel- mektedir. Bu - şilepler alındıktan sonra ihracat mallarımız bunlar va- sıtasile Akdeniz limanlarına ve İn: | giltere ve Almanyaya kadar sevke- gilecektir. Bu süretle bugün ecne- bi vapur kumpanyaları tarafından keyfl surette taşıman mallarımız bir çok güçlüklerden kurtarılmış-olas caktır. Bu şilepler yalmz harice iş- liyecek ve memleket dahilindeki arasında iş yapmı ak Tuz fiyatı ya- | kında _ıj_cîızluyor» Istihsalâtımız yakında ucuzlayacap Avrupa - tuzlalarında — tetkikler yapan inhisarlar Tuz işleri müdü- rü Cavidin Vokâlete verdiği ra « porlardan sonra İzmir ve diğer tuz- lalarımızda ıslahat yapılması ka - rarlaşmıştır. Vekâlet bu iş için tahsisat kabul ettikten sonra inşaata başlanacak- tır. Yeni ıslahat ile tuz fiatları hem bugünkünden daha ucuz olacak ve hem de tuzlaların istihsalâtı artmış Olacaktır. Yapılacak tesisat en u- cuz fiatla en fazla istihsalât yap - Etem İzzet Benice söylesem tesirsiz kalacak. O, be - ların mütevassıt rolünü yaptıkları anlaşıldı rada kapatılacak, münasebetsiz ba- zi kimslerin buluşmasına yardım eden bu tenha yerler dağıtılacak » tıt, Bu gibi kabvehanelerde, zabıta, bazı ehliyetli sivil memurlardan iştifade ederek araştırmalar yap « tırmaktadır. "Taksim nahiye mü- dürlüğü, umumi evlere civar olan sokaklarda daha sıkı bir tettibat almaş bulunmaktadır. Yine bir takım mütevassıt in « sanların ve bilhassa genç kadınla- rın, bu kahvehanelerde satılan bo- yaz zehirlere müşteri bulmak için şehrin muhtelif yerlerinde faali- yette oldukları tesbit edilmiştir. Bu gibi delâllar, bazan, gençlerin mus hitine kadâr sokulmak — cür'etini göstermektedirler. İki sene önce Kurulan iskele | Hâlâ duruyor Mısır çarşı tehlikeye mi maruz? Mısir çarşısının Sultarhamamına çıkan kapısı Üzerindeki handa, iki yıl evvel bazı çatlaklıklar görül - müş, hattâ bir kaç taş da düşmüş - tü, Bunun üzerine, burâya bir iske. le kurulmuştu. Fakat, iskele tam iki yıldır, burada durmaktadır. Misır çarşısı Bay İsmsil Hakkı ile Börüştük, Di- yor ki; — Ne hanın tamiratı yapılmıştır, ne de iskele kaldırılmıştır. Eğer handa yine bir tehlike varsa Işe kele bu tehi mani olamaz, O halde iskele manasız hâldedir; İs- * kele çarşıya girip çıkan eşyaya en- — gel teşkil ediyor. Hattâ, Sultanha- mamı caddesinden geçen — vesaiti nakliyeye de mani oluyor, Hanın tamiri için Eminönü kaymakamlı - Bina müracaat ettik. Belki, günün SEKSÜLİN Ademi .iktidar, Bel gevşekliği, Dermansızlik, Vücut vı Dimağın yorgünlüğuüundâ pek'müessir e emin DSK oA Kutusu 200 kuruş SA T Eczane dira? Dedi. — Sanki beni buraya bunün için mi getirdin?. Der gibi sert sert Naciyenin göz- leri içine baktım, — Hiç., şuratıktaydım.., Dedim, bir kısa cümle ile sualini karşıladım. | nim sözlerime cevap vermek için daha çok vesile bulmuş olacak. — Sizi hakikaten seviyorum.. Derken, gücümün bütün hızile buna bir tokat attım, arkasından bir tane, bir tane daha... ve tek kelime söylemesine fırsat verme - den yürüdüm. Gözüm sanki yeni bir karanlığa Aaçılmış gibi görmez olmuştu. Bü « tün vücudum zangır zangır titri- yordu, Bir kelime söyliyecek halde değildim. Hiç bir şey düşünemi - yordum. O şaniyeler için: — Ben, ben değildim.. Dersem buna inanılmalıdır. Bir hayalet gibi ayaklarım biribirine dölaşa dolaşa Naciyenin yanına ka» dar geldim. Naciye: — Neredeydin ayol.. meraklan « Rengimden ve sesimden olacak galiba ki, Naciye merak ve heye « canla: — Sende bir şey var abla ne ol- dun?. Dedi. — Daha ne olmasını istiyorsun?. İfadesini taşıyan bir bakışla dik dik yüzüne bakmakta devam edi - | yor, bijtün şüphelerimi onda top- lüyor, İçimden: — Bu adamı galiba sen üzerime saldırttın, bana bu tuzağı sen“ha- zırladın Naciye.. Diyordum. Konuşmamıza öteki- ler de alâkadar oldular, — Ne var?, Hastalandınız. mı?, Üşüdünüz mü?, Esnaf mümessili | birinde bir tehlike baş gösterir.» GAYRi MÜBADiİLLER ıli mif kâtibi Şahap bu günlerde | tekzar Ankuraya giderek gayri mü- | madillerin dilekleri etrafında ev- velce yapmış oldukları müracaa - tin neticesi hakkmda temaslarda bulunacaktır. Evvelki müracaatta Maliye Ve- kâleti yapılan teklifleri müsait kar- şılamış, yalnız bunların kat'i ka - rarlara bağlanabilmesini Fuat Ağ- yalının Avrupadan dönüşüne bı - rakmıştır. Bu defa gayrl mübadil işlerinin kat'i bir pekle bağlanaca- ği kuvvetle ümit edilmektedir. ! Bilbassa gayri mübadillerin, işle- rin tasfiyasi yolunda yeni tedbir- ler alınması vo tasfiye işlerinin ko- misyonun — elinde birakılmaması lükleri lağvedi- liyor — Yeni kıt'a teşkilâtı yapılacak Vakıf Paralar teşkilâtını genişlet- miye karar vermiştir. İstanbul! - daki merkezinden başka Ankara, İzmir, Adana, Sıvas, Erzurum vilâ- yetlerinde olduğu gibi Trakyadaki ilâyetlerimizde de birer şube aça- caktır, Bundan başka mühim fabrikalar bulunan Karabük, Nazilli gibi yer- lerde de birer şube açılacaktır. Bu- radaki emlâk sahiplerine kolaylık yapılacaktır. Evkaf Umum Müdürlüğü Ayva - hk, Edremit, Balıkesir havalisin - de do zeytin ağaçları bulunması do- layısile buralarda birer fabrika kur- mıya karar vermiş, hazirandan sonra bu şubelerin açılması takar- rTür etmiştir. Evkaf Umum Müdürlüğü Ha - ziranda tatbik etmek üzere bir Ev- kaf Jâyihası hazırlamıştır. Öğren « diğimize —göre bu lâyihada bir çok değişiklikler olduğu gibi me- müurlar arasında büyük bir tebed- dülât olacak, evkaf müdürlükleri lâğvedilerek 6, 7 vilâyet birleştiri » Jerek muntaka baş müdürlükleri ihdas edilecektir. Bunda İstanbu - | lun vaziyeti nazarı itibara alına « Caktir, S'aİıt;Jisçı' tene- İce diş Yapı- yormuş Çarşı esnatını dolan- dıran adam Kendilerine dişçi süsü veren Nu- Ti ve Cemil adında iki açık göz Mı- S8ir Çarşısında bir kaç emnafın dişlerini yapmış ve son defa da ayni çarşıda baharatçı İsmail Hakkıya — Müracaat etmişlerdir. 10 liraya mütabık kalmışlar ve Hakkının peşin para, vermemesine de muvafakat etmişler ve faka! il mi ağrıyor?. Diye berkes bir şey soruyordu, Kimi arapça, kimi Türkçe olan bu Süüller karşısında ne diyeceğimi, ne yapacağımı tamamile şanrmiş haldeydim, — Feci bir taarruza uğradım!.. Desem muhakkak ki, dile düşe- cektim. Sussam, hırsımdan delire- cektim, - Plnı hastalandım., Dedim, Naciyeyi kolundan çek- tim, zorla yürütür gibiydim. Biraz ileriye gidince: — Bu ne terbiyesizlik Naciye?, Dedim. Kız şaşırdı: — Ne oldu ablacığım?.. G Susz, bana yalan söyleme.. her ŞEyİ sen biliyorsün. Kız çırpınıyordu, — Hiç bir şey bilmiyorum'abla « Bilmemene imkân yök. Kız âdeta ağlıyacak gibiydi. — Vallahi, billâhi, tallahi: Diye arap şivesile uzata uzata yeminler ediyor, — Gençliğimin hayırını görmi « yeyim. Hiç bir şey bilmiyorum. Ne Gayri'mübadil bonoları yakında yüksel Evkaf müdür- | | | ecek Gayri mübadil işlerinin tasfiyesi, için kat'i kararlar. alinıyor Ayri mübadiller cemiyeti umu- | yolundaki teklilleri vekâlelçe ka- | bul edilmiş gibidir. Tasfiye işi ya tekrar bankalardan birine verile - cek veyahut da diğer bir şekilde idare edilecektir. Bundan başka bilhassa asıl mü- iyri mübadil bonoları- Tlat düşkünlüğünden kurtarmak için yeni tedbirler a « nmasıdır. Vekület bonoların em- İ lâki milliye ve hükümetin diğer gayri menkul satışlarından istifa » de ottirilmesi yolundaki gayri mü- badi? teklifini tetkik etmektedir. Eğer bu nokta müsbet şekilde hal edil'rse bugün on kuruşa kadar dü- şen gayri mübadil banoları derhal 80-90 kuruşa kadar kıymetlene - cektir. 200 bin lira ka- . zanan bahtiyar Tayyare piyangosunun evvelki gün çekilen son keşidesinde 200 bin lirayı — kazananlar — arasında 'Tarlabaşında 35 numaralı evde o- turan Apostol Dimitriyadi de var- dir. Apostolun bileti 22046 numa - Apostol — Dimitriyadi ralı idi. Kendisi son derece mem - nundur. Apoöstol biletini Beyoğlunda İs « tiklâl caddesinde Saray Sineması karşısındaki Yıldırım Tayyare pl- yango gişesinden satın almıştır. Dünkü — keşidenin - talihlileride Yamamen belli olmuştur. Bu arada Eminönünde Kader gişesi tarafın- dan satın aldığı (22046) numaralı biletle 200 bin lira karanan Neza. ret ile, Çakmakçılarda bir pil fabrikasında çalışan amele Furtine | ve arkadaşları, Yeni poslahane caddesinde Recep en büyük ikra. miye talihlileri arasındadırlar. Evvelki gün de 200 bin lirayı ka- | zanan diğer talilileri bütün akşam | güzeteleri içinde evvelâ SON TEL- GRAF haber vermişti. | zavallının movcut koronlarını sö - küp gitmişlerdir. Gerek İsmall Hakkı, gerek di - | Ger arkadaşları fena bir şekilde do- landırdıklarımı, ağızlarınu takılan şeylerin altın değil alelâde sarı te- neke olduğunu aradan günler geç- tikten sonra anlamışlardır. Bu ya- digârlar çarşı esnafına adreslerini vermeden Beykozda da bir kaç ki- şiyi kafese koyduklarından alâka- oldu, ne var Diye ısrarlı ısrarlı soruyordu. Biraz sert ve dik konuştum: — Daha ne olmasını bekliyebi - Senin ısrarınla ve sırf seni im için buraya kadar gel - dim. Halbuki, hiç hayalimden ge- çirmediğim bir taarruza da burada uğradım. — Ne taarruzu?, Söylemekten utanıyordum. — Halil Necih'in ahlâksızlığı.. Dedim, devam ettim: — Bana ilânı aşk etti. Naciye hayretten dona kaldı, — Nece... İNânı Eşki mı etti?. | Dedi v — Vay âlçak, bu münasebetsiz - liği yapmak için bizim ailerin da- voetlisi olduğu günü mü buldu?.. Diyerek ilüve etti: — Sen üzülme. Bin kere, yüz bin kere affını dilerim. Daha fazla ö- zür dilemek için ne istiyorsan söy- liyeyim, yapayım kardeşim. Fakat, Halil Necip'den de hiç bunu um - mazdım. (Devamı var) Ik Filozofu diyor ki: İViyanada bir İstan- bullu rüyası! bi bımız bu dat böyle bi £ pıp döndü. Tedkik se keyf tedkiki seyahati! Fakat -tesadüf bu ya- Viy onun gezdiği sıralarda bir kaza l ağı tutuyor. Anlat bin yalancısıyım! Gördüğünü onun anlattığı gibi anlatacağım. Tek bir kelime bile ilâve etmiyeceğim: Kaza Viyananın en büyük ana- caddesinde oluyor. Nasılsa bir hu- sus! otomobil bir kamyona çarda- rak havaya fırladıktan sanra yere düşüp parçalanıyor. Otomobildeki iki kişi yaralanıyorlar. Bir iki da » kika geçmiyor: Yıldırım gibi bir polis kamyonu geliyor. Polisler derhal hâdise ma- hallini çeviriyorlar, ki o anda yıl- dırım gibi bir hastahane otomobili 'yetişiyor. Yarahları hemen sarıp yıldırım gibi götürüyor.. Bunda ne fevkalâdelik var de « Bil mi? Fakat dinle: Saniye geçmeden bir belediye kaza kamyonu yıldırım gibi düşü - yor. Kırılmış otomobili yüklpyip &ötürüyor. Saniye geçmeden bir çöp temizleme kamyonu yetişiyor: Kaza yerindeki camları filân sü - pürüp kaldırıyor. Derken, saniye geçmeden, bir arazöz yetişiyor: kan lekelerini yı kayor. Bitmedi; Acaip bir makineli otomobil ye- tişiyor: suları temizleyip kurut « yor. Bunun üzerine polis, anacaddede durup yığılmış olan - halka işaret Halk tekrar işlemiye başlıyor. Hayretler içinde kalan bizim ah - bap saatini çıkarıp bakıyor: -Beyoğlu Kanalizasyonu Taksim Osmanlı sokağı ve Ka- zancı Yokuşu kanalizasyon ameli- yatı dün başlamiıştır. Beyoğlu ci. heti kanalizasyon Inşaatı bir hayli ilerlemiştir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Gürültü ile müca- dele kararı kalktı mı? Beyoğlunda Firazağada Tak- takı yokuşunda otuvan bir arka- daşımız anlattı * *— Üç gündür sabahları eviie de beş buçüktan itibaren uyku uyumak saadetinden mahrumuz, Çünkü Taktakı yokuşunun üst tarafındaki arsada yeni bir apar. tıman yapılacakmış. Temele ka. dar inmek için üç adam bo- yundaki toprağı bir haftada kal dırmak lâzımmış. 6 arabacı sabahın beş büçü- gundan itibaren en büyük gü- Tültülerle toprak taşıyorlar, Binbir sıkınltı ve müracaatl yaptırdığımız Taktakı yokuşu yo. Tunun mahvolduğundan sarfına- zaz hiç olmazsa uyku Uyuya bilseydik, Beyoğlu Merkez Nahiye Mü- dürüne müracaat ettik, Şikâyeti çok doğru buldular. Galatasa. raydaki Belediye Merkezine te- lefon ettiler. (3) gündür bele« diye merkezinden bir memur gelip bu işi menetmedi, Bugün sabalileyin arabacılar yine (5) buçukta gürültüye başlayınca: — Biz. belediye merkezinin önünden geçiyoruz. Seslerini çı. karmıyorlar da size ne oluyor bayımt, Arabacıların numaralarını a mak istedim. 2 danesinden baş- ka hepsi numarasız. — Nnmarasız araba olur mu.. Dedim. — Dedik ya. Merkezin önün. den geçiyoruz. Onlar seslerini çıkarmıyorlarya.. Size ne oluyor!, Ben de “ Gürültü ile mücadele, kararının kalktığını zannederek sustum. »

Bu sayıdan diğer sayfalar: