6 Haziran 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

6 Haziran 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ha Pt Varmı?. Gazeteye birbakta, yeni ölü Yarmı, söyle Carılı bir takip Röportajı yapan: Burhan Cevat İt Fransız şairi «Dünyaya küs- | tüğünüz, hayatınızdan mem - | Slmadığınız zamanlar - biraz tlıklarda dolaşın, sonra tek - *? insanlar içine karı £ ki içinizde büyük bi kanat açmıştır.» diyor Edirne- z gezdikten çe hak ver - 1 bir cennet. Renk renk ba- $içekleri, geniş koyu — gölgeli *Baçlar., Bu geniş âhret bahçesinin etra -'| Edirnekapı Sitalanan mezar — bekçilerine ?:h'"—î tfak külübecikler, rabat Rün, Ütevekkil birer şato gibi bol Ve ermsalsiz yeşillikler Bömülmüş! abuk olun cenaze ge- * Sabahta: b "min—.!ıyn kişi bir me- iniz be çocuk - & e yapalım? Teş çıktı. ölü Nı'“nahkar göliba! ; ’etî'hh taksiratını affeyl Köngaç YN ağayı kahveye çekip ı.,:î:fm yollarını düşünü - lvan © Yanma yaklaşarak, Peh- Veye Ağa, galiba yoruldun.. kah« | fim, Bidip birer kahve içelim, dee Aj ı..,:"h'ln yola koyulduk, sor « — e *ladım, XB 'de pehlivanlık var galiba? Tiy; h ::î-- Mezar bekçiliğine baş- ee Cük bir buçuk sene oldu. İlktan * Pehliyandım. Pehlivan - Ti 4 Şrilalı tam on beş sene 0- !ruıı_u Ni İstenbulda tanımıyan :hd"' “yî'l'k— Şehzadebaşında yedi Gi M'hlşlru kadar — pehlivan h Be esin, * Mi, size uzun uza- imdeki kuvvetimi an - ni timi n ';3 bitiremezler. 8 İçinde ” SĞa; bu bir — buçük Me; ğ n u Heeleri g rliğa — alışabildin ö korkmuyor mu - N."ı n horthyanlar filân ol - A u KA &ı_ “Öylediklerinizin hiç birin- Yok. Yalnız Pazar gün- | İskatçı Herkesin ölmesine du- a edenlerle konuştum Mezar başında sadaka almak için kafa göz yaran profesyonel hafız.. Ukumak bilmeyen mortici sordu: - Aman, bugün ölü Edirnekapı me- zarlığında heye- twarında fakir kulübelerinden biri #lahn $i ö Eyüb mezarlığına leri burayı Kâğıthane yapıyorlar. Aman efendim aman.. gramafonu - nu, rakısını alan soluğu bizim me- zarlıkta alıyar. O kadar menetme- ğe çalışıyorum, mezarlık büy duğu için yine bir yerden sızıp i- çeri giriyorlar, k ol- — Öyle ise onları toprak çekl- yor. — Bizim mezarlık, öyle günahkâr berifleri kabul etmez, onların na- mazını bile kılmak caiz değildir. — Mezarlığa çingeneler de mu - sallat oluyormuş galiba? — Aman, onlartdan çektiğimi bir * de Allah bilir. Bir kaç ay bir sabah v üdan uyan - dim, baktım, mezarlığın bir ucun- da 15 - 20 çingene çadırı kurı karakola şil tabil gittim, tim. Artık iyice sinirlenmiştim. He- | men çadırların olduğu tarafa doğ- | ru koşarak bıçakla çadırları par - çalamıya başladım. Bir de baktım, çadırını kucaklıyan kaçıyor ha bi- re! Pehlivan ağa ile muhabbeti tam koyulaştıracağımız sırada buranın en eski mütevellilerinden biri olan Hacı Şirazi yanımıza yaklaştı: #Merhumu taniırdım, Ak î ni ıı.ı;nıçıî:ıra d | rahmet eyleye. ve Halice bir bakış — Pehlivan ağa daha buraya ge- leli bir buçuk sene oldu, soracağı- nızıi benden sorun.. tam otuz sene- denberi burada ömür sürüyorum!.. S- SONTELGRAF — 6 Haziran 1937 Her kadın 35 kuruşla güzellik satın alabilir birinin mütehassısı olan pro fesör Neumark kadın güzelliği hak- kında çok şayanı dikkat fikirler i- leri sürüyor. Bu güzellik mütehas- sısının fikirlerinden evvel, İstan - Bay Şiraziye bir kahve ısmar - | lamak, bir sigara ikram etmek icap etti. Hepsini yaptım; başladık ka - nuşmiya.. suallerimi söormıya büş - ladım: — Şirazi baba.. lemde? — Ara sıra mezar başında ce - naze gömülürken kavgalar yapı- yorlar. Geçenlerde Hafız Veysel 1- le Gözlüklü Hafız, sen dua edecek. Bin, ben dua edeceğim diye ağız- * larından, burunlarından kan gelinz e çiye kadar döyüştüler. Şimdi ikişi de mahkemelik oldu. — Bu Hafız Veysel de kim? — Bizim Hafız Veysel pek meş« hurdur. Bütün gazetelere abane « dir. — Demek, oldukça hali vakti ye- Tinde? ıskatçılar ne â- —Yetinde demek var mı, bayağı zengindir bayım. Sabahleyih gaze- telere şöyle bir göz alar. Cep def- terine: Nerede ölü var, ne vaki! öl- müş bepsini birer birer kaydeder. Eğer Edirnekapı semtine düşecek bir öl varsa, diğer moürticilere ya- Uyurmadan ölü evi- ne gl Dua yapmak için pazar- lığa girişir. | e İ eli, gözümde bi Hafız Ve bildiğim âar büyüttüm, Dünya ile âhret arasındaki — kapının bu açıkgöz vergi memuru acaba me- zara girdiği ziman ölülerin alin « den neler çekecekti. Kimisi, sen be- | vim ölmem için dualar ettin! Ki- j | misi, sen benim akrabalarımdan şu | | kadar para aldın diye Hafiz Vey - | sel'in başını yiyeceklerdi. Hacı Şi- | tazi de bu Hafiz Veyselden ol » , dukça bizardı. Şikâyet etmekte dur- madan devam ediyordu. — Hacı baba, galiba bu Hafız Veysel senin ekmeğine mâni olu- bulda, son zamanlarda, bayanla - mmıza dikkat c kat ettinizse görmüşsünüzdür ki, rastgeldiğiniz bayanlardan hemen yüzde doksamı birer siyah göz - lük takmaktadırlar. Bu senenin-mo- dası da bu.. Şehrimizde gözlük ticareti yapan müesseselerden birinin sahibi di- yor ki: <— Bu gene, yaz gelir gelmez, bir de gözlük modası aldı, yürüdü. 'Tabli bu fırsatı kaçırmadık, Depo- larımızda ne kadar gözlük varsa çıkardık, Her gün, şimdi, ekmek peynir satar gibi gözlük satıyoruz. Bazı açık göz dükkün sahipleri, a- damlar tutmuşlar, şehrin daha u- zak semtlerine, mahallelerine sey- yar satıcı gönderiyorlar. Me yemişi, meyvası sâtar gibi, gözlük satıyorlar. Günde yirmi otuz gözlük satan satıcılar var. Bu seyyar göz- lük satanların malı tabii o kadar iyi kalite değil. Esasen bunların fiatları da ucuz. 30 - 85 kuruşa, hattâ 25 kuruşa bir gözlük alabilirsiniz. Daha iyi mallar 50, '75, 100, 200 kuruşa kâ- dar Çıkıyor. Bir çok dükkân sa - hipleri yeniden gözlük sipariş ot- tiler. Öyle zânnediyorum ki, bi - raz da gıcaklar bastırıp, güneş kız- gin şuamı yakıcı bir şekilde gös- terince, bütün bayanlar gözlük ta- kacak, ve gözlüksüz kimseye rast- gelmiyeceksiniz, Bu gözlük modası, filvaki geçen senelerde de vardı lhassa plâj- larda, güneş gözleri bozmamak i- çin gözlük takılıyordu. Şehrimize gelen bazı Avrupalı kadınlar da fazla güneşlerde siyah gözlük ta- kıyorlardı, Fakat, bu sene öyle değil.. Göz- lük bir moda oldu. En fakirden en zengine kadar, her bayanın gözün- de bir çift siyah gözlük.. Bu, ta- bit bizim için iyi bir şey.. Tica- retin yolunu bulduk.. Haydi ha « — ——— ——— yor? — Artık biz ihtiyarladık, yal - nız Hafız Veysel değil, yevi yeni öyle morticiler peyda oldu ki, şa- şarsınız. Bunlar sabah erkenden kalkıp taze ölü var mı diye ölü o- tomobillerinin garajlarını dolaşır - lar. Herkes cemi cümleye sıhhat duası yaparken bu herifler, bir ce- naze zuhur etsin, diye dua oder - ler, Hele oküyup yazma bilmi - yen morticiler, kahvelerde gazete okuyanların yanına uszuleğ. soku- Jup yalvarırlar: «bugün ölü var mı, bir kere gazeteye bakıversene!» &- ğer bir taze ölü varsa, hemen âdre- sini öğrenip doğru cenazenin evine koşarlar. Tak tak kapıyı vurup karşılarına ilk çıkan insana: «ba- şınız sağ olsun, merhum çok iyi arkadaşımdı, ne olacak efendim, hepimizin gideceği yer orası, mer- “Devamı 6 inct — sayfamızda) niz mi? Eğer dik-| İstanbul sokaklarını si- yah gözlüklü meçhul kadınlar istilâ etti — Gözlük ticareti yapan açık (gözler, işi derhal büyülttüler 35 kuruşa bir gözlük.. alan alana.. Avrupı güzellik enstitülerinden | yarlısı..> Gözlükcünün sözleri işte bunlar.. bakın, güzellik enstitüsü mütehas- sısı profesör ne diyor? Bir de, o- nu dinleyiniz: Kadın güzelliği daha ziyade sır oluşundadır. Apaçık bir kadın güzel değildir. Kadın, insana te - cessüs hissi vermelidir. Yüz gü - y faskeli! ka- din — esrarlı bir güzelliğe malik oluyor zelliği mühimdir. Bilhassa yüze gü- zelliği veren en mühim âmil de gözlerdir.» İri, uzun kirpikli göz- lere malik olan kadınlar ne kadar mağrurdurlar. Gözlerin rengi bil - hassa koyu, derin ve parlak olma- hıdır. Güneş gözleri çabuk bozar. Gözlerin güzelliğgini — muhafaza etmek istiyen kadınlar gözlük tak- malıdir. — Gözlük, ayni zamanda kadını daha çok güzel gösterir. Çün- kü, gözlerini göremeyiz. İçimizde bir heyeca tar,, Mes uyanır. Merakımız ar- maskeli bir kadımn ha- İğte #ize AvMIR biz sahne.. güzet Radıu çirkinleşi e Siyah gözlük takmak .rr_ı;dası. kadın: lara esrarlı birgü- A zellik veriyormuş. Şapkasinın kenarını gözünün üstüne doğru eğmis ka- din güzel oluyor kikaten güzel değil midir? Sanra, meselâ şapkasını gözlerinin üze - lik buluruz. Bir gölge kadının yü- zünde müphem, gizli bir güzel - lik buluruz. Bir gölge kadını yü- zünü kaplar. Bu gölgede bin bir mâna gizlidir. Sonra, itiraf etmelidir ki, bütün kadınların gözleri güzel değildir. Mütenasip bir yüze mâlik olan bir Kadın, ihtimal güzel gözlere sahip değildir. Binaenaleyh yüzünün gü- zelliğini, gözlük tamamlamış olu- yor. Güzelliğin sıhhi bakımdan, ya - zin faydası vardır. Gözleri muha - faza eder. Gözlük bir noktadan daha ka - dınlar için belki mühimdir. Si - vah, vapur dumanı rengindeki göz- bir nevi maskedir. Binaenesleyh r kadı - len tanı €n yakından tanıdığınız & mı, gözlük takmiş ise, t yamazsınız. Çünkü, Tayı derhal değişi zan tanınmamak ister. O lük Imdadına yetişir, Elbi mamile değiştirmiş, gözü lük, tanıdığınız kadını yabı kadından farkedemesliniz, İht | her gün, ,bi,r çok tanıdığınız ka- dınlara karşı nezaketsizlik, hürmet- | sizlik yapıyorsunuz. Fakat bilme - den.. yanlarından geçiyorsunuz. on lara dikkatli dikkatli bakıyorsunuz, Fakat, selâm vermiyorsunuz. Ka « dın, için için size gülüyor. Bı - yik altından değil, gözlük al dan.. dDeyaz gözlik rakıncı da

Bu sayıdan diğer sayfalar: