18 Temmuz 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

18 Temmuz 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ünün meselesi: yıllık bir mekte programı yapıldı Köylerde 5 sınıflı mektep Yeni binalar yaptınlacak ve sıhhi şartlara riayet olunacak M:m.r Vekâleti, — bu — yıldan | itibaren köy mekteplerini 1s- âh etmiye karar vermiştir. Köy Mekteplerinde yapılacak bu ısla - hat beş yılda ikmal edilecektir. 1s- İahat bina ve dershane vaziyeti ba- Kkımlarından olmak üzere iki nok- | İayı istihdaf etmektedir. | Bina meselesinde köy mektep - leri binası yavaş yavaş sıhhi ve | Asrf şartları haiz binalardan Tet olacaktır. Halkımızın ekseriyeti köylerde maktadır. - Umumi — nüfusun © Mezatişleri Gittikçe | Genişliyor | Birçok kıymetli eşya satılıyor ediye tarafından yapılan ista- tistiklere göre Çarşıdaki Belediye | mü -« ktedir. bir yükseklik gösterir sa altın ve gümüş sa Geçe itibarlle bu ye kinden yüzde Bundan b parça mu m.ı.. Yarım miliyon Lıralık balık Tutuldu hrimizde kap ve lik balhık ıvırı.ı ed h'ı kündan 494 çift 18 Timizde, 489 çift de istihlâk © “ıxır. kilosu İstanbul'un umumi köyler için, her 3,779,000 1 ancak gehirlerdedir. Nüfusu 200 den fazla olan köy - lerde 2,388,000 kişi, nüfusu 200 ile 400 arasında olan kö kişi, ve nüfusu 400 - 800 arasında olan köylerde $,173,000 kişi otur - maktadır. Ancak nüfusu 400 den az olan iki veya üç köye beş sınıflı bir ilkmektep açıla « iba- | caktır. Bu yıl nüfusu 800 olun köyler - deki mektepler beşer sınıflı ilk - mektep h: ' Plâj me sokulacaktır. Fiatları Ucuzlatılıyor Paheliliktan herkes şi- kâyetçidir Belediye, İstanbulda plâj fistla- rının çök pahalı olduğu hakkinda: ki şikâyetlerle yakından alâkadar olmuştur stanbul deniz kıyısında hâlkın denizden azami n Belediye her uracaktır Bu arada almasını teşvik ede - diye derhal plâjlarda dirtecektir. İlk defa Flar- fiatlar indirilm r. Halılar t—oi_şhir Edilecek Süleymaniyedeki Türk ve islâm eserleri müzesinde yeni bir halı salonu açılması için hazırlıklara edilmektedir. Bu salonda ve tarihi h olunun en gi halâya ihtiyacı çok Yeniden bir çok halâ yapılması için bir program çızılıyor ve tohlikelt Ho ve sair bi dit asri halâlar inşa € Her yil a çoğal labalık zamanlarda bile etleri Edebi roman: i20 lorden birisi bütün camilerdi 'u halâların ”—I Tdeki halâlara zmeyi tercih rla Bel aştı. Fakat © yacını $ Sen de seveceksin! rap zalim tahakkümünü tek şey - den alıyor: Sensizlik. Günler geçtikçe daha kuvvetle | anlıyorum ki, yeryüzünde gözleri- | Min güneşe açık kalabilmesi ancak " Sana sahip olabilmemle mümkün- dür. Biraz daha iyileşmek, kanlan- Mak için günlerdir içinde kapalı kaldığımı odama geldiğin gün göz- lerindeki ifade bambaşkaydı. Di- linin söylememekteki direnmesine karşılık gözlerin: — Seni seviyorum! Ölmeni istemiyorum.. Diyozdu. Beni arabaya koyduk- ları ve ölümle yaşamanın daima bize meçhul olan sır hudutları için- G0 bıraktıkları anda da yine senin bir bakışta bir lıuun deli edehilme- Hakikaten muztaribim. Bu 1stı- * Etem Izzot Benica kıran ve: — Ben seninim!.. Diyen bir haykırış vardı. Bu hay- kırış hastanede ve ölümün kuca - ğında bana hep kuvvet veren v gözlerimi dolduran bir haykırış oldu. la aşılamaları, ne bünyemin daya- nıklığı emin ol ki, yaşamamda bir dayanık olmamıştır. Beni yaşatan, | kalbime kuvvet veren, ölümü ye nen sadece ve.. sadece gözleri gözlerime bağlayan ve beynimde bir aşk güneşi gibi yanan bakışla- rındır, Bugün, bu satırları yazarken kendi kendimden — şüphe eltiğimi | sana söylemetiyim. Hayatımı kur- taran kadın hbayatımın seyrini de rde 6,836,000 || | doğurduğu Hüdiseler... Caddede yı şehir | Ne doktorların, kanımı taze kan- KAZA, BELÂ.. | » Dört bine yakın biryolcu ile dol. | muş bir vapurun, geçen pazar, Sa- zayburnu önünde çarpıştığını ha - ı tüylerim a: der almakla ürperen cak büğyün biraz yetışabildi. G teler, zaylatsız kapanan bu hüdise- ş bir kaza adını ve- ve, geçiştirilim riyorlar. «Kaza la kullanlra şeklini değiş: gibi, gitgide başka Mmanü başladı. Bu itibarla, şüph hâdise de bir kazadır. Gündelik vak'aları gözden. geçi- | «Yüzme bilme- | wlesi açıkların - yYa ka- pıilarak boğulmuştur.. Bizde buna kaza derler ve emsaline hemen her gün tesadüf edilir. Başka bir misal: «İki arkadaş sandatla Yeşilköyden Büyükadaya giderken şiddetli rüz. gâra yelken açtıklarından — sandal devrilmiş, ikisinin cesedi Armutlu sahillerinde bılunmuştur.. dina - | mitle balık avlarken elini uçurmak, kelimesi, kullam- | n özya almıya bu tabancayla şakalaşırken karşısın - | kini vurmak gibi saymakla tüken. mez bir sürü felâketler daha ver ki bizde bunların adıma, topyekün kaza, denir. Ne olacaktı? Yüzme bilmiyen a. dem Üsküdardat Beşiktaşa vu ge- çecekti? - Avuç kadar bir dünya seyahatine mi çıkacaktı? Di namit patlamıyacak, tabanca at almıyacak mıydı?.. Bu münasebi sizliklerden böyle neticeler mi bek- | | tyorduk? Halbuki, kazanın tarifi şöyle ol. | mak gerek: Karşı gelinmesi insan elinde olmıyan emri vâkilerin, gay- tabilliklerin, fevkalâdeliklerin | Ti Tüyen bir adamın başma düşen bir | saksı, odasında gömlek diken bir kadına isabet eden yıldırım, irade- mizin menedemiyeceği kaza sebep. leridir. Fakat ötekiler, irademizin hiç yorulmadan karşı gelebileceği basit hüdiselerdir ki, bunlardan da- gacak fena neticeye kaza değil, belâ demeliyiz. Şimdi bu çarpışan vapuzların yol- cuları büyük bir kaza geçirmişler - dir. Fakat bu, ancak, yolcular için | Dir kazadır. Onlar ge kaza için fukaraya sadaka verirken, vapurlara tahammülünden iki üç misli fazla yolcu dolduran, sonra bunları biribiri üstüne salwerdn ese de, kaptan da ülelâde b müer rer yetjn 'lı(l(vh-r u gibi hesap vermek vezi- Hem de arasımı bu kadar soğutmadan.. | F Nıflı Çıııılıbel |20 sahte Dişçi Yakalandı | Haklarında takibat ya- piliyor Son iki sene içinde, eli 1 hölde, dişçilik süsü veren 20 yakalanmış ve haklarında kâ: de dip - adamların ayni zamanda, bazı saf kimseleri kandırarak fazla para is- tedikleri dolandırdıkları anla- | şılmıştır. Diş tabipleri cemiyeti de her tarafta araştırmalar yapmakta ve bulduğu böyle sahtekârları, Sihhat Müdürlüğüne haber ver - mektedir, Bu gibi insanların daha ziyade kazalarda faaliyette bulun- dukları anlaşılmaktadır. e ediyorum ve.. oruyorum: — Deli mi oldum?.. Bir erken bunamanın humması | içinde miyim?,. Bu, yerinde ve haklı bir sorudur. Ölüme koştuğum günle tekrar ha- yata döndüğüm gün arasındaki geniş ölçüdeki ltezadlar kafamın i - | çinde bu soruyu yaratıyorlar. Her halde, ben uzun bir rüyadan ayıl- | mış olmamalıyım değil mi? — Evet.. Yahut ta: Hayır.. | Diyebilmek için hafızama itimat edemiyorum, Eğer gözlerimin muhafaza etmi- ye, kulaklarımın ahengini kaybet- memiye çalıştığı tablo ve sözler bir Tüyanın bıraktığı izler değilse bu- gün ben bu izbe odamda bu satır- Jarı karalayan muztarip adam de- ğil, yeni hayatın çerçevesinden taşan Halil Necip olmalı idim. Bir an seninle başbaşa — olduğu - mu tasavvur ediyorum: Bilsen o kendi kendi- | sandal | kleri | takibat yapılmıya başlanmıştır. Bu, | | ya başlayacaktır. 3- SONTELGRAF — 18 Temmuz 1937 iŞCiLE İstanbulda çok dişci var; hepsi kazanamıyor.. Dişçilerde eczahaneler gibi tahdide mi tabi tutulacaklar ?. 1 stanbulda, diş tabipleri gittikçe çoğalmakta, bu yüzden bir çok diş ti iş görememekte ve müşkül vaziyette bulunmaktadır!. Jer gibi, diş tabiplerinin de tahdide tâbi tutulması hakkında, bazı cereyanlar olduğu haber verilmektedir. Bu hususta kendisile görüştüğümüz Diş T heyeti azasından ve doçent Suat İsmail Gürkan diyor ki: tabiplerinin kazanç vaziyeti iyidir. Cemiyet, diş tabiplerinin kendi mevzuları dahilinde görmüyor. Çünkü, cemiyet diş tabiplerinin terakkisini ve iyi hatveler atmasını istiyen bir kurumdur. Tahdit işine gelince: Zalen, bu vaziyet kendiliğinden — olscaktır. Çünkü, dş tababeti mektebine rağbet azalmıştır. Mektepten bu sene ancak 17 Türk talebe mezun olmuştur Gittikçe mesleğe rağbetin azalması den olacaktır.» Alelümum, diş tabipleri arasında, tahdit işinin eğer yapılırsa, ne şekilde olacağı merak edilmektedir. Ekseriyet, tahdit keyfiy arızı bulunmaktadır. A fişler için — |Gi izli buz Yeni tarife | Yapıp satanlar Yapılacak 1 Ceza görecek Yerli matlardan az ucru Buz imali belediyeye ait alınacak | Son günlerde şehrin müuhtelif Belediye âftiş işlerini ldüze et - | L e aa z Zurmacı; miye başladığı 23 marttanberi e - | — y NLi A Yokantacı esnafının dindiği tecrübelere göre bir tali - | GöyLanlarında gizli buz sattıkları matname ve yeni bir tarife hazır- | görülmüştür. Afiş bürosu — bu tali - | — y LA Kalıplardan ayrı ve esas olacak | Küçük boyda olan bu buzların, es- Bu ay | hafın kendi dükkânlarında (soğut- ma makineleri) ile yaptıkları, icra edilen teftişlerden anlaşılmıştır. sbipleri Cemiyeti idare dolayısile, tahdit kendiliğin- layacaktır. matname ve tarifeye ilk projeyi yapmaktadır. başı Şehir M mülkiye ve ik- | tısad encümenleri toplanarak yeni dfişaj talimatnamesini hazırla buz imali yalnız Belediyeye ait bu- lunduğundan hususi müessese ve eşhasın buz yapıp satmaları mene- dilmiştir. Gizli buz yaparak satmıya te - şebbüs edenlerden ceza alınacak- tır. Yeni talimatname ile afiş veren- lere daha ziyade kolaylıklar gös - caklır. Bundan baş- acak tarife ile yerli mallar ilânlarından daha az para alınacaktır. Ezcümle bir İngiliz 130.50 iran- ga düşmüştür. Bu sukut dolayısile Türk borcu tahvilleri de 13,70 e kadar inmiştir. Bu yüzden İstanbul barsası dün çok heyecanlar ve hararetli bir gün geçirmiştir. YALDİZLOŞDA ŞAYA LAZ Fransız frangi düşüyor kabinesinde yeni bazı apılacağı şayiası ngı yeniden düş- Fransız değişiklikler zerine Pran: meğe başlar Zonguldak Halkevi müsameresi onguldak Halkevi Köycülük gününde, bir toplantı yapılmış ve mü mere verilmiştir. Bu müsamereye Zonguldak köyleri m ve daha bir çok kimseler davet edilmi Müsamere çok iyetli olmuştur. Zonguldak Halkevi kö; k kolu, ler başarmaktadır onun için bana gelmekte tereddüt etmedinse tokrar tekrar nffini di- lemek isterim. Beyinsiz bir adamın yaşamasına asla razı olma. Böyle bir adamın yaşaması cemiyet ne kadar zararsa yaşamaması o ka- dar faydadır. İnsanın insana kıy - ması kadar acı şey yok değil mi?.. Bunun için ceza kanunları konmuş, mahkemeler — kurulmuş, hukuk prensipleri ikame edilmiştir. Fakat buna rağmen cemiyetin zarar gör- düğü akıl malüllerini imha etmeyi medeniliğin bir icabı olarak yine insanlar kabul ediyorlar ve.. o bo- yunlara ellerini uzatıyorlar. Sen- siz bir Halil Necib'in de böyle bir malül olduğuna inanmalı ve.. onu tekrar hayatta sağ tulmak için te- şebbüslerini önlemelisin. Lütiye, vuzuh ihtiyacındayım. Beni âaydınlatabilecek, içinde bu - lunduğum sinir buhranını gidere- cek, yeni hayatımın istikametini çizecek olan bu vuzuk senin dilin- de ve kararında olan vuzuhtur. Bunüu benden esirgememeni is - tiyorum. Tereddüt, irsanları şaşır- li btar. (Devamı dolu buluyorum. Sinirlerim yumu- şuyor, yatışıyor, muhakemem dü- zeliyor, yaşama arzum — çoğalıyor, | hayata bakışım değişiyor, damar- | larımı boğan ürperti yerine bütün benliğime neş'e, saadet, çalâklik, zevk getiren bir hayatiyet geliyor. Lütfiye, bir an sen de bunun ha- kikat olduğunu tasavvur et ve. le bir Halil Necib'i gözlerinin | önüne getir. Senin, yalmız senin huzur ve gaadetin için çırpınan, aşkmı daha çok kazanmak kaygısı ile didinen, şen, mes'ut, irader ve aşkının kölesi bir Halil Necip. Bu senin kalb ve.. göz boşluğunu doldurmiya yetmez mi? Saâdet ne bir ölçü, ne de bir öl- çüye sığar mefhum olmadığına gö- re sanırım ki benim sana bütün bit göğüs dolusu vereceğim aşk seni mes'ut etmiye yetecektir. Lütfiye, bir kere ve.. son bir kere Gaha inan ki:; Sensiz olmak, sensiz yaşamak benim için mümkün de- Bildir. Eğoı kıııhn yalmız hır yatan ço- İstanbul dahilinde buz satışı ve | diyor kI : Kırlipll tifo mikrobu kımıındı Türkiye | Tifonun hergün 20 - 22 vak'aâ ü- l zerinde ıszar ettiğini görüyoruz. Mütehassısların söylediğine naza- ran hastalık ancak, ağustos an baş Il—Halk Filozofu | ten sonra inhitat devzine girmiş bulunacaktır, Aşı ve bugüne kadar mücadele ıcın alman tedbirler, ti. ta- mamen ortadan kaldırılmış ni duğu iddia olunamaz. bir hastalığı olması tehlikesini berta- memleket raf etmek şarttır. Bunun için bu- gün ittihaz edilen mu birlerin sistematik ve da mücadeleye hazırlık mahiy olması ve yine muvakkat kaydile faaliyette bulunan tifo bir İ ve doğru doğruya Sıhhat Vekâletinin emir misyonunun daimi mücadel heyeti haline kal an ve murakabesi altında devletleşi ilmesi lâzımdır. Görülüyor ki yalnız bir vilüvette yani meselâ İstanbulda * bu has « talıkla mücadele mektedir. Buna bir vilây is et bülçe mütehammil değildir. Halbuki ya- pılması da gereklidir. Her zaman söylediğimiz gibi tifo ile mücadele meselesini de takalara ayırarak kilde takip etmek Bu takdirde hastalığın tezahürleri sıtma gibi mın- şe- Tüzumu vardır. rogramlı bir mevzil önüne geçildiği gibi umumiyetle bütün | dahilinde de bir daha b te Buna lüzum vare maması imkânları in edilmiş Bir tek 1 bütün Türk cemiye- ifade eder. — Birimiz hepimiz için, he | olur. Türkün hay, tinin ha birimiz için.. Bu cemiyetin en kuvvetli ve en şuurlu ümdesidir. Kırtipil tifo mik: robu karşısında acz duüyacaklar -« dan değiliz. Hılk Fllozohı Halk romonları Yazılmağa Baçlınıyor Yeniden yazı! ları için Matbuat U k halk roman- uüm Müdürlü- Rüne gönderilen gün önce orada ndan tetkik edilmi, beğenilen plân len plânlar ara- SI nda ın.ıhnnırı.»nmız:. gili dan İske ı.ı*ı..uuı (Leylâ Meenun) u, Osman Cemal de (Ye- di âlimler) zacaklardır. n Birimizin derdi Hepimizin derdi Sütler nasıl Sağılır hiç Gördünüz mü? Bir okuyucumuz şu dikkate değer mektubu. yazıyör : lan mandrolara — hiç sıhhi muayenesi yapılış yapılmadığı malüm olmıyan bir yanaşma, en basit temizlik kat- delerine riayet etmedi *i bile yıkamadan, * sağar. Ve rüt güğümlerini, güya çalka- mak için kullendığı u da, aylar- danberi yosun tutmuş, dürgün, pis bir sudur. Sağdığı sütü işte bu güğüme koyar ve bu güğümler ratılmak üzere şehre indirilir. Mandralar ve süt çıkan ahırlar, Sıhhiye Müdürlüğü tarafındanr malüm ve muayyen olmak gerektir. Bi- naenaleyh, sütlerin tam sağıla- ceğı vakitler, birkaç mandra, ani olarak teftiş edilse, acaba neler görülür? Bir hbnmet edilip, bu iş yapılsa, her halde, şehrin u - mumi sıhhati ve halk lehine çvk l elleri-

Bu sayıdan diğer sayfalar: