23 Temmuz 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

23 Temmuz 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 P Bilâl parayı c KAHUHİ SÜLEYMAN Yazan : Nedim Refik —.. 7 cebine soktu! Meyhaneci gbrdllüü altını Bilâlin elinden almak için Parhalıyı feda etmekte N fenalık gbrınüyoıdıı Meyhaneci yaşlı bir adamdı. Türk- Şesi hiç iyi anlaşılmamakla bera - bBer Bilâl için onun süylediklerin - den mana çıkarmak zor olmuyor - du. Meyhaneci Bilâli bir kere süz- dükten sonra: — Belki gitti, dedi, çünkü kavga vardı. Bilâl bir altın çıkararak gösterdi: Bana o adam çok lâzım, dedi, Ççok... Bunun gibi bir kaç parası Var anun betide... Onu bulmak, ver- mek lâzim. Bilâl parayı tekrar cehine sak- tu. Fakat meyhanecinin gözü pa- rada kaldığının farkında idi. Mey- haneci her halde hizmetine karşı Parhalıdan bol böl mükâlat görü - yordu. Fakat şöyle görü önünde parlıyan bir altın meybaneciye ni- çin feda Edecekti? Bilâla: — Onü bulmak istersen biraz Masraf lâzım, diye söylendi, ne - Teye gitti bilir miyim? — Masraf mı lüzim? Aman, ne lâzım ise, Bilâl di. Meyhaneci gürdü elinden almak için Parhalıyı feda etmekte artık bir fenalık güremez olmuştu. Bilâl bir taraftitn du bıça- ğinı göstererek: — O adamı bularak, dedi, parası- Ti vereceğim. Amma beni aldatır- san, bu da buradadır!.. Meyhaneci yalmız parayı sever, Ve bıçaktan korkar bir adam oldu- Bunu gösteren bir sırılkanlıkla: — O adamı bulucağız, dedi, bula- cağız, Sonra başka bir adamı çağırarak Meyhaneyi ona bıraktı. Bilâla ken- disini takip etmesini işaret de çıktılar. Meyhanelerin, gemici « lerin öteberi aldıkları diğer dük - kânların bulunduğu yerden uzakla- $arak Galata sırtlarına doğru çık - Mıya başladılar. Meyhaneci Bilâlın elinden altını alarak avucunda İyice sıktıktan sonra uzakta giden bir papası gösterdi: — © adam eğer bu değilse, senin Paranmı geri vereceğim. Bizi görme- Meyhaneci hızlı adımlarla ora - Gdün uzaklaştı. Bilâl uzakta giden a dikkatle baktı: — Evet, diye söylendi, © habis... Çok iyi değişmiş, lâkin yürüyüşüne dikkat edilince o olduğu anlaşılı - yor. Parhalı artık ihtliyata lüzüm gör- Müyordu. Hızlı adımlarla yürüyor, Yokuşu çıkıyordu. Bilâl uzaktan onu| takip ederken sahte papasın ağaç- hik bir yere geldiğini ve orada kay- bolduğunu gördü. Bilâl kendi kendine: — Beni de detine bülmak için | Buralardan mi dolaşlırdılardı aca- ba? diye düşündü. Fakat burası de- | fino aranan yer değildi. Koşişin bu- Tunduğa yer uzaktı. Şimdi papas kıyafetindeki - Parhalının — girdiği Yer Venedikliye sit olan mahzen - lerden birinin yerle beraber olan u - facık demir kapısı idi ki, Bilâl bu- | hu uzaktan ve ağaçların arasın « dan fark edememişti. aa Yazan: Al Jenings — Tahliye edileli sekiz gün ya ol- Muştu, ya olmamıştı. Sekizinci gü Dü akşamı çalmak için ne arzusu, Be ihtiyacı, ne hevesi vardı. Artık Ütün bunları maziye karışmış sa- Yiyordu. Yalnız ön çok istediği şey ken - disinin rahat barakilması idi. Foley Sükünet içinde ölümünü beklemek iyordu. Sonra kendisini büyütmüş olan ihtiyar teyzesini görmek istiyordu., Ona karşı içinde derin bir hasret Vardı. Onunla-buluşacaklar ve be- eve döneceklerdi. Eve dön - Tezden evvel de teyzesini ııırlı - Pıııu kaybolduktan sonca Bilâl ilerledi. Ağaçların arasına girerek | her tarafı tetkik etti. Gözüne de- mir kapı ilişti. Bu kapı paslanmış, eskimiş olmakla beraber anahtar deliği, sık sık açılıp kapandığını gös- teriyordu. Çünkü burada anahtarın |işliyarek kilidin paslanmasına mani olduğunu Bilâl anlamıştı. Fakat bu- razını açmayı düşünmek bir hul - İyadan başka bir şey olumazdı. Kapı son derece muhkem İapanımış, Bilâ- Tin hem merakını uyandırıyor, hem “de imkânsızlik karşısında onun ca- nni sıkıyordu. Acaba papus tekrâr buradan mi tı7. Bilâl bunu daha yakın ne çıkacak yer aramayı dü- şünmese gerek, diye söylendi Vakit akşamdı Sonbahar akşamı Günlerin kısa olduğu, a | talığa çöbuk bastığı bir gür. Hava ayni zamanda sertti. Halicin üze - rihi tatlı bir hüzün kaplamiıştı. Böy- le akşamlar Bilâle çok dokunuyor- du. İçinde anlıyamadığı bir gurbet hissi vardı ki, bilhassa böyle ak - şamlarda onu sarsardı. #ünü, balmakta olan gün licin koyu sularından ayırarak — Acaba, diye söylendi. tali buna gülecek mi?. Şu kızcağızı bulubil - mek bana mi nazip olacak?. Lâkin Bilâl buradan çekilerek bir tarafa sinmek, gizlenerek kapıdan popasın çıkmasını beklemiye ka - | rar verdi. Fakat birdenbire kula - Ü ğina gelen acı bir feryat, onu bu ka- | tarından çevirdi, Bir kadın haykı- | rayordu: — Yetişin, beni kurtarın!, Bu acı feryat, biraz evvel mas hut papasın girmiş olduğu kapıdan geliyordu. Bilâl » tarafa doğru ko- şarak kapının önüne geldiği zaman biraz evvel kapalı biraktığı ve aç mak ümidini kaybettiği demür ka: pinin aralık olduğunu görünce yü- reği aynadı. Ne olursa olsun bura- ya girerek haykıran kadını bulmak | istiyordu, Bilâl kapıyı iterek içeri- | zaman önünde, karanlık- | | ve girdiğ | ta kaç ayak olduğunu tahmin ede « | mediği bir merdiven gördü. Düş - memek için dikkat ederek merdi - veni İnmiye başladı. Pakat arka - dan, kapının birdenbire kapanarak açılmamak üzere arkadan sürüldü- Bünü, zorlanan demirin — çıkardı; | sesten anladı. O zaman Bilâl için bu sergüzeştin sonu nereye vara- | cağını düşünmemek kabil değildi. Kulağına bu sefer daha derinden | bir kadın sesi geliyordu. Bu ses: — Beni babama götürün! haykırıyordu. |- Sösin geldiği tafofa gayri ihti yari koşan Bilâlı altık hiç bir dü - şünce, hiç bir korku burada dır- ( duramazdı. Sesin geldiği tarafa gidiyor, ta- kat karanlıkta yolunu göremiyor « ı du. diye (Devamı var) Çeviren * Muammer Alatur —— mak için bir kafe konsere göltür - l mek istiyordu. Sokağın köşesinde nerdeyse ge- leceğine şüphe etmediği teyze beklerken, bir adam peyda oldu. Delikanlının yarına gelerek kolu- nu tuttu: — Heceyy! Keçi Foley! dedi, söy- Je bakalım, kodesten çıkalı ne ka- dar oldu? Bu gelen adam iri boyunlu, ge - biş omuzlu, Çinçinati taharri me » Murlarından birisiydi. Foley, sükünetle cevap verdi: — Geleli bir hafta oldu, dedi, — Karakola uğradın mı? Kal Krim adındaki bu taharri şamın ör- | [Ök'ui/ Başbaşsada. Terkos halk Çeşmeleri Yapmak lâzım Okuyucularımızdan Feriha Akar Su imzasile gu mektutu aldık: «Gazetenizin üçüncü sayfasında (Torkos suyu satmak yasak) baş- Tiklı yazınızda her vakit muhterem Belediyemizin güzel kararlarımı 0- | kurken bu sefer de birtakım benim | gibi fakirlerin zararına olan kararı | hayretle akudum. Ben dört çocuk- lu bir dul kadınım. Benim kom - | şumda Terkoslu bir ev var, iki se- nedenberi tenekesi 20 paraya ve bazı vakitler de bedava su alıyo - rum. Su tesisatı yapmak imkânı | yok. Çünkü ayda 4 İlvaya oturan bir kiracıyım Ev sahibim ise fakir bir kimsedir. neden saldırdılar ? Karşılaşan iki kuvvetin bu de- faki boğuşması pek çetin olacak Japonlar iki hedef güdüyorlar: Avrupıdıl ponya Çine tekrar - Almanyayı serbest bırakmak ve Şimali zah Şarkta Çinlilerle Japonlar | U arasında başlıyan yeni muhım— benin sebep ve menşeleri bakkında | Fransızların eski Hindi Çini valisi Aleksandr Varen şunları yazıyoar: «— Evet, bu yenl muharebenin | gebep ve menşeleri nedir? Japon - lar ne maksat takip ediyorlar? Çin- | Hler Japon kuvvetlerine karşı n2 derece mukavemel güsterebilirler? Her iki müllet büyük bir muharebe | içinde karşılaştıkları zaman, bu mu- harebe başka milletleri hangi cep- | helerden korkutabilir? Betediyenin son kararı kıymeti 9000 kuruştan aşağı olan evlere tmeccanen su veriyor İse de eski de lan ev İs- u- olsa bu kıymetten & tanbulda çok seyrektir. 4 tenel ya 1 kuruş veya hiç vermediğim | halde şimdi hergün sakacıya yedi buçuk kuruş vermek imkâni yok- | tür. Acaba İstanbulun kaç yerinde Terkas halk ç ü vardır? Bu ahval yalnız benim değil, benim gi- Muttâ an binlerce va- | çok sıkınla bi binlerce ve BİR KONFERANS Şehremini Halkevinden: 23/1/1937 cuma günü saat 21 de entani hastalıklar mülehassısı Dr. Osman Şerafettin Çelik tarafından evimizde tifo ve sair — hastalıklar adlı bir bir konferans verilecektir Herkes gelebilir. ŞEHREMİNİ HALKEVİNDE AŞI YAPILIYOR Şehremini Halkevinden: Evimiz çevresinden her gün tifo için aşı yapılmaktadır. Ayrıca ma- halleler dolaşılarak ayrılan dok - torlar tarafından meeburi âşı tat- bik edilmektedir. Aşı yapılan yerler; Her gün 14 ten 16 ya kadar Güreba hastahane- si, 10 dan 12 ye kadar Belediye dok- torluğunda, dar Şehremini ve Tapkapı ecza » hanelerinde. — Tetanbul A Asliye 3 üncü Mahkemesinden: Beyoğlunda Faikpaşada 8 No, da | mukim Marika tarafından Büyüka- da Bahçıvan sokak 14 No, da mu- kim Andon veledi Kozma aleyhine mahkememizin 936/1419 No lu dosyasile açılan galplik davasında: Müddeialeyhin İkametgüâhi meçhul olması hasebile dava arzuheli ilâ-, Ben tebliğ edilmiş ve muhakeme gü- Hü olarak da 17/9/937 saat 13,30 ta- yin kılınmığ olduğundan muümai - leyh Andon veledi Kozma'nın mez- kür gün ve saatte mahkemeye gel- mesi veya bir vekili kanüni gön - dermesi ve aksi takdirde hakkında Biyap kararı ittihaz e sabahtön akşama ka- cü Mukuk 'a leceği teb - liğ makamına kalm olmak üzere ilân olunue ni sorarken, iri elile Foley'in kolunu sıktı edi ki: 4 Uğramadım! Artık ka- Takol, marakol benden paso! Ben Artık bitik bir adamım, görüyor - sün. — Sen mi bitik adamsın? Baksa- na, ben böyle hapları yutacak ada- ma benziyor muyum? Taharri memuru birdenbire Fo- ley'i ensesinden yakalamış ve ile- riye doğru sürüyordu. — Yürü eşşoğlu Foley'i karakola götürüyordu. Daha bir kaç gün evvel hapisha- neden çıkan sabik yankesici vazi - yetin vabametini anladı. Eğer kara- kolu giderse, hür ve müstakil bir adam olarak son nefesini veremi- yeceğini biliyordu. Muhakkak karakolda aleyhine eski bir suç bulunacak ve bu suçun ödetilmesine kalkılacaktı. Foley dedi ki: — Krim, Aflah aşkına beni rahat bırak, ben artık namusumla yaşa- mak istiyorum. Bana fenalık yap- Japonya, Mançüriden başka Şi- mali Çin kısmını işgali altın - | da bulundurmaktadır. Bu işgalini haklı göstermek için, eskiden &: şi halinde bulunan Çin Hükü ile yaptığı muahedeleri ileri sür - | mektedir. Japonya hemen kâmilen Çinliler- le meskün Mançuriyi ele gaçirdik - ten sonra, Şimali Çindeki bir kaç ı vilâyete daha yerleşmiştir. Hattâ muharebeler başlamazdan - evvel, Japon ordusu, Pekinin bir kaç ki lometre kadar yakınında bulunu - yordu. | Japonlar, eski muaheedlere go - re Tiyen Çinden Şantunga - giden | demiryolunu muhafaza etmek hak- kında olduklarını iddia - ediyor - dardı , Fakat Çinliler geçen haf - | yorlardı. Fakat Çinliler geçen ha ta bu Japoön kıt'alarının Pekin sur- larının altına kadar - geldiklerini gördüler, p Meğer Japonlar demiryolu hafazasile hiç alâkası olmiyan keri bir manevra yapıyorlarmış. İ te ilk ihtilâf buradan başlamıştır. | JAPONLARIN ASKERİ PLÂNI Tokyo Hükümeti ilk günlerde da- ima sulhperverane niyetler besle- diğini söylemişti. Fakat bütün * vahir bu sözlerin aksini göstermiye | kâtiydi. | Mançüri işgal edildikten sonra, | Çinliler Japonyanın maksadını dü- ha iyi anlamışlardı. Şimdi Çinin her vilâyetinde ve her sınıf hölk taba- kasında milliyetçilik hissi kökleş - miş bulunmaktadır. Bununla bera- ber Çinliler Japonyadan Mançuti- nin iadesini istemek sırasının he- nüz gelmediğine kani bulunüyor - lardı. Ancak Japonların daha ile - riye gitmemelerine razı idiler, Halbuki, şimdi Japonyada hükü- met askeri partinin emirlerini ta- kip etmektedir. Japon diplomasisi- ni sevk ve idare eden askeri parti- dir; Berlinde Almanya ile Japonya a- rasır.da aktedilen muahedeyi Jıpon Giplamattarı değik, Tüpon zablileri | imzalamışlardır. Onun içindir ki, Çinde sesi duyulan topun Berlin ta- rafından endaht edilmiş olup öl - Madığını sormak pek yerindedir. Japonya askeri partinin müdaha- Tesi yüzünden tamamile Alman »- | yununun içine girmiş bulunmakta- dır. Yeni müselles ittifak Japony ya şu Tolü vermiştir: - Avrupanın umumi bir harp tehlikesi geçirdiği d sıralarda Uzak Şarkta Rus or - tmak! miya kalkarsan, billâhi seni öldü- silkindi, ensesini kurtardı. Kal Krim dev gibi bir a- damdı. Öyle tehditlere papuç bıra- kacak cinsten değildi. Kauçuk kır- bacını belinden çıkardı: — Yürü mendebur! diye bağırdı. Şu kırbacı görüyorsun ya, keçi ka- fanı hemen yola getirir. İnadı bı - rak'ta, namusunla yürü! Foley bir kere âaha silkinerek, taharri mMemurunun — kolundan kurtuldu. Fılut © saniye şaklayan kıtbaç, yüzünün üzerinde kıpkır - mizi bıı iz bıraktı. Foley'in müthiş gözleri taharri memuruna dikildi. Çevik elleri cep- lerinde dolaştı. Bir saniye içinde eski bir tabanca taharri memuru- nun göğsüne dayanmasile ateş et- mesi bir oldu. Beş kurşun! Ve ta - harri memuru Keçinin ayakları ö- nüne yıkıldı. O akşam tabii kafe konsere gidi- lemedi, (Devamı var) ı | de karşılaşmayı kabul etmiş bulun- | | dair olan iddialarını evrakı müsbi- |ile bafa çıkamıyacağına şüphe yok- Çini elogodmok Bundan bir müddet evvel Man- çürideki Japon ordusu. bililtizamı Sovyet hudutlarından içeri girerek, tahrikâttta bulunmuştu. Fakat Mor- kova Hükümeti hileye kapılmadı ve temasa geçmedi. Bu cihetten indirilmek istenen darbe boşa gidince, bu sefer Japotı- lar Çine saldırdılar, Eğer Sovyet Rusya tehlikeyi gö- rerek, kendisini muhasamaya atar- Savy z8afa düştüklerini görerek, mem - | nun olacaktı. Eğer muhasamadan sakınırsa, Japonlar Şimali Çi sa, Berlin, etlerin - Avruparda de şgal ederek, mühtemel bir umumi harpte Rusyaya karşı sağlam ha - ( reket üsleri elde etmiş Glacaklardı. Almanyanın Avrupa'da takip et- tiği bütün bedefleri iyice bilen letlerin, lâzım gelen enerji ile Tgk- | yo Hükümetine karşı giriştiği ha reketle nerelere vasıl olmak islte - den gafil bulunmadıklarını süyliyeceklerdir. Bu sözlerile de U- zak Şarkta Japon emperyalizminin daha ziyade genişlemesine müsa - maha edemiyeceklerini anlatacak - lardır. e ÇİN ORDUSU Japonlar Cindi son derece çetin olacağını bildikleri bir mukavemet- | maktadırlar. Çin ordusunun Japon ordusu gi- bi her cihetten mücehhez bir. ordu tur. Pakat Çin ordusunun da bun- dan bir kaç sene evvelki Çin ordü- zu olmadığına da şüphe yoktur. Japonların uzun, müşkül ve pa- halı bir muharebeye girişmiş ol * duklarına şüphe yoktur. Dört yüz | milyonluk bir mülletin hârp saf - | darına hem de talim ve terhiye göz- , Mmüş, muharebe ilmini öğrenmiş iki Mmilyon insanı sevkedebileceği göz önüne getirilirse, Uzak Şurkta na: sıl bir badirenin başladığını anla- mak müşkül :lrğildir. Şeker hastalığı Üç yeminli ehli Vükuf tarafla - rından tamamına 3800 lira kıymet takdir olunan İstanbul Ayazma ka- pıda Hoca Hayrettin mahallesinde kâayden Kazancılar hâlen Ayazma caddesinde eski 573, 575, 577, S1, 53, yeni 159, 161, 163, 61 No, larla mu- rakkam sağ tarafı şekerci Hacı Sa- 1t hane ve dükkânı sağ tarafı Atı - fet dükkânı cephesi zma kapı caddesi, arkası Kazancılar cadde - sile mahdut 3 dükkânın tamamı ile bir salaş dükkânın yarısı kayden * Mmiktar ziran gayri muayyen olup mahallen 3800 metredir. 159, 161, 168 No. lu 3 tutuz dükkân olup 159, 161, 163, No. lu dükkânların zemini çimento olup üstünde merdivenle çıkılır ahşap birer odaları vardır. 61 No. lu dükkân Kazancılar cad- desinde olup sakafı kiracıya ait ol- duğu cihetle arzolunur. Mezkür gayri menkul tapudaki kaydında alduğu gibi açık arttırmaya kon - muş olduğundan 25/8/937 tarihine isadif çarşamba günü saaf 14 ten ya kadar dairede birinci ârttır - ması icra edilecektir. Arttırma be- deli kıymeti muhammenenin ©: 75 ini bulduğu takdirde müşterisi üze- rinde bırakılacaktır. Aksi takdirde en soön arttıranın tashhüdü baki kal- mak üzere arttırma 15 gün müddet- le temdit edilerek 9/9/937 tarihine müsadil perşembe günü saat 14 ten 16 ya kadar keza dairemizde yapı- lacak ikinci açık arttırmasında art- tırma bedeli kıymeti muhammene- nin *& 75 ni bulmadığı takdirde sa- tış 2280 No, lu kanun âhkâmına tev- fikan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya iştirak etmek istiyen - lerin kaymeti mühammenenin © 7,5 nisbetinde pey akçası veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Hak- ları tapu sicilli ile sabit olmıyan a- | lacaklılarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu hak- larını ve hususile faiz ve masarife telerile birlikte İlân tarihinden iti- | baren nihayet 20 gün zarfında bir - Tikte dajiremize bildirmeleri lüzım- dır, Aksi takdinde hakları tapu si - cillile sabit olmuyanlar satış bede- linin paylaşmasından hariç kalır « lar. Müterakim vergi, tenviriye, tanzifiye ve dellâliye teşminden mütevellit ve rüsumu ve vakıf icak Tesi bedeli müzayededen tenzil ö. lunur, 20 senelik vakıf icaresi tavizl müşteriye aittir. Daha fazla malü- mat almak isteyenter 1347/037 tari- | hinden itibaren herkesin görebü-| mesi için dairede açık bulunduru -' İgcak arttırma şartnamesile 4-631/ 3659 No. lü dosyaya müracsatla mez- kür dosyada mevcut vessiki göre - bilecekleri ilân olunur. (')4084) İNKIBAZI, HAZIMSIZLIĞI, MİDE EKŞİLİK ve YANMALARINI ciderir. Hiç bir zararlı ve müshsil maddesi yoktar, olanlar bile alabilirler, MİDE ve BARSAKLARI ALIŞTIRMAZ. İçilmesi lâtif, tesiri kolay ve mülâyimdir. Yerini hiçbir mümasii müstahzar tutamaz. MAZON isim HOROZ markasına dikkat. HASAN DEPOSU KARAKÖY ŞUBESİ dahi İstanbul Natıa Müd açlı. ürlüğünden: 5-8.937 Perşembe günü saat 14 de İstunbulda Naha Müdi günde (9€8) Ura keşif bedeli erkek şantı açık eksiltmeye konulmuştur. Öğretmen Okulu istisat duvan ine Mukavele, Eksiltme, Bayındırlık İşleri Genel, husust ve fennf şart- nameleri, proje keşif hulâsasile buna mütcfefri diğer evrak dairesinde görülecektir. Muvakkat teminat (75) liradır. İsteklilerin en az (500) lizalık bu işe benzer iş yaptığına dalr göste. receği vesika üzerine Nafıa Müdürlüğünden almış olduğu mütöahbit. lik ve Ticaret Odası vesikalarile gelmeleri, - (4267) BEDAVA TİFO AŞISI Beyoğlu Halkevinden: Evimizde her gün (pazar günleri hariç) saat 14,30 dan 17 ye kadar | Sosyal Yardım şubesi üyelerinden ve mütehassıs doktorlar tarafından tifo aşısı yapılacaktır. Arzu eden- lerin evimize müracaat eylemele - Tini rica eyleriz, Müsabaka kuporu; 9 MA » klübüu mdlüü bi ddi di 27 DA el e ti n

Bu sayıdan diğer sayfalar: